Ses ve Sus
2018 Dil Derneği Onur Ödülü ve 2010 Yunus Nadi Roman Ödülü’nün sahibi Adnan Gerger’den yeni roman. Toprak, devrik geçmişlerinin peşine düşen, köklerinden sökülmüş dört ağacın hikâyesini anlatıyor; aynı sofrada buluşan gencecik Leyla’nın, Serpil’in, Özgür’ün ve Sur Civan’ın, eski, yaşlı ve hasta hikâyesini. Besleyen ve kucaklayan toprağın yüzünü kanlı tırnaklarla yırtan zalimlerin, gözyaşını akıtan annelerin, onu feth edenlerin ya da terk edip gidenlerin, ona el koyanların ya da kadrini bilenlerin hikâyeleri, acı geçmişten yapılan umuda, Ses’in ve Sus’un kardeşliğine karışıyor. Adnan Gerger, herkesin bildiği ama herkese uzak bir ülke çiziyor.
Ölmeden Önce Gülmeniz Gereken 1000 Karikatür
İLK DEFA BİR KİTAPTA 1000 KARİKATÜR BİRDEN! Dünyaca ünlü çizerimiz M.K. Perker’in yıllardır Hürriyet gazetesinde yayımlanan karikatürleri içinden seçtiğimiz en komik ve orijinal 1000 karikatürü. Sait Faik’ten Darth Vader’a, taş devrinden modern çağın kadın-erkek ilişkilerine, gece yalnız televizyon seyretmekten, Starbucks’ta kuyrukta beklemeye, trafikte sıkışmaktan uzaya gitmeye kadar her tür gündelik hayat ve popüler kültür detayının karikatür marifetiyle tutulmuş bir şeceresi. Hem gülmeniz, hem kitaplığınız için.
Yazma, Yaratma ve Okuma Cesareti
Yazma nedenini tek bir şeye indirgememiz mümkün değil. Çoklu, parçalı ve bazen de yazarın kendisinin de anlam veremediği şeyler dünyasından ortaya çıkan bu istencin dışavurumu, her seferinde aklın sınırlarıyla açıklanamaz. Yazma serüveninde sezgi, nedensizlik ve bireyde var olan kör noktalar da işin içindedir. Tüm bu karmaşanın içinde bir dil serüveni olan "Yazma Cesareti" özel bir durumdur. Bu duruma tahammülü sağlayansa, bireyin kendini yazınsal olarak gerçekleştirme ve anlamlandırma çabasıdır. Uzun soluklu bir yolculuk olacağını hemen kestirebileceğimiz bu çabanın karşılığı, ancak iyi bir ürünün ortaya çıkmasıyla mümkündür. İyi ürünse daha ilk adımda "Yaratma Cesareti"nin doğal sonucudur. Ortalama bir metin okur için, iyi metinler ise metnin değeri için kurulur ve her iyi metin dilde de...
Bir Dakika Sonra Bitmiş Olacak
Her öykünün içinde, onu besleyen sayısız öykü vardır. Birer teferruat gibi geçilir, çoğunlukla hatırlanmazlar. Hâlbuki her biri başlı başına çatıdır. Çizer ve yazar Turgut Yüksel, anları yakalayıp, hayatın kısacık kompozisyonlarındaki basit ve güçlü öyküleri çıkarıyor. Bu öykülerde serim, düğüm ve çözüm, peş peşe değil, üçüz kardeşler gibi aynı anda, aynı yerde doğuyor.
Kadınları Anlarmış Gibi Yapma Sanatı
Diktatör Robert Mugabe, 37 yıl Zimbabve’yi tek başına yönetti. Girdiği her seçimi kazanıyordu, tabii hile yaparak. Sonunda, üstü örtülü bir askerî müdahale ile görevden alındığında 92 yaşındaydı. Defalarca evlenen, çok sayıda metresi olan bu "siyasi çapkının" kadınların hallerine dair ettiği laflar insanlığın hafızasına kazındı. Siyaseten yaptığı zorbalıklar, hileler gündemden düştü ancak kadınlar üzerine yaptığı tespitler hiç düşmedi. Kadınları değiştirmeye çalışan erkeklere şöyle sesleniyordu eski diktatör: "Tanrının kendilerine verdiği tırnakları beğenmeyip, takma tırnak edindiler. Tanrının verdiği göğüsleri beğenmeyip silikon taktırdılar. Tanrının anatomik yapılarına göre verdiği popoyu beğenmeyip, cerrahi müdahalelerle kendilerine yeni popolar yaptılar. Tanrının verdiği boyla yetinmed...
