
Kırk7
40’lı yaşlardaki kadınlar... Baş döndürücü, baştan çıkarıcı, baştan çıkarılıcı... Ama vaatkâr, davetkâr! "Ve Allah kadını yarattı."1960’lı yıllardı. Allah kadını, Brigitte Bardot’un bedeninde yaratmıştı. Yaratılan kadın 20’li yaşlarındaydı. Aradan 50 yıl geçti. Ve kadın yeniden yaratıldı. Bu defa 40’lı yaşlarındaydı.Yirmi birinci yüzyılın ilk büyük keşfi 40 yaş kadını oldu. Ama keşfedilen şey, bir kadının hayatındaki en önemli 10 yıl değildi. Otuzlu yıllarla başlayıp, 50’li yılların sonuna kadar devam eden 30 yıllık bir süreydi keşfedilen. Ve bu kadını, kadın yarattı. Birincisi naifti. Farkında değildi. Erkeğe amadeydi.İkincisi bilinçli. Farkında ve erkek ona amade.Juliette Binoche 40’lı yaşlarında yaşadığı hayatı anlatırken şunu söylüyor:"Bu bir çölü baştan sona geçmek gibi bir şey. Öneml...

Kenar Mahalle Delikanlısı
Erhan Yazıcıoğlu, İstanbul’un sevgili Yedikule’sinde geçen bir çocukluğu, ergenliği, delikanlılığa geçişi öylesine içten, gizlisiz saklısız anlatıyor ki, onunla birlikte ilk aşkları, hayata ilk savruluşları siz de yaşıyorsunuz. Çok az anı kitabında ’yaşamak’ bunca sahici dile getirilebilir. Sonra gençlik tiyatro dünyası, ünlüler, dolu dolu sevinçler ve acılar...Selim İleri-Okudukça yüreğim oynuyor. Ben de eski İstanbul’un kenar mahallelerinde doğdum büyüdüm. Başlığın hemen altında, “Yedikule’den Etiler“e yazıyor. Şaşırıyorum... Sanki beni anlatıyor. Beni heyecanlandıran bu kitap, okudukça içeriği ile de sarıyor. Yüreğimi oynatmayı, başından sona kadar, üstelik kızıştırarak sürdürüyor. Osmanlı döneminin eski İstanbul’unun karmaşık nüfuslu mahallelerinde doğmuş-büyümüş ve yaşlanmış olan ben ...

Hamas’ın Oğlu
Musab Hasan Yusuf Hamas lideri Şeyh Hasan Yusuf’un oğluydu. Hamas’ın kurucularından ve en sevilen liderlerinden olan babasına yıllarca siyasi faaliyetlerinde yardımcı oldu. Küçüklüğünden beri korkunç terör örgütü Hamas’ın iç yüzünü bilen Musab, babasının veliahtı olarak onun politik gücünü ve örgüt içindeki statütüsünü devir almak üzere yıllarca eğitilmiş ve hazırlanmıştı. Fakat her şey Musab’ın başka bir Orta Doğulu liderin öğretilerini benimsemesiyle değişti. Ve o teröre, şiddette sırtını döndü.Hamas’ın Oğlu isimli bu eserde ismini Josef olarak değiştiren Musab Hasan Yusuf dünyanın en tehlikeli terör örgütü hakkında bilinmeyenleri, örgütteki rolünü, ailesi ve anavatanından kopmanın ona verdiği acıyı, Hıristiyan öğretisini kabul ederken aldığı riskleri ve artık inandığı "Düşmanlarını sev,...

Halil Paşa
Halil, Enver Paşa’nın kendisinden yaşça büyük amcasıdır o...İttihat ve Terakkinin önemli ve kudretli paşasıdır o.....Makedonya dağlarının çete reisidir o...Kutülamare kahramanıdır o....( ki soyadı da buradan gelir Halil Kut)Bakü kahramanıdır o...Anadolu’ya Rusya’dan ilk silah ve paraları getiren kişidir o.....Usta gazeteci Taylan Sorgun’un kendi üslubuyla gerçeklere dayanarak hazırladığı Halil Paşa’nın başka hiçbir yerde olmayan anıları.

