
Hayır Diyebilme Sanatı
Gerçekten "özgür" müsünüz? Dilediğiniz zaman dilediğiniz yemeği yiyebiliyor olmak mıdır sizce özgürlük? Toplumsal hiçbir baskı hissetmeden içinizden geldiği gibi giyinebiliyor olmak mı yoksa? Canınızın istediği saatte uyuyup, canınızın istediği saatte uyanarak, yine canınızın istediği saatlerde istediğiniz kadar çalışarak, ihtiyacınız olan parayı kazanabilmeniz mi? Bir hafta sonu tatilinde cep telefonunuzu kapattığınızda mı özgür hissediyorsunuz sadece kendinizi? Hayatınızla ilgili her kararınızı sadece kendinizi düşünerek mi alıyorsunuz? Kaderinizin ipleri tamamen sizin elinizde mi? Başkalarının sizden yararlandığını düşündüğünüz oluyor mu? Kaybetmekten korktuğunuz insanlar yok mu? Değişmeye ne kadar açıksınız? En azından yumurtayı nasıl yemekten hoşlandığınızı düşünün. İlle de rafadan mı...

Şifacı Günceleri 8
Maomao'yla oynadığı şogi oyununu kaybedip üstüne bir de sarhoş olan Lakan, rüyasında eskiden tanıdığı bir fahişeyi görür. Lakan'ın hem onunla hem de kızıyla yaşadıklarını hatırlaması, ilginç gelişmeleri beraberinde getirecektir... Rokushoukan'da gözlerini açan Lakan, hangi fahişeyi gelin alacaktır?... Maomao'nun doğumunun ardındaki gizem, sekizinci ciltte ortaya çıkıyor!

Şifacı Günceleri 9
Uzun zaman sonra ilk defa hareme kervan gelir. Maomao da Shaoran ile beraber alışveriş yapmak için kervana gider ve orada kediyi yakalayan cariyeyle tanışır. Daha sonra Jinshi yine Maomao'ya bir konu hakkında danışır. Bunun sonucunda beklenmedik olaylar onları takip edecektir... Dokuzuncu cilt yeni maceralar ve gizemlerle dolu!

Şifacı Günceleri 10
Yabancı bir ülkeden gelen kadın elçileri ağırlamak için Saray’da bir ziyafet verilir. Maomao, elçileri memnun etmek için dolunayın altında dans eden bir ay perisini gözler önüne çıkarır. Elçiler gittikten sonra ise Maomao, kervanın hareme neden parfüm getirdiğini merak etmeye başlar… Onuncu ciltte dedektifliğini konuşturan Maomao, gizli planıyla yeni bir sırrı çözmeye çalışır!

Joker – Tek Kişilik Operasyon 2
Adaletin simgesi Batman ve onun efsanevi düşmanı Joker… Gotham City’nin sahnesinde her zaman kapışan bu ikili, bir gün büyük bir sürprizle karşı karşıya kalır: Batman bir bebek olur! Batman’i büyütmeye karar veren Joker, tek kişilik operasyonu sırasında hiç beklemediği durumlarla yüzleşecektir. Bebek Bruce ile ilgilenen gizemli bir hizmetkâr ise Joker’in küçük ailesi için yeni sorunlar doğuracaktır. Çocuk büyütmenin zorluklarıyla cebelleşen süper kötü Joker ve Bebek Bruce, bu kahkaha dolu serinin ikinci cildinde karşınızda!

Joker – Tek Kişilik Operasyon 1
Adaletin simgesi Batman ve onun efsanevi düşmanı Joker… Gotham City’nin sahnesinde her zaman kapışan bu ikili, bir gün büyük bir sürprizle karşı karşıya kalır: Batman bir bebek olur! Joker, kötülüğü kanıtlamak için adaletin temellerini öğrenmenin şart olduğuna karar verir ve bebek Batman’i bir süper kahraman olarak yetiştirme görevini üstlenir… Bir kötü adamın kahkahalara boğacak bebek bakıcılığı macerası başlıyor!

İddiayla Başlayan Veda Aşkı 1
"SEN YAPARSIN! BUZLARIN DEMİR LEYDİSİNİ TAVLA!" Soğuk ve işini ciddiyetle yapan Nao Yoshinaga işyerinde "Buzların Demir Leydisi" olarak bilinmektedir. Bir gün Nao, platonik aşkı Satomura'nın zorla kendisiyle ilgili bir iddiaya dahil olduğuna tanıklık eder! "Ama bu benim için bir şans değil mi?" İkilinin bir iddiayla başlayan aşkında neler olacak?

