
Sherlock Holmes - A Study İn Scarlet
"I Never Make Assumptions. Assuming is a Bad Habit." A STUDY İN SCARLET is the first book of popular Sherlock Holmes series written by author Arthur Conan Doyle. The story features the introduction of Sherlock Holmes and Dr. Watson through mutual friends and a mystery revolving around a corpse found at a derelict house in Brixton, England. The novel establishes many peculiarities and the working styles of Sherlock and Watson, who would become the most famous detective duo in popular fiction. Arthur Conan Doyle went on to write over fifty Sherlock Holmes short stories, and three more full length novels. The Sherlock Holmes stories have been adapted into many successful television series and feature films. A STUDY İN SCARLET is highly recommended for those who enjoy well fictioned detective ...

Altıncı Irk
"NE YANILAN, NE DE GÖZDEN KAÇIRANIM BEN. ÇÖLLERDEKİ KUM TANELERİNİN SAYISINI, GÖKYÜZÜNDEKİ YILDIZLARIN SAYISINI BİLENİM!" * "Sevgilim, uğruna tapınaklar yapılmayan, adaklar adanmayan, küçümsenmiş ve unutulmuş tanrılar şahidim olsun ki senden ayrıldığım günden beri ağladım. Bereketli yağmurlara dönüştü, senin güzel yüzünde rengârenk çiçekler açtırdı kederli gözyaşlarım; sayısız mevsimler boyu ağladım. Defalarca solup yeniden yeşerdi ağaçlar; ben hem sonbaharlarda, hem ilkbaharlarda ağladım." * Antik zamanlarda günün birinde Yunanistan’ın Delos Adası açıklarında, denizde bir kız çocuğu bulunur. Balıkçı Navagos’un sarıp sarmalayıp eve götürdüğü bu soluk benizli kızda bir gariplik vardır. Hiç konuşmaz, yemez, içmez. Gözleri de tuhaftır. Kızın acayip halleri ev halkını korkutur ama adadaki kâhi...

Seçimleriniz, Korkularınızı Değil Umutlarınızı Yansıtsın - Nelson Mandela
"Galip asla vazgeçmeyen bir hayalperesttir." Kimi hayatlar kolay yaşanmaz. Nelson Mandela’nın hayatı da böyleydi. En çok saygı duyulan liderlerden biri olarak dünya tarihine geçen Nelson Mandela, Güney Afrika’nın ilk siyahi devlet başkanı oldu. Irk ayrımcılığına dayalı rejimi (Apartheid) ömrü boyunca mücadele ederek yıktı. Ülkesine demokrasiyi getirmek için hayatı pahasına savaşmaktan asla çekinmedi. Mücadelesiyle milyonların umudu oldu. Onun mücadelesi, dünyada, mücadele motivasyonunu yitiren her toplum ve her birey için dönüp dönüp incelenmesi gereken bir kişisel gelişim dersidir.

Karşı Kaldırımdaki Adam
En büyük hayalini gurura, vicdanını aşka yenik düşürme! Gidemezsin! Aşkın seni elleri ceplerinde, karşı kaldırımda beklerken, sen binlerce kilometre öteye uçamazsın. Seni ona sarılmaktan alıkoyan çok daha başka, büyük bir şey yoksa eğer... Vazgeçemezsin! Hayatının en büyük hayaline kavuşma ümidin varsa, o yoldan geri dönemezsin. Gururun seni ele geçirmediyse eğer... O hatayı yapamazsın! Karşı Penceredeki Kadın’san, sadece başkasının hayatını yaşamaz, gönüllü köleliğe evet demez, seni sen olmaktan alıkoyan şeylere izin vermezsin. Bu senin kaçışın değilse eğer... O riski göze alamazsın! Çok istesen de otoriteye karşı duramazsın. Delirmemişsen eğer... Bu romanda Meyra, "Yapılamaz!" denen her şeyi yapar ve kendi doğrularının peşinden gider. Ancak ayağına kadar gelmiş en büyük hayalinin yanında...

