Destek Yayınları
Maniki Dünya
Hüsnü Mahalli'yi atv Haber yıllarından, yani 20 yıldır tanırım. Bu süre boyunca, Türkiye'nin ve dünyanın nice haline tanıklık ettik. O tanıklıklarla tarihin müsveddesini tuttuk.Bir yandan da sayısız meslektaşımızın, tarihin çöplüğüne gömüldüğünü seyrettik. Gerçek yerine iktidarın, paranın, gücün yanında olmayı seçmişlerdi. Gördüklerini görmemeyi ve susmayı tercih etmişlerdi. İşte böyle bir Türkiye'de, gün geldi, birlikte program yapmaya karar verdik. Ama sadece Türkiye'yi değil, dünyayı konuşacaktık. İyi de hangi dünyayı? Maniki, Çingenecede "kahpe" anlamına geliyor. Yunancada ise "belalı"... Öyle ya da böyle, maniki, dünyanın her köşesindeki yoksulların isyanı gibi. Programımızın adını bu yüzden MANİKİ DÜNYA koyduk. Bu yaşlı gezegenin ve özellikle bu zavallı coğrafyanın insanlarını anlatm...
Destek Yayınları
Yeni Muhafazakarlar Neo-conlar
George W. Bush’un, bazı siyaset bilimciler tarafından "darbe" olarak da nitelendirilen bir seçimle (20 Ocak 2001) ABD başkanlığına getirilmesi, aynı zamanda yeni muhafazakârların da Hıristiyan köktencilerle ittifak halinde ilk kez ve doğrudan iktidara ulaşmalarını sağlıyordu. Ancak, yeni muhafazakârların Amerikan elitinin üzerindeki etkinliği Bush yönetimiyle sınırlı tutulamayacak bir çapa ve tarihsel derinliğe sahipti. Kökleri 1960’lı yıllara kadar gidiyordu. Türkiye’de de Recep Tayyip Erdoğan "darbe" olarak nitelendirilen bir seçimle başbakan oldu. Böylece ılımlı İslam denilen bir siyasal İslamcı hareket Türkiye’de ilk kez doğrudan iktidara ulaşıyordu. Tıpkı ABD’de olduğu gibi onların da kökleri 1960’lı yıllara kadar gidiyordu. İşte bu bağlantılar nedeniyle AKP’nin ortaya attığı "muhafaz...
Destek Yayınları
Eyvallah
• O benim için geçmişe anıt bırakılacak kadar değerli; geçmişte bırakılamayacak kadar gereklidir. • Unutuyorum her seferinde neresinde kalmıştık ayrılığın? • Bana geldiğin yol, aşk izlerinle doluydu. Bir dolu aşkın izini örtüyordu şiirlerin. Gelmek eylemi pörsümüştü adımlarında... Oysa ben, gelişini ‘‘milat’’ sayacak kadar başlıyordum aşka... • Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum. Yeryüzünün bütün aşkları senin ve beni unutabilirsin! • Sol yanıma yatsam seni uyusam, heo rüyada kalsam... • Ama içime
Destek Yayınları
Suç ve Beyin
Bu kitap 15 Temmuz darbe girişimini insan davranışı, sosyal sinirbilim, suç, fedakârlık ve kahramanlık üzerinden nörobilimsel bir bakışla ele almaktadır. Aynı zamanda terörist beyni, kitlesel eylemler ve büyük toplumsal olayların arka planındaki görünmesi zor nedenleri bilimsel olarak analiz etmektedir. İnsanlar Habil-Kabil’den beri neden şiddet gösterirler? Doğuştan mı suçlu oluruz yoksa suç toplumsal mıdır? İçimizde taşıdığımız sürüngen beyni bize neler yaptırır? Sağ-sol beyin arasındaki savaş siyasal savaşlara nasıl yol açar? Sağ-sol beyin dengesi nasıl sağlanır? Bizi gerçekte insan yapan beynimizin neresidir? Zihin kontrolü ile katil yaratmak mümkün müdür? Hipnoz ve psişik zihin kontrolü var mıdır? Elektromanyetik dalgalarla toplumsal başkaldırılar yapılabilir mi? Mehdilik beklentisi n...
