
İdeal Şirket Yolculuğu
Geleceğin şirketlerini yaratmak için tempolu bir yolculuğa hazır mısınız? Hande Demirel’in, televizyonda yaptığı KOBİ Destek programındaki söyleşilerden, tartışmalardan ve bunlar üzerine yaptığı araştırma ve çalışmalardan yola çıkarak yazdığı bu kitap başta KOBİ’ler olmak üzere her kesimden şirket sahipleri ve yöneticileri için bir rehber olmuş. Yalnızca şirket sahipleri veya yöneticilerinin değil herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Dr. Mahfi Eğilmez Ülkemizin üretim ve iş yapma kültürünü geleceğe taşıyan KOBİ’lerimizin, yeniliklere adapte olabilmesi için dönüşüme yönelik entelektüel ve finansal sermayeye erişimi, kurumsal yönetim anlayışını güçlendirecek bilgi ve veriye ulaşması kritik önem taşıyor. KOBİ’lerin potansiyellerine ve geleceğine yönelik önemli çalışmalar yapan Hande Demi...

Yiyin Efendiler
"Bir milletin parasını kontrol eden, o milleti de kontrol eder." – E. GarfIeld Ekonomi tıpkı din gibi... Ne kadar anlaşılmazsa o kadar makbul. Çünkü insanlar basit gerçekleri görürse, yapılan üçkâğıdı fark eder ve bütün oyun bozulur. Ekonomik sisteme yakıştırılan karmaşıklık maskesi, insanlığın katlanmak zorunda kaldığı en felç edici yapıyı gizlemek üzere tasarlanmış büyük bir tezgâhtır. Ve bu tezgâh o kadar iyi kurgulanır ki toplumdaki her birey kaderine razı olur. Youtube’da yüz binlerce takipçisi olan ekonomist Selçuk Geçer, kurumsallaşamayan devlet sisteminin, iktidara göre değişen ekonomi politikalarının bizleri sıradan bir ekonomik kriz yerine nasıl derin bir buhrana doğru sürüklediğini gözler önüne seriyor; ne oldu da bu noktaya geldik, başımıza gelen her şey dış güçlerin oyunu mu, ...

Her İnsan Bir Bestedir
DOĞANIN NEFESİ SESTİR... Etrafımızda her şey her an titreşiyor. Sesi duyup duymamaktan bağımsız olarak süreklilik gösteren bir SES var hayatımızda. Bu SES daimidir ve evreni de oluşturandır. Doğanın nefesi sestir. İçimizdeki atomlar da sesle titreşir. Ses, yapıcı da olabilir yıkıcı da... • Eşyaların sesi var mıdır? • Dost eşyalar ve düşman eşyalar olabilir mi? • Büyük kaya parçaları ses vasıtasıyla havaya kaldırılabilir mi? • İbn-i Sina sese neden önem veriyordu? • Kelimelerin gücü nedir? • Suyun hafızası nasıl çalışır? Tüm bu konular birbiriyle organik bir bağ oluşturur. Kitabı okuduktan sonra etrafınızdaki seslere daha fazla dikkat ediyor olacaksınız. Size olumlu veya olumsuz etki eden sesleri ayırt ederek seçiminizi huzurlu ve dingin olma yönünde yapabileceksiniz. Sağlıklı

Çıldırmadan Önce Son Çıkış - Söylemediklerimiz İtiraf Edemediklerimiz ve Arka Bahçelerimiz
Belki de sadece beynimizi kandırarak kolaya kaçıyor, zahiri kabullenebileceğimiz kadar görmeyi tercih ediyoruz. Söyleyemediklerimizden, itiraf edemediklerimizden başka hayatlar, başka insanlar çıkar şüphesiz. Ama unuttuğumuz şu ki o başkaları da biziz... Arka bahçelerimizde, sessizliğimizde, çekincelerimizde yaşatıyor olabilir miyiz karanlık yüzümüzü? Karanlıkta kalan tarafımız, bizi görünen yüzümüzden daha az biz yapmıyor. Bilakis pek çok zaman söyleyemediklerimizde gizli esas karakterimiz. Onlara iyi bakın, arka bahçelerinize... Çünkü ihtiyacınız olacak... Arka bahçeler dolusu yaşanmışlıklar, itiraf edilemeyenler, vazgeçilenler ve nicesi, sizi tam da olduğunuz insan haline getirenler... Yaptıklarınız kadar yapamadıklarınız da, söyledikleriniz kadar saklamaya çalıştıklarınız da şekillendi...

