
Yavaşça Acele Et
"KARARLARINI ALIRKEN ACELE ETME VE TEDBİRİ ELDEN BIRAKMA AMA KARARINI VERDİKTEN SONRA DA ONU HEMEN UYGULA." "Hiçbir şeyin anlamı yok." "Hayat berbat bir yer, uğraşmaya değmez." "Başaramayacağım, beğenilmeyeceğim, yetiştiremeyeceğim..." Dünya benzer karamsar düşüncelere sahip yüz binlerce insanla dönmeye devam ediyor. Zor bir çağda, geveze bir zihinle motive olmak, üretmek, odaklanmak ve huzurlu hissetmek kolay değil. Hedefiniz her ne olursa olsun düşünme sisteminizi yeniden şekillendirecek bu kitap tam da size göre... Yavaşça Acele Et kitabında hayatta kaybettiğiniz motivasyonu, anlamı ve ilerlemeyi nasıl inşa edeceğinizin yanıtlarını bulacaksınız. Tüm dünyada karşılık bulmuş etkili motivasyon teorileri ve değerleri yeniden inşa etme çalışmalarıyla birlikte kendi biricik yol haritanızı olu...

Ateşi Çalan Şair - Arthur Rimbaud
"Ölümsüz ruhum Verdiğin sözü tut Unut yalnız geceyi Ve yanan günü unut." – Arthur Rimbaud 19. yüzyılın yoksul ve isyankâr sokaklarında, zengin ve tutkulu sözcüklerle sembol yüklü bir karabulut gibi dolaşan büyük şair Arthur Rimbaud’nun tekinsiz ayak izlerinin anekdotudur bu kitap. Topluma ve entelektüel camiaya ısınamayan bir uyumsuz, yersiz yurtsuz bir yürüyüşçüdür o. Şiiri çok genç yaşlarda şehirde bırakıp sokaklardan çöllere geçse de yazdıkları edebiyat tarihinin akışını değiştirecek kadar özgün ve ateşliydi. Bir hayalperestin sınırları zorlayan yaşamına tanıklık etmek; özgürlük, tutku, aşk, acı, uyumsuzluk, delilik, dâhilik ve birçok şeyi derinden hissetmenizi sağlayacak. Arthur Rimbaud çağdaşlarının gözünde hep şöyle tarif edilmişti: O ŞİİRSEL BİR İSYANDIR!

Evreni Tersine Çevir ve Kazan 1
HİKÂYE TERSİNE ÇEVİRME YETENEĞİ YÜZÜNDEN SIRADAN İNSANLARDAN BİLE DAHA ZAYIF OLAN FLAMME, BİLİNMEYEN BİR SEBEPTEN DOLAYI TANRI TARAFINDAN KAHRAMAN PARTİSİ’NE SEÇİLİR. SAVAŞLARDA EKİBİN İŞİNE YARAMASA DA ELİNDEN GELENİ ORTAYA KOYAR. YİNE DE ONDAN NEFRET EDEN JEAN, ONA ZORBALIK ETMEYE DEVAM EDER VE FLAMME’İ BİR KÖLE TÜCCARINA SATAR. ANCAK FLAMME’İN BU UMUTSUZ DÜNYADA LANETLİ KILIÇ’I ELE GEÇİRMESİ HER ŞEYİ DEĞİŞTİRİR... FLAMME VE KÖLE OLARAK SATILDIĞI YERDE TANIŞTIĞI MİLKİT ADLI KIZIN KADERİ TAM ANLAMIYLA TERSİNE ÇEVRİLECEKTİ.

İmparatorun Kızı 4
"MEMNUN OLDUM LEYDİM." "SANA GÜVENİYORUM ASSİSİ!" KORUYUCU ŞÖVALYE… BENİM GİBİ SIRADAN BİRİ İÇİN ÇOK LÜKS BİR KELİME! PRENSES OLDUĞUMU HİSSETTİĞİM NADİR ANLAR VARDIR. ŞU AN DA ONLARDAN BİRİ. ARTIK GÜZEL GÜNLER GEÇİRECEĞİMİ DÜŞÜNÜYORDUM AMA BU ADAMIN YÜZÜNÜ GÖRMEK NEDEN BU KADAR ZOR? GÜNAYDIN DEDİKTEN SONRA ORTALIKTAN KAYBOLUYOR! BU BÖYLE OLMAMALI! ÇEVREMDE ÇOK FAZLA ERKEK VAR AMA BİRİ KAÇINIYOR, BİRİ FAZLA İLGİLENİYOR, BİRİ İSE ÇOK YORGUN GİBİ DAVRANIYOR... LÜTFEN BİRİ BANA ERKEKLERİN KALBİNDEN NELER GEÇTİĞİNİ ÖĞRETSİN! ROMANDA ÇÖZÜLEMEYEN HİKÂYE ŞİMDİ BURADA ÇÖZÜLÜYOR!

