
Şamanın Özgürlüğe Giden Yolu
KOŞULSUZ SEVGİYLE GELEN ÖZGÜRLÜK! İnsanlık bir kriz yaşıyor! Savaş, yoksulluk, çevresel felaketler gezegeni bir yıkım noktasına getirdi. Çoğumuz derinlerde korku içindeyiz, hatta kırgınlık, öfke ve nefretle doluyuz. Toltek şamanları antik çağlardan beri bunların kökeninin, zihnimizde ve onların deyimiyle “acı çekme bağımlılığımızda” bulunabileceğini, ayrıca bu bağımlılıktan kurtulmak veya nihai bedeli ödemek arasında bir seçim yapmamız gerekeceğini anlatıyorlar. Toltek şamanı Don Jose Ruiz’e göre artık zamanı geldi ve bu ancak içinizde mümkün. Şamanın Özgürlüğe Giden Yolu’nda Ruiz size kişisel özgürlüğünüzü kendinize ve başkalarına yönelik koşulsuz sevgiyle bulmayı, ona sahip çıkmayı ve bunu yaparken acı çekme bağımlılığını kırmayı öğretecek. Böylece dünyada ihtiyaç duyulan değişimi gerçek...

Gizli Miras İstanbul
“Dünya tek bir devlet olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.” – Napoléon Bonaparte Gelenekler bir anda ortaya çıkmaz ve bir anda ortadan kaybolmazlar. Sadece zamanın ruhuna bağlı olarak kabuk değiştirirler. Kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa aktarılanlarla medeniyetler büyür, bugüne ulaşır. Bugüne kadar rehber olarak ziyaret ettiğim tüm mekânlar, benim veya bu satırları okuyan senin gibi insanlar tarafından inşa edildi. Sonrasında ise bu yapılar, onları inşa edenleri dönüştürdü. Derdim, ufak detaylardan bir bağlam yaratarak devasa yapıların manalarını somutlaştırmak ve o yapıların nasıl olup da insanlığın mirası olduğunu aktarmak. Kentin geçmişinde bir yerde, bin yıl yaşamışçasına öyküler anlatan meddahlar gibi, İstanbul’u İstanbul yapanları; bakılmayan dehlizlerden, çıkılmayan kulelerden, beşik...

Sihirli Şeker Dükkanı
YENİAY VE DOLUNAYDA KAPALIYIZ. Tapınağın arkasında bir anda ortaya çıkan Alacakaranlık Çarşısı, bu dünya ile öteki dünya arasındaki boşlukta var olan gizemli bir mekândır. Burası, insanların dertleri ve kaygıları nedeniyle varlıkları dengesizleştiğinde onları içine çeker. Çarşının içinde, insanları karşılayan tek yer ise “Sihirli Şeker Dükkânı”dır. Dükkânın sahibi olan Kogetsu, tuhaf güçlere sahip şekerler satar ve her şekerin ardında yatan anlamı keşfetmelerini sağlar. Bu şekerleri satın alan müşterilerin hayatları yavaş yavaş değişir. Bu öyküler, okuyanlara acı ve tatlı bir yolculuk sunarken, insan ruhunun derinliklerinde saklı kalan duyguları okşuyor. Gönlünüze dokunacak bu hikayelerde, kendinizden bir parça bulacak ve Kogetsu’nun dünyasına adım atarken gerçek ile hayalin iç içe geçtiği...

Tabi ki Senden Hoşlanıyorum
“Kimseye anlatmadığım bir hikâye anlatmak istiyorum. Bu, sadece seninle benim bildiğimiz bir hikâye olacak.” Aniden kaybolan çocuk… Artık incinmek istemeyen kız… Derinleşen şüpheler ve sonunda ortaya çıkan sırlar. Titiz bir kurgu, tüyler ürpertici bir sürpriz. Nefesini kesen ve içine çeken tehlikeli bir hikâye. “Yıllarca zihnimin derinliklerinde yer alan kurgunun hikâyeleştirilmiş hali.” Lee Kkoch-Nim

