Osmanlıda Bir Yahudi Casus Jozef Nasi
Değİşİm afsızdır, gecİkmenİn bedelİ ağır. "Jozef Nasi, Dona Gracia’nın yakın akrabası ve himaye ettiği genç. Döneminde Avrupa bankacılığının önde gelen isimlerinden olan bu Portekizli Yahudi ailesi her yerde engizisyonun hışmına uğramış Maranoslardan, Avrupa’nın yöneticilerini, hatta Saray çevrelerini çok yakından tanıyorlar ve daha başından beri güvenliklerini Osmanlı başkentinde görmüşler. II. Selim, Jozef Nasi’nin bilgilerinden ve önerilerinden çok istifade etmiştir. Tarihin garip bir tecellisi, Müslümanların büyük hükümdarı ve halifesi tanınmış Yahudi bankeri Ege’deki Naksos Adası’na Dük tayin ediyor. Saray’ın içinde herkes Jozef Nasi’nin dostu değil ama padişah danışmanının arkasında duruyor. Aaron Nommaz’ın bu ilginç romanı hem tarihi bilgilerin iyi kullanımına dayanıyor hem de sürük...
O Kadar Cahilsiniz Ki Dininiz Var Diye Ahlaka İhtiyacınızın Kalmadığını Zannediyorsunuz - Nikola Tesla
"Fikrimi çalmaları mühim değil… Asıl mühim olan kendi fikirlerinin olmaması." -Nikola Tesla Şüphesiz Nikola Tesla’nın ölümsüz fikirleriyle şekillenen teknoloji, günümüz dünyasını daha yaşanır bir yer haline getirmiştir. Ancak hayatı boyunca maddi kazanımlarla ilgilenmeyen ve bildiği her şeyi insanlığa bağışlayan duyarlı yönüyle de bir bilimadamından çok daha fazlasıdır Nikola Tesla. Aldığı sayısız patentler ve çığır açan icatlarıyla büyük yükseliş yaşayan Tesla’nın birden düşüşe geçmesi ve henüz hayattayken unutulması ise çok düşündürücüdür. Ölümünün ardından radyo, floresan, radar, alternatif akım motorları, lazer ve robot teknolojilerinin yanı sıra deprem makinesi çalışmalarıyla birlikte aydınlanmamış soruları da beraberinde götürmüştür. Dünya çapında enerji nakledilebileceği fikrini bil...
Talih Cesaret Edene Güler - Şeyh Ata
Atatürk Liderliğindeki Kurtuluş Savaşı’nın En Kıymetli Kahramanlarından Biri: Şeyh Ata Efendi İstanbul’un işgal yıllarında halkı bilinçlendirip yüreklendirmek yolunda büyük emek veren Özbekler Tekkesi’nin son şeyhi Şeyh Ata, işgalciler tarafından ele geçirilen silah depolarından silah ve cephane kaçırılarak Anadolu’ya gönderilmesine yardım edip ülkenin kaderinin yeniden yazılmasında önemli bir rol oynamıştır. İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Mehmet Akif Ersoy ve Halide Edib Adıvar’ın İstanbul’dan Ankara’ya geçmesini sağlayan Şeyh Ata Efendi, Mustafa Kemal Atatürk tarafından da takdir edilmiştir. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına yönelik çıkan kanuna rağmen Milli Mücadele yıllarında yaptığı hizmetlerden dolayı Özbekler Tekkesi’nin açık kalmasına izin verilmiştir. Şeyh Ata Efendi hakkında yazılan...
