
Kehanetteki Çocuk
Yaşlı kayın ağacının köklerinden baloncuklar yükselmeye başladığında hepsinin hikâyesi değişti. Suzan, doğmadan önce Cehennem’de buldu kendini. Annesinin masallarıyla büyüdü ama hiç ummadığı bir anda masal zannettiği her şey, gerçeğe dönüşmeye başladı. Bilinmez bir hastalık iki dünyaya da bulaştığında Suzan ait olduğu yere, Ortoköy’e döndü. Burada onu bekleyen tehlikelerle ve bulmayı umduğu kayıplarıyla yüzleşmeye ne kadar hazır olduğundan emin değildi. Yıllardır beklenen On Bir Kehaneti sonunda gerçekleşecek miydi? Suzan’ın heyecan verici, büyülü macerası başlıyor!

Geleceksen
GEÇMİŞ DENEYİMLERİMİZDE, GELECEK FARKINDALIĞIMIZDA GİZLİDİR. Her bireyin sonunda Maslow teorisinin en üst basamağı olan "Kendini Gerçekleştirme" seviyesine ulaşmasına yol açacak gelecek teknolojileri ve insan arasındaki sinerjiye muhteşem bir bakış. – Jerome Glenn Fütürist, Gelecek Senaryoları-Milenyum Projesi kurucu ortağı Global Geleceğin Durumu Raporu başyazarı UNESCO ve Dünya Bankası bağımsız danışmanı Gelecekle ilgili hem tahmin etmeye hem de keşfetmeye devam ederken, bize rehberlik edecek çalışmalara, bize rehberlik edecek insanlara ihtiyacımız var. Bu çalışmanın bize geleceği tahmin denemelerimizde yardımcı olacağına inanıyorum. – Prof. Dr. Emre Alkin Ekonomist

Tuhaf Ejderha 2
HİBANA DIŞINDA HİÇ KİMSE İÇİN EJDERHAYA DÖNÜŞMEM! AYKIRI KIRMIZI EJDERHA İSARANIN KORUYUCU EJDERHA OLMASIYLA HİBANA KRALİÇE İLAN EDİLİR. AMA KUTLAMALARIN ARDINDAN PAYLAŞTIKLARI ÖPÜCÜĞÜN ANLAMINI DÜŞÜNÜNCE İKİSİ DE BİRAZ TUHAF HİSSEDER! ESKİ İÇİŞLERİ MEMURU SUZURİNİN KALEYE DÖNMESİYLE HİBANA KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMEYE BAŞLASA DA SUZURİ, İSARAYI PEK SEVMEZ... ÜSTELİK BİRİ HİBANAYI TEHDİT ETMEKTEDİR... BAKALIM İSARA, HİBANAYI KORUYABİLECEK Mİ?...

Tuhaf Ejderha 3
BENİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN TEK ŞEY HİBANAYI KORUMAK. KORUYUCU EJDERHA İSARAYA OLAN HİSLERİ, GENÇ KRALİÇE HİBANANIN KAFASINI KARIŞTIRMIŞTIR. BU SIRADA HİBANANIN İSARAYI KOCASI OLARAK SEÇECEĞİNDEN ENDİŞELENEN BAKANLAR, KRALİÇENİN YENİ EŞİNİ SEÇMEK İÇİN BİR ŞÖLEN DÜZENLER. BÖYLECE İSARA VE EŞ ADAYI SOYLULAR ARASINDA DÜELLOLAR BAŞLAR!... DAHASI İSARAYI TANIYAN GÜZEL VE GİZEMLİ BİRİ ORTAYA ÇIKAR VE BERABERİNDE BÜYÜK BİR TEHLİKE GETİRİR... KIRMIZI KADERİN HİKAYESİ, ÜÇÜNCÜ CİLT İLE SONA ERİYOR.

