
Osman Gazi ve Mahdumları
Leman, L-Manyak, Penguen, Karakarga ve OT dergilerindeki çizgilerinden tanıdığınız Emirhan Perker’den keyifli bir karikatür albümü. Replikler ve Yalnızlar Rıhtımı (Çizgilerle Türk Rock Tarihi) gibi iki özel kitaba imza atan Emirhan Perker, bu albümünde Osmanlı dönemini günümüz mizah anlayışı ile ustaca harmanlıyor.

Replikler
Emirhan Perker'in harikulade çizgileri, kült filmlerin zihinlere kazınmış çarpıcı replikleriyle buluşuyor. Farklı çizim ve boyama teknikleriyle hazırlanmış stilize bir grafik kitap. "Hareketler bütününün bir anını cımbızla çekip almak ve o an üzerinden bütünü tekrar kurmak ne zor bir iş. Hepimizin hayatına şu ya da bu şekilde dahil olan kahramanlara A4 üzerinde tekrar hayat vermek, birebir kopyadan kaçınarak karakterlerin en karakteristik yanını yakalayıp çizmek… Sonu gelmez gevezeliklerin içinden en halislerini imbikten süzer gibi çekip alıp benim karikatür demeye dilimin varmadığı eşsiz tasarımların yanına oturtmak, yani kısacası işin ruhunu yakalamak… …çok zor bir iş. Bu kitap bunun üstesinden gelmiş. Bravo Emirhan." Yavuz Turgul

Var Ol
"Bilinçaltının farkında olmayan kişi, başına gelen her şeye kader der." – C. G. Jung * Çocukluk çağından beri insanın bilinçaltında köklenen inanışlar neye mal olur? Kök inanışlardan kurtulmak mümkün müdür? Bastırılmış duygular hayatı nasıl etkiler? İnsanın içindeki eril ve dişil parçalar nelerdir ve ne anlama gelirler? Eril ve dişil dengesi nasıl sağlanır? İçdünyasını yöneten dış dünyasına da hükmedebilir mi? * Dünyayı değiştirmek için kişinin önce kendini dönüştürmesi gerekir. Hayata karşı farkındalığımızı artırır, içimizdeki huzuru, sevgiyi keşfedip büyütür, geçmiş acılarımızın üstesinden gelip şimdiki "an"a ve sahip olduklarımıza şükretmeyi öğrenirsek yaşadığımız dünya hem kendimiz için hem de gelecek nesiller için

Maria Puder Olmak
"Hiçbir kadın, ihtirashalindeki bir erkek kadar âciz ve gülünç olamaz." Sabahattin Ali’nin kült eseri Kürk Mantolu Madonna romanının baş kahramanıdır Maria Puder. Hayat kadar canlı, gerçek ve güçlü... Almanya’ya çalışmak için giden Raif’in karşısına çıktıktan sonra bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi yaşanmasını mümkün kılmayan Maria Puder... Yanlış zamanda doğmuş kuvvetli bir kişilik. Acınmak ya da kendisine merhamet edilmesi ona göre çok büyük bir zayıflık... Acılı geçmişini kendine bahane ederek hayatının kalitesinden katiyen çalmayan Maria Puder, tek sözüyle dünyaları önüne serebilecek erkeklerle çevrili bir yaşam sürmesine rağmen her zaman kendi ayaklarının üzerinde durmayı tercih ediyor. Başkasına minnet duymak, ağır bir borç, ağır bir yük onun açısından. Üstelik hiçbir şeyin daha azın...

Psikomekan
Mutlu bir ailede herkesin kendine ait bir köşesi olmalı ama nasıl? Bir evin doğru yerleşimi nasıl yapılmalıdır? Doğayı yaşam alanlarına nasıl entegre etmek gerekir? Dekorasyonda modanın ve renklerin önemi ne? Yaşam alanındaki fazlalıklardan nasıl arınılır? Evinizin yerleşim biçiminden memnun musunuz? Sanki daha iyisi olabilir gibi mi geliyor? Peki, hiç para harcamadan yepyeni bir eve sahip olabileceğinizi biliyor olsaydınız ne olurdu? Hatta işyerinizde veya çalışma odanızda verimliliği artırmanın bilimsel yolları olduğundan haberiniz olsaydı? Hemen uygulardınız değil mi? Bu konuda size değerli bilgilerle yol gösterecek, rehberlik edecek doğru kitapla buluştunuz bile... Bu kitap, kendinizi huz