Beynimiz Neden Uçlarda Gezinir?
OLAĞAN PSİKOPATLAR ve İYİ PSİKOPATIN YAŞAM KILAVUZU kitaplarının yazarından Beynimiz nasıl evrimleşir ve neden gelişmez? Birkaç milyon yıl önce dünya tartışmasız daha basit olsa da, birçok yönden çok daha tehlikeliydi. Doğal seçilim bizi iki uçta dolanan, siyah beyaz düşünen beyinlerle donattı. Elbette bu bir tesadüf değildi çünkü ikicil beyin, riski tespit etmede oldukça ustaydı. Tehditleri analiz etme, duyusal ortamdaki değişikliklere yanıt verme yeteneği, bir tür olarak hayatta kalmamız için gerekliydi. O zamandan beri dünya gelişti ama biz maalesef pek değişemedik. Grinin değişik tonlarıyla karşı karşıya kalan beynimiz gördüğümüz, duyduğumuz ve deneyimlediğimiz şeyleri yönetebilir ancak iş basit kategorilere ayırmaya geldiğinde çıkışı zorlama eğilimi gösterir. Bizim için savaş ya da ka...

Herkes Saklar Yarasını
"Sırlarınızla ölmek mi istiyorsunuz, yoksa onları sır olmaktan çıkarıp yaşamak mı?" HERKES SAKLAR YARASINI, anlatacak bir dost ve kapanıp ağlayacak bir diz bulamayanların romanı. Dışarıdan hep mutlu ve güçlü görünenlerin kırılganlığının çarpıcı gerçeği. Ceyda tarafından terk edilen Faruk bir yandan aşk acısı çeker bir yandan da çocukluk travmaları ile uğraşır. Fakat o kendi bunalımının ortasındayken, sebebini sonradan anlayacağı bir hisle Celal’in peşine düşer. Bu takip onu Beyoğlu’nun arka sokaklarında garip bir pansiyona ulaştırır. "Tüm kırık kalplerin ortasında, ayaklarım çıplak, onlardan hiçbirine basmamaya çalışarak yürüyordum. Bu gece duyduklarımın hiçbir cümlesini unutmayacağıma emindim." Ağlamak için tanımadıkları insanların cenazelerine katılanlar, anlatmak için sağır ve dilsizler...

Kötü Kadın Bir Kukla 1
İMPARATORLUĞUN EN GÜZEL KIZI OLMASINA RAĞMEN LÜKS VE KÖTÜLÜKTEN BAŞKA BİR ŞEY BİLMEYEN PRENSES KAYENA HİLL... ZALİM ERKEK KARDEŞİ TAHTI ELE GEÇİREBİLMEK İÇİN KAYENA’YI BİR PİYON OLARAK KULLANDI VE SONUNDA DELİ KOCASI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜP KORKUNÇ BİR KADERE BOYUN EĞDİ. BÜTÜN BUNLAR O, PRENSES KAYENA OLMADAN ÖNCEYDİ. “SENİ İMPARATOR YAPACAĞIM.” “BENİ Mİ?” “KARŞILIĞINDA BENİ ÖZGÜR KIL.” ZEHİRLİ DİKENLERİ OLAN BİR GÜL, ÖLÜMÜ ÇAĞIRAN BİR GÜZELLİK... “YENİ HAYATIMDA KENDİM GİBİ YAŞAMAK İSTİYORUM.”

