
Ben Neyim
"Başkalarının gürültüsünü değil, kalbinin fısıltısını dinle..." Bu bir yolculuk. Neyin sazlıkta başlayıp neyzenin nefesiyle ruh bulduğu olgunlaşma yolculuğu... Kapıları sana açılan, sende başlayıp sende biten bir tekâmül... İlişkinde, bedeninde, zihninde ve kazancında hayatını dengelemek yolunda verdiğin bütün çabalarına rehberlik etmek üzere yazılmış olan bu kitap, bir başına aralamayı başaramadığın kapıları ardına kadar açabilmek için buluştu seninle. Aslında muhtaç olduğun bilgi hep ortadaydı. Yaradan seninle her an konuştu ama duyamadın, çünkü zihnin fazla gürültülüydü. Sana yardımcı olabilecek insanlar hep vardı ama sen onları hayatına dahil etmedin çünkü kalbin başkalarına güvenmeyi unuttu. Önüne çıkan her engelden kaçındın, çünkü içinde uykuya bıraktığın potansiyelinden çoktan vazge...

Yaşamak Sakinlik İster
Sen yavaşladığında her şey düzelecek... Ne kadar hızlı olursan hayatı o kadar erken ve kuvvetli yakalarsın gibi geliyor. Ne kadar hızlı olursan o kadar başarılı ve kazançlı olacağına inanıyorsun. Hayatta kalabilmenin tek çaresi, çağın hızına ayak uydurabilmek diye düşünüyorsun. Oysa sen hızlandıkça, stres ve kaos artıyor sadece... Sen hızlandıkça çözümsüz görünen sorunlar, kaygı ve belirsizlik çoğalıyor. Çözmek için daha da hızlandığında, çözümsüz bir hal alıyor her şey... Ne zaman çözümcü, üretken, başarılı, kazançlı ve en önemlisi de sağlıklı olursun biliyor musun? Yavaşladığında... Çünkü sakinliğin içinde çözüm vardır, çare vardır, yaratıcılık ve fikir vardır. Sakinlikte bilgelik, bilgelikte anlam ve değer vardır. Sakinlik "detay" demektir ve unutma ki farkı yaratacak olan da yine detay...

Haysiyet
"Adaletsizliği değiştiremezsiniz ama adaletsizlik karşısındaki duruşunuzu değiştirebilirsiniz." Haysiyet kırgınlığının ayaklanması, ruhun ayaklanmasıdır. Ayaklanabilen bir ruhsa, insanın mucizesidir. İnsanı insan yapan yegâne mucize... Yaşamaktaki efsun, insan ruhunun haysiyet okyanusuna dalmasıyla bulunur ancak. Haklı, haksızın zorbalığı karşısında kendini kurban etmekten vazgeçtiği gün kaderin makûs döngüsü de değişir. Kuzu, kurda av olmaktan bıkmıştır artık. Boyun eğmek yerine haysiyetini korumak yolunu seçmiştir. Pınarın suyunda onun da kurt kadar hakkı vardır çünkü. Hırlayan kurdun keskin dişlerinden ve tehdidinden korkarak yaşamak da bir tür intihardır ne de olsa... Kuzular, kurda av oldukları masalın sonunu yeniden yazmak istiyor artık.

Kadınlar Sıcak Erkekler Soğuk Sever
İlişkilerin doğası karmaşıktır. İnişleri çıkışları vardır. Kadınla erkek arasında işler her zaman yolunda gitmeyebilir, tıpkı hayat gibi... İlişkiler bazen sıcaktır, içinizi ısıtır, bazen soğuktur ürpertir. Her ilişkinin kendince bir ritmi vardır ve hep değişkendir. Kadınla erkeğin doğası birbirine hiç benzemez. Problem çözme becerileri, yalnızlıkla başa çıkma yolları, ilişkiden beklentileri, iletişim modelleri, cinselliğe bakışları ve motivasyonları çok farklıdır. Bir kadını elde etmenin yolu ondan uzak durmak yerine ona ilgi göstermekken, bir erkeği elde etmek için dozu iyi ayarlanmış mesafelere ihtiyaç vardır. Çok satan Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir, Kararı Ben Veririm ve Süt Lekesi kitaplarının yazarı Uzman Psikolog Esra Ezmeci, bu kez kadın erkek ilişkilerinin doğasını ve dinami...