Duayen
Büyük bir müzik dehası, zarif bir beyefendi! Sanatçı bir ailede doğdu, genç yaşlarında ilk bestesini yaptı. Aralarında Türkiye’nin süperstarı Ajda Pekkan’ın da olduğu birçok ünlü ismi sahneye ilk çıkaran o oldu. Eartha Kitt gibi dünyaca ünlü sanatçılara yol gösterdi. Kurucusu olduğu Çatı Kulübü, genç müzisyenler için bir okul, cemiyet hayatı için de popüler bir eğlence mekânıydı. Ülkemizi Hollywood’da tanıttı. Yabancı müzisyenler için iyi bir ev sahibiydi, yurtdışında da Türkiye’nin müzik elçisiydi. Türk olmakla gurur duysa da evrensel kültürü her zaman kucakladı. Kendisi gibi müzik aşkıyla yaşayan evlatlar yetiştirdi. Doksan yedi yıllık ömrüne pek çok başarı öyküsü sığdırdı. Zevk sahibi bir insan, hümanist ve sevgi dolu bir baba, Atatürkçü bir Türk vatandaşı, hayattan keyif almasını bilen...

İlişkilerde Denge Oyunu
“İLİŞKİ, İKİ KİŞİNİN DE KAZANMASI GEREKEN BİR DENGE OYUNUDUR.” ◆ Her karşılaşma, her çatışma ve her mutluluk anı, bizi daha derin bir bağ kurmaya davet eder mi? ◆ Peki, ilişkilerimizde gerçekten ne kadar sağlıklıyız? ◆ Suçlama ve eleştirilerin gölgesinde, sevgi ve saygı dengesini nasıl koruyabiliriz? ◆ İlişkilerde kendimizi nasıl ifade edeceğiz, çatışmaları nasıl yöneteceğiz ve daha anlamlı bağlar nasıl kuracağız? İlişkiler, hayatımızın en derin köşelerinde yer edinmiş karmaşık, bir o kadar da büyüleyici bir oyundur. Bu oyunda kazananlar, her zaman dengenin ve sağlıklı iletişimin peşinde olanlardır. Klinik Psikolog Tuna Tüner, kaleme aldığı bu kitapta, gönül ilişkilerimizin derinliklerine inerek iç dünyamızı keşfetmemizi ve ilişkilerimizdeki temel sorunları anlamamızı sağlarken, klinik tec...

Uyanış ve Tuzakları
Gerçek uyanış, başkalarının öğretilerinde değil, kendi hakikatinizde saklıdır; İçsel seyahatlerin yolları her zaman aydınlık ve güvenli değildir. Kimi zaman ışığın ardında karanlık gölgeler saklanır; ruhu besleyecek sözler, sahte rehberlerin dilinde azılı tuzaklara dönüşür. Yirmi yıllık bir gazeteci olarak kaleme aldığım bu kitap, gerçek ışığı arayanların karşılaştığı sınavları ve ruhani dünyayı kendi çıkarları uğruna sömürenlerin maskelerini düşürüyor. “Gerçek uyanışın” ne olduğunu açıklıyor. Spiritüel manipülasyonlara karşı yürekle aklın birlikte eşlik edeceği bir yol haritası sunuyorum size. İçsel ışığınızı bulmak için çıktığınız bir spiritüel yolculukta, kime güveneceğinizi nasıl anlayacaksınız, sahte rehberlerin cazibesine kapılmadan, hakikatin izini nasıl süreceksiniz? Spiritüel cami...

Kafamın İçi Kıyamet
ÇEVRENİZDEKİ İNSANLAR YENİ ŞARKILAR KEŞFEDİYORKEN, SİZ BİR ŞARKIYA TAKILI KALIYORSANIZ, KAYBETMİŞSİNİZDİR. Ben aslında iyi biriyim! Neden sürekli düşüncelere kapıldığımı bilmiyorum. Düşünmekten yorulduğumu biliyorum sadece. Beni yüzüstü bırakan insanları dahi kırmamak için, kelimelerimi seçerek konuşmak zorunda olduğumdan kızıyorum kendime. Doğru, insan giderken geride bırakamıyor geçmişini. Kırmamak için sustuğum, üzmemek için elimden geleni yaptığım, kavga etmemek için uzaklaştığım ve hak etmediği halde değer verdiğim o insanların bana bıraktığı tek şey kafamın içindeki düşünce kıyameti. Onur Kankaya, kendi yaşadığı deneyimleri, kafasında oluşan sorunları ve soruları bambaşka bir bakış açısıyla bizlere sunuyor. Belki de bu sorular hepimizin en derinimizdeki kendimize sorduğu sorulardır.....

