Hoş Geldin Yabancı Burada Büyük Amacımız Mutluluk - Epikür
"Elinde olanı küçümseme, bir zamanlar buna sahip olmayı dilemiştin." Elinizde tuttuğunuz kitap mutluluk felsefesiyle bütünleşmiş en önemli filozof olan Epikür’ün bir yandan kıymetli öğütlerini hatırlatırken bir yandan da mutluluğun reçetesini veriyor. Öğretisini "Bahçe" adını verdiği, yeşilliklerin ve doğanın içindeki okulunda anlatan Epikür, 2000 yıl sonra bizi yine o bahçeye davet ediyor. Peki nedir Bahçe? Her bir bitkinin, her çiçeğin büyümesine tanıklık etmektir. Bir gülün en güzel çağını yaşadıktan sonra soluşuna şahit olmaktır. Kurumuş olanın başını koparmaktır. Ağacın üzerinde yol alan karıncayı, bir kayısının dalında çürüyüşünü, bir zeytinin dalında olgunlaşmasını seyretmektir. Bir bahçede ne kadar çok doğum varsa o kadar da ölüm vardır. Bir bahçede hayatın bütün zıtlıkları vardır....
Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi - Fernando Pessoa
"Hepimiz kendi dışımızdaki koşulların tutsağıyız." Fernando Pessoa kendini farklı kişiliklere bölerek, benliğinde sustuklarını dile getirir. Hangi cümlesini kaldırırsanız altında ona dair bir yalnızlık biçimiyle karşılaşırsınız. Pessoa’nın kelimelerle ördüğü kendine özel o yalnızlık biçimi, tanyeri ağarırken ortaya çıkan serinlik gibi hafif bir ürperti taşır. Proust gibi Pessoa da hayatın en dar şeritlerinde yürür; içine düşme pahasına derin boşlukların kıyısında dolanır. Hayatının bir anında, bir zihin çakımında bir şeyler görür ve hayatı boyunca bunun ne olduğunu bulmaya çalışır. Hemen her eserine derin bir şekilde nüfuz eden Pessoa, edebiyatı kendine sığınılacak bir liman olarak seçmiş ve bu süre boyunca ortaya çıkardığı eserlerle sığındığı limanına demir atmıştır. Daha küçük bir çocukk...
Bazı İnsanlar Varlıklı Olsun Diye Neden Diğerleri Yoksul Olmak Zorunda - Fidel Castro
"Bir soyguncunun veya bir katilin yönetiminde, dürüst kişilerin yeri ya mezar ya hapistir..." Küba Devrimi’nin lideri Fidel Castro, 20. yüzyıla damgasını vuran bir figür oldu. Uzun yıllar halkların eşitliği uğruna verdiği mücadele ve bu yoldaki adımları hep konuşuldu, zaman zaman eleştirildi. Devrimin simgesi olarak adeta ölümsüzleşti. Fidel Castro halkın, işçi sınıfının ve ülkesi uğruna çalışan tüm emekçilerin yanında durdu. Bağımsız bir ülke hayali ile sosyalist bir yönetim kurdu. Dünya sahnesinde büyük bir güç olan ABD’yi karşısına alırken eğitim, sağlık ve mülkiyet alanındaki reformlarıyla Küba’yı baştan yarattı. Fidel Castro’nun devrim adımlarındaki vizyonu ve düşünceleri bugün hâlâ halklara, politikacılara ve tüm insanlığa ışık tutmaya ve bambaşka bir bakış açısı kazandırmaya devam e...
Başarıda Gururu Felakette Ümitsizliği Yenmeliyiz - Mustafa Kemal Atatürk
''Şayet bir gün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin. Kendiniz kurtarıcı olun. Eper ülkenizi kurtaracak bir lider beklemekteyseniz, ben size hiçbir şey öğretememişim demektir.'' Gazi Mustafa Kemal’e ölümünden dört yıl önce, özel bir yasayla "Atatürk" soyadı verilir. Bu haber Ankara Radyosu’nda sevinçle duyurulurken, sunucu "Atatürk" yerine "Anatürk" der. Elbette bu bir dil sürçmesidir nihayetinde. Ancak bilinir ki Türkiye halkı Mustafa Kemal’i, hem bir baba hem de bir anne kadar sevmektedir. Mustafa Kemal’in yaşamına dair hiç duymadığınız bilgileri, bilinmeyen yönlerini ve derin acılarına rağmen yaratıcı yanını nasıl geliştirdiğini öğrenmeye hazır olun. O sadece kurucu bir lider değil, bugün dahi hayatımızı değiştirecek ölçüde etkili, tüm dünyaya ilham vermiş bir filozof devlet ada...
