Kızıl İblisin Dönüşü 2 - The Return Of The Demon Master 2
Bulunduğu mistik evrende güçlerinden korkan Efendiler Koalisyonu tarafından öldürülen Kızıl İblis’in dünyamızda Jinho olarak uyanmasıyla başlayan macera devam ediyor. Dünyaya liseli bir genç bedeninde dönmüş olmasına rağmen güçlerini kaybetmeyen Jinho’nun düşmanları burada da peşini bırakmıyor. Serinin bu bölümünde yeni hayatına uyum sağlamaya çalışan Kızıl İblis bir yandan düşmanlarıyla savaşırken bir yandan da kendisi için çok değerli bir şeyi aramaya başlar. Çin’in ıssız dağlarına uzanan bu zorlu yolculukta Kızıl İblis aradığını bulabilecek mi? Yoksa bu maceranın sonunda Kızıl İblis’in düşmanları birlik olup onun güçlerini elinden mi alacak? %100 HARBİ BİR İBLİS! Acaba İyİlİk mİ, yoksa kötülük mü yapacak?
Ceviz Güzeli 1
BREZİLYA FUTBOLUNUN YÜKSELEN YILDIZI LUCIO SANTOS, ANTRENMANLAR, MEDYA RÖPORTAJLARI, REKLAM ÇEKİMLERİ VE TARAFTAR TOPLANTILARIYLA DOLU BİR HAYAT YAŞAMAKTAYDI. ANNESİ HASTALANDIĞINDA BİLE YOĞUNLUĞU NEDENİYLE ONU ZİYARETE GİDEMEMİŞTİ. BU ÇARESİZLİKLE LUCIO SANTOS DÜNYA KUPASI'NDA, SAYISIZ TARAFTARIN ÖNÜNDE ORTADAN KAYBOLMAYA KARAR VERDİ VE BİNLERCE KİLOMETRE UÇARAK DÜNYANIN DİĞER UCUNDAKİ BİR ADAYA GİDİP ORADA DAHAYALLERİNDEKİ KIZLA TANIŞTI... "KALBİMİN GÜM GÜM ATIŞINI DUYABİLİYORUM!" ÖNERİLEN KATEGORİLER: ÇİZGİ ROMAN TAYVAN KÜLTÜRÜ GENÇLİK VE TUTKU
Türk’ün Dostoyevski İle Sınavı 222 Soru ve Cevap Anahtarı
Bir insanın yaşadığı sürece herhangi bir Dostoyevski kitabı okumadan bu dünyadan geçip gitmesinin kişinin kendine yapabileceği en büyük haksızlık olduğunu söylemiştim bir yerlerde. Şimdi belki bir şey daha yapmalıyız, Dostoyevski kitaplarının yanına mütemmim cüz gibi koyabileceğimiz Vedat Özdemiroğlu’nun 222 sorulu Dostoyevski Sınavı’ndan geçmek. - Ercan Kesal
Kafka-kayıp Kişinin Günlüğü
İşte o, Franz… Mavi giysileriiçinde incecik vücutlu, çocuksu yüzlü Franz. Gülümseyen, nevrastenik,geç kalan, iyi arkadaş. Nadiren ve az miktarda yiyen, hastalık hastası ve doktordanhazzetmeyen Franz. Bir lokmayı yüz kez çiğneyen takıntılı Franz. Hayalperest vesuçlu Franz. Mazoşist,bütünlükten korkan, tembel, mükemmeliyetçi. Şekil değiştiren, yanlış hizalanmış ve yalıtılmış,pasif ve asalak Franz. Ebedi ve sadist erkek arkadaş Franz. Geceleri dört duvar arasındayok edilmeyeni arayan melek ve vampir. Makine dünyalarınınyaratıcısı, avukat Kafka, usta bir baba tarafından yaratılan golem
True Beauty 1
True Beauty Joo Gyeong bir lise öğrencisidir. Küçüklüğünden beri görünüşü yüzünden gerekaile arasında gerek çevresinde sürekli alay konusu olmuş, aşağılanmış ve arkadaşları tarafından zorbalığa uğramıştır. Yaşadıkları yüzünden artık hayatından bezen Joo en sonunda makyajla görünüşünü değiştirmeye karar verir. Sıkı bir çalışma ve yetenekleri sayesinde makyaj sanatında ustalaşır. Yaptığı makyajla bambaşka bir görünüme sahip olan liseli kız, adeta bir tanrıçaya dönüşür. Yeni bir okulda yeni bir kız vardır artık, hem de bir peri kadar güzel. Ancak gerçek halinin açığa çıkmaması için makyajsız halini herkesten saklamalıdır. Peki bu sırrını ne zamana kadar saklayabilecektir? Joo Gyeong’un, makyaj sanatı sayesinde çirkin ördek yavrusundan liseli bir tanrıçaya dönüşüm yolculuğunu ve bu süreçte yaş...