Çılgın Cadının Sıra Dışı Aile Hayatı 1
Ormanda yaşayan cadı Alyssa, bir gün bir insan yavrusu bulur. Kafası allak bullak da olsa bebeğe "Viola" adını vererek onu büyütmeye karar verir. On altı yıl sonra Viola, Alyssa'yı çok seven bir anne canavarına dönüşmüştür. Ayrıca hayal edebileceğinizden daha çok büyümüştür. Ama bu kadar büyümek de fazla! Görünüşleri birbirinin tam tersi olan cadı ve kızının içinizi ısıtacak komedisi birinci cildiyle karşınızda!

Şifacı Günceleri 2
Eski bir şifacı olan Maomao, hadım Jinshi tarafından keşfedilerek Gyokuyo Hanım'ın hizmetkârlığına getirilmişti. Şimdiyse İmparator'dan bizzat aldığı bir emri başarıyla yerine getirmek, sonra da ilk bahçe partisine katılmak zorunda... İkinci cilt merak ve bilgi açlığıyla hareket eden ve beklenmedik bir şekilde dikkatleri üzerine çeken Maomao'yu anlatıyor.

Brutal 5
KÖTÜLÜĞÜ YARGILAYACAK OLAN ANCAK ŞEYTANDIR. ZORBALIK, TEHDİTLER VE ÇOCUKLARA KARŞI KÖTÜLÜK! KÖTÜLÜKLERİ GÜÇ İLE ÖRTBAS EDEN SAPKIN BİR ÖĞRETMEN! ÇOCUKLARI İSTİSMAR EDEN BİR ADAM. ADALETİN YARGILAMADIĞI AŞAĞILIK PİSLİKLERİ, BÜYÜKŞEHİR POLİS DEPARTMANI BİRİNCİ SORUŞTURMA BÖLÜMÜ’NDEN DAN HİROKİ LİNÇ EDİYOR!

Varoluşçu Terapi
“Hakİkatİn ödülü hakİkatİn kendİsİdİr.” – Platon Boşluk duygusu, anlam arayışı ve varoluşun zorlu şartları karşısında kendine çıkış yolu arayanlar için güçlü ve etkili yöntemlerden biridir varoluşçu terapi... İnsanın varoluşundan kaynaklanan konulara odaklanan bu felsefi terapi yaklaşımı, hayata anlam katmanın, yaşamı değerli kılmanın belli başlı yolları hakkında okumaya, düşünmeye ve uygulamaya davet ediyor sizi. Hayat en katlanılmaz olduğu zamanlarda bile anlamlıdır. İnsan yaşadığı acıya, korkuya ve suçluluk duygusuna rağmen içindeki iyiyi ortaya çıkarabilme potansiyeline sahiptir. Her olumsuzluk, yaratıcı bir güce dönüştürülebilir. Nasıl mı? Varoluşçu terapi alanında dünya çapında haklı bir üne sahip olan Prof. Emmy van Deurzen ve varoluşçu terapist Claire Arnold-Baker’ın kaleme aldığı ...

Hipertansiyon Korkulacak Bir Hastalık Değildir
İlk kitabı Kolesterol Gerçeği ile kalp ve damar hastalıklarının önlenebilir olduğuyla ilgili büyük farkındalık oluşturan Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş, bu çalışmasında ise ülkemizde ve dünyada son derece yaygın olan hipertansiyon hakkında yüksek farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Hipertansiyon hakkında bilmeniz gereken en temel bilgiler, doğru bilinen yanlışlar ve en önemlisi hasta hikâyeleriyle bu kitap, bir başvuru kaynağı olmanın yanında hastalar ve hasta yakınları için de önemli bir referans olacak. "Profesör Bozbaş birlikte çalışmaktan gurur duyduğum bir hekimdir. Değerli eserinde halk dilinde tansiyon yüksekliği diye bilinen hipertansiyonu hem kolay anlaşılır hem de bilimsel olarak anlatmıştır. Bu sayede toplumun tıbbi bilgi dağarcığını da zenginleştirmektedir. Kendisini kutluyor ve başar...