Eyvah Boşanıyorum!
Boşanmalı mıyım, boşanmamalı mıyım? Çocuklarınız varsa ve boşanma bir seçenek olmuşsa önce kendimizi ve evliliğimizi mi, yoksa onları mı düşünmeliyiz? Sadece çocuklar için bir evliliği sürdürmek ya da sürdürmemek ne kadar doğru? Ya yeniden evlenmek? Umut mu? Kâbusa dönüşebilir mi? Günümüzde neredeyse iki evlilikten birinin boşanmayla sonuçlandığı, boşanan bireylerin yeniden evlendiği ve bu nedenle de çocukların artık biyolojik aileleri kadar daha farklı aile yapılanmalarında yaşamalarından yola çıkan psikolog Ani Eryorulmaz klinik deneyimlerini, boşanma ve boşanma sonrası yeni bir yaşama geçişin psikolojisini bu kitapta anlatıyor. Boşanmadan sonra mutlu ilişki, mutlu evlilik var mı? Niye yeniden evlenmek istiyoruz? Eski evlilikte yaşananlar, bu evlilikte de yaşanabilir mi? Çocukluk yaralar...

Türklerin İşkencede Bir Yılı
1957 yılında gazetecilik hayatına başlayan Taylan Sorgun, o yıl sonunda başyazarlığını Ahmet Emin Yalman’ın yaptığı, dönemin en etkin gazetelerinden biri olan Vatan Gazetesi’ne geçti. Vatan Gazetesi’nde çeşitli konularda yazan Sorgun, daha sonra siyasi dalda kariyer yapmaya başladı. 27 Mayıs’ı yaşadı. Gazetesi adına Yassıada duruşmalarını ilk gününde kapanışına kadar izledi. Aynı dönemde Akis ile birlikte Hür Vatan Gazetesi girişimine katıldı. Gazetecilik mesleğine Falih Rıfkı Atay’ın başyazarlığını yaptığı Dünya Gazetesi’nde devam eden Sorgun, gazetenin üst düzey yönetiminde bulundu. Bir gazeteyi bağımsız olarak yayına sokmak için buradan ayrılan Sorgun, daha sonra 7 Gün Dergisi hareketine katılarak derginin İstanbul Temsilciliği görevinde bulundu. 1980 yılı Haziran ayından itibaren Tercü...

Kore 1952-1953
Bugün sabah ikinci defa saatleri bir saat ileri aldık.Memleketteki saatlerle şimdi iki saat fark var. Onlardan iki saat evvel kalkıyor, iki saat evvel yatıyoruz, gittikçe bu fark artıyor.Deniz şahlanmış, gemimiz ise ona aldırış etmeden kâh sağa kâh sola sallana sallana süratle yoluna devam ediyor. Bu sallantı artık Kore’ye kadar devam edecekmiş. Nereye baksak deniz... Meçhuller diyarına doğru gidiyoruz ve ardımızdakiler bizim için biz ise bu savaşı kazanmak için dua ediyoruz...

Hamilelik Enerjisi
Eskiden “tekne kazıntısı” bebekler vardı hatırlar mısın? Anne ve babasının emeklilik çağında dünyaya gelmiş kıymetli çocuklar... Namı diğer emeklilik bebekleri...Sanki eskiden hamile kalmak daha kolaydı değil mi? Kadınlar kırklı yaşlarındayken bile kolaylıkla doğum yapabiliyorlardı. Tüp bebek merkezleri bu kadar yoğun değildi. Çocuk sahibi olamadığı için doktora başvuranların sayısı günümüzdeki talebin neredeyse üçte biri kadardı...Sence ne oldu da hamile kalmak artık daha güç bir mesele haline geldi, doğurganlığının en verimli çağındaki kadınlar bile hamile kalmakta zorlanır oldu?Çünkü erkek-kadın dengemiz değişti!Hamilelik, öncesinde, sırasında ve sonrasında tertemiz ve güçlü bir enerjiye sahip olmayı gerektiren eşsiz bir deneyimdir. Önce anne adayının, sonra baba adayının, ardından geçm...

