
İnsanız Ayıbı Yok
Hepimiz hata yapıyoruz, her birimizin eksikleri var, zaman zaman hepimiz kayboluyoruz. Ancak insan olmak, yaşamak bu demek değil mi? Bırak artık kendini suçlamayı, geçmişi kurcalamayı, bugüne duvarlar örmeyi ve cesaretle aç yüreğini. Sen zaten olduğu gibi değerli olan, yüreğindekileri yaşamayı hak edensin.Kimse kimseyi aldatmaz, insan sadece kendini aldatır. Yalanı en kolay kendine söyler, inanır kendi yalanına. Ardından ruhu parçalanır. Huzursuz anlar, mutlu olamama sancısı, özgürlük arayışı... Hayallerine giden yol, her şeyden önce kendinle barışarak, ayağa kalkmanla başlayacak.Ne yaparsam yapayım yargılandım, kimseyi memnun edemedim. Aşk ve mutlulukla dolu, huzurlu, başarılı, daha iyi bir yaşam masalından kâbuslarla uyandırıldım. Bana gösterilen dünyanın, yaşadığım korkuların gerçek olm...

Gece Neden Uyuruz?
“Gece Neden Uyuruz” insan doğasının biyolojik ritmi ve karşılaştığı sorunlarla baş etme yeteneği üzerine kaleme alınmış bilimsel bir çalışmadır.

Saklı Sözlük
“Halk diline kulak vermek” diyor Nurullah Ataç.Yazı dilimizin kuruluş aşamasında bu yapılmadı, bu nedenle geçmişte bir dil mezarlığı bırakıldı.Kaşgarlı Mahmut’tan başlayarak, R. H. Karay, M. Ş. Esendal, R. N. Güntekin, O. C. Kaygılı, Halikarnas Balıkçısı, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Yaşar Kemal, Mehmet Seyda, Rıfat Ilgaz gibi halk diline kulak veren yazarları kısmen de olsa tarayarak elde ettiğimiz; ihmal edilmiş, edebiyatta, yazılı kaynaklarda şöyle bir görünüp kaybolmuş ya da kaybolmak üzere olan sözcükleri, ayrıca halk dilinin “yerel” diye dışlanmış söz varlığını bulacaksınız bu sözlükte.Saklı Sözlük, yüzyılların ihmali, ilgisizliği, bilinçsizliği yüzünden dil dışı bırakılmış bir dilin sözlüğüdür.

Noktasızdır Sevmek
Sevinçlerim, hüzünlerim, umutlarım, korkularım, yalnız kalınca dertleştiğim yalnızlıklarım var benim...Kimsenin bilmediği gözyaşlarım, kimsenin şahit olmadığı vazgeçişlerim, herkes üzerime geldikçe sığındığım hayallerim, kendi kendime yenildiğim savaşlarım var benim.Defolup gitmek istediğim gerçekler, aklımı kemiren düşünceler, hesabını tutmadığım yıkılışlarım var benim.Olmayışlara saydırdığım küfürlerim, olmuşlara sevinemediğim öfkelerim, yarınlara intikam besleyen dünlerim var benim.Suskunluklarım, canımı yakan kırgınlıklarım ve bir karış toprağa gömemediğim vedalarım var benim...

Soyun Geliyorum Aşkım
“Sevgiyi ders olarak okutmalı, yanına da bu kitabı koymalı. Saf, yalın, çıplak sevgi.”- Çiçek Dilligil“Severken bazen gülümser, bazen ağlar, bazen eğlenirsiniz. Bu kitap da tüm bu duyguları anlatıyor aslında. Şaşırtıcı, duygulandırıcı ve gülümsetici. ‘Soyun geliyorum aşkım!’ demeden sevmemek lazım.”- Ertürk Akşun“Ne çok şey taşıyoruz bu hayatta üstümüzde. Ne kendimize, ne sevdiklerimize, ne de hayata karşı yalın olabiliyoruz. Oysa çıplak doğup çıplak gidiyoruz bu hayattan. Bu kitap umarım okuyanlarının taşıdıkları yüklerden arınıp yalın kalabilmelerine yardımcı olur.”- Pervin Buldak

2015 Astroloji ve Burçlar Ajandası
Nuray Sayarı’dan 2015’te sürekli yanınızda taşıyacağınız bir takvimli defter.

Son Toksine Kadar
Yetmiş yaşına geldiğinde de merdivenleri koşarak çıkabilmek mi istiyorsun? Hayattan zevk alabilmek, doya doya gülmek, rahatça nefes almak, yediğinin tadına varmak, sevmek, sevişmek, yaşsız olmak? Kısacası bu beden içinde, bu duygu ve zihinle mutlu olmak istiyor musun sahi? Bunun yolu toksinlerden kurtulmaktan geçiyor.En iyi şekilde yaş almak ya da başka bir deyişle yaşsız olmak, fiziksel, zihinsel ve duygusal yük ve zehirlerden kurtularak pürüzsüz yaşamak, bir insanın kendine ve sevenlerine yapabileceği en büyük iyilik...İşte bu yüzden, o “Son Toksine Kadar” kendine iyi bak...

