
Müslümanlığa Yön Verenler
“Din, sıradan insanlar için gerçek, aydınlar için yalan, iktidar için kullanışlıdır.” – Seneca Dinler, insanların dünyayı anlamak ve hayatın zorluklarına bir anlam katmak için oluşturduğu mitolojilerdir, bu mitolojiler insanın korkularını ve umutlarını yansıtır ancak bilimsel gerçeklikten uzaktırlar. Kuran-ı Kerim ağırlıklı olarak ahlak, erdem, fazilet, adalet ve yardımseverlik konularında daha anlaşılır, açık ifadelerle yol gösterici ve rehber olsaydı, dünya daha mı adaletli ve barış içinde olurdu? Belki itiraz edebilirsiniz ancak baktığımız zaman, birkaç Ortadoğu ülkesi hariç dünyanın en yoksul ve sefalet içindeki ülkeleri Müslüman ve bunların liderleri de dünyanın en zenginleri ise ve de Müslüman ülkeler birbirleriyle din yüzünden savaşıyorlarsa, bunda bir yanlışlık yok mu? Taş devrinde...

Artık Çok Geç
BEN KÖTÜ BİRİ DEĞİLİM SADECE KÜÇÜK BİR HATA YAPTIM Kocasından yakın zamanda ayrılan Meghan Michaels’ın hayatı, annelik ile tam zamanlı hemşirelik arasında denge kurmaya çalışarak geçiyordu. Görevli olduğu yoğun bakım birimine b

Pelerinsiz Kahramanlar
Gerçeğin peşinden koşanların cesaretle yazdığı tarih. Gazetecilik... Bu kelime, kulağa sıradan bir meslek tanımı gibi görünse de, ardında gerçeği ortaya çıkarma tutkusuyla dolu bir dünya saklar. Her haber, her satır, her kelime bir insanın yüreğinden süzülen duyguların, yaşanmışlıkların ve tecrübelerin yankısıdır. Gazeteciler, yalnızca haber yazan kişiler değil, toplumun sesi, vicdanı ve gerçeğin izini süren cesur savaşçılardır. Bir haberi okura sunmadan önce detaylıca araştırıp doğrular ve titizlikle kurgularlar. Bu meslek, insanlık tarihinin derinliklerinden doğar. İlk insanların ateş başında hikâyelerini paylaşmasından bugüne, gerçekleri anlatma ihtiyacı insan olmanın en temel özelliklerinden biridir.

Unicornların Sihri
İçsel yolculuklarımız bizi evrenin sihrine bağlar. “Bugün burada, yeni Altın Çağ’ın doğumuna yardımcı olmak üzere bedenlenmiş bulunmaktasınız; biz de Dünya’nın bu zorlu doğum sürecinde sizlere yardımcı olmak üzere gönderildik ve bir umut mesajı iletiyoruz. Sabırlı olmalısınız; önünüzde altından bir gelecek uzanıyor.” Masal kahramanlarına inanır mısınız ya da onlardan ilham alır mısınız? Peki ya unicornların mucizelerine? Burada, bilinenin aksine, unicornların masalsı yanlarını değil insan hayatına olan etkilerini konuşacağız. İlk olarak kendi unicornunuzla tanışacak ve ardından onun, aile kökenlerinden gelen düşünce tarzlarına ve sorunlara şifa vermesini, içinizdeki çocuğu iyileştirmesini şaşkınlıkla izleyeceksiniz. Masal kahramanı olmaktan öte unicornlar, bu kitap aracılığıyla kendinizi v...

Kızıl Gökler
Hiçbir şey göründüğü gibi değildi. Kendimi ejderhalar ve faelerle dolu fantastik bir âlemde bulmayı hiç beklemiyordum ama bu konuda benim isteklerimin hiçbir önemi yoktu. Gerçi burada tanrıların ipleri bile kaderin elindeydi. Onlar da kendi dünyaları yok edildiğinde Risest’e düşmüşler... ya da öyle sanmışlardı. Hepsi kandırılmıştı. Aradıkları hain hiç beklemedikleri biriydi: Dünyalarını istila etmeye ve her şeyi yakıp yıkmaya kararlı olan anneleri. Beş ejderha kardeşin artık birlikte çalışmaktan ve güçlerini birleştirmekten başka çareleri yoktu. Sadece birleşirlerse kazanabilirlerdi. Kızıla boyalı göğün altında beni nelerin beklediğini bilmiyordum ancak arkadaşlarımın ve ailemin bu savaştan sağ çıkmasını sağlamak için ne gerekiyorsa yapacaktım. Hayatımın en zor kararını vermek zorunda kals...

