
Kozmik Şakacı
Dikkat Dikkat!!! Kozmik Şakacı Sizi Her An Ziyarete Gelebilir... Öylesine olaylar vardır ki, mantık ve akıl çizgisinde anlamlandırmak mümkün değildir. Sanki yaşamın bilinen katı gerçeklerinin ötesinde bizlerle alay eden bir güç bulunmaktadır. Biz buna kozmik şakacı diyoruz. Şakacı, tatlı dilli bir baştan çıkarıcıdır; aylaklığı ve başıboşluğu sever. Öncelerde yeterince zeki değildir, hissizdir, eğlenceyi sever ve yaratıcılığı yoktur. Sanki Kozmos’un büyüleyici dolandırıcısı veya dayanılmaz çapkınıdır. Eski Yunanlılara göre, ışık parmaklı müjdeci ve büyücü Hermes, Mısırlılara göre iyi şans ve gülme Tanrısı Bes, Maorilere göre ilk insan ve seksüel zevkin fallik simgesi Tiki Şakacı’yı simgeler. Kozmik Şakacı kimi zaman kendini tavla oynarken rakibinizin 6 kere üst üste altı altı atması şeklind...

Kızıl Güneş
"Her neyin çok fazlasına sahip olursan, sonunda ondan mahrum kalırsın." dedi mırıldanarak. "Benim sonsuzluğa yakın anılarım, binlerce hayatım, yaşayan bütün insanların toplamından daha fazla acım ve sevincim var." "Yani anlayacağın, yaşlı çocuk: bunların hepsini kaybettim ben artık. Geri kazanmak içinse tek yapmam gereken, bütün varlığımı yok etmek!" Anti-kahraman tanımı bu kitapla yeniden yazılıyor. Rematonia Evreninin tarafsız Avcısı, Lilith ve Iasus’un belalısı, ırkının ilk ve tek temsilcisi Dhampire ile Rematonia devam ediyor! "Zaman ve mekanın sınırlarında bir hikaye." -Hürriyet- "Efsanelerin yeni efendisi." -Sabah- "Aşkın tehlikeli yüzleriyle örülü, sürpriz üstüne sürpriz yaşatan bir kurgu..." -Kahraman Tazeoğlu-

Keşke
-Evli olmadığını söyle." Bu kadar hızlı! Beğendiğini bile anlayamamışken neredeyse teklifle gelmesi, oyunsuz, dürüst, net olması... İyice karışmıştım! İçimden bağıra bağıra ağlamak geldi; ‘‘Evliyim, mutsuzum, kocam beni aldatıyor, üzüyor, benimle sevişmiyor, birde sana aşık oldum, onu seninle aldatmak, ondan boşanmak, seninle evlenmek istiyorum’’ demek istedim, yapamazdım ki! "-Evliyim." dedim. Kısa ve açıklamasız, sıradan, içimden gelmeden, istemeyerek. Hangi kadın evlendiği, üstelik çocuk sahibi olduğu adamdan kolay boşanır ki? Üç aşağı beş yukarı, hepimiz aynı değerlerle büyümedik mi? Ya evliyken aşk? Aman! Sakın! Tövbe! Hayatta olmaz derken, ya sizi de buluverirse aşk? O zaman ne yapacaksınız? Beni buldu! Ve ben maalesef "Keşke" dedim. Siz sakın demeyin...

Her Gün Öldürüyor Gidişin
Birini deli gibi severken, onun bir başkasını tutkuyla sevdiğini bilmek kadar öldürücü bir duygu var mı acaba? Ya da gerçek aşklar hiç ölmez mi?Suçluyla masum, günahla sevap, doğruyla yanlış, geceyle gündüz iç içe geçti. Duvarlara tırmandıran kıskançlık, uykuları kaçıran hırslar.Evdeki sesler aşkı fısıldıyor dolunaylı gecelerde. Tutkulu bir aşkla delilik arasındaki sınır gittikçe inceliyor... Ürpertiyor...“Bir ağaç gibi olacağım. Varlığımı bile hissetmeyeceksin. Öyle sert, sessiz duracağım yanı başında. Ama gölgem hep üzerinde olacak. Sen beni sevmesen de senin hayatını güzelleştirmek için yanı başında dikili duracağım. Hep ayakta olacağım, içimi kurtlar da kemirse, gıkım çıkmayacak. Beni kimse yenemez, kimse bükemez bileğimi. Bir tek bu aşk...“