True Beauty 2
"True Beauty" serisinin ikinci kitabında,Joo Gyeong ve Soo Ho birbirlerine karşıolan hislerini geliştirmeye başlarlar. Bir anda yeni biri, Seo Joon ortaya çıkar veJoo Gyeong’un gerçek yüzünü fark eder! Peki Joo Gyeong’un nihayet birerkek arkadaşı olacak mı? Joo Gyeong, Seo Joon’un, sırrını ortayaçıkarmasını engelleyebilecek mi?
Sen Şarkını Söyle
Şarkı söylemeyi çok seven Gül’ün bir kusuru var, ne zaman sahneye çıksa şarkı sözlerini unutuyor, arkadaşları da bu durumla çok dalga geçiyor. Gül, bir gün yeni yetenekler yarışmasına başvurur ama önünde iki engel vardır. Biri yarışmanın sadece müzik gruplarına açık olmasıdır, diğeri ise babasının Gül’ün şarkı söylemesine izin vermemesidir... Üstelik yarışma, tam da matematik sınavıyla aynı saattedir. Gül tüm bu engelleri aşabilecek midir acaba? Yarışmaya katılsa bile şarkı sözlerini unutmadan söyleyebilecek midir? Gül ve arkadaşlarının bu macerasına hem çok güleceksiniz hem de çok şaşıracaksınız.
Belediye Başkanına Linç
KENDİ İÇİNDEKİ ŞEYTANINI TAŞLA Günümüzde teknoloji ve iletişim olanaklarının çoğalmasıyla özel hayatın ihlal edilmesine dair sarsıcı bir hikaye: Belediye Başkanına LİNÇ .Düşmanın görülmediği,çoğu zaman hiç ortaya çıkmadığı,izinin kolay kolay bulunmadığı bir yeni çağ savaşı. İstanbul’un önemli bir ilçesinin belediye başkanı,bir sabah uyanır telefon ve sosyal medya hesabında yüzlerce tehdit ve hakaret mesajları bulur.Yaşamı boyunca inşa ettiği tüm değerleri, bir anda kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Sanal dünyanın paralı askerleri onu bir gecede ülkenin gündemine oturtmuştu. Artık içine atıldığı bu dijital linç karşısında bir direnç savaşı verecektir. Kazanabilmesi mümkün müydü? Eğitimci, yazar Talip Emiroğlu’nun yeniden güncelleyerek yazdığı "Belediye Başkanına LİNÇ" romanını,...