Uzun İlişkilerin Sırrı
"Beni olduğum gibi sev, olmamı istediğin gibi değil!" İlişkiler, insanın kendiyle yüzleşme alanlarıdır. Hepimiz her insanda bambaşka insanlar olur, başka yönlerimizi, başka yüzlerimizi görürüz. İlişkiler, yaşam yolculuğu boyunca tecrübe ettiğimiz gelişim sürecinin en kıymetli parçalarıdır. İlişkiler, sınavımız değildir. Bir başarı ya da başarısızlık hikâyesine de dönüştürülmemelidir. İlişkiler dönüşüm alanlarımızdır, kendimizi bir başkasında görmek, kendimizi bir başkasında sevebilmek, hatta çoğu zaman kendimizle ilk kez tanışmaktır. Uzun bir ilişkinin sırrı sevmek ama kırmadan, dökmeden sevebilmek. Bugünlerde insanların sevilmeye ama kırmadan dökmeden sevilmeye ihtiyacı var. Güvenebilmeye ihtiyacı var, çünkü güvenin olmadığı yerde sevgi de olamaz. Sabra ihtiyacı var, hemen ilk kavgada ayr...

Keine Begegnung İn Unserem Leben İst Ein Zufall
Das Schicksal, es lässt von niemandem ab. Es wird jeden Augenblick neu geschrieben. Manchmal geschehen solche Dinge, dass du Sachen tust, die du dir niemals hättest vorstellen können. Dass du Dinge erträgst, die du dir niemals hättest ausmalen können. Dass du liebst, was du niemals gedacht hättest lieben zu können. Dass du einfach gehst, obwohl du dir das niemals hättest denken können. Und, dass du sagst, dass du gestorben bist, aber trotzdem lebst. * * * Ein Sufi, der sich selbst finden will und ein junges Mädchen, das versucht, den Lebenssinn zu finden, begeben sich auf einen langen Weg, ohne zu wissen, was auf sie treffen könnte. Sie haben nichts, dem sie vertrauen können, außer ihrem Schicksal. Die jungen Zwei begeben sich auf eine siebentägige Reise, ohne auch nur Geld, eine Kreditkar...

Karma Astroloji ve Ezoterizm Işığında 2024
İnsan Gökyüzüyle Yeryüzü arasında kalan, Geçmişiyle beslenen, Geleceğiyle filizlenen bir varlıktır. Astroloji bu yolculuğu aydınlatır. Oğuzhan Ceyhan ve Gülnihal Öztürk tarafından kaleme alınan ve 2024 yılını astrolojik açıdan derinlemesine inceleyen bu eser, gökyüzünün kadim bilgisini, Norse mitolojilerinin gizemli sembolleri Rünleri günümüzün anlayışıyla harmanlayarak okuyucularına sunuyor. Karma Astroloji ve Ezoterizm Işığında 2024, sizi gezegenlerin ve kadim Rünlerin dansını keşfetmeye ve bu ritmin hayatınızdaki yansımalarını anlamaya davet ediyor. Gülnihal Öztürk’ün uzmanlık alanı olan Karma ve Spiritüel Astroloji ile hocaların hocası Oğuzhan Ceyhan’ın derin ezoterik astroloji bilgisi, bu kitabı hem astroloji meraklıları için vazgeçilmez bir kaynak haline getiriyor hem de yeni başlaya...

Mutluluğu Sende Bulan Senindir, Ötesi Misafir
Kaybettiğinher şey, bir gün başka bir surette Sana Geri döner. Hepimiz eksiliriz zaman zaman, ama kaybetmeyiz aslında hiçbir şeyi. Kaybettiğimizi sandığımız her şey, başka suretlerdeki kazançlarımız olarak geri dönerler eninde sonunda. Saniyeler sonra ne olacağını bilmeden, yıllar sonrasının planlarını yapıyoruz. Oysa hayat her zaman sürprizlerle doludur yol arkadaşım. Hiçbir karşılaşmanın tesadüf olmadığı gibi senin de şu an bu kitabı eline alman tesadüf değil... Bu sayfalar, karşılaştığın zorluklarda sana manevi bir şifa sayılabilecek, derin ve samimi hikâyeler içeriyor. Umudunu asla kaybetme! Unutma, kalbinde iyilik biriktirenlerin yolu daima açıktır. Dünya çapında tanınan yazar Hakan Mengüç’ün Türkçede sekiz kitabı bulunmaktadır. Besteci ve müzisyen de olan Mengüç’ün kitapları 11 dile ...

