
Uzun Bir Gece
Hukuk fakültesinden sınıf ve ev arkadaşı iki avukatın hayatlarının yirmi beş yıllık kesiti, aynı yurt odasında kalan iki hemşireyle yaptıkları evlilikler, çocukları ve işlenen ilk cinayetin tamamlayıcısı bir ikinci girişim...Acımasız bir tefeci ve çarpıcı güzelliğe sahip karısı, özel araştırma büroları, yanlı karar alan ve adam kayıran hukuk, kumpaslarla karşılanan karşı kumpaslar, kuralsız cinsellik, kirli para, oya gibi işlenen bir kurgu ve inanılması güç sürprizlerle dolu beklenmedik bir son...Uzun Bir Gece boyunca var olmak için kıvranan ve herkesin tanıyabileceği karakterler: Non sunt terminationes somniorum (Rüyalarda sınır yoktur).

S*iktirgitli Aşklar
"İstanbullu kadın bütün dünyayı ayağa kaldırdı! İşte ben buna devrim derim!" -The New York Times- "Bu kitabı okumamış kadınlarla birlikte olmak istemeyeceksiniz!" -The Guardian- "Funda Mentaloğlu, zorlu bir konuyu ustalıkla anlatarak gerçek bir başarı yakalamış. Olağanüstü... Tek kelimeyle harika bir kitap!" -The Wall Street Journal- "Yeni çağ kadınlarının kutsal kitabı!" -Washington Post- Şaka len şaka ne nüyorktayms'ı? N'apsın olm beni the gardiyan? G.tümden attım işte...

Bulimik Sanat Manifestosu
"Turkuvaz rengi zemine basılmış siyah harfler içinde ilk dikkatimi çeken kocaman puntolarla yazılmış kustuklarımızı görmek ister misiniz? cümlesi olmuştu. Üzerinde gri güvercinler uçuşan broşürün her iki sayfasında da bu ifade vardı. Onu okur okumaz midemin bulandığını hissettim. Nasıl bir cümleydi bu Tanrı aşkına, ne idi kustukları Bulimik ressamların? Furat öfke demişti galiba, uğradıkları haksızlıklara karşı içlerinde biriken öfke! Merakım artmaya başlamıştı. Omzuma astığım çantamı çıkarıp yere bıraktım ve oturduğum koltuğa iyice yerleştim. Ardından odanın mistik sessizliği içinde, Bulimik Sanat Manifestosu'nu pür dikkat okumaya başladım." Nagihan Ös'ün okuru eşsiz ve zengin bir sanat yolculuğuna çıkardığı ilk romanı Bulimik Sanat Manifestosu sürükleyici öyküsüyle olduğu kadar rüyaların...

Steve Jobs Olsa Ne Yapardı?
- iPhone, Amazon, Facebook, Dell, Bloomberg, Ford, PayPal, Alibaba, WhatsApp, IKEA gibi dev şirketlerin kurucu ve yöneticilerinden dünyanızı değiştirecek yol haritaları.Çalışkanlık, akıllı yatırım, zeka, yenilikçilik ve tutku, başarı öykülerinin belli başlı unsurları. Yine de girişimci adaylarının çoğunlukla gözden kaçırdığı bazı ayrıntılar var; duygusal zeka, çalışanlara saygı, itibara yatırım, durmayı bilmek, “hayır” diyebilmek ve kardan ziyade başarıyı önemsemek, bunun için gerekirse para kaybetmek gibi…-Dünyanın en zenginlerinin sıralandığı listelerde adı geçenler, hikaye ve tavsiyeleriyle bu kitapta.