Maria Callas: Aşk Mektupları
– Tüm zamanların en ses getiren sopranosu. – "Tek Aida", La Divina Maria Callas, en az sanatındaki ani yükseliş ve ayrıcalıklı yer kadar, Yunan armatör Aristotle Onassis’le yaşadığı ilişkiyle de hatırlanıyor. Kariyerinin en güzel yıllarını Onassis’e borçlu olduğu, aşkı ve tutkuyu onda bulduğu ve sanatını bu tutkuyla beslediği bile söyleniyor. Renzo Allegri, sanatçının bir açık artırmada görücüye çıkan mektuplarını inceleyerek, bu konudaki bazı gerçekleri açığa çıkarıyor. Callas’ın kişiliği, iç çatışmaları, sadakati, dini inancı, tutkusu, yeteneği, zayıflıkları ve gücü, eşi G. B. Meneghini’ye yazdığı satırlarda çözülüyor. – Opera sanatçımız Burcu Bükem Kuru’nun çevirisiyle. –
Ters Ninja
- Özellikle aksiyon filmlerinde bir kahraman 100 kişiyi 2 dakikada, 1 kişiyi ortalama 4 dakika içerisinde dövebilmektedir. Bu senaryo klişesine Ters Ninja Kanunu denir.Uzun yıllardır sinema ve çizgi roman kültürü başta olmak üzere fantastik kurgu kitapları, müzik ve futbol hakkında yazdıklarıyla tanınan Ege Görgün, yazılarından özel bir seçki hazırladı. Unkapanı’ndan Hiroşima’ya, Yeşilçam’dan Hollywood’a kadar popüler kültür hakkında pek çok şey bu kitapta bir araya geldi.
Ortam 2
"En telmaşa adam: Ortam", Penguen ve Uykusuz dergilerinin usta çizeri Sönmez Karakurt’un yarattığı efsane bir karakter. Bunalımlar ve çaresizlikler dünyasının efendisi, görkemli bir kaybeden, ibretlik bir anti kahraman. Her sayfası muhteşem tespitlerle ve detaylarla dolu maceraları bu seride bir araya geliyor.
Neşeli Günler
İngiltere kralı, rahmetli Başkan Kennedy, taçsız kral Pele, Beckenbauer, kaleci Mayer, Nadia Komanaçi, Brigitte Bardot, Fenerbahçeli Cemil… Hepsi şöhretlerini bu filmlere borçludurlar!.. Bizi bu güzel abiler, şirin ablalar bitirdi… Sevmeyi, sevilmeyi; gülmeyi, ağlamayı onlardan öğrendik. Hayatımızın bir köşesinde ellerindeki kocaman ışıltılı fenerleriyle bize bu hayattaki yerlerimizi gösterdiler. Bazen bir kış günü kestane kokusuyla karışık evimizin en şaşalı köşesinde, bazense sıcak bir yaz akşamı açık hava sinemasında meyveli gazozlar elimizde… Onlar hep bizimle oldular ve olmaya devam edecekler. İşte geçmiş ve günümüz sinemasının neşeli günlerinden, kâh ağlatan kâh güldüren komedi filmleri…
Betamax Video
Böylesine sanat eserlerini görünce gözlerim yaşarıyor. Muhteşem bir çalışma. Albert Pyun (Yönetmen, Cyborg) Harika bir sanat eseri ve önemli bir çalışma Turgut. Sana ve Türkiye’ye selamlar yolluyorum. Barış ve sevgiyle. Mohammed Michel Qissi (Oyuncu, Tong Po – Kickboxer) Aksiyon filmleri hepimizin içinde çocuğu heyecanlandırır. Turgut’un inanılmaz sanat eseri, nefes kesici bir grafik ifadesiyle filmlerin heyecanını yakalamakta. Sanatını ilk kez Albert Pyun’un Interstellar Civil War filminde görmüştüm. Benim oynadığım karakteri afişte çok iyi yansıtmıştı. Onun bu grafik romanında bir çok büyük aksiyon filmlerinin görsel ifadesini olağanüstü aktardığına eminim! Bu kitaba dahil olmaktan çok şeref duydum. Bu gerçekten heyecan verici bir kitap! Bravo arkadaşım Turgut, Bravo! Brad Thornton (Oyun...