Hayallerin Ötesinde Yaşamak
"Dünya Devlerini Yöneten 50 Türk Yönetici" arasında anılan ve üst düzey yöneticiliğinin yanında hayatı da dolu dolu yaşadığına inanan Ebru Dorman, hem gençler hem de karar noktasında olan herkes için samimi bir sohbet havasında kaleme aldığı bu kitabı ile bir yandan kılavuz niteliğinde pratik bilgiler veriyor, bir yandan da olası zorluklara yönelik harika çözümler sunuyor. Mahalle ilkokulundan Harvard’a uzanan ilham dolu eğitim yolculuğunu; 17 yılı yurtdışında geçen ve başarılarla dolu 25 yılı aşkın kariyerini; başarılı, mutlu, sağlıklı bir yaşam için tavsiyelerini; girişimcilik ve fırsat eşitliği konularındaki tecrübelerini paylaşıyor. Ebru Dorman, başarının ne olduğunu ve bu kitabı yazma amacını şu sözleri ile özetliyor: "Benim için başarı mutlu olmak, hayata coşku ile bağlı olmak, kendi...

Fatima
"Sularının dibinde Afganlı cesedi bulunmayan bir deniz var mıdır?" * Akdeniz’in ortasında batmak üzere olan bir botta ölüm kalım savaşı veren mültecilerin hayatını kurtaran aktivist kaptan Carola Rackete’nin gösterdiği kahramanlık mücadelesinden esinlenerek kaleme alınan Fatima sadece bir dönemin politik hakikatlerine tanıklık eden bir roman değil, aynı zamanda Afgan mültecilerin özgürce ve insanca yaşamak uğruna çıktıkları tehlikeli yolculukların görünmeyen insanüstü direnişini de cesurca gözler önüne seren bir yapıt... Fatima ve Reza’nın Afganistan’daki onursuz yaşamlarından kaçmak için katlandıkları akıl almaz zorlukları ve tam da kurtulduklarını sandıklarında karşılarına dikilen bambaşka aşılmaz sorunları tüm çıplaklığıyla okurken, gerçek kurtuluşun aslında ne kadar ulaşılmaz olduğunu ...

Satılık Müttefik
1962 yılında ABD, Sovyetler Birliği ve Küba arasında bir füze krizi yaşandı. Üçüncü Dünya Savaşı kapıdaydı adeta. Üstelik bu büyük tehlikenin tam ortasında yer alan bir ülke daha vardı: Türkiye... Füze krizi aslında Türkiye ve Küba’da bulunan nükleer füzeler yüzünden patlak vermişti. Türkiye hakkında konuşan pek yoktu. Ne var ki kapalı kapılar ardında konu edilen gizli bir pazarlık söz konusuydu. 1962’den beri Küba kriziyle ilgili pek çok kitap yazıldı, sayısız panel ve tartışmalar düzenlendi. Başaktörler ABD Başkanı John F. Kennedy ve Sovyetler Birliği lideri Nikita Hruşçev’in sergilediği "hünerler" gözler önüne serildi hep. Ancak krizin diğer iki önemli oyuncusu Türkiye ve Küba, göz ardı edildi. Amerika’nın "dost müttefik" ilan ettiği Türkiye, nasıl oldu da "satılık müttefik" oluverdi? G...

Ben, Ben Nü
Sözüm ona ben toplumun eğitimli, özgür, hatta marjinal bir yüzünü temsil ediyorum. Peki ya gördüğüm şiddete susmamı neyle açıklayacağız? "Sevgi", "cinsellik" ve "şiddet" zihnimde hep kol kola gezmiş. Bir araya gelmemesi gereken bu üç kavramın kurbanı olduğumu anladığımda, zaten çoktan etlerim çürümüş, kalbim kırıklarla dolmuş ve zihnim bulanmıştı. Çocukluğumdan beri böyle öğrenmiş, bunun üzerine inşa etmişim kendi gerçeğimi. Yanlış yapmışım. En büyük yanlışım ise şiddeti kabullenmek olmuş. Bana kızacaksınız! "Sahiden yaşamış mı bu kadın bunları, yok artık daha neler?" diyeceksiniz. "Aptal!" diyenleriniz bile çıkacak biliyorum çünkü bunları vaktiyle kendime söylemiş olan benim. Ama bir farkla. Zor öğrensem de öğrenebildiğim için mutluyum. Acı çeksem de acılarımı dindirebildiğim ve güçlü bir...