Ölüm Dağları Bekler
"Dağdan bir ağdır Cudi. İnsana göz eder, el eder, naz eder, gel gel eder. Çağırır. Çekiverir içine. Ve orada insanın, asıl kendisini yenmesini ister. Kimi zaman aydınlık, kimi zaman koyu bir karanlıktır Cudi. Kendine özgü gizemli bir cazibedir. Aydınlığında da, karanlığında da, uzak ufuklara koşmamızı ister. Hafife alınmak istemez Cudi. Kendini hafife alanı, bir rüzgârıyla uçurmuşluğu çoktur. Ağırdır, ağır olunsun ister. Bir yok olmuşluğu anlatır Cudi. Daha doğrusu, yoklukta varlığı bulmuşluğu. Vezirliği de, rezilliği de bilmek ister. Bekler Cudi. Karanlığı, geleceği ve kıyameti. Ardından mahşeri. Kendini ve düşmanını yenenlere dağ gibi şahitlik yapmak ister. İki kapısı vardır Cudi’nin. Birisi benliğinle çıkmayı, diğeri ruhunla inmeyi anlatır. Bu dağ, zamanın layıkıyla arşınlanmasını ister...

Erkek Yalnızlığı
Bir İLİŞKİDE erkek ne arar? Neye ihtiyaç duyar? Onu nasıl bir kadın mutlu eder? Bu kadın ütopya mıdır? AYRILIK sonrası erkek ne yapar? Teselliyi nerede arar? Umduğu nedir? Özgürlük ama ne kadar, nereye kadar? Çocukluğundan itibaren onu üzen, zorlayan, yoran olaylardan dolayı ağlamak, sızlanmak, yani toplumun adını haksız yere koyduğu şekilde "kız gibi" davranmak sanki ona yasaklanmıştır. Bu sebeple erkek, kalabalıklar içinde zayıf görünmek istemediğinden maske takar, rol yapar genelde. Ama dışarıda taktığı maske ve giydiği "Süpermen" kostümünü çıkardığında, tahmin edilemeyecek kadar duygusal, kırılgan ve tek başınadır çoğunlukla. Yalnız olsa da, bulunduğu yeri eninde sonunda yuva haline getiren kadının aksine erkek, yalnızsa yaşadığı yer de yalnızdır. İşte bu yüzden daha kasvetli ve hüzünl...

Büyük Hesaplaşma
Tarihin dayanılmaz acılara ve büyük bir ihanete tanıklık ettiği, dostlukların paramparça, yaşamların darmadağın olduğu yılları anlatan bir yakın tarih romanı Büyük Hesaplaşma... Deniz Lisesi’nde okudukları günlerden beri birbirine kardeşçe bağlı üç askerin yolları, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimi süreciyle hayli düşündürücü ve sarsıcı şekilde ayrılır. Vatan hainliği suçlamasıyla büyük bir kumpasın kurbanı olarak Hasdal Cezaevi’nde yatan bir avuç asker, beklenmedik bir kaynaktan istihbaratını aldıkları darbe girişimini önlemek için cezaevinden firar etmeye kalkışır. Böylece İstanbul’dan başlayıp Doğu Akdeniz’de Suriye, Kıbrıs ve İsrail’e uzanan bir hesaplaşma sürecinin fitili de ateşlenmiş olur. Bu süreçte ortaya çıkan bazı sırlar, yakın dostların, ayrılmaz arkadaşların ve mutlu ai...

Seni Sana Geri Verecegim
"Kendine, sana zarar verenlerden uzaklaşacak kadar saygı duy." Ne korkularımızı ne de çözümleyemediklerimizi dile getirebiliriz... Taklit mi ediyoruz yoksa yaşıyor muyuz onu da bilemeyiz... Kimdir aynada bize bakan, inancımız nedir, her şey miyiz hiçbir şey mi bir türlü çözemeyiz... Boşanmak mı, terk etmek mi, ayrılmak mı zor gelir bize cevabını veremeyiz... Hayat yanılarak, yanlış yaparak öğrendiğin bir yoldu. Belki tenin teni konuşmadan anlayabileceği ilişkilereydi hasretin. Gittin. Seksi bulmak kolaylaştıkça, aşkı bulmak zorlaşıyordu. Pes ettin. Belki saygı ve sevgiyeydi özlemin. Vazgeçtin. Affedemedin. Hayat işte. Üstesinden gelemedin. Her ölüm birer ayrılıktı. Sen önce ölümü anlamayı es geçtin. Halbuki ölmeyi öğrenirsen, yaşamayı öğrenirdin. Fark edemedin. Fark edemezsen özgür değilsi...