Şamanın Yaşam Çemberi
Sadece kim olduğunu unuttuğunda, gölgen seni baştan çıkarabilir. Şamanizm ve Kabala öğretilerinde ya da Jung’un çalışmalarında gölgeyle tanışmaktan söz edilir. Gölge hep bizimledir ve hayatta kavga ettiğimiz, inatlaştığımız, sevmediğimiz ne varsa gölgemizde de o vardır. Çeşitli sorular ve çalışmalarla gölge ışığa çağrılmaya çalışılır ancak ışık büyüdükçe gölge de büyür. Bir bozukluğun tedavisi her zaman bir kahramanın yolculuğu potansiyeline sahiptir. "Pas"ın "altın"a çevrilmesi simyasal bir süreçtir. Böylelikle şartlanmalar, yaralanmalar, travmaya bağlı olan güçlerini serbest bırakır ve yeni potansiyellere dönüşebilir. Ancak böyle bir yolculukla ruhun kaybolmuş ışık parçaları yuvasına geri dönebilir. Herkes için gerekli olan bu süreç tüm masallarda, mitlerde ve efsanelerde anlatılır. Büyü...

Ömer Hayyam-kader Çarkı
"Feleğin çarkı dönmeyecek madem muradımca, gökler ha yedi kat olmuş, ha sekiz, bana ne?" Bu kitabı okurken "zaman-mekân-insan" ilişkisiyle sadece baş kahraman Ömer’i değil, aynı zamanın ruhunu koklamış, Ömer ile aynı dönemde yaşamış kişilerin yaşamöykülerini, ölümleri, savaşları, acıları öğrenecek; yıkımların ve işgallerin yanında yaşam dolu şehirlerin ruhunu koklayıp, eşsiz bir tarihsel zaman yolculuğuna çıkacaksınız. Zaman-mekân-insan üçgeninde Ömer’in, Selçuklu Devleti’nin Türkçe konuşulan ve özgürlüklerin olduğu bölgesinde; tasavvuf ve mistisizmin ruhunda yeşermiş, korunmuş, büyümüş, çiçek açmış ve gelişmiş bir deha olduğunu hissedeceksiniz. Ömer Hayyam sadece bu gezegendeki akıl almaz hayatın bilmeceleri karşısında şaşkınlığını ifade eden ve hüsrana uğramış bir şair olarak değil, kara...

Hep Aynı Yerde Takılıyorum
"Tekrarlayan ve çözümsüz kalmış deneyimlere kalıcı çözümler bulmanın ilk adımı bilinçdışını iyi anlamaktır." Hayatınızda hep aynı yerde takılıyorum dediğiniz deneyimler vardır. Aslında tek bir şeyi değiştirdiğinizde bütün hikâyenin değişeceği bu deneyimler korkunun, kaygının, depresyonun, mutsuzluğun ve psikosomatik rahatsızlıkların temel sebebidir. Tekrar eden sorunlar kader değildir, yapmanız gereken tek şey farklı çözüm yolları uygulamaktır. Pek çok psikoterapi modelini bir araya getiren Şema Terapi, çocukluk yaşantınız ve ebeveynlerinizden edindiğiniz, bilinçdışında yer eden olumsuz kişisel tutum ve düşünce blokajlarınızı anlamanıza yardım eder. Kendi içdünyanızı derinden keşfettiğinizde ailenizle, partnerinizle, çocuklarınızla, öğrencilerinizle, çalışma arkadaşlarınızla daha sağlıklı ...

Sırlarımız Kadar Hastayız
Hastalık, ruhumuzun çığlığından başka bir şey değildir, o halde neden ısrarla çareyi sadece bedende arıyoruz? * Bugün geleneksel tıp muhteşem görüntüleme teknikleriyle, kusursuz testleriyle ve olağanüstü teşhisleriyle işimizi çok kolaylaştırsa da, bedeni hâlâ bir makine gibi gördüğü için enerji bedenimizi yok sayar. Oysa bedenimiz duygusal, zihinsel ve ruhsal çatışmalarla bir bütündür. Bedensel bir hastalığın sadece bedenle ilgili olduğunu düşünmek hem hekimler hem de hastalar için eksik bir yaklaşımdır. Bedende oluşan bir hastalık ruhun ilgili bölümünde başlar, sonrasında bedene mesaj olarak iletilir. Bu mesaj görünür hale geldiğinde biz buna "hastalık" deriz. İlaçları reddetmek mümkün değildir, ancak enerji bedenin ilaçlardan çok daha etkili olduğu artık aşikârdır, üstelik enerji bedenin...

