
Her Anlama Bir Yanlış Anlamadır - Lacan
"Hakikati keşfetmiyorum, onu icat ediyorum." Dilbilim, yapısalcı antropoloji ve felsefe başta olmak üzere birçok disiplinden beslenerek yeni bir psikanaliz öğretisi ortaya koyan ve dünya genelinde Sigmund Freud’dan sonra en çok ismi anılan psikanalist olan Jacques Lacan, "Freud’a Dönüş" düşüncesiyle birlikte, teorik ve pratik işleyişin merkezine "öznelliği" koyarak yeni bir yol çizmiştir. Lacan bu yeni yolu şöyle açıklar: "Psikanaliz esas olarak yolundan şaşan, ters giden şeylerle ilgilenir. Bu nedenle asıl meselesini, kendi adı olan sözcükle çağırmalıyız: Gerçek. Bu sözcüğü kullanan tek kişi olduğumu söylemeliyim." Lacan, kişinin etrafını saran aldatıcı görünüşlere karşı, kişinin kendi hakikatine dair harekete geçmesine vurgu yapan bir psikanalisttir. Hakikatin psikanalisti...

Mutluluk Hayatın Dirençsiz Akışıdır - Kıbrıslı Zenon
"İyi yaşam küçük adımlarla elde edilir, fakat bu asla küçümsenecek bir şey değildir." İlk kez Kıbrıslı Zenon tarafından ortaya konan Stoacılık, aklın rehberliğinde yaşanan erdemli bir hayatı savunan, sadece üzerinde düşünülen değil aynı zamanda yaşanan bir felsefedir. Zenon’a göre huzur ve mutluluk erdemli yaşamın doğal bir sonucudur, erdemlice yaşamak her halükârda mümkündür ve huzuru bulmak bizim elimizdedir. Stoacılık, mutluluğunu kendi bilgece kararlarıyla ve erdemli davranışlarıyla inşa eden, huzurunu dış koşullara emanet etmeyen bir insana nasıl dönüşebileceğimiz sorusunu merkeze alan, Helenistik dönemin çok önemli bir felsefi akımıdır. Günümüzün bilişsel-davranışçı psikoterapi ekolüne de düşünsel kaynaklık etmiş olan Stoacılık, Zenon’dan 23 asır sonra modern dünyada anlam arayışında...

Vardım, Varım, Varolacağım - Rosa Luxemburg
"Bütün dertleri ve gizli akıtılan acı dolu gözyaşlarını zenginlerin vicdanına yüklemek istiyorum!" Birinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası komünist hareketin öncü eylemcilerinden ve en önemli şehitlerinden biri olarak kabul edilen devrimci ve teorisyen Rosa Luxemburg, korkusuzca ve kararlı bir şekilde her şeyi sorguladı. Karl Marx’ın bazı teorilerine, savaş yanlılarına, monarşiye, bürokrasiye, emperyalizme ve cinsiyetçi erkek yoldaşlarına meydan okudu, hepsine cesurca karşı çıktı. Doğumundan ölümüne, burjuva toplumunu ve normlarını reddeden, hayatı mücadeleyle geçmiş bu cesur kadın, statükoya alternatif arayan, başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan birçok kişiyi büyüledi. Onun adı Rosa Luxemburg’du. İnandığı doğrulara hayatını adamak, onurlu bir yaşamın olmazsa olmazıydı ve öldürü...

Ben Fırlatılmış Olanaktır - Heidegger
Felsefe düşünme ile değil ruh haliyle başlar. "Varlık nedir?" diye soran Heidegger ardından kendisini hiçbir kelimenin giremeyeceği en karanlık noktaya fırlatır, sorusunun cevabını orada bekler. Hiçliğe çakıldığında var olmaktan duyduğu kaygı öyle güçlü bir ışığa dönüşür ki tüm saklı kalanları aydınlatır. Modern insanın problemlerine antikçağın zihniyle yaklaşan Heidegger, kutsalların, emin olunanların aslında en az bilinenler olduğunu ortaya serer. Ne yapsak içinden çıkamadığımız problemleri, hayata dair büyük soruları kendi kendilerini çözümlemeleri ve açığa çıkarmaları için serbest bırakmayı öğretir. Kelimelerle oyun oynar gibi yazdığı eserleriyle sanki açıklamak değil de hatırlatmak isteyen Heidegger, başta insan olarak kendimizle ardından ilişki kurduğumuz her şeyle olan bağımızı biz ...