Rıza
"HAYATI YARIM BIRAKIP DA GİTMEK Mİ YOKSA HAYATTA KALIP KOCAMAN BİR ÖMRÜ GİDENİN EKSİKLİĞİ İLE YAŞAMAK MI DAHA ACI?" "Hayatını tepetaklak eden kanserle boğuşan yazar bilmediği köklerine doğru yola çıkar. Bu yolculuk, yaşamındaki zorluklara çare olmaktan öte yeni sıkıntıların kapısını açar. Geçmişin derinliklerine indikçe kırılganlıklarının, zaaflarının kaynaklarını da bulmaya başlar. Varlığındaki anlam arayışının en önemli durağına geldiğinde dayısı Rıza’nın yaşamıyla karşılaşır. Yirmi dört yaşında aynı kanser türünden ölen dayısının yaşadığı büyük aşk, devrim peşindeki hayatının da yansımasıdır. Yazar, dayısına hep gizliden gizliye duyduğu hayranlığın nedenlerini çözmeye başlar. Bu yeni yaralar ve yeni kabuklar demektir. Ama bilir ki yara kıymetlidir. Dayısının yarasıyla kendisi iyileşir. ...
Türk Hitler
ANCAK TARİHİN KARANLIĞIYLA YÜZLEŞEBİLENLER HAK ETTİKLERİNE ULAŞABİLİR Ercan, Almanya’da uzun yıllardır oyunculuk yapıyordu. Başarılı da bir oyuncuydu ancak yetenekleri ırkçı birtakım önyargılarla baskılanıyordu. Arap bir aile babası, Ortadoğulu bir terörist, İranlı bir göçmen ya da imam dışında başka roller oynaması mümkün değilmiş gibi görünüyordu. Ne hak ettiği şöhrete ulaşabiliyordu ne de hak ettiği parayı kazanabiliyordu, üstelik yeteneğini de tam olarak ortaya çıkarma fırsatı bulamıyordu. Önyargılar kafesine hapsedilmiş, zor zapt edilen bir kaplan gibiydi adeta... Sonunda kafesinden çıkmaya karar verdi. Almanya’da Türk olmanın bedelini ödemekten yorulmuştu artık. İşin kuralı neyse ona göre oynamaya hazırdı. Artık sadece role girmeyecek, hayatın içindeki rolünü de değiştirecekti.
İmparatorun Kızı 3
"PRENSES, BABANI ÖZLEMEDİN Mİ?" "BABAM MI?" CAİTEL GİDELİ İKİ AY OLDU. ZAMAN ÇOK HIZLI AKIYOR. BİR BAKMIŞSIN BÜYÜMÜŞ VE EVLENMİŞİM. HER ZAMAN ÖYLE OLMAZ MI? DERKEN BÜYÜKANNE OLMUŞUM... AH BU ÇOK KORKUNÇ! BİR GÜN PERDEL VE SİLVİA İLE TAKILIYOR, BİR GÜN GRAECİTO İLE OYNUYORUM... İKİ YAŞINDAKİ BİR PRENSES BAŞKA NE YAPAR Kİ? GÜNLER BÖYLE GEÇERKEN BİR BAKTIM Kİ BABAM GERİ DÖNDÜ. BU ŞEKİLDE GÖNLÜM RAHAT YAŞIYORDUM AMA ANİDEN ORTAYA ÇIKAN BU ADAM YÜZÜNDEN HAYATIM ALTÜST OLDU. ETRAFIMDA YAKIŞIKLI ADAM ÇOK OLMASINA RAĞMEN DÜZGÜN BİR ADAMIN OLMAMASI HAYATIN BANA BİR TUZAĞI! KESİN BUSEFERKİ HAYATIM DA MAHVOLDU.
Parıldayan Şeyleri Toplanıp Sana Vereceğim
DEĞERLİ ANLARBİR ARAYA GELDİĞİNDE,PARILDAYAN BİR DÜNYA OLUŞTURUR. Sana "Güçlü ol" demektense sormak istiyorum,"İyi misin?" diye. Karanlık zamanlarda yolunu kaybetmemen içinher zaman ışık tutacağım sana. Şefkat dolu tesellim, sıcacık desteğim hep seninle. Sana söz veriyorum: Yarının bugününden dahaaydınlık olacak! Aslında güzel şeyler hep yakınımızda duruyor, ama biz onları görmüyoruz çoğu zaman. Hayatın küçük ama değerli mutluluklarını toplayıp, ışıl ışıl parlayan o anları resmediyor bu güzel kitap. Yürekleri pır pır ettiren, sevgi dolu, dokunaklı duyguları tüm samimiyetiyle aktaran bu küçük hikâyeler, kalplere mutluluğu getirmeyi vaat ediyor. Işıl ışıl parlaklığıyla hayatlarımızdaki değerli şeylere ışık tutuyor.