Sinesözlük
Dikkat spoiler içerir! Anti kahramanın kahramandan, B filminin bağımsız filmden, cameonun misafir oyuncudan, sekansın plandan farkı nedir? Bir tür sinemaya giriş kitabı olarak da okunabilecek bu çalışma, sinema alanında bir başucu kitabı olabilmek amacıyla hazırlandı. 101 maddeden oluşan Sinesözlük, yalnızca film izleyen değil sinema üzerine okumalar da yapan sinemaseverler, sinema öğrencileri ve araştırmacılar için bir kaynak olacaktır. Akademik bir çalışma iddiasında olmayan, tam aksine; sinema tarihi, türler, akımlar ve alana dair terimleri yalın bir dille derinlemesine anlatan/açıklayan bu kitap, güvenilir ve titizlikle hazırlanmış bir bilgi deposudur!

Toprak
Toprağa yaptığımızı aslında kendimize de yaparız. Uzun yıllardır yeni keşifler için bakışlarımızı yıldızlara çevirdik, Ay’a ve diğer gezegenlere meydan okuduk, okyanusların derinliklerine ulaştık ama ayaklarımızın altındaki mucizevi örtüye incelikle bakmadık. Karadaki yaşamın anahtarı, ekosistemimizin ayrılmaz parçası toprak hayatla aramızdaki bağlantımızdır. Buzul çağından bugüne tüm medeniyetlerin oluşmasının ve düşmesinin destanında onun görünmez rolü vardır. Açlıktan hastalıklara, gastronomiden savaşlara dek uygarlığın inşasının değeri bilinmemiş kahramanıdır. Bir çay kaşığı dolusu toprakta, dünyadaki insan sayısından daha fazla canlı vardır. Toprak, büyüleyici bir yaşam döngüsü barındırır. Nispeten araştırılmamış olmasına rağmen, dünya üzerindeki tüm çokhücreli canlıların yüzde 70’ind...

Kahramanlar ve Sefiller
HER ZAMAN KAHRAMANLAR HATIRLANIR, SEFİLLERİN İSE SADECE VARLIĞI BİLİNİR. Altı yüzyıl aynı coğrafyaya hâkim olan Osmanlı İmparatorluğu’nun mantalitesini zamanın şartlarına uyduramaması, geçmişiyle yaşayıp, bilimsellikten uzak yaklaşım tarzlarını inatla sürdürmesi, bunu eski değerlerini korumak olarak kutsaması kaçınılmaz sonu getirmekteydi. Ülkeler arası iletişim artmıştı. Sömürgeci dış güçler bilimselliklerinin ve ekonomik güçlerinin yardımıyla devletin açık yaralarını kaşıyarak doğru kararlar alınmasını engelliyorlardı. Yapılan nadir olumlu işlerden biri, yarım asır sonra gerilemeyi durduracak neslin yetiştirilmeye başlanmasıydı. Cemal bu neslin bir temsilcisiydi. Aile ve toplum değerlerine bağlılıkta tam bir Osmanlı, aldığı eğitimlerin etkisiyle her türlü noksanlığı eleştiren, süregelen ...

Çukur
"ANDOLSUN Kİ İNSANI EN GÜZEL BİÇİMDE YARATIRIZ, SONRA ONU AŞAĞILARIN AŞAĞISINAİNDİRİRİZ." – TİN, 4-5 Her iyi söz ve her iyi amel insanlığı, toplumları ve ferdi yüceltirken, medeniyetler kurarken, hayatı cennete çevirirken, ahirette de cennete götürürken; her kötü söz, her yanlış davranış/amel insanlığın, toplumların ve ferdin hayatında "çukurlar" açmaktadır. Çünkü söz ve davranışlar kaybolmuyor, layık olduğu yere mutlaka ulaşıyor. Bu kitapta, bu kötü söz ve eylemlerin toplumda açtığı çukurları Kuran ayetleri rehberliğinde ele aldık: • Haram yeme çukuru. • Hırs çukuru. • Hile çukuru. • Yalan çukuru. • Kin, düşmanlık ve hasımlık çukuru. • Cinsel sapıklık, alkol, uyuşturucu, gaflet çukuru.• Kuruntu çukuru. • Şirk çukuru • İftira çukuru. • Kıskançlık çukuru. • Nankörlük çukuru. • Fitne fesat ç...

