
Müsait Bir Yerde İnecek Var
– Usta sinemacı Turgut Yasalar’dan minibüs hikâyeleri – Onlarca durak, yüzlerce yolcu, sayılamayacak kadar çok hikâye var. Yolcuların genci yaşlısı, zengini fakiri, zayıfı şişmanı; şoförlerin terbiyelisi küfürbazı, beyefendisi haytası, öfkelisi aşığı… Turgut Yasalar, İstanbul’daki minibüs hatıralarından bazılarını derleyerek, birbirinden farklı hayatlarla, bu yolculuklar sayesinde tanışmamızı sağlıyor.

Ben, Sen ve O
Bir kadın, üç erkek, üç şehir… Milano, New York, İstanbul… Erkeklerin ve kadınların yaşam yolculuğu içinde, korkularının ve sevinçlerinin birbirinden farklı olmadığını anlatan bir hikâye…Bir Mayıs günü, her şeyi arkasında bırakıp Milano’ya giden, aşka inancını yitirmiş bir kadın. Dilini bile bilmediği, bir yabancı kentte, hataları, öfkesi ve kayıpları ile yüzleşmeye çalışan bir kadın…Çamlıca ve Moda’nın ara sokaklarından, New York caddelerine uzanan yaşamında tesadüflerle gelen mutluluğun, acılara dönüşmesini anlatan kahramanımız, “Önce sevgilimi, sonra İstanbul’u terk ettim ben… Doğduğum şehir ve el ele beraber ölmeyi hayal ettiğim sevgilim; ikisinden de kurtulmam lazımdı. İştar hanım anlamamıştı ama durum vahimdi. Eğer kopmayı beceremezsem, onlar beni yutacaktı. Belgesellerde yaşamsal bi...

Aynı Daldaydık
Batı’daki çocukla Doğu’daki çocuk farklı birbirinden. Kentteki ve köydeki çocuklar da öyle. Doğu’nun kendine açılıp kapanan sınır topraklarındaki gençlikten çıkan hikâyelerse sadece farklı değil. Hasretleri, umutları, duvarları, bıkkınlıkları ve alışkanlıklarıyla tek başına, görünmez, yakalanamaz ve uçlarda. Yine de "bölgenin" güçlü mizahıyla ayakta durmayı, yürümeyi başarıyor. Kutub Şimşek’in öyküleri, yanaklarımızı sınırdaki tellere yapıştırıyor. Bizi, birbirimize yakınlaştırıyor. "Kutub Şimşek, uzaktakilerin sadece televizyondan gazeteden duyduğu; sürekli kanayan bir coğrafyadan, samimi ve birinci dilden hikâyeler anlatıyor. Ve anlaşılıyor ki bu hikâyeler, hiç de televizyonda gazetede anlatıldığı gibi değil. Madalyonun öteki yüzünü de görmek isteyenler için." Metin Üstündağ "Kutub’un hi...

Siyah Odadan Hikayeler
Sürekli güncellenen ve hızlanan ortak yaşayışın dayattığı koşturmacada gözümüzden kaçanlar, değerlerimizden eksilenler, aslında ruhumuzun, perdelerini açmayı unutmadığımız müstakil odalarında birikiyor. Giderek azalan göz teması, donan ses tonları, kaybedilen mana, bizi çekildiğimiz o iç köşelerde buluyor. Alper Saldıran, ikinci kitabında bu kez siyah odaya giriyor. Burada da konuşan mobilyalar, ağaçlar, kedi ruhlu kadınlar, ustadan çırağa aktarılan tecrübeler arasında dolaşıp, hayata kaleminin gözünden, bizimle birlikte yeniden bakıyor.

Ejderha Kitabı
– Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter serisine ilham veren kitap ilk defa Türkçe’de – Efsanevi canavarların bazıları son derece haylaz ve komik, bazıları da kelimenin tam anlamıyla dehşet verici; ancak hemen hepsinin ortak özelliği, özgür ruhlu ve tarif edilemez olmaları. Modern çocuk edebiyatının öncüleri sayılan, Demiryolu Çocukları, Beş Afacan ve Hazine Avcıları gibi yapıtların yazarı Edith Nesbit’in ejderhaları, muhteşem bir hayal gücünün eseri.