Genç Mustafa
ATATÜRK’ÜN HARBİYE YILLARI Genç Harbiyeli Mustafa Kemal’in okuyan, araştıran ve sorgulayan zihni gelişiyor. Bir yandan da eylemlerin içinde... Yalın Alpay’ın kaleme aldığı, Barış Keşoğlu’nun çizgileriyle hayat verdiği Genç Mustafa Kemal adlı bu kitap, bir düşünce adamının oluşumunun ve ilk başkaldırışının öyküsü… Bir liderin düşüncelerinin ilk filizlenişi, hapse ilk düşüşü ve idamdan kurtuluşu... "Elinizdeki kitap resimli bir Mustafa Kemal biyografisinin çok daha ötesine geçiyor. Gençler, yetişkinler ve özellikle de aydınlar için tasarlanmış. Her üç okuyucu tipi için de farklı bilgiler, yorumlar ve eleştiriler içeriyor. Üç okuyucuya aynı anda hitap etmeyi ve Mustafa Kemal’i bir insan olarak yeniden gözlerimizin önüne sermeyi başarıyor. Anlatılmayanı anlatan, sıra dışı bir çalışma." --Yard....
Vazgeçmeden Önce Deneyin-ernest Hemingway
"Hareket etmeden önce dinleyin. Tepki vermeden önce bir düşünün. Harcamadan önce kazanın. Eleştirmeden önce bekleyin. Dua etmeden önce bağışlayın. Vazgeçmeden önce deneyin." – Ernest Hemingway O, bir yaşam gurusu... Asrın en büyük yazarlarından biri, Nobel ve Pulitzer ödüllerini kazanmış bir edebiyatçı, dünyada adım atılmadık yer bırakmamış bir gezgin, tarihin görebileceği en büyük avcı, yemeklere ve içkilere ismi verilen bir ikon...Ernest Hemingway, kendinin keşfi olan Buzdağı Teorisi sayesinde Charles Bukowski, Elmore Leonard ve Italo Calvino gibi ünlü yazarlara ilham olmuş bir öncüdür de aynı zamanda. Bu kitapta Hemingway’in yaşamla ilgili derinlikli görüşlerini, aşk-aile ve hayatın anlamı üzerine tecrübelerini bulacak, belki de yazdığı en güzel hikâyesi olan yaşantısını tüm yalınlığıyl...
Trace 1
ESKİ BİR OLAY YERİ İNCELEME UZMANI TARAFINDAN ÇİZİLMİŞ, EŞSİZ BİR POLİSİYE GERİLİM!TOKYO POLİS TEŞKİLATI İÇİNDE TAMAMEN BAĞIMSIZ BİR YAPI OLAN OLAY YERİ İNCELEME BİRİMİNİN TEK AMACI, ÖNEMSİZ GİBİ GÖRÜNEN KANIT PARÇALARINDAN BÜYÜK İPUÇLARI ÇIKARMAK VE NE KADAR KARANLIKTA KALMIŞ OLURSA OLSUN TÜM GERÇEKLERİ AYDINLATMAKTIR.MANO REİJİ, OLAY YERİ İNCELEME BİRİMİNDE ADLİ TIP UZMANIDIR. SAWAGUCHİ NONNA İSE AYNI BİRİME YENİ BAŞLAMIŞ ÇAYLAK BİR ADLİ TIP ARAŞTIRMACISI. TESADÜF O Kİ NONNA’NIN AİLESİ ZAMANINDA KORKUNÇ BİR CİNAYETE KURBAN GİTMİŞ VE OLAYI MANO REİJİ AYDINLATMIŞTIR. ACABA BU İKİLİNİN TANIŞMASI NELERİ DEĞİŞTİRECEKTİR?ÇÖZÜLMEZ DENİLEN CİNAYETLERİN, BİLİM VE KANIT YOLUYLA NASIL ÇÖZÜLDÜĞÜNÜ ANLATAN NEFES KESİCİ BİR HİKÂYE.