Zenginlik Yasası
"Çoğu kitap anlatır ama ender kitaplar vardır ki bir de yaşatır." "İstiyoruz, hayal ediyoruz, düşüncelerimizi serbest bırakıyoruz ama yine de zenginliği elde edemiyoruz" diyorsanız şimdiye kadar tüm öğrendiklerinizi bir kenara koyun. Bu kitap size bir şeyler öğretmek için değil, sizi zengin biri yapmak için yazıldı. Bu kitap zenginliği elde etmek için gerçek bir rehberdir çünkü düşüncelerinizle çağırdığınız zenginliği gerçek bir deneyimle buluşturan tek kitaptır. Hayal ettiğiniz zenginlik için hangi adımları atmanız gerektiğini gösteren, özgün çalışmalarıyla sürecin sonunda da size zenginliği vaat eden benzersiz bir kaynak. Zenginlik Yasası kitabını okuyup uygulamaya başladığınız andan itibaren sizi doğrudan parayla buluşturur, para ilişkinizi düzeltir, içerisinde bulunan çalışmalarla sizi...

Zehirli Aşktan Şifalı Aşka
Masum âşığın tek günahı güllerin dikenini yok, rengini ve kokusunu ise çok saymaktır. Duygusal ilişkiler bir kimya deneyi gibidir. Bu deneyi hafife alıp, kendinizi "patlata patlata" neyin ne olduğunu öğrenme yoluna gidebilir ya da gerçek anlamda ruhunuza şifa olacak aşkın formülünü güle oynaya almayı seçebilirsiniz. Paşalığından geriye ne kaldığı tartışmalı olan yorgun gönlünüz bilir!:) Bir ilişkide en kalp kırıcı anlardan biri, karşı taraf üstündeki etkinizi yitirmeye başladığınızı fark ettiğiniz andır. Zararlı, bir halta yaramadığı gibi bir de üstüne insanı perişan eden zehirli ve sağlıksız ilişkiler nedir, hepimiz düşe kalka öğrendik. Peki ya şifalı olanı? İnsana huzur, neşe, tüm olumsuzluklara dayanma gücü veren ve sadece filmlerde olduğu söylenen o dönüştürücü AŞK’ı hiç yaşadınız mı? ...

Yalın ve Yansız
"İçinde yaşadığınız evrenle, içinizde yaşattığınız evren arasında kurabildiğiniz bağ kadar mutlusunuzdur." – Anton Çehov Ne kadar iyi bir yaşam savaşçısı, mücadele insanı ya da boksör olursanız olun, hayata yumruk atan, hiçbir zaman kazanamaz. Yoluna savaşarak, yıkarak, çabalayarak devam etmeyi seçenler, bir yerlerde muhakkak tökezleyip düşerler. Hayat sizinle savaşmaz, sizinle savaşmayan hiç kimseyi ve hiçbir şeyi yenemezsiniz. Yaşam bir uyumluluk, yansızlık ve yalınlık deneyimidir. Gerçeklikle mücadele etmek yerine olduğu haliyle anlamak, kabul etmek ve içinden geçip gidebilmenin bir yolunu bulmak, insanın en kıymetli ve en güçlü ayrıcalıklarından biridir. Zen öğresiti üzerine araştırmalar yapan yazar Bihter Onat, "yalınlık ve yansızlık" kavramları üzerinde uzun uzadıya duruyor bu kitabı...