Hadimi
Bir berat bestesiydi. Titreten, terleten, bürdesini çıkartıp attıran sual... Yılların ilmi birikim ve tecrübesine yaslanarak icazetname vermiş olduğu talebelerini, anlık bir hafıza taramasından geçirdi. Zihnindeki ilk isim belliydi aslında... Hıristiyan bir müsteşrikin karşısına çıkacak olan İslam âlimi aynı zamanda Hıristiyanlığı da çok iyi bilen; kıvrak, kuşatıcı bir zekâya sahip olmalıydı... Sultan III. Ahmet’in gözlerinin ta derinlerine baktı... "Evet sultanım!" dedi. "Üç buçuk talebem vardı ki gözbebeğim oldular. ‘Buçuk’ dediğim talebem ilmine ilim ekleyerek büyük bir âlim olma yolundadır." III. Ahmet’in gözleri bir berika gibi parıldadı. "Kimdir bu âlim Kazabadi?" dedi. "Ebu Said El Hadimi... ‘Hadimli Mehmet Efendi’ diye anılır. Konya’nın Hadim kazasındandır." "Kazabadi! Kazabadi! Ko...

Usta Nın Sesi
Yakınçağın en büyük düşünür, şair, yazar, ressam ve filozoflarından Halil Cibran’ın kâinattaki varlığımızı sorgulayan benzersiz yapıtı USTA’NIN SESİ, insanoğlunun ezeliyetten ebediyete dek sürecek olan o mistik yolculuğunun ilk adımlarına eşlik eden benzersiz bir kılavuz, elinizden düşüremeyeceğiniz bir şaheserdir...

Kum ve Köpük
Uzun yıllardır yaşadığı kentten artık ayrılmaya karar veren bir ermişin yolunu kesen yöre halkı ondan kendilerine hayat hakkında son bir nasihat vermesini, faziletin yolunu göstermesini isterler. Halkın bu isteğini geri çevirmeyen bilge, onlara ahlak, erdem, dostluk, hakikat, doğruluk kısaca insanı insan yapan değerler hakkında uzunca bir söylev verir. Dinleyenlerin içselleştirdikleri anda hayatlarını değiştirecek denli derinlikli bu konuşma şimdiye dek yazılı tarihin en etkileyici yapıtlarından biri olan, Halil Cibran’ın belki de en büyük şaheseri Ermiş olarak karşımıza çıkacaktır...

İçebakış
“Tereddüt etmeyen, beklentisi olmayan bir zihin meditasyonun ta kendisidir. Yuvasına yani kaynağına geri dönmüştür.” – Gurudev Sri Sri Ravi Shankar Meditasyon sakinliğe, huzura ve sükûnete uzanan bir yolculuktur. Bu yolculuğun hazinesini sadece kendi içine bakma cesareti olanlar görebilir. Bugünün dünyasında bu bir lüks değil, gerekliliktir. Dünyaca ünlü yoga, meditasyon ve mantra gurusu Swami Purnachaitanya, gerçek bir meditasyon ustası olan öğretmeni Gurudev Sri Sri Ravi Shankar’dan öğrendiği meditasyon tekniklerini anlatıyor. İncelikle dokunmuş bu kadim Hint bilgeliği ve teknikleriyle sizler de: • Zihninizin işleyişini ve onu yönetmeyi öğrenecek • Dayanıklılık kazanarak enerjinizi anda kalmaya odaklayacak • Stres, endişe ve zorluklarla başa çıkmada ustalık kazanacak • Özgürlük ve tatmin...

Budizm’e Göre İnsan Olma Potansiyeli
Cehalet, ıstırabın tek sebebidir. 14. Dalai Lama, 1981 yılında Harvard Üniversitesi’nde bir dizi konferans verdi. Budist teori ve uygulamasına derinlemesine giriş yapma niyetiyle başlayan bu konferanslar, sevgi ve merhamet üzerine ilham verici tavsiyelerle dolu zamanı aşan bir kitaba dönüştü. Bu derinlikli konferansların başlıca konuları bilim ve din arasındaki ilişki, bilincin doğası ve seviyeleri, bencillikten, düalizmden ve nondüalizmden arınmış bir sistemde insan olmanın anlamı, düşük benlik değeri ile özverili olma arasındaki fark, depresyonu iyileştirme teknikleri, acı verici olan ve olmayan bağlanma arasındaki fark, tantra yolunda cinselliğin kullanımı ve içsel gelişimi dengelemekti. Dalai Lama’nın üstün zekâsı, anlatım gücü ve pratik uygulama tavsiyeleri insan olma potansiyelini ke...

