Destek Yayınları
Geçecek Mi?
Bu dünyaya "beklenti olmaya" gelmedim. Bu dünyaya başkası olmaya, ezberlere uymaya, hep aynı şarkıyı duymaya gelmedim... Sertçe göğsüme oturan bu ağrıya dokunabilirsem geçecek. Kaçmadan, acısını yok saymadan, kendime kızıp canımı daha çok yakmadan, yargılayıp daha derine bastırmasam geçecek. Geleni bir kabul edip, onunla canım yanarken konuşursam geçecek. Her sözünü yol göstersin diye aklıma bırakırsam, kalan izini iyileşsin diye zamana bırakırsam geçecek. Hemen geçsin diye kovmadan, tekrar gelir diye korkmadan, hep üst üste gelir diye kapanmadan, hep benim başıma gelir diye kaçmadan yüzleşirsem geçecek. Dokuna dokuna, konuşa konuşa, evet ağlaya ağlaya geçecek. Ağlarken kendime şefkat gösterirsem geçecek. İyileşmeden iyi olmuşum gibi yapmadan, daha önce kendimi nasıl ayağa kaldırdığımı unu...
Destek Yayınları
Bu Rol Senin
Sınırlarını fark edersen onu aşabilirsin! Uzun yılların birikim ve deneyimi, bir kitapta toplanıyor. Harika Uygur oyunculara ve oyuncu adaylarına kariyerlerinin başlangıcından sonuna dek kullanabilecekleri bir el rehberiyle merhaba diyor. Deneme çekimi nedir? Doğru kıyafet seçimi! Uygun makyajın püf noktaları! Ajans ve cast direktörü neye karşılık gelir? Role nasıl hazırlanmalı, anda ve rolde nasıl kalmalı? Sözleşme ve anlaşma yaparken dikkat etmeniz gereken noktalar! Meditasyon ve hazırlık sürecinin yönetimi! Bu el rehberini edinerek en önemli yatırımı yaptınız. O halde başlayalım ve o cümleye kendimizi hazırlayalım: "Bu rol senin!"
Destek Yayınları
Kurşunların Sesiyle Ölen İsimsiz Bebek
Okumak mı, Anlamak mı? Şiirleri ilk kez okuduğumda formdan daha çok içeriği takıldı kafama. "Ne çok ölüm var içinde" dedim kendi kendime. Ölüm tüm anlatıların başrolüydü sanki... Ama okumaya devam ettikçe "ölüm" imgesinin aslında yaşamayı ve yaşatmayı arzulayan bir ruhun çığlığı olduğunu anladım. Yaşamın verdiği en büyük ders ölümdür derler. Şiirlerin sanki "Ders alın!" dercesine gerçekleri yüzümüze vurduğunu gördüm. Yaşamanın, hakkıyla, layıkıyla, insanca yaşamanın avucunda kor ateş taşımak kadar zor olduğu bir coğrafya ve kültürde ölümün kendisini esir alamayacağını haykıran bir hassas ruh duydum. İlk kez ölümle, acılarla, travmalarla yaşamayı ve yaşamın adı olan aşkı bu denli canlı anlatan vefalı bir ses duydum. Aleni olmayan, ortaya dökülmeyen, iki kişi arasında vefalı bir içses... Oku...
Athica Books
Kütüphaneyi Kurtaran Kedi
İRADE, EN KARANLIK YOLLARDA BİLE IŞIĞINI YANINDA TAŞIMAKTIR. “Kendi kararlarını vermek, kendi eylemlerinin sorumluluğunu taşımak zor iştir. O zaman en kolayı düşünmeyi bırakmak ve her şeyi bir başkasına devretmek olur. Böylece insan, bizzat kendi içinde biriktirdiği gerçeği de feda eder.” Bu kez kütüphane tehlikede! Birileri insanlara değerleri unutturmaya karar verdi. Klasik eserleri topluyor, ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Kitaplar unutulursa, değerler unutulur. Üstelik “yeni kitaplar” diyerek içi boş kitaplar basılıyor. Dünyanın renkleri tehlike altında. Her şey griye dönüşüyor. Tüm insanlar, arzuların bataklığına çekilmeye çalışılıyor... Peki bunu başarabilecekler mi? Küçük bir öğrenci ve bir tekir kedi, bunu engelleyebilecek mi? Milyonlarca satan kitapların yazarı Sosuke Natsukawa, ...