Cadıların Cenneti 1
Doğa tarafından terk edilmiş bir dünyada, insanlığın tek umudu cadılardır! Eskiden, bitkiler ve diğer canlılar uyum içinde yaşıyorlardı. Ta ki insan ortaya çıkana kadar… İnsanlar, diğer canlılarla barış içinde yaşayamadı ve acımasızca onları yok etti. Bunun üzerine Fauna ve Flora kaçıp saklanmaya karar verdi… Dünya yıllar boyu ıssızlığa ve kuraklığa mahkûm oldu. Son kalan ve nadir rastlanan yeşillikler ise bitkilere duyarlı cadıların sığınaklarıydı. Fakat her şeyi yok etmeye çalışan insan, bitkilerin yeryüzünden çekilmesinden cadıları sorumlu tutuyordu. Pilly, bu sığınaklardan birinde yetişti. Güçlü Tula ona rehberlik etti. Pilly, iyi bir cadı olmak için çok özveri gösteriyor ama bir türlü bitkilerin sesini duyamıyordu. Bilge cadı Tula, Pilly’yi kutsanmış yurt “Cennet”e gitmesi içi...

Manifest Günlüğü
Hayatının geri kalanını zengin, doyumlu, başarılı, mutlu ve anlamlı bir şekilde yaşamak senin elinde. Zengin olarak yaşamayı, hakiki aşkı, her türlü başarıyı hayatına dahil etmeye karar verecek olan sensin. Bu günlük, Kuantum Tezahür Alanı’nda gerçekleşmesine niyet ettiğin ne varsa, sana bunu sağlamayı garanti eder, düzenli olarak uygulaman şartıyla. Ayşe Tolga Kuantum Tezahür Ustalığı Koçu

Kararı Ben Veririm
Her yeni ilişki temiz bir defterdir. Yaşadıkça yepyeni bir hikâyenin yazılıyor olduğunu bile düşünürsünüz. Ancak sonra bir de bakarsınız ki defter aslında boş değil... Çocukluk anıları, travmalar, eski ilişkilerin yaraları, paternler, inançlar, kalıplar, alışkanlıklar, takıntılar, korkular, endişeler, beklentiler, kompleksler ve daha neler neler... İşte tam da bu noktada karışır işler. Çünkü artık ilişki sizden emek ister. Üstelik de en çok kendinize emek veriyor olmanızı ister. Hiçbir ilişki, akıntıya kapılıp gitmek değildir, kürekleri güvenle elde tutmaya devam etmektir. Ne isteyip ne istemediğinizin kararını kendiniz veremediğiniz sürece yaşanan şey bir sürüncemeden fazlası sayılmaz. Unutmayın ki kimse sizi mutsuz edemez, ancak siz buna izin verirsiniz. O halde mutsuzluktan yakınmayı bı...

Beni Neden Sevmedin Anne?
ANNESİ TARAFINDAN SEVİLMEYEN KIZ ÇOCUKLARI BÜYÜYÜNCE YANLIŞ ADAMLARI SEVER Hadi Zarife, bu senin her şeyi değiştirebileceğin son şansın. Anla artık, sevgi zayıflık değil, bilakis insanı her kötülükten koruyan bir zırhtır. Sen kızının bu zırhını çaldın ondan, onu savunmasız, çırılçıplak bıraktın bu savaş alanında. Şimdi git ve teslim et ona doğuştan her çocuğun hakkı olanı. Yanında ol onun Zarife, yargılamadan, hırpalamadan... Karşılıksız sevginin ne olduğunu öğret ona, anne elinin şifasını göster. İlk defa yatır kızını dizine, okşa saçlarını. Ağlasın dizinde kızın, akıtsın içindeki irini, kiri, pası. Bu zamana kadar yapamadığın şeyi yap; okşa kolundaki süt lekesini, öp onu. "Benim güzel kızım..." de. "Geçti..." de. "Seninle gurur duyuyorum..." de. Hadi Zarife...

