
Açıkçası Canım Umurumda Değil
"Yıllardır yapılan her araştırma aynı şeyi doğruluyordu. Sonunu bilmek hikâyeyi güzelleştirir, zannedildiği gibi heyecanı öldürmez, aksine körükler. Bundandır ki bazılarımız kitabı okumaya başladığında en arka sayfaya kaçamak bir bakış atar. Elbette bile isteye hikâyenin tüm ayrıntılarıyla paylaşılmasından bahsetmiyoruz. Daha çok merak etmenizi sağlayacak Hansel ve Gretel kıtırlarından bahsediyoruz." İlk kitabı Zihin Koleksiyoncusu ile hatırı sayılır bir okur kitlesine ulaşan Doç. Dr. Aslı Kotaman, ikinci kitabı Açıkçası Canım Umurumda Değil’de yine insan olma hallerimize odaklanıyor. Gitmeye ve kalmaya, ayrılıklara ve birlikteliklere, korkulara ve mutluluklara dair yazılara filmler, tablolar ve kitaplar eşlik ederken kendimizi ve toplumu anlamlandırmak için çizebileceğimiz yolların katman...

Belirsizlikle Barışmak Kaygı ve Endişeyi Yönetmek
Elinizdeki kitap yalnızca küresel bir salgına bağlı ortaya çıkan duygusal ve davranışsal tepkileri daha iyi yönetebilmek için yazılmadı. Temel amaç koronavirüs salgını üzerinden insan yaşamının kaçınılmazları olan kaygı ve endişeyi nasıl daha iyi yöneteceğimiz ve belirsizlikle nasıl daha barışık yaşayabileceğimiz konusunda bilgi aktarmak oldu. Farkındalık, günümüz insanının yaşamında karşılanmamış bir ihtiyaç ve koronavirüs bu farkındalığı sağlamak bağlamında önemli bir fırsat olarak düşünülebilir. Şöyle ki: Bir virüs gelir, bol planlı ve yetiştiremeyeceğimizden endişe ettiğimiz işlerle dolu yaşamlarımızda, bize zamanla yarışmanın anlamsızlığını öğreterek yaşamı yavaşlatır, hatta durdurur. Daha da önemlisi hep güneşli olmasını beklediğimiz yaşamlarımızda yağmura yakalanıp ıslanmanın kaçını...

Yeşilin Kızı Anne
Ateş kırmızısı saçları ve coşkulu tavırlarıyla Anne Shirley, yetimhaneden çıkıp da Green Gables’a adım attığı anda, buranın yıllardır hayalini kurduğu yuvası olacağından emindir. Ancak büyük umutlar ve hayallerle geldiği bu evde, Cuthbert’ların bekledikleri kişinin aslında kendisi olmadığını anlayınca bütün hayalleri yıkılır. Buraya ait olduğunu Green Gables ev halkına ve Avonlea kasabasına kanıtlamak için pek çok zorlu sınavdan geçmesi gerekecektir. Ancak bir türlü susmak bilmeyen ve adeta bir bela mıknatısı olan bu küçük kız, tüm tuhaflıklarına rağmen renkli hayal dünyası ve tertemiz kalbi ile yediden yetmişe herkesin kalbini kısa sürede kazanmayı ve orada kendine yepyeni bir dünya yaratmayı başaracaktır. Lucy Maud Montgomery’nin on dokuzuncu yüzyılda Kanada’daki kendi deneyimlerinden yo...

Bir Kadın Plan Yaparsa
"Dikkatlice, tehlikeli yaşa. Beklenen için plan yap ve beklenmedik için hazır ol." Hayatta tüm olan biteni kontrol edemezsiniz, ama hayalini kurduğunuz yaşama her yaşta sahip olabilirsiniz. Tek yapmanız gereken şey, iyi bir plan... Maye Musk çarpıcı ve sıkı örülmüş bir aile ve arkadaş çevresine sahip, şık, büyüleyici, uluslararası bir süper model... Ve 71 yaşında. Ama hayat onun için her zaman kolay ve ışıltılı değildi. 31 yaşındaki bekâr anne, üç çocuğunu yoksulluk içinde geçindirmeye çalışırken, büyük beden mankeni olarak kilo sorunlarıyla başa çıktı, modellik endüstrisindeki yaş ayrımcılığının üstesinden geldi ve yaşamı boyunca saygın bir diyetisyenlik kariyeri sürdürdü. Bütün zorlukları boyun eğmez ruhuyla ve "Her şey mümkün!" tutumuyla aşarak küresel bir başarı öyküsü yarattı. Bu kita...