Athica Books
Günde Bir Doz Kedi
20’den fazla dile çevrilen Japonya’nın çok satan kitabı Kyoto’nun karmakarışık caddelerinde bir dedikodu kulaktan kulağa yayılıyor. Sorunlarına çözüm bulamayanlar, hayat mücadelesinde yorgun düşenler, sevgilisiyle sıkıntı yaşayanlar hatta ebeveynlerinden şikâyetçi olan ergenler bile... Hepsi “birinin tanıdığı birinden, birinin duyup başka birine söylediğini duyduğu birinden” duyarak bu kliniğe geliyor. Her şeyin ilacı bir doz kedi olabilir mi? Gerçek şu ki kediler sandığınızdan çok farklı hayvanlar olabilir. Siz onları unutsanız da sizi unutmayabilirler ve siz unutmak istemeseniz de onların sizin unutmanızı isteme hakları vardır. Kedilerle insanların ilişkisi, hiç bu kadar çarpıcı ve masalsı dile getirilmemişti... Çağdaş Japon edebiyatının güçlü kalemi Syou Ishida, Günde Bir Doz Kedi’de ge...
Athica Books
Arkadaşı Suçlamak 2
Türkiye’de çok sevilen Zamanı Aşıp Sana Geleceğim kitabının yazarından... “SÖYLESENE, HÂLÂ ARKADAŞ MIYIZ? AKRAN ZORBALIĞI, ÇAĞIMIZIN EN ÖNEMLİ SORUNLARINDAN BİRİ... Akran zorbalığı ile başlayan ve iftira ile süren bir hikâye, günümüz insanının acımasız yönüyle birleşince bir hayatı karartabiliyor. Yaşı küçük olsa bile bir öğrenci, akranları ve sosyal medya tarafından linç edilmekten kurtulamıyor. Ebeveynler bir yandan bu yeni kuşağı “tembel” ve “fazla talepkâr” bulurken, diğer yandan onlar için tüm imkânları seferber etmeye çalışıyor. Anne ve babalar, tüm hayatlarını çocuklarına adamak için çabalarken bilmiyorlar ki, onlar gitgide yalnızlaşıyor. Çağdaş Güney Kore edebiyatının güçlü kalemi Lee Kkoch-Nim, Arkadaşı Suçlamak romanında olduğu gibi, Arkadaşı Suçlamak 2’de de günümüz insanını ve ...
Athica Books
Arkadaşı Suçlamak
BAŞ ŞÜPHELİ ON YEDİ YAŞINDA BİR KIZ En yakın arkadaşım Sõın’ın cesedi okulun arkasındaki boş arazide bulundu. Arkadaşımı kim öldürmüş olabilir? Ezici bir sürükleyici güç, çalkantılı gelişmeler... Ve sonu tahmin edilemez, şaşırtıcı bir hikâye. "Roman, hakikat ve inanç üzerine bir hikâyeden oluşuyor. Sık sık hakikat üzerine kafa yorarım. Hakikat, gerçekte olduğu gibi midir, yoksa insanların olmasını istediği gibi mi şekillenir? Hikâye, işte bu noktadan yola çıktı." – Lee Kkoch-Nim
Destek Yayınları
Yalanın Siyaseti (Gözden Geçirilmiş 25. Baskı)
“Yalanın Siyaseti post-truth (hakikatin gizlenmesi, yalanın meşrulaştırılması, hileye başvurulması) denilen kavramı her yönüyle ele alıyor. Kitabı şiddetle tavsiye ederim, siyasete, medyaya bakışınız değişecektir.” - Mehmet Tezkan, Milliyet, 2018 “Yalın Alpay’ın kitabını okuyun. Trump’ı anlayacaksınız. Türkiye’nin durumunu da göreceksiniz. Ülkenizi çok iyi anlayacaksınız. Ve dinlediğiniz yalanları, yalancının yüzüne çarpma isteğiniz nasıl bir karara dönüşecek, göreceksiniz...” - Erdal Atabek, Cumhuriyet, 2017 “Yalın Alpay’ın Yalanın Siyaseti adlı çok değerli kitabından yararlandım, alıntılar yaptım.” - Güneri Cıvaoğlu, Milliyet, 2017 “Yalın Alpay’ın Yalanın Siyaseti kitabının her sayfasını merakla okur ve sevinçle ‘tüketemezken’, hakikatin önemsizleş(tiril)mesinin, yalanı kabullenişten de ...