Hoş Geldin Yabancı Burada Büyük Amacımız Mutluluk - Epikür
"Elinde olanı küçümseme, bir zamanlar buna sahip olmayı dilemiştin." Elinizde tuttuğunuz kitap mutluluk felsefesiyle bütünleşmiş en önemli filozof olan Epikür’ün bir yandan kıymetli öğütlerini hatırlatırken bir yandan da mutluluğun reçetesini veriyor. Öğretisini "Bahçe" adını verdiği, yeşilliklerin ve doğanın içindeki okulunda anlatan Epikür, 2000 yıl sonra bizi yine o bahçeye davet ediyor. Peki nedir Bahçe? Her bir bitkinin, her çiçeğin büyümesine tanıklık etmektir. Bir gülün en güzel çağını yaşadıktan sonra soluşuna şahit olmaktır. Kurumuş olanın başını koparmaktır. Ağacın üzerinde yol alan karıncayı, bir kayısının dalında çürüyüşünü, bir zeytinin dalında olgunlaşmasını seyretmektir. Bir bahçede ne kadar çok doğum varsa o kadar da ölüm vardır. Bir bahçede hayatın bütün zıtlıkları vardır....

Bazı İnsanlar Varlıklı Olsun Diye Neden Diğerleri Yoksul Olmak Zorunda - Fidel Castro
"Bir soyguncunun veya bir katilin yönetiminde, dürüst kişilerin yeri ya mezar ya hapistir..." Küba Devrimi’nin lideri Fidel Castro, 20. yüzyıla damgasını vuran bir figür oldu. Uzun yıllar halkların eşitliği uğruna verdiği mücadele ve bu yoldaki adımları hep konuşuldu, zaman zaman eleştirildi. Devrimin simgesi olarak adeta ölümsüzleşti. Fidel Castro halkın, işçi sınıfının ve ülkesi uğruna çalışan tüm emekçilerin yanında durdu. Bağımsız bir ülke hayali ile sosyalist bir yönetim kurdu. Dünya sahnesinde büyük bir güç olan ABD’yi karşısına alırken eğitim, sağlık ve mülkiyet alanındaki reformlarıyla Küba’yı baştan yarattı. Fidel Castro’nun devrim adımlarındaki vizyonu ve düşünceleri bugün hâlâ halklara, politikacılara ve tüm insanlığa ışık tutmaya ve bambaşka bir bakış açısı kazandırmaya devam e...

Hayat Ancak Ben Olduğumda Gerçektir - Gurdjieff
"Sevebilen olabilir, olabilen yapabilir, yapabilen var olur!" 20. yüzyılın ilk yarısının en esrarengiz figürlerinden biri olan Georgy Ivanovich Gurdjieff namı diğer Bay G, bir filozof, ruhani öğretmen ve mistiktir. Henüz çocukken babasına sorduğu sorularla anlam arayışına yönelmiş ve bu merak onun yaşamını öngörülemez biçimde değiştirmiştir. Hindistan’dan Orta Asya’ya, Anadolu’dan Mısır’a uzanan bu kadim ve ezoterik bilgelik yolculuğu, kendi içsel deneyimleriyle şekillenmiş, artık onun yeni yol dediği Dördüncü Yol’u ortaya çıkarmıştır. Bir bütünlük inşa etmeye çalıştığı Dördüncü Yol’la insanları şuurlanmaya ve aydınlanmaya çağırmıştır. Metaformik dansları, kişiyi kendi üzerine yönlendiren sıra dışı çalışma biçimiyle dünyada ciddi bir takipçi kitlesine ulaşmayı başaran Gurdjieff sizi kendi ...