İnsan Özgürlüğe Mahkumdur - Jean-paul Sartre
"Kelimeler dolu tabancalardır." Geçtiğimiz yüzyılın en etkin filozoflarından Jean-Paul Sartre, on dokuzuncu yüzyılın başından itibaren işaretleri görülen varoluşçu eğilimin de kuramsal öncüsü kabul edilir. Sartre bu öncü felsefi konumunun yanında, aktivist tavrı, özel yaşamı, çocukluk hatıraları, tuhaf korkuları ve meraklarıyla da ilgiye değerdir. İki dünya savaşının tam ortasında, entelektüel bir merkez olan Paris’te kendi varlığını mükemmelen inşa eden bu filozof; bizim kendilik inşamıza, özgürleşme hareketimize ve kendi kendimizi seçmemize dair de çarpıcı bir öneri sunmuştur. İnsan, kendi kendisini belirlemeye mecbur bir varlıktır ve bu da demektir ki insan özgürlüğe mahkûmdur. Bu derleme, Sartre’ı tanımak, onun felsefesine doğru bir adım atmak ve varoluşçu felsefeye bir giriş yapmak am...

Elizabeth Bennette Olmak
"Geçmişin sadece hatırlamaktan zevk aldığınız kadarını düşünün..." Jane Austen’in büyülü kaleminden çıkan Gurur ve Önyargı eseri, kitabın baş kahramanı Elizabeth Bennet’in çağları aşan özgün karakteri sayesinde 200 yıldır geçerliliğini korumuş ve klasikler arasında yerini almıştır. Bu kitap sayesinde Elizabeth ile samimi bir arkadaşlık kurarken bir yandan da onun herhangi bir roman kahramanından çok daha fazlası olduğunu anlayacaksınız. Sayfalar ilerledikçe Elizabeth’in yaşamına, duygularına, yüreğinin sırlarına, istek, nefret ve beklentilerine şahit olurken kendinizle de ilgili birçok çıkarımda bulunacaksınız. Elizabeth Bennet kendi dönemi için devrimci sayılırdı... Bunu anlamadan, sadece bir aşk romanı okuduğunu sananlar ne çok yanıldıklarını bu kitapla öğrenecekler. Elizabeth Bennet’in ...

Babil Mitolojisi
"Orta çağların Şabbat keçisi Doğuluydu. Muhtemelen Babil kökenliydi. Avrupa’daki cadı âlemlerinde bulunan ve akabinde yazılan büyü kitaplarını bir araya getirenler şeytanın kendilerine keçi şeklinde göründüğünü ve ona bu suretle tapındıklarını beyan ettiler. 15. yüzyılda yapılan Şabbat toplantılarının merkezinde insan çehresi olan bir keçi/iblis vardı ve Almanya’da ve İskoçya’da da buna benzer bir iblise tapılırdı." Zeynep Şebnem Suri’nin çevirisiyle kitap, Babil Mitolojisi’nin temel yapıtaşlarını ve kendinden sonra gelen mitolojilerle ortak paydaları irdeliyor. Babil dininin kökleri, Sümer ve Babil dinindeki ortaklıklar, Yunan ve Mısır Mitolojisi’nin Babil’den aldığı ilham, İştar, Marduk, Şamaş, Ea, Anu, Tammuz gibi tanrılar, farklı mitolojilerde birbirini tekrar eden mitler, Gılgamış Des...

Yüzeysel
Bahtsız Bedevi, Münkir Münafık, Gönül Adamı, Sabah Şekersizi, Vefa Abidesi... 29 harf, 29 toplumsal tipik... Bir de "Yüzeysel Alfabe" elbette! 40 kişiyiz ama birbirimizi tanıdığımız pek söylenemez. Hele şimdi, her şeyin insanları birbirinden uzaklaştırdığı, yalıttığı, internetin ve salgının yalnızlaştırdığı bir zamanda... Uzatmayayım, bir de ben canınızı sıkmayayım, bu çağda işte, az çok belirmiş, hemen hepimizin hakkında bir şeyler bildiği, düşündüğü toplumsal tipiklerimizi yazmayı denedim. Ben de "dışarıda içeridekinden daha çok olan" karakterlerimizi yazmaya çalıştım. Yüzeysel de olsa birbirimizi tanıyalım diye!