Saldırı
Ya o intihar bombacısı karınızsa?Tel Aviv’in insan kaynayan restoranlarından birinde bir kadın, hamile elbisesinin altına gizlediği bombayı patlatır. Arap asıllı İsrailli Doktor Emin gün boyunca bu korkunç saldırının sayısız kurbanını ameliyat eder ve geç bir vakitte bitkin bir halde evinin yolunu tutar. Ancak gece yarısı onu acilen hastaneye çağırarak saldırıda paramparça olan bir cesedin karısına ait olup olmadığını teşhis etmesini isterler. Emin korkunç bir gerçekle yüz yüze gelir: Karşısındaki beden on beş yıllık karısı Sihem’e aittir ve bundan daha acısı ise, eylemi gerçekleştirip onlarca insanın ölümüne neden olan intihar bombacısı da Sihem’dir...“Posta kutumda mektuplar vardı. Faturalar arasında küçük bir zarf dikkatimi çekti. Okumaya başladım:‘Mutluluk paylaşılmadıkça neye yarar Em...

Akilus
“İnsan, aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.”– EinsteinBu kitapta okuyucuyu fazla yormadan, aklın sınırlarını da zorlayacak ve geliştirecek şekilde 149 soru bulunmaktadır. Bu sorular çeşitli etkinliklerle ve önemli bilgilerle de takviye edilmiştir. Sorular farklı zekâ ve mizaç türlerine göre çeşitlendirilmiştir.Sorular analiz, sentez, parça-bütün ilişkisi, problem çözme, karar verme, dikkat ve odaklanma, kavram becerileri, üçboyutlu tasarım gibi düşünme gücünü geliştirici niteliktedir.Unutulmamalıdır ki, düşüncenin gücü zekânın gücüdür.

Saklı Sözlük
“Halk diline kulak vermek” diyor Nurullah Ataç.Yazı dilimizin kuruluş aşamasında bu yapılmadı, bu nedenle geçmişte bir dil mezarlığı bırakıldı.Kaşgarlı Mahmut’tan başlayarak, R. H. Karay, M. Ş. Esendal, R. N. Güntekin, O. C. Kaygılı, Halikarnas Balıkçısı, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Yaşar Kemal, Mehmet Seyda, Rıfat Ilgaz gibi halk diline kulak veren yazarları kısmen de olsa tarayarak elde ettiğimiz; ihmal edilmiş, edebiyatta, yazılı kaynaklarda şöyle bir görünüp kaybolmuş ya da kaybolmak üzere olan sözcükleri, ayrıca halk dilinin “yerel” diye dışlanmış söz varlığını bulacaksınız bu sözlükte.Saklı Sözlük, yüzyılların ihmali, ilgisizliği, bilinçsizliği yüzünden dil dışı bırakılmış bir dilin sözlüğüdür.

Aşık Ölüyorum
Sen bu kitabı eline alana kadar ömrümden;kaç yalnız bahar, kaç demlik çay, kaç kupa kahve, kaç saman defteri, kaç ucu kesik kalem ve kaç ihtimal tükendi, bilmiyorum.Ama içimde bir parça umut kalmış, onu da bu sayfaların arasına saklıyorum.Galiba sana aşık ölüyorum...

