
Kuytu
Hayata en zor yerinden başlayan küçük bir çocuk Ediz. On yaşındayken annesi, babası tarafından gözleri önünde öldürülünce yetimhane günleri başlar. Yetimhanede aynı kaderi paylaştığı çocuklarla kendine yeni bir aile kuran Ediz’in ilkokul öğretmeni kendisini evlatlık almak isteyince hayatı değişir. Yirmili yaşlarına geldiğindeyse artık ülke çapında çok ünlü bir isimdir. Ancak her şey rüya gibi giderken hayatın ona oynadığı oyun henüz bitmemiştir ve yaşamı tekrar karanlığa gömülür. Artık eski Ediz yoktur, bir daha da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Ta ki onun orman yeşili gözlerinde aşkla kaybolana kadar... *** "Ben toprağa ekilen isyan tohumunun bir filiziyim. Her güneş gördüğünde daha da olgunlaşan intikam duygusunun sesiyim. En güzel mevsimde yağan yağmurum, bir sonbahar gecesi esen ...

Manyak Anne
Bu kitapta sen varsın, ben varım, bir de hormonlarımız var... Hormon denen illetin bir kadını nasıl ele geçirebildiğini okuyunca, fantastik film izlemekten vazgeçeceksiniz çünkü gerçekler çok daha inanılmaz... Kocanızı "ayaklı çocuk yapıcı" olarak gördünüz mü hiç? Hamileyken biri koltuğa sert oturdu diye bebeğinizin zarar göreceğinden korktunuz mu? Loğusayken her kapı çaldığında misafir gelecek korkusuyla yerinizden fırladınız mı? Büyük konuştuğunuz her şeyi yapıp bir de kendinizi haklı çıkardınız mı? "Sütün geliyor mu?" diye soran insanları gerçekten sevdiniz mi? Çocuğunuzu aylarca içme suyuyla yıkadınız mı? Bebeğinizin banyosunu ısıtırken evi yaktınız mı? Çocuk başını çarptı diye gidip aynı yere kafa attınız mı? Doktorun çocuğunuz için verdiği ilaçlara gurmelik yaptınız mı? Hayır, hayır!...

Survivor
– ‘Yeni Türkiye’nin Rol Modeli Acun Ilıcalı’nın Sıra Dışı Hikâyesi – Yaşamı boyunca türlü trajedilerden ve trafik kazalarından kurtulabilmiş; her durum ve her koşuldan sıyrılabilecek bir kabiliyet. Muhafazakâr ya da seküler, her siyasi atmosferde hayatta kalabilecek gerçek bir survivor. ‘Yeni Türkiye’nin eğlence dünyasından sorumlu bakanı. Muhafazakâr kitlelerin hoş görmeyeceği bir yaşamı sürdürüp, hoş görülebilen ender bir karakter. Kitlelerin neyi sevebileceğini iyi bilen bir patron. Gözü pek bir esnaf. Başarıya kestirme yollardan koşmanın, keskin virajları kıvrak bir zekayla kazasız atlatmanın ustası. Modern bir ip cambazı. Genç kitlelere, ciddi bir eğitim ve donanım sahibi olmadan yırtmanın mümkün olduğu umudunu veren yeni bir rol model. Gazeteci-yazar Doğan Satmış, Acun Ilıcalı’nın sı...

10 Dan Geriye Say
Bir kaza sahnesi... Ters dönmüş ve yanmak üzere olan bir otomobilin içindesiniz. Güçlükle gözünüzü açıp dikiz aynasına bakıyorsunuz. Gördüğünüz yüz size ait değil. Bu yüz daha önce hiç görmediğiniz bir kadının yüzü... Ne yapardınız? Kim olduğunuzu ve neden ölmek zorunda olduğunuzu çözebilmek için sadece 10 dakikanız olacak. Bir timsah avcısı, sürgünde bir şehzade, Tokyo’da bir metro görevlisi, batan gemideki bir pehlivan... Ancak böylesi zaman ötesi bir kurguda buluşabilirdi. Bu meraklı ruhun hikayesini okurken soluğunuzu tutacak ve siz de bu dünyaya geliş amacınızı sorgulayacaksınız. Kemerlerinizi bağlayın çünkü baş döndürücü temposuyla 10’dan geriye sayım başladı.

