
Gitsen De Kokun Kalır
Zaman ve mekan birbirine nasıl girip etraf külliyen bir toz dumana boğulabilirdi? Dünya nasıl tersine döner, yer nasıl altından kayar, gök nasıl insanın üstüne yıkılabilirdi? Şimdi bunları biliyordu. Şimdi, şu anda öğrenmişti. Dünya tepetaklak olmuş, sanki koskoca bir kayanın altında eziliyordu. Beyni ağrıdan çatlıyor, nefes alamıyor, ne yapacağını, nereden başlayacağını bilemiyordu.Kafasında onlarca şey uçuşuyor, hiçbirini sıraya koyamıyordu. Ne kadar sefil ve ne kadar garip karşılanacağını umursamadan sağanak yağmurun altında koşmaya başladı. Bucherie Sokağı’ndaki Shakespeare and Cok uzak değildi ama zaman dardı. Hatta hiç zaman kalmamıştı belki de!Yazar Yeşim Özsınmaz bu ilk romanında, hayatları büyük bir sırrın içinde kesişen iki genç kadının çarpıcı öyküsünü kaleme alıyor. Son satırın...

Kısmet
Yoğun, güçlü ve iddialı bir roman:Kısmet.Rıza, Tobias ve Anuşka.Birbirinin kaderini çizen, kendilerini ve dünyayı değiştirip dönüştüren üç karakterin hikâyesi, 20. yüzyıl başında Paris’te başlıyor. İstanbul, Boston ve St. Petersburg. Her şehir acıyı ve mutluluğu kalbinde taşıyor. Kısmettarihle kurguyu, gerçekle hayali ustalıkla biçimlendiren bir yazarın ilk romanı. Kitap boyunca, birçok tarihsel kişilikle karşılaşacak, tarihi olayları baştan yaşayacaksınız.Kısmet, 1905 Rus Devrimi'nden 1908 Jön Türk Devrimi’ne kadar insanların, şehirlerin, tarihin yolculuğunu iç içe geçmiş şekilde okuyucuya sunuyor. Sevmek bazen de sahip olmamak demektir.- Nazlı Berivan Ak

İlişki Durumu: Aşık ve Kıskanç
Nevrotik bir kadının yok oluş, kıskançlık krizleri ve delirme üzerine itirafları...İzlediğimiz o romantik filmlerde aşkı, tutkuyu, sevgiyi ve ilişkileri baştan sona yanlış algılıyoruz. Beynimize, "İşte bu doğru ilişki!" kavramını en görsel hali ile soktuktan sonra, yaşadıklarımızın hiçbiri bize tatmin edici gelmiyor haliyle. Beyin diyor ki: “Bu aşk değil! O entrikalı, tutkulu, öldürücü, içten içe seni kemirip tüketen, kilo verdiren şeyin adı aşk!”Dipnot: Bağırsak kurdu da aynı etkiyi yapıyor halbuki... Ancak şimdiye kadar onu öldürmek için tablet tablet ilaç içmek yerine kurduna aşık olan bir insan evladı da görmedim!Neyse, yarın yeni bir gün olacaktı. Şu iş görüşmesine gidecektim. Kendi ayaklarım üzerinde duracak, paramı kazanacaktım. Şu köşe yazarının ağzının payını verecektim. Stiletto ...

Üç Sevda
Harf harf düşüyor adın gönlümden…Bir “unutmak” yetecek biliyorum sol yanımda sızlayıp duran sensizliğe!Uyuşmuyor bedenim gözlerimin kapanma saatlerinde.Uykum kadar ağır uyutmayan kederim.Üşüyorum… Ve artık şiirler yakıp ısınıyorum. Taş zeminlere atılmış hatıralar, üstüne basıp geçenlere güceniyor. Bütün yollarım, bütün yönlerim sana doğruyken artık özlemiyorum seni. Konuşan yalnızlığımı sessizliğim dinliyor. İçimde kıvrılan binlerce kelimeyi kanlarla boyayıp ekliyorum şiirlerime… En çok da Özlemeyi… Mavilere savaş açan ruhum yokluğundan, dahası seni özlemeyi unutmaktan mustarip. Bu kez seni değil, seni özlemeyi özledim.

Tırtılın Rüyası Kelebek
Sırlar ifşa olsun. Gönüller O’nunla dolsun. İnsanlık huzur bulsun. Bilim tek tek inceler, maneviyat bütüne bakar. Bilim analiz eder, maneviyat hisseder. Bilim "Nasıl?" diye sorar, maneviyat "Neden?" diye. Bilim konfor sağlar, maneviyat ise ruhunuza yuva. Bilim size zevk verir, maneviyat huzur. Bilim araçtır, maneviyat amaç. Bilimle ilgilenen insanlığa hizmet eder. Böylece O’na hizmet etmiş olur. Maneviyata yönelen doğrudan O’na hizmet eder. Bu da yine sadece insana hizmetle olur.

Maniki Dünya
Hüsnü Mahalli'yi atv Haber yıllarından, yani 20 yıldır tanırım. Bu süre boyunca, Türkiye'nin ve dünyanın nice haline tanıklık ettik. O tanıklıklarla tarihin müsveddesini tuttuk.Bir yandan da sayısız meslektaşımızın, tarihin çöplüğüne gömüldüğünü seyrettik. Gerçek yerine iktidarın, paranın, gücün yanında olmayı seçmişlerdi. Gördüklerini görmemeyi ve susmayı tercih etmişlerdi. İşte böyle bir Türkiye'de, gün geldi, birlikte program yapmaya karar verdik. Ama sadece Türkiye'yi değil, dünyayı konuşacaktık. İyi de hangi dünyayı? Maniki, Çingenecede "kahpe" anlamına geliyor. Yunancada ise "belalı"... Öyle ya da böyle, maniki, dünyanın her köşesindeki yoksulların isyanı gibi. Programımızın adını bu yüzden MANİKİ DÜNYA koyduk. Bu yaşlı gezegenin ve özellikle bu zavallı coğrafyanın insanlarını anlatm...

