20 Felsefe Oturumu
HAYATI SORGULAYAN HERKES İÇİN FELSEFE! “Felsefe çok sıkıcı!” “Felsefeyi anlamak çok zor!” “Çokbilmiş! Felsefe yapma!” Bu tür yorumları sık sık duyuyor olabilirsiniz. Halbuki felsefe, herkesin günlük yaşamında uygulayabileceği bir düşünme pratiğidir. Yirmi bölümden oluşan bu kitap, aslında felsefenin ne kadar eğlenceli, zihin açıcı ve yaratıcı olabileceğini göstermeyi amaçlayan bir çalışma. Felsefenin sadece teoriyi değil, hayata dair cevapları da sunabildiğini anlatıyor. İster tek başınıza ister arkadaşlarınızla birlikte çeşitli hikâyeler ve sorular üzerinden felsefe yapabileceğiniz bu bölümlerde, ünlü filozofların düşünceleri kolay anlaşılır bir dille yer alıyor. Hayatın her alanında, cevabını bulamadığımız sorular felsefi düşüncenin rehberliğinde farklı bir perspektifle aydınlığa kavuşma...
Felsefeden Doğan Yaşam
Mutsuzluk ahlaksızlıktır. Düşünen, acı çeken ve arayan insan için zor bir çağdayız. Bir kesim içinse yaşamak sadece yaşayıp gitmekten ibaret. Yaşam, sadece geçimimizi, sağlığımızı, varlığımızı sürdürmek için çabaladığımız süreçlerden ibaret olduğunda ne kadar da dar, basık ve boğucu... Peki öyleyse nasıl yaşamalı? İnsan sadece zihniyle yaşamaz, bedeniyle, duygusuyla ve çevresiyle yaşayan bir bütündür. Bu bütün insana can denir, insan canıyla yaşar, canıyla düşünür. Mutlu olmak, can olmaktır. İçimizdeki daimonun, o insanüstü gücün iyi olmasıdır. Mutluluk bir karakterdir, gelip geçici bir hal değildir. Felsefenin doğduğu topraklarda bütünlüğe saygı vardı, felsefe kutsal olana duyulan saygıdan doğdu, her şeyden önce varolan o ezeli güçten… Bu felsefi söyleşide felsefeci, akademisyen, şair ve ...
Yalnızca Umutsuzların Hatrı İçin Bize Umut Verilmiştir-Walter Benjamin
“Düşman kazanacak olursa, ölüler bile payını alacak bundan.” Yirminci yüzyılın en etkili düşünürlerinden biri olan Walter Benjamin, sanat, kültür ve siyaset teorilerine getirdiği devrimci bakışla Batı dünyasının düşünce yapısını temelinden sarsmıştır. Nazizm’in karanlık günlerinde yaşamış, entelektüel mücadelesini ölümüne kadar sürdürmüş bu büyük filozof, modern toplumun kültürel ve politik yapısını sorgulayan eserleriyle zamanını aşan bir vizyonerdi. Benjamin’in hayatı, eserleri, düşünsel mirası ve onun kültür teorisi üzerine yaptığı en önemli katkılar ekseninde ele alınan bu çalışma sanat ve siyaset arasındaki ilişkiyi yeniden düşünenler için bir başucu kitabı.
Wabi Sabi Bir Japon Öğretisi Olarak Kusurdaki Bilgelik
HER KUSUR BİR HİKÂYE ANLATIR. Bilgelik kusurları kabullenmekle ilgili değildir, kusurun içindeki güzelliği seçip görebilecek kadar yaşamı bir sanata dönüştürebilmekle ilgilidir. Wabi Sabi kusurları sorgulamadan bağrımıza basmanın felsefesi değildir, kusurlu olanın zaten çok özel ve içkin bir güzellik barındırdığının farkında olmaktır. Kusursuzluk arayışı ve saplantısı bir tür hastalıktır. İnsanı yoran, gerçeklikten koparan, yapaylaştıran, hissizleştiren, cansızlaştıran bir hastalık... Oysa kusurlar alışılmadık olandır ve alışılmadık olanda sonsuz bir hayat vardır. Wabi Sabi, yüksek bir bilinç seviyesi gerektirir. Hayatınızın her alanını dönüştürmeye talip olan bu kitap, son zamanlardaki en hayat dolu yoldaşınız olmaya adaydır.