Gerçek Dünya Sanal Politika
Demokrasilerde iktidarlar her istediğini yapamaz. Evrensel hukuk kuralları, insan hakları ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmeler, demokrasinin temel ilkeleri ve Cumhuriyet’in temel nitelikleri, iktidarların ve meclislerin sınırlarını belirler. Bunları ve kuvvetler ayrımı ilkesini yok sayan bir rejimin adı demokrasi değil diktatörlüktür. Siyasetçiler seçimlerden önce halka çok şey vaat ediyorlar ama sonra bunları unutuyorlar. Bakınız, 2006 yılında kaybettiğimiz örnek siyaset adamı Aydın Güven Gürkan yalan ve kandırmacılık üzerine kurulan "sanal siyaset" konusunda neler söylüyor: "Tıpta ‘Hipokrat Yemini’ neyse; politikada da ‘güvenirlik ilkesi’ o... Yalan söylemek, sahtecilik yapmak, gerçeği saklamak, olayları çarpıtmak, gelişmiş demokrasilerde en bağışlanmaz ‘meslek defosu’ sayılı...

Engelsizsiniz
Bu kitap; azmin kitabıdır.Bu kitap; yaşama sevincinin kitabıdır.Bu kitap; her türlü zorluğa rağmen hayatın ne kadar güzel olduğunu gösteren bir kitaptır.Bu kitap; Ersin’in hayatıyla birlikte tüm engellilerinne derli zorluklar çektiğini anlatan bir kitaptır.Bu kitap insanın hayallerinin asla ölmeyeceğini gösteren bir kitaptır.Bu kitap; en zorlu durumlarda bile aşkın kendisine yeşerecek bir alan bulabileceğini kanıtlayan bir kitaptır.Bu kitabı okuyanların engellilere karşı çok daha duyarlı olacağından hiç kuşkum yok.Bu kitabı okuyanların kendilerinin de bir engelli adayı oldukları gerçeğiyle yüzleşeceklerinden hiç kuşkum yok.Aynı zamanda bu kitap; ‘Beşiktaşk’ın kitabıdır.Takım sevgisinin bir insanı nasıl da hayata bağladığını gösteren çok çarpıcı bir örnektir.Sadece Beşiktaşlılar’ın değil, t...

Zamanın Ruhuna Rağmen
...Pembe hanım milim milim ilerliyordu. Bütün gayretiyle sürünüyordu. Az kalmıştı. Kan-ter içindeydi. Biraz daha, biraz daha. Çok yaklaşmıştı. Gözlerinden akan yaş ıslattı yeri. Sankigözyaşlarından iz bırakıyordu. Son bir gayret etti......Veteriner Tarık yaklaştı. Elindeki şırıngayı şöyle bir geriye çekti. Sonra yavaş yavaş zehiri enjekte etti. Muzaffer boğulur gibi bir sesle son kez "uuuşşşşt küüpeeemm" dedi. Dost açtı gözünü son kez baktı ve öylece kalakaldı......Devrim kuzine gibi olmalıdır. Kuzine hem ısıtır, hem karın doyurur, hem de herkesi başında toplar......İki adam, iki kadını bekliyordu. İki adam hayatı bekliyordu. Hayat o iki kadındı. Feribotta iki kadın, iki adama gidiyordu. İki kadın mutluluğa gidiyordu......İnsan yenilemeli hayatı. Yeni bir araba kokusu, yeni bir ev kokusu, ...

Zamane Aşkları
O’nun İyi bir işi, düzgün giden bir ilişkisi ve sıradan ama güzel bir hayatı vardı. 30’una yaklaşırken tek beklentisi sevgilisinden gelecek evlenme teklifiydi.Üstelik ‘O’, aşkların hala eski Türk filmlerindeki gibi yaşandığını zannediyordu... Ta ki beklediği o romantik teklifi alana dek.Peki zamane aşkları kaça ayrılır sizce?Kaçak bir aşk, tek gecelik bir aşk, gerçek bir aşk; Bir sevgili, bir yüzük, bir Yunan heykeli, bir playboy ve AylinAşk bir kumardı ve Aylin ya kaybedecek ya kazanacaktıGenç bir kadının ayrılık sonrası yaşadığı duygusal karmaşa, hayata yeniden tutunma çabaları, mantığının ve duygularının savaşı, hayata dair tabularının yıkılışı ve aşka olan inancının yeniden kazanılma süreci, esprili bir dille anlatılmaktadır.Hayal alemime hoş geldin ve iyi eğlenceler!:)