Destek Yayınları
Dona Gracıa
"Hususi birtakım şartlar Avrupa Yahudileri ile Osmanlıları, Haçlı Hıristiyan Avrupa karşısında bir nevi dayanışma ve işbirliğine sevk etti. Asırlardır birlikte var olmak suretiyle iç içe geçmiş ortak tecrübeler ve olumlu hatıralar Türklerle Yahudileri bir aile yapmıştır." - Halil İnalcık Papa’dan Şarlken’e, I. François’dan Portekiz ve İspanya krallarına, Macar kraliçesinden Medici’lere, XVI. yüzyıl Avrupa’sının en büyük güç odaklarının dize getiremediği, dünyanın en zengin kadını Dona Gracia’nın muhteşem hikâyesi. Bu güç odaklarından canını ve servetini nasıl kurtardı? Avrupa’nın her yanındaki sinagogları nasıl birer istihbarat merkezi haline getirdi? Bu istihbaratı sunduğu Kanuni’nin eli, Avrupa karşısında nasıl güçlendi? Kanuni, Dona Gracia’yı neden ısrarla Osmanlı topraklarına davet ett...
Destek Yayınları
Dreamer ve Sen
Unutma! Dünyada ne savaş var ne de barış. Savaş ve barış, senin hayal gücünün eseri sadece; kendi kişisel spekülasyonunun ve yalanının bir parçası… Sıradan insan için, acının yokluğundan daha büyük bir acı yoktur. Acı onun ekmeği ve tuzu, savaş ise daimî ruh halidir. İç dünyandaki zıtların çatışmasını gözlemlediğin anda, korkun bir tohum gibi ölerek yeni hayata yer açar. İçinde süregiden savaşı özdeşleşmeden izlemen, seni daha yüksek bir boyuta uyandırarak, olaylar dünyasındaki tüm çatışma ve adaletsizlikleri yok eder. İçeride savaş yoksa, dışarıda da yoktur.
Destek Yayınları
Kendi Seven Ağlamaz
Kim bilir belki kavuşmaktır aşkın felaketi, belki de mesafeler belirler tutkunun niceliğini. Sevmek esasında alıp başını gitmek ve yanında hiçbir şey götürememektir belki de. Belki de tükettiklerimizden artakalanlardır kim bilir... Bir zamanların çocuk yıldızı Sitare, ömrünü gerçek aşkı arayarak ve bulamayarak geçirmiştir. Zira kendini bildi bileli bir gönül hataları uzmanıdır o. Yanlış şeride girmek, akıntıya karşı kürek çekmek ya da uçarken rotayı şaşırmak dendi mi kolay kolay rakip tanımaz. Umutlarının tükendiği bir anda, uzak bir şehirde çekilecek bir diziden rol teklifi alır. Orada aşkı hiç beklemediği bir şekilde bulacaktır ancak gerçek aşk onun tahmin ettiğinin çok ötesindedir. Çağdaş edebiyatımızın sevilen isimlerinden Tuna Kiremitçi, yeni romanında aşkın doğasına ilginç bir açıdan...