Postmodern Cadılar
Yoksa gerçek aşkın cesur yürekli prensleri o güzel atlarına atlayıp gittiler mi? Güçlü kadınları iyi tanıdığınızdan emin misiniz? Güçlü kadınlar ağlamaz, incinmez, etkilenmez, sarsılmaz sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Güçlü kadınlar ağlarlar ama geri adım atmazlar, incinirler ama saldırmazlar, etkilenirler ama teslim olmazlar, sarsılırlar ama yıkılmazlar. Onların dik duruşlarının ardında ne çok gözyaşı, hayal kırıklığı ve yenilgi vardır bilemezsiniz. Güçlü kadınlar içlerine ağlarlar, öyle bir vazgeçerler ki gittikleri bile duyulmaz. Güçlü kadınlar gürültüsüzdür. Bağıra çağıra gitmezler, yıkıp dökmezler, parmak uçlarında hafif adımlarla çıkıp giderler, buhar olup uçarlar, aramakla bulunmazlar bir daha. Onlar gerçek aşkın kahramanları, samimi insanların yoldaşı olmaya razıdırlar sadece. İdare e...

Ne Günah İşlediysek Yarı Yarıya
“AŞKI YENİDEN İCAT ETMELİ BESBELLİ...” – ARTHUR RIMBAUD Aşk, aklın hükümsüzleştiği bir deneyim. Unutmayın ki insan irrasyonel bir varlıktır. Romantiktir, duygularıyla hareket eder. İnsan doğduğunda hayata aklıyla/zekâsıyla/rasyonelliğiyle değil, içgüdüleriyle katılır. İnsanın en eski dili, duyguları, arzuları ve itkileridir. Aklı sonradan icat etmiştir. Rasyonelliği, sonradan edinmiştir. Aşk, insanın akıldan/zekâdan/rasyonellikten çok önce tanıdığı bir duygu, bir deneyim, bir ihtiyaç, bir arzu, bir itki... Bu yüzden sevilmeye duyulan ihtiyaç, çoğu zaman yemeden, içmeden, paradan, unvanlardan, şöhretten çok daha elzemdir. Filozoflar, sanatkârlar, yazarlar, bilimadamları, âlimler, mucitler, dehalar, kâşifler... Onlar bile aşk karşısında en sıradan insandan daha güçlü ve bilge değillerdir. Aş...

Hayallerin Efendisi - Tolkien
‘’Zafer, yürekte başlar.’’ Bir hayal dünyasının en gerçek tanrısıdır Tolkien... Kurguladığı dünyalara gerçekliği inkâr edilemez bir tarih, bir coğrafya, bir dil ve doku yaratıp atfetmesiyle fantastik edebiyatın tahtına oturmayı başarmıştır. Tolkien’in dünyası yuvarlak değil düzdür ve tam merkezinde Orta Dünya vardır. Orta Dünya’nın her kavminin kendine özgü bir dili ve bir tarihi bulunur. Tam da bu güçlü niteliği sayesinde onun eserleri hayal dünyasında bir gerçeklik kazanır. Peki Tolkien eserlerinde ne anlatır, yarattığı dünyalar neyi sembolize eder, konuşulmayan dilleri nasıl tasarlayabiliyor, fantazya onun için bir kurgu mudur yoksa gerçekliğin sorgusu mudur, koyu bir Katolik ve dindar olmasının yazarlık kariyerine etkisi nedir, neden içinde büyük acılar taşıyarak yalnız yaşamayı tercih...

