
Göç - Güneş Çavması - 1
Bazen tam da batarken doğuyor Güneş...Gece daha parlak günler doğurmak için çöküyor...Uzaklarda değil, kendimizde sona eriyor göçümüz...“Güneş Çavması” okurlarını nevi şahsına münhasır “âlem” insanların arasına atıyor, farklıyı, uyumsuzu da görelim, belki de sevelim, önümüze çıkan bir sonraki “deli”ye gülümseyelim diye... Ama her mahallenin, her ailenin olmazsa olmazlarını da unutmuyor; onsuz düğün olmayan “kamber”ini, kendini memleket meseleleriyle ilgili baş muhatap gören amcasını, yaralamadan dedikodu yapmayı bilen teyzesini, “yavrusu”nun hep en iyisine layık olduğuna yürekten inanan annesini...Handan’ın Ankara’da bir mola verip Foça’da tekrar başlayan yolculuğu dostlarla büyüyor, aşklarla kavruluyor, acıları da mutluluklar kadar sıkı kucaklıyor...“Güneş Çavması” bir oyun, okura neşeyle...

Çin
Çin dünya ekonomisinin öylesine önemli bir oyuncusu ki, Çin’i anlamak, Çin hakkında bir fikir sahibi olmak artık vazgeçilmez olmaya başladı. Günümüzde dünyanın her ekonomisi ve her sektörü Çin’in etkisi altında. Oysaki en büyük ticaret ortağımız olmasına rağmen Çin’in bu büyük etkisini ülkemizde biz maalesef pek hissetmeden yaşıyoruz.Çin para birimi dünyada en çok kullanılan ilk sekiz para biriminden biri oldu, Çin kredi kartı sistemleri dünyanın bütün önemli merkezlerinde alışveriş yaparken kullanılıyor ancak maalesef ülkemizde hala bunun izine pek rastlayamıyoruz. Ortadoğu’dan Batı dünyasına bütün ülkeler Çin’e ihracat yapmanın ve Çin’den gelecek direkt yatırım fonlarının peşindeyken bizim hem ihracatımız bir türlü gelişmiyor hem de bir iki istisna yatırım dışında Çin sermayesini hala ül...

Siyah Gözyaşı
Başını kuma gömüp yaklaşan fırtınayı görmezden gelerek yok olmak ya da ayağa kalkıp gerçeğin peşinde ilerleyerek var olmak arasında seçim yapacak olan sensin. Bugünün dünyasında, yaşadıklarının gölgesinde nereye gidiyorsun?İnsanı, dünyayı yok sayarak insanlığı kaosa sürükleyen sistemin yöneticisi Mayer...İnsanlığa bir çıkış yolu yaratmak için kendinden vazgeçen Hermes...Sistemin yaşattıklarıyla bir tetikçiye dönüşen İris...Ailesinin eleştirilerine kulak asmayıp bilgisayar başında kurulu düzeni sarsan liseli Mert...Kadını yok sayan bir toplumda tüm yüreğini ailesine açan Demet...Olanaksız bir aşkın enkazıyla geleceğinden vazgeçen Ayşe...Geçirdiği ölümcül sınavların ardından karanlığa ışık olan Selim...Dünyayı kadınların değiştireceğinin sembolüne dönüşen Zümrüt...Yaradan’ın yarattığını kabu...

Saldırı
Ya o intihar bombacısı karınızsa?Tel Aviv’in insan kaynayan restoranlarından birinde bir kadın, hamile elbisesinin altına gizlediği bombayı patlatır. Arap asıllı İsrailli Doktor Emin gün boyunca bu korkunç saldırının sayısız kurbanını ameliyat eder ve geç bir vakitte bitkin bir halde evinin yolunu tutar. Ancak gece yarısı onu acilen hastaneye çağırarak saldırıda paramparça olan bir cesedin karısına ait olup olmadığını teşhis etmesini isterler. Emin korkunç bir gerçekle yüz yüze gelir: Karşısındaki beden on beş yıllık karısı Sihem’e aittir ve bundan daha acısı ise, eylemi gerçekleştirip onlarca insanın ölümüne neden olan intihar bombacısı da Sihem’dir...“Posta kutumda mektuplar vardı. Faturalar arasında küçük bir zarf dikkatimi çekti. Okumaya başladım:‘Mutluluk paylaşılmadıkça neye yarar Em...