Brutal 5
KÖTÜLÜĞÜ YARGILAYACAK OLAN ANCAK ŞEYTANDIR. ZORBALIK, TEHDİTLER VE ÇOCUKLARA KARŞI KÖTÜLÜK! KÖTÜLÜKLERİ GÜÇ İLE ÖRTBAS EDEN SAPKIN BİR ÖĞRETMEN! ÇOCUKLARI İSTİSMAR EDEN BİR ADAM. ADALETİN YARGILAMADIĞI AŞAĞILIK PİSLİKLERİ, BÜYÜKŞEHİR POLİS DEPARTMANI BİRİNCİ SORUŞTURMA BÖLÜMÜ’NDEN DAN HİROKİ LİNÇ EDİYOR!

Süt Lekesi
Her insan lekeli midir? Ne zaman bulaştı bu lekeler bize? Habil ile Kabil zamanında mı? Bir yara mıdır bu leke, bir nişan mıdır yoksa? Masum, saf ve temiz olarak dünyaya gözlerini açan insanoğlu, neden bu dünyayı yaşanmaz kıldı? İnsan kötülükle mi doğar, sonra mı kötü olur? Bir bebek, başka bebeği gördüğünde neden rahatsız olur, neden onu tırmalar, canını yakar? SÜT LEKESİ insanın içsesi olmaya aday bir roman. Kimseye söylemediklerimize, yalnızken kendimize bile fısıldayamadıklarımıza, aklımızdan bile geçiremediklerimize ışık tutuyor. Acı içinde kıvranırken gelen mutluluğu, karanlık içinde boğulurken yanan ışığı, çaresizlik içinde debelenirken yanı başınızdaki çareyi göreceksiniz. Sadece iyiyi ve güçlüyü değil, kötüyü ve zayıfı da anlayacak, önyargılarınızdan rahatsız olacaksınız.

Kerpiç Reçeli
REÇEL TADINDA BİR DRAM GÜZELLEMESİ… “Karşımda duran küçümseyerek baktığım bu kerpiç ev benimdi. Ona yanaşan sevgiye muhtaç incir ağacı da. Sahip olduğumuz, elimizde kalan tüm varlığımızla satın almıştık hepsini. Sanki bu minik bahçe büyük bir kazandı. Kaynatıyordum şeker tadında avuntularımla tüm dertlerimi. Bir yandan kavanozlara hapsetmiş, karakışa saklıyordum. En çaresiz günlerimde yiyecektim kerpiç reçelini.” Nagehan Kruç Şeremet, özgünlüğü ilk romanın çok ötesinde olan bu eserinde, okuru etkili üslubuyla Üsküp’ten İstanbul’a uzanan bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Kerpiç Reçeli, geçmiş- şimdi-gelecek üçgeninde reçel kavanozlarından ortak hafızamızın derinliklerine süzülen gerçek bir hayat hikâyesi. “Dosyayı tamamladığımda artık bilgisayarımın kapağını her açtığımda selamlaştığım sırad...

Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir
Yaşanmamış bir hayattan daha üzücü ne olabilir? Yaşam size ne getirir bilemezsiniz ama sizden ne götüreceğini siz belirlersiniz. İnsanız. Yanlışlarımızla doğrularımızla, başarılarımızla başarısızlıklarımızla, sevdiklerimizle sevemediklerimizle, yaptığımız ve var olduğumuz her şeyde her an gelişiyor ve büyüyoruz. Bazen canımız o kadar acıyor ki hayata küsüp büyümeyi ve gelişmeyi unutuyoruz. Oysa varlığımızın en anlamlı kısmı hatalarımızdan, tecrübelerimizden ders alarak gelişmek, ilerlemek ve en büyük besinimiz sevgiye her zaman yer açmaktır. Unutmayın, hiçbir zaman, bir daha sevemeyecek, yeni bir hedefin peşine düşemeyecek, yeni hayaller kuramayacak kadar yaşlanmayacaksınız. Hâlâ nefes alıyorken yaşamdan istediğinizi alın. Neden yanlış kişiye âşık oluruz? Neden kimseye hayır diyemeyiz? Ned...