Mutluluk Hayatın Dirençsiz Akışıdır - Kıbrıslı Zenon
"İyi yaşam küçük adımlarla elde edilir, fakat bu asla küçümsenecek bir şey değildir." İlk kez Kıbrıslı Zenon tarafından ortaya konan Stoacılık, aklın rehberliğinde yaşanan erdemli bir hayatı savunan, sadece üzerinde düşünülen değil aynı zamanda yaşanan bir felsefedir. Zenon’a göre huzur ve mutluluk erdemli yaşamın doğal bir sonucudur, erdemlice yaşamak her halükârda mümkündür ve huzuru bulmak bizim elimizdedir. Stoacılık, mutluluğunu kendi bilgece kararlarıyla ve erdemli davranışlarıyla inşa eden, huzurunu dış koşullara emanet etmeyen bir insana nasıl dönüşebileceğimiz sorusunu merkeze alan, Helenistik dönemin çok önemli bir felsefi akımıdır. Günümüzün bilişsel-davranışçı psikoterapi ekolüne de düşünsel kaynaklık etmiş olan Stoacılık, Zenon’dan 23 asır sonra modern dünyada anlam arayışında...

Kendine İyi Bak
Bendeki bütün fotoğraflarını sildim. Yani, neredeyse hepsini. Geriye sadece bu kaldı. Şurada, öndesin. Tuileries Bahçesi’ndeyiz, 8 Aralık 2013, saat 17.36. Bana doğru dönmüşsün, bana bakıyorsun, bana gülümsüyorsun… En azından ben öyle sanıyorum.

İçimizden Doğan Güç - Şükür Etkisi
Sevginin bütün soruların cevabı olduğunu anladığımızda bilge oluruz. Hayatımızda şükran duyarak hatırlamadığımız her dakika yeterince incelemediğimiz bir dakikadır. Eğer onu incelemiş olsaydık, altında yatan, kimi filozof ve teologların "büyük ilahi plan" dedikleri muhteşem ve gizli düzeni görebilirdik. İlişkilerimizdeki çatlaklar, işimizi altüst eden bir aksilik ya da olumsuz kısırdöngüler bize hep hayatta daha iyisini yapmamız gerektiğini anlatır gibi gelir, oysa neye karşı koyarsak o güçlenir. Dengesizlik sandığımız şey bir yanılsamadır, her şey baştan beri mükemmel bir düzene göre işler. Duyulara ait hiçbir şey ruhu tatmin edemez. Ruhu tatmin edebilecek yegâne şeyler; şükür ve kalpten gelen sevgidir. Özlem duyduklarımız değerlerimize yön verir, değerlerimiz kaderimizi belirler, değerle...

Ortadoğu'da Büyük Tiyatro
COĞRAFYA KADER, ORTADOĞU İSE KEDERDİR. Bu kitap, coğrafyamızın acılarını hatırlatmak ve toplumsal belleğimizi tazelemek için yazıldı. Tarih ve bizden sonraki kuşaklar Ortadoğu’da son on yılda yaşananları unutmayacak ve unutmamalıdır. Yalnızca insanlarımızı, yıkılan kentlerimizi, dağılan ailelerimizi, yok olan umutlarımızı, gözyaşlarımızı, acılarımızı değil, Allah adına kafa kesenleri, Allah adına küçücük kızlara tecavüz edenleri, Allah adına Allah’a ihanet edenleri, Allah adına her türlü rezilliğe bulaşanları da UNUTMAMALIDIR! On yıldır kan ve gözyaşıyla sulanan Ortadoğu topraklarının yüz yıllık geleceği, işte bu cani ruh hastalarınca ipotek altına alındı. Ortadoğu’da Büyük Tiyatro-Siyasal İslam’ın Çöküşü, Arap "Bahar"ından bu yana bölgede gelişen olayları, oynanan oyunları ve bu oyunların...