Zekanın Verdiği Mutluluğu Ancak Zeka Sahibi Ruhlar Yaşayabilir - Proklus
"Her şey, her şeyin içindedir." Erken yaşta Atina’da Platon’un pelerinini almaya layık gösterilen Proklus, Yeni Platonculuğun iki kolundan birini temsil eder. İlk kolda Plotinos matematikte, ikinci kolda Proklus mantıkta varlık gösterirler. Proklus, Platon’un aşkın ideaları ile Aristoteles’in tözlerini iç içe geçirmeyi hedeflemiştir. İslam felsefesini derinden etkileyen bu filozof, Platon Akademisi’nin başına geçmiş ve kısa süreliğine Konstantinopolis’in belediye başkanlığı görevinde de bulunmuştur. Varlık, zihin, nedenler öğretisi, ruh, bilginin doğası, zaman, sonsuzluk ve daha pek çok kavramı sorgulayarak kurduğu sistemle modern çağın meşhur filozofu Hegel’in bile ilgisini çekmeyi başarmıştır. Elinizde tuttuğunuz bu kitap Proklus’un çok yönlü bir monografisidir.

Tanrının Bilgisine Ulaşmak Mutluluğun Kendisidir - İskenderiyeli Philo Judaeus
"Tanrı ile birlikte olunca, her şey güzel olur, Tanrı’ya verilecek tek sunak saf ve temiz bir kalptir." Antikçağın önemli filozoflarından İskenderiyeli Philo, Pythagoras ve Platon’un felsefesini mistik ruhunda bir araya getirmiştir. İskenderiye’de "yüzyılın üstadı" ilan edilerek kendisinden sonraki felsefi ekollere ilham kaynağı olmuştur. Yunan felsefesiyle Musa dinini uzlaştırdığı anlayıştan doğan felsefesi, modern çağa kadar sürmüş ve skolastik düşünceye öncülük etmiştir. Philo için felsefe, yetkin bir bilimdir. Felsefe yapmak, Tanrı’ya ve Tanrı’nın hayaline hasret duymak demektir.

Kimse Bize Ait Değildir - Rabindranath Tagore
"Sakin sakin otur yüreğim toz kaldırma. Bırak, dünya sana gelecek yolu kendisi bulsun." Nobel ödüllü Hintli yazar, şair, besteci, ressam Rabindranath Tagore, Doğu’nun şarkısını evrenselliğe taşımış bilge bir ozandır. Atatürk’ün kitaplar hediye ettiği, Bülent Ecevit’in şiirlerini Türkçeye çevirdiği, Albert Einstein’dan Mahatma Gandi’ye kadar pek çok düşünürün ilham bulduğu Tagore’un düşünceleri, günümüzün duyarsız dünyasına, insani değerlere sahip çıkmayı, acıyı sevgiye dönüştürmeyi ve umudu hatırlatıyor hâlâ.

Ölümümü Bildirirken Siz Benden Daha Çok Korkuyorsunuz - Giordano Bruno
"Sadece bilgeler ve erdemli insanlar çok mutlu olabilirler, çünkü onlar acıyı artık hissetmezler." Rönesans felsefesini biçimlendiren en önemli filozoflardandır Giordano Bruno... Aynı zamanda bir keşiş, gökbilimci, okültist ve mistiktir de... Sonsuzluk, madde, ruh göçü, reenkarnasyon ve büyü üzerine yazdıklarıyla Spinoza, Leibniz, Hegel ve Schopenhauer gibi değerli filozofları etkilemekle kalmamış, modern felsefenin bazı temel ayrımlarını yeniden şekillendirmiştir. Vatikan, Bruno’nun kişisel notlarını ve elyazmalarını gizli tutmaya devam ettiğinden hakkında yapılmış çalışmalar ne yazık ki kısıtlıdır, zira Bruno günümüzde de hâlâ "sakıncalı" görülmektedir. Kilise’nin fanatik eğilimlerine karşılık dünyanın ve evrenin sonsuzluğunu savunan Bruno, sapkınlıkla suçlanarak düşüncelerinin bedelini ...

Şinto'nun Yolu Doğanın Kalbine Gider
"Kutsal kitap yok, tapınak yok. Ağaçlar, dağlar, taşlar, nehirler kılavuzundur." Dünyanın en eski inançlarından olan ve günümüz Japonya’sında halen hüküm süren Şinto geleneğinin kalbi doğadır. Onlara göre esen rüzgârı hissetmek için durmak, sabah kahvesinden önce güneşi selamlamak, bir yaprağın düşmesini beklemek günlük rutinin bir parçasıdır. Şintoizm bir inanç sisteminden çok daha fazlasını barındıran bir yaşam felsefesidir. Bir güle yakından bakıp da Tanrı’yı görmemek mümkün mü? Ya da denizin altındaki yaşamda onu bulmamak? Rüzgâr esecek ki doğa birbirine karışacak, toprak ana bize cömert davranacak. Biliyoruz, hissediyoruz, yerküre kıymetli bir yer. Ama ne kadar? Şinto’ya göre tapılacak kadar. Ya size göre?