Yanlış Giden Bir Şeyler Var
Ne yapacağımı düşünüp durmak, yapmaktan daha fazla yoruyordu beni. "Yap kurtul!" dedim. Yapamadığım her şeyin mezarıydı artık zihnim. Ben de tuttum sevdim. Çocukken de kötüydü zaten matematiğim. Bu yüzden hesapsız, rakamsız ve sorgusuz sevdim. Sahip olduğum en değerli hazinemi serdim ayaklarının altına. Hayallerimi... Ona hayallerimi gösterdim. Böylece ele geçirildim. Kalabalıkların arasında fark edilemez hale gelenler, yalnızlıktan kalbini kemirenler, cüzdanları şişkin yoksullar, hırkasız dervişler, şiirle sarhoş olanlar, saat kullanmayanlar, kalplerinin ucuna kuş sesli ziller asanlar, burkulan yerlerine buz basanlar, dertlerini cigaranın ucunda tellendirenler, sokakların gürültüsüyle iyice sessizleşenler... Belli ki yanlış giden bir şeyler var... Ne var ki hayat, yanlışı düzeltmek için d...
Elvedasız
Fikirleri ve düşünceleriyle dinler, felsefe, ezoterik ve gizli örgütler ve daha pek çok konuda makale ve kitaba imza atmış Aytunç Altındal’ın bütün şiirleri ilk kez toplu halde! Aytunç Altındal, 1975-2005 yılları arasına sığdırdığı 40 yıllık şiir serüveninde bizleri bu kez acılarına, sevinçlerine, umuduna, "sakıncalı kişiliğine" tanıklık etmeye çağırıyor. Hayattan daha fazlasını yaşamış olanlara, dev bir çitlembik ağacının tepesine tırmanan tek çocuk olmanın gururunu ve mutluluğunu anlatıyor. "Şiir dalgalanan saçlardır. Şiir ay ışığıdır. Şiir bakıştır. Şiir anlamdır. Şiir aşktır. Şiir ihanettir. Şiir utanarak sevdiğiniz Leyla’yı korumak için aşağı mahallenin kabadayı doğmuş oğlanlarıyla tek başınıza kavga edip, dayak yemektir." "Şiir hüzündür... Şiir ayrılıktır... Şiir kavuşmaktır..."
Çağların Sorumluluğu
Aytunç Altındal bu kez, çeşitli dergilerde yayımlanmış ve kitaplarına girmemiş yazılarıyla geçmişten günümüze sesleniyor. Yıllar öncesinde gördüğü ve bugün hâlâ geçerliliğini koruyan bir gerçeklikle yazdığı yazılarda yine cesurca doğruları anlatmanın sorumluluğunu taşıyor.
Brodeck Raporu - İkinci Kitap Meçhul
Sıradan Zaferler’in çizeri Manu Larcenet’den görkemli bir eser. Larcenet, günümüz Fransız edebiyatının önemli isimlerinden Philippe Claudel’in ödüllü romanıyla ilk kez bir uyarlamaya girişiyor. Ele aldığı hikayeye yeni, canlı, karanlık ve trajik bir ruh katıyor. Vahşi doğayı yücelten ve insanın acizliğine vurgu yapan bu eser, okuyucuyu ulu, şiddetli bir siyah-beyaz uçuruma sürüklüyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra, Almanya sınırındaki küçük bir köyde bir yabancı infaz edilir. Köylüler, yazmayı bilen tek kişi olan Brodeck’ten olaya dair bir rapor yazmasını ister. Son derece merhametli bir adam olan Brodeck, gördüğü her şeyi birbiriyle ilişkilendirerek anlatmaya kararlıdır.
Derin, Karanlık ve Tehlikeli
"Fırtınalı hava, derin, karanlık bir göl ve cevaplanamayan sorular, gizem ve hayalet hikâyesi hayranlarına en sonuna kadar sayfa çevirtiyor." – TeensReadToo.com "Tüyler ürpertici." – Kirkus Reviews On üç yaşındaki Ally yaz başlangıcında tavan arasında yırtılmış eski bir fotoğraf bulur. Fotoğraftaki iki çocuğu tanır. Biri annesi, diğeri de teyzesi Dulcie’dir ama üçüncü kişi kimdir? Fotoğraf neden yırtılmıştır? Bunu öğrenmek için can atarken karşısına bir fırsat çıkar. Yaz tatilini o fotoğrafın çekildiği kır evinde teyzesi ve küçük kuzeniyle geçirecektir. İşte o ev; mutlu bir yaz tatili yerine ölümün kıyısına götürecektir. Ally ve küçük kuzeni zalim, kindar ve onun yazını mahvetmeye kararlı Sissy ile tanışır. Ayrıca Sissy’nin bir de sırrı vardır. Acaba o eski fotoğrafla bir ilgisi olabilir m...