Kutsal Geometri Çizim
"Nasıl göreceğinizi kavrayın. Her şeyin, diğer her şeyle bağlantılı olduğunu anlayın." – Leonardo Da Vinci Bal peteğinden nautilusa, balığın pullarından beynin sinir ağlarına hatta gezegenlerin yörüngelerine kadar bütün yaşam birtakım geometrik motiflerden ve kalıplardan oluşur. Dışarıdan bakıldığında karmaşık gibi görünen yaşam motifleri, tamamen matematiksel bir düzene göre, ilahi bir orana ve uyuma dayalı kalıplar halinde, yüksek titreşim seviyesine ait bambaşka bir zekânın tasarımıdır. Kutsal Geometri, bilim ve tinselliği, benliğin hayvansı ve tanrısal taraflarını, sağ beyni (sezgi) ve sol beyni (rasyonel düşünme), içe yönelikliği ve dışa yönelikliği, makroyu ve mikroyu sentezler... Bu sayede yaşamda anlamlı olanı, ruhun misyonunu, evrimsel süreçlere dair sonsuz döngülerin ardındaki gi...

İlk Acı
Yatmadan Önce Yüz Fırça Darbesi adlı çok satan kitabın yazarı Melissa P’den "annelik" olgusu üzerine derinlikli, çok katmanlı ve sarsıcı bir roman... Kitabı 30 dilde 41 ülkede basılan, hatta bazı ülkelerde dağıtımı bile yasaklanan İtalyan yazar Melissa P, İlk Acı’yla birbirine hiç benzemeyen iki farklı kadının hikâyesini, güçlü ve ortak bir paydada, sağlam bir duygu örüntüsüyle birleştiriyor. Annelik! Uzun yıllardır annesiyle görüşmeyen, ancak kısa süre sonra anne olmaya hazırlanan Rosa, kendi annesinde deneyimlediği soğuk ve tutarsız annelik figüründen uzak olmanın katiyeti içinde, karnında taşıdığı bebeği sevgiyle beklerken; gelişmemiş vücudu, tamamlanmamış karakteriyle Agata da doğurmaktan pek emin olamadığı bir bebeği hayata getirmeye hazırlanıyordu. Rosa ve Agata’nın

Bir Hayal Nasıl Romana Dönüşür
lk kez 2015 yılında yayımlanan Bir Hayal Nasıl Romana Dönüşür? çıktığı günden itibaren lise ve üniversitelerde senaryo ve yazı derslerine kaynak olarak önerilmiş, acemi yazar adaylarının başucu kitabı haline gelmiştir. Şimdi ise düzenlenmiş ve genişletilmiş baskısıyla yeniden okurun huzuruna çıkıyor. Siz de nereden başlayacağını bilmeyenlerdenseniz, kendinizi geliştirmek için bir okuma listesine ihtiyaç duyuyorsanız ve fazla hırpalanmadan acemiliğinizi atlatmak istiyorsanız bu kitapla doğru bir başlangıç yapıyorsunuz demektir. Kurmaca dünyasına girmek isteyen herkes, basit ve temel tekniklerin anlatıldığı bu kitaptan bir yazı atölyesi gibi yararlanabilir. Yıllardır editörlük ve yazar koçluğu yapan Zümrüt Bıyıklıoğlu kurgu yaratımında karşılaşacağınız her türlü sorunun üstesinden kolaylıkla...