Ben Kendime Yeterim
Nereye gittiğini bilen birine, bütün dünya yol verir. Karanlık, ne kaderindir ne de bir süreç... Çakacağın bir kibrite bakar aydınlığın. Herkes kendi yolunun ışığı olmak zorundadır. Ne geçmişin gölgesine kaç ne de geleceğin belirsizliğinden kork... Hayat, bilinmezliğiyle güzeldir aslında. Hesapsız kitapsız oluşuyla sürprizlidir. Hiçbir şeyin garantisi yok... Tam da bu yüzden cesur olanların sahnesidir dünya... Sahnenin kenarındaki güvenli koltuklarında oturup, olan biteni izleyenler ne bilsinler yaraları iyileştirebilmeyi, ne bilsinler düştükten sonra ayağa kalkmanın hazzını, ne bilsinler aşkı, ayrılığı, hayal kırıklığını ve her şeye rağmen yeniden sevebilmenin gücünü? Ne bilsinler kaybetmeyi, kazanmayı? Yolda olmak yaşamaktır, sahnede olmak hayatta olmaktır.

Dünya Okulunda Ruhun Devrimi
"DÜNYAYA HÂLÂ KIZGINSAN, KENDİNLE KAVGAN HENÜZ BİTMEMİŞ DEMEKTİR." --ŞEMS-İ TEBRİZİ Bugüne kadar karşılaştığın zorluklar, yaşadığın acılar ve içine doğduğun sınırlı koşullar ya seni çok daha gelişmiş bir bilinç boyutuna çıkarmak içinse? Dibe vurduğunu düşündüğün an, seni çok daha yukarı sıçratmak için büyük bir planı varsa hayatın? Kendi hikâyenin başrolündeki insanlar ya seni sana uyandırmak için, sana içindeki mucizeyi göstermek için seçtiğin yol arkadaşların, aynalarınsa? Ya yaşanmışlıklar sadece bir tesadüf değilse, ya tüm karşılaşmalar bir tevafuk ise? Sen dünyaya kendini fethetmeye, keşfetmeye, ruhundaki ilahi gücü deneyimlemeye geldin. Ne olduğunu, kim olduğunu, neye dönüşmek üzere var olduğunu öğrenmek isteyenlerden biri olduğun için bu kitapla buluşuyorsun. O halde şimdi içindeki ...

Bırak Olduğu Gibi Gelsin Hayat - Sevme Kusurları Genişletilmiş Baskı
KAYBETME KORKUSU BİRİNİ ÇOK SEVMEKTEN DEĞİL, KENDİNİ HİÇ SEVMEMEKTENDİR. Sevdiğiniz insanı çok kıskandığınız oluyor mu? Peki ya, sevdiğiniz için kendinizi gözden çıkardığınız, var gücünüzle fedakârlıklarda bulunduğunuz, kendinizi sorgusuzca uğruna adadığınız, benliğinizden çaldığınız zamanlar var mı? Sevdiğiniz için hep bir şeylere katlandığınız, tahammül etmek zorunda kaldığınız, acı çektiğiniz, çaresiz hissettiğiniz oluyor mu? Bu şekilde giderek sevginin içinde kendiniz olmaktan uzaklaştığınızın farkına varabiliyor musunuz? Bütün bunlar sevginin mutlak birer parçasıymış gibi geliyorsa size, sevginin içinde değil, sevgi sandığınız bir hissin içinde kayboluyorsunuz demektir. Sevgi tahammül etmek değildir, katlanmak, adanmak ve bu yolda benliğinizi gözden çıkarmak da değildir. Sevgi sandığı...

Sen Yola Çık Yol Sana Görünür
Her Şey Vaktini Bekler. Ne Gül Vaktinden Önce Açar Ne de Güneş Vaktinden Önce Doğar. Biraz Sabret Senin Olan Sana Gelecektir. Mevlana 21. yüzyılda dünyanın başına gelenleri görseydi acaba ne düşünürdü? Bu hız çağında boğuştuğumuz sorunları çözüme ulaştırmak için bize nasıl yol gösterirdi? Hakan Mengüç, kaleme aldığı bu yeni kitabında tam da bu soruların yanıtını arıyor. Büyük düşünür, sekiz yüz yıl öncesinden sesleniyor çağımızın acı çeken ruhlarına... Onlara 21 altın kuralı hatırlatıyor! Hiçbir şeyin çaresiz ve çözümsüz olmadığını, her derdin içinde bir derman saklı olduğunu fısıldıyor. Peki ya o dermanı bulmak mümkün mü? Doğru yere bakınca evet... Doğru yeri bilen gönül gözünü uyandırmanın tam zamanı... Aradığın hazine tam olarak durduğun yerde. Hoş geldin yol arkadaşım.