Ateistlere 19 Soru
Beyin yamyamları çocuklarımızın beyinlerinde açtıkları deliklere en saçma masalları, hurafeleri, palavraları, safsata virüslerini kutsal Truva atlarıyla sokmakta ve onları müritlere ve sersemitlere dönüştürmektedir. Dini istismar eden ruhbanlar ve politikacılar Marx’ın “Din afyondur” tespitini tarih boyunca milyarlarca kez doğrulamışlardır. Milli ve dini duyguları gıdıklanan kitleler iliklerine kadar soyuldukları halde kendilerini sömüren sınıfın iktidarı için gönüllü kurbanlar haline dönüşebiliyorlar. Nitekim, ağızları açlıktan kokan yoksulların, şımarık kralların görünmez elbiselerine ve şatafatlarına övgüler yağdırdığına tanık olabiliyoruz.Diyanet, tarikatlar, tekkeler, dini vakıflar, imam hatip okulları, camiler ve medreseler gibi gerici üretim fabrikaları karşısında ateistler ve agnos...

İhanet İttifakı
FETÖ Türklerin Anadolu’daki son 1000 yıllık tarihleri içinde karşılaşmış oldukları en büyük iç düşmandır. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Osmanlı devletleri ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kapsayan bu 1000 sene içinde Türk devletleri hiç FETÖ kapsamında devlet ve toplum içine sızmış, güçlü bilgi ve ekonomik ağ şebekesi oluşturmuş dış bağlantılı bir örgütle karşı karşıya olmamışlardır. FETÖ henüz yeterince araştırılmış ve anlaşılmış bir örgüt değildir. FETÖ, bir terör örgütü olmaktan öte öncelikle bir casusluk şebekesidir. Bu örgütün ilişki ağında PKK önemli yere sahiptir. Vedat Yenerer yine çok az kişinin üzerinde kapsamlı bir şekilde düşündüğü bir konu olan FETÖ-PKK ilişkilerini araştırma konusu yapmıştır. Sadece açık kaynaklara dayanılarak yapılan bu çalışma bu konudaki ilk yazılı belge olma...

Başbakandan Korkan Kedi
“Deli” diye akıl hastanesine yatırılmış düzen karşıtı, şirin, tonton bir emekli öğretmen… Sürekli, kendi gençliğinden “Gezi” gençliğine kadar geçen o uzun süreçte yaşadıklarını anımsıyor. Böylece de, dönemin kadın erkek ilişkilerini, aşklarını, cinsel yaşamını, değişen toplumsal yapıyı, belleklerden silinmeyen olayları ve ülke gerçeklerini, okuru sık sık güldüren bir biçimde sergiliyor.Tanınmış Tiyatro ve Mizah yazarı Kandemir Konduk siyasi mizahın sesinin kısıldığı, komedinin şaklabanlık sanıldığı bir dönemde güldürse de, gülüp geçilmeyecek çok çarpıcı bir kitapla karşımızda.

Dokuz Oda Cinayetleri
Edebiyat ayrıntılardan oluşur, kimsenin görmediği parçaları kağıda döken kişidir yazar. Seçtiği ayrıntılarla kurduğu dünya o yazarın evrenini oluşturur. Bu hakikat, polisiye roman da çok daha fazla geçerlidir. Çünkü yazar, hakikati gizlemek zorundadır. O nedenle kadınların her zaman iyi polisiye romanlar yazacağını düşünmüşümdür. Ayrıntı okuma yeteneklerinin erkeklere göre daha gelişmiş olduğundan. Ayşe Erbulak bu düşüncemi doğrulayan polisiye yazarlarımızdan."Hafiye Karılar" başlığı altında çıkan "Çok Şekerli Ölüm", "Limoni Ölüm" ve "Ödüllü Ölüm” adlı eserleri buna iyi birer örnek oluşturuyor. Elinizdeki “Dokuz Oda Cinayetleri” de ayrıntılardan yola çıkarak kurulmuş eğlenceli bir polisiye roman. Polisiye meraklılarına farklı ve keyifli okumalar vaat ediyor.Deneyin seveceksiniz…- Ahmet Ümi...