Duygusal Şantaj
Duygusal şantajla yapılan dansın sayısız şekli, adımı ve eşlikçisi vardır. “Beni gerçekten sevseydin...” “Senin için yaptıklarımdan sonra...” “Nasıl bu kadar bencil olabiliyorsun?” Bu sözlerden herhangi biri size tanıdık geliyor mu? Bunların hepsi duygusal şantaj örnekleridir, bize yakın olan insanların, istediklerini yapmadığımız için bizi cezalandırmakla tehdit ettikleri güçlü bir manipülasyon biçimidir. Duygusal şantajcılar, onlarla olan ilişkilerimize ne kadar değer verdiğimizi bilirler. Hassasiyetlerimiz ve en derin sırlarımızdan haberdardırlar. Onlar bizim ebeveynimiz, partnerlerimiz, patronlarımız, arkadaşlarımız ve sevgililerimizdir. Bizi ne kadar önemserlerse önemsesinler, bu özel bilgiyi istediklerini almak için kullanırlar: Bizim itaatimiz. New York Times çok satan yazarı ve dün...

Atatürk ve Cumhuriyet'e Kuşatma
"Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. Kuşatmayı yaracak, kaldığımız yerden yolumuza devam edeceğiz." – Gazi Mustafa Kemal Atatürk İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Alon Liel, Demo-İslam: Türkiye’nin Yeni Yüzü adlı İbranice kitabında Erdoğan’ı 10 yıl öncesinden keşfettiklerini söylüyor ve sütre gerisinde yetiştiren isimlerden biri sayılıyor, AKP ve Erdoğan’ı konu alan kitabında AKP için, "İslam light" benzetmesi yapıyordu. Liel, "İsrail’de bana Erdoğan nedir diye soruyorlar. Ben de İslam light diyorum. Bu, İslam’ın yeni bir versiyonu. Bu modern İslam’dır, ılımlı İslam’dır. Erdoğan, İslam’ın özel hayattaki yeriyle kamudaki yeri arasına bir duvar çekti!" diyor ve ekliyordu: "Erdoğanizm’i demokratikleştirilmiş Kemalizm olarak görüyorum. Er...

Ortadoğu'da Büyük Tiyatro
COĞRAFYA KADER, ORTADOĞU İSE KEDERDİR. Bu kitap, coğrafyamızın acılarını hatırlatmak ve toplumsal belleğimizi tazelemek için yazıldı. Tarih ve bizden sonraki kuşaklar Ortadoğu’da son on yılda yaşananları unutmayacak ve unutmamalıdır. Yalnızca insanlarımızı, yıkılan kentlerimizi, dağılan ailelerimizi, yok olan umutlarımızı, gözyaşlarımızı, acılarımızı değil, Allah adına kafa kesenleri, Allah adına küçücük kızlara tecavüz edenleri, Allah adına Allah’a ihanet edenleri, Allah adına her türlü rezilliğe bulaşanları da UNUTMAMALIDIR! On yıldır kan ve gözyaşıyla sulanan Ortadoğu topraklarının yüz yıllık geleceği, işte bu cani ruh hastalarınca ipotek altına alındı. Ortadoğu’da Büyük Tiyatro-Siyasal İslam’ın Çöküşü, Arap "Bahar"ından bu yana bölgede gelişen olayları, oynanan oyunları ve bu oyunların...

