
Elia İle Yolculuk
Dünyaca ünlü sinema ustası ve yazar Elia Kazan, kendini bir Amerikalı ya da Yunan gibi değil, bir Anadolulu gibi hissederdi. Pek çok oyuncuyu da birlikte çalışmaya "Anadolu gülüşü" dediği yetenekle ikna ederdi. Bu yetenek onu, hayatı boyunca taşıyacağı "işbirlikçi" etiketinden kurtaramadı. McCarthy dönemindeki hataları, onu ömür boyu kovaladı. Üçüncü Oscar’ını bile üzüntüyle kaldıran Kazan, belki biraz avunmak ve arınmak için annesinin dizlerine koşan bir çocuk gibi, memleketi Kayseri’nin yollarına düştü. Kaderini bilen ama ölmeden önce ona karşı mücadele eden bir Yunan trajedi kahramanı gibi. Kadim Anadolu, bambaşka ilkelere sahip, farklı deneyimler yaşamış iki insanı, Zülfü Livaneli ve Elia Kazan’ı belki de tek ortak yolculuklarına çıkarmayı başardı. Livaneli’nin büyülü satırlarından oku...

Black Lagoon 1
Asya Denizlerinin En Delifişek Tayfası Rokuro Okajima, normal bir hayatı olan, sıradan bir beyaz yakalıdır. Ancak bir gün, Black Lagoon tayfası tarafından esir alındığında hayatı tamamen değişir... Artık o, kanunsuzlarla masaya oturan, kötü adamlarla kadeh tokuşturan, amansız çatışmalara giren biri olacaktır! Bu hareketli yaşamında kesin olan tek şey, bundan böyle beladan uzak duramayacağıdır! Gelmiş geçmiş en delifişek kurye ekibiyle denize açılmaya hazır olun! Patron Dutch, Dört Göz Benny, Çift El Revy ve Japon Beyaz Yaka Rock ile güverteye hoş geldiniz! İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma torpido gemisi Black Lagoon’da binbir türlü macera, bu tayfayı bekliyor. Rus mafyası, Çin mafyası ve Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçılarına bulaşıp yasadışı malların tesliminde de başları beladan kurtulmayan ...

Ganbatte
IKIGAI’NİN YAZARINDAN Asla Pes Etme, İlerlemeye Devam Et Japonlar onca savaştan ve doğal afetten sonra sizce hayatlarını nasıl yeniden inşa ettiler ve etmeye devam ediyorlar? Bu halkın, tıpkı Zümrüdüanka gibi küllerinden yeniden doğmasının sırrı, Japonca bir terim olan ve "Elinden gelenin en iyisini yap, asla pes etme, devam et!" şeklinde ifade edilebilecek "ganbatte" felsefesinde yatmaktadır. Dünyadaki pek çok ülkede bir sınava, iş görüşmesine girmeden ya da bir yarışmaya başlamadan önce "iyi şanslar" dilenirken Japonlar birini çaba göstermeye teşvik etmek için "ganbatte" ifadesini kullanır. Bu, gösterilen tutum bakımından büyük bir fark yaratır, çünkü iyi şans dış unsurlara bağlıdır, yani kaderi kişinin dışında konumlandırır. Ganbatte ise kişinin içindeki güce ve olanaklara yöneliktir, y...

Olağanüstü Anlar İçin Ev Yapımı Mucizeler
"Büyük bİr tutku, büyü gİbİdİr ve olayları İstedİğİ yönde değİştİrebİlİr." – Carl Gustav Jung Olağanüstü anlarla karşılaşmaya hazır mısınız?Ayaklarınızın yerden kesileceği, karnınızda kelebeklerin uçuşacağı, heyecandan yerinizde duramayacağınız ve hayat boyu hiç unutamayacağınız anlar yaşamaya var mısınız?Olağanüstü anlar sihirli anahtarlardırve her anın içindedir.İçtiğiniz suyun, soluduğunuz havanın, tatlı uykunuzun, köpüklü kahvenizin, demli çayınızın, yediğiniz bir lokmanın, bir telefon görüşmenizin, saksıdaki bitkinizin, okuduğunuz kitabın enerjisini küçücük bir reçeteyle dönüştürerek olağanüstü anları, kocaman zaferleriniz için biriktirmeye başlayın.Hayat, vermek için, fark edilmeyi bekliyor sadece...