Aşk Uykusu
"Aşk Doktoru"ndan gerçek hayattan uyarlanmış arsıcı bir aşk ve intikam romanı!Kadın İntikamı Ateş Yutmak Gibidir, Siz İntikam Almak İçin Nelerden Vazgeçebilirsiniz?“Aşk dediğin yalansız olmalıydı… Gün gibi açık, dürüst ve onurlu yaşanmalıydı. Bunu bana sen öğretmiştin. ‘Kalbinde benim kadar sevdiğin biri olursa, o kalp artık bana ait değildir’ demiştin…Ben senden fazla hiç kimseyi sevmedim. Bütün kâinat şahidim olsun ki, sensiz doğacak bir güneşi bile kabullenmedim. Seni sevip sana âşık olmayacaksam eğer, dünyaya yeniden gelmeyi de istemem…Peki ya senin kalbin hâlâ bana ait mi sevgilim? Benim kadar sevdiğin başka biri var mı aramızda?”Şüphe bir kez içine girdi mi insanın, temizlenene kadar korkunç bir mücadele başlar. Hele şüphelenen bir kadınsa bu mücadele bir süre sonra savaşa dönüşür. V...

Anne Babam Hiç Dudağından Öptü Mü Seni
Arada bir çık kendinden, belki, bilmediğin bir ben daha bulursun...Dünya garip bir yer... çabuk alışıyor insan, gitmek istemiyor... nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilmediğinden, sıkı sıkı sarılıyor, “benim” dediklerine... oysa, getirenin kardeşi alıp götürüyordu, kardeşinin getirdiğini... bu getir götür işini ona bırakmak istemeyenler bile, onun kucağında gelip gidiyordu kulağına fısıldanan yere... böyleydi işte; geliveriyordu, “ben” dediğini, “benim” dediğini alıveriyor, yerine boşluğu koyuveriyordu...Böyleydi işte ölüm... “can” dediğini, “canım” dediğini alıveriyor, yerine hiçliği koyuveriyordu... katlanmanın, katlanılmayan hali kalmıyordu kalanlarda... bir harf alıp gidiyordu her giden kalanların dilinden... bu nedenle hiçbir zaman ilacı bulunamayacaktı kekemeliğin... gitsem, ge...

2016 Astroloji ve Burçlar Ajandası
Nuray Sayarı’dan 2016’da sürekli yanınızda taşıyacağınız takvimli defter.

Kız Gurusu
"Dişiliğin,Güzelliğin ve Erkeğini Aşık Etmenin Kuralları Yeniden Yazılıyor"Sadece kadınlar mı sorumludur sözüm ona “Güzel” görünmekten?Erkekler hain bir plan kurguladılar sen uyurken! Onların “GüzellikK” dayatmasına razı olup uykuları haram ettin kendine. Kadın sadece erkek için “Güzel” olmak zorunda kaldı yüzlerce yıl boyunca… Oysa bütün erkeklerin tek amacı sana “Güzel” olduğunu unutturmaktı zaten… Sahip olduğunu kaybettirip buldurmamaktı oyunun kuralı… Böylece hükmen galip çıktılar sahaya. Hem hile yaptılar, hem haksızlık…* * *"Sadece güzelliğine güvenerek, aşık olduğun adamı elinde tutamazsın. Güzellik bir bütündür. Dişi olmak erkeğin güzellik algısını değiştirir. Unutma! Erkekler mükemmel görünen kadınları sadece beğenirler... Üzerine düştüğün her adamı zalimleştirirsin. Erkeğine bağı...

Elveda Vatanım
Ergun Hiçyılmaz, Elveda Vatanım - Elveda Esir Kampları'nda, savaşlarda esir düşen askerlerin esir kamplarındaki hayatlarını okurlara aktarıyor. Özellikle Birinci Cihan Harbi'nde esir düşen Osmanlı askerlerinin Sibirya’dan çöllere, Hindistan’dan Birmanya’ya, Burma’dan Guyan’a kadar uzanan tarifi imkânsız hayatlarını, esaretin yaşattıklarını, hatıralara ve belgelere dayanarak anlatıyor.Yabancı dil ve sanat kursları, futbol karşılaşmaları, açlık, hastalık, sefalet, işkence, ihanet ve infazlar... Esir kamplarında hayatta kalmak için direnen ve umudunu yitirmeyen askerler ve orada sönen hayatlar...“Esir düşmüştüm artık, Allah’ım, ya Rabbim acı bizlere... Şimdi bir esirdim ve hürriyetim bitmişti. Ağlamak, yine ağlamak geliyordu içimden, ama ne fayda! Sanki ne vardı kurşunlayıp öldürselerdi, her ...