Vesaire: İkinci Yastık
İki kişilik yatağı olan her yalnızın, iki de yastığı vardır mutlaka... Birine başını, diğerine kalbini yaslar sarılırken... Yalnız yaşamaya başladığı ilk günden itibaren insan, her şeyi tek kişilik düşünür de yatağını çift kişilik alır nedense. Rahat uyurum bari diye ilk başlarda. Ama sonra boğar onu, iki kişi uyuduğu yıllardan sonra tek başına uyumaya çalışması. Bir dönem salonda televizyon karşısında uyur tek başına. Yavaş yavaş o odaya doğru yönelmeler başlar. Yatak büyüktür tamam rahat uyursun belki, ama yastık neden iki tanedir be arkadaş! Biri başını koyup diğeri kendini boğmak için mi... Uyuyana kadarki zaman diliminde hıçkırıklarını dindirmek için mi... Yoksa o diğer yastıkta sevdiğinin başı, ne işi var be arkadaş koca yatağın üstünde o ikinci yastığın...Aslında ne güzelmiş eskiden...

Süleymanı Nasıl Bilirdiniz
“Kendimizden sakladıklarımız, en çok benzediklerimizdir kendimize.“Bir gün bir kaza olmuştur... Her şeyi değiştiren bir kaza. 4 farklı kişiyi sonsuza dek birbirine bağlayan; Süleyman’a kendini unutturan birkaza. Şimdi Süleyman, İsa, Melda ve Perran tekrar bir araya geliyor ve gerçek olan’ı keşfe çıkıyorlar.Bilinçaltlarından yansıyanlarla unutulmuş olanları hatırlamak ve geçmişle yüzleşmek üzere!

Masal Çetesi
Gerçekliğe yalnızca masallar meydan okur!Çünkü uçan halıları yalnız çocuklar dokur.Eren dokuz yaşında, afacan bir çocuktur. Babası Mehmet her gece ona bir masal anlatmaktadır. Eren de her masalı ertesi gün köydeki arkadaşlarına anlatır.Eren, yaramaz arkadaşları Ahmet, Kadir, İsmet, Gani, köyün delisi Refik ve onun eşeği Karakaçan ile masal çetesini kurar. Çünkü düşman kapıdadır, civar köylerdeki bütün gençler silah altına alınmıştır, onlar da masalları koruyacaklardır.25 Nisan 1915 sabahı düşman ordusu Gelibolu’ya çıkarma yapar ve Çanakkale Savaşı başlar. Köy cepheye çok yakındır. Çocuklar masallara sımsıkı tutunur.Fakat Mehmet cepheye gitmeye karar verir. Son gece Eren masalın ortasında uyur kalır. Masalın gerisini ve anlamını öğrenmek için Mehmet’in dönmesini beklemek zorundadır.Masallar...

Mustafa Kemal Sofya'da
Enver, Talat ve Cemal paşalar tarafından Bulgaristan'a tayin edilen Binbaşı Mustafa Kemal bu tayinin aslında sürgün olduğunu bilmektedir. Bulgaristan'ın başşehri Sofya, Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal'in ilerideki başarılarını ve devrimlerini etkileyecek önemli bir esin kaynağı olacaktır.Sofya Büyükelçisi Ali Fethi Bey ve Askeri Ataşe Mustafa Kemal Bulgaristan'da yokluk ve zor şartlar içinde ellerinden geldiği kadar üstün bir performansla görevlerini yerine getirirler. O yıllarda Türkler yoğun olarak Rodoplar ve Deliorman'da yaşamaktadır. Bölgedeki halkın büyük bir bölümü eğitim bakımından çok geri durumdadır. Kadınların durumu ise içler acısıdır. İşin en önemli yanı ise, halka İslam dini çok yanlış bir şekilde tanıtılmıştır. Zaten okuma yazma bilmeyen halk, din istismarcıları tarafından da d...

