Destek Yayınları
Kadınlar Sıcak Erkekler Soğuk Sever
İlişkilerin doğası karmaşıktır. İnişleri çıkışları vardır. Kadınla erkek arasında işler her zaman yolunda gitmeyebilir, tıpkı hayat gibi... İlişkiler bazen sıcaktır, içinizi ısıtır, bazen soğuktur ürpertir. Her ilişkinin kendince bir ritmi vardır ve hep değişkendir. Kadınla erkeğin doğası birbirine hiç benzemez. Problem çözme becerileri, yalnızlıkla başa çıkma yolları, ilişkiden beklentileri, iletişim modelleri, cinselliğe bakışları ve motivasyonları çok farklıdır. Bir kadını elde etmenin yolu ondan uzak durmak yerine ona ilgi göstermekken, bir erkeği elde etmek için dozu iyi ayarlanmış mesafelere ihtiyaç vardır. Çok satan Düştüğünde Kalkarsan Hayat Güzeldir, Kararı Ben Veririm ve Süt Lekesi kitaplarının yazarı Uzman Psikolog Esra Ezmeci, bu kez kadın erkek ilişkilerinin doğasını ve dinami...
Destek Yayınları
Zohar'ın Temel Öğretisi
Zohar, Kabala’nın temel metnidir. Kabala ise tüm insanlığın manevi mirası... İçimizdeki potansiyelden tam anlamıyla faydalanmak istiyorsak, gündelik bilinçle içsel dönüştürücü güçler arasında bir tür köprüye gereksinim duyduğumuzu söyler Kabala. Zohar tam da bu köprüdür işte. Binlerce yıldır hiçbir kitap, Zohar’dan daha fazla gizem barındırmamış ve yine hiçbir kitap insanlığa daha büyük bir bilgelik sunmamıştır. Seçkin kabalistlerden Rav P. S. Berg, Zohar’ın Temel Öğretisi adlı bu kitapta kötülük, kurtuluş, insan ilişkileri, zenginlik, yoksulluk ve diğer temel meseleler hakkındaki öğretilere hem pratik hem de çağdaş bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Rav Berg, insanlığın en eski ezoterik manevi bilgi kaynağından süzdüklerini, ebedi bilgeliğin damıtılmış hali olan öğretilerin ilkelerini, günlük...
Destek Yayınları
Kadim Cadılık Öğretisi
Yeniçağın büyücüleri, süpürgesiz cadılar... Günümüzde cadılıktan ya da büyücülükten söz etmek hâlâ çok kişiye garip gelebilir, oysa insanlık tarihi boyunca, son yüzyıla kadar, cadılıktan söz eden biri hiç de garip karşılanmıyordu. Dünyanın pek çok yerinde kendilerine "cadı" diyenlerin ve cadı toplulukları oluşturanların sayısı gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Üstelik çağımızın cadıları öyle filmlerdeki gibi ellerinde uçan süpürgeler, üzerlerinde pelerinler taşıyan, kazanlar kaynatan "kocakarılar" değiller. Her ırktan, her cinsiyetten, dünyayı seven aydın insanlar... "Cadı" dendiğinde başkalarına büyü yapan insanlar aklınıza geliyor olabilir. Oysa insanın evrimi boyunca büyü ve büyücü kavramları her zaman her yerde kültür kalıpları içinde var olmuştur. Paganizmde büyü, Wicca’nın da kabul ...
Destek Yayınları
Hiçbir Karşılaşma Tesadüf Değildir
Kader, insandan vazgeçmiyor. Anbean yeniden ve yeniden yazılıyor. Öyle anlar geliyor ki yapmam dediğin şeyi yapıyorsun, katlanamam dediğin şeye katlanıyorsun, sevemem dediğini seviyorsun, gidemem sanırken bir anda çekip gidebiliyorsun, öldüm diyorsun ama yine de yaşıyorsun... * * * Başlarına ne geleceğini bilmeden uzun bir yola çıkan arayış içindeki genç bir sufi ile aklı karışık genç bir kızın bu yolculuklarında yazgılarından başka güvenecekleri hiç ama hiçbir şeyleri yoktur. Yedi gün boyunca yanlarında para, yiyecek, kıyafet ve en önemlisi de hiçbir planları olmadan şehir şehir dolaştıktan sonra başladıkları yere geri döndüklerinde onlar için artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Sadece yedi günde bile değişebilir miydi insan? Yeniden yazılabilir miydi kader? Elbette sadece yedi günde deği...
