Destek İndirim -
Destek Dükkan
0
Sepetim
Yazarlar
Kategoriler
Değerlendirme
Fiyat
Yayınevleri
Diller
Filtreleme

Kategoriler

Yayınevleri

Yazarlar

Fiyat

Diller

Değerlendirme

Önceki sayfa
Sıralama
Stokta Yok
Dinle Sebastian! - İnsan Anadilinde Mi Sever? Kara Karga Yayınları

Dinle Sebastian! - İnsan Anadilinde Mi Sever?

Kâmile bir gün, bir Alman kadın arkadaşı ile spor yaptıktan sonra, erkek ve kadınların birlikte girebildikleri bir saunaya gitmiş. Uzanmış tahta banklara sere serpe. Siyah uzun saçları, hafif tombul oluşu ve esmer teninden yola çıkmış olsa gerek bir Alman erkek, Kâmile’nin Türkiyeli, daha doğrusu Müslüman olduğunu düşünmüş. Kısa bir süre sonra kendisiyle ufak ve terletici bir sohbete koyulmuş. Pek gecikmeden de asıl terleten soru gelmiş: "Başörtünüz nerede?" Anadili gibi Almanca konuşan arkadaşım da arkadaşı da şaşırmış ve soran gözlerle bakınca, Alman bir hata yaptığını anlamış, düzeltmeye çalışırken ise kelimenin tam anlamıyla kaş yaparken göz çıkarmış. "Şey! Yani dışarıda başörtüsü takıyor musunuz demek istedim..." Gazeteci Fulya Canşen’in birdenbire başlayan Almanya macerasını ve iki ü...

Stokta yok

Stokta Yok
Mehmet'in Babası Nâzım Kara Karga Yayınları

Mehmet'in Babası Nâzım

Mehmet’in Babası Nâzım, bir ilk kitap. Hem Nâzım Hikmet’in hayatını her yaştan kişinin okuyabileceği hem de oğlu Mehmet’le aynı sayfalarda buluştuğu bir ilk kitap. Gündüz Vassaf’ın şiirsel dili ve M.K. Perker’in çizimlerinin buluştuğu bu kitapla sizleri baba Nâzım ve oğul Memo’nun çocukluklarıyla tanışıp anne Münevver’i de yanımıza alıp her yaştan okuyucuyu birleştirecek ortak bir okumaya davet ediyoruz. Bu kitaptaki şiirler ve çizimlerle Nâzım’ın hayatına bir yolculuğa çıkacak, oğlu ressam Mehmet’in hikâyesini ilk kez okuyacak, Mehmet’in babası Nâzım’la tanışacaksınız. Nâzım Hikmet, "Yazdıklarım 30-40 dilde basılır Türkiyem’de yasak" Dediğinden beri. Ne mutlu Türkçeye! Bugün şiirleri Hepimizin dilinde. Oğlu Memo? Ressam oldu büyüyünce, Yolculuklara çıktı Renklerin hayallerin derinliğinde.

Stokta yok

Stokta Yok
Tepedelenli Ali Paşa İsyanı Destek Yayınları

Tepedelenli Ali Paşa İsyanı

"YANYA ASLANI'NIN KANLI TARİHİ!" Tepedelenli Ali Paşa bir Osmanlı paşasıydı. Arnavutların o dönemdeki en büyük şehri sayılan Yanya’nın tek hâkimi... Seksen yıla yakın süren ömrü boyunca annesi ve çocukları da dahil binlerce insanın kanını döktü. Şeytana pabucunu ters giydiren bir adam olarak bilindi her zaman. Sonunda artık herkes onun ölmesini ister hale geldi ama Tepedelenli Ali Paşa’yı öldürmek kolay bir iş değil. Padişah II. Mahmut bile "Taş taş üstünde kalmaz!" dedi. Macar yazar Maurus Jokai’nin kaleme aldığı bu yarı masalsı roman, sadece Tepedelenli Ali Paşa’nın hikâyesi değil, aynı zamanda reform yapma çabasıyla sancılar yaşayan Osmanlı’nın yıkılış döneminin de hikâyesidir.