Yalnızlığın Başkenti
"Aşk meşru bir şey olamaz. O da şiir gibi meşrulaşınca ölür." "Şiirin Efendisi" Cemal Süreya’nın tren vagonundaki sürgünlüğüyle başlayıp Darphane müdürlüğüne uzanan çalkantılı hayat hikâyesinin bilinmeyen yönlerini bir solukta okuyacaksınız. Üvey anne zulmünden kaçarak yeni bir yaşam kuran Süreya’yı, "Üstü kalsın" diyecek kadar yaşamaktan vazgeçiren neydi? Çok sevdiği oğlu mu? Aşkları, ayrılıkları ve yalnızlığıyla sıra dışı bir şairin fırtınalı denizinde yüzmeye hazır mısınız?

Escobar El Patron
"Tüm imparatorluklar kan ve ateşle kurulur." – Pablo Escobar Gücünün doruğundaki Escobar, ABD’ye iade edilmekten kurtulmak için Kolombiya hükümetine teslim olur. Tam teşekküllü hapishanesi La Catedral’e yerleşip dünyanın gelmiş geçmiş en büyük uyuşturucu baronu olarak bu hapishaneyi bir üs gibi kullanır. Ancak Kolombiya ve ABD anlaşıp, onun sonunu getirmekte kararlıdır.

Yıldız’da Yalnız Bir Sultan II. - ABDÜLHAMİD HAN
Üstünden onlarca yıl geçmesine rağmen II. Abdülhamid’in önemi her geçen gün artmaktadır. O döneme dair değerli olduğu kadar tartışmalı konuların açıklığa kavuşması bir hayli kıymetli. Bilhassa da birçok kişinin doğru bildiği yanlışlar! "Tahttan indirilmeseydi Birinci Dünya Savaşı çıkmazdı" denen Abdülhamid’i iyi öğrenmek ve anlatmak hepimizin boynunun borcu. • Abdülhamid Rusya’ya ve Fransa’ya yönelik nasıl tutum sergiledi? • İstihbaratı için İngiltere’de bir futbol takımı kurdu mu? • Abdülhamid alkol kullandı mı? • Osmanlı’da ilk rakı fabrikasını Abdülhamid mi yaptırdı? • Siyonizm’in kurucusu Theodor Herzl ile nasıl tanıştı? Gazeteci Uğur Korkmaz, merak edilen birçok tartışmalı sorunun cevabını Yıldız’da Yalnız Bir Sultan II. Abdülhamid Han kitabında tüm detaylarıyla inceledi. "Yıldız’da Y...

Gerçekten Nasılsın?
"Gerçek iletişim, bir canın başka bir cana ulaşmasıdır." – Doğan Cüceloğlu Yol senin, yolcu sensin; çeşme başında kendisiyle karşılaşması, uzun uzun dertleşmesi gereken kişi sensin. İçsel iletişimin yokken kimseye iyi gelemezsin. Gönlünle bağ kurmamışken kimsenin gönlüne bağ ekemezsin. Bahçeni güzelleştirmeden bahçıvanlığından söz edemezsin. Hayat bu, eşlik etmeden sırrına eremezsin. İnsan insana iyi gelir. Bu insanın süper güçlerinden biridir. Ama kendine gelmeden bir başkasına iyi gelemezsin. "Ya evde yoksan?" demeden önce "Ya evde yoksam!" demek gerekir. Sonuçta hakikatine ermediğin yolu kimseye tarif edemezsin. Gönlün ve zihnin bağışlayıcılığı ve dilin taşıyıcılığında hüküm bellidir: "Kendinden geçmeyen sorular da biraz eksiktir." "Gerçekten nasılsın?" kendine gelmenin arifesinde, kişi...

Deizm
"İnsanın sahip olması gereken tek din, iyi bir insan olmaktır." – VoltaIre Musa, tarihi bir figür değildi... Baskılara, itilmiş kakılmışlığa karşı, gerçek olmayana dayanan sembolik bir direnç simgesiydi. MÖ 1250’lerde yaşandığı ileri sürülen "Göç", gerçekler dünyasında değil, bu tarihten yaklaşık 1000 yıl kadar sonra, hayaller âleminde yaşanmıştı. İsrail kavmi, Mısır’ı değil, kozmopolit çoktanrılı antik tanrılar dünyasını terk etmiş, bunların yerine de kendi halkı için Yehova’yı yerleştirmişti. Nasıra diye bir yerleşim yeri bile mevcut değildi. Tarihçi Josephus, Celile’de tamı tamına 63 yerleşim yeri sayıyordu. Nasıra hariç!... İncil, misyoner motivasyonlu ellerden çıkmaydı. Tiberias, tek satır bile işitmemişti bu balıkçıdan. Yahudi teolog Philon da haberdar değildi böyle bir kişiden. Jose...