Cehennem Acı Çektiğimiz Yer Değil Acı Çektiğimizi Kimsenin Bilmediği Yerdir - Hallac-ı Mansur
Zaman ve mekân üstü bir hakikat felsefesi: "ENE-L HAK..." Mevlana’dan Yunus Emre’ye, Spinoza’dan Kant’a, Nietzsche’den Ficht’e kadar dünyaca ünlü büyük düşünürlerin felsefi akımlarına ilham kaynağı olmuş büyük İslam düşünürü Hallac-ı Mansur’un "Ene-l Hak" felsefesi üzerinden tarif ettiği varlık, benlik, hiçlik ve yok oluş kavramları, yüzlerce yıldır bilim, sanat, inanç ve felsefe dünyasına ışık tutmaya devam ediyor.
Kaderini Sev Çünkü Aslında Hayatın Bu - Nietzsche
"Yanmayı bilmeyen uçmayı öğrenemez." Hayatı boyunca zihinsel ve bedensel acılar içinde yaşamak zorunda kalan ünlü Alman filozof Nietzsche’nin insanlığa sunduğu "Ebedi Dönüş", "Kaderini Sevmek/Amor Fati", "Üstinsan" ve "Güç İstenci" gibi bilgelik kapıları, bugün bile yeni düşünüş biçimlerine ilham olmaya devam ediyor. İnsanoğlunun yaşadığı hayatı, üzerine çıkılması gereken bir oyun alanı olarak gören Nietzsche, modern dünyanın sorunlarıyla baş edebilmek için lazım gelen oyun kurallarını da açıkça ortaya koyuyor.
Hayat Çözülecek Bir Problem Değil, Yaşanacak Bir Hakikattir - Søren Kierkegaard
"İnsan yalnız başkaları için değil, kendisi için de bir gizemdir." Søren Kierkegaard, bireyi merkeze alan, keder, melankoli, korku, kaygı gibi duyguları bireyin varoluş durumuna yerleştiren, yaşamı bütünüyle ironik kavrayan bir felsefe ortaya koyar. Bu felsefe, aynı zamanda onun yaşamöyküsüne de içkindir. Babasından miras bir melankoli ve bir lanetlenmişlik psikolojisi, bu lanetlenmişlik psikolojisinin gölgesinde geçmiş ve Büyük Deprem’le sarsılmış bir çocukluk ve ilk gençlik ile son büyük kırılma olarak Regine Olsen’le evlilik meselesi; Kierkegaardian düşüncenin temel önerilerini açığa çıkartmıştır. Onun spekülatif felsefesi, yalnızca kendisinden sonraki felsefeye tesir etmekle kalmamış, psikolojiden edebiyata, resimden sinemaya kadar pek çok disiplin için de esin verici olmuştur. Öyle ki...
Zekanın Verdiği Mutluluğu Ancak Zeka Sahibi Ruhlar Yaşayabilir - Proklus
"Her şey, her şeyin içindedir." Erken yaşta Atina’da Platon’un pelerinini almaya layık gösterilen Proklus, Yeni Platonculuğun iki kolundan birini temsil eder. İlk kolda Plotinos matematikte, ikinci kolda Proklus mantıkta varlık gösterirler. Proklus, Platon’un aşkın ideaları ile Aristoteles’in tözlerini iç içe geçirmeyi hedeflemiştir. İslam felsefesini derinden etkileyen bu filozof, Platon Akademisi’nin başına geçmiş ve kısa süreliğine Konstantinopolis’in belediye başkanlığı görevinde de bulunmuştur. Varlık, zihin, nedenler öğretisi, ruh, bilginin doğası, zaman, sonsuzluk ve daha pek çok kavramı sorgulayarak kurduğu sistemle modern çağın meşhur filozofu Hegel’in bile ilgisini çekmeyi başarmıştır. Elinizde tuttuğunuz bu kitap Proklus’un çok yönlü bir monografisidir.