Stokta yok

Stokta Yok
Soykırıma Uğrayan Apaçilerin Son Kahramanı Gerenimo Destek Yayınları

Soykırıma Uğrayan Apaçilerin Son Kahramanı Gerenimo

İntikam ateşiyle dolu bir Apaçi’nin öyküsü... Apaçi Kızılderililerinin gerçek yaşamlarını onların büyük şeflerinin ağzından dinleyeceksiniz bu kez! Geronimo! O Kızılderili bir lider. Bir savaşçı... Beyazlara karşı mücadele veren kahraman son Kızılderili... Apaçiler arasında en saygı duyulan kişi... 1858 yılında bir gün eve döndüğünde, eşi, annesi ve üç çocuğunu İspanyollar tarafından öldürülmüş buldu. O günden sonra her beyaza düşman kesildi. İçinde günden güne büyüyen intikam ateşiyle pek çok beyaz insanı öldürmeye çalıştı. İntikam ateşiyle yanıp tutuşan bir şamandı o... İyi bir şifacıydı. Büyücüydü. Bu onu ruhsal ve entelektüel bir lider yapıyordu. 1870’te San Carlos’a yerleştirilen Geronimo, buradan kaçmayı başardıysa da tutuklanıp geri gönderildi. Dört kez daha kaçmayı başarıp tutuklan...

Stokta yok

Stokta Yok
Önemsiz Gün ve Haftalar Kara Karga Yayınları

Önemsiz Gün ve Haftalar

Akıp giden su gibi güzeldi işte geçip giden zaman da. Akması, geçmesiydi önemli olan ve bizim de onlarla akmamız, geçmemiz, esmemiz, uçmamız, yüzmemiz, yürümemiz, koşmamız, durmamız, bakmamız, susmamız ve yazmamız... Sonra günlerimiz vardı, olup olacağı yedi gündü, iki avcumuza sığardı, "hayırlı cumalar" kadar "mavi cumartesiler", "uykulu pazarlar", "güneşli pazartesiler", "sakin salılar", "iyimser çarşambalar", "uğurlu perşembeler" de demek iyiydi. Haydar Ergülen, Önemsiz Günler ve Haftalar’da zamanı peşi sıra akan aynılıklar bütünü olmaktan kurtarıyor, her bir haftaya "önemsiz" bir anlam atfediyor ve bize o hep özlediğimiz geçmişin tatlı-ekşi atmosferini yeniden canlandırabileceğimiz bir ruh atlası sunuyor.

Stokta yok

Stokta Yok
Rağmen 4 - İstanbul'a Söz Kara Karga Yayınları

Rağmen 4 - İstanbul'a Söz

Mutfaktan seslenenlerin, bir şans daha verenlerin, apartman boşluğunda bir araya gelenlerin, içinden konuşanların, geceleri evine hızlı adımlarla dönenlerin, evine dönerken arkasını kollayanların, evinde güvende hissetmeyenlerin, ses çıkaramayanların, ses çıkaranların, duyulmayanların, bangır bangır bağıranların, aynı apartman boşluğunun pencerelerinde sesine karşılık bulanların, sadece özgür yaşamak isteyenlerin, sadece yaşamak isteyenlerin, ölenlerin ve kalanların, hepsine rağmen asla yalnız yürümeyenlerin hikâyeleri… Bir kişi daha eksilmeyeceğiz. İstanbul’a söz! Bu kitabın telif geliri, tüm yazar ve çizerler tarafından Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği’ne bağışlanmıştır.

Stokta yok

Stokta Yok
İlk Acı Destek Yayınları

İlk Acı

Yatmadan Önce Yüz Fırça Darbesi adlı çok satan kitabın yazarı Melissa P’den "annelik" olgusu üzerine derinlikli, çok katmanlı ve sarsıcı bir roman... Kitabı 30 dilde 41 ülkede basılan, hatta bazı ülkelerde dağıtımı bile yasaklanan İtalyan yazar Melissa P, İlk Acı’yla birbirine hiç benzemeyen iki farklı kadının hikâyesini, güçlü ve ortak bir paydada, sağlam bir duygu örüntüsüyle birleştiriyor. Annelik! Uzun yıllardır annesiyle görüşmeyen, ancak kısa süre sonra anne olmaya hazırlanan Rosa, kendi annesinde deneyimlediği soğuk ve tutarsız annelik figüründen uzak olmanın katiyeti içinde, karnında taşıdığı bebeği sevgiyle beklerken; gelişmemiş vücudu, tamamlanmamış karakteriyle Agata da doğurmaktan pek emin olamadığı bir bebeği hayata getirmeye hazırlanıyordu. Rosa ve Agata’nın

Stokta yok

Stokta Yok
Bazı Tipler Kara Karga Yayınları

Bazı Tipler

Mizah dergilerindeki Replikler ve Osman Gazi ve Mahdumları adlı köşeleriyle adından söz ettiren Emirhan Perker, bu defa ince tespitler kitabıyla karşımızda. Tatil beldesi sakinleri, mahalle bakkalı, üçüncü nesil kahveci, nargile kafe müdavimi, 90’lar popçusu, instagram fenomeni, TV yorumcuları, home ofis çalışanları, plaza çalışanları, Çağan Irmak ve Nuri Bilge Ceylan karakterleri... Bazı Tipler, gündelik hayatın içindeki gözden kaçan küçük detayları keyifli bir üslupla didikliyor.