Aslan Avı
"BİZ BİR AİLEYİZ, SUÇTA VE GÜNAHTA ORTAĞIZ!" Tarih 2 Mayıs 2021 Pazar... Sedat Peker ilk videosunu yayımladı. Bir saatlik çarpıcı video sadece Türkiye gündemini değil iktidarı da derinden sarstı. Tarihin en büyük ifşasıydı bu. Peker, AKP iktidarı döneminin başrol oyuncularındandı ve "içeriden" biriydi. Öyle ki bir eliyle "Bozkurt" diğer eliyle "Rabia" işareti yapıyor ve söyledikleri şüpheye yer bırakmıyordu. Okuyacaklarınız sadece bir kabadayının ifşaları değil bulmacanın eksik kalmış parçası ve aynı zamanda Türkiye’nin son 3 yılından 30 yıl geriye uzanan kirli tarihinin bir özetidir. • Sedat Peker neden "Ben bir nüfus planlamacısıyım..." diyordu? • Piyasadaki bütün kırmızı oyuncak arabaları neden satın aldı? • Orhan Gencebay, Sedat Peker’den ne istedi? • Şenkal Atasagun ve Filiz Akın aras...

Leş
Kübra bebek 3 kilo doğdu, 1,5 kilo olarak defnedildi. "Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller!" dendi. Bu kitap kötülüğün sıradanlaştığı bir ülkede yaşananları anlatıyor. Kötülük her ne kadar yaralayıcı, yıpratıcı ve yıkıcı da olsa insanidir. Oysa "leş" halini, insani kavramlarla açıklamak imkânsız. Çünkü insanın yaşarken çürümesidir. Her kötülüğü unutturarak ülkeyi çürüttüler. Peki ya unutulmazsa? İşte o zaman bu ülke yeniden doğar. Neo-Türkiye’nin panzehri hafızadır!

Demokraasi Yalanları ve Seçimler
"Memleket dayanışma isteyen bir birliğe muhtaçtır. Alelade politikacılarla milleti parçalamak hıyanettir."– Mustafa Kemal AtatürkSeçim güvenliği, Türkiye siyasetinin uzun zamandır önemli başlıklarından biri.Bu konuda uzun süre gündemi meşgul eden kararlardan biri, Yüksek Seçim Kurulu’nun referandumda oylama devam ederken "mühürsüz oyların kabul edileceğini" açıklamasıydı."Trafoya kedi girdi!" açıklamasından sonra tüm seçimler şaibe altında kaldı. Bu kedi bir türlü o trafodan çıkamadı.Demokrasi bir amaç olamaz. Demokrasi bir adalet mekanizması olabilir.Demokrasi tramvayına binenler, inenler uzun zamandır görülüyor ve tartışılıyor.Türk demokrasi tarihi ve seçimleri son yirmi yıl dışında bu kadar tartışılmadı, "şüpheli sandık" diyebileceğimiz faili meçhul sandıklar hâlâ muamma. Siyaset ve dem...

Yeniden Sen
“Can konağını aramadaysan, cansın; Bir lokma ekmek arıyorsan ekmeksin, Bir damla su arıyorsan susun, Zulmün peşindeysen zalimsin, Aşkı arıyorsan âşıksın, Gönlün neye kapılmışsa osun sen. Şu nükteyi biliyorsan, işi biliyorsun demektir: Neyi arıyorsan osun sen.” Nefsimin varlığına şükrediyorum. Bizi her türlü hataya, kibre ve benzersiz kötülüğe yönlendirecek bir potansiyele sahip olan, içten içe bizimle yaşayan nefsimin varlığına şükrediyorum. Çünkü nefsim olmasa, yanlışı görecek ve sınavlarımı tamamlayacak mücadele etme ve Allah’a yakınlaşma yolumu bulamazdım. Çünkü aradığım Hak’tır. Sizlere, nefis mücadelesinin tasavvuf üzerinden anahtarlarını sunmak ve bu mücadelede bizi en güçlü yapacak olan arınmayı sizlerle paylaşmak ne güzel.