Aşağı Bakarsanız Asla Gökkuşağı Bulamazsınız - Charlie Chaplin
"Benim geçmişteki ve halen sürmekte olan en müthiş günahım; geçerli görüşlere uymayan bir kişi olmaktır." – Charlie Chaplin Siyah beyaz ve sessiz filmlerin unutulmaz kahramanı, komedyen, oyuncu, yazar, bestekâr, senarist ve film yönetmenidir Charlie Chaplin... Sinema dünyasında kendine özgü bir üslup yaratarak, komediyle hüznü, neşeyle dramı ustaca harmanlarken, yaşadığı dönemin sosyal ve ekonomik durumunu, haksızlıkları ve savaşı eleştirmekten de çekinmedi. Yarattığı "Şarlo" karakteri, toplumun kanıksanmış düzenine başkaldıran, güçsüzün ve yoksulun yanında yer alan aykırı bir figür olarak tarihteki yerini aldı. Sınıf ayrımcılığına, dönemin ekonomik zorluklarına, adaletsizliklerine, siyasi düzenine ve diktatörlere karşı koyacak kadar büyük bir haykırışı tek kelime dahi etmeden sessizce ifa...

Avrupa'dan Sonra
"Türk okuru Avrupa Birliği’ne Türkiye sınırına yakın bir yerden, Bulgaristan’dan bakan Krastev’i okuyunca Türkiye’deki geleneksel Avrupa Birliği lobiciliğinin sunduğu Avrupa Birliği’nden farklı bir Avrupa Birliği fotoğrafı çektiğini görecek. Bu değerli çalışmanın Türkçesini yayımlayan Destek Yayınları’nı tebrik ediyorum." – Prof. Dr. Ümit Özdağ Ünlü siyaset bilimci ve fikir insanı İvan Krastev, bu kışkırtıcı kitabında Avrupa Birliği’nin geleceğini ve belki de bir geleceğinin olmama ihtimalini derinlemesine ele alıyor. Kıtada aşırı sağ milliyetçi partilerin yükselişe geçmesiyle ve Birleşik Krallık’ın Brexit planlarıyla birlikte, Avrupa Birliği şimdiye kadar hiç yaşamadığı kadar büyük bir karmaşa ve şüphe içinde. Krastev, kitapta Avrupa’nın başlıca sorunlarına (özellikle de Ortadoğu, Kuzey A...

O Sırada
...Biralar gelince Hasan’a diyorum ki: Hasan, BİRAYI BOĞAZINDAN, KADINI İSE BELİNDEN TUT; ASLA TERSİNİ YAPMA. "Vay" diyor, gülüyor, bir süre düşünüyor, sonra yeniden "vay" diyor. Biraz daha düşündükten sonra "çünkü birayı belinden tutarsan bira ısınır" diyor. Evet Hasan...

Güzel Şeyler Zaman Alır
Hayat, sevdiği insanı yaralarmış en çok... Sevdiğinin canını yakar, acıtır, kanatırmış... En çok kime güveniyorsa, onda bir yaranın izi kalırmış muhakkak. Unutma ki acı çok kıymetlidir bu yüzden. Ehlileştirir insanı... Uyandırır, büyütür, olgunlaştırır... İster ki hakkını verebilesin aldığın nefesin. İster ki koşsun artık şu ayakların. İster ki tuttuğunu koparsın o ellerin. İster ki insanca sevebilsin o kalbin... Haklısın... Bazen yolunda gitmez hiçbir şey. Bir yanın cehennem, diğer yanın uçurum görünür sana. Adım atmak cesaret, kalmaksa fedakârlık ister. Tam da uyanmak zamanıdır işte şimdi. Aç gözlerini. Hayat senden yanadır çünkü... Acıyla uyarmıştır seni, kendine koş, ulaş diye. Senden, yeni bir sen yaratmanın vaktid