Kara Karga Yayınları
Mübarek Mahluk Efendi
Bu metni bir sahaf gezisine borçluyuz. Üsküdar’da bir sahafta küçük bir sandık içerisinde karşımıza çıkan, elyazısıyla yazılmış sayfalar, müsveddeler, not kâğıtları, defterlerden oluşan "evrak-ı metruke" ve bazı eşyalar bizi sıra dışı bir yolculuğa çıkardı... Ya genel çerçevesi iyi düşünülmüş, gerçekle hayalin iç içe geçtiği "fantastik" bir anlatıyla karşı karşıyayız ya da inanılması güç görünse de kazı yapmayı gerektirecek kadar önemli doğaüstü bir vakanın ipuçlarıyla…
Destek Yayınları
Babam İçin
"Babam bana hayatımın en güzel hediyesini verdi, bana inandı." Sıra dışı yetiştirme tarzıyla, oğlunu antrenör gibi hayata hazırlayan bir baba ile babasının hayalini gerçekleştirmek için hiçbir mücadeleden kaçınmayan İzzet Pinto’nun hikâyesini okurken kimi zaman duygulanacak, kimi zaman hayrete düşeceksiniz. Hatta zaman zaman onun adına yorulup pes etmesini bile isteyeceksiniz. Onun Bangkok’taki işportacılık günlerinden, Türk dizilerini dünyaya açarak sektörde yılın adamı seçilmesine kadar uzanan inişli çıkışlı öyküsünde büyüleyici bir azmin ne mucizeler yaratabildiğine tanıklık edeceksiniz. "İflah olmaz seri girişimci, çalışkan, iyimser, cesur, pes etmeyen İzzet’in ilham veren nefes kesici hikâyesi! Şans kapısını çalsın diye her imkânı gören, değerlendiren, hiç yılmayan ve en önemlisi aile...
Kara Karga Yayınları
Müstakil Eylem
"Uykuyla görürüz. Uykuyla düşleriz. Uykuyla okur, gezer, yazarız. Şiirin insanın anayurdu olması gibi uyku da insanın çocukluğudur. Sokağı, okulu, arkadaşı, aşkı- dır. Anne gibi anlayışlı, şiir gibi kavrayışlı ve masal kadar yatıştırıcıdır. Uykuyu göze almalı, uykuyla insan kendi seyrine bakmalı, hep şiirle kalınmaz ya, gelince hiç ikiletmeden biraz da uykuyla kalmalı, uyuyakalmalı. Harfler de, dizeler de, yazı da. Varlık uykunun olmalı." -Haydar Ergülen Uyku... Hayatımızdan çalan bir düşman mı yoksa gerçekten kendimiz olabildiğimiz, kendimizle olabildiğimiz tek zaman mı? Bazen davetsiz bir misafir bazen çağrılsa da gelmeyen... Bazen düşülen bazen kalınan... Herkesin uykuya ve uyumaya dair deneyimi biricik. Bu kitapta uykunun her halini bulacaksınız. Sümer Kral Destanları’ndaki uyku ile il...
Kara Karga Yayınları
50 Maddede Veganlık
İnsan neden vegan olur? Her şey tamam da peyniri de mi bırakacağız? Veganlar bal da mı yemiyor? Etin veganı olur mu? Veganlar sadece ot mu yiyor? Bitkilerin canı var mı? Vegan olmak çok mu pahalı? Veganlık trend mi, yaşam biçimi mi, inanç mı, politik duruş mu? 50 Maddede Veganlık, Emel Ernalbant ve Hazal Yılmaz’ın yıllar süren vegan deneyimlerinin sonucunda derledikleri bir kılavuz olma özelliği taşıyor. Vegan jargondan yemek tariflerine, vegan kozmetikten sürdürülebilir moda anlayışına, karbon ayak izinizi azaltacak pratik çözüm önerilerinden veganizmle ilgili akılları karıştıran tüm soruların cevaplarına kadar vegan olmanın ABC’sini bulabileceğiniz kapsamlı bir rehber. Giderek plastikle kaplanan, kaynakları azalan, canlı türleri yok olan dünyayı yeniden yaşanabilir hale getirmek imkansız...
Berserk 15
Tutulma’nın üzerinden iki yıl geçer. Kara Savaşçı Guts, “Sisli Vadi’nin Elfleri” tarafından yağmalanan bir köye ulaşır. İnsanları yiyen ve çocukları kaçıran elflere tanıklık eden Guts, boynuna kazınmış olan kurban damgasının önüne çıkardığı yaratıklarla mücadele eder. Köylüler tarafından zorbalığa uğrayan Jill ise elflerin kraliçesinin, çocukluk arkadaşı Rosine olduğunu öğrenir. Bir yanda elfler tarafından kaçırılan Jill, diğer yanda müritlerin peşinde olan Guts’ın yolculuğu beklenmedik maceralarla şekillenir.
Berserk 14
Guts ve Casca, İskelet Şövalye’nin yardımıyla “Tutulma” girdabından kaçmayı başarır. Guts pes etmenin eşiğine gelir, Casca ise akıl sağlığını yitirir. Bedenlerine kazınmış olan “damga” kötü ruhları çağırır ve uykusuz gecelerinin sebebi olur. Çelik bir takma kol ve Demirci Godo’nun verdiği devasa kılıç “Ejderkesen”i kuşanan Guts, Kara Savaşçı olarak intikam yolculuğuna çıkar! Altın Çağ Dönemi’nden, Kefaret Bölümleri’ne!
