Tabi ki Senden Hoşlanıyorum
“Kimseye anlatmadığım bir hikâye anlatmak istiyorum. Bu, sadece seninle benim bildiğimiz bir hikâye olacak.” Aniden kaybolan çocuk… Artık incinmek istemeyen kız… Derinleşen şüpheler ve sonunda ortaya çıkan sırlar. Titiz bir kurgu, tüyler ürpertici bir sürpriz. Nefesini kesen ve içine çeken tehlikeli bir hikâye. “Yıllarca zihnimin derinliklerinde yer alan kurgunun hikâyeleştirilmiş hali.” Lee Kkoch-Nim
İddiayla Başlayan Veda Aşkı 2
SEN SEVGİLİMSİN. İddia meselesini Nao’ya söylemeye kararlı olan Satomura, Nao’yla arasındaki mesafeyi kapatmaya çalışmaktadır. Nao ise Satomura’nın bu davranışından rahatsızlık duyar. Diğer taraftan Riko, Sousuke’den bilgi almaya çalışmaktadır. Artan kaygılar ve suçluluk duygusu... Vedaya az kaldı.
Savaşçının Açlığı 2
BESLENME İHTİYACI Açgözlülük yeteneğinin gerçek gücünü̈ keşfettikten sonra Fate Graphite, bir savaşçı olma yolunda ilk adımını atar. Artık gündüzleri Roxy Hart’ın evinde hizmetçi olarak çalışmakta, geceleri ise açlığını tatmin etmek için canavar avlamaktadır. Ancak ardında bıraktığı cesetler, etrafta dolaşan bir lich hakkında söylentilere neden olmuştur. Fate, eski düşmanı Hado Vlerick’in, diğer kimliğini öldürmek istediğini öğrendiğinde zayıf düşmüş bu yeni savaşçı intikam almak için bir plan yapar!
Zerzevan’ın Gölgesinde
Tanrı hatalarını düzeltmedikçe bu savaş son bulmayacak! Eski inançların gölgesinde, modern dünyanın tehlikeli labirentlerinde bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Roma İmparatorluğu’nun kalıntıları üzerinde yükselen Zerzevan Kalesi’nin karanlık dehlizlerinde, tarihin derinliklerinden gelen bir sır yeniden canlanıyor. Mithra inancının gizli ritüelleri ve uluslararası suç örgütlerinin acımasız dünyası, Zerzevan’ın Gölgesinde romanında kesişiyor. Kayıp bir ruh, gerçekleri yaşamaktan usanmış bir polis ve dengede durmaya çalışan kadim ırklar... Yenilmez Güneş lejyonunun yükselişini Manden Hilali engelleyebilecek mi? Yoksa Mezopotamya’nın makûs kaderi yeniden mi tecelli edecek? Yakuphan Okut, geçmişin gölgeleriyle günümüzün karmaşık ilişkilerini ustalıkla harmanlayarak, okuyucuya nefes kesen bir...
İş’te Beyin
GELECEK, “İŞ’TE BEYİN”İ KULLANABİLEN, “BEYİN DOSTU” OLABİLEN ŞİRKETLERİN OLACAKTIR. “Beyin” deyince herkesin aklına o kıvrımlı organ gelse de İş’te Beyin bir fizyoloji, tıp ya da uzmanı olduğum sinirbilim kitabı değildir. İş’te Beyin temel olarak dış motivasyonun ürünüdür. Akademik hayattan geçiş yaptığım iş dünyasında çok eğlendiğim ve öğrendiğim birçok konuyu bir araya getirip, yine iş dünyasının profesyonellerine ve henüz o dünyada yer almayan ancak aday olanlara sunduğum bir derlemedir. “Beyin kitabı” olma iddiasında olmayan bu kitabın temel fonksiyonu, iş hayatının üçüncü bir gözle değerlendirilmesi olabilir. Belki benim hayalini kurduğum “beyin dostu” şirketlerin adresini işaret eder. Dünya değişiyor, biz insanlar değişiyoruz ve gelişiyoruz. Bunun etkisinin en çok görüldüğü yer de ku...
