Biyografi Serisi’nde düşünceleriyle, fikirleriyle, mücadeleleriyle, zekalarıyla, eylemleriyle, bazen eylemsizlikleriyle, cesaretleriyle, çok zaman çaresizlikler içinde çareler yaratabilme becerileriyle okurda vizyon oluşturabilecek, yeni bir düşünüş biçimine kaynaklık edebilecek, tutku, motivasyon ve ilham yaratabilecek isimlerden oluşan bir liste hazırladık.

Destek Yayınları Yayın Koordinatörü, editör, yazar Özlem Esmergül, Destek Yayınları’nın ilgi çeken Biyografi Serisi ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

  • Destek Yayınları olarak hazırladığınız biyografi serisinden kısaca söz eder misiniz?

Yapıtlarıyla, üretimleriyle, ortaya koydukları değerlerle olduğu kadar yaşamlarıyla da ilham ve fikir verenler serisidir bu aslında.  Biyografik okumalar yapmak bir dönem kendi alanında kıymetli eylemlerde ve üretimlerde bulunmuş kişilerin yaşamı üzerinden aynı zamanda bir tarih okuması da yapmaktır. Bir dönemin kültürüne, sosyolojik yapısına, ekonomik dinamiklerine, toplumsal değerlerine, politikasına, atmosferine de bakmaktır.

İyi bir okuyucu biyografik okuma yapmanın, özgeçmiş okumak olmadığını zaten iyi bilir.  Biyografiyi özgeçmişle karıştıranlar zaten bu tür yapıtların yüzüne bile bakmazlar. Biz biyografi serisini hazırlarken dünyaca ünlü isimlerin peşinde koşmadık. Düşünceleriyle, fikirleriyle, mücadeleleriyle, zekalarıyla, eylemleriyle, bazen eylemsizlikleriyle, cesaretleriyle, çok zaman çaresizlikler içinde çareler yaratabilme becerileriyle okurda vizyon oluşturabilecek, yeni bir düşünüş biçimine kaynaklık edebilecek, tutku, motivasyon ve ilham yaratabilecek isimlerden oluşan bir liste hazırladık.

Bu serinin kitaplarını çok kıymetli yazarlar kaleme aldı. Yayıncılık sektöründe uzun yıllar editörlük yapan emektar isimler bu iş için kolları sıvadı. Aylar süren okumalar ve araştırmalar yaptılar. Çünkü öz geçmiş yazmadıklarının farkındaydılar…  Bir düşüncenin ve felsefenin peşinde olduklarını biliyorlardı. Yazdıkları kitapların,  okurda bir eylem ya da harekete geçme motivasyonu yaratmadığında başarısız sayılacağının da bilincindeydiler.

Biyografik eserler, eyleme geçme motivasyonu ve ilham vermeleri açısından değerlidirler. Eylemden ne mi kast ediyorum? Mesela Edgar Allan Poe ya da Bertolt Brecht biyografisini okuduktan sonra okuma alışkanlığınızı değiştirmeye karar vermeniz bile devrimsel bir eylem sayılabilir.

Özlem Esmergül
  • Fikir nasıl çıktı ortaya?

Gazeteciliğimden kalma bir refleksle okuduğum her şeyin geçmişini, görünmeyen dinamiklerini, oluşum sürecini araştırmaya meyilliyimdir. Büyük öykücü Sait Faik Abasıyanık’ın “Yalnız Hatta Yapayalnız” romanını yazmak istemem de yaptığım araştırmaların sonunda karşıma yazdığı öyküler kadar büyük ve sahici bir yaşam öyküsünün ortaya çıkmasıyla ilgili… Sait Faik’i öğrendikçe okuduğum öykülerinin benim fikir ve düşünce dünyamdaki anlamları değişti. Hayallerim, ideallerim, amaçlarım üzerinde büyük etkileri oldu.

Eserleriyle çığır açan isimler, kendi fikir ve mücadeleleriyle birer ustaya ve öğretmene dönüşüyor okurun hayatında. Biyografi seçimi yaparken bir yerde usta-çırak ilişkisi de başlatıyorsunuz farkında bile olmadan. İlişkiyi devam ettirip ettirmemek tamamen kendi kararınız.   

Zengin ve güçlü bir okuma deneyimi

  • Bu seride kimlerin biyografisinin yer alacağına nasıl karar veriyorsunuz?

Tanıyıp bildiğimizi sandığımız aslında tam olarak neyin öncüsü ya da savaşçısı olduğunu çok da bilmediğimiz isimlerin peşinde olduk biyografi serisini yaparken. Dışarıdan baktığınızda hepsinin ismini mutlaka duymuşsunuzdur, belki birkaç kitabını okumuşsunuzdur, belki bir tarih kitabında karşınıza çıkmıştır, belki bir iki şarkısını dinlemişsinizdir… Ama bütün bunlar sadece sonuç… O isimlerin yaratım ve mücadele süreci, bütün bu şahane sonuca fazlasıyla dahildir. Sonucu mükemmelleştiren aslında yaratım süreci boyunca olanlardır ya da olmayanlardır. İşte biyografi böylesine zengin ve güçlü bir okuma deneyimine davet eder sizi…

  • Ortak özellikleri neler bu seride yaşam öykülerini okuduğumuz kişilerin?

Hiçbiri başarmak için dua etmiyor… Hatta başarıp başarmamak umurlarında bile değil… Onlar parmak izi kadar özgünler ve sadece yapmak istedikleri şeyi yapıyorlar. Çünkü varoluş amaçlarından son derece eminler. Sonunda alkışlanıp alkışlanmamayı hesaplamıyorlar bile… Hatta tam tersi; çoğu tabiri caizse kelle koltukta yaşıyor.