Felsefe Fragmanları
"Bedenİnİzde, en derİn felsefenİzden daha fazla bİlgelİk vardır." – Friedrich Nietzsche Bir felsefe metni olarak görünen bu fragmanlar bütünü, felsefe yordamıyla bin yıllardır kutsanmış olan akla ve aklın organize etmiş olduğu tüm kurumsal ve yerleşik kanılara itiraz etmesiyle ve yine felsefe yordamıyla ikincilleştirilmiş, ötekileştirilmiş olan bedeni ve bedendeki bilgeliği savunuşuyla, esasında bir anti-felsefe örgütlüyor. Kültürel despotizmin insanlığa dayattığı bilmek, okumak, çok, üniversite, mutluluk, rasyonellik, başarı, sosyallik, konuşkanlık gibi yerleşik kavrayışların kritize edildiği bu parçalarda, bedenin doğal işlevleri ve refleksleri ile bir yaşam bilgeliğinin imkânı savunuluyor. Sessizliğin erdemi, uyumaktaki entelektüellik, yürümenin yaşamsallığı, ısırmak, yalamak ve koklama...
Eril, Dişil ve Ötekiler
İnsan bedeni tarih boyunca kimin hizmetinde olmuştur? İnsanlık tarihi boyunca bedenler, günahkâr ve kutsal olarak farklı muameleler görmüştür. Öyle ki bunun izleri mitolojiden sanata, dinlerden tarihe dek her alana sızmıştır.Cinsellik adı altında toplanan bu izler, içinde erilin gücünü, yüceltilmesini, dişilin dışlanmasını, baskılanmasını, metalaştırılmasını ve nihayetinde şeytanlaştırılmasını, ötekilerin yok sayılmasını ve lanetlenmesini taşır ve aslında bunlar tümüyle iktidarın tutumunu yansıtır. Tarihin üstü örtülen, konuşulmayan ama bu sessizliğiyle dahi çığlık çığlığa bağıran karanlık kuytusunda neler gizlenmiştir? Bastırılmaya ve yok sayılmaya çalışılan aslında nedir? Arkeolog ve Eskiçağ Tarihçisi Baha Batıkan mağaraların karanlığından sarayların has odalarına dek örtülüp saklanan be...
13 Derste Otoriteryen Kişilik
“OTORİTE ALTINDA BÖCEK GİBİ EZİLEN, OTORİTEYİ ELE GEÇİRDİĞİ ANDA ALTINDAKİLERİ BÖCEK GİBİ EZEN BİR KİŞİYE DÖNÜŞÜR.” Otoriteryenlik toplumdaki her bir bireyin kılcal damarlarında akarak hem kişiliğin hem toplumun sanayileşme ve modernleşme yapılanmasında rol oynar, politik ve ekonomik işleyişten gündelik hayata dek her yerdedir. Aile içi şiddetten, tek kişiye tapınmaya kadar, kadın erkek tüm toplumda acı ve şiddetli sonuçlar yaratan bir sürece yol açan metabolizmik bir katkı maddesi gibidir. Faşizmin ana koynudur. Prof. Dr. Veysel Batmaz, 13 Derste Otoriteryen Kişilik kitabıyla sosyal psikoloji ve psikanalize konu olan otoriteryenlik kavramını ele alıyor; sado-mazoşist ve faşist karakter ile bağını kuruyor. Le Bon, Freud, Horkheimer, Adorno, Fromm, Reich, Sartre, Bloch, Sanford, Şerif, Kağı...