İnsan Tenhaları
Artık iyice eminim; insanı açlık veya çaresizlik değil, anlamsızlık yıkıyor. Zihinsel esneklik, çevik bir akıl sonucu teşkil olan bir birey, farklı ve çatışan fikirleri hoş gören bireysel basiretin ve erdemin temel koşuludur. Bunun sonucunda da bizi arındıran şey sınamadır ve sınavı bize ters gelen verir. Yani ne yapıyoruz? Arka bahçemizi temiz tutuyoruz! – Uğur Batı Edebiyata gönül vermiş genç kalemler insan ruhunun en tenha yerlerine gitti. Çünkü derinliklerin gösterecekleri ve uyandıracakları vardı. Sahici hikâyeler başka türlü nasıl yazılabilirdi? Bu çabanın kıymetini bilmek gerek. – Mario Levi Tersi zannedilmekle birlikte, nefes alan ve aldıran tenhalardır. Kalabalıklar sanılanın aksine, dibine kadar ıssızdır. Beyinler ve ruhlar kalabalıklarda değil ıssızlarda büyür. Cümbür cemaat düş...

Cepte Olmadan Aşk
Aşk ilişkileri dendiği zaman çok bilinmeyenli denklemler çıkıyor karşımıza, birçok doğru birbirine karışıyor. Gün geçtikçe karmaşık hale gelen ikili ilişkilerde doğru yolu bulmak için hepimiz bir rehbere ihtiyaç duyuyoruz. Bu kitapta bir ilişkinin başlamadan önceki dönemleri, ilişki içinde yaşanacak evreler ve ilişki sonrasında yaşanacaklar ile ilgili üç ana bölüm bulacaksınız. Bu bölümlerde sosyal medya etkilerinin, ilişkilerin ve ayrılık acısının yönetimine yapılan vurguları görüp bakış açınızı değiştirebileceksiniz. Her ilişkinin kendine ait dinamiklerinin olacağını unutmadan, kişinin kendine olan saygısını ve özgüvenini ön planda tutarak oluşturulmaya çalışılmış birçok madde ile daha tecrübeli, daha yönetimi kuvvetli ve daha az hata yapan bireyler olma yolunda adımlar sunulacak sizlere...

Tanrım Beni Başkan Yarat
"Hepimizin gündelik hayatta eleştirdiği, değişmesini istediği pek çok şey var. Ancak bunları istemek kendi başına değişimi getirmez, sorumluluk almak ve çözümün parçası olmak gerekir. Benim siyasete girme motivasyonum işte bu noktada başladı." Siyasete giriş niteliğindeki bu kitapta Yavuz Saltık, tecrübeleriyle sınanmış bilgilerini oldukça yalın ve uygulanabilir biçimde okura sunuyor. Daha iyisini yapma motivasyonuyla siyasete atıldığını dile getiren Saltık, başlangıç yapmak isteyenler için hem rehberlik yapıyor hem de bu süreçte karşılaşılabilecek durumlar için pratik çözümler sunuyor. "Tabii ki siyasetle ilgilenen herkes başlangıçta bu nitelikte donanımlara sahip olamayabilir; ancak hedefin sürekli olarak yüksek tutulması önemli. Hem kendini hem de yaşadığı toplumu olduğu noktadan bir ad...

O Sırada 2
Keşke bir buldozerim olsaydı. Buldozerim olsaydı sabahları işime buldozerimle giderdim. Yol üstünde oturan iş arkadaşlarımı da buldozerin kepçesine toplardım. Onlar kepçede kahvaltılarını ederken, ben onlara buldozerin teybinden müzik açardım, güne güzel başlardık, ekip ruhumuz pekişirdi, birlik duygumuz kuvvetlenirdi. İşe varınca da işyerini yıkardım buldozerimle. Un ufak ederdim duvarlarını, kirişlerini yamulturdum, pencerelerinin üzerinde demirden paletlerimle dolaşıp camlarını tuzla buz ederdim.

Bensiz Ayna
Sıra dışı bir büyülü gerçeklik romanı "Artemis ürkek hareketlerle geriye döndü. Kahroldu. Korktuğu başına gelmişti. Dev ayna evdeki eşyaları, balkon kapısını, pervazda duran beyaz orkideyi, siyah kadife perdeleri, özel tasarım yer lambasını gösterdiği gibi Aynacı’yı da göstermişti. Tek eksik yine kendisiydi." Bir gün evinin baş köşesinde duran aynada kendini göremezsen ne yaparsın?