Altın Kanatlar
TANRILARIN KÜTÜPHANESİNİN GİZLİ KAPILARI AÇILIYOR Bir telefonla hayatım sonsuza dek değişti. Kütüphanedeki işim ve en yakın arkadaşımla yaşadığımız ev benim sığınağımdı. Ta ki çılgın geçen bir gecenin ardından telefonum çalana ve hattın diğer ucundaki adam, “Kitaplardan biri kayıp,” diyene kadar. Her şeyimi kaybetmek üzereydim ve bunu göze alamazdım. Hemen Dragerfield Kütüphanesi’ne koşup o kitabı bulmak zorundaydım. “Sabahı beklemeliydin, insan.” Sürekli fantastik kitaplar okuyan bir kadının hayal gücü sınır tanımaz sanırdınız. Ama hiçbir şey beni çalıştığım yerin fae âlemine açılan bir geçit oluşuna ve karşımda bir Ejderha Tanrı bulmaya hazırlayamazdı. Drager, benim yeni gardiyanım. Kaybolan kitap artık dertlerimin en küçüğüydü. Bilmediğim bir diyara sürüklenmek üzereydim. Üstelik bu yol...
Manga ve Anime Nasıl Çizilir? Bölüm 2
AMAZON’DA EN ÇOK SATAN YAZARLARDAN BİRİ OLAN JOSEPH STEVENSON, MANGA VE ANİME NASIL ÇİZİLİR? (ANİME, MANGA VE CHİBİ DAHİL) KİTABINI SUNUYOR. BU KİTAPTA PEK ÇOK FARKLI POZ VE POZİSYONLARDA GERÇEKÇİ FİGÜRLERİ ÇİZMEYİ ÖĞRENECEKSİNİZ. JOSEPH’İN BU DETAYLI KILAVUZU SİZE MANGA VE ANİME ÇİZMENİN EN KOLAY YOLUNU GÖSTERECEK.
Dışdünyamıza Bakış
BUGÜN ARTIK SADECE BİREYSEL İNSANIN PSİKOLOJİSİNİ DEĞİL BÜYÜK GRUPLARIN BİRBİRLERİYLE NASIL İLİŞKİ KURDUĞUNU DA İNCELEMEMİZ GEREKİYOR. Değişim, 21. yüzyılda benzeri görülmemiş bir hız ve ölçekte gerçekleşmeye devam ediyor. Yapay zekâ, iletişim ve seyahat teknolojilerindeki inanılmaz ilerlemelerle birlikte savaşlar, çatışmalar ve yeni gerilimlerin eşiğinde yaşamaya devam ediyoruz. Peki psikanalitik açıdan dünyadaki büyük grupların motivasyonları bize neler anlatıyor? Bireysel psikolojinin yankılarını barındırsa da büyük grupları anlamak için beyin ve bir çift göz yeterli mi? “Öteki”nin saldırısı altında olan milyonlarca insanın yolculuğu sosyal, kültürel, politik ve ideolojik açıdan nasıl süreçlere evriliyor? Etnik çatışmalar, ulusal kimlikler, toplumsal travma gibi konularda sayısız makale...