Baskın
Ben sizlere, nasıl attığımızı, nasıl hoplayıp zıpladığımızı, ne kadar kahraman olduğumuzu da anlatabilirdim bu kitabımda. Ama yanıltmış olurdum sizi. Dağdaki mücadele ya da dağdaki kahramanlıklar, adına çatışma denilen kısa bir zaman aralığına sıkışmış şeyler değildir çünkü. Askerin kahramanlıkları, mücadelenin fedakârlıklarına gizlenmiştir. Ve bu fedakârlıklar sadece çatışma aralıklarında değil, dağın bütün anlarındadır. Ne kadar güçlü, ne kadar dayanıklı, ne kadar atletik olduğumuzla da süsleyebilirdim sayfaları bir güzel. Ama bu değildir dağlarda yaşam. Güneydoğu’nun bir adımlık anlarında bile, yüz binlerce fedakârlık üretilir. Ve tüm anlattıklarım, anlatmadıklarımın yanında bir yudum bile değildir. Mücadele etmeyen, mücadele edenin halini bilmek zorundadır ama. En azından, bilmek istey...

Toprak Mehmet'e Susamışsa
"Yaş çoraplarımı çıkarttım. Çantamdaki bütün çoraplarımı teker teker giydim. En son da anamın çeyizinden çıkartıp verdiği, tiftik çorapları. Onların üstüne de, botlarımızın üstüne giymediğim buz gibi kar botlarını geçirdim. Şehit Üsteğmen Erdal Kurtoğlu’nun yadigârı incecik matı ve üzerine dikili paraşüt bezini açtım. İçine girdim. Battaniyeye sarındım. Başıma çektim. Kıvrılıp, başımı, ellerimi, dizlerimi, kollarımı karnıma topladım. Anamın karnındaki gibi. Ve ölüm olmayan, ama ölüme yakın olan bir âleme doğru, kendi yolculuğuma çıktım." Çatışmada kendisini vurmak için atılan mermiler karşısında benliğin verdiği tepki, aşılmaya muhtaç aşılamayacak bir dağ gibidir. Bu dürtü, kendini sakınmaya iter insanı. Oysa kendini korumak kadar, bir şeyler yapmak gerektiğini de emreder dağ. Bu anlara de...

Bensiz Ayna
Sıra dışı bir büyülü gerçeklik romanı "Artemis ürkek hareketlerle geriye döndü. Kahroldu. Korktuğu başına gelmişti. Dev ayna evdeki eşyaları, balkon kapısını, pervazda duran beyaz orkideyi, siyah kadife perdeleri, özel tasarım yer lambasını gösterdiği gibi Aynacı’yı da göstermişti. Tek eksik yine kendisiydi." Bir gün evinin baş köşesinde duran aynada kendini göremezsen ne yaparsın?

Sultanla Son Dans
VATANSIZ OLMAK İNSANI YARALAR! HER ZAMAN BİR YERİN EKSİK KALIR, KENDİNİ HİÇBİR YERE AİT HİSSEDEMEZSİN. İkinci Dünya Savaşı tüm şiddetiyle devam ederken, New York’taki kardeşinin yanına giden üniversite öğrencisi Sofia Moretti, orada ilk görüşte aşkının tutsağı haline geleceği bir delikanlıyla tanışır. Hayatından bir daha çıkaramayacağı bu delikanlı sürgüne yollanmış Osmanlı şehzadesi Cem’den başkası değildir. Savaşçı ruhlu ve yakışıklı Osmanlı şehzadesi Cem ile İtalyan mafya liderinin dünyalar güzeli kızı Sofia imkânsız bir aşkın içinde bulurlar kendilerini. New York’tan Kuzey Afrika’ya, Paris’ten İstanbul’a uzanan bu aşk hikâyesinde çözmeleri gereken iki büyük sorunları vardır: Mafyanın acımasız kuralları ve Cem’in kayıp bir şehzade olarak verdiği kimlik savaşı...

Seni Sana Geri Verecegim
"Kendine, sana zarar verenlerden uzaklaşacak kadar saygı duy." Ne korkularımızı ne de çözümleyemediklerimizi dile getirebiliriz... Taklit mi ediyoruz yoksa yaşıyor muyuz onu da bilemeyiz... Kimdir aynada bize bakan, inancımız nedir, her şey miyiz hiçbir şey mi bir türlü çözemeyiz... Boşanmak mı, terk etmek mi, ayrılmak mı zor gelir bize cevabını veremeyiz... Hayat yanılarak, yanlış yaparak öğrendiğin bir yoldu. Belki tenin teni konuşmadan anlayabileceği ilişkilereydi hasretin. Gittin. Seksi bulmak kolaylaştıkça, aşkı bulmak zorlaşıyordu. Pes ettin. Belki saygı ve sevgiyeydi özlemin. Vazgeçtin. Affedemedin. Hayat işte. Üstesinden gelemedin. Her ölüm birer ayrılıktı. Sen önce ölümü anlamayı es geçtin. Halbuki ölmeyi öğrenirsen, yaşamayı öğrenirdin. Fark edemedin. Fark edemezsen özgür değilsi...