Mukadderat
Oyuncu-yazar-yönetmen Erkan Kolçakköstendil’den sinematografik öyküler. "Bütün olan bitenleri, olmakta olanları ve gelecekte olacakları değiştirebilir misiniz?" İnsan, bütün hayat tecrübesine ve yaşam arzusuna rağmen bir şeye asla meydan okuyamaz: Ölüm. Ve insan, dilimlere ayırarak ölçtüğü anları toplayıp da Vakit denen mefhumun çemberinde dolandığından, yaşamak, başımızdan geçenlerin yükünü sisli bir ormana doğru taşımaya benzer. Vakit’in gelip gelmediğine, dolup dolmadığına karar verebilecek tek şey, tüm tecrübelerimize ve sınırsız ihtimallere rağmen, Mukadderat’tır. Bazen tazecik çiçekleri koparacak, bazen yaşlı ayaklara dolanacaktır. Ama hep, tam vaktinde olacaktır.

Jüpiter Kaç Lira?
– Ayrıntı ve tespit mizahının yaratıcısı Metin Fidan’dan… – Sıradan hayatların sıradışı insanları, anları, ayrıntıları, her kişisel öykünün incelemeye değer birer eser olduğunu düşündürüyor. Bu insanlar birbirinden kahraman, bu anlar ve ayrıntılar birbirinden kurgu gibi geliyor; bir akrabanın gariban hayatı, bir arkadaşın saplantıları, komşuların yaygarası, hevesler, deneyler, yanlış anlaşılmalar, tam yerine rast gelmeler… Metin Fidan, günümüzün ince mizah dilini şekillendiren mütevazı isimlerden. Gırgır sonrası LeMan kuşağı, onu ve efsane köşesi Ayrıntılar’ı çok iyi hatırlıyor. Şimdi ise bambaşka bir şekilde ve yine gülümseterek kendini hatırlatıyor. Jüpiter Kaç Lira?, Metin Fidan’ın aynı keyifli dilini kullandığı ve çok daha özgürce düşünerek yazdığı ilk mizah öykülerinden oluşuyor.

Sıradışı Bilgiler & Hikayeler
• Sizce ortalama bir kurşunkalem kaç kilometre yol çizer? • Solakların, sağ ellerini kullananlardan 9 yıl daha az yaşadıklarını biliyor muydunuz? • Kemikleri çok ince olduğu için yürüyemeyen hayvan hangisi? • 1737’de naaşı nakledilen Galilei’nin, taşıma sırasında düşen parmakları, dişi ve omuru, dâhiden bir hatıra saklamak isteyenler tarafından çalınmıştır desek inanır mısınız? • Kaju olarak bilinen çerezin aslında kaju meyvesinin sapı olduğunu biliyor muydunuz? • Charles Darwin’in tekerlekli ilk ofis sandalyesinin mucidi olduğunu söylesek ne dersiniz? • Büyük filozof Schopenhauer’in hayatı boyunca hep aynı gazeteyi okuduğunu duymuş muydunuz? • Hangi bilim insanının hâlâ radyoaktif haldeki çalışma defteri saklı tutuluyor dersiniz? • Yeşilçam’ın ilk transseksüel oyuncusunu tanıyor musunuz? ...