Kadın Olmayı Hatırlamak
Annem gibi olmayacağım ve babam gibi biriyle evlenmeyeceğim… Allah’ım, beni neden erkek yaratmadın? Erkek olsaydım, yapacağımı bilirdim! Gece gündüz çalışıyorum, para bana zor geliyor ve elimde durmadan hemen gidiyor! Erkeklerin işi gücü cinsellik; hiç mi düzgün adam kalmadı! Aldatıldım! Terk edildim! Çaresizim! Mutlu değilim! Endişelerim her geçen gün artıyor! Huzurlu değilim! Hak ettiğim yerde değilim! Bedenimle barışık değilim! "Endişe etmekten, kontrolcü olmaktan, mükemmeliyetçilikten, kafaya takmaktan, dünyayı sırtımda taşımaktan, gözyaşlarımı içime atmaktan, gece başımı sevgi dolu bir omza dayamak yerine yastığa sıkıştırmaktan, insanlar ne der, diye düşünmekten, annemin babamın endişelerinden ve hayatıma karışmalarından, kendi yolumu bulamamaktan, kilo almaktan, erkekleri anlayamamak...

Kozmik Ritim - Âhenk
“HAYAT, ÇEŞİTLİ SEMBOLLERİ KULLANARAK MATEMATİKSEL BİR DİLLE YAZILAN KİTAP GİBİDİR. OKUYUP ANLADIKÇA, KÂİNATIN KURULU BİR DÜZEN İÇERİSİNDE, ÂHENKLE DANS ETTİĞİNİ GÖRÜRÜZ.” Hayatın, basit gibi görünen derin bir sorusu vardır: “Bu dünyadaki amacın ne?” Bu derin soru, seni varlığının anlamını keşfetmeye çağırır. İçindeki saklı potansiyeli uyandırmak, yaşamına sağlık, denge ve anlam katmanın anahtarıdır. Elindeki kitap, bu yolculukta rehberin olacak. Kim olursan ol; ister b ir öğrenci, ister yoğun bir çalışan ya da hayatında yeni bir sayfa açmak isteyen bir kişi... Bu kitap, sana kendi enerji merkezlerini tanıma ve yaşamına yepyeni bir bakış açısıyla yaklaşma fırsatı sunuyor. Her sayfa, seni hayatına yepyeni bir gözle bakmaya, içsel gücünü uyandırmaya davet ediyor. Kendi melodini yaratmaya, ha...

Şeytan Tüyü
BEN ADRENALİN İÇİN YAŞIYORUM, ZEVK ALDIĞIM ŞEYLER BANA ADRENALİN VERİR VE BEN BU YOĞUN HEYECAN HİSSİNİ YAŞAMAK İÇİN HER ŞEYİ YAPARIM. Bir insanın ruhundaki kötülük potansiyeli nedir? Bir erkeğin sahip olduğu o tuhaf çekicilik, ya bir şeytana aitse? Peki bizler içimizdeki cehennem potansiyelinin farkında mıyız? Ünlü yazar ve ilişki koçu Adil Yıldırım, Şeytan Tüyü isimli romanında zengin, güçlü, kırklı yaşlarındaki bir adamın kendi şeytanıyla olan ilişkisini aktarırken, okuyucuların da ne kadar “şeytani” özelliklere sahip olabileceğine dair kendileriyle yüzleşmelerini sağlıyor. “Benim hayat anlayışım hedonizmdir. Özel hayatım genel olarak ya yatakta ya da restoranda geçiyor. Ya sevişiyorum ya da bunu yapabilmek için yeterince besleniyorum. Benim en büyük zevkim kadınlar. Evli olmam, hatta ka...

Hikâyeden Adamlar
KIRILAN KALEMLER YAZMAYA DEVAM EDER. HEM DE KIRILDIĞI YERDEN… Yeryüzünün en güçlü akıntısına sahip nehrinde, akıntıya karşı yüzen ve nehrin kaynağına ulaşarak imkânsızı mümküne çeviren tek balıktır Koi. Azmi ve başarıyı temsil eder. Esareti cesarete dönüştürür ve küçük bir balık olarak başladığı hikâyenin sonunda güçlü bir ejderhaya dönüşür. Biz de, bu karmaşanın içinde unutulan değerlere, özlediğimiz inceliklere, bizi biz yapan kaynağa, özümüze ulaşmaya çalışıyoruz. Yol bizi nereye götürür bilinmez ama bazen akıntının tersine yüzmenin de ilerleme sayıldığını biliyoruz. Eğer karşılaştıysak, seninle aynı suda yüzüyoruz demektir. Senin için ayırdığımız sayfalara kendi hikâyeni yazmanı ve akıntıya karşı birlikte yüzmeyi diliyoruz. Elindeki bu kitap, bir arayış içerir. Belki de hikâyenin sonun...