Gerçeklik Yanılsama Olduğu Unutulan Yanılsamadır - Derrida
"Gerçeğe susamışlık, insanlığın en soylu tutkusudur." 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden Derrida, geliştirdiği yöntem ve kavramlarla edebiyat eleştirisinden sosyolojiye, kimlik sorunundan felsefeye bütün düşünsel alanlarda sarsıcı sonuçlara yol açtı. Erken yaşlarda Rousseau, Nietzsche, Camus gibi yazarları okuyan Derrida, Bergson ve Sartre etkisiyle felsefe çalışmalarına yöneldi. Dil, us, metafizik ve edebiyatla ilgilendi. Dilin ve metafiziğin içine sinen taşlaşmış ve yanıltıcı yapıları gördü, onların üzerine gitti. Yapısöküm, metinsellik, mevcudiyet metafiziği ve karar verilemezlik gibi kavramları felsefe tarihine kazandırdı. Derrida, yapısökümcülük olarak bilinen eleştirel düşünce yönteminin kurucusu olarak tarihe geçti.
Hayat Ancak Ben Olduğumda Gerçektir - Gurdjieff
"Sevebilen olabilir, olabilen yapabilir, yapabilen var olur!" 20. yüzyılın ilk yarısının en esrarengiz figürlerinden biri olan Georgy Ivanovich Gurdjieff namı diğer Bay G, bir filozof, ruhani öğretmen ve mistiktir. Henüz çocukken babasına sorduğu sorularla anlam arayışına yönelmiş ve bu merak onun yaşamını öngörülemez biçimde değiştirmiştir. Hindistan’dan Orta Asya’ya, Anadolu’dan Mısır’a uzanan bu kadim ve ezoterik bilgelik yolculuğu, kendi içsel deneyimleriyle şekillenmiş, artık onun yeni yol dediği Dördüncü Yol’u ortaya çıkarmıştır. Bir bütünlük inşa etmeye çalıştığı Dördüncü Yol’la insanları şuurlanmaya ve aydınlanmaya çağırmıştır. Metaformik dansları, kişiyi kendi üzerine yönlendiren sıra dışı çalışma biçimiyle dünyada ciddi bir takipçi kitlesine ulaşmayı başaran Gurdjieff sizi kendi ...
Nereden Başladığımın Bir Önemi Yok, Çünkü Geri Döneceğim Oraya - Parmenides
"Her şey, hiçliğin doğasındadır." Sokrates öncesi doğa filozoflarının en önemlilerinden Parmenides, özellikle Varlık’ın niteliklerine dair bütüncül yaklaşımıyla ontolojinin temel soru ve çatışmalarına rehberlik etmiştir. Varlık Bir midir yoksa Çok mudur, Varlık dingin midir yoksa dönüşüm halinde midir gibi ontolojinin en kritik soruları, Parmenides’in şiirsel felsefesinde hem cevaplanır hem de tartışmaya açılır. Bu tartışmalar, Parmenides’in çağdaşları olan Herakleitos ve Empedokles’in de katılımlarıyla birlikte felsefe tarihi için adeta bir ontoloji fragmanına dönüşmüştür. Gerek felsefe tarihi okumalarımız gerekse de ontolojik kavrayışımız için Parmenides olmazsa olmaz bir duraktır.
Tersine Evrim - İnsan Olmanın Anlamının Yeniden Yazılan Tarihi
HAYVAN DOĞAMIZI ANLAMAK İNSAN DOĞAMIZI ANLAMAKTIR. Biz insanlar gezegenimizdeki en sorgulayıcı, duygusal, hayalperest, saldırgan ve şaşırtıcı hayvanlarız. Ancak bizler aynı zamanda hayvan olduğunu düşünmeyen hayvanlarız. Bir yarımız yaşlanan bir hayvan bedeninden, diğer yarımız zekâ ve öz farkındalıktan kaynaklanıyormuş gibi görünen o müstesna parçadan, yani ruhtan oluşur. Binlerce yıldır süren bir macerada Homo sapiens köklerimizden tarımsal ve endüstriyel devrimlere, internet çağına yolculuk yaptık. Bugünse yapay zekânın ve yarı insan yarı makineden oluşan arayüzlerin olduğu bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Peki aslında biz neyiz? Kendimizi yeterince tanıyor muyuz? Araştırmacı Melanie Challenger Tersine Evrim’de, insan olmanın ne anlama geldiğine dair şiirsel ve bilimsel bir hikâye anlatı...