Hesaplaşma
"Evet değerli dinleyiciler. Bugün tarihin belki de en karanlık günü. Almanya sabah saatlerinde Londra’ya ve Moskova’ya eşzamanlı olarak attığı atom bombalarıyla dünya tarihinin en acımasız katliamını gerçekleştirdi. Hem Londra hem de Moskova sokakları can pazarına dönmüş durumda, ölü sayısı milyonları aştı. Yerde yatan insanların yüzleri seçilmiyor, patlamaya yakın olanların ise bedenlerinden eser yok." Eğer bu kitapta anlatılan gizli tarih yaşanmasaydı 1940'ların ortalarında herkes yeni güne böyle bir radyo yayını ile uyanabilirdi. Amerika ve İngiltere savaş sırasında bu korkuyla nasıl yaşayabildiler? Almanlar nükleer silah programı başlatırken onlar ne yapıyorlardı? Almanya atom bombasını neden icat edemedi? Bir sabotaj mı gerçekleşti? Peki nasıl? Amerika, Almanya’nın teslim olmasına rağ...

Kırmızı Odadan Hikayeler
Kırmızı antika şamdan konuşmaya başlarsa ne olur? Sevginin en saf halini hayal etmek nasıl hissettirir? Bir ezgiyle aşkı bulmak sizi nasıl bir yolculuğa çıkarır? Bir detayı izlemek aşkı karşımıza çıkarır mı? Bağlar, hiç bitmesin istenilen heyecanlar, rutinler, hayaller, yaşanmamış tatlı bir anıya dönüşenler... Aşka dair en başından beri bize ait olduğunu düşündüğümüz pek çok şeyi, aşkın türlü hallerini alegorik anlatımıyla farklı formlarda yeniden kurarak anlatan Alper Saldıran, bu kez kırmızı odadan sesleniyor ve bizleri kendi iç odalarında aşkın peşinde bir yolculuğa çıkarıyor.

Büyük Sorular Mütevazı Cevaplar
Gazeteci-yazar Işıl Öz, bilim dünyasının kapısı çalıyor; bilim ve teknoloji adına merak edilen, aklımızda gezinen ve çoğu zaman cevabını almaktan korktuğumuz pek çok soruya yanıt arıyor: Krizler ve travmalar hayatın kaçınılmaz bir parçası mı? Çiftleşme sonucu oluşan yeni robot nesilleri mi yaratılıyor? Genetik olarak ‘ırk’ kavramının bir tutarlılığı var mı? DNA’mızı değiştirebilir miyiz? Zırva bir fikrin başarılı olması için ne gerekir? Esrar bağımlılık yapar mı? Tıbbın alternatifi var mı? Dünyayı hayvanların gözüyle görebilmek mümkün mü? Bir hapla kalp iyileşebilir mi? Mutluluk öğrenilebilen bir şey mi? Alanında uzman isimlerin kapısını çalan Işıl Öz, Büyük Sorular, Mütevazı Cevaplar’da bilimsel ve teknolojik gelişmelerin akademik ve gündelik yaşama etkisi ve merak edilen daha pek çok sor...

Mutsuz Olan Cennete Gidemez
"Cennet, gidilecek bir yer değil, edinilebilecek bir bilinç durumudur" der Amerikalı yazar Stephen R. Covey. Cennete gitmek yerine, cenneti edinmeyi tercih etmek, insanlık açısından daha değerli bir devrimdir bu yüzden. Cennet bilincinin ne olduğunu bilmek, cennet bilincini edinebilmek için çok önemli... Bu kitap, bir yere varmayı değil, bir hale sahip olmayı nasıl başarabileceğimizin yol haritası... Hatta bir hipnoz... Kitap boyunca ritmik tekrarlar üzerine kurulu anlatım biçimi, okura cennet bilincini edinmesi yolunda zihinsel bir destek de sağlıyor. İyi-kötü, dost-düşman, kurban-fail, suçlu-suçsuz ikileminden arınmayan bir zihnin cennet bilincini edinmesi imkânsız... Kuvvetli bir yargılama becerisine sahip zihinlerin cenneti inşa edebilmesinin tek yolu, düşünce sisteminde köklü bir devr...