Çocuklu Hayat
Çocuğuyla düşe kalka büyüyen tüm anne babalara ve çocuklu hayatın bir parçası olan herkese...Bu kitapta, çocuklu hayatın her an yenisini ürettiği sorulara, bilimsel veriler ve deneyimlere dayanarak cevap arayan ve yeni sorular soran yazılar bulacaksınız.Çocuklar sınırlarını zorlayarak öğrenir. Peki ya anne babalar? Anne babalar hangi sınırları kahramanca savunmalıdır?Kendi kaygılarımızın ötesine geçememişken çocuklarımızın hayatlarına nasıl ve neyle dokunacağız?Binlerce yıldır bugüne taşınan ilişki “refleks”leri ve anne babalık “içgüdü”leri ile günümüz biliminin bulgularını nasıl birleştirebiliriz?Çelişkilerin çatışmaya dönüşmeden barışçı biçimde aşıldığı aile ortamlarını nasıl oluşturabiliriz?Cinsiyetçiliğin gelişim özgürlüğünü kısıtlamasının nasıl önüne geçebiliriz?Başkalarıyla beraber v...

Dengesiz Bir Aşkın Anatomisi
"Gülümsediğini görür gibiyim. Onu hiç kaybetme olur mu?Gülümsemekten asla vazgeçme...Gözlerimi kapıyorum ve derin bir nefes alıyorum.O güzel gülümsemenin bana hayat veren mucizevi ışığı doluyor içime...Acılar kayboluyor sanki."İki Aşık ve İmkansız Bir Aşk HikâyesiKaderleri onları hiç ummadıkları anda bir araya getirdi ve beklenmeyen bir girdap onları fırtınalı aşk denizinin içine sürükledi.Bir aşk hem bu kadar gerçek hem bu kadar sırlarla dolu olabilir mi?Bir aşk hem bu kadar yakın hem bu kadar mesafeli yaşanabilir mi?Heyecan, mutluluk, karmaşa, bilinmezlik, sessizlik, kahkaha ve gözyaşı...Çünkü bir vardı, bir yoktu aşk ve... Tesadüflerin gizemi onları fırtınasına katarken onlar, korkutucu bir bilinmezliğin içine savruldular!Kalplere iz bırakacak modern bir aşk masalı...Unutulmayacak bir i...

Cariyelikten Hasekiliğe Hürrem
Siz onları hiç böyle tanımadınız... Cariye iken padişahın nikâhlı karısı olmayı başaran Hürrem Sultan, baskın kişiliği ve Osmanlı yönetimi üzerindeki kalıcı etkisiyle bugün bile adından en çok söz edilen haseki olma özelliğini koruyor. Hürrem Sultan, resmi tarihin dediği gibi entrikacı ve Osmanlı’nın kaderini olumsuz yönde etkileyen, sinsi, dişi bir şeytan mıydı sadece? Bu nitelemenin ötesinde korkuları, kaygıları, boğulduğu seçeneksizlikleri, yoktan var olma çabalarıyla bir kadın, bir eş, bir anne olarak nasıl bir insandı? Kanuni’nin aşırı güven ve sevgisini kazanıp onun nikâhlı eşi olduktan sonra planlarını uygulamaya koyarak çeşitli entrikalarla 16’ncı yüzyıl Osmanlı tarihinin olumsuz bir rotaya kaymasında rol almış mıydı? Kocasını, "oğullarını öldürten" bir padişaha dönüştürüp devlet y...

Komşunuz Mehmet
Beni tanıyorsunuz. Hani şu karşıki apartmanda oturan, 33 yaşında, reklamcı olduğunu mahallenin bakkalı Yavuz’dan öğrendiğiniz, arabasını en münasebetsiz yerlere park eden çocuk. Bazı geceler neden hiç evimde ışık olmadığını, bazen de sabah kadar neden sönmediğini merak ediyorsunuz. Nerden biliyorsun derseniz, biliyorum çünkü sizde öyle meraklı bir tip var. Zaten benim amacım, az da olsa sizin merakınızı gidermek. Yoksa ne diye zahmet edip bu kitabı yazmakla uğraşayım?1977 yılında, lüzumsuz sıcak bir Haziran gecesinde doğdu. Ailenin ikinci erkek çocuğu olduğundan mıdır bilinmez, çocukluğu boyunca pek şımartıldı. Gezdi, oynadı, yabancı öğretim aldı derken kadınlara aşık olunabileceğini keşfetti. Gayet safsalakça aşık olduğu kadınlardan hayatının ilk tecrübelerini öğrendi. Belli bir süre hayt...