Erkek Severse
“Bilemiyordum senin günler geceler boyu yokluğumla savaştığını, aşktan ölüp ölüp küllerinden dirildiğini.”"Dağınık bir yatağın şehvet sigarasıdır dokunamadığım tenin şimdi… Bedeninin değdiği yerlere el sürmeye kıyamazken, sen aramıza giren ölümden daha beter bir yalnızlık içine terk ettin beni. Geride bıraktığın mektuplarla dağlıyorum yaralarımı. “Şimdi vur başını!” der gibi, ikinci mevki localarda seyre daldığım gençliğim sırıtıyor duvarlardan. Kokun sinmiş olmalı ve soluduğun nefes, perdelere. Belki de hâlâ başucumdaki lambanın düğmesinde parmak izin var. Bakışlarının değdiği aynada kendime bakıyorum. Tanınmaz halimi tanıyabilecek kadar geçmemişim kendimden...""Önceden yarımları severdim. Yarını bekleyen hikâyeler umut verirdi. Beklemek ve hayaller kurmak geleceğe dairdi. Tıpkı yarına er...

Kız Gurusu
"Dişiliğin,Güzelliğin ve Erkeğini Aşık Etmenin Kuralları Yeniden Yazılıyor"Sadece kadınlar mı sorumludur sözüm ona “Güzel” görünmekten?Erkekler hain bir plan kurguladılar sen uyurken! Onların “GüzellikK” dayatmasına razı olup uykuları haram ettin kendine. Kadın sadece erkek için “Güzel” olmak zorunda kaldı yüzlerce yıl boyunca… Oysa bütün erkeklerin tek amacı sana “Güzel” olduğunu unutturmaktı zaten… Sahip olduğunu kaybettirip buldurmamaktı oyunun kuralı… Böylece hükmen galip çıktılar sahaya. Hem hile yaptılar, hem haksızlık…* * *"Sadece güzelliğine güvenerek, aşık olduğun adamı elinde tutamazsın. Güzellik bir bütündür. Dişi olmak erkeğin güzellik algısını değiştirir. Unutma! Erkekler mükemmel görünen kadınları sadece beğenirler... Üzerine düştüğün her adamı zalimleştirirsin. Erkeğine bağı...

Bizim Küçük Sırrımız
Kalbi hızla ve aşkla çarpmış birinin, artık yorulmuş ve vazgeçmiş kalbinin yeniden çarpmaya başlamasının hikâyesini anlatacağım size. Öyle umutsuz, öyle vazgeçmiş, öyle körelmiş biri ki o, üstelik maziden gelen, tertemiz kalmış, hani anneannelerimizin evindeki kokular gibi. O yüzden dedim ki bu hikâyede Naftalin olsun onun adı. Bize aslında çocukken hiç sevmediğimiz ama büyüdüğümüz zaman kokusunu duyduğumuzda bütün çocukluğumuzu hatırlatan o koku gibi gelsin. Eğer derinden koklamak için eğilip uzunca solursanız içinizi yakar, gözlerinizi yaşartır. Hem kızarsınız bir taraftan hem de burnunuzun ucunda sonradan kalanı koklarsınız ara sıra. Kendinizi iyi hissettirir çünkü. Babaannemizin bembeyaz çarşafları gibidir onun derinden gelen kokusu...

Aşkullah
Bu kitap dinsel bir kitap değildir. Öz gelişimimizin önündeki engelleri cümlelerle yıkıp yine kendi özümüze, aşka ve Allah aşkına ulaşmamıza, tüm önyargılardan uzaklaşıp içsel bir yolculuğa çıkmamıza vesile olmayı amaçlayan bir kitaptır.Aşk üzerinize olsun...“Yola çık, kendine uğra, kendinden geç ve Aşk’a var...Bir yerlere varmak için önce kendine uğramalı insan.Çünkü insanın gideceği bütün yollar, kendinden geçer.”

Mutlu Evlilik
Evlilikte mutluluk; isabetli eş seçimi, eşlerin iyi geçinmesi ve güzel çocuk yetiştirmekle mümkündür.Ailede birlik ve beraberlik, ancak bu şekilde sağlanır.Yüce Yaradan'ımız, birbirine anlayışlı davranarak güzel geçinen ve topluma yararlı evlat yetiştiren insanlardan razı olur.Bugün aile birliğinde en büyük sorun ise boşanmalardır. Maalesef, istatistiklere göre, günümüzde evliliklerden çok, boşanmalar oluyor. Bu boşanmalar aileleri yakıp yıkıyor, çocukları perişan ediyor.Aileyi boşanmaktan korumak için, uygun eş seçiminin ve eşler arasında uyum sağlamanın önemi büyüktür.Umarım, bu eserimiz, siz değerli okuyucularımızın mutlu bir yuva kurmasında ve aile fertlerinin aralarındaki sorunların çözümlenmesinde yararlı olur.