Stokta yok

Stokta Yok
Uyusak Geçer Mi? Destek Yayınları

Uyusak Geçer Mi?

Her birinin hayatı kırgınlıklarla, yaralarla ve karmaşayla dolu üç çarpıcı karakter... Kader, Can ve Hayat... Farklı hayal kırıklıklarıyla çok zaman düşe kalka devam ettikleri yaşam yolculuğu, ortak bir paydada buluşturacaktır onları. Umut, hepsi için yeşerebilirdi bir gün... Ama nasıl? Seda Eroğlu’nun kaleme aldığı içsel dinamikleri hayli güçlü bu roman, çocukluğa özlemin, umudun, aşkın ve gerçek uyanışın bir destanı... "Tam her şey unutulmaya, tozlu raflara kaldırılmaya yüz tutmuşken, ansızın esen bir rüzgâr çocukluğundan bir parçanı kurumuş yapraklar gibi uçurup pencere kenarına kondurduğunda anlıyorsun ki, içinde bir yerlerde saklanan o küçük çocuk hiç büyümemiş, geç

Stokta yok

Stokta Yok
Röntgenci
 
Destek Yayınları

Röntgenci

Stokta yok

Stokta Yok
Nazım'ı Öldürmek Destek Yayınları

Nazım'ı Öldürmek

Stokta yok

Stokta Yok
Erkeksiz Bir Yıl
 
Beyaz Baykuş Yayınları

Erkeksiz Bir Yıl

Stokta yok

Stokta Yok
Dün Gelir Gün Bittiğinde Destek Yayınları

Dün Gelir Gün Bittiğinde

Ne çok şey öğretir hayat. En çok da direnmeyi. Sonra kimseye çok da güvenmemeyi. Öyle her sıfatı herkese hemen vermemen gerektiğini. Kalabalığın güzelliğini... Yalnızlığın gücünü... Kendi gücünü keşfetmenin en büyük mutluluk olduğunu. Ama en çok da herkese "hiç kimse" olarak bakabilmeyi. Bazı mevsimlerde güneş var diye aldanmayıp, yanına bir şey almanın gerekliliğini. Yani ihtimalleri. Hayatta her şeyin mümkünlüğünü. Hikâyede Derviş’in dediği gibi: "Bu da geçer yahu!" diyebilmeyi...

Stokta yok

Stokta Yok
Ölümden Sonra Aşk Kara Karga Yayınları

Ölümden Sonra Aşk

Umut, babadan kalan ağır miras; eğip bükmeden, kırıp dökmeden taşınacak. Gazi, Yenibosna, Berlin, Cohen, Sırrı Süreyya, Berkin… Tarihin kaldırımından yola fırlamış ne kadar romantik, delikanlı çocuk varsa, onların aşkına umut taşınacak. Ölümden Sonra Aşk, acısıyla ve güzelliğiyle yayılmacı. Barış Pirhasan terk ediyor, özlüyor, unuttukça hatırlıyor, korkuyor, bıkıyor, kavuşuyor ve insanı şiir yazmaya özendiren bir mana trafiğine çıkarıyor.

Stokta yok

Stokta Yok
Nisan Hakan - Karikatürler Kara Karga Yayınları

Nisan Hakan - Karikatürler

Nisan Hakan, çizgi anlayışı, esprileri ve tespitleriyle yeni kuşak mizah anlayışının en önemli isimlerinden. Kemik, Uykusuz, Gırgır ve Hortlak mizah dergilerindeki harika karikatürleri bu kitapta bir araya geliyor.