Rağmen 2: Baba
Yangında çocuğunu kaybeden bir baba, ne yapsa bir türlü görünmeyen kız çocuğu, eşini "yabancılar"la aldatan bir adam, üç oda bir salonda kendine yer edinemeyen çocuklar, ölen babalar, kalan kızlar, babasını çok seven kızlar, babasından nefret eden kızlar, babasından kaçıp sevgilisinde onu bulan kadınlar, bir gün mutlu olmayı bekleyen aileler ve mutsuz babalar… Sadece kadın yazar ve çizerlerden oluşan Rağmen, ikinci sayısında öykülerle, şiirlerle, inceleme yazılarıyla ve şarkılarla "Baba" temasını işledi. Bu sayının telif geliri, tüm yazar ve çizerler tarafından Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’ndeki Adalet Anaokulu’nda okuyan 0-6 yaş arasındaki çocukların eğitimine bağışlanacaktır. Bu kitabın telif geliri, tüm yazar ve çizerler tarafından Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na bağışlanmıştır.

Bir Tabu Meselesi
"Yazarlar için tabular, her zaman üzerine gidilmesi gereken konular olmuştur. Toplumun sessiz kabulü illa ki doğruyu yansıtmaz. İşte o zaman bir yazara düşen görev, vicdanın sesi olmaktır. Bu kitap da yazarlık okulu katılımcılarımızın çıkardıkları ortak bir ses olarak ayrı bir öneme sahip." – Gülşah Elikbank "Bu hikâyelerde umudun ve aşkla yazmanın izleri var. Yeni sorular sordurtma heyecanı da... Görmek ve duymak gerekiyor." – Mario Levi "Tabular, bize düşünmememiz salık verilen mor inekler gibi... İstemsizce meşgul ediyorlar zihnimizi. Üzerlerine düşünüp bir şeyler yazdığımızda ise onları adeta tasnif edip paketleyerek raflarına koymuşuz misali terk ediyorlar gündemimizi. Affetmek, başkasından çok kendimize yaptığımız bir iyilik... İyileşme sürecimizin bir aşaması. Bu iki temanın harmanl...

Asi Delikanlılara Uykudan Önce Hikayeler
Alan Turing - Albert Casals - Albert Einstein - Albert Espinosa - Andre Agassi - Antoine de Saint-Exupéry - Barack Obama - Bill Gates - Bobby Fischer - Charles Darwin - Che Guevara - Dalay Lama - Félix Rodríguez de la Fuente - Haile Gebrselassie - Harry Houdini - Harvey Milk - İkbal Mesih - Isaac Newton - Jacques – Yves Cousteau - Jamie Oliver - John Lennon - Jules Verne - Kelvin Doe Kílian - Jornet Leonardo Da Vinci- Lili Elbe - Lionel Messi - Louis Braille - Ludwig Van - Beethoven - Mahatma Gandhi - Martin Luther King - Mesud Hasani - Nelson Mandela - Nikola Tesla - Oskar Schindler - Paul Poiret - Pedro Duque - Primo Levi - Rudolf Nureyev - Roald Amundsen - Sebastião Salgado - Shigeru Ban - Stephen Hawking - Steve Irwin - Steven Spielberg - Tenzing Norgay -

Babayani-zamansız Yazılar
Tevazu sahibi, görmüş geçirmiş, derviş insanlara eski dilde "Babayani" derlermiş. Nebil Özgentürk de bu kitapta, çok sevdiği "babayani"leri anlatıyor. Ayrıca ilk defa bu kitapta kendi öyküsüne, ilk gençlik yıllarından ilginç anekdotlara, dikkate değer aile öykülerine, şaşırtıcı tanıklıklarına ve yaşarken ayakta kalmaya dair ipuçlarına yer veriyor. ___ "Nebil Özgentürk, Türkiye’nin ‘masumiyet çağı’nın belgeselcisidir. O, ‘kültür tarihimize kayıt düşen adam’ olarak anılmayı çoktan hak etti." Zülfü Livaneli "Nebil Özgentürk, bir arkeoloğun birikimi ve titizliğiyle, kalemiyle kazıyor insan öykülerini. Bir ressam olsaydı, bitti diye atılan boya tüplerinde kalan renklerle yapardı resimlerini. Bir heykeltıraş olsaydı, önünde model olarak duran insanın heykelini yapmak yerine, taşın içindeki insan...