Asil Kan
"ARIANA GRANDE!" Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş gayesinin esası, yakın bir gelecekte tüm milletleri "İnsanlık Rotası’nda" birleştirecek yapıyı kurabilmekti. Çünkü, Anadolu insanı, bu "yüksek bilince" ulaşabilecek genetik ve kozmik aktarımlarla donatılmıştır. Anadolu’nun, zor dönemlerde Seçilmiş Lider, yani Yaradan tarafından seçilmiş ve insiye edilmiş lider çıkarabilme potansiyelinin yüksek oluşu, tesadüfi olayların değil genetiğe ve bilince işlemiş "kültürel kodların" neticesiyle olmuştur. Asil Kan olarak seçilmiş, vazifeli olan kişiler icazete ihtiyaç duymadan kararlar alırlar. Ayrıca onlar, "devlet yönetme" iradesine ilave olarak yeni bir "devlet kurma" iradesine de sahiptirler. İşte bundan dolayıdır ki tüm "inisiyatifi-sorumluluğu" üzerine alan Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün tari...

Ezoterik Astroloji
ASTROLOJİ, İNSANLIĞIN KADİM BİLGİSİNİN BİR PARÇASIDIR. Astrolojiye karşı duyulan merak gün geçtikçe daha da artıyor. Astroloji artık internet sütunlarının ya da görsel medyanın bir eğlence unsuru olmaktan çıkarak büyük kitleler tarafından ciddi bir "bilim" dalı olarak ele alınıp inceleniyor. Yakın zamana kadar "fal" küçümsemesiyle ötelenen astroloji artık seçkin bir disiplin olarak kabul ediliyor. Kökenine olan ilgi de giderek büyüyor. Astrolojinin kökenine baktığımızda bütün gözlem ve hesaplamaların dışında büyük bir ezoterik bilgi ile karşılaşıyoruz. Astroloji hakkında az da olsa bilgisi olanların, ezoterik astrolojiye kolay bir giriş yapmaları ve temel prensipleri öğrenmeleri amacıyla yazılan bu kitapta Oğuzhan Ceyhan sizi bilgi dolu bir geziye çıkartıyor.

Mehmet'in Babası Nâzım
Mehmet’in Babası Nâzım, bir ilk kitap. Hem Nâzım Hikmet’in hayatını her yaştan kişinin okuyabileceği hem de oğlu Mehmet’le aynı sayfalarda buluştuğu bir ilk kitap. Gündüz Vassaf’ın şiirsel dili ve M.K. Perker’in çizimlerinin buluştuğu bu kitapla sizleri baba Nâzım ve oğul Memo’nun çocukluklarıyla tanışıp anne Münevver’i de yanımıza alıp her yaştan okuyucuyu birleştirecek ortak bir okumaya davet ediyoruz. Bu kitaptaki şiirler ve çizimlerle Nâzım’ın hayatına bir yolculuğa çıkacak, oğlu ressam Mehmet’in hikâyesini ilk kez okuyacak, Mehmet’in babası Nâzım’la tanışacaksınız. Nâzım Hikmet, "Yazdıklarım 30-40 dilde basılır Türkiyem’de yasak" Dediğinden beri. Ne mutlu Türkçeye! Bugün şiirleri Hepimizin dilinde. Oğlu Memo? Ressam oldu büyüyünce, Yolculuklara çıktı Renklerin hayallerin derinliğinde.

Flört Etme Sanatı
Flört bir sanattır ve inceliklerini bilirseniz hayatınıza renk katan bir oyun haline gelir. Flört etme sanatında başarılı olmak için birtakım becerilere sahip olmanız gerekir ve o noktaya geldiğinizde bu oyundan en çok keyif alan siz olursunuz. İlişki koçu ve yazar Adil Yıldırım bu kitabında Türk toplumunun kadim yarasına dokunuyor. Dünyaca ünlü James Bond filmlerinden örnek flört sahneleri veriyor, sırtlan erkeklerden avcı kadınlara uzanan geniş yelpazeyi anlatıyor ve en gizemli flört taktiklerini ilk defa açıklıyor: Neden flört edemiyoruz? Flörtün altın kuralı nedir? Flörtü kim başlatır? Flörtün amacı nedir? Flört etme sanatında nasıl başarılı olabilirsiniz?