Çit
"Şiddet hem uygulayanı, hem maruz kalanı, hem de üzerinde çalışanı mahvediyor!" diyor ya gazeteci Leyla Pervizat. Doğruymuş! Ben de mahvoldum. Bu kitapta kaleme aldığım gerçek bir vakayı romanlaştırabilmek için yıllarca kendi etimle beslendiğim de doğru maalesef... Çok ağladım, çıkar yol bulabilmek için çok debelendim. Şu "namus" dedikleri şey nasıl bir şeymiş ki biri gelip çaldığında işin suçlusu namusu çalan değil de, namusu yitiren oluyor? Olayın kahramanlarını yazabilmek için her birinin ruhuna girmek gerekiyormuş gerçekliği olduğu haliyle aktarabilmek için... Yazarının tecavüze uğraması gerekiyormuş, üşümesi, yaralanması, morga kaldırılması, kaçması, karanlıkta kalması ve katiliyle evlenmesi... Kitap bittiğinde eğer sizin de kalbiniz sızlıyorsa, içinizden bir ses akıl hastalıklarının ...

Sokrates - Bildiğim Bir Şey Var, O Da Hiçbir Şey Bilmediğimdir
"Haksız bir ceza yüzünden ölen eski kahramanlarla buluşmak bizim için ne yüce şeydir! Kendi sonumu onların sonuyla karşılaştırmak benim için ne büyük bir mutluluk!"Yunan felsefesinin kurucusu, günümüz kişisel gelişim kavramlarının öncüsü Sokrates, insan ve insanca yaşam hakkında konuşan ilk filozof oldu. Bu onu, ilk idam edilen düşünür de yaptı aynı zamanda.Binlerce yıldır tek değişmeyen gerçeğin sözcüsü oldu:"İnsan doğasıyla ilgili gerçekleri ortaya koymak dünyanın en tehlikeli işidir. Kimse gerçekte ne olduğunu bilmek, duymak istemez."Sokrates belki de bu dünyaya gelmiş ve kim olduğunu bilmiş tek kişiydi, ödülüyse idam edilmek oldu...

Ben Kendimi Hiç Böyle Görmemiştim Senden Önce
"Coşku..." İşte tam anlamıyla buydu yaşanan... İçindeki fırtınayı başka türlü anlatamazdı kadın. Deli dalgaların sahile çarpıp gitmesi gibi... Coşku da tıpkı böyle vuruyordu yüreğine, her vuruşta ufak parçalara bölüyordu yüreğini ve birazını da giderken götürüyordu. Ama geriye kalan o yürek öylesine yaşam doluydu ki kopup gidenleri fark etmiyordu bile. Alışmıştı bu eksilmelere. Ölümün olduğu hayatta mucize yerleştiren ruhuma "Bir yolculuğa daha çıkalım" diyorsun. Yolculuk, yol, yolcu... Mecburi gidişler bunlar, engel olamazsın. "Benimle ilgili değil" dedi kadın yeniden, binlerce kez dediği gibi, kaderdi bu. Ama kabul edilebilir mi kolayca? Bir masaldır hayat; büyülü, şerbetli, zehirli tesadüflerle dolu... Tek yapman gereken ken

Mutluluk Projesi
Mutlu musunuz? Mutlu olmak için nelere ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsunuz? Şimdi size tüm bu düşüncelerin saçma olduğunu söylesem bana inanmayacaksınız. Ancak açıkladığımda ve içinize yılan gibi çöreklenmiş yanlış hikâyelerin ürünü olan inançlarınızdan sizi kurtardığımda bana hak vereceksiniz. Bu kitap mutluluk ve mutlu olmak hakkında... Sizi mutsuz kılan 53 düşünce ve inanç kalıbını fark ederek kırdığınızda hep hayalini kurduğunuz dingin ve özden gelen mutluluğa kavuşacaksınız. Tek yapmanız gereken The Work yöntemine kendinizi bırakmak ve kitaptaki alıştırmaları yapmak. Çözüm bu kadar kolay! Peki işe yarıyor mu? Hem de nasıl! Bu yöntemi kullanan dünya çapında binlerce insan özden gelen mutluluğa ulaştı. Siz neden onlardan biri olmayasınız? Şimdi soruyorum, hayatınızı değiştirmeye hazır m...