İmparatorun Kızı 5
“ASSİSİ, SANA YATAĞIMI ÖDÜNÇ VERECEĞİM. HADİ UZAN!” BİR PRENSESİN MUTLU BİR HAYATI OLACAĞINI KİM SÖYLEDİ? MUTLUYUM AMA ARTIK KORUYUCU ŞÖVALYEME BAKMAM GEREKİYOR... BU BİR PRENSESİN HAYATI OLAMAZ! İKİ YILDIR ODAMIN ÖNÜNDE NÖBET TUTAN ŞÖVALYEMİ BU ŞEKİLDE BIRAKAMAM DEĞİL Mİ? PEKİ AMA SEN NEDEN BU KADAR ALINGANSIN BABA? YOKSA SIRF ŞÖVALYEMİ ÖNEMSİYORUM DİYE Mİ BANA KÜSTÜN? GERÇEKTEN AMA… ÇOCUK OLAN BENİM. NEDEN BENİM ÜÇ OĞLAN ÇOCUĞUNA BAKMAM GEREKİYOR! HAYATIM BÖYLE BİTMEYECEK, DEĞİL Mİ? ROMANDA ÇÖZÜLEMEYEN HİKÂYE ŞİMDİ BURADA ÇÖZÜLÜYOR!

Terk Edilmiş İmparatoriçe 1
SENİ SEVMENİN BEDELİ İDAMDI ARİSTİA LA MONİQUE - İMPARATORUN EŞİ OLMAK İÇİN DOĞAN KIZ... YILLAR ÖNCE ORTAYA SÜRÜLEN BİR KEHANET SEBEBİYLE İMPARATORİÇE ADAYI OLARAK BÜYÜTÜLEN ARİSTİA, İMPARATORİÇELİK TAHTINI VE İMPARATORUN SEVGİSİNİ BAŞKA BİR DÜNYADAN GELEN JİEUN’A KAPTIRARAK HAKSIZLIĞA UĞRAR VE ÖLDÜRÜLÜR. ANCAK ARİSTİA GÖZLERİNİ YENİDEN AÇTIĞINDA ON YAŞINA GERİ DÖNDÜĞÜNÜ FARK EDER. BU, TANRI’NIN ONA VERDİĞİ YENİ BİR ŞANSTIR. ARİSTİA, RUB’A YENİDEN ÂŞIK OLMAMAK VE BABASIYLA OLAN İLİŞKİSİNİ DÜZELTMEK İÇİN ÇABALAR!

Beni Kim Öldürdü
“Yumruklanan kapıya doğru yöneldi, elini atacaktı ki aniden açıldı. Heyecanla yerinden sıçradı. Gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalakaldı. ‘Kimsiniz, çekin şu ışığı gözümden!’ diye bağırdı. Cevap gelmedi. İki üniformalı polis boş gözlerle çevreye baktı ve sonra biri heyecanla seslendi: ‘Engin Başkomiser’im gelin. Burada biri var.’” Peki onu kim öldürdü?

İşte Hastane
Türkiye’de özel hastanecilik denince akla gelen ilk isimlerdendir, Yaşar Yıldırım... İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde eğitimini tamamlayan Yıldırım, Wyeth İlaç Sanayii’nde yaklaşık 25 yıl boyunca yönetimin tüm kadrolarında görev alarak genel müdür olmuştur. Yıldırım, ilaç sanayiinden sonra Türkiye’de"Mükemmeliyet Merkezi" olarak da anılan ilk özel hastane International Hospital’ın kuruluşunda yer alarak mesleğine hastanecilik ile devam etmiştir. Özel hastanecilikte; hekimlik ve hemşirelik hizmetlerinin yönetim modellemelerinden uluslararası sağlık politika ve yatırımlarının oluşumuna, sağlıkta insan kaynağı yönetiminden sağlık turizmine kadar sektöre devrim niteliğinde birçok konuda katkılar sağlamıştır. Sağlık politikalarının, uluslararası standartlardaki sağlık teknolojileri...

Günlük Mucizelerin Küçük Kursu
"Kökünü değiştirmeden meyveyi değiştiremezsin." Stephen R. Covey Günlük mutluluğumuz, çoğu zaman farkına varmadığımız küçük ritüellerle desteklenir. Bir fincan kahve içmek, birini selamlamak, arkadaşlarla buluşmak... Tüm bu eylemleri hayatın bize sunduğu her anı kutlayarak gerçekleştiriyorsak dönüştürücü ve belirleyici olabilirler. Bilgelerin dediği gibi, hayatımıza geri dönüp baktığımızda aklımızda kalan anlar, gerçekten en önemli olanlardır. Günlük mucizelerin bu küçük kursu, işte bu anlarda mutlu olmaya bir davettir.Bu kitabın amacı, şüphesiz ki mutlu olduğumuzun farkına varmak için son günlerimizi beklemek zorunda olmamaktır. Bunun yerine her günün her bir dakikası paha biçilemez ve eşsizmiş gibi bu yaşama sevincini bu andan itibaren taşımaktır.