Nereden Başladığımın Bir Önemi Yok, Çünkü Geri Döneceğim Oraya - Parmenides
"Her şey, hiçliğin doğasındadır." Sokrates öncesi doğa filozoflarının en önemlilerinden Parmenides, özellikle Varlık’ın niteliklerine dair bütüncül yaklaşımıyla ontolojinin temel soru ve çatışmalarına rehberlik etmiştir. Varlık Bir midir yoksa Çok mudur, Varlık dingin midir yoksa dönüşüm halinde midir gibi ontolojinin en kritik soruları, Parmenides’in şiirsel felsefesinde hem cevaplanır hem de tartışmaya açılır. Bu tartışmalar, Parmenides’in çağdaşları olan Herakleitos ve Empedokles’in de katılımlarıyla birlikte felsefe tarihi için adeta bir ontoloji fragmanına dönüşmüştür. Gerek felsefe tarihi okumalarımız gerekse de ontolojik kavrayışımız için Parmenides olmazsa olmaz bir duraktır.

Bir Gün Filozoflar Kral Ya Da Krallar Filozof Olursa İnsanlık O Zaman Mutluluğa Kavuşur - Thomas More
"Çürüyen bir bedene kıyasla ebedi olan ruhtan vazgeçmek ancak onursuzların işidir ve de ahmakların." Filiz vermeyen birçok hayatın aksine koyu gölgeli yaprakları rüzgârlarla oynaşan ulu bir çınar gibi yaşadı Thomas More. Genç yaşta çok da istememesine rağmen hızlı bir tırmanışa geçti ancak şatafatın, ikiyüzlülüğün, heveslerin ışıkları altında yaşamaktansa son nefesini dürüstlüğün küf kokulu zindanlarında vermeyi tercih etti. "Vicdan özgürlüğü" uğruna celladına gülümseyecek kadar yaşamının doğruluğundan emindi. İdamla noktalanan 57 yıllık yaşamının ardında yakın dostu Erasmus’un ısrarı üzerine yazdığı bir kilometre taşı olan Ütopya’yı bıraktı. Ütopya’da eğitimden üretime, siyasetten adalete, ticaretten yönetime kadar her açıdan ideal bir devleti resmetti. Hem sorunu söyledi hem çözümü haykı...

Tanrı’nın Çocuğu Olan Göklerden Başka Vatan Tanımaz - Pythagoras
"Biz bilgi ile ilgilenmiyoruz, biz gerçek deneyimlerle ilgileniyoruz, yaşayıp deneyimlemediğiniz sürece hiçbir bilgi, bilgi değildir." Pythagoras, "felsefe" terimini ilk kullanan kişidir. O bir filozof, matematikçi, bilimadamı, müzisyen ve gnostik bir bilge âşığı olarak tüm fakülteleri karakterinde bir araya getirmiş devasa bir üniversitedir. Onun yolu kavramsal bilgilerden uzak bir deneyim yoludur. Ezoterik felsefenin kurucusu Pythagoras, Mısırlı rahiplerden aldığı öğretilerden oluşturduklarıyla bizlere kendi teolojisini sunar. Ona göre sayılar "Eşyanın Sırrı"nı içerir, Tanrı da "Evrensel Ahenk"tir. Sayılar bilimi altında formüle ettiği Kutsal Kelam Bilimi, Tanrı fikri, ruhun kurtuluşu, ruh göçü, karma yasası ve inisiyasyon süreçleri onun çizdiği deneyim yolunun başlıca konularıdır.