Symposium
"LOVE GIVES DIVINE COURAGE TO ALL." Plato (428-348 BCE) was a renowned philosopher, mathematician, and writer of Ancient Greece. He is widely considered to be one of the most influential thinkers in the history of Western philosophy and his works have been studied for over two millennia. Plato’s The Symposium is a timeless classic, offering insights into the human condition and exploring the nature of love. The speakers explore topics such as the origin of love, the different kinds of love and the benefits of pursuing love. The Symposium, a dialogue on the nature and purpose of love centered around the ideals of beauty and goodness, is arguably the deepest inquiry of its kind in Western philosophy. "Now turned towards the ocean of beauty and contemplating its multiple aspects, he will tire...
Antik Yunan Felsefecileri Kitap Seti (8 Kitap)
Antik Yunan Felsefeciler Seti (8 Kitap) -Her İçe Yönelme Aynı Zamanda Tanrı'yı Yönelmedir-Plotinus -Her Şeyin Yok Olduğu Anda Bile Bir Ümit Vardır - Thales -Tanrı’nın Çocuğu Olan Göklerden Başka Vatan Tanımaz - Pythagoras -Her şey Sevgi ve Nefretten Doğar - Empedokles -Bir İnsanın Karakteri Onun Yazgısıdır - Herakleitos -Bildiğim Bir Şey Var, O Da Hiçbir Şey Bilmediğimdir - Sokrates -İnsanın Kendini Yenmesi En Büyük Zaferdir - Platon -Sen Beni Aşağılayabilirsin Ama Ben Aşağılanmam - Diyojen
Modern Felsefeciler Kitap Seti (10 Kitap)
Modern Felsefeciler Seti (10 Kitap) -Ben Fırlatılmış Olanaktır - Heidegger -Üstümde Yıldızlı Gökyüzü İçimde Ahlak Yasası - Kant -İnsan Özgür Doğmuştur Ama Her Yerde Zincire Vurulmuştur - Jean-Jacques Rousseau -Hakikat Kendisinin Ölçüsüdür - Spinoza -İnsan Özgürlüğe Mahkumdur - Jean-Paul Sartre -Mutlu Bir Hayat Olanaksızdır; İnsanın Başarabileceği En İyi Şey Kahramanca Bir Hayattır - Schopenhauer -Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi - Fernando Pessoa -Başkaldırıyorum, O Halde Varız! - Albert Camus -Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir - Søren Kierkegaard -Kaderini Sev Çünkü Aslında Hayatın Bu - Nietzsche
İslam Felsefecileri Seti (8 Kitap)
İslam Felsefecileri Seti (8 Kitap) -Var Mısın Ki Yok Olmaktan Korkuyorsun? - Farabi -Cehennem Acı Çektiğimiz Yer Değil Acı Çektiğimizi Kimsenin Bilmediği Yerdir - Hallac-ı Mansur -Hiç Kimse Görmek İstemeyen Biri Kadar Kör Olamaz - İbni Sina -Coğrafya Kaderdir - İbn-i Haldun -Kimi Seviyorsan Herkesin Yüzünde Onu Görürsün - İbni Arabi -İlim Anavatanımızıdır Cehalet İse Yabancı Bir Yer - İbni Rüşd -İstediğin Bir şey Olursa Bir Hayır Olmazsa Bin Hayır Ara - Mevlana -Kalbinde İyilik Biriktirenin Yolu Hep Açıktır - Şems-i Tebrizi
Ben Fırlatılmış Olanaktır - Heidegger
Felsefe düşünme ile değil ruh haliyle başlar. "Varlık nedir?" diye soran Heidegger ardından kendisini hiçbir kelimenin giremeyeceği en karanlık noktaya fırlatır, sorusunun cevabını orada bekler. Hiçliğe çakıldığında var olmaktan duyduğu kaygı öyle güçlü bir ışığa dönüşür ki tüm saklı kalanları aydınlatır. Modern insanın problemlerine antikçağın zihniyle yaklaşan Heidegger, kutsalların, emin olunanların aslında en az bilinenler olduğunu ortaya serer. Ne yapsak içinden çıkamadığımız problemleri, hayata dair büyük soruları kendi kendilerini çözümlemeleri ve açığa çıkarmaları için serbest bırakmayı öğretir. Kelimelerle oyun oynar gibi yazdığı eserleriyle sanki açıklamak değil de hatırlatmak isteyen Heidegger, başta insan olarak kendimizle ardından ilişki kurduğumuz her şeyle olan bağımızı biz ...