Stokta yok

Stokta Yok
Aşk ve Özlem Ansiklopedisi
 
Beyaz Baykuş Yayınları

Aşk ve Özlem Ansiklopedisi

Stokta yok

Stokta Yok
Şehrin Sancısı Destek Yayınları

Şehrin Sancısı

"İNSANLAR YALAN SÖYLEMEYİ SEVER. ÇÜNKÜ BEŞ PARA ETMEZ HAYATLARINDA DOĞRU DÜRÜST YAPABİLDİKLERİ TEK ŞEY BUDUR." Kendini dahi bulamayacak kadar kalabalık, kafasının içindeki seslere sağır kalacak kadar da gürültülüydü şehir. Çokça hayal kırıklığı, kavga ve tehlike doluydu. Çocukluğundan beri huysuz, uyumsuz ve yalnızdı. Ne sistemle barışabildi, ne geçmişi bağışladı, ne hayatın anlamsızlığına değer katabildi, ne de kendini sevebildi. Basit ve hayli sıradan bir insan olarak hayata devam edebilmek kolay değildi artık. Şehir sıradan olanı öğütüp kusuyordu dışarı. Pencerede bir çiçekle, mahalleden iki arkadaşla, maaşı düzgün bir işle, sıcacık bir çorbayla, ocağı tüten bir haneyle, sıradan ve görünmez olmak için daha fazla çabalamak gerekiyordu. Yanlış Giden Bir Şeyler Var, Coğrafya Kaderdir, Var ...

Stokta yok

Stokta Yok
Bütün Şiirleri Kara Karga Yayınları

Bütün Şiirleri

Barış Pirhasan’ın 1985-2012 yılları arasında yazdığı tüm şiirleri bu kitapta toplandı. Durmadan koşan, durduğunda bile giden ve en huzurlu anında bile kıpırtılı şiirler bunlar. Hâlin, hareketin, oluşun zarif tariflerini vermiyor; gelişigüzel, alışılmış, sığ ve süslü ne varsa, onun röntgenini çekiyor. Şair bir yandan kendini de dikizliyor. Aşk ve kedi, Amerika ve hastanedeki melekler, kırmızı tarihten sallanan beyaz mendiller, coşkulu bir ritimle birbirine karışıyor… – Aşkla Kedi Arasındaki Yedi Benzerlik (2012) – Babam Benden Hiçbir Şey Anlamıyor (1995) – Tarih Kötüdür / İmzasız El Yazıları (1985)

Stokta yok

Stokta Yok
Süslü Hatıralar Sahnesi - Ruberu Kara Karga Yayınları

Süslü Hatıralar Sahnesi - Ruberu

– Zaman ötesi rüyalarda gezenlerin kitabı – Bir ruha sıkışmış iki cisim, bir paranın iki yüzü gibidir; yazıyla tura, hayalle gerçek. Biri olmadan, diğeri de olamaz. Biri kaybolursa, diğerini de kaybedersin. Erre, aynı rüyayı gören iki kardeşin adıdır ve Nevırmor, hayat denilen, zamandan uzun bir rüyanın hem kahramanı hem de tanığıdır. İsmail Güzelsoy, kardeşliğin dokunulmaz ve mahrem güzelliğindeki yaraları açıyor. Kırgınlıklar, feragatler ve ihanetler arasında asla soğumayan ama hiddetten şefkate sürekli yer değiştiren sevginin gücüyle neşelendirip hüzünlendiriyor.

Stokta yok

Stokta Yok
Maria Puder Olmak Destek Yayınları

Maria Puder Olmak

"Hiçbir kadın, ihtirashalindeki bir erkek kadar âciz ve gülünç olamaz." Sabahattin Ali’nin kült eseri Kürk Mantolu Madonna romanının baş kahramanıdır Maria Puder. Hayat kadar canlı, gerçek ve güçlü... Almanya’ya çalışmak için giden Raif’in karşısına çıktıktan sonra bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi yaşanmasını mümkün kılmayan Maria Puder... Yanlış zamanda doğmuş kuvvetli bir kişilik. Acınmak ya da kendisine merhamet edilmesi ona göre çok büyük bir zayıflık... Acılı geçmişini kendine bahane ederek hayatının kalitesinden katiyen çalmayan Maria Puder, tek sözüyle dünyaları önüne serebilecek erkeklerle çevrili bir yaşam sürmesine rağmen her zaman kendi ayaklarının üzerinde durmayı tercih ediyor. Başkasına minnet duymak, ağır bir borç, ağır bir yük onun açısından. Üstelik hiçbir şeyin daha azın...