Anlamlı Bir Hayat
Dünya, dikkatinizi dağıtıyor. Farkında mısınız? Hızla akıp giden hayatlarımız, derin düşüncelere dalmamıza pek izin vermiyor. Daha fazlasına ulaşma çabamızda, çoğumuz çok daha azıyla yetiniyoruz. Huzur bizden kaçıyor, hayal kırıklığı bizi buluyor ve tatminsizlik ruhlarımızı sarıyor. 2013 yılında yazar Jon Giganti’nin hayatı neredeyse altüst oluyordu. İşi tehlikedeydi, evliliği ise daha da kötü durumdaydı. Aynaya baktığında karşısında gördüğü kişiden hoşlanmıyordu. İki çocuk babası olarak, bir şeylerin değişmesi gerektiğini biliyordu. Şans eseri, ikinci bir fırsat elde etti. Daha çok çalışmak çözüm değildi. Daha fazla odaklanmak bu kez işe yaramayacaktı. Jon, köklü bir değişikliğe ihtiyaç duyuyordu. Dikkatini vermeye başladı ve bunu yaptığında, çözüm yavaş ama kararlı bir şekilde ortaya çık...
Fante Bukowski
Fante Bukowski, Denver, Colorado’nun batakhane barlarından Columbus, Ohio’nun köhne motellerine kadar, Amerikan yazını için ne kadar tanımlanabilir ve vazgeçilmez olsa da günümüz âdetleriyle o kadar çelişen bir edebi geleneği yaşadı: sanat adına toksik erkeklik, beyaz ayrıcalığı, baba sorunları, alkolizm ve narsisizm geleneği. Bu dönüm noktası niteliğindeki kitap, Bukowski’nin mirasını koruyan üç eserini -Fante Bukowski, Fante Bukowski İki ve Fante Bukowski Üç: Mükemmel Bir Hata - bir araya getiriyor. Bir önceki biyografi çalışması 2012 tarihli The Hypo: The Melancholic Young Lincoln ile Amerikan edebiyatında büyük bir yer edinen bir başka genç hayalperestin hikâyesini anlatan karikatürist Noah Van Sciver’ın kaleme aldığı Fante Bukowski’nin Bütün Eserleri aynı zamanda Bukowski’nin, ilk bas...
Budist Enneagramı
Enneagram sayılardan oluşan karmaşık bir mandaladır. Birlikte tek bir evreni ifade eden parçalara bölünmüştür ancak tıpkı çocukluk düşlerimde deneyimlediğim gibi, asıl anlam sürekli değişen etkileşimde mevcuttur. Budist Enneagramı, acıdan kurtuluşa giden yolda enneagramın yolumuzu nasıl aydınlatabileceğini Budist öğreti çerçevesinde keşfetmemizi sağlıyor. Enneagramın benzersiz ruhsal yolculuğumuza dair nasıl güçlü bir içgörü sağladığını ve başkalarını da kendi yolculuklarında nasıl destekleyebileceğimizi gösteriyor. Yaklaşık 30 yılını Tibet Budizmi ve enneagram üzerine paralel çalışmalar yaparak geçiren, Budist öğretmen ve New York Times’ın çok satan yazarı Susan Piver, kafa karışıklığından bilgeliğe giden yolda ilerlemenin dokuz tarzını keşfederek iki eski öğretiyi ustaca bir araya getiri...
El Âlem Ne Der?
Ben onları, cinsiyetleri ne olursa olsun çok seviyorum, onlar da birbirlerini ve beni... Yani annem ve babam onlar benim. Birbirlerine bağlılar, bana her zaman sevgi ve sıcak bir yuva verdiler. Gerçi şimdi onlara ne şekilde hitap edeceğimi bilmiyorum. Bana hep annelik yapmış olan babama, anne; bana hep babalık yapmış olan anneme, baba mı desem? Yoksa şu cinsiyet ayrımına göre süregelmiş rol paylaşımı konusunu külliyen aklımdan silip direkt isimleriyle mi hitap etsem, bilemedim... Sizce ne yapmalıyım? Bir gün kartlar yeniden dağıtılır ve ezberiniz bozulursa yadırgamayın, hayat hep yapar bunu... Siz asıl olanın “sevgi” olduğunu unutmayın yeter!
Bi’ Kahve İçmeye Yukarı Gelir misin?