Bakan Hoca
BEŞERİN DİVANINDA ŞAŞMA Kİ HAKK’IN DİVANINDA MAHCUP OLMAYASIN. Devlet sistemi bir bütündür. Devletin her birimi ve bütün bakanlıklar devlet sisteminin parçalarıdırlar. Sistemi oluşturan parçalardan birinin eksik ya da yanlış çalışması bütüne zarar verir. Devletin her parçası uyum içerisinde çalışırsa devlet güçlenebilir. Aksi halde israf, kargaşa ve gecikme kaçınılmazdır. Devleti batışa sürükleyen sadece kötü niyet değildir, şuursuz çaba da aynı sonuca hizmet eder. Mete Gündoğan’ın kaleme aldığı bu bolca göndermeli hiciv roman onlarca yıldır kahramanları değişse de düzeni değişmeyen siyaset sahnesinde cereyan eden güç mücadelesine, politik entrikalara, çıkar çatışmalarına, ekonomik kayıplara, ihanetlere, cehalete, güç zehirlenmesine ve bütün bunların nasıl yaşandığına odaklansa da çare ara...

2001 Arı Kovanı
"KAMU BANKALARI SİYASİLERİN ADETA AİLE ŞİRKETİYDİ, MAHDUMLARI KAPIDAN KOVSANIZ BACADAN GİRİYORDU." 2001, Ecevit başbakanlığında DSP, ANAP ve MHP son koalisyon dönemi, sağdan destekli Dünya Bankası ve IMF’ye teslim bir ekonomi yönetimi, off-shore şaklabanlığı ve yozlaşan bir bankacılık sistemi, bir ayağı kamuda bir ayağı özele kayan Hazine bürokrasisi, partilerin senin benim diye paylaştıkları kamu bankaları, holding patronları sahipliğinde kumarhaneye dönüşen özel bankalar, vahşi faizlerle çıldırmış para piyasaları, kara listeler, vadeden önce kapatılan krediler, bu karmaşada arada kalıp yaşam savaşı veren, ekonomiyi sırtlamış reel sektör, esnaf, sanatkâr, KOBİ’ler ve ipotekli malları yağmalanan sanayiciler, yok yere üretimden düşen işletmeler. Bu dönemde, kamu bankaları da sanki siyasiler...

Atatürk'ün Katilleri ve O Doktor
“VİCDAN OLMADAN BİLİM, RUHUN HARABESİDİR.” – FRANÇOIS RABELAIS Bu kitapta Atatürk’ün son hastalığında görev alan tüm doktorlar ve aramızdan ayrılışına kadar olan tüm anlara, belgelere ve anılara kronolojik olarak tanıklık edeceksiniz... Öyle ki o süreçte yurtdışından gelen ve bugüne değin sadece iki satırla anılan “çok özellikli” (!) doktorların geçmişte ve gelecekte nelerle uğraştıklarını ve başlarına neler geldiğini okuyacaksınız. Hele bir doktor var ki Hitler’in gözünü kan bürüdüğü yıllarda (1933-1944) yaptığı ölümcül deneylerle adından söz ettirmiş ve ne tesadüftür ki “ölümlerinden kısa süre önce” sırasıyla Romanya Kraliçesi Marie, Asrın Lideri Atatürk, Yunan Başbakanı Metaksas ve Bulgar Kralı Boris’in teşhis, muayene ve tedavisinde bulunmuştur. Bir hekim düşünün ki kütüphaneden kitap,...