Tek Başına
“Tuncay, uzun yıllar önce Saarbrücken Müzik Yüksek Okulu’nda benim sınıfımda yetişti. O günden beri solistlik kariyerindeki başarısı ve son zamanlarda yetkin meslektaşlarıyla birlikte oda müziği alanında da başarılı kariyerini sürdürüyor olması beni çok mutlu ediyor... Onun gibi yetenekli ve vefalı bir dosta sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum."Joshua Epstein"Tuncay Yılmaz gerçek bir müzisyen ve değerli bir kemancı. Bu yeteneği ve özellikleriyle kabul görmeyi fazlasıyla hak ediyor."İdil Biret"Kendi kuşağında özel bir yerde olduğuna inanıyorum"Suna Kan“Olağanüstü bir müzikaliteye sahip. Çok duygusal. Henüz yirmi yaşındayken Hindemith ve Bartok’un o 'çetin ceviz' konçertolarını bir dünya müzikçisi gibi çalmıştı. Ankara’da konservatuvarı bitirdikten sonra Almanya’da önce eğitim...

Savaş Ana
1915... ÇanakkaleTarihin en acımasız savaşlarından birine tanıklık etmeye ve vahşetin orta yerinde en “insani” duygularla tanışmaya hazır olun! Bir tarafta Antepli Memet, diğer tarafta Avustralyalı Henry.İkisi de yirmili yaşlarında, ikisi de gözü kara savaşçıydı. Memet, sevdalısının belalı babasından kaçarken Osmanlı zabitlerine teslim oldu, asker edilip cepheye gönderildi. Henry de, ülkesini “barbarlardan” korumak için cepheye gönüllü yazıldı. Bu iki askerin yolu savaşın ilk günü kesişecekti… Memet ve Henry gibi bütün savaşçılar artık gerçeği öğrenmişti: Ölümsüz olan tek düşman vardır, o da savaş denen illettir!“Gezi ruhunun tarihteki derinlikleri!”

İki Veda Bir Aşk
Önce bir melodi çarpar kulaklarına. Daha bir tek sözünü bile duymadan takılır kalırsın şarkıya. “Beni anlatıyor” dersin, şarkı değil acı çarpmıştır aslında kulaklarına. Soğuk yanığıdır, yalnızlığın nefesinden sana üflenen. İlk kelimesinde başlar sancın. “Sen” der, senin ağzından. Kendine ait her şeyini yüklediğin, ona doğru giden ilk kelimeyle başlar şarkın.Sadece bir şarkı yaklaştırır bazen iki ayrı ruhu birbirine. Gözlerde yanan alev olur şarkıyla çağrılan her duygu ve bazen hiç tanımadığın başka bir gözde aynı alevi gördüğünde başlar sevdan...Öykü ve Kemal’in aşk ile ölüm arasındaki ince çizgide seyreden tutku dolu, sıra dışı yolculuğunda bazen kaybolacak bazen de aslınızı bulacaksınız...

Aşk Neredesin
Peki ben aşkı ne zaman bulurum?Bu yıl evlenecek miyim?Önümüzdeki dönemlerde aşk hayatımda ne gibi gelişmeler olacak?Gönül meselelerinde beni neler bekliyor?Aşk ve ilişkiler açısından şanslı dönemlerim ne zaman?Bunlar sizin sorularınızsa, bu kitap da sizin kitabınız.Astrolojiyle ilgileniyor ve romantik hayatınızda neler yaşayabileceğinizi merak ediyorsanız, “Aşk Neredesin” size bu soruların cevaplarını vermek için hazırlandı.Bu kitap, aşk şansınızın arttığı, yeni bir ilişkiye kapınızı açacağınız veya evliliğe doğru yürüyeceğiniz tüm dönemleri görmeniz, astrolojiden yararlanarak aşk hayatınızı şekillendirmeniz için bir rehberdir. Açın kapağı ve sizi bekleyen gelişmeleri tek tek ortaya çıkartmaya başlayın; aşk beklemez...

Ölüm Tacirleri
Sigaranın vücudumuza verdiği zararı bilmeyenimiz yoktur. Ömrümüzü hiç fark ettirmeden, sinsice kısaltır. Yılda 20 milyar dolardan fazla bir miktarı bedenimizi tahrip etmek için harcıyoruz. Bu milyarlarca dolar başta ABD olmak üzere İngiliz ve Japon kartellerinin ceplerine gider. Ancak işin bir başka yönü daha var. Sağlığımızdan daha da önemli ve hazin bir hikaye...Kaçakçılığın en gözde ürünü sigaradır. PKK’nın en istikrarlı ve önemli gelir kaynağıdır. Mehmetçiği şehit eden, polisimize ve vatandaşımıza sıkılan her kurşunun ardında PKK’nın sigara kaçakçılığından elde ettiği gelir yatar. Avrupa Birliği bu konuda ABD mahkemelerinde dava açmış olmasına rağmen, kendi devletimiz onca ihbara aldırmayarak sigara kaçakçılığına derinlemesine el atmaz. Ara sıra gazetelerde kaçak sigara yakalandığı hab...