Duaların Kayıp Sırları
GERÇEK DUA SAMİMİYETLE İÇE DÖNMEKTİR. Hakikat bizden bilerek saklanmaz. Eğer Yaradan’ı hayatlarımızda hissetmiyorsak, sebebi biziz. Yaratıcı ilke her yerde kendini gösterir, o esen her meltemde, her çiy damlasında ve dalgaların hareketindedir... Peki ama onu neden algılayamayız? Bize engel olan nedir? Türkiye’de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Guy Finley bu kitapla bizi kendi sınırlı dünyamıza hapseden düşünce duvarlarını yıkıyor. Çoğu insan için sadece eksik olan şeyi istemek olarak görülen duanın şimdiye dek keşfedilmeyen gücüyle tanıştırıyor. Öz uyanış uygulamalarıyla bizleri sıradan dünyadan alıp asıl gerçeğin kalbine ulaştırıyor. Hayatımız bu dünya içinde devam eden yorgun bir yürüyüşten ibaret değildir. Her birimiz, sadece iyiliğimiz için olan ve anbean gerçekleşen Büyük Görünmez...

Aşk Sandığın Kadar Değil, Yandığın Kadardır
Sema, sevgiliye yolculuktur, senden sana döne döne giden yoldur. Dünya âleminde ruhun dönüşümü, içinde konakladığı bedenin de eylemine ihtiyaç duyar. Ruh, büyümek ve yaşam yolculuğunu gelişerek sürdürmek için bedenin de desteğini almak zorundadır. Sema, orman yangını başlatacak olan kıvılcımdır, eylemdir, niyettir, kararlılıktır, adanmışlıktır. İlle etrafında dönmek değil, bazen yerinden kalkmak bile yeterlidir ruhu dönüşüme davet etmek için.Bu kitap, ruh ve beden ilişkisini dengelemek, böylece düştüğünde nasıl kalkabileceğini, korktuğunda ihtiyacın olan cesareti nerede nasıl bulabileceğini, çaresiz hissettiğinde nasıl desteklenebileceğini hatırlatmak ve elde edeceğin gücü doğru kullanabilmek için sana rehberlik etmek üzere kaleme alındı.Niyet ve eylem buluştuğu an, yaşamın sonsuz dansı ba...

Aşkı Kalem Yazmaz Ki Kitapta Bulasın
Aşk, bir kalbe girerse, orada başka bir şeye yer bırakmaz. Şems-i Tebrizi, Mevlana’nın okuduğu kitabı nezaketle elinden alır ve hiç tereddüt etmeden avluda bulunan su dolu havuzun içerisine atar. Mevlana şaşkınlık içindeyken Şems’in ağzından şiir gibi sözler dökülür: "Aşkı kalem yazmaz ki kitapta bulasın..." O anı sadece onlar yaşamaz. Yüzlerce yıldır biz de yaşamaktayız. Okuduğun kitaba, yaşadığın an gibi kalbini ver. Ver ki o da sana taşıdığı tüm sırlarını versin. Hadi şimdi bu niyetle ilk sayfayı aç. Hoş geldin.

İnsanın Gölgesinde
İNSAN DAVRANIŞININ TEMELLERİNİ ANLAMAK İÇİN EŞSİZ BİR KLASİK. Dünyaca ünlü primatolog ve hayvan koruma uzmanı Dr. Jane Goodall’ın serüveni vahşi doğadaki şempanzeleri izlemek için Tanzanya’nın ücra köşesi Gombe’ye gitmesiyle başladı. Aylar boyu süren umutsuz bekleyişten sonra o ilk temas kuruldu ve Goodall alet kullanımından alet yapımına kadar daha önce keşfedilmemiş primat davranışlarını kaydetmeyi başardı. Batı dünyasının en büyük bilimsel başarılarından biri sayılan çalışmalarının sonunda şaşırtıcı bir şekilde her biri tıpkı bir birey gibi davranan şempanzelerin sosyal hiyerarşisini çözdü. İnsanlarla şempanzeler arasındaki derin bağa dair anlayışımızı sonsuza dek değiştirecek birçok olağanüstü keşfe imza attı. Jane Goodall’ın Gombe’nin derinliklerinde vahşi şempanzeler arasındaki yaşam...