Güdümlü okuma
Destek Yayınları Yayın Koordinatörü, editör, yazar Özlem Esmergül sizler için seçti.
Destek Yayınları Yayın Koordinatörü, editör, yazar Özlem Esmergül sizler için seçti.
“Neden okunmalı?” Okur açısından kıymetli bir soru… Bir diğer önemli soru da; “Hangi konuyu kimden okumalı?”
Reşat Nuri Güntekin’in ‘Çalıkuşu’ romanını bilirsiniz zaten… Kimileri okul yıllarında mecburen okumuştur ve pek sevmemiştir. Muhtemelen dizisi çok daha romantik geliyordur onlara… Kimi iyi okuyucu ise Türk edebiyatının en güzel örnek eserlerinden biri olarak alıp başucuna yerleştirmiştir.
Çalıkuşu romanında Reşat Nuri Güntekin, yıkılan Osmanlı İmparatorluğu’ndan sonra yerine yeni filizlenen Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin idealist öğretmenlerinden biri olarak karşımıza çıkan Feride’nin hikâyesini anlatır. Dönemin eğitim sistemini, aile yapısını, toplumun aşka bakışını birçok tarih, sosyoloji ve psikoloji kitabından çok ama çok daha iyi kavrar ve okura aktarır. Eşsizliği de en çok buradan gelir.
Yine aynı sebeplerden dolayı Erhan Bener’in “Yalnızlar” romanı da okunmalıdır mutlaka. 1950’li yılların Türkiye’sinde İstanbul’dan Anadolu’ya zorunlu hizmet için giden aydınların dramını ve iç çelişkilerini yine pek çok tarih, sosyoloji ve psikoloji kitabından çok daha iyi kavramış ve okura aktarmış bir eserdir. Bir dönemin tüm izlerini görürüz bu romanda…
İyi edebiyat okumak isteyenler için hazırladığım önerilerdi bunlar… İlgilenenleri fazlasıyla tatmin edeceğinden eminim. Ancak şimdi gelelim günümüze. Bugün olanları anlamak ve yorumlamak için ne okumalı?
Çağımızı “şişirilmiş ben” kavramı üzerinden tanımlarsak, ortaya narsisistik bireyler çıkıyor ister istemez. Çağımızın en önemli arazlarından biridir narsisistik bireyler…
Kendini, kendiyle tarif etmeye çalışan birey günün sonunda “sürekli kaybeden insan” tipini var ediyor. Halbuki insan kendini ancak bir başkasıyla tarif edebilir.
İşte “Ben Özelim” kitabında bu meseleyi irdeliyor olacaksınız. Bu açıdan bakıldığında önemli kitaplarınız arasında yer alacağını düşünüyorum.
Ancak unutmayın ki bütün okumaların temeli tarihtir ve tarih bilmeden hiçbir konuyu bağlamından koparmadan anlayamayız.
Önerdiğim son kitap bu yüzden tarih konusuna ilgi duyduğu alandan (edebiyat) başlangıç yapmak isteyenler içindir.
Roman, büyük kentlerden küçük bir kasabaya yerleşen ve yerleştiği yere uyum sağlayamayan, kendi daracık dostluk çevreleri içinde giderek yalnızlaşan bir avuç “okumuş” insanın hikayesini anlatıyor. Yalnızlar, Türk romanında çok sık rastlanmayan gerçekçi ve güçlü psikolojik saptamalarıyla öne çıkan, değer kazanan ve muhakkak okunması gereken bir kitap. Ayrıca kurgusu üzerinde de iyi çalışılmış bir eser. Bireyi anlatma gayesiyle kurgulanmış olan Yalnızlar, kahramanlarının psikolojik gerçekçiliği sayesinde yaşayan, kanlı canlı bir organizmaya dönüşmeyi başaran ender eserlerden biri.
Kanadalı yazar ve eleştirmen Hal Niedzvieck’in “Dikizleme Günlüğü” kitabından sonra Türkçedeki ikinci kitabı “Ben Özelim” bireycilik ve konformizm üzerine yazılmış iyi bir gözlem ve araştırma kitabı. Hal Niedzvieck’in aşırı bireyciliğin, “yapabilirsin” motivasyonuyla şuursuzca şişirilmiş benliklerin ve küresel popülizmin yol açacağı büyük psikolojik boşluklara dikkat çekiyor olması çok değerli. Yazar her ne kadar yaptığı önemli tespitler üzerine bir çözüm önerisi sunmuyor olsa da, işaret ettiği alanları yeniden sorgulamak açısından mutlaka okunması gereken bir kitap…
Martin Puchner bir edebiyat profesörü… Yazılı kaynaklar üzerinde yaptığı tarihsel incelmelerinin yer aldığı “Kelimelerle Dünya Tarihi” yazılı kaynakların günümüzü nasıl şekillendirerek bir tarihsel izlek üzerinden geçtiğini anlatan çok önemli bir kitap…
Dünyanın akışını, dinlerin ortaya çıkışını, siyaset, sanat ve felsefi akımların doğuşunu etkileyen yazılı kaynaklardan söz ediyor Puchner. Hatta yolu İstanbul’a düşüyor bir yerde ve Orhan Pamuk’la kesişiyor. Kelimelerle dünya tarihinin üzerinden geçmek bambaşka bir vizyon ve düşünce penceresi açacağından dolayı mutlaka okunması gereken bir kitap bu…