Anka’nın Dönüşü
Anka Kuşu dokundu ve her şey değişti...Carmen, her zaman sıkıcı bir hayatı olduğundan şikâyet eden genç bir kızken, bir anda kendini başa çıkamayacağı bir karmaşanın içinde bulur. Yeni tanıştığı ve kendisinin zümrüt olduğunu söyleyen Ron adında bir delikanlıyla, Dünyalıların varlığından habersiz olduğu Crictus adlı bir gezegene gidip, daha önce hiç görmediği ve kendisini öldürmek için yanıp tutuşan kardeşi Enka ile sonu gelmeyecek bir taht mücadelesine girmek zorunda kalır. Bu sırada tahtta oturan ruh avcısından kurtulmalı ve yerini bildiği tek zümrüdü ele geçirmelidir. Carmen’ın hayatı artık hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır, çünkü o Anka’nın ta kendisidir.

Akilah Azra Kohen Seti (3 Kitap Takım Kutulu)
Hayat yola çıkan herkesi varması gereken yere götürür.Her birimiz var olan her duyguyu hissedip var olan her deneyimi anlayıncaya kadar buradayız.Ya Bir olup BİZ olacağız ya da zıtlıkların algısında, yargılamanın tuzaklarında yok olacağız.Acı bilginin bedene inmesidir.Bilgiyi bedene indirmeli olman gereken şeye dönüşmelisin.Ve hayat şükürler olsun ki hepimizden daha akıllıdır.

Tropikal Harikalar
30’dan fazla ülkede milyonlarca satan Millie Marotta’nın tropikal harikaları ile kendinizi kaybedin...Millie Marotta, botanik dünyasına ait kendine özgü çizimleriyle ünlü bir illüstratördür. Onun Tropikal Harikalar’ında kendinizi bir renk ve çizgi cümbüşünde bulacaksınız. Marotta’nın dallı budaklı illüstrasyon stiliyle egzotik ağaçlara kendi çizgilerinizi ekleyebilir, egzotik bir çiçeğin taçyapraklarını ya da tropikal bir papağanı hayal gücünüzle istediğiniz gibi renklendirebilirsiniz.Kalem, mumboyası ya da suluboya ile hepsine hayat verebilir, yağmur ormanı manzaralarına kendi renklerinizi katıp, seçtiğiniz renklerle desenler yapıp veya illüstrasyonları uyarlayarak çizim becerilerinizi geliştirebilirsiniz.Her resim, sanatsal becerilerinizi artırmaya olanak sağlarken bir yandan da sizi rah...

Gençler İçin Görgü ve Zarafet
Zarafet, görgü ve nezaket hayatı kolaylaştırmakla kalmaz, sosyal ilişkilerden kariyer yolculuğuna kadar yaşamın her alanında güç kazandırır, fark yaratır.Zarafet Akademi’nin kurucusu Gökhan Dumanlı’nın öğrenciler için kaleme aldığı Zarafet ve Görgü adlı kitabı, kendine güveni tam, başarılı, saygın, örnek gösterilen ve nezaket sahibi bireyler olmaları yolunda gençlere rehberlik edecek değerli bir kaynak.Görgü ve zarafetin içini dolduran öğeler sadece belli zamanlarda uygulanması gereken kurallar değil, sabah gözümüzü açtığımız andan gece uykuya çekildiğimiz saate kadar aile içinde, okulda, sokakta, başkalarının evlerinde, ortak kullanıma açık yerlerde, kısacası her an hayatımızın düzenine hâkimdir ve bütün alanları kapsar.Görgü ve zarafet kuralları kolay öğrenilebilir, rahatlıkla benimsener...

Oyun Devam Ediyor
Dünya herkesindir ve tektir!... Türkiye dünyada tek başına yaşayamaz!... Dinde terör olamaz. Her din iyi insan üzerine bina edilmiştir. Müslüman dünyasında birlik ve beraberlik yoktur. ABD’nin IŞİD ile mücadele için kullandığı YPD-YPG-PKK mikro milliyetçiliğin teşvikine açık örnek değil mi!... 11 Eylül saldırısı ABD’nin yarattığı canavar tarafından evinde vurulması değil midir!... Almanya’da Nazilerin II. Dünya Savaşı sırasında Yahudileri hunharca katletmeleri nasıl izah edilebilir!... Bu hangi dini kuralla açıklanabilir!... Buna da “Yahudifobi” mi denecektir!... Günümüzde İsrail’in Filistin’de yaptığı zulüm hangi kutsal kitaba sığmaktadır!... Kıbrıs sorununun çözümünde en önemli engellerden birinin Kilise olduğu bilinmiyor mu!... Başkan Trump’ın dünyayı kaosa sürükleyebilecek pek çok vaad...