Arka Kapak Yazısı: Onu, “Bi’ kahve içmeye gelir misin?” diye yukarı davet ettiğimde, ikimiz de biliyorduk bu davetin kahve ile alakalı olmadığını. Malum, bugün dünya flörtünün en popüler tetikleyici cümlesidir bu: “Bi’ kahve içmeye gelir misin?...” “Sevişelim mi?” diyemediği için, olayın adını “kahve” koymuş dünyalılar. Selda Terek’in metaforik anlatım tekniği ile günümüz insanının içsesleriyle birleştirip usta üslubuyla kaleme aldığı, mizah öğeleri de içeren bu hikâyesinde kendinizden çok fazla parça bulacaksınız. Ve soruyor yazar: “Yeryüzündeki hangi hazzı ‘aşk’ ile takas edebilirsiniz?”
Bırakmak Kendini Bulmaktır
Canınızı acıtan ipleri bırakmanın zamanı gelmiş olamaz mı? Bizim de hayatımızda farkında olmasak da tuttuğumuz ipler var. Kendimizden taviz verdiğimiz, kendimizi arka plana aldığımız, aman buna bir şey olmasın, aman bu incinmesin dediğimiz insanlar var iplerin ucunda. Bu şekilde hiçbir yere varamadığımızı bilmemize rağmen düzenimiz altüst olmasın diye durumumuzdan memnunmuşuz gibi davranıyoruz. Size çok basit bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Siz yokken, siz ipleri yeni yeni elinize alırken, ipin ucundakiler sizden önce nasıl yaşıyorlardıysa siz olmadan da yaşayabilirler değil mi? Onları sizsiz yapamayacağınıza inandıran yine sizdiniz. Bu yüzden ipleri bırakmaktan korkmayın. İpin diğer ucundakiler siz olmadan da hayatlarına devam edebilirler tıpkı daha önce devam ettikleri gibi. İpleri bır...
Kafamın İçi Kıyamet
ÇEVRENİZDEKİ İNSANLAR YENİ ŞARKILAR KEŞFEDİYORKEN, SİZ BİR ŞARKIYA TAKILI KALIYORSANIZ, KAYBETMİŞSİNİZDİR. Ben aslında iyi biriyim! Neden sürekli düşüncelere kapıldığımı bilmiyorum. Düşünmekten yorulduğumu biliyorum sadece. Beni yüzüstü bırakan insanları dahi kırmamak için, kelimelerimi seçerek konuşmak zorunda olduğumdan kızıyorum kendime. Doğru, insan giderken geride bırakamıyor geçmişini. Kırmamak için sustuğum, üzmemek için elimden geleni yaptığım, kavga etmemek için uzaklaştığım ve hak etmediği halde değer verdiğim o insanların bana bıraktığı tek şey kafamın içindeki düşünce kıyameti. Onur Kankaya, kendi yaşadığı deneyimleri, kafasında oluşan sorunları ve soruları bambaşka bir bakış açısıyla bizlere sunuyor. Belki de bu sorular hepimizin en derinimizdeki kendimize sorduğu sorulardır.....
Bekâret Engeli
Cidden öfkelenmiştim ama o anda kalkıp gitsem, bu savaş alanını yenilgiyle terk etmiş olacaktım. Onun yerine her aşırı stres anında yaptığım gibi başımı özgüvenle kaldırdım, saçlarımı arkaya attım ve “Tamam kabul!” dedim. “Bir an önce halledelim şu işi de siz de bu kibrinizden vazgeçin. Sergileyin tüm hünerinizi, siz beni bekâretimden kurtarın, ben de sizi bu aşırı küstahlık ve özgüveninizden...” Hayatı boyunca “bekâretinin” önüne bir engelmiş gibi koyulduğu bir dünyada, bir genç kıza özgürleşme yolunun “ondan kurtulmak” olduğunu düşündüren zihniyet nedir? Usta bir kalemden okuyacaksınız!