En Kutsal Gözyaşlarımızın Gözlerimize İhtiyacı Yoktur - Halil Cibran
"Yaşam, kalbinin şarkısını söyleyecek bir şarkıcı bulamadığında, zihnini konuşturacak bir filozof yaratır." Lübnan’ın küçük bir köyünde dünyaya gelen Halil Cibran hem doğduğu toprakları hem de zamanını aşmış bir sestir. Ona göre şiir yüreği büyüleyen bilgeliktir. Bilgelik akılda şarkı söyleyen şiirdir. Bu yüzden sevgiyi, aşkı, özgürlüğü, erdemi, neşeyi, kederi, zıtlıkları bilgelikle ve şiirsel bir dille anlatmıştır. Şairdir, ressamdır, yazardır, filozoftur ama hepsinden öte hayatın gerçek şarkısını söyleyen bir ermiştir o.
Hayatın Değeri Uzun Yaşanmasından Değil İyi Yaşanmasındadır - Michel De Montaigne
"Bir soyguncunun veya bir katilin yönetiminde, dürüst kişilerin yeri ya mezar ya hapistir..." Küba Devrimi’nin lideri Fidel Castro, 20. yüzyıla damgasını vuran bir figür oldu. Uzun yıllar halkların eşitliği uğruna verdiği mücadele ve bu yoldaki adımları hep konuşuldu, zaman zaman eleştirildi. Devrimin simgesi olarak adeta ölümsüzleşti. Fidel Castro halkın, işçi sınıfının ve ülkesi uğruna çalışan tüm emekçilerin yanında durdu. Bağımsız bir ülke hayali ile sosyalist bir yönetim kurdu. Dünya sahnesinde büyük bir güç olan ABD’yi karşısına alırken eğitim, sağlık ve mülkiyet alanındaki reformlarıyla Küba’yı baştan yarattı. Fidel Castro’nun devrim adımlarındaki vizyonu ve düşünceleri bugün hâlâ halklara, politikacılara ve tüm insanlığa ışık tutmaya ve bambaşka bir bakış açısı kazandırmaya devam e...
Yanlış Da Olsa Düşünmek Hiç Düşünmemekten İyidir - Hypatia
"Hayat, kişinin kendi güçlerini keşfetmesidir. Daha ötelere yolculuk ettikçe daha fazla gerçeği idrak ederiz." Yaşadığı karanlık çağa bir güneş gibi doğmuştu Hypatia. Düşüncenin ve aklın cinsiyeti olmadığını tüm dünyaya ispatlarcasına; zekâsı, kişiliği ve düşünceleriyle tarihe yön verdi. Bütün engellere ve baskılara rağmen bir kadının tek başına bile dünyayı değiştirebileceğini gösterdi herkese. Yobazlar tarafından vücudu midye kabuklarıyla lime lime edilerek öldürülen Hypatia, yanlış da olsa düşünmenin hiçbir şey düşünmemekten daha iyi olduğunu, herkesin bu anlamda kendine ait bir alanı bulunduğunu, düşünebilme yetisine sahip her insana aynı zamanda sorumluluklar düştüğünü söylemekten çekinmemiştir.
Gerçekliğin Bütününe Ancak Sezgi Yoluyla Ulaşırız - Henri Bergson
"Yaratılış bir gizem değildir, özgür eylemlerimiz sırasında duyumsadığımız şeydir." Analiz ederek kavrayan zekânın dışında bir bilme biçimi mümkün müdür? İçinde yaşadığımız kesintisiz değişimi, kavramlarla hareketsiz hale getirmeden, parçası olduğumuz bütünsel yaratımı kucaklayan bir bilme biçimi... Hatta kolumuzdaki saatlerle ölçtüğümüz anların, aslında bir ezginin notaları kadar bütünsel olduğunu fark eden ve zamanı mekâna dönüştürmeyen bütünsel bir kavrayış... Öyle bir kavrayış ki tabiatı gereği geriye doğru bakmaya zorlanmış aklın tersine, yönü yaşama doğru olan bir düşünme biçimi... 20. yüzyılın en önemli filozoflarından Henri Bergson’a göre, dünyayı gerçekten olduğu gibi kavramak ancak "sezgi" sayesinde mümkündür. Sezgi, analiz eden aklın tersine, kendini nesnesinin yerine koyarak, o...
