
Aşkın Kimyası
Aşk bir durumdur, bozukluk değil. Neredeyse her insanın yaşadığı, zaman zaman kendini içinde bulduğu bir haldir. Ancak yaygınlığına rağmen, birçok insan için aşk acılı, kederli ve kaygılı bir süreçtir. İşte tam da bu nedenle, yapısında "bozulma" potansiyeli taşıdığı söylenebilir. Aşk bir bozukluk değilse de, insanın normali de değildir. Yani insan âşıkken, biyolojik olarak normali dışında, farklılık gösterir. Söz konusu bu biyolojik fark, psikolojik, davranışsal, fizyolojik ve bilişsel farklılıklara da yol açar kuşkusuz. "Âşık bir insan, tam olarak kendinde değildir, yargılama yetisi bozulmuştur!" demek hiç de yanlış bir tarif olmaz. Bu nedenle âşık kişi, çeşitli istenmeyen durumlara açık ve duyarlı hale gelebilir. Aşkı zor hale getiren bir diğer özelliği de istemli cereyan ediyor olmaması...

Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir
Yaşanmamış bir hayattan daha üzücü ne olabilir? Yaşam size ne getirir bilemezsiniz ama sizden ne götüreceğini siz belirlersiniz. İnsanız. Yanlışlarımızla doğrularımızla, başarılarımızla başarısızlıklarımızla, sevdiklerimizle sevemediklerimizle, yaptığımız ve var olduğumuz her şeyde her an gelişiyor ve büyüyoruz. Bazen canımız o kadar acıyor ki hayata küsüp büyümeyi ve gelişmeyi unutuyoruz. Oysa varlığımızın en anlamlı kısmı hatalarımızdan, tecrübelerimizden ders alarak gelişmek, ilerlemek ve en büyük besinimiz sevgiye her zaman yer açmaktır. Unutmayın, hiçbir zaman, bir daha sevemeyecek, yeni bir hedefin peşine düşemeyecek, yeni hayaller kuramayacak kadar yaşlanmayacaksınız. Hâlâ nefes alıyorken yaşamdan istediğinizi alın. Neden yanlış kişiye âşık oluruz? Neden kimseye hayır diyemeyiz? Ned...

Zehirli İlişkiler
Zor ilişki içindeki "hastalıklı" yapılar ve bu ilişkiler için çözüm yolları...İlişkide olduğunuz kişide değersizlik duygusu, sözel ve duygusal taciz, oyalama, suçlama, katlanma, nefret, terk edilmekten korkma, manipülasyon, gerçeklikten kopma, kontrol, düşünme ve bağlanma sorunları, sınır kişilik bozuklukları, kimlik karmaşası ve boşluk hissi, göz korkutmalar, kendine zarar vermeler, öfke, kavga, narsistik istekler, suçluluk duygusu, zararlı alışkanlıklar, aldatma vb. özelliklerden herhangi biri varsa o ilişki zehirli bir ilişki haline gelir.Ve eğer zehirli bir ilişki içindeyseniz o ilişkinin içinde kalmak mı yoksa gitmek mi daha mantıklıdır?• İlişkinin içinde kalmak için ne yapmak gerekir?• İlişkide karşı taraf istediğiniz şekilde davranmıyorsa bu bir hastalığa mı işaret eder?• Hangi duru...

Psikoloji Diyor Ki; Duygularının Kölesi Olmayan Hayatın Efendisi Olur
Duygular anne karnında başlar. Bebeklik ve çocuklukta gelişir. Çocuklukta bastırılmış ve yaşanmamış duygular gelecekteki yaşamımızı olumsuz etkiler. Yaşama anlam katmak için önce duyguların farkına varmalı ve iyileşmek için duygularımızı özgürce yaşamalıyız. Duygular bizim iyi ve kötü hissetmemize neden olan işaretlerdir, insanı kesin iyi ve kötü yapmazlar. Pozitif duygular amaçlarımıza ulaşmamızda motivasyon sağlar ve hayatımıza renk katar. Negatif duygular aşırı şekilde yaşandığı zaman strese, verimsizliğe, tükenmişliğe ve bıkkınlığa neden olur. Önemli olan bütün duyguları dengede tutabilmektir. Bu kitapta duygularını keşfedip onları nasıl dengede tutabileceğini anlatmaya çalıştım çünkü duyguları soldurmak da yeşertmek de senin elinde.