BEM 1
ONLAR YARI YOUKAİ YARI İNSALAR... RİFURA ŞEHRİNDE KENTİN ZENGİNLERİNİN BİR ARAYA GELDİĞİ YUK ARI TARAF İLE YOKSULLU K VE SUÇUN FIŞKIRDIĞI DIŞARI TARAF... ŞEHRE YEN İ TAŞINAN BİR KADIN MEMUR: SONİA... SONİA, İNSANLAR I KORUMAK ADINA OL AYLARIN PEŞİNDE KOŞARKEN “ÇİRKİN GÖRÜNÜMLÜ ÜÇ CANAVAR” İLE KARŞILAŞIR. SONİA’YI RİFURA ŞEHRİNDE HEYECANLI GÜNLER BEKLEMEKTEDİR...
Moda Psikolojisi
Türkiye’nin ilk moda psikoloğu Mutlu Barış, yine Türkiye’de yazılmış kurgu olmayan, ilk Moda Psikolojisi kitabına imzasını atıyor ve insan-kıyafet ilişkisini, giyim ve ruh hali arasındaki ilişkiyi, giyim terapisini ve kıyafetlerin üzerimizdeki gücünü okurlarına sunuyor. Mutlu Barış, İtalya’da moda eğitimi almış bir psikolog ve terapisttir. İlk kitabı “Giyim Terapisti” bir moda psikoloğunun hikayesini anlatıyordu ve bir moda psikoloğunun yaptığı işe dair bir içgörü sunuyordu. İkinci kitabı ise, kıyafetlerin gücü, giyim terapisi ve gardrobunuzun size anlattıkları gibi konuları ele alan, moda psikolojisine bir giriş niteliğinde. Eğlenceli, ilgi çekici ve okumaya değer bir kitap. Sayfalarını açın ve Uzman Mutlu Barış’ın ellerinden, moda psikolojisi dünyasına adım atın.Prof. Jamie Hacker Hughes...
Ses Kaydı
Çok şükür, şu aralar mükemmel bir terk ediliş ıstırabım var da şarkılar daha anlamlı geliyor kulağıma. Sanki “Ayrılık Acısına Kadın Arkadaş Desteği Derneği” kurmuşlar, üyeleri de toplanıp cümbür cemaat bana taziye ziyaretine gelmişler. Sorun ne, neyi kaybetmişim? Sevgilimi... Sevgili bile değildi, bildiğin mahrem gölge: “fuckbuddy...” O halde neden herkes bana karşı bu kadar hassas ve neden bu kadar üzgünüm? İçimde bir gedik var ve bunu o açmadı, biliyorum. Yazar diyor ki: “Gerçek, varsayılandan farklıdır çoğu zaman... Varsayımlarımıza, düşünce kalıplarımıza kurban verdiğimiz bir ömür yaşıyoruz belki de.” Gerçeği bilseydik, farklı davranabilir miydik? Yine bir metaforik anlatım ve yine ustalıkla işlenmiş gerçek yaşamdan alınmış bir öykü...
Affedebilecek misin?
Doğum günüme gelecek misafirlere hazırlık yapıyordum. Banyodan gelen korkunç sesi duyduğumda duş kabininin camı patladı sandım. Aklıma ilk gelen bu oldu nedense. Mikseri çırpmakta olduğum yumurtanın tabağına bıraktığım gibi banyoya koştum. Bu hikâyenin gerçek hayatta yaşandığına inanmak o kadar zor ki. Ama maalesef gerçek bu! Kendini banyoda tabancasıyla vuran bir genç... Geriye ıstıraptan başka ne kalıyor bir bakalım mı? Yazar soruyor: “Kendini yok ederek seni de öldürenler var; onları affetmen mümkün mü?” Hayat öyle ya da böyle devam ediyor; yükleri, travmaları, düğümleriyle... Ama her beladan güçlenerek çıkmak mümkün... Başkalarını canına kıyarak cezalandırma! Senden sonra da gülümsemeyi başaracaklar.