Gerçeği Arayan Her Şeyden Kuşku Duymalıdır - Descartes
İster uyanık ister uykuda olalım, bizi ikna edecek tek şey yalnızca aklımızın apaçıklığıdır. René Descartes, bir düşünce gezgini olarak, hazır bulduğu hiçbir fikirle yetinmeyip, düşüncenin emin beldesine doğru adım atmaya cesaret edebilen büyük bir deha, Batı felsefesini etkileyen en büyük filozoflardan biridir. O, ortaçağ düşünce dünyasının hâkimiyetinin azalıp, modern düşüncenin gelişmeye başladığı bir dönemin şafağında durur. Düşünüyorum öyleyse varım önermesi her şeyden önce insanın kendi varlığını kendinde temellendirebileceği bir dünyayı çağırır. Tüm düşünce içeriklerimizin, bilgilerimizin, inançlarımızın hakiki kılınması, yaşadığı dönemde Descartes’ın çabası olduğu kadar bugün modern bir yaşantı içerisinde olma ideali taşıyan her insanın da çabası olmalıdır. Bu kitap böyle bir çaba ...
Üstümde Yıldızlı Gökyüzü İçimde Ahlak Yasası - Kant
"Sapere aude!" Kendi aklını kullanma cesaretini göster! Modern felsefenin önde gelen düşünürlerinden Immanuel Kant, Königsberg’de zanaatkâr bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Olağanüstü düşünsel becerileri ve özellikle sınırsız çalışma azmi ile felsefe tarihine adını yazdırmış, 57 yaşında yayımladığı eleştiri serisi ile Batı felsefe tarihini geriye dönülmez biçimde şekillendirmiştir. Saf Aklın Eleştirisi ’nin ortaya koyduğu bilgi felsefesini, Pratik Aklın Eleştirisi ’nin vaaz ettiği ahlak anlayışını ve son olarak Yargı Yetisinin Eleştirisi ’nin üzerinde durduğu estetik yargı meselesini üç somut örnek olay üzerinden ele alan bu kitapla Kant’ın zihinsel evrenine ilk adımı atma fırsatını bulacaksınız.
Her İçe Yönelme Aynı Zamanda Tanrı'yı Yönelmedir-plotinus
"Güzelliğe duyulan özleme aşk denir." Roma’da "Tinsel Direktör" olarak anılan, Platon’a olan hayranlığı yüzünden okuluna "Yeni Platonculuk" adını veren Plotinus mistik felsefesiyle Yahudi, Hıristiyan, Müslüman filozoflara ve gnostiklere yüzyıllar boyunca esin kaynağı olmuştur. Plotinus, Enneadlar’ıyla "Bir"in tezahürünün muhteşemliğini ve beşeri nefsi gerçek bir arınmayla "Bir" ile yeniden bütünleşmeye götüren uzun ve zorlu yolu bizlere tasvir eder. Kendinden önce gelen tüm felsefi akımları kucaklayan ve birçok noktada Tibet Hikmeti’ne, "sessizliğin sesine" benzerlik gösteren öğretisinde insanlığın macerasının bütün şiirini ve diyaloglarını bulabilirsiniz.
Vardım, Varım, Varolacağım - Rosa Luxemburg
"Bütün dertleri ve gizli akıtılan acı dolu gözyaşlarını zenginlerin vicdanına yüklemek istiyorum!" Birinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası komünist hareketin öncü eylemcilerinden ve en önemli şehitlerinden biri olarak kabul edilen devrimci ve teorisyen Rosa Luxemburg, korkusuzca ve kararlı bir şekilde her şeyi sorguladı. Karl Marx’ın bazı teorilerine, savaş yanlılarına, monarşiye, bürokrasiye, emperyalizme ve cinsiyetçi erkek yoldaşlarına meydan okudu, hepsine cesurca karşı çıktı. Doğumundan ölümüne, burjuva toplumunu ve normlarını reddeden, hayatı mücadeleyle geçmiş bu cesur kadın, statükoya alternatif arayan, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan birçok kişiyi büyüledi. Onun adı Rosa Luxemburg’du. İnandığı doğrulara hayatını adamak, onurlu bir yaşamın olmazsa olmazıydı ve öldürü...