Berserk 13
Griffith’in çaresizliği Godhand’in yeryüzüne inmesini tetikler ve “Tutulma” başlar! Yeryüzünü kaplayacak kadar çok sayıda tuhaf yaratık dört bir yana saçılır. Korkunç bir mücadelenin ortasında kalan Şahin Ekibi, Griffith’in hırsının kurbanı olur. Birçok kayıp verseler de Guts, içine düştükleri umutsuz manzaraya karşı direnmeye devam eder. Gözlerinin önünde değişime uğrayan ve yok olan dostları, sevdiği kadının ellerinden kayıp gitmesi Guts’ın içindeki mücadele arzusunu yükseltir. Bu trajedi, Altın Çağ’ın sonunun habercisi olacaktır!..
Athica Books
Ölüm Ağacı: Ölüler Diyarının Meyvesi 3
TÜM ÖLÜMSÜZLER AVLANACAK! NAWA İLE ÖLÜM TANRISI REN, ÖLÜMSÜZ HALE GELEN İNSANLARIN ACISINI DİNDİRMEK İÇİN SAVAŞMAYA DEVAM EDER. ÖLÜMSÜZLER’İN KRALI YUE’NİN ORTAYA ÇIKMASIYLA LANETİN GİZEMİ ÇÖZÜLÜR. İNSANLAR, ÖLÜMSÜZLER VE ÖLÜM TANRISI ARASINDA SÜREN DÖRT BİN YILLIK SAVAŞ, NİHAYET ÇÖZÜLME NOKTASINA ULAŞIR
Athica Books
Ölüm Ağacı: Ölüler Diyarının Meyvesi 2
HER İNSAN ÖLÜMSÜZLÜĞÜN CAZİBESİNE KAPILIR... TOPLUM İÇİNDE GİZLENEN ÖLÜMSÜZLER, EBEDİ HAYAT İSTEYEN İNSANLARA YOMOTSUHEGUİ’NİN MEYVESİNİ VEREREK YOLDAŞLARININ SAYISINI ARTIRMAKTADIR. ANCAK SONSUZ YAŞAM VAADİ ASLINDA LANETİN TA KENDİSİDİR… ÖLÜM TANRISI REN’İN ÖZEL GÜÇLER BAHŞETTİĞİ NAWA, İNSAN HAYATININ YANLIŞ ELLERDE KULLANILMASINI ENGELLEMEK İÇİN ÖLÜMSÜZLER’İ AVLAMAYA BAŞLAR.
Athica Books
Ölüm Ağacı: Ölüler Diyarının Meyvesi 1
EBEDİ YAŞAMLA LANETLENMİŞ BİR İNSAN İLE ÖLÜM TANRISI'NIN DESTANSI MÜCADELESİ!.. ESKİ POLİS MEMURU NAWA, AİLESİNİ KAYBETMİŞ OLMANIN ACISIYLA HERKESTEN UZAK YAŞAMAKTADIR. BİR GÜN, YOMOTSUHEGUİ AĞACININ ÖLÜMSÜZLÜK MEYVESİNİ GİZLİCE KULLANAN "ÖLÜMSÜZLER" İLE TANIŞIR. BU KARŞILAŞMA, NAWA'YI ÖLÜM TANRISI REN İLE BİRLİKTE APANSIZ BİR MACERAYA SÜRÜKLER...
Destek Yayınları
Duygusal Zorbalık: “Senin İçin Söylüyorum”
“Kimse kendi zincirlerini sevmez, ama onlar› takanlar› sever.” - Friedrich Nietzsche Ya avuçlarımın arasında tuttuğum o sımsıcak el yalansa! Ya sırtımı dayadığım bu dağ gibi dostluk bir planın parçasıysa! Ya benimle kurduğu bu yakınlık kazanmak istediği bir oyunun stratejisinden ibaretse! Ya beni sevdiği için değil de işine yaradığım için yanımdaysa! Ya ben sevgiyle, aşkla ve dostlukla istismar ediliyorsam! Bu acı deneyimlerin başıma gelme ihtimali mi var mı? Tabii ki var. Her an ihanete uğrama ihtimalimiz var. Her an her şey olabilir. Güvendiğimiz dağlara karlar yağabilir, bıçak en yakınımızın elinde duruyor olabilir, tutunduğumuz dallar çat diye kırılıverebilir. Bu kitap, bir varoluş savaşına dönüşen “ötekini” yenme, alt etme, geçme ve böylece yaşamda kendine bir yer açıp hayatta kalma s...