Eden
"Her insan hayatın bir evresinde Cennet’te yaşadı ve zamanın bir eşiğinde onu yitirdi..." Cennet Bahçesi Miti, tarihsel süreçte farklı disiplinlerden gelen çalışmaların ilgi alanına girdi. 21. yüzyılda, Cennet öyküsünün temel bileşenlerini çözümleyebilmek için, sadece kutsal kitap bildirimleri yeterli değil. Diğer deyişle, bugün artık, psikoloji, işlevselci antropoloji, din fenomenolojisi, felsefe, göstergebilim, yapısalcı antropoloji ya da tarihselci okuma yöntemlerinin önerilerini görmezden gelemeyeceğimiz bir aşamadayız. Felsefeci ve Simgebilimci Göktuğ Halis bu kitapla, Eden Bahçesi-Cennet söylencesinin nihai anlamını oluşturmaya çalışıyor. Âdem ve Havva’nın yaratılışı, ilk günah, sürgün ve dünya yaşamlarıyla ilgili tüm sorularınıza bu kitapla ulaşacaksınız.
Tanrının Bilgisine Ulaşmak Mutluluğun Kendisidir - İskenderiyeli Philo Judaeus
"Tanrı ile birlikte olunca, her şey güzel olur, Tanrı’ya verilecek tek sunak saf ve temiz bir kalptir." Antikçağın önemli filozoflarından İskenderiyeli Philo, Pythagoras ve Platon’un felsefesini mistik ruhunda bir araya getirmiştir. İskenderiye’de "yüzyılın üstadı" ilan edilerek kendisinden sonraki felsefi ekollere ilham kaynağı olmuştur. Yunan felsefesiyle Musa dinini uzlaştırdığı anlayıştan doğan felsefesi, modern çağa kadar sürmüş ve skolastik düşünceye öncülük etmiştir. Philo için felsefe, yetkin bir bilimdir. Felsefe yapmak, Tanrı’ya ve Tanrı’nın hayaline hasret duymak demektir.
Her Anlama Bir Yanlış Anlamadır - Lacan
"Hakikati keşfetmiyorum, onu icat ediyorum." Dilbilim, yapısalcı antropoloji ve felsefe başta olmak üzere birçok disiplinden beslenerek yeni bir psikanaliz öğretisi ortaya koyan ve dünya genelinde Sigmund Freud’dan sonra en çok ismi anılan psikanalist olan Jacques Lacan, "Freud’a Dönüş" düşüncesiyle birlikte, teorik ve pratik işleyişin merkezine "öznelliği" koyarak yeni bir yol çizmiştir. Lacan bu yeni yolu şöyle açıklar: "Psikanaliz esas olarak yolundan şaşan, ters giden şeylerle ilgilenir. Bu nedenle asıl meselesini, kendi adı olan sözcükle çağırmalıyız: Gerçek. Bu sözcüğü kullanan tek kişi olduğumu söylemeliyim." Lacan, kişinin etrafını saran aldatıcı görünüşlere karşı, kişinin kendi hakikatine dair harekete geçmesine vurgu yapan bir psikanalisttir. Hakikatin psikanalisti...
Akıp Gider Uzun Sürmez Mutluluğu Kötülerin
"Aşk, kalbin zaman ve mekâna duyarlılık kazanmasıdır." Fransız yazar Marcel Proust’un dünyaya geliş amacının "yazmak" olduğunu düşünmemiz için birçok neden var. Yaşamının son üç yılını yatakta –yazarak– geçiren Proust, serinin ilk kitabını yayımlandıktan sonra dokuz yılda Kayıp Zamanın İzinde’yi tamamlayıp, "Son sözcüğünü yazdım Céleste, artık ölebilirim" dedikten birkaç ay sonra öldü. Ölümünden sonra yayımlanacak dört kitabı da eksiksiz bitirmenin gururuyla dünyayı terk ettiğinde henüz 51 yaşındaydı. Aşk, müzik ve edebiyatla güçlendirdiği hayatında askerlik, düello ve kavgalar da vardı. Proust, "rağmen’lerin daima gizli çünkü’ler olduğunu" aklında tutarak kaleme aldı Kayıp Zamanın İzinde’yi. Yedi ciltten oluşan seriden hangi kitabın kapağını açarsanız açın her yönüyle devasa bir yapıtın i...