İntihar Ormanı
"ŞİMDİ ANİDEN ÖLSEM OTOPSİ RAPORUMDA BİNLERCE CÜMLE ÇIKAR, SÖYLEMEYİP İÇİME ATTIĞIM. SUSMAK DA BİR ÇEŞİT İNTİHARMIŞ MEĞER." Düşüncesine dahi katlanamayıp başına gelirse öleceğini sandığı her şeye alışıyor insan. Dayanamam dediğin ne varsa ayağına yarım numara küçük bir ayakkabıyla uzun mesafe yürümek kadar canını acıtıyor en fazla. Ölümün en onursuz şekli belki de acıya alışmak. Acıya direnmekten bahsetmiyorum. Direnmek, acının varlığını kabullenmeyi gerektirir. Oysa alıştığın şeyin varlığını da kanıksarsın. Mücadele yoktur direnmekteki gibi. Boyun eğersin. Hatta bir zaman gelir, varlığını umursamazsın bile. Ben bu acıya alışmak yerine kıvranarak ölmeyi dilerdim.

Son İnsan Medeniyeti
Gerçek Medeniyet, İnsanı İmha Değil İnşa Eder Medeniyet, bir toplumdan ve sınırları olan bir ülkeden daha geniş bir kavramdır. Bu nedenle bir milleti de aşan genişlikte toplulukların ortaya koyduğu her şeyi, medeniyetin içine dahil etmek mümkündür. Hangi topluluk, neyi temel alırsa, medeniyetini de onun üzerine kurar. Batı, özellikle 17’nci yüzyıldan beri pozitif bilimleri temel aldı ve bilimi din boyutuna yükseltirken, insanı ise evrimleşmiş bir hayvan türüne indirgedi. Basit fiziksel ihtiyaçlarla insanı tanımlayarak ona bir medeniyet vermeye çalıştı. Gelinen noktada ister sosyalist ister kapitalist bir yaklaşımla kurulmak istensin, Batı’nın dayattığı medeniyet, insanı anlayamadı, ihtiyaçlarını karşılayamadı, sorularına cevap bulamadı. İnsanı anlayan medeniyet, “insan medeniyeti” olan “İs...

Altı Çeşit İlişkide Şifa
“Hayat bir öğrenme sürecidir.” Kendini eleştirmekten vazgeçip hatalarını, pişmanlıklarını, yaralarını, öfkeni, kırgınlığını affedebilir misin? Yaşamla ilk ve en köklü bağlarının tohumlarını atan anneni ve babanı yargılamaktan ve suçlamaktan vazgeçip onları olduğu gibi kabul edebilir misin? Akranlarından gördüğün zorbalığı, bu ilişkilerden aldığın yaraları, kıskançlıkları geride bırakabilir misin, onlarla girdiğin amaçsız ve yıpratıcı yarışı terk edebilir misin? Toplumun bir parçası olmak için kendinden evvel ötekileri memnun etme çabasından, başkası için kendinden vazgeçme alışkanlığından kurtulabilir misin? Hayat arkadaşınla, yaşamın en kıymetli ve öğretici yolunu yürüdüğünü fark edip, onun sana seni aynaladığını görebilir misin? Yaratıcıyla arandaki bağları yeniden kurmayı, tüm kalbinle ...

Aşkın Kimyası
Aşk bir durumdur, bozukluk değil. Neredeyse her insanın yaşadığı, zaman zaman kendini içinde bulduğu bir haldir. Ancak yaygınlığına rağmen, birçok insan için aşk acılı, kederli ve kaygılı bir süreçtir. İşte tam da bu nedenle, yapısında "bozulma" potansiyeli taşıdığı söylenebilir. Aşk bir bozukluk değilse de, insanın normali de değildir. Yani insan âşıkken, biyolojik olarak normali dışında, farklılık gösterir. Söz konusu bu biyolojik fark, psikolojik, davranışsal, fizyolojik ve bilişsel farklılıklara da yol açar kuşkusuz. "Âşık bir insan, tam olarak kendinde değildir, yargılama yetisi bozulmuştur!" demek hiç de yanlış bir tarif olmaz. Bu nedenle âşık kişi, çeşitli istenmeyen durumlara açık ve duyarlı hale gelebilir. Aşkı zor hale getiren bir diğer özelliği de istemli cereyan ediyor olmaması...