Belirsizlikle Barışmak Kaygı ve Endişeyi Yönetmek
Elinizdeki kitap yalnızca küresel bir salgına bağlı ortaya çıkan duygusal ve davranışsal tepkileri daha iyi yönetebilmek için yazılmadı. Temel amaç koronavirüs salgını üzerinden insan yaşamının kaçınılmazları olan kaygı ve endişeyi nasıl daha iyi yöneteceğimiz ve belirsizlikle nasıl daha barışık yaşayabileceğimiz konusunda bilgi aktarmak oldu. Farkındalık, günümüz insanının yaşamında karşılanmamış bir ihtiyaç ve koronavirüs bu farkındalığı sağlamak bağlamında önemli bir fırsat olarak düşünülebilir. Şöyle ki: Bir virüs gelir, bol planlı ve yetiştiremeyeceğimizden endişe ettiğimiz işlerle dolu yaşamlarımızda, bize zamanla yarışmanın anlamsızlığını öğreterek yaşamı yavaşlatır, hatta durdurur. Daha da önemlisi hep güneşli olmasını beklediğimiz yaşamlarımızda yağmura yakalanıp ıslanmanın kaçını...

O Sırada
...Biralar gelince Hasan’a diyorum ki: Hasan, BİRAYI BOĞAZINDAN, KADINI İSE BELİNDEN TUT; ASLA TERSİNİ YAPMA. "Vay" diyor, gülüyor, bir süre düşünüyor, sonra yeniden "vay" diyor. Biraz daha düşündükten sonra "çünkü birayı belinden tutarsan bira ısınır" diyor. Evet Hasan...

Büyük Sorular Mütevazı Cevaplar
Gazeteci-yazar Işıl Öz, bilim dünyasının kapısı çalıyor; bilim ve teknoloji adına merak edilen, aklımızda gezinen ve çoğu zaman cevabını almaktan korktuğumuz pek çok soruya yanıt arıyor: Krizler ve travmalar hayatın kaçınılmaz bir parçası mı? Çiftleşme sonucu oluşan yeni robot nesilleri mi yaratılıyor? Genetik olarak ‘ırk’ kavramının bir tutarlılığı var mı? DNA’mızı değiştirebilir miyiz? Zırva bir fikrin başarılı olması için ne gerekir? Esrar bağımlılık yapar mı? Tıbbın alternatifi var mı? Dünyayı hayvanların gözüyle görebilmek mümkün mü? Bir hapla kalp iyileşebilir mi? Mutluluk öğrenilebilen bir şey mi? Alanında uzman isimlerin kapısını çalan Işıl Öz, Büyük Sorular, Mütevazı Cevaplar’da bilimsel ve teknolojik gelişmelerin akademik ve gündelik yaşama etkisi ve merak edilen daha pek çok sor...

Patron
"Pembe bir zarf yanlış bir kişinin eline geçip maksimum kaç kişinin hayatını zincirleme olarak bir Kusturica filmi kadar saçma, eğlenceli ve adrenalin dolu hale getirebilir?" sorusunun kahkaha dolu cevabı. Bu kitapta hayatınızı zehreden patronların en sefil hallerini bulacak, hakkıyla gülecek, serotonin fazlasını kötü günleriniz için yastık altında saklayacaksınız. Tam bir yanlışlıklar komedisi... Hayatımızdaki tüm patronlara adanmıştır.

Sergüzeşt-i Kalyopi
İlk Türkçe macera romanı, ilk kez Latin harfli Türkçede! Bu kitapçık daha önce duyulmamış olaylar ve aklı hayrete düşüren manzaralar ile dolu olup sıralı on bir fasikülden oluşmakta ve ertelenmeksizin her hafta birer fasikülü basılıp yayımlanmaktadır. -T. Abdi, 1873 1873 Sergüzeşt-i Kalyopi (Kalyopi’nin Macerası) ilk yerli roman olarak kabul edilen Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat’tan iki yıl önce, ilk macera romanı olarak kabul edilen Hasan Mellah’tan ise bir yıl önce basılmış bir macera romanı olma özelliği taşıyor. Bir Rum kızı olan Kalyopi’nin 1400’ler İstanbul’unda başlayan ve ülkelere, denizlere, adalara yayılan macerası sadeleştirilmiş ve orijinal metnin tenkitli basımıyla bir arada bu kitapta.