Midhat Paşa
"Yüzyıllardır karanlık mağaralarda kör kalanlar, açtığımız kapıdan yayılan ışığın tesirinden rahatsız olmuşlar, kapıyı yeniden kapatmak için fırsat kolluyorlardı..." Yakın tarihtekilere çok benzer koşullar altında, birtakım düzmece mahkemeler karşısına çıkarılarak mahkûm edilen ilk aydınlarımızdandır Midhat Paşa... Ne yazık ki dünya tarihinde pek çok aydının ve ilericinin maruz kaldığı makûs bir kadere sürüklenmiştir onun da hayatı. Türk coğrafyasının yetiştirdiği değerli bir devlet adamı, iyi bir yönetici, memleketine sevdalı bir aydınlanmacı olarak her daim hep ileriye bakmıştır Midhat Paşa... Meşrutiyet yönetimine geçebilmek uğruna verdiği unutulmaz mücadelesi, ilham ve ümit doludur. Açtığı okullar, kurduğu matbaalar, çıkardığı gazeteler, memleketin kültürel ve sosyal gelişimine yaptığı...
Bir Avuç Hayat Tozu Bir Tutam Devlet Gölgesi
1970’lerden günümüze, ülkenin en çalkantılı zamanlarını, şimdi bu kitabı elinde tutan, yaşı elliyi geçmiş insanlarla birlikte yaşadık. Bu yıllar; çatışmalarla, kıyımlarla; büyük grevler, bir askeri darbe, birkaç muhtıra, terör; ekonomik yokluklar, enflasyon, banker iflasları, banka batıkları, siyasal krizler ve yolsuzluklarla dolu sancılı zamanları içine aldı. Uçlardan uçlara savrulduk; yetmiş sente muhtaç da olduk, renkli televizyonlarımız, boğaz köprülerimiz, otoyollarımız da oldu. Onlarca seçimde onlarca hükümeti kurup devirdik. Siz bu hengâmenin orta yerindeki memurların, şeflerin, müdürlerin, genel müdürlerin, müsteşarların, milletvekillerinin, bakanların, başbakanların, cumhurbaşkanlarının hepsine birden devlet diyordunuz, oysa insandılar; bilgileri kadar ihtirasları, üstünlükleri ka...
Atatürk’ün Emniyet Müdürü
27 Aralık 1924’te Mustafa Kemal’in Polis Müdürü olarak İstanbul’da göreve başladım.Millî Kurtuluş Savaşı sona ermiş, Cumhuriyet ilân edilmiş, Misakı Millî hudutları içinde Türk ülkesi yeniden teşkilâtlanmış, Osmanoğlu’ların saltanat ve hilâfetle ilgili kişileri yurt dışına çıkarılmış ve Gazi, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş duruma getirilmesi için devrimlerini uygulamaya geçmişti.İşgal sırasında şımaran, düşmanlarımızla ortaklaşa çalışan Rum ve Ermeni azınlıklar, İstanbul’un kurtuluşunu takiben sinmişlerdi. Ama zaman zaman olaylar çıkarıyorlardı. Çalışmaları yeraltına intikal etmişti. Patrikhane de gizli gizli Yunan emellerini gerçekleştirme amacına ulaşmak istiyordu.Yumurta topuklu, bol paçalı külhanbeyler, kabadayılar türemişti. Kadınlar sokaklardan geçemiyordu. Kabadayılar, şehrin çeşitl...
Nail
Keçili Ailesi’nin Yükselişi ve DüşüşüDede, Yenibahçeli Nail... İttihat ve Terakki’nin ünlü fedailerinden, Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucu komutanlarındandı. "Mustafa Kemal’e suikast" suçlamasıyla yargılandı ve asıldı.Baba, Nadir Nail Keçili...Celal Bayar ve Adnan Menderes’in arkadaşı, Demokrat Parti’ye yakın ünlü bir işadamıydı. 27 Mayıs darbesinin ardından ofisinde kendini astı. Torun, reklamcı Nail Keçili...Kasırga Operasyonu’nda "hortumcu" ilan edilip Ankara Ulucanlar Cezaevine atıldı. Tutuklu kaldığı cezaevinin avlusunda tam yetmiş dört yıl önce dedesi Yenibahçeli Nail Bey asılmıştı.İrem Barutçu’dan, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, Üç Kuşak Keçili Ailesi’nin Nefes Kesen Öyküsü....