Kendi Seven Ağlamaz
Kim bilir belki kavuşmaktır aşkın felaketi, belki de mesafeler belirler tutkunun niceliğini. Sevmek esasında alıp başını gitmek ve yanında hiçbir şey götürememektir belki de. Belki de tükettiklerimizden artakalanlardır kim bilir... Bir zamanların çocuk yıldızı Sitare, ömrünü gerçek aşkı arayarak ve bulamayarak geçirmiştir. Zira kendini bildi bileli bir gönül hataları uzmanıdır o. Yanlış şeride girmek, akıntıya karşı kürek çekmek ya da uçarken rotayı şaşırmak dendi mi kolay kolay rakip tanımaz. Umutlarının tükendiği bir anda, uzak bir şehirde çekilecek bir diziden rol teklifi alır. Orada aşkı hiç beklemediği bir şekilde bulacaktır ancak gerçek aşk onun tahmin ettiğinin çok ötesindedir. Çağdaş edebiyatımızın sevilen isimlerinden Tuna Kiremitçi, yeni romanında aşkın doğasına ilginç bir açıdan...

Koza Oteli
Gizem, Koza Oteli'ne geldiğinde tek bir amacı vardır, bir kitap yazmak ve öğrendiklerini aktarmak. O artık kendi cehenneminden çıkmayı ve hayallerini gerçekleştirerek, mucizeler yaratmayı öğrenmiştir. Ancak, yalnız kalmak için geldiği bu küçük Ege kasabasındaki otelde işler umduğu gibi gitmez. Kader, Umut, Duygu ve niceleri... Sırlar, hayaller ve aşklar. Gizem kendini sıra dışı hayat hikâyelerinin içinde bulurken, öte yandan tüm bildiklerine meydan okuyan sefil ve meczup bir "hayalet" ile karşılaşır. Acaba bu hayaleti hayata döndürebilecek midir? Koza Oteli'nin tüm sakinlerinin hayatı değişirken, Gizem aynı kişi olarak kalabilecek midir?

Yokuş Yukarı
Bu kitap, 1982-2013 arasında, 30 küsur yıllık gazetecilik yaşantımdan kesitler sunuyor. Sözünü ettiğim olayların bazısını belki duymuş, okumuş olabilirsiniz bir yerlerde. Benim burada yaptığım, bilindiği sanılan bu olayların perde arkasını, satır arasını yazmak, duyulmamış ayrıntıları nakletmek. Bazen şaşkınlığa düşecek, bazen kahkahalar atacaksınız. Ama 4 yıllık emeğimin ürünü olan bu kitabı okurken şöyle ya da böyle elinizden bırakmak istemeyeceksiniz. Kenan Evren, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal, Tansu Çiller, Erdal İnönü, Aziz Nesin, Türkan Saylan, Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Öcalan’la yaşadığım, pek kimsenin bilmediği detayları; Kosova, Bosna Hersek, Kuzey Irak gibi savaş bölgelerinde, Gazi Mahallesi olaylarında, Amerika, Afrika, Uzakdoğu seyahatlerinde geçirdiğim sı...

Nasıl Evde Kaldım?
"Kadın kısmının en büyük sıkıntısı kendisine her türlü iletişim yöntemiylen sürekli pompalanan yakalanması ve yaşanması zor sanal bir gerçeklik değil mi zaten? O vakit bir türlü nihayete ermeyen aşk hayatım, içinde yaşadığım gerçeklik yüzünden sürekli tavana vurdurduğum beklentiler sebebiyle mi mağdurları oynuyo? Neden kimse bize bi dur motorun soğusun demiyo? O filmlerde hepimizin gözüne gözüne soktukları beyaz atlı prens nerde hani? Kendini karıya kıza mı verdi? Alkole kumara mı verdi? Kötü yola mı düştü? Yoksa bi bana mı garezi?"

Ufaklık
Söylenenlerin yalan, yaşananların gerçek olduğu bir hikâye... Dostluk, intikam, aşk ve entrikalarla dolu bu gençlik hikâyesinde yetişkinlerin boyunu aşan, nefes kesici bir dünya bulacaksınız. Wattpad dünyasının fenomen yazarlarından Irmak Kaplan'ın cesurca kaleme aldığı Ufaklık, henüz kitap olarak basılmadan önce internette tam 2,5 milyon kez okunmayı başarmış bir roman... Okulun kavgacı, hırçın, güzel ve ulaşılmaz kızının aşk, intikam ve entrika çemberinin içinde verdiği heyecan dolu ve romantik macerasında hiçbir şey tahmin edildiği gibi gelişmiyor. Aşkı ve hayatı henüz tanımayan Gece, düşmanlarıyla daha erken tanışıyor... Çünkü onlar her ne kadar çocuksu da olsalar, masum değiller... Günahların en iyi saklandığı yer masumiyetin kalbidir…

Uyku Kaçsa Rüya Kalsa
Normalin içinde dehşet var mıdır? Bana göre normal dehşet vericidir. Pınar Sönmez, normal görünenin saklı dehşetini arıyor. Çünkü dehşet biraz cennete benzer. Bu nedenle Pınar Sönmez'in öyküleri kanımca tetikte okunmalıdır. Faruk Duman