Mars ve Venüs'ün Ötesinde
21. YÜZYIL İLİŞKİLERİ İÇİN DEĞİŞEN CİNSİYET ROLLERİNE DAİR UFKUNUZU GENİŞLETECEK BİR YAKLAŞIM Tüm zamanların en meşhur ve güvenilen ilişki kitabının yazarı, günümüz kuşağı için güncel bir rehberle karşınızda! Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten, yirmi yıl önce aşk ve ilişkilere bakış açımızı kökten değiştirmişti. John Gray’in kitabı, çok sayıda okurun kendini geliştirmesini ve hatta ilişkisini kurtarmasını sağladı. Ancak tıpkı toplum gibi, ilişkiler de değişiyor. Artık, Mars ve Venüs’ün ötesine geçmenin, modern çiftler için yeni bir ilişki modelini benimsemenin zamanı geldi. Önceki kuşaklar, o dönemlerin kalıplaşmış cinsiyet rollerine dayanan "rol eşli" ilişkilerin arayışındayken, günümüz çiftleriyse artık yeni bir tür ilişki arayışı içinde: "Ruh eşli" ilişki. Duygusal açıdan daha tatmin ...

Siyonizmin Doğuşu
Yıl 1882. Rusya’dan pogromlarla kovulmuş vatansız ve yetim bir Yahudi olan Ilya Brodsky, ablası Olga’yla Avrupa’yı katetmektedir. Viyana’da yolları, edebiyat dünyasında kendini yeni yeni göstermeye başlayan bir genç olan Theodor Herzl’le kesişir. Birkaç yıl sonra geleceğin İsrail Devleti’nin hayalini kuracak olan bu adamla olan bir anlık karşılaşma Ilya’nın hayatını değiştirecektir. Önce Londra’da anarşist çevrelerle yakınlaşır, sonraysa Paris’te Herzl hakkında araştırma yapmaya koyulur. Habsburg Viyanası’na tamamen entegre olmuş bu monden Yahudi, neden birden bire aslında utanç duyduğu vatansız kardeşlerini savunmaya başlamıştı? Hangi hayaller, hangi özel nedenler Herzl’i ‘Gelecekteki Ülke’ için, yeni bir ulus için çalışmaya sürüklemişti? 20. yüzyılın başında, yıkıma sürüklenen Avrupa’dak...

Mason Locasında Aşk ve Kılıç
Kadınların kabul edilmediği bir Mason Locası, iki genç, yeni kardeş: ÂZEM ile SEDAT Herkesin gözü onların üzerinde! Yüzlerce yıldır "usulüne uygun" davranarak var olmayı başaran masonlar, aşk’a dair bu krizi atlatabilecekler mi? Dünyaca ünlü müzayede şirketi Bonhams, Büyük Üstat’ın odasında asılı kılıcı 20.000.000 sterlin açılış fiyatıyla müzayedeye koymayı teklif etti! Uzmanlar, "100.000.000 sterlini görürsek şaşırmayız" dedi. Hindistan’ın sembolü Tac Mahal’i inşa ettiren Şah Cihan için 400 yıl önce yapılmış "SİHİRLİ KILIÇ" kimin olacak? İranlı mirasçılarla Türk masonlar arasında gerçekleşecek büyük savaşı kim kazanacak? Cemaleddin Afgani İngiliz ajanı mıydı yoksa Ruslar için mi çalıştı? Müslüman mıydı yoksa Zerdüşti mi? Neden, kimsenin kendisini sevmediğini düşünerek öldü? Bir mason üsta...

İstanbul'un Latin Çağı
İstanbul’un belki de en karanlık zamanı... Bütün İstanbul tarihinin içinde sadece 57 yıl sürmesine rağmen Bizans’ı fazlasıyla etkilemiş ve çöküşüne neden olmuş bir süreç... Ateş, kan ve kin dolu bir dönem. İstanbul’un Latinler tarafından istilası ve kurulan Latin Krallığı... Sayısız İstanbul tarihi kitabı içinde hep ihmal edilmiş, üzerinde çok az çalışılmış bir konu. Bu dönemde Bizans halkı sürgün edilmiş, İstanbul soyulmuş, yakılmış, yıkılmış ve tahrip edilmiş... Latin kralları taç giymiş, Ayasofya bir Katolik katedrali olmuş, Tapınak Şövalyeleri İstanbul sokaklarında dolaşmış. İstanbul’un Latin dönemiyle ilgili yaşanan kaynak eksikliğini kapatmak için uzun süredir sürdürdüğümüz araştırmalarımızı bir araya getirdiğimiz bu kitapta bütün dönem kaynaklarını titizlikle orijinal dillerinde ve ...