Burma Günlükleri
PYONGYANG VE SHENZHEN’İN ÇİZERİ, DIŞA KAPALI BİR ÜLKENİN DAHA PORTESİNİ ÇIKARIYOR. Guy Delisle, bu kitabında Burma’da (Myanmar olarak da bilinir) karısı ve çocuğuyla geçirdiği bir yıla yakın bir zaman dilimini anlatıyor. Burma’nın "sosyal kontrol" adı altında gizleme ve izole etme konusunda kötü bir şöhreti var: Ellerinde makas olan görevliler, gazeteleri sansürlüyor; muhalefet lideri, on yıldan fazla süredir ev hapsinde; isyancıların kontrolündeki bölgelerin dış dünyayla irtibatı yok ve en büyük haber kaynağı, kulaktan kulağa yayılan söylentiler… Etkili bir çizgi-gazetecilik örneği olan Burma Günlükleri, minimal anlatımıyla hayran bırakıyor, mizahi üslubuyla kahkahalar attırıyor. "Yıllardır zalim bir diktatörlük altında olan Burma’daki yaşamı anlatan en aydınlatıcı kitap." –The Guardian "...

İnsomnia Cafe
Dünyanın sayılı antika kitap eksperlerinden olan Peter Kolinsky, prestijli bir müzayede evinde çalışacak kadar yükselmiştir. Karaborsacıların da ilgisini çekmeye başlayan Kolinsky, hapishanenin kapısından dönmüştür. Şimdi ise küçük bir apartmanda yalnız bir hayat sürüp, nefret ettiği bir işte çalışmaya başlamıştır. Bir gece kahve içmek üzere gittiği Insomnia Café’de, Angela ile tanıştıktan sonra her şey değişir. Angela, ona kayıp bir kütüphanenin kapılarını açar. Orada ünlü yazarların henüz yazmadıkları kitaplar, raflarda durmaktadır… Perker’in muazzam bir şekilde dengelediği siyah ve beyazın harmonisi, kitabı anlayamadığınız şekilde bir arada tutuyor. Karakterlerini o kadar iyi ve tutarlı bir şekilde kurguluyor ki şehrin tuhaf, döküntü ve kirli havasıyla müthiş bir uyum sağlıyor…-Publishe...

Headbang 5
"Gorgoroth süreci keyifliydi ama son dört sene fazlasıyla verimsiz geçti. Hem müzikal hem de diğer açılardan grup çok sığlaşmaya başladı. İçine kapanmış gibiydi. Ben de bu yüzden farklı bir şeyler yapmak istedim." -Gaahl (Gaahls Wyrd) "Birçok albüm çıkıyor ve bu albümleri birkaç tur dinledikten sonra rahatlıkla özümsemiş oluyorsun. ‘Gold & Grey’ pek öyle bir albüm değil. Biraz sabredip zaman tanıdıklarında, albüm kendine özgü yanlarını ortaya çıkarıyor. Bu hiçbir zaman benim kontrol edebildiğim bir şey olmadı aslında. Eğer bilinçli olarak sürekli böyle albümler yapabilmem mümkün olsaydı, kesinlikle yapardım!" -John Baizley (Baroness) "Biz zamanında Black Sabbath’tan ve Trouble’dan çok etkilendik. İlk Trouble albümü bize çok ilham verdi. Başka şeyler de ilham verdi; oldschool metal. Ama bug...

Eski Sevgili
Karikatürist Erhan Tatlıdilli’nin yazdığı, ünlü çizgi romancı M.K. Perker’in çizdiği Penguen dergisinde yayınlanmış; ilişkiler, aşk ve ayrılık üzerine ilginç ve eğlenceli detaylarla dolu duygusal bir öykü. … Kader yaşadığımız çoğu anı görünmez kılar, çünkü kader sadece ‘karar anlarında’ biçimlenir. Ortak zamanlama, ortak karardır kader. Ya ‘Gel! dersiniz ya da ‘Git!’… ‘Gel’ güzel kelime ama; söylemek zorsa ve artık geleceğiniz yoksa, iki ayrı gelecek vardır… Korkunun olduğu yerde gerçek yoktur, inanç yoktur, özgürlük yoktur. Yaşayacağınız hasreti ve acıyı göze alabildiğiniz kadar tutsaklıktan kurtulabilirsiniz. Ancak bu özgürlük bizi mutlu etme ‘tehlikesi’ taşır. Büyük mutlulukların sonu da basit bir neticeden fazlasıdır. Bir ruhun başka bir ruhu kucaklamak için bahanesi kalmadığındaysa ay...