İspanyol Masalları
Gözü pek maceracılar, cüceler, şarlatanlar, akıllanması gereken haylaz çocuklar, aşılması gereken dağlar, elde edilmesi gereken hazineler… Gerçek ve gerçeküstü karakterleriyle dinleyenleri ilginç bir dünyanın kapısından içeri alan, metaforlarla bezeli bu masallar; doğayla güçlü bağları olan, Afrika’dan Avrupa’ya uzanan zengin İspanyol kültürünün harikulade ürünleri.
Kara Karga Yayınları
Cesaret - Türkiye Tarihini Değiştiren 110 Kadın
Bazı kadınlar idealisttir, engel tanımazlar. Yaptıkları iş farklı olabilir ancak amaçları tektir. Onlar için önemli olan tek şey hedefleridir. Hedeflerine ulaşmak için her şeyi feda ederler. Gözleri başka şeyi görmez ve istediklerini yaparlar. Yaşam öykülerine bakınca şaşırırsınız. Çünkü bu öyküler baş döndürücüdür. "Uğruna ölmeye değmeyecek bir hayat, yaşamaya değmez" derler. Dışlanmak, sürülmek, kapatılmak onları durduramaz... Gazeteci-yazar Doğan Satmış, Türkiye’de siyasetten girişimciliğe, spordan sinemaya yaptıklarıyla kitleleri peşinden sürükleyen 110 kadının hikâyesini anlatıyor. Onlardan ilham alan yeni cesur, asi ve öncü kadınların yetişmesi için bir katkı sunuyor.
Destek Yayınları
Usta Çırak Sohbetleri / Sağlıklı İlişkiler Geliştirme - Kendin Olabilme Cesareti
Zor olan dağdaki çiçeğe, kuşa ve ağaca sevgiyle bakabilmek değil ki... Doğanın dinginliğinde sakin kalabilmekten kolay ne var? Zor olan her yeni günde hiç tanımadığımız insanlarla temas ederken sakin kalabilmek. Trafikte sürekli kornaya basan adama sevgiyle bakabilmek. Söylediklerimizi dinleme zahmetinde bulunmayan patronumuza kendimizi anlatabilmek. İnandığımız insanların ihanetine uğradıktan sonra yeniden güvenebilmek. Halihazırda pes etmen için kurulan sistemde gücünü kendinden alarak kendi yolunu çizebilmek. "Ben de varım!" diyebilmek. "Ben"den "Biz"e dönüşebilmek. Tüm ilişkilerin maddeye ve kişilerin seçeneğe indirgendiği bir yüzyılda aşkı ve ilişkiyi başarabilmek...
Destek Yayınları
Toprak Mehmet'e Susamışsa
"Yaş çoraplarımı çıkarttım. Çantamdaki bütün çoraplarımı teker teker giydim. En son da anamın çeyizinden çıkartıp verdiği, tiftik çorapları. Onların üstüne de, botlarımızın üstüne giymediğim buz gibi kar botlarını geçirdim. Şehit Üsteğmen Erdal Kurtoğlu’nun yadigârı incecik matı ve üzerine dikili paraşüt bezini açtım. İçine girdim. Battaniyeye sarındım. Başıma çektim. Kıvrılıp, başımı, ellerimi, dizlerimi, kollarımı karnıma topladım. Anamın karnındaki gibi. Ve ölüm olmayan, ama ölüme yakın olan bir âleme doğru, kendi yolculuğuma çıktım." Çatışmada kendisini vurmak için atılan mermiler karşısında benliğin verdiği tepki, aşılmaya muhtaç aşılamayacak bir dağ gibidir. Bu dürtü, kendini sakınmaya iter insanı. Oysa kendini korumak kadar, bir şeyler yapmak gerektiğini de emreder dağ. Bu anlara de...
Destek Yayınları
Sıriga'nın Üç Günü
Soykırım iddialarına karşı özgün argümanları olan kasabalı Türkçü tarih öğretmeni bir gün dehşet içinde Ermeni olduğunu öğrenir ve bu gerçeği kabullenemez. Durumdan habersiz oğlu Bozkurt ilk kez geldiği İstanbul’dan çok etkilenir. Buradaki değişim sürecinde babasından hayli farklı fikirlere sahip Marksist bir sendikacı olan amcası Cemal’i yanında bulacaktır. 1980’lerde Turgut Özal’ın yarattığı liberal umut döneminde kasabayla şehir arasındaki ilişkiyi, insanlar arasındaki sosyal ve zihinsel farklılıkları ve buna karşılık farklı etnik kökenden olmalarına rağmen yaşadıkları ruhsal benzerlikleri epik bir anlatımla ustaca aktarıyor roman. Fantastik ve mizahi nüveler de içeren SIRİGA’NIN ÜÇ GÜNÜ okura çok da alışkın olmadığı türden hem bir yakın tarih hikâyesi anlatıyor hem de "ikilem" olgusu ü...