Peri Masalı
Hazine aşka cesaret edebilen büyük yüreklerin içindedir. Tükenmeden bitmek zorunda kalan tüm aşklara...Metropol hayatının içinde kaybolmayı reddederek Afrika’nın masalsı güzelliğine kaçan ve burada sonsuz bir içsel yolculuğa yelken açan Peri Taran’ın kendi gerçeğini ararken hayatının en büyük sürpriziyle dolu deneyimini yaşamasının öyküsü Peri Masalı.Hayattaki kestirme yolların aslında çıkmaz sokaklar olduğunu bilmeden yanıltıcı bir aynanın önünde akıp giden yaşamların, saklı benliğimizle buluşma cesareti gösterdiğimizde nasıl değişip dönüşebildiğini anlatan bir “hakikat” hikayesi...İlk romanını yazarken Pınar Aylin, geçtiğimiz ve yaşadığımız yüzyılın en önemli edebi tartışmasına son noktayı koymuş: Ne söylediğin mi nasıl söylediğin mi belirsizliğine. Bu iki sarkaçlı saati tek bir potada e...

Umay
Tanrı’nın yeryüzüne bahşettiği en güzel kadındı ve lanetlenmiş gizemli bir ruhtu Umay...Tesadüfen gibi görünen bir şekilde eline geçen kadim lisanlarla yazılmış arkaik bir elyazmasının kendisini götürdüğü yere gitmekten yana hiçbir tereddüt göstermeyen akademisyen Kemal, evrenin yaratılış sebebini ve varoluşun kırılgan amacını belki de içinde barındıran o kitabın neyi simgelediğinin ilk başlarda farkına varmasa da, cesaretinin ve kararlılığının ödülünü gerçek aşkın mümkün olabileceğini en azından ümit etmekle alır ve elyazmasının okuduğu her satırında zamanda aralıklı yolculuklara çıkarken okuyucuyu da insanoğlunun şimdiye dek peşine düştüğü en büyük arayışın öznesi haline dönüştürür: Bizim aslında ne olduğumuzun ve neyi bulmaya çalıştığımızın...Çok az roman vardır uykunuz gelse de kapağın...

Validebağ Köşkü
Gece hayatının en havalı, en para saçan kızı, maddi olarak son demlerinde. Paha biçilmez tablolar gitti, mücevherler bitti bitiyor. Zengin koca şart. Atçılık yatçılık kulüplerine üyeliğini devam ettirmez, en lüks restoranlarda fink atmazsa nerede yakalayacak avını? İflas gizlenecek, yangından mal niyetine adam kaçırılacak, karar kesin. Geçen sene, park yeri için tartıştığı zengin züppe Nizamettin ilk hedef... İleri!Benzersiz üslubuyla dikkatleri üzerine çeken, öyküleriyle ses getirip, kalem gücünü konuşturan yazar Ali Boz, otuz sekiz dev sanatçının seslendirdiği “Büyük Resim” adlı öykü albümünden sonra ilk mizah romanıyla da samimiyette tavan yapıyor. Anlatım sıcak, esprili, akıcı ve çok komik.

Psikopatın Aşkı
Murat Ateş... O bir psikopat, bir sadist... Ateş kadar tehlikeli, ateşli ve can alıcı... Hayatı siyah üzerine kurulu, karanlık bir çölden ibaret...Nisan Duru... O saflığın en masum tonu... Adı kadar duru bir güzelliğe, meleklere diz çöktürtecek kadar büyüleyici kızıl saçlara sahip, tüm bu girdabın içindeki en kuytu köşe, en belirgin beyaz... O seviyor; hayatı, insanları... Onun bir kalbi var...Ve bir aşk... İntikam üzerine kurulu, kirli bir karanlık... Taşıdığı masum sevgi, kirli karanlığı örtüyor fakat oyun bitti...Her şeyin bittiği nokta aslında kaderin tekrardan yazıldığı defterdi. “Umut” ve “Unut” kelimelerinin arasında gizliydi ikisi de. U“m”ut ve U“n”ut... Hisler doğruydu her daim. Bu aşkta kişiler yanlıştı.