Sözlerim Eksik Kalır Beni Kalbimden Dinle
UNUTMA! SURETTE KÜÇÜK BİR ÂDEM OLSAN DA HAKİKATTE EN BÜYÜK ÂLEM SENSİN... Seveceksin azizim! Bağrına basa basa, saklamadan, gizlemeden, utanmadan, karşılık gözetmeden, sarılarak seveceksin! Anne, baba, eş, evlat, arkadaş büyük küçük hepsini seveceksin. Yaradan’ın hatırına yaratılmış olan her ne varsa, cimrilik etmeden, bir çocuk yüreği ile insanca seveceksin. Ama evvela kendini seveceksin. "Bir kitap okudum hayatım değişti!" der misin bilmem okuduktan sonra. Gel biz dertleşelim, dizimizdeki yaranın acısını nasıl azaltırız onu konuşalım, hiç olmadı birbirimize merhem olalım. Sen türkü dinle, ben arabeskten yana olayım. Bazen seyyah olalım ama Mardin’de de bir duralım, dünyaya bir de oradan bakalım. Dertli bir Anadolu evladının kaleminden insana, kadere, mücadeleye, hasrete, vuslata, memleke...

Bizim Zamanımız
"İçimdeki yangını söndüremezsem, kötü genlerime karşı gelemeyeceğimi hissediyorum. Babamın bastırılmış öfke dolu genlerine, annemin telaşlı genlerine, anneannemin hırslı genlerine, babaannemin işgüzar genlerine karşı gelemeyeceğim. Sanki hepsi birden olacağım. Aliye Rona gözlerim, Aliye Rona bakışlarım ve Aliye Rona sesim olacak. Yönetmen ‘Kes!’ dese kesmeyeceğim. Hem niye keseyim ki? Rolüm gereği çok sevilecekken terk edilmeme göz yuman yönetmeni mi dinleyeceğim? Daha neler…" Sinem Sal, Bizim Zamanımız’da, hüzünden ve neşeden beslenerek, sizi doksanlı yılların sıradan bir mahallesinde geçen sıradan olmayan bir maceraya davet ediyor. Bizim Zamanımız, doğduğu sokaktan çıkamayanların, sadece gülerek acıyla baş edebilenlerin, milenyuma girmeyi dört gözle bekleyenlerin, şarkılardan ve büyülerd...

O Sırada
...Biralar gelince Hasan’a diyorum ki: Hasan, BİRAYI BOĞAZINDAN, KADINI İSE BELİNDEN TUT; ASLA TERSİNİ YAPMA. "Vay" diyor, gülüyor, bir süre düşünüyor, sonra yeniden "vay" diyor. Biraz daha düşündükten sonra "çünkü birayı belinden tutarsan bira ısınır" diyor. Evet Hasan...

Kendine İyi Davran Güzel İnsan
Sen kendin için bir şey yapmıyorsan kim senin için bir şeyler yapacak? Sen kendi yaralarını kendin sarmadan, kim sana yardım edebilir gerçekten? Eğer başkaları için önemli olmadığını hissediyorsan, ilkönce kendine şunu sormalısın: Ben kendim için önemli miyim? Seninle bir yolculuğa çıkacağız bu kitapla birlikte. Her insanın içinde bir sağlıklı bir de sağlıksız bir "ben" vardır. Sağlıksız ben kontrolü devraldığında, insan kendine zarar verir. İşte bu kitapla çıkacağımız yolculuğun amacı, içindeki güzel insana yani sağlıklı bene ulaşmak. Bu yolculukta, kaygılarınla baş etmek ve kafaya takmamak için hangi yöntemleri kullanabileceğini, olumsuz düşüncelerini nasıl kontrol edebileceğini, sağlıklı ilişkilerini geliştirirken, sana zarar veren zehirli insanlardan kendini nasıl koruyabileceğini, han...