Ona Ne Oldu?
Tehlikelerle, kuşkularla ve sırlarla dolu, tekinsiz bir aşk hikâyesi... Amerikan ulusal kitap ödüllerinden "National Book Award" finalisti, "Washington Devlet Kitap Ödülü" ve "PNBA En İyi Kitap Ödülü" sahibi yazar Deb Caletti’nin her sayfasında okuru yeni bir tahmine sürüklediği gerilim yüklü romanı Ona Ne Oldu bir kurgu şaheseri olarak dünyada referans gösteriliyor. Isabelle Austen, annesinin ölümünden sonra mirasını devralmak için Pasifik’te doğup büyüdüğü küçük adaya geri döner. Ancak bu dönüş aynı zamanda sevmesi hayli zor bir kadın olan annesinin duygusal mirasına da geri dönmesidir. Yeni boşanan Isabelle, burada kendini oldukça boşlukta hissederken adaya esrarengiz bir adam gelir: Henry North... Isabelle’in hayatı böylece ebediyen değişir. Bu ateşli ve gergin ilişki birtakım tehlikel...

Agafya
1920’de dünya yeniden şekillenmeye başlamıştı. Rusya’da başlayan Ekim Devrimi sonrasında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Anadolu’da Mustafa Kemal’in askerleri amansız bir kurtuluş savaşı vermekteydi. İngiliz yanlısı Beyaz Rus ordusu yetmiş bin askeri, savaş gemileri ve silahlarıyla Mustafa Kemal’e karşı kullanılmak üzere İstanbul’a konuşlandırılmıştı. Bu orduyla birlikte devrimden kaçıp işgal altındaki İstanbul’a sığınan Rus asilzadeleri, gelirken yanlarında sadece acılarını, hayal kırıklıklarını, hırslarını ve korkularını değil, köklü kültürlerini, asaletlerini, sanat zevklerini, incelikli estetiklerini de getirmişlerdi. Böylece İstanbul’un yaralı, yoksul ve gelişmemiş çehresinin rengi de, dokusu da biçim değiştirmeye başlamıştı. Devrimden kaçan Rus soylusu güzel bir kadının, iş...

Subliminal İşgal
Kapitalizmin geçtiğimiz yüzyılın ortalarında keşfettiği ve ilk örnekleri sinema filmlerinde "25. Kare" tekniğiyle sinsice bilinçaltımıza nüfuz eden subliminal mesaj fenomeni artık çağımızda her yanımızı kuşatmış durumda. Reklamlar, dizi filmler, afişler, aklınıza gelebilecek bütün argümanlarla algı sistemimizi dumura uğratan, korteksimizi devre dışı bırakarak bize arzularımızı ihtiyacımızmış gibi empoze eden, profesyonelce uyguladığı arketiplerle bilincimizin etrafından bir yılan gibi süzülerek ruhumuzu muhasara altına alan bu ikna makinesinin tüm parçalarını sökerek onu deşifre eden Subliminal İşgal, Marx’ın, "Eğer kötülük olmasaydı tarih de olmazdı!" sözüne atıfta bulunarak hepimizi aydınlatmayı amaçlıyor. Evet, her şey mükemmel olsaydı ne tespit edilecek bir çarpıklık ne de tarihe düşül...

Schrödınger İn Kedisi Neden Şizofren Oldu ?
Schrödinger'in bahtsız kedisinin kaderini kim yazdı? Doğayı gözler miyiz yoksa doğa da bizim gözlediğimizi bilir mi? Zihin maddeye uzaktan etki edebilir mi? Dua ve iyi dileklerin başkasının sağlığı üzerinde etkisi olabilir mi? Nefret ve beddua mı etkilidir, dua mı? Niyetle zihnen kaşıkları bükmek mümkün müdür? Birisi sizin zihninizi kontrol ediyor olabilir mi? Kendiliğinden yangın çıkan evlerde suçlu kimdir? Âşıklar ruhen olduğu gibi zihnen de bağlı mıdırlar? Bilinçsiz atomlar nasıl beyni oluşturup içine bilinç yüklüyorlar? Bilincin atom altı ve evrensel ölçekte karşılığı var mıdır? Kuantum fiziği et beyinde bilinci oluşturuyor olabilir mi? Kuantum fiziği düşünce dünyamızı nasıl değiştirdi? Paralel evrenler gerçek midir yoksa sa