Bu Ayrılık Benden Olsun
"Sustuğum şeyler var, hiç konuşmadıklarım… İçinde kaybolduğum şehirler ve içimde kaybolup giden insanlar var... Eskisi kadar kafama takmasam da bazı şeyleri, yine de içimin almadığı haksızlıklar var! Hak ettiklerimle vazgeçtiklerimi ayırdığım günden bu yana, solumu sevdiklerime, yolumu ise Allah'a bıraktım… O ki; varacağım yeri de, duracağım yeri de benden daha iyi bilir…"

Cennetin Kapısında
Bob Dylan’ın hiçbir şarkısı, bir öncekini tekrarlamadı. Albümlerinde konu ya da ton bütünlüğü olmaksızın, bizi çektiği dünya kendi dünyası oldu. Bob Dylan dinlediğimiz zaman, Bob Dylan biz oluyoruz.Bütün şarkıların birer hikayesi vardır; Dylan ise şarkılarını hikâye gibi anlatan bir adam. Bu kitapta da hikayelerinin deşifresi var.

Hiç Yaşanmamış İlişkiler Sözlüğü
Aşk, hayat, ölüm, nefret, kıskançlık, sevgi gibi kelimelerin karşılığı gerçekten sözlükteki kadar mıdır? Yoksa herkes yaşadıklarıyla kendi anlamını kendisi mi verir? Peki ya ışık, karanlık, masa, ayakkabı gibi somut kelimeleri duyduğumuzda hepimizin aklında benzer resimler mi canlanır? Ne olunca değişir kelimelerimizin anlamı? Ya da ne olmayınca?Bu kitap, işte bu ‘olmayınca’nın peşine düştü. Yaşanmamış bir aşk kelimelere yeni anlamlar verirken, içinden şiirler, romanlar, öyküler, şarkılar, devamlı konuşan teyzeler, hedefine asla varamayacak cümleler geçti.Aşk’ın, İstanbul’un, Kıyamet’in, Balayı’nın hatta Sözlük’ün bile tanımı değişti. Dilimiz aynı kaldı ama söylediklerimiz başka. Yine de bizi bir yerlerde buluşturacak ortak anlamlarımız vardır belki, kim bilir…

Tarihin En Korkunç Deneyleri
İnsanlık tarihini geliştirmek için sadece iyi şeyler denenmedi. İdealize edilmiş dünyanın peşinde ve onun yararına yürütülen çalışmalar, pozitif bilimleri ve bilim insanlarını onurlandırırken; her keşif, icat ya da gelişme, insanlığı “kurtarılacaklar” ve “yok edilecekler” olarak ikiye ayıran kötülerin elinde silaha dönüştü. Bu kitapta da, bir fili öldüreninden çocukların hayatını karartanına, intihara sebep olanından insanların içindeki faşisti ortaya çıkaranına kadar bir dizi deney ve bu deneylerin bilim insanı olan yürütücüleri var.

Daha Da Karanlık
Chelsea Hotel şarkısında bahsettiği kadın kimdi? Famous Blue Raincoat’taki adam gerçekten de arkadaşı mıydı? Scientology’e yaptığı gönderme hangi şarkısında? The Future albümünü neden birçok farklı yerde kaydetti? Ten New Songs albümünü yapmadan önce neden 10 sene bekledi?Kimisine göre şiir, kimisine göre birkaç dakikalık bir sahne gösterisi, kimisine göre hikaye, kimisine göre bütün bir ömür fon müziği…Şarkılarının hikayeleriyle, Leonard Cohen…“Bırakın yargıçlar adalete olan umutlarını gizlice yitirsinler, hükümleri daha sağlam olacaktır.Bırakın generaller zafere olan umutlarını gizlice yitirsinler, öldürmenin adı kötüye çıkacaktır.Bırakın rahipler inanca olan umutlarını gizlice yitirsinler, şefkatleri gerçek olacaktır.”- LeonardCohen