Sevme Kusurları
Sevdiğiniz için kıskançlığa kapıldığınız oluyor mu? Peki ya, sevdiğiniz için kendinizi gözden çıkardığınız, var gücünüzle fedakârlıklarda bulunduğunuz, kendinizi sorgusuzca uğruna adadığınız, benliğinizden çaldığınız zamanlar var mı? Sevdiğiniz için hep bir şeylere katlandığınız, tahammül etmek zorunda kaldığınız, acı çektiğiniz, çaresiz hissettiğiniz oluyor mu? Böylece giderek sevginin içinde kendiniz olmaktan uzaklaştığınızın farkına varıyor musunuz? Bütün bunlar sevginin mutlak birer parçasıymış gibi geliyorsa size, sevgi sandığınız bir hissin içinde kayboluyorsunuz demektir. Sevgi tahammül etmek değildir, katlanmak, adanmak ve bu yolda benliğinizi gözden çıkarmak da değildir. Sevgi parmak izi kadar özgün ama yarattığı sonuçlar açısından evrensel bir etkidir... Bu uğurda herkesin bilgis...

Kahraman Hainler
FETÖ TürkiyE İÇİN hâlâ tehlikelİ mi? FETÖ, 15 Temmuz 2016 gecesi Gülen’in tam otuz yıl önce söylediği gibi, devleti, ülkeyi ele geçirmek için askeri darbe girişiminde bulundu. Darbe girişiminin üzerinden hemen hemen iki yıl geçti. Ama Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde, darbeye katılmamış, sicilinde en küçük iz bulunmayan binlerce FETÖ’cü subay tespit edildi. Neredeyse darbe girişimine katılanlar kadar subay iki yıl içinde açığa alındı, görevden uzaklaştırıldı, tutuklandı. 15 Temmuz gecesi yaralanarak göğsüne "madalya" takılan, "gazi" unvanı alan, "kahraman" ilan edilenlerin bile kovuşturmaya uğrayıp darbe girişiminden 1,5 yıl sonra FETÖ ile ilişkilerini itiraf etmeleri tehlikenin hâlâ sürdüğünü gösteriyor. FETÖ darbeden iki yıl sonra bile TSK içindeki kripto elemanlarıyla temas kuruyor, b...

Mesaj-novus II
Anadolu halkına yükseklerden bir mesaj var. İlk Novus kitabında olduğu gibi, temas vakalarının hatırlanmayan, hafıza mahzenlerinde örtülü kalan kısımlarını su yüzüne çıkarmak için yola çıkmıştık. Ama akış bizi öyle bir noktaya götürdü ki her şey adeta kontrolümüz dışında ilerliyordu. Sanki bir sihirli el seanslarda direksiyonu alıyor ve bilinçaltı çalışmasına katılan süjelerin odağı ısrarla Anadolu’ya, Mustafa Kemal Atatürk’e ve yakın gelecekte ortaya çıkarak o birleştirici, toparlayıcı, ayağa kaldırıcı, kudretli bilincin bayrağını devralacak yeni lidere geliyordu. Görünen oydu ki temasçıların ağızlarından dökülen ortak ifadeler bize bir şey anlatmaya çalışıyordu:"Bu mesajı kitlelere iletin!"Ortaya çıkan veriler ve aktarılan mesajların ortaklığı son derece dikkat çekici. Geleceğe yönelik i...

Duygusal Zeka
Kendinizi kışkırtmaya hazır mısınız? Stres, korku ve endişelere karşı duygusal zekâ. İlişkiler, sağlık ve varoluş konularında sizler için yepyeni bir model. Çevremizdeki birçok insan sıkıntı, stres, endişe ve kaygı yaşıyor. Bu kişilerin büyük bir çoğunluğu akıl hastası değildir. Bu kişilerin sorunları daha çok günlük yaşamın ve belirsizliklerin getirdiği sorunlardır. Yaşamda her sorunu çözümleyemeyiz ancak çözümleyemediğimiz bu sorunlarla baş etmeyi öğrenebiliriz. Yaşamın zor süreçlerinden geçerken ayakta kalabilmemiz ancak ve ancak duygularımızı yönetebilmemizle mümkündür. Bu kitap bilinçaltı inançlarını yeniden yapılandırma teknikleriyle kodlayabileceğini, yaşamını bilinç seviyesinde duygusal zekânı geliştirerek yeniden nasıl şekillendirebileceğini armağan olarak veriyor. Bu kitap, bu dü...