Destek Yayınları
Kilidi Açamazsan Kır Kapıyı - Pink Floyd
"Çocuk büyüdü, düş bitti..." Pink Floyd, açılmakta direnen kapılar karşısında pes etmeyen, kapıları kırmak zorunda kalsa da muhakkak sonunda açmayı başaran asi çocukların sözcüsüydü. Sadece müzikte çığır açmadı Pink Floyd, baskıya ve dayatmalara direnç gösterenlerin kalbinde, hayallerinde, isyanlarında ve itirazlarında yepyeni ufuklar açtı. Pink Floyd yalnızca bir müzik grubu değil bir yaşam biçimi ve felsefeydi de aynı zamanda. Pink Floyd çağını aşan, zamanın ötesinde müzikten başka şansı olmayanların yolculuğuydu. Onlar kendi yolculuklarında kilitli kapılarla karşılaştılar. Yaptırımlarla, yasaklarla, baskılarla, zincirlerle ve sürü dayatmasıyla... Ama hep birlikte itiraz etmenin ve direnmenin bir yolunu buldular: Müzik! Bu kitap, Pink Floyd’a, Ay’ın karanlık yüzüne bir yolculuk... Belki ...
Destek Yayınları
Atatürk'ün Yasaklanan Kitabı
Osmanlı Ortadoğu’yu ve Kudüs’ü kaybederken kendi içimizde bizimle beraber yaşayanlar bizi mağlubiyete taşıyan sonucu tayin etmişlerdi . NİLİ Yahudi yerel istihbarat örgütü, İngiliz ordusuna Osmanlı ordusunun geri planı hakkında bilgi aktarıyordu. Kudüs bu yüzden kaybedilmişti. Bu tarihsel arka planın tanığı Mustafa Kemal Atatürk, Siyonist İsrail Devleti’nin kuruluş sürecinde, 1937 yılında şunları söylemek durumunda kalmıştı: "Şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için, İslamiyet’in mukaddes yerlerinin Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mâni olacağız. Buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Peygamber’in son arzusunu, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bugün kanımızı dök...
Kara Karga Yayınları
Uçurumu Koruyan Korkuluk
Ne yazı ne şiir, ikisi de edebiyat değil. İnsanın yazısı, elyazısı, alınyazısı, olyazısı, yolyazısı. Bazen büyük okyanuslar gibi gözüken, hem içimizi hem aklımızı kavuran, yakan, susuzluktan boğulduğumuz bu çölden çıkmak için gereken yolluğumuz bizim. Yazı da yolluk şiir de. Uçurumdan da, azgın nehirlerden de, çölden de onlarla çıkıyor insan ve onlara çıkıyor. Tarhan Gürhan’ın Uçurumu Koruyan Korkuluk kitabı, Cemal Süreya’nın Uçurumda Açan kitabının adını hatırlattı, ‘uçurumda açan çiçek’ oldu. Uçurumda açıyor ama zehirli değil, yakıcı. Zehri atmak için kaçınılmaz olarak yakıcı. Haydar Ergülen Yıllar önce Alkoliçe - Kendini Kundaklama Dersleri ile aşkın ve ayrılığın haritasını çizen Tarhan Gürhan, Uçurumu Koruyan Korkuluk’ta ayrılıkla ve özlemle başa çık(ama)ma günlerini anlatıyor. Ayrılık...
