Şafak Altun
Şafak Altun ömrünün ilk tokadını Tokat’ın Niksar ilçesinde yediğinde tarihler 1967’yi gösteriyordu. Şafak vakti doğduğu için ona babası “Şafak” adını verince, onun bu hayattaki misyonu da belirlenmiş oldu. O bir öğretmen gibi fırından yeni çıkmış taze fikirleriyle etrafını aydınlatacaktı. 1989’da İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitiren Altun, bilimi ve araştırmayı çok sevdi. Üniversite yıllarında arkadaşlarıyla “Ne olacak bu memleketin hali?” içerikli konuşmaları, tiyatroyu, şiir okumayı ve şarkı söylemeyi çok sevdi. Şakacı kişiliği nedeniyle kısa sürede fakültenin en popüler kişiliklerinden biri olmuştu. Onun bu özellikleri gelecekte ne gibi işler yapacağının da adeta bir ön habercisi gibiydi. 1990’lı yıllarda bazı TV programlarına skeç ve parodiler yazdı. Ardından da Radyo Mega ve Açık Radyo’ya stand-up programlar yaptı. Artık kariyer basamaklarında hızla yükseliyordu ve karar verme aşamasına gelmişti. Ya bu yolda ilerleyecek mesaj verme kaygısı olan bir mizahçı olacaktı ya da düsturu bilim ve araştırma olan ünlü bir yazar olacaktı. O tabii ki zor olanı seçti. Gazeteci oldu, Nokta, Radikal, TV8, Dünya, CNBC-e gibi yayın kuruluşlarında çalıştı. Yolsuzluk, toplumun kanayan bir yarasıydı ve “tüyü bitmemiş yetimin hakkı” aranmalıydı. İşte bu nedenle ilk kitabında bu konuyu işledi. Osmanlı’dan Günümüze Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi’ni yazdığında röportajlar, TV programları vs. derken artık para ve şöhrete doymuştu. Fakat misyonu gereği artık başka bir konuya daha odaklanması gerekiyordu. İyi de o konu neydi ve ne olmalıydı? O da sizin gibi bugün hâlâ, yolsuzluktan inovasyona nasıl bir geçiş yaptığınızı anlamış değildir. Bu sır perdesi gizemini korurken ve siz bu satırları okurken, o bu arada inovasyon üzerine ilk eserini de yazmış oldu. İnovasyonla Başarıyı Yakalayan Türkler’de Hezarfen Ahmet Çelebi’ye, Mevlana’ya, arabalı vapura ve dolmuşa dikkat çekti. Yenilikçi fikirlerin her toplumda olduğu kadar Türklerin genetiğinde de olduğunu iddia etti. Fakat o sıralar aklını içten içe bir soru kemiriyordu: “Mademki yenilikçi bir milletiz neden geri kalıyoruz ve başarısız oluyoruz?” Çok geçmeden Başarısızlığa Övgü de piyasaya çıktı. Ünlü yazar haklı olarak soruyordu: Vecihi Hürkuş başarısız mıydı? Tesla’nın hakkını yediği için Edison, acaba geceleri rahat uyuyabildi mi? Hayatı sorgulamaya bugün de devam eden Altun, halen CNN Türk’te yarı popüler bilim programı olan “Gündem Özel”in yapımcı-editörlüğünü sürdürüyor. Aynı zamanda üniversitelerde girişimcilik, inovasyon, kriz yönetimi ve görsel medyada seçilmiş konular üzerine dersler vermeye, konferanslarda konuşmaya ve yeni kitaplar yazmaya devam ediyor. İkiz erkek çocukları olan Altun, kefiri evde kendisi yapıyor ve sevgili eşiyle sabahları yürüyüş yapmayı çok seviyor. Eserleri: Yolsuzluğun 100 Yıllık Tarihi (2004) Türk Popüler Tarihinde İlkler (2006) İnovasyonla Başarıyı Yakalayan Türkler (2007)