Var Mısın Ki Yok Olmaktan Korkuyorsun? - Farabi
"Düşünmek ruhun kendi kendiyle konuşmasıdır..." Türk bir ailenin çocuğu olarak bin yüz elli yıl önce dünyaya gelen ve hayatı boyunca müzik, felsefe, botanik, matematik ve mantık alanında sayısız eserler kaleme alan Farabi, ilim ve düşün dünyasında "öğretmen" kabul edilen Aristoteles’ten sonra "ikinci öğretmen" kabul edilmiştir. Sadece filozofları değil, sayısız bilimadamını da derinden etkilemiş, akımların ve icatların ilham kaynağı olmuştur. Varlıklı bir ailenin ferdi olarak saraya yakın olmasına rağmen siyasi iradeyi tamamen reddedip kendini ilme adamıştır. Günde yalnızca bir öğün yemekle hayatını sürdüren Farabi, zamanının her saniyesini ilimle geçirmeye gayret göstermiştir. Çünkü Farabi’ye göre insan ilmi aramakla mükelleftir. İlmi bulmak, onu öğrenmek ve onu anlatmak zorundadır. İlim ...

Mutatio
DEVASA BİR DÖNÜŞÜM UFUKTAN YAKLAŞIYOR... Dünya gezegeni –tıpkı sonsuz evreni paylaştığımız diğer gezegenler gibi– bir tekâmül okuludur ve evrendeki tüm varlık sistemleri, kendilerinden altta olanları elinden tutarak yukarıya çekmekle yükümlüdürler. Dünya dışı varlık sistemleri, adına Ruhsal İdare Mekanizması (RİM) dediğimiz o kudretin birer uzantısı gibi hareket ederek, on binlerce insanla, kapalı, sınırlı, bireysel temas içindeler. Bu temaslar devasa bir bilinç dönüşümüne işaret ediyor. Evrensel yasaları ve varlıksal ilkeleri bilmeksizin, yaşananları kavrayabilmemiz olası değildir. Ülkemiz bu anlamda büyük bilgi akışlarına sahne olmuş, 1959 yılında nakledilen ve Bedri Ruhselman tarafından derlenen İlahi Nizam ve Kâinat bilgileriyle başlayan süreç içinde, ruhsal/evrensel ilkeler ile varolu...

Atatürk'ün Tanrı'sı
"Tengri teg Tengri..." "Türklük, Müslümanlığın öncüsü ve kılavuzudur!" - Atatürk 100. yılını kutladığımız Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kitapta... • Atatürk, 1935 yılındaki kendi elyazılarında, "Tanrı demek, Allah demek değildir!" diyerek Türk bilgeliğinin uluhiyet alanındaki hangi sırrına atıf yapmıştı? • Hallac-ı Mansur, Hace Ahmet Yesevi ve Dede Korkut Destanı’nda yer alan Tanrı ve Allah kavramları arasındaki ince ayrımı Atatürk nereden biliyordu? • Atatürk, "Türk’ün dini tabiattır!" sözü ile marifet ehlinin hangi sırrına atıf yapmıştı? • Türk Kamlarının Ağ bilgeliği, İslam’ın marifet ehlinin Devridaim ya da Devir Nazariyesi, İslam filozoflarının ise Sudur Teorisi ismini verdiği yaratılışın en büyük sırrını açıklayan bilgi nedir? • Atatürk’e göre Türk Tarih Tezi’nin, dine ait sacayağı...

Ben Kazanmadan Bitmez
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak... Hayır! Düzen bozulmadı, yeniden kuruldu... Yıkılan bir şey yok, değişen çok şey var sadece ve her değişim ürkütücü bir karmaşayla, çözümsüz gibi görünen sorunlarla ve sonsuz kaygılarla yağar insanın üzerine... Yeni düzen bir tehdit değil, bir seçim... Teknolojik gelişmeler insan sağlığını korumaya yetmiyormuş, bir kez daha yüzleştik bu hakikatle... İnsanın sağlığı yine doğanın kanunlarına bağlı... Yeni dünya, bambaşka bir disiplin öğretiyor insanoğluna: "Şikâyet etmemeyi, güvenmeyi ve olana teslimiyeti..." Ne kadar şikâyete saparsan, o denli şükre davet edilirsin. Dengelenirsin. Şimdiye kadar şikâyet ettiğin ne varsa, hepsine şükretmeyi öğretiyor yeni düzen sana. Belki sarsarak, belki acıtarak, belki tokatlayarak... Belki sen anlayıncaya dek şiddet...