Yıldızlar Dökülür Gecelerimden
ŞÜPHESİZ HER DUYGU YAZILMAYA DEĞER AMA BAZILARI YAZILMAZSA OLMAZ... * Hayatı anlamlandıran, yaşanmış ve yaşanmamış duygulardan başka ne ki? Yazmaya gönül verenler onları hikâyelerin içine koyacaktı elbette. Edebiyatın gizemli dehlizlerinde başka türlü nasıl yürünebilirdi? Bu sesleri duymak gerekiyor. Mario Levi Bu kitaptaki öykücüler, kolayca "tanımlanamayan, anlatılamayan" duygulara dokunuyor. Sevgi, şefkat, öfke, kaygı, acıma, büyülenme ve benzerleri gibi derin ve kimi zaman adını koymakta zorlandığımız anlara başarılı öyküleriyle eğiliyor. İnci Aral Okuduğumuz her yeni duygu, dönüşüm yolculuğumuzda bir rehber... Hasan Gümen Adı konmamış duyguların peşinden giden yazarlarımızın öyküleri, okurların kendi duygularını keşfetme yolculuklarına bir kapı açıyor. Uğur Batı Kendimizi eşeleyip dur...
Behice'nin Yarım Kalan İşleri
"GÜL AĞACINI BEN ALABiLiR MiYiM?" Dün gece sabaha karşı annem öldü. Mutsuzluktan değil ama mutsuz öldü. Bense annemin bir hıdırellez günü bahçemizdeki gül ağacının altına gömdüğü dileklerin peşindeyim. Ben olmasam annemin yarım kalan dileklerini kim fark eder? Samanlıktaki iğneyi bulmanın samanlığı yakmaktan başka, mümkünse daha az prodüksiyon gerektiren bir yolu var mı? Diyelim ben bu samanlığı yaktım, alevler boyumu aştı, annem gördü. Benimle gurur duyar mı? Bu dileklerin hepsini onun yerine ben gerçekleştirsem, annemin mezarında bir gül ağacı sebepsiz büyür mü? Ben Ayşe Püren. Üstünden atlayacağım ateşi çoktan yaktım gitti. Bu yangından sağ çıkacağız: Artık hayatta olmayan annem ve ben. Sinem Sal Kadıköy’de geçen bu romanında önceki eserlerinde yaratmış olduğu neşeli dram atmosferine sa...
İnsanca Yaşamaktır Hayat
"Gelecek, mümkünü görünür hale gelmeden önce fark edenlerİndİr." İnsanı anlamanın en kolay yolu, ona felsefe ve matematiksel düşünceyle bakmaktır. Bu bakış açısından bakamazsak, doğayı, toplumsal düzeni, hayatı ve en önemlisi de beynimiz nasıl çalışıyor, nasıl düşünce üretiyor, nasıl algılıyor konularını anlayamayız.İnsanlar arasında bu kadar büyük farklılıklar ve anlaşmazlıklar neden var? Neden birbirimizi öldürüyor, neden din olgusunun yarattığı farklılıklar nedeniyle bunun doğru ve kabul edilebilir olduğuna inanıyoruz?Bu kitapta, "Müslümanların neden birbirlerini öldürdükleri", bu sonucun sebebi olarak "beynimizin çalışma prensibi, beynimizin nasıl düşünce ve algı ürettiği" ve davranışlarımızı yönlendiren, kişiliklerimizin, kimliklerimizin oluşmasında temel olan "eğitim" konuları işlenm...