Tanrı İmparatorluğu ve Türkiye
Batı’nın İslam dünyasına olan düşmanlığı 20. yüzyılda iyice ivme kazandı. Önce İsrail’in kurulması ve Filistinlilere yapılan sistematik işkence, 1990’lı yıllarda Bosna’da katledilen 500 bin Müslüman, bugün Irak, Suriye ve Afganistan’da öldürülenler... Yani kral çıplak. Batı için Türkiye’nin ne kadar önemli olduğu ve ondan vazgeçemeyeceği de aşikâr. Bu bölgede oynanan oyunlar da hiç bitmiyor. Her türlü ekonomik ve psikolojik harp metotları, siyasal manipülasyonlar olduğu gibi devam ediyor. Çünkü bir şekilde Türkiye’nin büyümesi ve güçlenmesinin önüne geçilmeye çalışılıyor. Yazar Ramazan Kurt, Türkiye üzerine oynanan oyunları, İslamiyet’i yok etmek isteyen Batılı grupların sinsi emellerini, Ortadoğu’daki kirli işleri masaya yatırıyor. Olayların sadece ekonomik ve politik tarafını değil, dini...

Nörofinans
"Küresel para savaşları", 2008 Wall Street merkezli küresel mali krizin küresel ekonomiyi getirdiği noktayı en iyi anlatan tanım. Amerikan ordusu Mart 2009’dan itibaren 60 ekonomi ve finans uzmanının rehberliğinde küresel finans savaşı tatbikatı yapıyor. Gelecek yirmi yılda önce kur savaşları, ticaret savaşları ve topyekûn küresel bir finans savaşıyla birlikte konvansiyonel silahların kullanıldığı bir savaş ihtimali hayli yüksek. Vahiy dinleri, mitolojik dinler ve seküler dinlerin inananları ütopik "yeni dünya düzeni" projesi için para oyunlarıyla dönüştürülmeye çalışılıyor. Bilime dayandıkları iddiasındaki komünizm ve Nazizm ile başarılamayan, dünyanın tek bir yönetim biçimi ve ekonomik düzende evrensel demokrasi ya da küresel serbest piyasa– birleşeceğini öne süren soldan sağa evrilen ye...

Nefes
AŞK SENİ BULDUĞUNDA, KADERİN SIRRI DA PEŞİNE DÜŞER. KAÇABİLİR MİSİN? Birbirine ait olan iki şey birleştiğinde, tıpkı evrendeki diğer her şey gibi, denge sağlanır. İnsan, ruh eşini bulduğunda ise kader yazılmaya başlar. Nefes, bu dünyaya özel bir görevle gönderilmişti. Ama hayatının aşkı Kenan’la göz göze geldiği an, hiç beklenmedik bir şekilde kaderi harekete geçti. Onun için her şey artık geri dönülemez bir noktadaydı. Büyük bir sırrın içinde, aşk ve görev iç içe geçmişti. Soydan geçen, yalnızca bazı kadınlara bahşedilen bir yetenek: Empatlık. Dünyanın yükünü hafifletmek için seçilmiş olanlardan biri olan Nefes, Kenan’la karşılaştığında, kaderinin en büyük sınavıyla yüzleşti: Aşkın insanın ayaklarını yerden kesen sarhoş edici etkisi ile ağır bir sorumluluğun yükü arasında sıkışıp kalmak.....

Haydi Bebekler Sofraya
Çağlar boyunca anneden kızına bilgi aktarma modeli günümüzde yerini sosyal medyaya bıraktı. Bu bilgiler bazen doğru olsa da, kimi zaman anneleri mükemmeliyetle sınayan ve yanlış yönlendirmelere yol açan unsurlar da barındırabiliyor. Günümüz bilinçli ebeveynine rehber olması için yazılan bu kitap, onları her alanda mükemmel olmaya zorlayan çağımızda, anneliğin üzerine yüklenen vicdan baskısından kurtulmalarına ve nefes almalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Ebeveynlere bebeğinin yiyecekle tanışma sürecini nasıl daha dengeli, sağlıklı ve doğaya yakın bir şekilde yapabileceklerini pratik ve sade bir dille anlatmayı hedefliyor. Tüm yeni nesil ebeveynlere ulaşması dileğiyle...