Hiçlik
“EN KORKUNÇ CANAVARLAR RUHLARIMIZDA GİZLENENLERDİR!” --EDGAR ALLAN POE Sevgili Okur, Bu kitap size yeni yanıtlar ve yeni bir yaşam vermek için yazılmadı. Yaşamı değiştiren, sorular ve o sorulara yüklediğimiz duygulardır. Ve birçoğumuz o duygularla yol alırız. Kahramanımız bir katile dönüşmek zorunda değildi. Cevapsız kalan yüzlerce soru onu önce yalnızlığa, terk edilmişliğe, güvensizliğe götürdü, sonra da korku, endişe ve öfke dolu yıkıcı bir tabiata dönüştürdü. Yaşama tutunabilmek için çıkış yolunu en yakınlarından gördüğü paganizm ve etkisinde çok kaldığı Enneagram’da buldu. Ve bunları kendisine göre doğru bulduğu yöntemlerle kullandı. Bir üstinsan olabilmek için eksik, yanlış ve baş edemediği duygu ve davranışlarını başkalarında gördüğünde onları öldürüp kendisinde de o duyguların ölece...

HAARP
“İsteseydim Manhattan’ı yerle bir edebilirdim!” – Nikola Tesla HAARP, ABD tarafından iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere Alaska’da sürdürülen bir projedir ve mucidi ise gizemli bilimadamı Nikola Tesla’dır. HAARP projesi ABD tarafından ortaya konulan projeler arasında en tartışmalılarından biridir. Çünkü iklim kontrol, yapay deprem ve zihin kontrol silahı olarak kullanılabileceğine dair önemli iddialar ortaya atılmıştır. Türkiye’deki 17 Ağustos Gölcük ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinden Japonya’daki tsunamiye varana dek HAARP’ın izlerinin olup olmadığı tartışılmıştır. Derin Dünya Devleti’nin gizemli örgütü İlluminati acaba HAARP’ı kullanarak yapay deprem ve tsunamiler oluşturmak suretiyle nüfusları azaltmayı hedefliyor olabilir miydi? ABD’nin eski dışişleri baka...

Aptalların Bilgeliği
“ANCAK KENDİNİ BULDUĞUNDA BİLGİYE SAHİP OLABİLİRSİN. O ZAMANA KADAR SADECE FİKİRLERİN OLABİLİR.” Dar bakışlı kişilerin bilgelik zannettiği şeyleri sufiler genellikle ahmakça bulurlar, zaman zaman da tezat olarak kendilerini “aptallar” olarak adlandırırlar. İdris Şah’ın APTALLARIN BİLGELİĞİ’nde sözünü ettiği “aptallar” sufilerdir, çünkü onların bilgelikleri derinlere nüfuz eder, bu da sufileri bilgiyi yalnızca kitaplardan öğrenenler için erişilmez kılar. Hakikatin bilgeliğine dair hikâyelerle dolu olan APTALLARIN BİLGELİĞİ, içgörü kazanma ve aydınlanma yoluna düşenler için bir anahtar niteliği taşıyor. UNESCO Yılın En İyi Kitabı Ödülü olmak üzere iki altın madalya ve daha pek çok ödüle layık görülen bu kitap, tasavvuf öğretisinde kullanılan, deneyimsel felsefe ve eylem eğitimini gösteren, ö...

Dur, Dinlen Ve Yeniden Başla
YORGUN MODERN DÜNYA İÇİN OYUNUN KURALLARINI DEĞİŞTİREN BİR REHBER.

Soyağacını Şifalandırma Rehberi
BUGÜNÜN EN DERİN YARALARININ ÇÖZÜMÜ, GEÇMİŞTE SAKLI... Hayatınızda tekrar tekrar karşılaştığınız sorunlarınız mı var? İsimler, yerler, yüzler, adresler hatta şehirler değişse bile problemler hep aynı mı kalıyor? Ne yapsanız olmuyor ve hayat sizi şaşırtmayı sürdürüyor mu? Gelen, gideni aratıyor mu? Belki de çözüm, sandığınız gibi bugünde değil; köklerinizde, geçmişinizde... Atalarımızın dediği gibi: Dede erik yemiş, torunun dişi kamaşmış... Kendinizi içinden çıkılamaz bir döngünün esiri gibi hissediyorsanız soyağacınızı şifalandırmanın zamanı geldi. Bu kitap, geçmişin izlerini silmek, sizi ve sevdiklerinizi özgürleştirmek için bir rehber. Geçmişten gelen sınavları, karmaları temizlemeniz, insanlarla helalleşmeniz ve huzura doğru bir adım atmanız için yol gösterecek. Kendi hikâyenizi yeniden...