Evimiz Üç Oda Bir Kışla
Türker ailesinin Uzunköprü’den Ardahan’a, İstanbul’da Trabzon’a, Ankara’dan Cezayir’e, Aşkale’den Kıbrıs’a uzanan serüvenlerinin sıcak, sevgi dolu öyküsü.’Evimiz Üç Oda Bir Kışla“Bir önceki kitabında Napolyon’un yaşamından kesitler sunan Şule Türker, bu kitabında kendi ailesinin öyküsünü anlatıyor. Türker ailesinin yaşantılarını ilginç ve önemli kılan, bu özel tarihin Türkiye’nin yakın tarihiyle de iç içe geçmiş olması.Bir roman gibi kurgulanmış olan ’Evimiz Üç Oda Bir Kışla’ son kırk yıla yayılan ilginç bir Türkiye panoraması sunuyor. Şule Türker’in anne ve babasına duyduğu sevgi ve saygıyı ölümsüzleştirdiği bu samimi anlatıyı çok seveceksiniz.Zülfü LivaneliMayıs 2006, İstanbul
Şu İngilizler Canımı Çok Sıkıyor
"... Tarih kahramanların sadece başarılarını yazmaz, başarısızlıklarını da yazar..." Yaşamını ihtilâl peşinde koşturup, özgür vatan hayaliyle sonlandıran büyük bir askerin aklanmasına ya da yerilmesine zemin değildir bu kitap. Bu topraklar hakkında söz söyleyenlerin ve söyleyebileceklerin buluştuğu küçük bir su başıdır, insanoğlu yaşadıkça çağlayan. İşte bu toprakların yetiştirdiği birbirinden değerli, gazetecileri, yazarları, bilim insanları, yine bu toprakların özgürlüğü için yanıp tutuşan bir başka değerli evladını; devlet adamını, korkusuz bir askerini, insan Enver’i konuştu. Hiçbirinin bir diğerinden daha fazla söz hakkı yoktu. Hepsi bildiği, anlayıp kavradığı Enver’i anlattı. İyi de etti...
Savaşın Sessizliği
Bu kitap Kore Harbinde gencecik şehit düşen, kaybolanve maalesef unutulan 864 kahraman asker ve subaylarımızın anısına adanmıştır.Kendi kahramanlarının değerini bilmeyen toplumlar en büyük öldürücü darbeyi, kendi geçmiş tarihine sahip, öz değerlerini korumasını ve de geliştirmesini bilen milletlerden yerler. -Kore Savaş Adına (E) Gazi Kurmay Yarbay Turan Yavçan-Ayten Aygen Yine Her Zamanki Akıcı Üslûbuyla, Anılardan Yola Çıkarak Romanlaştırdığı Bir Döneme Işık Tutuyor.
Tarihe Geçen Savunmalar
Onlar, yaptıkları savunmalarla, mahkeme salonlarından tüm dünyaya seslerini duyurdular ve tarih sayfalarında yerlerini aldılar. Bu davaların ortak bir özelliği vardı; esas hükmü veren yargıçlar değil, zamandı. Yasalar beni suçlu görebilir ama esas suçlu yasalar! -Sokrates Beni, tarih aklayacaktır! -Fidel Castro Bizi, bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden; hepiniz dâhil, sizlersiniz! -Deniz Gezmiş Kulaklar söylediklerimize kapalı olsa bile, biliyoruz; tarih bizi dinliyor. -Mahir Çayan Köleler, özgür olmak isteyenlerden nefret ederler. -Ulrike Meinhof Gerçeği gömmeniz boşuna. O, toprağın altında yol alıyor; bir gün, her
Sevgi Dünyadaki En İncelikli Güçtür - Mahatma Gandi
Mahatma Gandi, gerçek mucizenin insanın kendisi olduğunun bir kanıtıymışçasına gelip geçmiştir yeryüzünden yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla... Adalet anlayışı, hak arayışı, şiddetsiz direnişi, mücadelesine duyduğu sonsuz bağlılığı, amansız cesareti ve harekete geçme konusundaki korkusuzluğu sayesinde tam üç yüz milyon Hindistanlıyı ayağa kaldırmış ve tarih sahnesinde İngiliz İmparatorluğu’na karşı gerçekleştirilmiş en büyük kitlesel hareketin lideri olmuştur Gandi... Biri için olanaklı olan, herkes için olanaklı olmalıydı ona göre. Geri adım atmayan ve yorulmak bilmeyen bir eylemci olarak, bilgeliği ve öğrenme tutkusunu, sadelikle ve nezaketle birleştirmiştir. O tüm şiddetsizliğine rağmen gerçek bir eylem insanı, reformcu, devrimci ve her şeyden önce nitelikli bir düşünürdür. Sağlıktan pol...