Bilincin Yeniden İnşası
"Evrenin sırlarını bulmak istiyorsan, enerji, frekans ve titreşimi düşün." - NIkola Tesla Neşe, coşku, mutluluk ve yaratım gücü birer mucize değildir. Sağlıklı ilişkiler, gerçek bir aşk, güvende bir hayat ve bereketli bir para akışı, şansla ya da talihle hiç ilgili değildir. Hepsi birer bilinç meselesidir. Spinoza’nın da dediği gibi: "Neşe, en yüksek bilinç seviyesidir." Çok satan Dünya Okulunda Ruhun Devrimi kitabının yazarı Anıl Şehirlioğlu’nun kaleme aldığı Bilincin Yeniden İnşası, arzulanan hayatı dileyip beklemeyi değil, buna karar verip bilinci baştan programlayarak gerçekleştirmenin en kolay, en pratik ve güçlü yollarını anlatıyor.

Hepimiz Narsistiz
“Patolojik narsisizm, hayattan istediğini alamayanın, alsa da tatmin olamayanın huzursuzluğudur.” Klinik Psikolog Şule Öncü “Çöl büyür; yazık içinde çöller saklayana.” Friedrich Nietzsche Bu kitap, narsist olduğu ilk bakışta anlaşılan büyüklenmeci narsist bireyler kadar; narsist olduğu fark edilmeyen; sadece mağdur, depresif ya da bağımlı sanılan; yaşam akışı tıkanmış, potansiyelini gerçekleştirememiş kırgınlarla, küskünlerle ve kindarlarla, yani örtük narsistlerle ilgili. Belki kendini bildin bileli babandan kurtarmaya çalıştığın annenle, köken ailesinden kurtarmaya çalıştığın babanla, kendisinden kurtarmaya çalıştığın eşinle, sevgilinle ilgili. Ve aslında seninle, hepimizle ilgili. Hepimizin içine az çok sızmış ve sızmakta olan patolojik narsisizme direnebilmen; narsisistik istismarla ta...

Ne İstersen Değil Neysen Onu Çekersin
Gördüğümde inanırım inandığımda görürüm. Artık bir dönüm noktasındayız. Kuantum fiziği, evrenin görünenden ibaret olmadığını kanıtlayarak, kendi yaşamlarımızın yaratıcıları, hatta sanatçıları olduğumuzu da ortaya koyuyor. Tezahür etmek, var etmek, sadece irade meselesi değildir, aynı zamanda bir sanattır. Bu kitap sayesinde, Kuantum Tezahür Ustalığı yolunda edineceğiniz bilgilerle zamanın ötesinde bir deneyim yaşayacaksınız, hem de saniyeler içinde. İçdünyanızda başlatacağınız devrimsel dönüşümleri, içinde yaşadığınız dünyada tezahür ettirmeye başladığınızda, hayatın olasılıklarla dolu bir sahne olduğunu anlayacaksınız. Tezahür bir “İste ve olsun!” süreci değildir, “İste ve gerçekleştir!” deneyimidir.

Uzun İlişkilerin Sırrı
"Beni olduğum gibi sev, olmamı istediğin gibi değil!" İlişkiler, insanın kendiyle yüzleşme alanlarıdır. Hepimiz her insanda bambaşka insanlar olur, başka yönlerimizi, başka yüzlerimizi görürüz. İlişkiler, yaşam yolculuğu boyunca tecrübe ettiğimiz gelişim sürecinin en kıymetli parçalarıdır. İlişkiler, sınavımız değildir. Bir başarı ya da başarısızlık hikâyesine de dönüştürülmemelidir. İlişkiler dönüşüm alanlarımızdır, kendimizi bir başkasında görmek, kendimizi bir başkasında sevebilmek, hatta çoğu zaman kendimizle ilk kez tanışmaktır. Uzun bir ilişkinin sırrı sevmek ama kırmadan, dökmeden sevebilmek. Bugünlerde insanların sevilmeye ama kırmadan dökmeden sevilmeye ihtiyacı var. Güvenebilmeye ihtiyacı var, çünkü güvenin olmadığı yerde sevgi de olamaz. Sabra ihtiyacı var, hemen ilk kavgada ayr...