Stokta yok

Stokta Yok
Ölüm Dağları Bekler Destek Yayınları

Ölüm Dağları Bekler

"Dağdan bir ağdır Cudi. İnsana göz eder, el eder, naz eder, gel gel eder. Çağırır. Çekiverir içine. Ve orada insanın, asıl kendisini yenmesini ister. Kimi zaman aydınlık, kimi zaman koyu bir karanlıktır Cudi. Kendine özgü gizemli bir cazibedir. Aydınlığında da, karanlığında da, uzak ufuklara koşmamızı ister. Hafife alınmak istemez Cudi. Kendini hafife alanı, bir rüzgârıyla uçurmuşluğu çoktur. Ağırdır, ağır olunsun ister. Bir yok olmuşluğu anlatır Cudi. Daha doğrusu, yoklukta varlığı bulmuşluğu. Vezirliği de, rezilliği de bilmek ister. Bekler Cudi. Karanlığı, geleceği ve kıyameti. Ardından mahşeri. Kendini ve düşmanını yenenlere dağ gibi şahitlik yapmak ister. İki kapısı vardır Cudi’nin. Birisi benliğinle çıkmayı, diğeri ruhunla inmeyi anlatır. Bu dağ, zamanın layıkıyla arşınlanmasını ister...

Stokta yok

Stokta Yok
Erkek Yalnızlığı Destek Yayınları

Erkek Yalnızlığı

Bir İLİŞKİDE erkek ne arar? Neye ihtiyaç duyar? Onu nasıl bir kadın mutlu eder? Bu kadın ütopya mıdır? AYRILIK sonrası erkek ne yapar? Teselliyi nerede arar? Umduğu nedir? Özgürlük ama ne kadar, nereye kadar? Çocukluğundan itibaren onu üzen, zorlayan, yoran olaylardan dolayı ağlamak, sızlanmak, yani toplumun adını haksız yere koyduğu şekilde "kız gibi" davranmak sanki ona yasaklanmıştır. Bu sebeple erkek, kalabalıklar içinde zayıf görünmek istemediğinden maske takar, rol yapar genelde. Ama dışarıda taktığı maske ve giydiği "Süpermen" kostümünü çıkardığında, tahmin edilemeyecek kadar duygusal, kırılgan ve tek başınadır çoğunlukla. Yalnız olsa da, bulunduğu yeri eninde sonunda yuva haline getiren kadının aksine erkek, yalnızsa yaşadığı yer de yalnızdır. İşte bu yüzden daha kasvetli ve hüzünl...

Stokta yok

Stokta Yok
Büyük Hesaplaşma Destek Yayınları

Büyük Hesaplaşma

Tarihin dayanılmaz acılara ve büyük bir ihanete tanıklık ettiği, dostlukların paramparça, yaşamların darmadağın olduğu yılları anlatan bir yakın tarih romanı Büyük Hesaplaşma... Deniz Lisesi’nde okudukları günlerden beri birbirine kardeşçe bağlı üç askerin yolları, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi süreciyle hayli düşündürücü ve sarsıcı şekilde ayrılır. Vatan hainliği suçlamasıyla büyük bir kumpasın kurbanı olarak Hasdal Cezaevi’nde yatan bir avuç asker, beklenmedik bir kaynaktan istihbaratını aldıkları darbe girişimini önlemek için cezaevinden firar etmeye kalkışır. Böylece İstanbul’dan başlayıp Doğu Akdeniz’de Suriye, Kıbrıs ve İsrail’e uzanan bir hesaplaşma sürecinin fitili de ateşlenmiş olur. Bu süreçte ortaya çıkan bazı sırlar, yakın dostların, ayrılmaz arkadaşların ve mutlu ai...

Stokta yok

Stokta Yok
Seni Sana Geri Verecegim Destek Yayınları

Seni Sana Geri Verecegim

"Kendine, sana zarar verenlerden uzaklaşacak kadar saygı duy." Ne korkularımızı ne de çözümleyemediklerimizi dile getirebiliriz... Taklit mi ediyoruz yoksa yaşıyor muyuz onu da bilemeyiz... Kimdir aynada bize bakan, inancımız nedir, her şey miyiz hiçbir şey mi bir türlü çözemeyiz... Boşanmak mı, terk etmek mi, ayrılmak mı zor gelir bize cevabını veremeyiz... Hayat yanılarak, yanlış yaparak öğrendiğin bir yoldu. Belki tenin teni konuşmadan anlayabileceği ilişkilereydi hasretin. Gittin. Seksi bulmak kolaylaştıkça, aşkı bulmak zorlaşıyordu. Pes ettin. Belki saygı ve sevgiyeydi özlemin. Vazgeçtin. Affedemedin. Hayat işte. Üstesinden gelemedin. Her ölüm birer ayrılıktı. Sen önce ölümü anlamayı es geçtin. Halbuki ölmeyi öğrenirsen, yaşamayı öğrenirdin. Fark edemedin. Fark edemezsen özgür değilsi...

Stokta yok

Toplam: 1569