The Prince
"EVERYONE SEES WHAT YOU APPEAR TO BE, FEW EXPERIENCE WHAT YOU REALLY ARE." The Prince stunned Europe at the time of its publication with its defense of relentless strategies on how to gain power and its disregard of traditional forms of morality. Machiavelli was inspired by his own experience of working for the swirling Florentine republic, dismissing old principles of political theory and accepting the intricate, ephemeral composition of politics. Machiavelli was famous for centuries with The Prince, his witty and derisive work about power liaisons. The main topics of this ground-breaking, and prominent, writer is that being adaptable is the way to being successful and that efficient leadership is sometimes only attained by sacrificing morality.
Nietzsche İle Akşam Yemeği
"Kişi, ışığını karartmayı da bilmelidir, böceklerden ve hayranlardan kurtulmak için." Nietzsche ile Akşam Yemeği bir davet! Felsefeye yeni başlayanlara, başlayacak olanlara, derinleşmeye ihtiyaç duyanlara sunulan bir bulmaca. Sokrates, "Felsefeyi sokağa indirmeli" diyordu. Bu kitap, felsefeyi özenle hazırlanmış bir yemek masasına indiriyor. Onlarca yıl sonra uyanan çılgın bir filozofu, kurgusal bir karakter olan Profesör ile konuşturuyor, tartıştırıyor. Yazar Dağhan Dönmez yaşamın ve insanın köklerine nüfuz eden samimi bir sohbetin tanığı haline getirerek sizi muhayyel bir yemeğin konuğu kılıyor. Mutluluk, yalnızlık, güç istenci, oyun, haz, narsisizm, eşitlik, transhümanizm gibi kavramların yanı sıra, şarap tüketimi, yemek alışkanlıkları ve iklim meselesi de sohbetin ana başlıkları oluyor....
Her Şeyin Yok Olduğu Anda Bile Bir Ümit Vardır - Thales
"Geçmişi anlamak için o ruha dokunan her şeyi teneffüs etmek gerekir." * Meraklı her insan başlangıcın peşine düşer. Zihinlerde bir soru belirir: Her şey nasıl başladı? Yüzlerce yıldır anlatılagelen onca hikâye, mit, efsane arasından sıyrılıverdi Thales. O, daha önce başvurulmamış bir açıklama yoluna girişti. Masalsı açıklamaları bir kenara bırakıp akılcı yöntemleri benimsedi. Thales’i önemli kılan doğayı araştıran ve başlangıcı sorgulayan ilk filozof oluşudur. Ona göre arkhe yani varlığın başlangıcı "su"dur. Doğa filozofu Thales, gökyüzünü izlerken çağının çok daha ötesine baktı. Gölge boyundan piramitlerin boyunu ölçerken, farkında olarak ya da olmayarak matematikte bir çığır açtı. Dolu dolu geçen bir ömürde insanlığa ne kadar çok şey anlatılabilirse o kadarını anlatıp çekip gitti, hem d...
Kimse Erdem Olmadan Mutlu Olamaz - Cicero
"Tek bir adamın dostluğundansa, Roma halkının özgürlüğünü tercih ederim." Cicero, Romalı ideal bir politikacı, hukukçu ve mükemmel bir hatipti. Stoa felsefesini benimseyen Cicero, iyi bir devletin nasıl olacağı hakkında, dostluk, erdem, yaşlılık ve mutluluk gibi, toplumsal yaşamın hemen her alanında düşünce üretti. Bugün dahi düşünceleri güncel çalışmalara ilham olmaktadır. Roma’nın en çalkantılı siyasi döneminde yaşayan Cicero, dürüstlüğü, adaleti, özgürlük tutkusu ve büyüleyici konuşma tarzıyla döneminde bir yıldız gibi parladı. İnandıklarını imparatorlara ve diktatörlere karşı savunmaktan geri durmadı. Ona göre zalimlik her çağda baş belasıydı.