Kara Karga Yayınları
Canvermezler Tekkesi
"Evvela benim deli olmadığıma emin olmalısınız. Akıl sağlığım tamamen yerindedir. Hiçbir hastalığım yok ama ihtiyarım. Ah gücünü tüketmenin en üstünde olan bir ihtiyar, bütün ihtiyarların ihtiyarlığından daha fazla ihtiyar... Kaç yaşındayım? Seksen? Yüz? Yüz yirmi yaşında mıyım? Bunun aslını bilmiyorum. Bu husustaki hissimi aydınlatmaya yarayabilecek hiçbir şey yok. Ne yazılı bir vesika, ne hatıra, ne şahit! Çünkü ancak birkaç günden beri ihtiyarım." Selim Nüzhet Gerçek’in Claude Farrère’in La Maison Des Hommes Vivants eserinden uyarladığı bu eser, edebiyatımızın nereyse hiç anılmayan kayıp bir eseri. İleri gazetesinde tefrika edildikten sonra 1922 senesinde basılan Canvermezler Tekkesi, edebiyatımızda korku türünde yeni bir keşif. Bu eserin basımına değin bu olağandışılıkta ve bu kadar ne...
Kara Karga Yayınları
Açıkçası Canım Umurumda Değil
"Yıllardır yapılan her araştırma aynı şeyi doğruluyordu. Sonunu bilmek hikâyeyi güzelleştirir, zannedildiği gibi heyecanı öldürmez, aksine körükler. Bundandır ki bazılarımız kitabı okumaya başladığında en arka sayfaya kaçamak bir bakış atar. Elbette bile isteye hikâyenin tüm ayrıntılarıyla paylaşılmasından bahsetmiyoruz. Daha çok merak etmenizi sağlayacak Hansel ve Gretel kıtırlarından bahsediyoruz." İlk kitabı Zihin Koleksiyoncusu ile hatırı sayılır bir okur kitlesine ulaşan Doç. Dr. Aslı Kotaman, ikinci kitabı Açıkçası Canım Umurumda Değil’de yine insan olma hallerimize odaklanıyor. Gitmeye ve kalmaya, ayrılıklara ve birlikteliklere, korkulara ve mutluluklara dair yazılara filmler, tablolar ve kitaplar eşlik ederken kendimizi ve toplumu anlamlandırmak için çizebileceğimiz yolların katman...
Kara Karga Yayınları
Rehine
Rehine olmak, hapiste olmaktan kötü. Hapishanedeyken neden hapsolduğunu bilirsin. Doğru ya da yanlış, en azından bir sebep vardır. Hapishanedeyken çıkacağın günü, tam tarihi bilirsin. Böylece ne kadar bekleyeceğini hesaplayabilirsin. Ama burada, ne zaman biteceğini bilmeden, sadece ne kadar geçtiğini hesap edebilirsin. 1997 yılında, Kafkasya’daki Sınır Tanımayan Doktorlar’ın sorumlusu olan Christophe André’nin hayatı, gecenin bir yarısı kafasına çuval geçirilip bilinmez bir yere kaçırılınca altüst oldu. Usta çizgiromancı Guy Delisle, onunla yıllar sonra bir araya geldi ve 111 gün süren bu cehennem gibi kaçırılma öyküsünü kaydetti. Özgürlük umutlarının tamamen kaybolduğu bir anda, bir rehinenin aklından neler geçer? Pyongyang, Shenzhen, Burma Günlükleri ve Kudüs Günlükleri gibi nitelikli es...
Kara Karga Yayınları
Bizans
Önde gelen bir tarihçi, Bizans olarak bildiğimiz imparatorlukta Grekçe konuşan nüfusun aslında Romalı olduğunu ve araştırmacıların son iki yüzyıldır siyasi nedenlerle etnik kökenlerini kasıtlı olarak yanlış etiketlediklerini savunuyor. Anthony Kaldellis, Bizans’ın etnik yapısını tüm ayrıntılarıyla inceliyor. Bizans topraklarında yüzyıllar boyunca yaşayan, kendilerini Romalı olarak adlandıran bu insanlar kimdi ve diğerlerinden nasıl ayrılıyorlardı? Romalı olmayanları nasıl yönetiyorlardı? Romanía bir imparatorluk muydu yoksa bir imparatorluğa mı sahipti? Yoksa ikisi de değil miydi? Modern dillerde Atina’nın hemen ardından demokrasi teriminin gelmesi gibi, Bizans’ın hemen ardından da imparatorluk terimi gelir. Fakat aralarındaki paralellik bu düzeyde kalır ve sorunlar başlar. Zira, eski Atin...