Endülüs'ten Osmanlı'ya Paraya Yön Veren Yahudi Bankerler
"Hususi birtakım şartlar Avrupa Yahudiliği ve Osmanlıları, Haçlı Hıristiyan Avrupa karşısında bir nevi dayanışma ve işbirliğine sevk etti. Asırlardır birlikte var olmak suretiyle iç içe geçmiş ortak tecrübeler ve olumlu hatıralar Türkler ve Yahudileri dostlukla birleştiren bir aile yapmıştır." Halil İnalcık "Elinizdeki kitap sizi 16. yüzyılın ihmal edilmiş önemli olayları ve dramları ile buluşturuyor." Andrée Aelion Brooks Yazar-Gazeteci-Eğitimci • Bankerlik 16. yüzyılda nasıl bir şeydi? • Osmanlı bankerlerden nasıl etkilendi? • Neden Kanuni ve II. Selim Joseph Nasi’ye müteferrik, Andros Lordu, Tiberias Lordu ve Nakşa Dükü gibi çok önemli unvanlar verdi ve Fransız Kralı’ndan alacaklarını takip etti? • Dona Gracia ve Joseph Nasi hakkında neden resmi tarihte hiç bahis yok? • Sokollu Mehmed P...

Marie Louise Von Franz Kendi Üzerinde Samimiyetle Çalışanlar Yeni Bir Mabet İnşa Eder
“BİREYLEŞMENİN AMACI, KENDİ YAŞAMININ FARKINDA VE BUNDAN SORUMLU OLAN, TAM BİR İNSAN İNŞA ETMEKTİR.” – MARIE-LOUISE VON FRANZ Carl Gustav Jung’un yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Marie-Louise von Franz’ın zengin entelektüel mirasını mercek altına alan bu kitap, derinlikli bir keşif sunuyor. “Kendini bilmek” ile başlayan bu keşif, bilinçdışı sembollerin rehberliğinde rüyalardan geçerek masallarda gizli evrensel hakikatlere, eski simyacıların fırınlarından kolektif bilinçdışının arketiplerine uzanıyor. Von Franz’ın temel fikirlerini tanıtmayı amaçlayan bu kitapta arketipler, gölge, anima gibi kavramların karmaşık dinamikleri incelenerek insanın psişesine dair derin bir kavrayışın ipuçları sunuluyor. Ayrıca, kadim bir sanat olan simyanın kişisel veya ruhsal dönüşüm sürecindeki önemi in...

Hipokampüsü Küçük Bir Kadının Anıları
Bir ayrılığın ardından yeniden âşık olmak kaçınılmazdır. Çünkü otoparktaki erik ağacının kış güneşine aldanması lazımdır. Çünkü o çiçeklerin cemre fırtınasından önce açması gerekir. Çünkü zayıflar güçlülerden ancak böyle ayrılır ve en lezzetli meyveler de böyle yetişir. Çünkü "Tanrı zar atmaz!" ve her şey büyük planın bir parçasıdır. Eksik olan, hiç kimsenin bunu yere düşen çiçeklere söylememesidir... Elinizdeki kitap "Neden?" sorusuna gerçek bir cevap arayan içtenlikli bir kavrayışın hikâyesidir. Neli, başarılı bir iş insanı, mücadeleci, güçlü bir kadın ve iyi bir anneydi... Ancak sadakatsiz, hoyrat ve seks düşkünü eşine, çocuklarına rağmen tahammül etmesi gerekmediğini anladığında zaten yorgun düşmüştü. Yine de boşanmanın yükünü kaldırabilirdi, çocuklarınınkini de... Peki ya yeni bir aşk...

Portekiz
İçimde şiddetli bir sigara alma isteği vardı. İki yıldır ağzıma tek bir sigara koymamışken… Aslında bu festivale davetli olmaktan gerçekten memnundum. Gelmeyeli yirmi yılı geçmişti. Bu ülkeye bir yetişkin olarak attığım ilk adımlarımdı. Büyülenmiştim ve mutluydum. Bu ansızın gökten düşen tuhaf öfkenin ve ardından gelen tatlı melankolinin nereden çıktığını kendi kendime soruyordum. Hayatı griye dönen çizgi roman yazarı Simon Muchat, esin sıkıntısı çekmekle birlikte varlığının da anlamını yitirmiş gibidir. Birkaç günlüğüne Portekiz’e davet edildiği sırada karşısına hiç ummadığı şeyler çıkar; çocukluğundan kalma kokular, tatilden kalma kahkaha ezgileri, unutulmuş –belki de terk edilmiş– bir ailenin ışıltılı sıcaklığı... Peki ya Muchat’ların sırrı ne? Simon neden kendini hiçbir yere ait hissed...