Wabi Sabi Bir Japon Öğretisi Olarak Kusurdaki Bilgelik
HER KUSUR BİR HİKÂYE ANLATIR. Bilgelik kusurları kabullenmekle ilgili değildir, kusurun içindeki güzelliği seçip görebilecek kadar yaşamı bir sanata dönüştürebilmekle ilgilidir. Wabi Sabi kusurları sorgulamadan bağrımıza basmanın felsefesi değildir, kusurlu olanın zaten çok özel ve içkin bir güzellik barındırdığının farkında olmaktır. Kusursuzluk arayışı ve saplantısı bir tür hastalıktır. İnsanı yoran, gerçeklikten koparan, yapaylaştıran, hissizleştiren, cansızlaştıran bir hastalık... Oysa kusurlar alışılmadık olandır ve alışılmadık olanda sonsuz bir hayat vardır. Wabi Sabi, yüksek bir bilinç seviyesi gerektirir. Hayatınızın her alanını dönüştürmeye talip olan bu kitap, son zamanlardaki en hayat dolu yoldaşınız olmaya adaydır.
Borodino Trampetçisi
İmparator, genç trampetçi Vincent’a gülümsedi. Zaten herkes ona gülümserdi... Napolyon’un korkunç Rusya seferinin karanlık evreninde umudun varlığını sürdürebilen tek bir kişinin, büyük ordu kendi kıyametine ilerlerken çevresindeki herkesin koruduğu ve üzerine titrediği son masumiyet kalıntısının epik hikâyesi. Bu muhteşem öyküyü, bir müzenin koridorlarında geziyor gibi her biri sanat eseri olan karelerle takip edeceksiniz.
Denizin Derinliklerinde Hayatta Kalmak
HARİKA BİR HAYATTA KALMA MACERASI BU SEFER DENİZİN DERİNLİKLERİNDE! AMMONİT’İ KURTARIN! HİPOKRAT’IN TEKNOLOJİSİYLE ÜRETİLEN AMMONİT DENİZALTISINA BİNEN JİO VE FİFİ, BİNLERCE METRE DERİNLİĞE İNİYOR! BİR SANTİM ÖNÜNÜZÜ BİLE GÖREMEDİĞİNİZ KARANLIK DERİN DENİZDE GERÇEKTEN HİÇBİR ŞEY YOK MU? TABİİ Kİ VAR! DERİN DENİZE İNEN BU ÇOCUKLARIN ÖNÜNE, 18 METRE UZUNLUĞUNDAKİ DEV KALAMAR VE DENİZİN HAYDUDU İSPERMEÇET BALİNASI DAHİL OLMAK ÜZERE ÇEŞİTLİ EKOSİSTEMLER ÇIKIYOR. GİZEMLİ AMA AŞIRI TEHLİKELİ DENİZİN DERİNLİKLERİNDE HAYATTA KALIN!
Trace 6
ADLİ TIP ARAŞTIRMACILARINDAN MANO REİJİ. HER ZAMAN GERÇEKLERİN PEŞİNDE OLAN ADLİ TIP ARAŞTIRMACISI MANO REİJİ’YE, BİR APARTMAN DAİRESİNDE İŞLENEN CİNAYETE AİT BULGULAR GELİR. BUNLAR, OLAY YERİNDE BIRAKILAN 21 SİGARA İZMARİTİ VE 236 KAN LEKESİNDEN İBARETTİR. ÜSTELİK BU DAVANIN KİLİT TANIĞI DA “NERİMA CİNAYETİ DAVASI”NDAN SORUMLU DEDEKTİFİN OĞLUDUR. MANO’NUN ELİNDEKİ YENİ İPUÇLARI, 24 YIL ÖNCE YAŞANANLARI HATIRLATMAYA BAŞLAR.