Ölümden Beter, La Vie
Adaletin olmadığı yerde tek kanun intikamdır. "Haluk yoğun bakım odasına girince gözlerine inanamadı, istem dışı elleriyle burnunu ve gözlerini tuttu. Bir anda gözünden yaşlar boşandı. Sanki bir boksör, Hayat’ı kum torbası niyetine kullanmıştı. Gözleri ve yüzü o kadar şişmişti ki koca bir balonu andırıyordu. Bacakları alçıdaydı, halat benzeri şeylerle havada sabitlenmişti. Kimseye zararı olmayan, hani derler ya karıncayı bile incitmeyen Hayat’ın başına bunlar nasıl gelmişti? Gerçekten söyledikleri doğru olabilir miydi? Hayat’ı bu hale bir polis getirmiş olabilir miydi? Eğer öyleyse tabii ki mahkemede cezasını çekmeliydi. Ama beklediği gibi olmadı..." Büyük keşfini dünyaya duyurduğu gün eşi Hayat’ı polis şiddetine kurban veren ünlü doktor Haluk Toköz, o gün kendine bir söz verdi: Sonuna kad...

Atatürk Diriliyor: İlahi Nutuk
"Atatürk dünyanın farkına erken varanlardandır!" – Winston Churchill • Yaratılışın başlatılmış olduğu saklı Mu’yu, dolayısıyla da Spatyum’u (Levh-i Mahfuz) betimleyerek veya betimleterek büyük sırlara vâkıf olması. • Ahaz’ın güneş saatinde oluşturulan Tanrı’nın ve Dünya Kralı Thotma’nın Felsefe kitabında yer alan geometriyi düzenleyerek ülkesine kazandırması. • Atatürk’ün Anka, Heron projesi olarak ileri sürülen ve Levh-i Mahfuz’daki aslına bire bir uyan Ka adlı çizimiyle ilmin bir nokta olduğunu, sonradan büyüyüp anlaşılmaz hale getirildiğini kanıtlaması. • "Yurtta sulh, cihanda sulh!" sloganı. • Devrimleri. • Laiklik fikrini benimseyerek, din ile devlet işlerini birbirinden ayırması. Bu sayılanlar, Atatürk’ün gönderilmiş bir görevli olduğunun kanıtlarından birkaçıdır. Mustafa Kemal Atatü...

Duyguların Efendisi
HANGİ DUYGU SENİ ELE GEÇİRMİŞSE VE YÖN VERMEYE BAŞLAMIŞSA, ORADA SEN AZALMIŞSINDIR ARTIK... Duygularımız haber kaynaklarıdır. İçdünyamızdan ve etrafımızdaki dünyadan bir etki-tepki meselesi olarak ortaya çıkarlar, en önemlisi de bir ihtiyaçtan dolayı doğarlar. Hiçbir duygu öylesine, tesadüfen, kendiliğinden, boş yere, sebepsiz oluşmaz, boş yere hissedilmez. Duyguları yaşamaktan ziyade, hangi ihtiyaçtan dolayı ortaya çıktığını görmek ve yönetebilmek önemlidir. Öylesine yaşanan duyguların fiziksel ve ruhsal açıdan ağır bedelleri olur. Zamanla insanın karakterine dönüşerek kemikleşen duygu çöplüklerinden kurtulmanın çok güçlü yolları vardır tabii ki. Bunun için elementlerin gücünden faydalanıyor olmak son derece doğru bir tercih. Her duygu bir elementin temsilcisidir ve yine hamurundan doğduğ...

Hiçbir Şeyden Her Şey Mümkündür
Bir devir sonra erdi, artık yeni bir devir başlıyor. Dünya artık Kova Çağı’nın şafağında... 2023-2044 yılları arasında Plüton, Kova burcunda ilerliyorken, yeni çağın ayak seslerini kuvvetli şekilde işitiyor olacağız. Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı yepyeni bir çağa adım atıyoruz. Bütün bildiklerimizi unutma zamanı... Şimdiye dek kullandığımız hiçbir yöntem, hiçbir bilgi işe yaramayacak. Kova Çağı’nda yeni yöntemlerle, yeni bilgilerle ilerliyor olacağız. Bunun için tabii ki yeni bir bilince ve yeni bir yaklaşıma ihtiyacımız olacak. Artık bilginin, bilincin, duyarlılığın, eğitimin, bilimin, uzmanlığın çağı başlıyor. İnsanca olmayan, insanlığa hizmet etmeyen her şeyin sonu geliyor. Bencilliklerin, bireyselliğin, narsisizmin ve egonun son demine ulaşmış bulunuyoruz. Peki bundan sonra ne y...