Destek Yayınları
Belirsizlikle Barışmak Kaygı ve Endişeyi Yönetmek
Elinizdeki kitap yalnızca küresel bir salgına bağlı ortaya çıkan duygusal ve davranışsal tepkileri daha iyi yönetebilmek için yazılmadı. Temel amaç koronavirüs salgını üzerinden insan yaşamının kaçınılmazları olan kaygı ve endişeyi nasıl daha iyi yöneteceğimiz ve belirsizlikle nasıl daha barışık yaşayabileceğimiz konusunda bilgi aktarmak oldu. Farkındalık, günümüz insanının yaşamında karşılanmamış bir ihtiyaç ve koronavirüs bu farkındalığı sağlamak bağlamında önemli bir fırsat olarak düşünülebilir. Şöyle ki: Bir virüs gelir, bol planlı ve yetiştiremeyeceğimizden endişe ettiğimiz işlerle dolu yaşamlarımızda, bize zamanla yarışmanın anlamsızlığını öğreterek yaşamı yavaşlatır, hatta durdurur. Daha da önemlisi hep güneşli olmasını beklediğimiz yaşamlarımızda yağmura yakalanıp ıslanmanın kaçını...
Destek Yayınları
Oyunlar Kitabı
"Yaşlandığımız için oyun oynamayı bırakmayız, oyun oynamayı bıraktığımız için yaşlanırız." – Bernard Shaw Oyun oynamak, insanın en doğal halini ortaya koyabilmesini sağlar. En içten, en özgün ve en sahici anlardır oyun anları... Dolayısıyla yaratıcılıkla ve ilhamla doludur. Oyun, nelere kızdığımızı, hangi durumlarda heyecanlandığımızı, nasıl kolay vazgeçtiğimizi veya ne şekilde direndiğimizi, en basit ve kısa yolla ortaya koyar. Çünkü oyun anında üstümüzde hayatın filtresi yoktur. Maskelerimiz çıkıverir. Kendimizi hayatın gerçekliğinden alıp oyun dünyasının gerçekliğine kaptırarak en çocuk halimizle orada var oluruz. Oyunlarda sadece söz yoktur. Söz aklın işidir. Oyunlarda bolca eylem vardır ki eylem en içten gelen ifade biçimidir. En kendiliğinden olan halimiz, en gerçek bizdir. Oyunlar K...
Destek Yayınları
Bir Kadın Plan Yaparsa
"Dikkatlice, tehlikeli yaşa. Beklenen için plan yap ve beklenmedik için hazır ol." Hayatta tüm olan biteni kontrol edemezsiniz, ama hayalini kurduğunuz yaşama her yaşta sahip olabilirsiniz. Tek yapmanız gereken şey, iyi bir plan... Maye Musk çarpıcı ve sıkı örülmüş bir aile ve arkadaş çevresine sahip, şık, büyüleyici, uluslararası bir süper model... Ve 71 yaşında. Ama hayat onun için her zaman kolay ve ışıltılı değildi. 31 yaşındaki bekâr anne, üç çocuğunu yoksulluk içinde geçindirmeye çalışırken, büyük beden mankeni olarak kilo sorunlarıyla başa çıktı, modellik endüstrisindeki yaş ayrımcılığının üstesinden geldi ve yaşamı boyunca saygın bir diyetisyenlik kariyeri sürdürdü. Bütün zorlukları boyun eğmez ruhuyla ve "Her şey mümkün!" tutumuyla aşarak küresel bir başarı öyküsü yarattı. Bu kita...
Destek Yayınları
Dönüştüren Deneyim
Kişisel Gelişime Devrimci Bir Yaklaşım Evrensel prensipler sadece bilimle sınırlı değildir. Evrenin yasalarını inceledikçe sanat ve bilimden tutun çeşitli dinler ve felsefelere kadar her farklı alanın altında yatan benzer bir düzen olduğunu görebilirsiniz. Bu düzen zamana karşı dayanıklıdır. O, bizi hakiki potansiyelimize ulaştırmak ve uyandırmak için oradadır. DÖNÜŞTÜREN DENEYİM kitabının temelleri de işte bu noktada gizli... Geliştirdiği devrim niteliğindeki kişisel gelişim metodolojileri dünya üzerindeki milyonlarca kişinin hayatını değiştiren yazar ve davranış bilimci Dr. John Demartini aynı zamanda Nicole Kidman, Paris Hilton, Donal Trump, John Travolta, Sylvester Stallone, Julia Roberts, Brad Pitt gibi ünlülere de mentörlük yapıyor. Gerçek doğamızı deneyimleyebilmek için önümüze çıka...