Gerçeklik Yanılsama Olduğu Unutulan Yanılsamadır - Derrida
"Gerçeğe susamışlık, insanlığın en soylu tutkusudur." 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden Derrida, geliştirdiği yöntem ve kavramlarla edebiyat eleştirisinden sosyolojiye, kimlik sorunundan felsefeye bütün düşünsel alanlarda sarsıcı sonuçlara yol açtı. Erken yaşlarda Rousseau, Nietzsche, Camus gibi yazarları okuyan Derrida, Bergson ve Sartre etkisiyle felsefe çalışmalarına yöneldi. Dil, us, metafizik ve edebiyatla ilgilendi. Dilin ve metafiziğin içine sinen taşlaşmış ve yanıltıcı yapıları gördü, onların üzerine gitti. Yapısöküm, metinsellik, mevcudiyet metafiziği ve karar verilemezlik gibi kavramları felsefe tarihine kazandırdı. Derrida, yapısökümcülük olarak bilinen eleştirel düşünce yönteminin kurucusu olarak tarihe geçti.

Gerçekliğin Bütününe Ancak Sezgi Yoluyla Ulaşırız - Henri Bergson
"Yaratılış bir gizem değildir, özgür eylemlerimiz sırasında duyumsadığımız şeydir." Analiz ederek kavrayan zekânın dışında bir bilme biçimi mümkün müdür? İçinde yaşadığımız kesintisiz değişimi, kavramlarla hareketsiz hale getirmeden, parçası olduğumuz bütünsel yaratımı kucaklayan bir bilme biçimi... Hatta kolumuzdaki saatlerle ölçtüğümüz anların, aslında bir ezginin notaları kadar bütünsel olduğunu fark eden ve zamanı mekâna dönüştürmeyen bütünsel bir kavrayış... Öyle bir kavrayış ki tabiatı gereği geriye doğru bakmaya zorlanmış aklın tersine, yönü yaşama doğru olan bir düşünme biçimi... 20. yüzyılın en önemli filozoflarından Henri Bergson’a göre, dünyayı gerçekten olduğu gibi kavramak ancak "sezgi" sayesinde mümkündür. Sezgi, analiz eden aklın tersine, kendini nesnesinin yerine koyarak, o...

Hayatın Anlamı Onun Bizden Ne Beklediğinde Saklıdır – Viktor E. Frankl
“Yaşamak için bir nedeni olan kişi, hemen her ‘nasıl’a katlanır.” – Nietzsche İkinci Dünya Savaşı olanca karanlığıyla bastırdığında milyonlarca insan acı dolu günlere mahkûm edildi. O insanlardan birisi sadece hayatta kalmanın ötesine geçti. Bu kişi Viktor E. Frankl’dı. Frankl’ın hikâyesi, yalnızca bir yaşama tutunma öyküsü değil. O, acının içinde dahi insan olabilmenin, bir amaçla ve onurlu bir şekilde yaşayabilmenin mümkün olduğunu bizlere kanıtladı. Nazi kamplarının dehşeti altında, sevdiklerini kaybetmiş, özgürlüğünden mahrum edilmiş biri olarak, insanın elinden alınamayacak tek şeyin “tutumunu seçme özgürlüğü” olduğunu bize gösterdi. Özgürlüğüne kavuştuktan sonra logoterapi ekolüyle tüm dünyada milyonlarca insana umut oldu. Viktor E. Frankl’ın çağrısı bugün anlamsızlık çağında bir ışı...

Yalnızca Umutsuzların Hatrı İçin Bize Umut Verilmiştir-Walter Benjamin
“Düşman kazanacak olursa, ölüler bile payını alacak bundan.” Yirminci yüzyılın en etkili düşünürlerinden biri olan Walter Benjamin, sanat, kültür ve siyaset teorilerine getirdiği devrimci bakışla Batı dünyasının düşünce yapısını temelinden sarsmıştır. Nazizm’in karanlık günlerinde yaşamış, entelektüel mücadelesini ölümüne kadar sürdürmüş bu büyük filozof, modern toplumun kültürel ve politik yapısını sorgulayan eserleriyle zamanını aşan bir vizyonerdi. Benjamin’in hayatı, eserleri, düşünsel mirası ve onun kültür teorisi üzerine yaptığı en önemli katkılar ekseninde ele alınan bu çalışma sanat ve siyaset arasındaki ilişkiyi yeniden düşünenler için bir başucu kitabı.