Bozdoğan
General Nuri Killigil... O, cihan imparatorluğunun son nefesinde üç kıtada Türk bayrağını dalgalandırmak için mücadele eden bir Osmanlı subayı... Gence Çölü’nü geçerek Bakü kapılarına dayanan ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kuruluşunda büyük hizmetleri olan bir komutan. İkinci Dünya Savaşı sırasında Kafkaslardaki Türk halklarını korumak ve yeni Türk cumhuriyetlerinin kurulmasına imkân yaratmak için Hitler yönetimiyle görüşen sivil bir Türk... Cumhuriyet’in ilanından sonra kurduğu çinicilik ve silah fabrikalarıyla Türkiye sanayisinde çığır açan, memleketin silah ihraç edebilir potansiyele ulaşmasına öncülük eden bir endüstriyel silah tasarımcısı... Ne var ki ölümü acıyla, ihanetle, karanlıklarla, sırlarla ve entrikalarla dolu... Hain bir sabotajla fabrikası havaya uçurulduğu gün, o da içeride...
Yalnız Hatta Yapayalnız
Sevilmemişlerin ve çok üzülmüşlerin tedirginliği vardı onda. "Ah be Sait..." dedi Mina Urgan. "Kendini yalnızlığa mahkûm etmişsin sen. Sevdiğin kadınlar bile seni daha fazla yalnızlaştırmak için hayatındalar. Paylaşmak için değil, savaşmak için seviyorsun onları. Kendinden alamadığın intikamı, onlar alsın istiyorsun. Bu sevmek değil ki..." İçi de, dışı da yaralıydı Sait’in. Havanın değdiği her yeri zonk zonk atıyordu. Ayağa kalkmayacağını düşündü bir an. Fena halde başı dönüyordu. "Haklısın..." dedi. "Sevmekten anladığım şey bambaşka..." Yalnız hatta yapayalnız büyük hikâyeci Sait Faik Abasıyanık’ın sıkıyönetim mahkemeleriyle, sivil polislerle, ucuz Rum kızlarıyla, büyük aşklarla, derin yalnızlıklarla, meyhane masalarıyla, kıraathanelerle, arka sokaklarla, denizle, martılarla, balıkçılarla...
Tek Kadın Latife
Bir eylül sabahı, şafak vaktiyle beraber, Türk hilali, üzgün İzmir’e neşe getirdi. O gün, büyük kurtarıcı ile esaretine nihayet verdiği Türk kızı karşı karşıya oturdular. Sonra büyük misafiri ve onun kıymetli arkadaşlarına izaz ve ikram etmek, onlara temiz ve medeni bir hayat yaşatmak, yorgunluklarını dinlendirmek için çarpan mini mini kalp, birden bütün varlığını kuvvetli bir ateşin sardığını hissetti. Seviyor ve seviliyordu... Fakat, vazifesini; vatanına, kadınlığa, kendi şerefine medyun olduğu vazifelerini ihmal etmiyordu dünkü zafer kızı… Bu suretle dünyanın, tarihin en büyük ismini taşımaya muvaffak oldu.