Aşk Buralara Nah Uğrar
Tanrı unutmuş bizi, yüzümüze bakmıyor. Acı kayıp ilanımızı yazan gazeteler kesekâğıdı. Morg soğuğu gözlerine bakarak; dudağının kenarına değmiş bir öpüşe, bir vedaya ağıttır bu. Karantinada duygularımız, ölsek de dilimizden “seviyorum” çıkmayacak.Çok susarsak dil unutur... Kalp değil.

Akilus
“İnsan, aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.”– EinsteinBu kitapta okuyucuyu fazla yormadan, aklın sınırlarını da zorlayacak ve geliştirecek şekilde 149 soru bulunmaktadır. Bu sorular çeşitli etkinliklerle ve önemli bilgilerle de takviye edilmiştir. Sorular farklı zekâ ve mizaç türlerine göre çeşitlendirilmiştir.Sorular analiz, sentez, parça-bütün ilişkisi, problem çözme, karar verme, dikkat ve odaklanma, kavram becerileri, üçboyutlu tasarım gibi düşünme gücünü geliştirici niteliktedir.Unutulmamalıdır ki, düşüncenin gücü zekânın gücüdür.

A Breath Of Istanbul
Within these pages, we experience Istanbul life,the “you and me” that is this place’s heartbeat. Around us swirl the amazing colors of many rainbows and dozens of scents. Here the Istanbulites-Armenian, Greek, Kurdish, Jew, Alawite, Christian, the rich, the poor, the conservative, the marginal-all bear witness to Istanbul’s many-faceted selves. This novel of hope is a small reflection of what some people call “utopia” and is foremost a story about living in harmony.Lose yourself in İstanbul’s streets while wandering with me as we explore you, me, our lives, our loves, our unfulfilled feelings and wishes, our dreams, fears, hopes, loneliness, struggles, and the daily ups and downs of our fellow millennials. The meaning of İstanbul, Turkey, and the world is “you” for me. They are all “me” an...

Erkek Severse
“Bilemiyordum senin günler geceler boyu yokluğumla savaştığını, aşktan ölüp ölüp küllerinden dirildiğini.”"Dağınık bir yatağın şehvet sigarasıdır dokunamadığım tenin şimdi… Bedeninin değdiği yerlere el sürmeye kıyamazken, sen aramıza giren ölümden daha beter bir yalnızlık içine terk ettin beni. Geride bıraktığın mektuplarla dağlıyorum yaralarımı. “Şimdi vur başını!” der gibi, ikinci mevki localarda seyre daldığım gençliğim sırıtıyor duvarlardan. Kokun sinmiş olmalı ve soluduğun nefes, perdelere. Belki de hâlâ başucumdaki lambanın düğmesinde parmak izin var. Bakışlarının değdiği aynada kendime bakıyorum. Tanınmaz halimi tanıyabilecek kadar geçmemişim kendimden...""Önceden yarımları severdim. Yarını bekleyen hikâyeler umut verirdi. Beklemek ve hayaller kurmak geleceğe dairdi. Tıpkı yarına er...

Seksen Yıl 1934 - 2014 (kesitler)
Ayhan Çilingiroğlu, cumhuriyet tarihimizin medar-ı iftiharları arasında özel bir örnektir. Kendisi Türkiye'nin ilk Sanayi ve Ticaret Bakanı’dır. Hiçbir siyasi partiye üye olmadığı halde bu göreve atanmış, 1971'de ona bağlı iktisadi devlet teşekküllerinden biri bile zarar etmemiştir. Görev süresinde ve sonrasında da hiçbir siyasi partiye üye olmamıştır.İTÜ'de Turgut Özakman, Hüsamettin Cindoruk, Recai Kutan gibi kişilerle birlikte okumuştur. Turgut Özal, Süleyman Demirel, iktisat dalında ilk Nobel ödülünü alan Prof. Tinbergen gibi kişilerle birlikte çalışmıştır. Cahit Arf gibi bilim adamları, Abdi İpekçi gibi gazeteciler, Seyfi Demirsoy, Halil Tunç gibi sendika liderleri yakın dostları arasındadır.Meslek hayatına 1953'te Devlet Demir Yolları’nda başlamıştır. Devlet Planlama Teşkilatı'nın ku...

Fi
Bu Hikayenin Sadece İnanılmaz Tarafları Gerçektir.Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. İçinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikayeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkılarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır.Fi güzelliğin lanetlendiği, zekanın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır.Bir kişiye duyulan aşktan daha acımasız bir şey var mıdır?

