Kara Karga Yayınları
Sanki Sen Aynı Ben
Cem Güventürk’ün eserlerini, sevdiğim bir şairin şiirleri gibi alıyorum elime. Şiir ve karikatür sanatçılarının sınır çizgisinde, semiolojik şiirde yürütüyor cambazlığını. Denge çubuğunun bir ucu ironi, öbür ucu lirizm… Düşmüyor asla, her kitabında bir düşe düşürüyor. Kendine özgü bir yol çizdi, üslubunu olgunlaştırmayı genç yaşında başardı. Cem Güventürk karikatürde dolaşan şiir ajanı!" Sunay Akın
Destek Yayınları
Başka Bir Gökyüzüne İnanmak
Sevgilim... Gözlerin hangi şehrin sabahına açılırsa açılsın her sabah aynı kişiye uyanabilmektir aşk... Ben her sabah solumdaki o ağrıyla sadece sana uyanıyorum. Bu daha ne kadar sürecek hiçbir fikrim yok. Ama bir süre sonra sıradan bir pazar sabahına, aklımda başka bir telaşla uyanacağıma inanıyorum. Sen de inan buna. Bir zamanlar iliklerine kadar seni seven birinin, bir gün hatıralarında bile yer tutmayacağına inan. Seninle mutsuz yaşamaya bile razı olan birinin sensiz çok daha mutlu yaşlanacağına inan... Ve bir gün olur da denk olursa acılarımız; yani en az benim kadar yaralanırsa gururun, incinirse duyguların beni hatırla... İşte o zaman gerçek sevginin birinin varlığıyla mutlu olmak değil, yokluğuyla mutsuz yaşamaya alışmak olduğunu anlayacaksın. Ben sana hak ettiğinden fazlasını verd...
Kara Karga Yayınları
Ejderha Kitabı
– Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter serisine ilham veren kitap ilk defa Türkçe’de – Efsanevi canavarların bazıları son derece haylaz ve komik, bazıları da kelimenin tam anlamıyla dehşet verici; ancak hemen hepsinin ortak özelliği, özgür ruhlu ve tarif edilemez olmaları. Modern çocuk edebiyatının öncüleri sayılan, Demiryolu Çocukları, Beş Afacan ve Hazine Avcıları gibi yapıtların yazarı Edith Nesbit’in ejderhaları, muhteşem bir hayal gücünün eseri.
Kara Karga Yayınları
Faili Meçhul Öfke
– 2010 Yunus Nadi Roman Ödülü – Matruşka, hücre evi, sahte plaka, kod ad, Beyaz Şahin, Toros, gözbağı, sorgu odası, işkence… *** Acı acı güldüren serüvenleriyle gencecik insanlar, kendi elleriyle çizmeye başladıklarından daha büyük bir resmin detayları oluyorlar. Gammazla, kazılan kuyularla, kaypaklıkla tanışıp kendilerine bile güvenemez hale gelmiş, değerleri şaşmış adamlar, ulaşmak istedikçe koptukları gerçekliği çarpıtıyorlar. Adnan Gerger, emniyet mensupları ve örgüt üyeleri arasındaki karışık bir koşuşturmacada, iyi ve kötü tarafın sadece anlarda ortaya çıktığını ve bu anların bizim tüm gerçekliğimizi belirleyebileceğini gösteriyor.
Kara Karga Yayınları
Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır?
Türkiye’nin ilk bilim-kurgu eseri, bir asır sonra ilk defa Latin harfleriyle okuyucuyla buluşuyor. *** "Bu dünyalarda canlı yaratık var mıdır? Şüphesiz böyle bir sorunun cevabı lazımdır, dediğimiz sürece hayat neden sadece dünyamızda oluşmuş olsun? Bu âlemlerin ortasında, bu dünyaların hepsi birdir. Toz kadar olan Dünya’mızda hayat, canlı yaratık olsun da, onlarda olmasın? Onlar bu dünyadan küçük müdür? Onlar bu dünyadan ilerleme bazında farklı mıdır? Hayır, bu bahsedilen dünyamız gibi hep birbirinden doğmuştur. Hepsi birbirinin anası, babası, hepsi birbirinin kardeşidir. İşte bu soruya karşı bugün kesin cevap verilmiş: Her âlemin kendine özgü, kendi doğal şartlarına göre oluşmuş canlısı, canlı yaratığı vardır." *** Bakteriyoloji ve kimya alanlarında uzmanlaşan Osman Nuri Eralp’in bilimsel...