Dalgaları Yönetmek
İŞ DÜNYASINDA ROTANIZI DOĞRU ÇİZİN! Liderlik sadece bir görev değil, keşfedilmesi gereken bir sanattır. Tıpkı denizcilikte olduğu gibi cesaret, bilgi ve öğrenmeye açık olmayı gerektirir. Fırtınalı denizlerde bir kaptan gibi yol almak zorunda kalan her yönetici, karşısına çıkan engelleri aşmak için sağlam bir rehberlik becerisine ihtiyaç duyar. Bu kitapta, iş dünyasındaki otuz yıllık deneyimimi ve on üç yıllık yelkencilik tutkumla şekillenen liderlik anlayışımı sizinle paylaşmak istedim. Amacım bu zorlu yolculukta sizlere denizcilik metaforlarıyla hem samimi hem de farklı bir bakış açısı sunmak. İş dünyasının dev dalgalarını aşmanın, yön bulmanın, dijital dönüşüm çağında kendiniz ve ekibiniz için doğru adımları atmanın yeni yollarını göstermek. Liderlik ve denizcilik arasındaki paralellikle...

Metal Fırtına 5
Gri Takım, dünyanın çeşitli yerlerinden ajanlarını bir araya getiriyor ve kötülüğün kalesine doğru yola çıkıyor… Dışı cennet, içi cehennem kuyusu bu adadan çıkış yok! Şimdi ya da hiçbir zaman… Büyük mücadelede yüz yüze gelme zamanı! Bu kitaptan sonra, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak… Kötülüğün kalesine yol alan Gri Takım, amacına ulaşabilecek mi? Adaya yönelen diğer gemi ve denizaltılarda kimler var? Dünyayı yönetmeyi hakkı gören yapılar, Gri Takım için hangi önlemleri aldı? Tarih, bildiğimiz tarih mi yoksa sıradan insanlar için ayrı, gizli elitler için ayrı bir tarih mi var? Soğuk denizin karanlık suları, yolun sonu mu?

Metal Fırtına 7
İsimsiz kahraman olmayı tercih edenlerin isimleri bilinmez… Onların mücadelesi şöhret için değil, devlet ve millet içindir. Nihayet, dönüm noktasına gelindi. Küresel güçler şah çekiyor ve biri mat olacak. Kahramanlar, gerçekten var mı? İsimsiz kahramanlar neden isimsiz? Uyanış nasıl gerçekleşir? Kapana kısılmadan uyanmak mümkün mü? Vatan haini kahraman, kahraman vatan haini sanılabilir mi? Kaos, sıradan bir insanı neye dönüştürür?

Beyaz Yaka Sendikası
İş hayatı sizi yorduğunda kitabım size güç versin. Bu, bizim hikÂyemiz. 21. yüzyılın ilk çeyreği bir roman olsa trajik kahramanlarından biri kim olurdu sizce? Bildiniz, beyaz yakalılar! İtiraf edelim kariyer basamaklarını emek emek tırmanırken mental olarak bu kadar zorlanmayı kimse hak etmiyordu. Dirsek çürütülen üniversite eğitimleri, insan kaynaklarının ayak kaydıran sorularıyla verilen işe girme mücadeleleri, kurumsal kumpasları savuşturmak için öğrenilen gerilla taktikleri, konunun ne olduğunun unutulduğu bitmeyen toplantılar, yanardönerli sunumlar, "Biz bir aileyiz" diyen yöneticilerle yapılan romantizm rüzgârlarının estiği "samimi" kutlamalarla beyaz yakalı çalışanların varoluş mücadelesi bekliyor sizi bu kitapta. Sadece farkındalık yaratarak, dünyanın en kalabalık sendikasını oluşt...