Yirmi5
Babam gitti. Ben hiç büyüyemedim. Babası giden her kız gibi yarım kaldım. Babasız kalan her çocuk gibi hep bir yanım çok daha fazla kırılgan, çok daha eksik, çok daha çocuk kaldı. Hep onu başkalarında aradım. Bulamadıkça sabırsız biri oldum. Büyüdükçe ona benzedim. Ona benzeyen yanlarımı hiç sevmedim.Kocaman kız oldum sanıyor. Hala içinde baba geçen şarkılarda gözleri dolu dolu olan bir kız çocuğuyum.Ben bu kitabı yazarken, orta dereceli depresyon şüphesiyle tedavi olmaya başladım. Doğal seleksiyonun gerektirdiği muhtaçlık duygusu beslenemediğinde, böyle sonuçlar doğuruyormuş işte.Her zaman her durumda güçlü olmaya çalıştım ve elbette bunu da atlatmak istiyorum. Birilerine “yalnız değilsin” hissiyatını yaşattıysam ne âlâ. Bana bunu yaşatan tek bir kişi bile olmadı çünkü hayatım boyunca.Bu ...

İnsanız Ayıbı Yok
Hepimiz hata yapıyoruz, her birimizin eksikleri var, zaman zaman hepimiz kayboluyoruz. Ancak insan olmak, yaşamak bu demek değil mi? Bırak artık kendini suçlamayı, geçmişi kurcalamayı, bugüne duvarlar örmeyi ve cesaretle aç yüreğini. Sen zaten olduğu gibi değerli olan, yüreğindekileri yaşamayı hak edensin.Kimse kimseyi aldatmaz, insan sadece kendini aldatır. Yalanı en kolay kendine söyler, inanır kendi yalanına. Ardından ruhu parçalanır. Huzursuz anlar, mutlu olamama sancısı, özgürlük arayışı... Hayallerine giden yol, her şeyden önce kendinle barışarak, ayağa kalkmanla başlayacak.Ne yaparsam yapayım yargılandım, kimseyi memnun edemedim. Aşk ve mutlulukla dolu, huzurlu, başarılı, daha iyi bir yaşam masalından kâbuslarla uyandırıldım. Bana gösterilen dünyanın, yaşadığım korkuların gerçek olm...

Gece Neden Uyuruz?
“Gece Neden Uyuruz” insan doğasının biyolojik ritmi ve karşılaştığı sorunlarla baş etme yeteneği üzerine kaleme alınmış bilimsel bir çalışmadır.

Saklı Sözlük
“Halk diline kulak vermek” diyor Nurullah Ataç.Yazı dilimizin kuruluş aşamasında bu yapılmadı, bu nedenle geçmişte bir dil mezarlığı bırakıldı.Kaşgarlı Mahmut’tan başlayarak, R. H. Karay, M. Ş. Esendal, R. N. Güntekin, O. C. Kaygılı, Halikarnas Balıkçısı, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Yaşar Kemal, Mehmet Seyda, Rıfat Ilgaz gibi halk diline kulak veren yazarları kısmen de olsa tarayarak elde ettiğimiz; ihmal edilmiş, edebiyatta, yazılı kaynaklarda şöyle bir görünüp kaybolmuş ya da kaybolmak üzere olan sözcükleri, ayrıca halk dilinin “yerel” diye dışlanmış söz varlığını bulacaksınız bu sözlükte.Saklı Sözlük, yüzyılların ihmali, ilgisizliği, bilinçsizliği yüzünden dil dışı bırakılmış bir dilin sözlüğüdür.

Noktasızdır Sevmek
Sevinçlerim, hüzünlerim, umutlarım, korkularım, yalnız kalınca dertleştiğim yalnızlıklarım var benim...Kimsenin bilmediği gözyaşlarım, kimsenin şahit olmadığı vazgeçişlerim, herkes üzerime geldikçe sığındığım hayallerim, kendi kendime yenildiğim savaşlarım var benim.Defolup gitmek istediğim gerçekler, aklımı kemiren düşünceler, hesabını tutmadığım yıkılışlarım var benim.Olmayışlara saydırdığım küfürlerim, olmuşlara sevinemediğim öfkelerim, yarınlara intikam besleyen dünlerim var benim.Suskunluklarım, canımı yakan kırgınlıklarım ve bir karış toprağa gömemediğim vedalarım var benim...