Canvermezler Tekkesi
"Evvela benim deli olmadığıma emin olmalısınız. Akıl sağlığım tamamen yerindedir. Hiçbir hastalığım yok ama ihtiyarım. Ah gücünü tüketmenin en üstünde olan bir ihtiyar, bütün ihtiyarların ihtiyarlığından daha fazla ihtiyar... Kaç yaşındayım? Seksen? Yüz? Yüz yirmi yaşında mıyım? Bunun aslını bilmiyorum. Bu husustaki hissimi aydınlatmaya yarayabilecek hiçbir şey yok. Ne yazılı bir vesika, ne hatıra, ne şahit! Çünkü ancak birkaç günden beri ihtiyarım." Selim Nüzhet Gerçek’in Claude Farrère’in La Maison Des Hommes Vivants eserinden uyarladığı bu eser, edebiyatımızın nereyse hiç anılmayan kayıp bir eseri. İleri gazetesinde tefrika edildikten sonra 1922 senesinde basılan Canvermezler Tekkesi, edebiyatımızda korku türünde yeni bir keşif. Bu eserin basımına değin bu olağandışılıkta ve bu kadar ne...

Kudüs Günlükleri
- Angoulême Çizgi Roman Festivali - En İyi Çizgi Roman Ödülü - Usta çizer Guy Delisle, en güçlü işlerinden biriyle karşımızda. Pek az insanın gidebildiği ülkelere dair gezi günlükleriyle adından söz ettiren Guy Delisle, günümüz Kudüs’üne dair kültürel bir yol haritasını ustaca göz önüne seriyor. Pyongyang, Shenzhen ve Burma Günlükleri’nde yaptığı gibi, dışa kapalı ülkelerde gündelik hayatın neye benzediğini, tipik bir yabancının bakış açısından yola çıkarak anlatıyor. Delisle, Kudüs Günlükleri’nde pek çok insan için farklı şeyleri temsil eden şehrin zorluklarını keşfediyor. Kudüs’te yaşayan Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman toplulukları incelerken hiçbir topluluğu kayırmıyor. İnce bir mizahi anlatımla gördüğü her şeyi çiziyor. "Şimdiye kadar İsrail-Filistin çatışmasının çözümsüz çetrefilliğin...

Bir Hatıra-i Pejmürde
Kadın bir yazar tarafından yazılan ve hadiselere kadın tarafından bakan ilk günlük-roman örneği. Latin harflerle ve sadeleştirilmiş hâliyle ilk kez Türkçede. Yazarı kadın, baş karakteri kadın, meselesi kadın... Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, II. Meşrutiyet’in oluşturduğu atmosferde ilk kez çocuk yaşta evlilik, esirlik, annelik ve dönemin sosyal statüleri gibi kavramlara değinen; baş role genç bir kadını koyan ve tüm bu konuları iç burkan bir anlatıyla okuyucuyla buluşturan özel bir eser. Edebiyat tarihimizin unutulmuş ismi Salime Servet Seyfi’nin kaleminden çıkan, döneminin çok ötesinde bir roman. Bir Hatıra-i Pejmürde, karakterlerin ruh hallerini betimlemedeki sadeliği ve vuruculuğuyla göz dolduran, kayıp bir yazarın kaleminden çıkmış gizli bir hazine.

Bakire Ölen Bir Anne - Anna Freud
"Hareketlerimize hükmeden şey, keşif ruhunun verdiği neşe ve canlılıktı." Psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’un altı çocuğunun arasından tahtını devredeceği tek vârisi olarak gördüğü kişiydi Anna Freud, öyle de oldu. Anna Freud, babasından devraldığı tacın hakkını sonuna kadar verdi. Hayatını babası Freud’a ve onun öğretilerine adadı. Psikanalizi ölümsüzleştirmeye adeta ant içmiş bu genç kadın Çocuk Psikanalizi ve Benlik Psikolojisi ekollerini geliştirdi, psikanalitik ilkelerin çocuk terapisine uygulanmasına öncülük etti. Hiç evlenmedi ama hem çok sevdi hem de çok sevildi. Hayat arkadaşı Dorothy ile beraber kurucusu olduğu okullar ve enstitüler sayesinde sayısız çocuğa ev verdi, onları korudu, her birine annelik yaptı. Psikanaliz dünyasındaki paha biçilemez katkılarına rağmen hep gölgede ...