Destek Yayınları
Aşkın Kimyası
Aşk bir durumdur, bozukluk değil. Neredeyse her insanın yaşadığı, zaman zaman kendini içinde bulduğu bir haldir. Ancak yaygınlığına rağmen, birçok insan için aşk acılı, kederli ve kaygılı bir süreçtir. İşte tam da bu nedenle, yapısında "bozulma" potansiyeli taşıdığı söylenebilir. Aşk bir bozukluk değilse de, insanın normali de değildir. Yani insan âşıkken, biyolojik olarak normali dışında, farklılık gösterir. Söz konusu bu biyolojik fark, psikolojik, davranışsal, fizyolojik ve bilişsel farklılıklara da yol açar kuşkusuz. "Âşık bir insan, tam olarak kendinde değildir, yargılama yetisi bozulmuştur!" demek hiç de yanlış bir tarif olmaz. Bu nedenle âşık kişi, çeşitli istenmeyen durumlara açık ve duyarlı hale gelebilir. Aşkı zor hale getiren bir diğer özelliği de istemli cereyan ediyor olmaması...
Destek Yayınları
İlk Acı
Yatmadan Önce Yüz Fırça Darbesi adlı çok satan kitabın yazarı Melissa P’den "annelik" olgusu üzerine derinlikli, çok katmanlı ve sarsıcı bir roman... Kitabı 30 dilde 41 ülkede basılan, hatta bazı ülkelerde dağıtımı bile yasaklanan İtalyan yazar Melissa P, İlk Acı’yla birbirine hiç benzemeyen iki farklı kadının hikâyesini, güçlü ve ortak bir paydada, sağlam bir duygu örüntüsüyle birleştiriyor. Annelik! Uzun yıllardır annesiyle görüşmeyen, ancak kısa süre sonra anne olmaya hazırlanan Rosa, kendi annesinde deneyimlediği soğuk ve tutarsız annelik figüründen uzak olmanın katiyeti içinde, karnında taşıdığı bebeği sevgiyle beklerken; gelişmemiş vücudu, tamamlanmamış karakteriyle Agata da doğurmaktan pek emin olamadığı bir bebeği hayata getirmeye hazırlanıyordu. Rosa ve Agata’nın
Destek Yayınları
Aşağı Bakarsanız Asla Gökkuşağı Bulamazsınız - Charlie Chaplin
"Benim geçmişteki ve halen sürmekte olan en müthiş günahım; geçerli görüşlere uymayan bir kişi olmaktır." – Charlie Chaplin Siyah beyaz ve sessiz filmlerin unutulmaz kahramanı, komedyen, oyuncu, yazar, bestekâr, senarist ve film yönetmenidir Charlie Chaplin... Sinema dünyasında kendine özgü bir üslup yaratarak, komediyle hüznü, neşeyle dramı ustaca harmanlarken, yaşadığı dönemin sosyal ve ekonomik durumunu, haksızlıkları ve savaşı eleştirmekten de çekinmedi. Yarattığı "Şarlo" karakteri, toplumun kanıksanmış düzenine başkaldıran, güçsüzün ve yoksulun yanında yer alan aykırı bir figür olarak tarihteki yerini aldı. Sınıf ayrımcılığına, dönemin ekonomik zorluklarına, adaletsizliklerine, siyasi düzenine ve diktatörlere karşı koyacak kadar büyük bir haykırışı tek kelime dahi etmeden sessizce ifa...
Destek Yayınları
Cehalet Blimi
Cehalet nedir, cahil kimdir? Küreselleşme, bilimi ve bilimciyi nasıl etkiledi? Akademisyenler cahil olabilir mi? Sanal bilimciler ve sahte bilim nedir? Bilim ve hukuk neden etik zeminde olmalı? Gerçek ötesi ve algı yönetimiyle kastedilen nedir? Dünyayı hangi küresel zekâ yönetiyor? Cehaleti yayma ve algı yönetimi alanında sosyal medya ne kadar güçlü? İnançlar ve zaaflar algıyı yönetir mi? Google’ın her söylediği doğru mu? Güvenilir bilgiye nasıl ulaşılır? Nöropazarlama bir cehalet bilimi mi? Mikro şöhret nedir, ne işe yarar? Eğitim ticari bir ürünse, öğrenciler de müşteri midir? Tıbbın alternatifi olur mu? İlaçsız ve aşısız bir dünya mümkün mü? Zekâyı ve kavrayışı ilaçla artırmak ne kadar doğru? İlaçla mutluluk mümkün mü? Bağırsaklar beynimizi yönetebilir mi? Mikrobiyotanın d