Savaş Ana
1915... ÇanakkaleTarihin en acımasız savaşlarından birine tanıklık etmeye ve vahşetin orta yerinde en “insani” duygularla tanışmaya hazır olun! Bir tarafta Antepli Memet, diğer tarafta Avustralyalı Henry.İkisi de yirmili yaşlarında, ikisi de gözü kara savaşçıydı. Memet, sevdalısının belalı babasından kaçarken Osmanlı zabitlerine teslim oldu, asker edilip cepheye gönderildi. Henry de, ülkesini “barbarlardan” korumak için cepheye gönüllü yazıldı. Bu iki askerin yolu savaşın ilk günü kesişecekti… Memet ve Henry gibi bütün savaşçılar artık gerçeği öğrenmişti: Ölümsüz olan tek düşman vardır, o da savaş denen illettir!“Gezi ruhunun tarihteki derinlikleri!”

Çocuk Yetiştirme Bilgeliği
Bir mucizedir çocuk. Yaşamınızda var olduğu ilk andan itibaren tüm dengelerinizi değiştiren, size bambaşka bir kimlik ve anlam yükleyen bir mucizedir…Hayat yolculuğunda çocuklarımız ile beraber yürürken, biz anne babalar da aslında onlarla birlikte büyür ve gelişiriz günden güne. Ancak, çoğu zaman gözden kaçırdığımız bir gerçek vardır: Çocuklarımızdan beklediğimiz her şeyde, kendimizden bir parça bulundururuz aslında; onların eksikleri eksiklerimiz, yanlışları yanlışlarımızdır.Çocuklarımızı yetiştirirken biz anne babalar kendimizi ne kadar geliştiriyor, onları ne kadar anlamaya çalışıyoruz?Çocuklarımızı ne kadar tanıyor ve onların gelişim özelliklerini ne kadar biliyoruz?Çocuklarımızı yetiştirirken en sık karşılaştığımız problemlerin altında yatan nedenler nedir ve bunları nasıl çözebiliri...

Günaydın Gece
Birbirimizi ne zaman anlarız biliyor musun? Aynı hüznü sen de yaşadığında, senin de gecelerin acılarla çok uzun geçtiğinde, sözlerinin senin için yazıldığına inandığın duygusal bir şarkıya takılıp kaldığında, göğüs kafesine koca bir ağrı çöktüğünde, mutluluğun senin için gerçekleşmesi imkansızlaşan bir hayal olduğunu düşündüğünde… Etrafındaki onca kalabalığa rağmen, elini tutabilecek birinin olmadığı gerçeğiyle yüzleştiğinde… Birbirimizi en çok nasıl anlarız biliyor musun? Senin için çektiğim acıyı, bir başkası için çektiğinde…“Yanımda olmamandan daha kötü bir şey de var, O da, benim gibi yalnız olmayıp, başkasıyla olman…” diyor Mehmet Ali. Birinci kitabı Yalnızca Yalnızım'la büyük okur kitlesine ulaşan genç yazarımız, şimdi de yeni kitabıyla edebiyat dünyasına daha sağlam adımlarla giriyo...

Beyinden Rahme Türkiye
Tanrı’nın bir canlı yaratma mucizesini bahşederek tanrısal kıldığı kadınım.Doğumundan ölümüne kadar ellerimle bedenlerine, sözlerimle yüreklerine dokunduğum kadınım.Tapılması gerekirken tartaklanmanın reva görüldüğü kadınım.Mutfaktan, ahırdan, tarladan, gece koyundan çıkmayan ve oğlanı bulana kadar peş peşe doğurmak zorunda bırakılan kadınım.Oku ve uyan!Bu kitapta seni yazdım.Dövülen, taciz edilen, öldürülen seni yazdım.Henüz memeleri kabarmamış kızlarımın gerdeğe itilişini, doğacak olanları, yeni doğanları, çocukları, genç kızları, anneleri ve babaları yazdım.Çocuk yaşta tecavüze uğrayanı, sapkını, arsızı, kendi kanından bir kıza başka gözle bakabilen babayı, ağabeyi, amcayı, dayıyı yazdım.En büyük servetin olan sağlığını emanet ettiğin sağlık sektöründe dönen akıl almaz kumpasları, akla ...