Kara Karga Yayınları
İki Rüya Dokuz Gerçek
Hakan Bıçakcı’dan, ürpertici, naif, neşeli, hüzünlü ve beynimizi yerinden çıkarıp tekrar takan bir roman. *** Gerçekçi düşler ve düş gibi bulanık bir gerçeklik algısı birbirine karıştı. Kontrol, televizyon kumandalarından, platonik aşkın dirilttiği tesadüfi umudun eline geçti. Yetişkinliğin yıllar süren karanlığında zamanın nasıl geçtiği anlaşılamadı ve zihin aradaki boşluklara girebilmek için direksiyonu gizemli bir yola, kirli ucuz bir otele, terk edilmiş bir lunaparka kırdı. Dışarıda ısıtmayan bir güneş, ıslatmayan bir yağmur, üşütmeyen bir rüzgâr vardı…
Kara Karga Yayınları
Müsait Bir Yerde İnecek Var
– Usta sinemacı Turgut Yasalar’dan minibüs hikâyeleri – Onlarca durak, yüzlerce yolcu, sayılamayacak kadar çok hikâye var. Yolcuların genci yaşlısı, zengini fakiri, zayıfı şişmanı; şoförlerin terbiyelisi küfürbazı, beyefendisi haytası, öfkelisi aşığı… Turgut Yasalar, İstanbul’daki minibüs hatıralarından bazılarını derleyerek, birbirinden farklı hayatlarla, bu yolculuklar sayesinde tanışmamızı sağlıyor.
Destek Yayınları
Sırça Köşk
"Alakasız ve bıkkın bakışlarını denizin kırışıksız çalkalanan yeşil yüzünde gezdirirken, tam karşısında, birkaç yüz metre ilerde, beyaz bir gemi gördü. Arkaya doğru yatık bacasından hafif dumanlar çıkan ve maden kısımları güneşte sapsarı parlayan bu ince uzun gemi, keman baş pruvasının zarif bastonunu Sarayburnu’na doğru uzatmış, kımıldamadan duruyor, bayrağını Kızkulesi’nin önünde dalgalandırıyor, bu haliyle, gagasını ileri doğru uzatıp kuyruğunu çırparak suların üstünde dinlenen beyaz bir martıya benziyordu." İlk olarak 1947 yılında yayımlanan ve 1980 darbesi sonrasında toplatılarak yıllar yılı okuyucuyla buluşmak için tozlu depolarda sararmaya yüz tutan Sırça Köşk, Sabahattin Ali’nin öykü-masal karışımı hicivlerinden oluşan bir başyapıttır. Kitabın neden toplatılmış olduğunu açıklayan e...
Destek Yayınları
Ben Değerliyim Çünkü
Her insan, en mükemmel şekilde bilge bir kişilik olarak doğar. Bilge doğdun 1’de kirlendin, 2’de korkmayı öğrenip kendine engeller koydun, 3’te yapamayacağına inandın, 4’te ben değersizim, 5’te ben yetersizim dedin ve bilge doğan seni öldürmeyi başardın. Yaşadığın tüm korkularının, aşk acılarının, yapamam, başaramam, benden olmaz demelerinin nedeni 0-5’tir. Açmazlarını açacak, olmazlarını olduracak, eksik kalan her yanını tamamlayacak olan 0-5’tir. 0’dan 5’e yok ettiğin hayatını 5’ten 0’a var etmeye var mısın? Ben değerliyim ben yeterliyim, birçok bilinmezin gün ışığına çıkmasını, hayatla barış anlaşması yapmanı sağlayacak, yaşamakta olduğun hayatta, nedenini bilmediğin onlarca sorunla yüzleşmeni ve bu sorunlardan beratını almanı sağlayacak muhteşem bir eser.
Destek Yayınları
Ayetler ve Dualar İle Allah'ın Rahmeti
Sen, pişmanlık ve içtenlikle sana yönelen kullarının kalplerine rahmet ve merhametinle ferahlık verirsin. En güzel şekilde karşılar, sana yöneleni geri çevirmezsin. Çünkü her şeyi çepeçevre kuşatmıştır senin rahmetin. Biliyoruz ki sen, affeden ve affetmeyi çok sevensin. Senin eşsiz merhametinden ümit kesilmez, çünkü sen rahmetine sığınan kullarınla berabersin. Sen merhamet edenlerin en merhametlisisin. Seni en güzel anlatıp tarif eden isimlerindir; Rahman ve Rahim. Kulun, ister Allah diye ister Rahman diye yakarsın. Yeter ki tüm varlığımızı senin isimlerin sarsın. Senin rahmet isimlerin ile yatışsın, huzur ve sükûna ersin ruhumuz ve bedenimiz. Bilerek ya da bilmeyerek günah işlesek de biliriz ki sensin bizi affedecek olan; rahmet etmeyi kendine farz kılan Rabbimiz! Ey Rabbimiz! Günahlarımı...