Kenar Mahalle Delikanlısı
Erhan Yazıcıoğlu, İstanbul’un sevgili Yedikule’sinde geçen bir çocukluğu, ergenliği, delikanlılığa geçişi öylesine içten, gizlisiz saklısız anlatıyor ki, onunla birlikte ilk aşkları, hayata ilk savruluşları siz de yaşıyorsunuz. Çok az anı kitabında ’yaşamak’ bunca sahici dile getirilebilir. Sonra gençlik tiyatro dünyası, ünlüler, dolu dolu sevinçler ve acılar...Selim İleri-Okudukça yüreğim oynuyor. Ben de eski İstanbul’un kenar mahallelerinde doğdum büyüdüm. Başlığın hemen altında, “Yedikule’den Etiler“e yazıyor. Şaşırıyorum... Sanki beni anlatıyor. Beni heyecanlandıran bu kitap, okudukça içeriği ile de sarıyor. Yüreğimi oynatmayı, başından sona kadar, üstelik kızıştırarak sürdürüyor. Osmanlı döneminin eski İstanbul’unun karmaşık nüfuslu mahallelerinde doğmuş-büyümüş ve yaşlanmış olan ben ...

Kore 1952-1953
Bugün sabah ikinci defa saatleri bir saat ileri aldık.Memleketteki saatlerle şimdi iki saat fark var. Onlardan iki saat evvel kalkıyor, iki saat evvel yatıyoruz, gittikçe bu fark artıyor.Deniz şahlanmış, gemimiz ise ona aldırış etmeden kâh sağa kâh sola sallana sallana süratle yoluna devam ediyor. Bu sallantı artık Kore’ye kadar devam edecekmiş. Nereye baksak deniz... Meçhuller diyarına doğru gidiyoruz ve ardımızdakiler bizim için biz ise bu savaşı kazanmak için dua ediyoruz...

Saldırı
Ya o intihar bombacısı karınızsa?Tel Aviv’in insan kaynayan restoranlarından birinde bir kadın, hamile elbisesinin altına gizlediği bombayı patlatır. Arap asıllı İsrailli Doktor Emin gün boyunca bu korkunç saldırının sayısız kurbanını ameliyat eder ve geç bir vakitte bitkin bir halde evinin yolunu tutar. Ancak gece yarısı onu acilen hastaneye çağırarak saldırıda paramparça olan bir cesedin karısına ait olup olmadığını teşhis etmesini isterler. Emin korkunç bir gerçekle yüz yüze gelir: Karşısındaki beden on beş yıllık karısı Sihem’e aittir ve bundan daha acısı ise, eylemi gerçekleştirip onlarca insanın ölümüne neden olan intihar bombacısı da Sihem’dir...“Posta kutumda mektuplar vardı. Faturalar arasında küçük bir zarf dikkatimi çekti. Okumaya başladım:‘Mutluluk paylaşılmadıkça neye yarar Em...

Aşık Ölüyorum
Sen bu kitabı eline alana kadar ömrümden;kaç yalnız bahar, kaç demlik çay, kaç kupa kahve, kaç saman defteri, kaç ucu kesik kalem ve kaç ihtimal tükendi, bilmiyorum.Ama içimde bir parça umut kalmış, onu da bu sayfaların arasına saklıyorum.Galiba sana aşık ölüyorum...

Savaş Ana
1915... ÇanakkaleTarihin en acımasız savaşlarından birine tanıklık etmeye ve vahşetin orta yerinde en “insani” duygularla tanışmaya hazır olun! Bir tarafta Antepli Memet, diğer tarafta Avustralyalı Henry.İkisi de yirmili yaşlarında, ikisi de gözü kara savaşçıydı. Memet, sevdalısının belalı babasından kaçarken Osmanlı zabitlerine teslim oldu, asker edilip cepheye gönderildi. Henry de, ülkesini “barbarlardan” korumak için cepheye gönüllü yazıldı. Bu iki askerin yolu savaşın ilk günü kesişecekti… Memet ve Henry gibi bütün savaşçılar artık gerçeği öğrenmişti: Ölümsüz olan tek düşman vardır, o da savaş denen illettir!“Gezi ruhunun tarihteki derinlikleri!”