Boğaziçi'nde Balık
Boğaz’da hem zamaniçi hem zamandışı bir yolculuğa çıkaran öyküler İstanbul’da Kedi’den sonra Boğaziçi’nde Balık ile yeni bir ikili, Gündüz Vassaf’ın severek okunan Cehenneme Övgü – Cennetin Dibi ikilisiyle buluşuyor. Boğaziçi’nde Balık Boğaz’ı ve Boğaz’ın sularında yaşayan balıkları başkahramanı seçerken tarihten, mitolojiden, gündelik yaşamdan beslenen, insanoğlunun her yeri fethetme hırsını hicveden şiirli, bilim kurgusal, gerçeküstü öyküler ve öykülere eşlik eden resimlerle okuru gerçekle düş sınırında capcanlı bir yolculuğa çıkarıyor. Türkiye’nin siyasetle yoğrulduğu bugünlere nasıl geldiğimize Boğaz’ın dip sularından balıklarımızın gözüyle bakmanın tam zamanı.

Yut Beni
Yut Beni, sis, ölümcül hastalık, halüsinasyon, apofeni, böcek orduları, sırlar, sarsılmaz inanç ve hayatın anlamını çözmek üzerine bir aşk hikâyesi. Nate Powell, bu en önemli eserinde ergenliğin en karanlık köşelerini keşfetmeye çalışıyor; bunu da klişe, melodramatik ergen isyanlarıyla değil, ufak delirmelerle, ilaçların sağladığı şüpheli rahatlamalar ve aile bağlarının karmaşasıyla anlatıyor. Hikâye çözüldükçe, iki üvey kardeş, ruhsal sorunlara, dağılan ailelerine, hayvan telepatisine, yanlış aşklara ve bir gün her şeyin anlam kazanacağına dair zayıf umutlarına birlikte göğüs geriyorlar. Özellikle hızlı anlatılmış, özenle çizilmiş ve gölgelerle bezenmiş Yut Beni, Nate Powell için bir kilometre taşı ve aynı zamanda okuyucuları son sayfalarda ele geçirecek kentli bir hayalet hikâyesi. Rahat...

Sessiz Gece Yazıları
İnsanların müstakil hikâyeleri, insanlığın ortak yaşamından bağımsız değil. Zamanında, belki de hiç ilgilenmediğimiz bir topluluğun, bir şairin ya da bir fotoğrafçının gündemi olan şeyler, hepimizin geleceği olabilir. Nebil Özgentürk, Sessiz Gece Yazıları’nda, zamane olaylarının içindeki zamansız hikâyeleri buldu ve yeniden gün yüzüne çıkardı.

Cıvata Kafa ve Diğer Tuhaf Vakalar
Eisner Ödülü – En İyi Kısa Öykü En İyi Mizahi Eser Victoria Devri’ne ait uçan makineler, mekanik bir kafa, mezar hırsızlıkları, hayaletler, cadılar, kuklalar, uzaylılar ve içinde paralel evren taşıyan bir şalgam. Bu kapağın altında adeta bir tuhaflıklar geçidi sergileniyor -ki aralarında Eisner ödüllü "Cıvata Kafa" ve "Sihirbaz ve Yılan" hikâyeleriyle birlikte, Hellboy’un yaratıcısının hiçbir yerde yayımlanmamış üç hikâyesi daha yer alıyor. "Cıvata Kafa, en başta bir oyuncak fikri olarak ortaya çıkmıştı. Ciddi bir fikirden ziyade, öylesine bir düşünceydi… Ama bir figür tasarımcısı olmadığım için bunu bir çizgi romana çevirdim. Ve sonunda tam da benim seveceğim bir çizgi roman yarattım. Başkalarının umursamasını bile beklemiyordum ama insanlar, bugüne kadar yaptığım en iyi iş olduğunu söyle...