İran Masalları
İran Masalları, çeşitliliğiyle zengin, karmaşık ve büyülü bir kültürel yapıyı binlerce yıl boyunca korumayı başarmış topraklardan doğdu. Kaynağını Budizm, Hinduizm, İslam ve Zerdüştlük’ten alan bu masallar; İran’daki değişik inanç ve kültürlerin bin yıllar içinde nasıl iç içe geçtiğini ve ortaya biricik, özgün bir yaşayış çıkardığını gösteriyor. İran masalları, yeniden yorumlanmış ya da bambaşka kurgulara adapte edilmiş halleriyle, zamanla bütün yeryüzünü dolaştı. Çağdaş edebiyatın fantastik unsurları bile varlığını büyük ölçüde bu yalın anlatımlara borçlu.
Beyaz Geceler
Hayalperestlik, yalnızlıkla baş etmenin bir yolu olabilir mi? Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından Dostoyevski’nin yirmi yedi yaşındayken kaleme kaldığı Beyaz Geceler gösterişten uzak, mütevazı ama bir o kadar da güçlü ve şiirsel bir uzun öykü... Hikâyenin isimsiz anlatıcısı, Petersburg’da yalnız yaşayan, kendi halinde bir hayalperesttir. Şehrin dört bir yanında dolaşır tek başına. O sokak senin bu sokak benim... Sonra bir gün yine kendi gibi yapayalnız bir kız çıkar karşısına. Nastenka... Güzel ama kederli bir kızdır Nastenka. Acıklı da bir hikâyesi vardır. Önce bu hayalperestin hikâyesini dinler, sonra onu bir daha bırakmayacağının sözünü vererek başlar kendi hikâyesini anlatmaya. Ancak hikâyeler ortaya döküldükçe filizlenen aşk duygusu, aslında üç kutuplu bir aşka dönüşür...