Sonsuza Açılan Yol Benliğimizin Ötesindedir - Emmanuel Levinas
“Özgürlüğün önündeki en büyük engel, ölüm değil acılardır.” Elinizde tuttuğunuz kitap Levinas’ın derin felsefesine giriş niteliği taşıyor. Kendi sınırlarımızı aşmak, ötekine açılmak ve hakiki manada insan olmanın anlamını keşfetmek için bir yolculuk sunuyor. Modern hayatın kalıpları arasında sıkışan insan, gerçekten kendini bulabilir mi? Farklılıkları yok sayan, bireyleri birer istatistik ya da araç olarak gören sistemler, insanın hakikatine ulaşabilir mi? Emmanuel Levinas, işte bu soruların peşinden giden bir düşünür. Levinas’ın bakış açısıyla, farklılıklara, etik sorumluluğa ve birbirimizi anlamaya dair perspektifinizi değiştirmeye hazır mısınız?

Kalbinde İyilik Biriktirenin Yolu Hep Açıktır - Şems-i Tebrizi
"Ey insan! Kafdağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma, her şeyin bir hesabı var, üzdüğün kadar üzülürsün." Şems-i Tebrizi’nin adı, Mevlana Celaleddin-i Rumi ile duyulmuş gibi sanılsa da aslında o, "İslam Dininin Güneşi"dir. Rumi’nin olgunlaşmasını sağlar ve Divan-ı Şems-i Tebrizi olmak üzere pek çok eseri yazmasında ona ilham ve bilgi kaynağı olur. Şems, Rumi’nin gölgede kalan kısmını aydınlatan cevherdir. Rumi’nin "merhamet okyanusuna" okyanus, "bilgi ummanına" umman katar. Rumi’yi tıkandığı yerden çıkarır, hakikatin göz kamaştırıcı aydınlığı ile kavuşturur.

Her Şeye Sahipsiniz Kendiniz Hariç!- Osho
"Hayatın kendi başına bir anlamı yoktur. Hayat bir anlam oluşturma fırsatıdır. O, yazılacak bir şiir, söylenecek bir şarkı, edilecek bir danstır. O senin kendinle münasebetine hastır." Yaşadığımız yüzyılın toplumsal ve bireysel sorunlarına dair yaptığı tespitlerle milyonlarca mutsuz insanı peşinden sürüklemeyi başaran ve modern zaman gurusu olarak adlandırılan sıra dışı bir filozoftur Osho. Doğu ve Batı’nın mistik öğretilerine gerçekçi bir bakış açısıyla yaklaşmış, değişimin esas olduğunu vurgulamış ve ortaya çıkardığı harmanla günümüzde bile geniş bir hayran kitlesine hitap etmeyi başarmıştır.

Her İnsan Gördüğü Rüyanın Tabiridir - Sigmund Freud
"Bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz..." Nörolog ve psikanaliz kuramının kurucusu Avusturyalı bilim insanı Sigmund Freud, hastaların zihinsel süreçlerinin bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmak için çalışmalar yaparak geliştirdi psikanalizi... Bu yepyeni tedavi yöntemi, insan ruhunun en karanlık yönlerini ve bastırılmış duygu ve düşüncelerini ortaya çıkaracaktı. Freud’dan önce hiç kimse insan ruhunun bu kadar derinlerine inememişti. Yaptığı çalışmalarla bilimde adeta çığır açan Sigmund Freud, "İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir..." der. "Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların tecrübe dediği şey de budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana ...

Kaderini Sev Çünkü Aslında Hayatın Bu - Nietzsche
"Yanmayı bilmeyen uçmayı öğrenemez." Hayatı boyunca zihinsel ve bedensel acılar içinde yaşamak zorunda kalan ünlü Alman filozof Nietzsche’nin insanlığa sunduğu "Ebedi Dönüş", "Kaderini Sevmek/Amor Fati", "Üstinsan" ve "Güç İstenci" gibi bilgelik kapıları, bugün bile yeni düşünüş biçimlerine ilham olmaya devam ediyor. İnsanoğlunun yaşadığı hayatı, üzerine çıkılması gereken bir oyun alanı olarak gören Nietzsche, modern dünyanın sorunlarıyla baş edebilmek için lazım gelen oyun kurallarını da açıkça ortaya koyuyor.