Gücüne Gelsin
Güç cesaretsiz, cesaret umutsuz, umut güçsüz var olamaz... Danimarkalı filozof Søren Aabye Kierkegaard’a atfedilen bir anekdot vardır. Bir tiyatroda, kuliste yangın çıkar. Kabarenin emektar palyaçosu seyircileri uyarmaya çalışır ama onlar bunun bir şaka olduğunu sanarak alkışlarlar. Palyaço uyarısını tekrarlar, bu seferki alkış ise daha da büyük olur. Kierkegaard da der ki: "Ben dünyanın sonunun işte böyle geleceğini düşünüyorum, her şeyin bir şaka olduğunu zannedenlerin alkışları arasında..." İşte bu harika anekdottaki uyarı görevi yazıdadır, kitaptadır, okumaktadır, anlamakta, muhakeme etmektedir. Ben de bu güçlü kitabın cesur yazarlarını umut dolu cümleler eşliğinde ve "iyi ki"lerle selamlıyorum. – Uğur Batı Edebiyata gönül vermiş yeni kalemlerin yolculuğuna tanık oluyoruz bu kitapta. H...

Nokta
"Hayal, kaderin henüz yeşermemiş tohumudur. Hiç kimsenin onu sizden çalmasına izin vermeyin." Bazen, nokta koymak gerekir... Hayatındaki bir insana, bir aşka ya da bir düzene. Sen de illa ki bir nokta koymuşsundur günün birinde, seni üzene. Belki çok üzülsen de, bitirmişsindir o cümleyi. O cümledeki sevgiyi ya da kişiyi. Hatta içlerinden kimileri sana kibirlenmiştir bile "Senden büyüğüm, senden güçlüyüm, senden iyiyim" vs. vs. diye. Aldırma onlara ve asla unutma, hiçbiri senin koyacağın nokta kadar güçlü değildir asla. Unutma, nokta da küçüktür ama cümleyi bitirir. Biten şeyler için de kendini üzmekten vazgeç ve üzülme artık, neden bitti diye. Onlarla yolculuğunuz buraya kadarmış. Artık gülümse... Ve asla aklından çıkarma: Nokta koy

Rağmen 3
Edebi bir ayrılık var mı? Şarkı dinler gibi, sona yaklaştığını anladığın bir ayrılık mevcut mu? Hazırlık yapmak, seni avutacak arkadaşlarını önceden haberdar etmek, evi yeniden düzenlemek, gidilecek konserleri birkaç hafta öncesinden planlamak, kendini bir fırtınaya ya da güneşli bir yaz gününe, ayrılığa göre değişir, hazırlamak mümkün mü? Anne olunca annesinden ayrılamayanların, hayatta hiç kimse için vazgeçilmez olamayanların, şerefli ikinciliklere sevinen bir takımı tutanların, psikoloğa gitmek için para biriktirenlerin, ayrılma bozukluğu hastalığından muzdarip olup kimseden ayrılamayanların, parçalanmış ailelerin nadir kahramanlarının, her sabah çalışan anneler gezegenine giderken oğlundan ayrılanların, "az daha sabredip" başını alıp gidenlerin hikâyeleri... Burada. Rağmen’in bu sayısı...

Edebiyatta Pati İzleri
Bir kediyle uyumamış ya da bir köpekle dostluk kurmamış yazar yoktur neredeyse! Bu kitap çağdaş edebiyatımızın yaşayan kıymetli on yazarının hayvanlarla olan ilişkisini okurla buluşturuyor. Faruk Duman, İnci Aral, Haydar Ergülen, Buket Uzuner, Doğu Yücel, Sevin Okyay, Neslihan Önderoğlu, Haldun Çubukçu ve Murat Batmankaya mektuptan öyküye, denemeden anlatıya uzanan metinlerle hayvanlarla dostluklarını büyük bir içtenlikle paylaşıyor. Kitabın ikinci bölümünde ise, Neyzen Tevfik’in bir yerlere gitmeyen Mernuş’undan Nâzım’ın köpeği Şeytan’a, Nurullah Ataç’ın kedi dostluğundan, Tevfik Fikret’in Zerrişte’sine, Bilge Karasu’nun filozof kedilerinden, Fikret Otyam’ın çalınan keçisi Nimetçik’e kadar uzanan yelpazede yazarların hayvanlarla ilişkilerinden doğan ilginç olayları, anekdotları ve izdüşüm...