Hünkar Hacı Bektaş Veli
Bu kitabımızın birinci bölümünde, ehlibeyt inancını ve felsefesini en iyi şekilde temsil ederek, bunu günümüze kadar ulaştıran, ariflerin kutbu Hünkar Hacı Bektaş Veli ve eserleri anlatılmaktadır.Hacı Bektaş Veli’yi anlamak, ülkemizde kardeşlik ve barışa hizmet etmek açısından çok önemlidir.Kitabımızın ikinci bölümünde ise peygamberimizin hanedanı olan ehlibeytten söz etmekteyiz. Ehlibeytin babası, Hz. Muhammed Mustafa’dır. Hanedanı ise, damadı Hz. Ali, kızı Hz. Fatıma ve evlatları Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’dir.Peygamberimizin ehlibeytini ve onun güzel soyunu çok sevelim. Onlara saygıda kusur etmeyelim.- Faruk Dilaver

Kırmızı Rujlu Kız
Biz gerçekleştiremediğimiz hayallerimizden dolayı hayatı suçlayıp dururken, o sıkıca tutunmuş bırakmıyordu yakasını, çünkü âşıktı...Hem de öyle böyle değil... Doludizgin tutkundu hayata. Yaşamaktan güzel şey mi var, tıpkı Nâzım Hikmet’in de dediği gibi, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine...Ama kader bu ya hayat onu kanserle sınamaya kalktı. Üstelik parasızlık da diz boyu. İki bavulu, bir kedisi ve annesi dışında tek serveti cep telefonuydu.Dördüncü evre kanser hastası olmasına rağmen, Instagram’ında paylaştığı hayat dolu fotoğraflarla, kırmızı rujuyla, ele avuca sığmaz haliyle ve içten gülüşüyle sosyal medyada fenomen olmuştu. Binlerce takipçisi vardı. Yataktan kalkamaz hale gelinceye dek her sabah uyandığında kırmızı rujunu sürüp selamladı aynadaki yaşam sevincini. Ha...

Kapalı Gişe Yalnızlık
Canı yanardı... "Geçmiş olsun!" derdim.Yüreği burkulurdu... "Geçmiş olsun!" derdim."Ama seni seviyorum..." derdi. "Geçmiş olmasın!" derdim.Niye biliyor musunuz?Çünkü aşktı benim tek derdim...Ama her şey gibi bu aşka da geçmiş oldu.Zaten "Güzellik geçicidir..." demişlerdi ve haklıydılar çünkü benim sevdiğim de bir güzellik yaptı ve bizi geçmiş oldu.Sonra ne mi oldu?Sonrasını biliyorsunuz zaten...Hem o benden geçmiş oldu hem de ben kendimden geçmiş oldum...- Serkan Özel

Kan İftirası
“Yaklaşık bin iki yüz elli yıl önce, İslamiyet doğuya, Şam kentine bayrağını dikti. Bu uzun yüzyıllar boyunca, Yahudiler böyle aptalca bir iftirayla karşılaşmadılar. Fakat ne zaman ki Hıristiyanlar bu ülkede etkilerini hissettirmeye başladılar, işte o zaman Batı’nın önyargıları Doğu’da uyanmaya başladı! Ne kadar üzücü bir durum ve onun acı yansıması.”– Adolphe Crémieux, 7 Nisan 1840“İsrail halkından ya da aralarında yaşayan yabancılardan kim eti yenen bir hayvan veya kuş avlarsa, kanını akıtıp toprakla örtecektir. Çünkü canlılara yaşam veren kandır. Bundan dolayı İsrail halkına, ‘Hiçbir etin kanını yemeyeceksiniz’ dedim. Çünkü her canlıya yaşam veren kandır. Onu yiyen halkın arasından atılacaktır.”– Eski Ahit, Levililer, 17:13, 14