Psikomekan
Mutlu bir ailede herkesin kendine ait bir köşesi olmalı ama nasıl? Bir evin doğru yerleşimi nasıl yapılmalıdır? Doğayı yaşam alanlarına nasıl entegre etmek gerekir? Dekorasyonda modanın ve renklerin önemi ne? Yaşam alanındaki fazlalıklardan nasıl arınılır? Evinizin yerleşim biçiminden memnun musunuz? Sanki daha iyisi olabilir gibi mi geliyor? Peki, hiç para harcamadan yepyeni bir eve sahip olabileceğinizi biliyor olsaydınız ne olurdu? Hatta işyerinizde veya çalışma odanızda verimliliği artırmanın bilimsel yolları olduğundan haberiniz olsaydı? Hemen uygulardınız değil mi? Bu konuda size değerli bilgilerle yol gösterecek, rehberlik edecek doğru kitapla buluştunuz bile... Bu kitap, kendinizi huz

Kalp Düşünebilseydi Atmaktan Vazgeçerdi - Fernando Pessoa
"Hepimiz kendi dışımızdaki koşulların tutsağıyız." Fernando Pessoa kendini farklı kişiliklere bölerek, benliğinde sustuklarını dile getirir. Hangi cümlesini kaldırırsanız altında ona dair bir yalnızlık biçimiyle karşılaşırsınız. Pessoa’nın kelimelerle ördüğü kendine özel o yalnızlık biçimi, tanyeri ağarırken ortaya çıkan serinlik gibi hafif bir ürperti taşır. Proust gibi Pessoa da hayatın en dar şeritlerinde yürür; içine düşme pahasına derin boşlukların kıyısında dolanır. Hayatının bir anında, bir zihin çakımında bir şeyler görür ve hayatı boyunca bunun ne olduğunu bulmaya çalışır. Hemen her eserine derin bir şekilde nüfuz eden Pessoa, edebiyatı kendine sığınılacak bir liman olarak seçmiş ve bu süre boyunca ortaya çıkardığı eserlerle sığındığı limanına demir atmıştır. Daha küçük bir çocukk...

Dönüşümün Sırlı Kapıları
Ritüeller, sirli dualar, sezgiler ve algı... Her biri dönüşümün sırlı kapılarını açacak olan anahtarlar... Peki ama nasıl? Dönüşüm, insanın günlük hayatında çatışmasız, kavgasız, korkusuz, hastalıksız ve kaygısız olma haline ulaşabilmesidir. Bu noktaya ulaşmak için verilen emeklerin işlevselliği açısından vesveseden, endişeden ve kuşkudan uzak kalabilmek çok önemli... Spiritüel enerji uzmanı Özlem Dalkılıç’ın kaleme aldığı Dönüşümün Sırlı Kapıları hastalıkların nedenlerini anlamak, şifaya ulaşmak, doğru niyet etmeyi öğrenmek, ilişkilerde yaşanan çatışmaların nedenini fark etmek, doğru davranış ve düşünce kalıplarını oluşturmak, huzuru yakalamak, duaların sırlarından ve esmaların şifasından yararlanmak, bilinçaltını temizlemek, korkuların karmasından özgürleşmek, bilinçaltı egzersizlerle ki...

Kristal Geometri
"Taşlar, evrenin DNA’larıdır." *** Binlerce yıldır dinlerin ve inançların merkezinde yer alan taşların ve taş düzeneklerinin ardındaki tarihi, ezoterizmi ve sembolleri keşfetmeye hazır olun... Çünkü taş düzenekleri yarı değerli ve değerli taşların bir araya gelmesiyle insan yaşamına şifa ve yaratım katan, manyetik alan yaratan sanat eserleridirler. Taşlar, kutsal geometriyle bir araya geldiğinde hayata birliği, odaklanmayı ve genişlemeyi getirirler. Taşların da tıpkı insanlar gibi arketipleri vardır. Kolektif bilinçdışının zengin topraklarında yer alan bu arketipleri, taş düzenekler ve kutsal geometriyle üçboyutlu bir dünyaya taşımak, bilimin ve sanatın işbirliğiyle yaşama yansıtmak mümkün... Şi