Destek Yayınları
Yahudi Casus Jozef Nasi
"On altıncı asrın ikinci yarısı ve Muhteşem Süleyman’ın oğlu II. Selim tahtta; imparatorluğumuza sığınan ünlü banker ve tüccar aile Dona Gracia ve yeğeni Jozef Nasi Osmanlı sarayının gözdesi. Avrupa ile bütün bağları ve istihbaratı çok uzun yıllardan beri onlar sağlıyorlardı. Jozef Nasi’yi II. Selim Naksos Adası’nın dükü tayin ediyor. Batı’daki Hıristiyan bir imparatorun yapamayacağı bir tayini Osmanlı padişahı yapıyor. Tayin edilen de bir Yahudi. Bu manzara bile o zamanki dünyayı dehşete düşürmeye yeter ama arkasında da bir akıl var. İmparatorluğun en önemli sadrazamlarının, kaptanıderyalarının yaşadığı bir çağda ünlü bir Yahudi bankerin hayatı ve padişah sarayıyla iç içeliği bu ciltte akıcı bir şekilde tasvir ediliyor." İlber Ortaylı
Kara Karga Yayınları
Meğer Annem Haklıymış
–– Seni doğuracağıma taş doğursaydım! – Senin çocukların da aynısını sana yapsın inşallah! – Hep babanın tarafını tut sen. – Benim günahım neydi de… – Bana anne deme! – Kanser ettiniz beni. – Kızdım mı adım kızdı oluyor! – Öleyim de kurtulun benden! – Gün yüzü göstermediniz bana. – Kime çektin sen bilmem ki? – Seni alan üç gün sonra geri getirir. – Yaptığın banaysa, öğrendiğin sana. – Sen dururken ben mi gideyim ekmek almaya?! – Seni dokuz ay karnımda taşıdım ben! – Sana da iyilik yaramıyor. – Doğru, ben kimim ki zaten?! Bu ve benzeri serzenişlere maruz kalmış… Kola almak için para istediğinde ne kolası karpuz var dolapta cevabını duymuş… Hava kararmadan evde olması gereken… Bereketi kaçıyor diye; misafire hazırlanan sıcak köftelerin, böreğin yanından kovulmuş… Aynısından evde var veyahut ...
Destek Yayınları
Şehrin Sancısı
"İNSANLAR YALAN SÖYLEMEYİ SEVER. ÇÜNKÜ BEŞ PARA ETMEZ HAYATLARINDA DOĞRU DÜRÜST YAPABİLDİKLERİ TEK ŞEY BUDUR." Kendini dahi bulamayacak kadar kalabalık, kafasının içindeki seslere sağır kalacak kadar da gürültülüydü şehir. Çokça hayal kırıklığı, kavga ve tehlike doluydu. Çocukluğundan beri huysuz, uyumsuz ve yalnızdı. Ne sistemle barışabildi, ne geçmişi bağışladı, ne hayatın anlamsızlığına değer katabildi, ne de kendini sevebildi. Basit ve hayli sıradan bir insan olarak hayata devam edebilmek kolay değildi artık. Şehir sıradan olanı öğütüp kusuyordu dışarı. Pencerede bir çiçekle, mahalleden iki arkadaşla, maaşı düzgün bir işle, sıcacık bir çorbayla, ocağı tüten bir haneyle, sıradan ve görünmez olmak için daha fazla çabalamak gerekiyordu. Yanlış Giden Bir Şeyler Var, Coğrafya Kaderdir, Var ...
Kara Karga Yayınları
Burma Günlükleri
PYONGYANG VE SHENZHEN’İN ÇİZERİ, DIŞA KAPALI BİR ÜLKENİN DAHA PORTESİNİ ÇIKARIYOR. Guy Delisle, bu kitabında Burma’da (Myanmar olarak da bilinir) karısı ve çocuğuyla geçirdiği bir yıla yakın bir zaman dilimini anlatıyor. Burma’nın "sosyal kontrol" adı altında gizleme ve izole etme konusunda kötü bir şöhreti var: Ellerinde makas olan görevliler, gazeteleri sansürlüyor; muhalefet lideri, on yıldan fazla süredir ev hapsinde; isyancıların kontrolündeki bölgelerin dış dünyayla irtibatı yok ve en büyük haber kaynağı, kulaktan kulağa yayılan söylentiler… Etkili bir çizgi-gazetecilik örneği olan Burma Günlükleri, minimal anlatımıyla hayran bırakıyor, mizahi üslubuyla kahkahalar attırıyor. "Yıllardır zalim bir diktatörlük altında olan Burma’daki yaşamı anlatan en aydınlatıcı kitap." –The Guardian "...