İnsan Özgür Doğmuştur Ama Her Yerde Zincire Vurulmuştur - Jean-jacques Rousseau
"Diğerlerinin efendisi olduğunu düşünenler, aslında onlardan daha büyük bir esaret içindedir." Jean-Jacques Rousseau gerçek bir Aydınlanmacı hümanisttir. Ömrünü insanın özgürlüğüne ve eşitliğine adamış sıra dışı bir kişiliktir. İnsan haklarından bahseden ilk Aydınlanmacı düşünürdür. Onun düşünceleri günümüzün sorunlarına, özgürlük, eşitlik, insan hakları, ekoloji ve çocuk merkezli eğitim konularına yüzlerce yıl ötesinden ışık tutar. Fransız Devrimi’nin ilkeleri onun düşüncelerinden esinlendi. Düzeni, eşitsizliği ve adaletsizliği cesur bir şekilde eleştirdi. Bununla da yetinmedi, yeni ve insancıl bir toplumsal düzenin inşası üzerine yazdı. Geleneklere karşı çıktı. Monarşiyi ve Kilise’yi karşısına aldı. Rasyonel aklın gözden kaçırdığı, hatta bilerek hesaba katmadığı duyguları önümüze serdi. ...
Seçimleriniz, Korkularınızı Değil Umutlarınızı Yansıtsın - Nelson Mandela
"Galip asla vazgeçmeyen bir hayalperesttir." Kimi hayatlar kolay yaşanmaz. Nelson Mandela’nın hayatı da böyleydi. En çok saygı duyulan liderlerden biri olarak dünya tarihine geçen Nelson Mandela, Güney Afrika’nın ilk siyahi devlet başkanı oldu. Irk ayrımcılığına dayalı rejimi (Apartheid) ömrü boyunca mücadele ederek yıktı. Ülkesine demokrasiyi getirmek için hayatı pahasına savaşmaktan asla çekinmedi. Mücadelesiyle milyonların umudu oldu. Onun mücadelesi, dünyada, mücadele motivasyonunu yitiren her toplum ve her birey için dönüp dönüp incelenmesi gereken bir kişisel gelişim dersidir.
Mutlu Bir Hayat Olanaksızdır; İnsanın Başarabileceği En İyi Şey Kahramanca Bir Hayattır - Schopenhauer
"Benim gibi bir adam dünyaya geldiğinde geriye istenecek tek şey kalır. Bütün hayatı boyunca olabildiğince kendisi gibi olması ve entelektüel güçler için yaşaması." Nietzsche’nin ilk akıl hocası, düşünce tarihine yön veren bir filozof, yazar ve eğitmendir Arthur Schopenhauer. Karamsar olduğu söylense de, onun düşünceleri, gündelik hayatta bireyin daha coşkulu olmasına, canlılık kazanmasına, iyileşmesine yardımcı olur. Feragat ve merhamet gibi erdemlerin üstünde yükselen bu felsefe, bireyin üstün insan olarak, kayda değer bir hayata imza atmasında, güçlü bir motivasyonel etkiye sahiptir. Günümüzde kendini yalnız ve sıkışmış hisseden, bilgeliğin peşinden giden herkes, kendi saati geldiğinde Schopenhauer’un iyileştirici felsefesiyle karşılaşacaktır.
Bir İnsanın Karakteri Onun Yazgısıdır - Herakleitos
"İnsanların en bilgesi Tanrı karşısında maymundur. Maymunların en güzeli insan soyuyla karşılaştırıldığında çirkindir." Antik Yunan’ın karanlık filozofu Herakleitos felsefe tarihine gizemli fragmanlarıyla damgasını vurmuştur. Yalnızlığı seven, asık suratlı, somurtkan Herakleitos’a sözleri anlaşılamadığından dolayı yurttaşları "Karanlık" adını takmıştır. Ona göre evrende var olan her şey ateşten oluşmuştur, ateş her şeyin ilkesidir ve yine onda çözülür. Şeylerin sürekli değişimi, karşıtların birliği, kozmik ateş, genesis, logos, nemli ve kuru ruhların hermeneutiği onun derinlikli felsefesinde değindiği başlıca konulardandır.