Brodeck Raporu (Ciltli)
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NIN HENÜZ BİTTİĞİ VE BELİRSİZLİKLERİN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ GÜNLERDE, BİR YABANCI, SINIR KÖYLERİNDEN BİRİNDE KÖYLÜLER TARAFINDAN İNFAZ EDİLİR. KATİLLER BRODECK’TEN KONUYU DEVLET OTORİTESİNE SUNACAKLARI BİR RAPOR YAZMASINI İSTERLER. Philippe Claudel’in aynı isimli ödüllü romanının bu çizgi roman adaptasyonunda, Fransız çizgi romanının son süper starı Manu Larcenet, bütün yeteneği ve kalitesini konuşturuyor. Çoktan dünya çizgi roman klasikleri arasına giren ve daha önce 2 cilt halinde yayımladığımız bu müthiş eser şimdi tek bir kitapta, yepyeni edisyonuyla huzurlarınızda.

Irmina
BİR MODERN TARİH HİKÂYESİ 1930’ların ortasında, Irmina adlı genç ve hırslı bir Alman, Londra’ya yerleşir. Bir kokteylde, Oxford’a giren ilk siyahi öğrenci olan ve tıpkı Irmina gibi kendi bağımsız varlığını yaşamaya çalışan Howard Green ile tanışır. Ancak ilişkileri, Irmina’nın Hitler Almanyasına dönmek zorunda kalması yüzünden beklenmedik bir şekilde sonlanır. Savaş çıkıp Howard’la iletişimi tamamen kopunca, Irmina aradığı refaha kavuşmak için hayallerinden vazgeçmekten başka çaresinin kalmadığını anlar. Barbara Yelin, ödüllü çizgiromanı Irmina’da gerçek bir hikâyeye dayanarak olaylara geniş açıdan bakabilmeyi başarıyor. Eşsiz bir sanat eseri olan bu eser, savaş zamanı Almanyasının baskıcı atmosferini mükemmel bir şekilde yansıtıyor ve şu can alıcı sorunun izinden gidiyor: Hayaller kuran, ...

Yeryüzü Misafiri
Ey insan. Misafirsin. Kıymetini bil zamanının, her şeyin. Çok sev, âşık ol; öğren okumayı kâinat kitabını. Tanrı’nın Yaşam Kılavuzu kitabıyla bizi gölgemiz gibi takip eden kaderimizle ilişkimizi güzelleştirmeye davet eden Ünal Ersözlü, bu kez yeryüzünde bir misafir olan insanı kendine dönmeye çağırıyor. Şeyh Galip’in "Kendine iyi bak çünkü âlemin özüsün sen" sözleriyle açılan Yeryüzü Misafiri, âlemin özü olan insanın kendini bilmekle neler yapabileceğine dair bir kitap. İnsan, hayatın gelip geçiciliğinde bir mana bulmak hem de bu yeryüzü misafirliğini en dolu şekilde yaşamak için ne yapmalı? Ünal Ersözlü tarihten filozofların, sufilerin, sanatçıların ve bilgelerin anlatılarından aldığı rüzgârı insanın yaşamını daha iyi yapma çabası için kullanıyor.

Schrödınger İn Kedisi Neden Şizofren Oldu ?
Schrödinger'in bahtsız kedisinin kaderini kim yazdı? Doğayı gözler miyiz yoksa doğa da bizim gözlediğimizi bilir mi? Zihin maddeye uzaktan etki edebilir mi? Dua ve iyi dileklerin başkasının sağlığı üzerinde etkisi olabilir mi? Nefret ve beddua mı etkilidir, dua mı? Niyetle zihnen kaşıkları bükmek mümkün müdür? Birisi sizin zihninizi kontrol ediyor olabilir mi? Kendiliğinden yangın çıkan evlerde suçlu kimdir? Âşıklar ruhen olduğu gibi zihnen de bağlı mıdırlar? Bilinçsiz atomlar nasıl beyni oluşturup içine bilinç yüklüyorlar? Bilincin atom altı ve evrensel ölçekte karşılığı var mıdır? Kuantum fiziği et beyinde bilinci oluşturuyor olabilir mi? Kuantum fiziği düşünce dünyamızı nasıl değiştirdi? Paralel evrenler gerçek midir yoksa sa