Dinle Ney’den
Tasavvuf ferdi hikmetle baslar ve bir özgürlük isidir. Tasavvuf bir tür iç deneyimdir ancak onun irfaniyetle, akılla ilgili bir yanı da vardır. Tasavvufta bilgi yalnızca mantıksal çıkarsamaya dayanmaz, aynı zamanda sezgiye, keşfe dayanır. Kendi kaynağından hareketle kendini, insanı, doğayı, evreni anlamlandırmanın yoludur. Tasavvuf kendini tanımlarken, doğrudan doğruya insana, insan gönlüne hitap eder ve merkeze de insanı alır. Tasavvufta hedef İnsan-ı Kâmil’dir. İnsan, Hakk’a kavuştuğu zaman, İnsan-ı Kâmil olur. İnsan-ı Kâmil her insanın kendi kemalini aramasının yolunu anlatır ve aslında bir mecmu-u kâinat olan insanın kendi sırrıdır. Herkes bu yolu seyr-i sülûkunda kendisi yürümelidir. İnsanın kendi öz nefsinde beşeriyetten uluhiyete doğru yaptığı bu yolculuk, İnsan-ı Kâmil kavramının s...

Bağımlılık Zincirlerini Kır: Gerçek Benliğini Fark Et
Kendini bulmak için önce kendinden kurtul. Kendini tamamlamaya çalışırken daha da parçalanmış mı hissediyorsun? Her defasında içini kemiren aynı arzuların, aynı alışkanlıkların esiri mi oluyorsun? Bu kitap, işte tam da burada devreye giriyor. Guy Finley, bağımlılıkları yalnızca birer “alışkanlık” değil, sahte benlik algımızın tehlikeli yansımaları olarak ele alıyor. İster maddeye, ister bir ilişkiye, ister onay arayışına bağımlı ol; hepsinin ardında yatan temel dinamikleri ortaya koyarken, içindeki tamamlanmış benliği nasıl yeniden hatırlayacağını sade ama çarpıcı örneklerle anlatıyor. Kendi gerçekliğini fark etmek ve zincirlerinden özgürleşmek için atacağın her adımda yanında olacak üç içsel “arkadaşla” tanışmaya hazır ol: Farkındalık, içsel güç ve koşulsuz özgürlük. Hayatın boyunca aradı...

Uçan Tabut
“Sessiz ol. Çok sessiz. Dikkatle kendi içine bak. Kendi kendini aşağı çekmekten, engellemekten, yormaktan beslendiğini göreceksin. Şaşıracaksın. Şaşır. Bu iyidir.” New York’tan yurda getirilen bir cenazenin ekseninde gelişen olaylarda, bir diğerinin hayatını bilmeden bir meteor çarpmışçasına etkileyen bir dizi insanın hikâyesi Uçan Tabut. Birbirine dokundukça uyanan, uyandıkça birbirine dokunan insanların hikâyesi.

Gölge Rehberler
Sana Ruhsal Rehberlerden mesaj var! Hepimizin içinde bir rehber var. Bizi yönlendiren, uyarılar fısıldayan, bazen göz ardı ettiğimiz ama hep bizimle olan bir ses... Peki, onu gerçekten dinliyor muyuz? Hayatın karmaşasında kaybolduğumuzda, başkalarının doğrularına sığındığımızda ya da geçmişin zincirleriyle kendimizi bağladığımızda içsel rehberimizin sesini duymak zorlaşır. Oysa hayat, kendi iç bilgeliğimizle bağlantıya geçtiğimizde anlam kazanır. Gölge Rehberler, bu kadim bilgiyi hatırlamanız, ruhsal dönüşümünüzü engelleyen gölgelerle yüzleşmeniz ve gerçek benliğinize ulaşmanız için bir yol haritası sunuyor. Bu kitap, içsel rehberinizi keşfetmek için çıktığınız yolculukta size ışık tutacak. Farkındalığınızı yükseltmek, kurban psikolojisinden sıyrılıp hayatınızın sorumluluğunu elinize almak...