Şinto'nun Yolu Doğanın Kalbine Gider
"Kutsal kitap yok, tapınak yok. Ağaçlar, dağlar, taşlar, nehirler kılavuzundur." Dünyanın en eski inançlarından olan ve günümüz Japonya’sında halen hüküm süren Şinto geleneğinin kalbi doğadır. Onlara göre esen rüzgârı hissetmek için durmak, sabah kahvesinden önce güneşi selamlamak, bir yaprağın düşmesini beklemek günlük rutinin bir parçasıdır. Şintoizm bir inanç sisteminden çok daha fazlasını barındıran bir yaşam felsefesidir. Bir güle yakından bakıp da Tanrı’yı görmemek mümkün mü? Ya da denizin altındaki yaşamda onu bulmamak? Rüzgâr esecek ki doğa birbirine karışacak, toprak ana bize cömert davranacak. Biliyoruz, hissediyoruz, yerküre kıymetli bir yer. Ama ne kadar? Şinto’ya göre tapılacak kadar. Ya size göre?
Hiç Olmazsa Bir Kere İtiraz Et, Başka Bir Fikir Söyle De İki Kişi Olduğumuzu Anlayayım Elealı Zenon
"Belki yığınlar hiçbir zaman filozof olmayacak. Ama toplumları mutluluğa ulaştırmak için, yönetimin bilge kişilere teslim edilmesi de mi mümkün değil?" Dünyanın en çok tartışılan paradokslarını ortaya atan Elealı Zenon, Antik Yunan felsefesinin en önemli temsilcilerinden biridir. O, diyalektik düşüncenin ve mantığın ilk temsilcisidir. Hocası Parmenides’in varlık ile ilgili fikirlerini temellendirmiş ve ortaya attığı fikirlerle günümüz düşünce evrenini etkilemeyi başarmıştır. Sadece Akhilleus ve Kaplumbağa Paradoksu ya da Duran Ok Paradoksu ile değil siyasi fikirleriyle de öne çıkmış ve kendinden sonra gelen önemli filozoflar için ilham kaynağı olmuştur. Elealı Zenon, bizi varlığı başka açılardan düşünmeye ve gerçeği daha iyi kavramaya davet ediyor. İçinde yaşadığınız ve etkileyip etkilendi...
Şimdi Biliyorum Hastalığınızın Ana Nedenini, Siz Gerçek Doğanızı Unuttunuz - Boëthius
"Bedeniniz zindanda olabilir, yeter ki zihniniz özgür olsun." Akıl ve inanç çatışması insanlığın binlerce yıldır sürdürdüğü tartışmalardan biri olmuştur. Boëthius, bu iki kavramı uzlaştırmak için gayret gösteren ilk skolastik filozoftur. İnsanlığın düşünce körlüğü yaşadığı bir dönemde, antik düşüncenin ortaçağa aktarılmasında bir köprü olan Boëthius, Platon ve Aristoteles’in eserlerini Latinceye çevirmiştir. Bundan 1500 yıl öncesinde, zindanda işkence görürken dahi düşünmekten ve üretmekten vazgeçmemiştir.
Bir Gün Filozoflar Kral Ya Da Krallar Filozof Olursa İnsanlık O Zaman Mutluluğa Kavuşur - Thomas More
"Çürüyen bir bedene kıyasla ebedi olan ruhtan vazgeçmek ancak onursuzların işidir ve de ahmakların." Filiz vermeyen birçok hayatın aksine koyu gölgeli yaprakları rüzgârlarla oynaşan ulu bir çınar gibi yaşadı Thomas More. Genç yaşta çok da istememesine rağmen hızlı bir tırmanışa geçti ancak şatafatın, ikiyüzlülüğün, heveslerin ışıkları altında yaşamaktansa son nefesini dürüstlüğün küf kokulu zindanlarında vermeyi tercih etti. "Vicdan özgürlüğü" uğruna celladına gülümseyecek kadar yaşamının doğruluğundan emindi. İdamla noktalanan 57 yıllık yaşamının ardında yakın dostu Erasmus’un ısrarı üzerine yazdığı bir kilometre taşı olan Ütopya’yı bıraktı. Ütopya’da eğitimden üretime, siyasetten adalete, ticaretten yönetime kadar her açıdan ideal bir devleti resmetti. Hem sorunu söyledi hem çözümü haykı...