Sekreter Kimin Nesi Var 4
Yakışıklı, zengin ve kibirli Young Jun, büyük bir şirketin başkan yardımcısıdır. Mi So ise onun mükemmel sekreteri. Narsis patronuna 9 uzun yıl boyunca katlanabildiği için adeta bir efsanedir ama şimdi istifa etmeye karar veriyor. Acaba gerçekten de hiçbir şey ya da hiç kimse onu çekip gitmekten vazgeçiremez mi? Artık sıradan kahveler içmeye var mısınız?
Ayı Kaplan Ejderha
İflasın eşiğindeki terziye, bir gün bir adam gelir ve smokin sipariş eder. Adam terziye bir teslim tarihi verir, smokini o gün adresine getirmesini ister. Meğer terzinin hazırladığı smokin, adamın kendi cenazesi içinmiş. Terzi çok şaşırır. Üstelik o gün, ölen müşterisinin vasiyeti üzerine kendisine üç kafes kaldığını öğrenir. Kafeslerde ne mi vardır? Ayı, kaplan ve ejderha... *** Güçlü bir sevgi, bilinçle ortaya konmuş keskin bir eylem ve tarafsız bir gözlem... Bu üçü, doğarken yanımızda getirdiğimiz ancak yaşam yolculuğumuz boyunca beslemeyi çoğu zaman ihmal ettiğimiz kabiliyetlerimizdir. Üç özel hayvanın eşsiz güçlerini taşımak ve geliştirmek üzere geliriz dünyaya. Ayı, kaplan ve ejderha... Sevgide ayının gücünü, eylemde kaplanın zekâsını ve gözlemde bir ejderhanın tarafsızlığını besledi...
Yalnız Kitap
V. Karl’ın, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Osmanlı sarayında bulunan elçisi Flaman Ogier Ghislain de Busbecq, 1 Haziran 1560’ta İstanbul’da tamamladığı dört elçilik raporunun üçüncüsünde, Osmanlıların matbaayı kullanmaya karşı isteksizliğini şu sözlerle açıklamaya çalışıyordu: "Yeryüzünde Türkler kadar, başka ülkelerin yararlı icatlarını kolaylıkla alıp benimseyen bir millete daha rastlamak zordur… Buna rağmen nedense kitap basmaya ve çalar saat kullanmaya bir türlü ikna edilememişlerdir…" Edebiyatımızın temel taşlarından Sabahattin Ali’ye göre edebiyat her şeyden önce bir mücadeleydi, edebiyatın amacı ise "insanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükseltmek, insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmak" olmalıydı. Sabahattin Ali’nin "Edebiyata nasıl başladınız?" sorusuna yanıtı "Kit...
Sabahın Sözcükleri
"Sabahın ağzındaki en güzel sözcüktür günaydın. Gecede yitip gitmediğimizin tanığıdır.Bir gerekçedir şafağın kapısını aralayan ışığa teşekkür etmek için. Yüzler asılmış, akıllar karışmış, uykular kaçmışsa eğer, ilaç yerine geçer üstelik. Yalnızlık kuyusunun dibinden kurtulmamız için harflerden yapılmış bir merdivendir günaydın. Kopmuş bağları onarma isteği, dostluk kurmanın eşiği, sevgi sözcüklerinin beşiğidir. ‘Haydi yeniden başlayalım!’ demenin özcesidir. Yanına kendini tamamlayacak sözcükleri de çağırır.‘Nasılsın?’ı, ‘Hayırlı işler’i, ‘Hoş geldiniz’i… Günaydın, çocuğudur aydınlığın. İnsanı aşar. Damlaya da söylenir, denize de. Kediye de söylenir, kirpiye de. Ağaca da söylenir, ormana da.Tüye de söylenir, kuşa da. Yeryüzü sözlüğüne aittir günaydın. İmeceye çağrıdır. Kendini beğenmişlere ...