Eyvallah
• O benim için geçmişe anıt bırakılacak kadar değerli; geçmişte bırakılamayacak kadar gereklidir. • Unutuyorum her seferinde neresinde kalmıştık ayrılığın? • Bana geldiğin yol, aşk izlerinle doluydu. Bir dolu aşkın izini örtüyordu şiirlerin. Gelmek eylemi pörsümüştü adımlarında... Oysa ben, gelişini ‘‘milat’’ sayacak kadar başlıyordum aşka... • Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum. Yeryüzünün bütün aşkları senin ve beni unutabilirsin! • Sol yanıma yatsam seni uyusam, heo rüyada kalsam... • Ama içime

Hançer
Türkiye’nin gizli dehlizlerinde saklanan Müslüman Naziler, ilk kez gün ışığına çıkıyor. Bir ellerinde Gamalı Haç, diğer ellerinde Kuran taşıyorlardı. Onlara Müslüman Nazi deniyordu. Hitler’in hançeri olmaya ant içmişlerdi. Hitler yenilince Amerikan İslamcılığının fedaisi oldular. Kayıp bir kızı arayan gazeteci Zafer, ülke yönetimini ele geçiren karanlık bir suç örgütüyle karşı karşıya geliyor. "Allah’a şükür. İyiyiz. Allah ve Adolf Efendi bizi korursa, bir yıl değil on yıl savaşa dayanırız. Allah, Adolf Efendi’ye ve Alman ordusuna kuvvet versin ki, muzaffer olalım. Biz Führer’in hançeriyiz. No mister no mösyö. Artık yeter. Gökte Allah, yerde Hitler. Allahüekber!" Bu kitapta anlatılanların hepsi gerçek, hepsi kurgu. Tıpkı Neo-Türkiye gibi.

Ece 5
Güzel, cevval, asi, zeki, komik, enerjik… Basın koridorlarında ve sokaklarda; erkek kalabalığıyla kuşatılmış bir dünyada yaşayan bir kadın gazeteci. Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı bu serinin 5. kitabıyla huzurlarınızda.

Ece 4
Arkadaş buluşmaları, konserler, partiler, dedikodular, ofis koridorları, sokak röportajları, yeni yıl kararları, sıcak havalar, yıllık izinler, hayaller ve gerçekler arasında bir gazeteci… Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı bu serinin 4. kitabıyla huzurlarınızda.

Ece 3
Anneler günü, yılbaşı, ofis partileri, babalar günü, bayramlar, ofisteki arkadaşın yeni doğan bebeğine alınacak hediye için para toplamalar, ofiste kutlanan doğum günleri ve ‘bir pazar günümüz var’lar arasında sıkışan ama her zaman bir yolunu bulan genç bir kadın... Bir gazeteci. Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı bu serinin 3. kitabıyla huzurlarınızda.

Ece 2
Bir televizyon kanalı için sokak röportajları yapan, starbaks’tan kahve alırken karton bardağa adının yazılmasına gıcık olan, ‘grande’ yerine ‘orta boy’ kahve demeyi tercih eden, kış aylarında bile ısıtıcıların altında kafası pişmesi pahasına, sigara içebilmek için cafe ve restoranların dışarıdaki masalarında oturan bir günümüz İstanbullusu. Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı bu serinin 2. kitabıyla huzurlarınızda.

Köpekbalıkları
Köpek balıkları, ancak son 20 yılda bilim insanlarının gerçek araştırma konularından biri haline geldi. İlginin bu denli geç olması nedeniyle, bugün bildiğimiz türlerin yüzde 16’sı son 15 sene içerisinde keşfedilebildi. Ancak görevin tamamlanmasına daha çok var! Bu çizgi roman, köpek balıklarının nasıl canlılar olduğunu anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu muhteşem hayvanlara dair güncel bilgilerin gerçekçi bir fotoğrafını çekiyor. Sizi köpek balıklarının oldukça detaylı, gizemli ve çekici dünyasına çağırıyor. Bir uzman ve bir çizer, çizgi romanla köpekbalıklarını anlatmak için bir araya geliyor: Bernard Séret dünyaca ünlü bir köpek balığı uzmanı. Fransa Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde deniz biyoloğu olarak da görev yapan Séret, kıkırdaklı balıkların korunması için aktif olarak mücadele veri...

Heavy Metal
Metal müziğin kitlesini ve onu oluşturan alt toplulukları çerçevelemek, Thrash’ten Black’e daha birçok alt türünü incelemek, boynuzlu şeytan işaretinden müzikteki öfkeye; olmazsa olmazlarını ortaya koymak, üzerine hem şeytani etiketler üzerine yapıştırılmışken hem de nasıl Hristiyan metalin var olabildiğini anlamaya çalışmak, tüm dünyada nasıl farklı algıların oluştuğunu kavramak için çabalamak… İşte bu çizgi romanı hazırlayanların giriştiği çılgın proje!

Kedo İstanbul A Bir Masal
Mösyö Kedo, İstanbul’da yaşayan yaşlı bir kedi. Çizmeli Kedi masalından kopup 1930’ların Pera’sında yeni bir hayat kuruyor. La Fontaine’in, Grimm Kardeşler’in, Ezop’un masallarında biçilen rollerden sıyrılmak istiyor ve önüne çıkan masal bekçileriyle hesaplaşıyor. Kendi öyküsünün peşinden koşarken, okuru masalların dünyasında ve eski İstanbul sokaklarında gezintiye çıkarıyor. Şekip Davaz’ın 1991 yılında çizip tozlu raflarda sakladığı Kedo, çizgi roman tarihi içinde keşfedilmemiş edebi bir hazine.