Destek Yayınları
Ben, Ben Nü
Sözüm ona ben toplumun eğitimli, özgür, hatta marjinal bir yüzünü temsil ediyorum. Peki ya gördüğüm şiddete susmamı neyle açıklayacağız? "Sevgi", "cinsellik" ve "şiddet" zihnimde hep kol kola gezmiş. Bir araya gelmemesi gereken bu üç kavramın kurbanı olduğumu anladığımda, zaten çoktan etlerim çürümüş, kalbim kırıklarla dolmuş ve zihnim bulanmıştı. Çocukluğumdan beri böyle öğrenmiş, bunun üzerine inşa etmişim kendi gerçeğimi. Yanlış yapmışım. En büyük yanlışım ise şiddeti kabullenmek olmuş. Bana kızacaksınız! "Sahiden yaşamış mı bu kadın bunları, yok artık daha neler?" diyeceksiniz. "Aptal!" diyenleriniz bile çıkacak biliyorum çünkü bunları vaktiyle kendime söylemiş olan benim. Ama bir farkla. Zor öğrensem de öğrenebildiğim için mutluyum. Acı çeksem de acılarımı dindirebildiğim ve güçlü bir...
Destek Yayınları
Yalnızlığın Başkenti
"Aşk meşru bir şey olamaz. O da şiir gibi meşrulaşınca ölür." "Şiirin Efendisi" Cemal Süreya’nın tren vagonundaki sürgünlüğüyle başlayıp Darphane müdürlüğüne uzanan çalkantılı hayat hikâyesinin bilinmeyen yönlerini bir solukta okuyacaksınız. Üvey anne zulmünden kaçarak yeni bir yaşam kuran Süreya’yı, "Üstü kalsın" diyecek kadar yaşamaktan vazgeçiren neydi? Çok sevdiği oğlu mu? Aşkları, ayrılıkları ve yalnızlığıyla sıra dışı bir şairin fırtınalı denizinde yüzmeye hazır mısınız?
Kara Karga Yayınları
Yeniçeriler
Asırlar içinde kulaktan kulağa dolaşan efsanelerle birlikte büyüyen bir gizem, Yeniçeriler… Ocakları, ortaları, odaları, kazanları, çorbaları, serpuşları, börkleri, kılıçları, çuhaları… 8’inden 18’ine, güzel yüzlü, güçlü, adanmış ve kapanmış bu genç adamlar nasıl yaşarlar? Ne yer, ne kuşanır, ne zaman kendi iradeleriyle davranırlar? Mehmet Anıl, arkalarında neredeyse hiç iz bırakmadan tarihe karışan bu gençlerle ilgili söylentileri, erişilebilmiş gerçekleri, enteresan detayları, keyifli, arı bir dille inceliyor.
Kara Karga Yayınları
Kürsü
Sözler, savaşlar başlatacak ve savaşlar bitirecek kadar güçlüler. Nasihat ya da ibret çekmecelerimize girebildikleri gibi; hayatımızın akışını değiştirebilir, hikâyenin sonunu en başından belirleyebilirler. İnsanlığa armağan edilmiş devrimlerde de, onun hayatını karartan savaşlarda da, belagatin ve hitabet yeteneği olan Hitler, Castro, Atatürk, Martin Luther King Jr. ve Gandi gibi liderlerin parmağı var. Hayatı güzelleştiren şarkıların, romanların, filmlerin, icatların ve öğretilerin de ardından, elinden alınan çocukluğunun elinden tutan Michael Jackson, ailesinin garajındaki iki kişilik şirketi dünya devi haline getiren her zaman "aç ve budala" Steve Jobs çıkıyor.
Destek Yayınları
Yeni Dünya
"Midilli tarafından esen bir rüzgâr körfezin girinti ve çıkıntılarında kırılarak boyuna yolunu değiştiriyor, suların üzerinde ayrı ayrı taraflara koşuşan dalgacıklar meydana getiriyordu. Güneşin, Madra Dağları’nın üstündeki bulutlara vurarak onları kızıllaştıran ve oradan tekrar denize akseden son ışıkları, başka başka istikametlerde kırışan sularda türlü renkler yaratıyordu. Dağın eteklerine sıralanan ve bazen hemen önümüze kadar yükselen tepeler, birbiri üstüne yığılmış karanlık bulut kümeleri gibi görünüyordu. Daha uzaklarda, Ayvalık’ın karşısındaki Cunda Adası’nın alçak tepeleri, Kazdağı oralara siper olmadığı için, hâlâ güneşin kırmızı ışıkları içinde yanıyor; biraz daha arkada, Midilli’nin o taraflara kadar uzanan kollarına karışıyordu." Yeni Dünya’da, Sabahattin Ali’nin eleştirel gö...