Sana Gelirken Ben
Sana Gelirken Ben, tutkulu bir gezginin hayallerinin peşinden gitme hikayesi. Gerçekle kurgunun, hayal ve gerçeklerin birbirine karıştığı bu kitap sizi hayalini dahi kuramayacağınız bir maceraya çıkaracak. Vahşi doğa fotoğrafçısı Nazan Aşkalli ile birlikte bir balina peşinde dünyanın dibine doğru bir yolculuğa hazırlanın!
![Devrim Erbil İle Seyrüsefer [art Book]](https://static.destekdukkan.com/files/urun_urunler/img/e8/500x725x2/devrim-erbil-ile-seyrusefer-art-book-kapak.jpg)
Devrim Erbil İle Seyrüsefer [art Book]
SEYRÜSEFER: "Gökkuşağına Sahipti Ruhu" Yirmi yazar, resmin şairi Devrim Erbil’in tablolarının karşısında durdu. Durmadan üreten ve yaşayan bir efsaneye dönüşen sanatçının meşhur eserlerini kaleme aldılar. Şiirlerle, öykülerle, denemelerle, duyguların sadece uyandırıldığını değil, özgün bir desen sayesinde baştan yaratılabildiğini gösterdiler. Kimi bir hikâyede yüzmeye başladı, kiminin hikâyesinin yolu geometrik bir kaostan geçti. Devrim Erbil’in sanatına, edebiyat dünyasından imzalar eklendi ve türler arası bu kolektif eser ortaya çıktı.

Kötü Bir Gün
"İnsanlar, en çirkin gerçeği bilmenin bile güzel olduğunu anlamak istemezler... Hayat; kendisini alt edenindir..." – Nietzsche Biri psikolog, diğeri apartman görevlisi iki adam bir dairenin içinde sıkışıp kalırlar ve birlikte geçirecekleri üç saat boyunca hayatlarının en karanlık ve en garip gerçekleriyle yüzleşirler. Oyuncu ve yazar Gürgen Öz’ün kaleme aldığı bu çok katmanlı Kafkaesk novella, insan psikolojisinin karanlık dehlizlerine inme cesareti gösteren nefes kesici bir kurgu... Baba oğul ilişkisi, geçmişin sırları, sınıf çatışması, otorite ve güç savaşları, yalanlar, gerçekler, yüzleşilemeyenler ve içsel özgürlük arayışının gölgesinde oynanan, üstelik gerilim dozu giderek artan&nbs

Zamandan Kaçan Ayrılık
Hayatın tüm yolculukları ileriye doğrudur ve gidenlerin ardında kalan birileri hep vardır. Her gidiş, bir ayrılık olduğu kadar bir kavuşma ya da kopuştur aynı zamanda. Ceylin Erbak Aytekin on iki öyküden oluşan bu ilk kitabında kopuşları, kavuşmaları, terk edenleri, terk edilenleri mercek altına alıyor. Bazen bir martının ağzından anlatıyor ayrılığın hüznünü, bazen yatılı okulun karanlık ve soğuk koridorlarından sesleniyor okura. Akıp giden günlerimize, göz açıp kapayıncaya kadar geçen zamanın içinde yitirdiklerimize, keşfettiklerimize ve hayata anlam yükleme arzumuza, ayrıntılara düşkün bir yakın gözlüğüyle bakıyor. Gidenlerin yüklerine olduğu kadar kalanların da kahırlarından kurtulma çabalarına odaklanan yazarla birlikte; siz de ayrılıklarınızı, ardınızda bıraktıklarınızı, kavuşmayı düş...