Zaman Bükücüler: Kayıp Telefon
Mucit Profesör ve asistanı İcat, zamanda yolculuk yaparak insanlık tarihine ışık tutan buluşların nerede, kimler tarafından ve nasıl geliştiğini gün ışığına çıkarıyor. Bu macerada, 1876 yılının Amerika’sına giderek telefonun icadına tanıklık ediyorlar.

Pi
Şimdi itiraf zamanı!İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum. Adlarını Fi ve Çi koydum.Can Manay’ın Duru’ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Deniz’le anlatmaya çalıştım sana…Beni takip etmen için yolumuzu onların hikayeleriyle süsledim. Anlamları da hemen hemen her satıra gizledim. Çünkü Pi’deydi asıl anlatmak istediklerim. Çaresizdim. Vazgeçemezdim. Sana bu manzarayı mutlaka göstermeliydim. Seninle nihayet burada buluşmak için çok emek verdim.Şimdi yine gel benimle, birlikte yürümeye devam edelim.Savaşların savaşılarak kazanılamayacağını, asıl zaferin ancak doğrudan ayrılmayınca kazanıldığını Özge anlatsın sana,Yaptığımız her şeyin evrende dönüp dolaşıp bize nasıl geri geldiğini Can’dan dinle,Analiz edebildiğimiz kadar güçlü, sadeliğimiz kadar güzel,...

Epileptik
Angouleme Uluslararası Çizgi Roman Festivali - En İyi Senaryo Ödülü Ignatz - En İyi Sanatçı ÖdülüAvrupa'nın en önemli çizerlerinden David B., bu kitaplayüzyılın çığır açan çizgi romanlarından birini yarattı. 1996-2002 yıllarında Fransa'da 6 cilt olarak yayınlanan Epileptik, bu kitapta tek ciltte toplandı. David B'nin, abisinin epilepsi hastalığı üzerinden anlattığı hikayesi; şiirsel dili ve baş döndürücü kurgusuyla tarihi ve ruhani bir yolculuğa dönüşüyor. Epileptik, bütünlüklü hikayesi ve güçlü çizgisiyleedebi, entelektüel, estetik bir başyapıt.Epileptik, yeni bir şey yaratıyor: entelektüel grafiktarih.Görkemli. Zarif. İncelikli.-The New York Times - Book ReviewOlağanüstü... Muhteşem... Kusursuz bir biyografi.Grafik edebiyata bakışı değiştirecek bir kitap.-TimeEpileptik, grafik roman biçi...

Kazıdım Tırnaklarla - Ezhel
"Rap, sanatımı kullanarak zorluklara direnmemi sağladı." Ezhel, The New York Times röportajı Ankaralıların "Ais Ezhel" olarak tanıdığı, 2017’de "Müptezhel" albümüyle adını hızla tüm ülkeye duyuran; New York Times’ın "Avrupa’nın takip edilesi 15 sanatçısı" listesinde yer alan Ezhel, serüvenini müzik yazarı Barış Akpolat’a anlatıyor. Zorlu geçen çocukluğundan ilk sahne deneyimine, KaraKızıl taraftar grubundan anarşist harekete, rap camiasından aile hayatına kadar her şeyi açıkça anlatıyor. Kazıdım Tırnaklarla, Ezhel’i yakından tanımak isteyen sevenleri ve henüz önyargılarını yıkamamış müzikseverler için keyifli ve samimi bir kitap.

Bir Tabu Meselesi
"Yazarlar için tabular, her zaman üzerine gidilmesi gereken konular olmuştur. Toplumun sessiz kabulü illa ki doğruyu yansıtmaz. İşte o zaman bir yazara düşen görev, vicdanın sesi olmaktır. Bu kitap da yazarlık okulu katılımcılarımızın çıkardıkları ortak bir ses olarak ayrı bir öneme sahip." – Gülşah Elikbank "Bu hikâyelerde umudun ve aşkla yazmanın izleri var. Yeni sorular sordurtma heyecanı da... Görmek ve duymak gerekiyor." – Mario Levi "Tabular, bize düşünmememiz salık verilen mor inekler gibi... İstemsizce meşgul ediyorlar zihnimizi. Üzerlerine düşünüp bir şeyler yazdığımızda ise onları adeta tasnif edip paketleyerek raflarına koymuşuz misali terk ediyorlar gündemimizi. Affetmek, başkasından çok kendimize yaptığımız bir iyilik... İyileşme sürecimizin bir aşaması. Bu iki temanın harmanl...