Kusur İmzadır Kusursuzluk Bir Yalan
KUSURLARINA RAĞMEN BİRİNE ÂŞIK OLMAK YOKTUR. KUSURLARA ÂŞIK OLMAK VARDIR. Noksanlık, sakatlık, özür, bozukluk diye tarif edilir kusur sözlükte. Ancak buna karşılık kusursuzluğun anlaşılır, güçlü ve net bir tarifi yok. Kusursuzluk, bir kusurunun olmaması diye açıklanabiliyor en güçlü haliyle. Halbuki kusursuzluk söz konusuysa, mesele çoğunlukla algıyla ilgili... Ne demek mi istiyorum? Kusur vardır, gerçektir, güçlüdür ve nettir ama kusursuzluk yoktur diyorum. Size kusur diye dayatılan da aslında kusur değildir. Özgünlüklerinizin, sizi siz yapan parmak izlerinizin birer kusur olduğuna ikna edilmişsinizdir sadece. Güzel olan, kusursuz olan değildir, özgün olandır. Kusurlarını karakteristik bir güce dönüştürebilendir. Kusur olarak gördüğümüz şey her ne olursa olsun bunu yapıcı ve yaratıcı bir ...

Sen Yola Çık Yol Sana Görünür
Her Şey Vaktini Bekler. Ne Gül Vaktinden Önce Açar Ne de Güneş Vaktinden Önce Doğar. Biraz Sabret Senin Olan Sana Gelecektir. Mevlana 21. yüzyılda dünyanın başına gelenleri görseydi acaba ne düşünürdü? Bu hız çağında boğuştuğumuz sorunları çözüme ulaştırmak için bize nasıl yol gösterirdi? Hakan Mengüç, kaleme aldığı bu yeni kitabında tam da bu soruların yanıtını arıyor. Büyük düşünür, sekiz yüz yıl öncesinden sesleniyor çağımızın acı çeken ruhlarına... Onlara 21 altın kuralı hatırlatıyor! Hiçbir şeyin çaresiz ve çözümsüz olmadığını, her derdin içinde bir derman saklı olduğunu fısıldıyor. Peki ya o dermanı bulmak mümkün mü? Doğru yere bakınca evet... Doğru yeri bilen gönül gözünü uyandırmanın tam zamanı... Aradığın hazine tam olarak durduğun yerde. Hoş geldin yol arkadaşım.

Çözülme
"EN KUSURSUZ CİNAYET ÇARESİZ BİRİNE SIRT ÇEVİRMEKLE İŞLENİR." Halktan gelen tüm itirazlara rağmen ülkenin en güzel arazileri dünyanın en hızlı büyüyen şirketlerinden biri olan KRAYONİK’e satılmıştı. Ne kendisini ağaçlara zincirleyen aktivistler ne de ruhunu henüz şeytana satmamış siyasetçiler 10 futbol sahası büyüklüğünde dünyanın en büyük yeraltı deposunun kurulmasını engelleyebildi. Yerin üstünde, İstanbul’un en büyük gökdelenine sahip olan KRAYONİK, artık yerin altına da hâkim olmak istiyordu. KRAYONİK, zamanı durdurup kendini geleceğe aktarmak isteyen "zengin züppelerin" hayallerini gerçekleştirme aracı olduğu kadar, dermansız hastalıklarla boğuşan insanların da son sığınağıydı. En azından parası yetenlerin... Fakat umudu zamanın sırtına yükleyenler, yıllar sonra hiç bek...

Kırmızı Köşk'ün Esrarı
"Akıllara hayret verecek derecede harikulade vakalar, dünyada misali görülmemiş inceliklerle dolu, şeytani zekâların bütün kuvvetleriyle birbirleriyle çarpıştığı cinayetlere sahne milli romandır." Anadolu yakasında bir köşk! Güzel, asil ve gizemli: Kırmızı Köşk! İzmirli bir tüccarın eline geçmesiyle birbirini takip eden bir sürü olay patlak veriyor. Cinayetler, hırsızlıklar, işi cinlere, perilere kadar götüren gizemli hadiseler... Bütün bunları aydınlığa kavuşturmak üzere vakayı üzerine alan Müddeiumumi Muavini Hüseyin Macit kendini bambaşka hikâyelerin içinde bulur. Olay giderek karmaşık bir hal alırken hikâyeye tanıdık bir sima dahil olur: Sherlock Holmes! Kırmızı Köşk’ün Esrarı, Harf Devrimi’nden hemen önce, belki de Arap harfleriyle yayımlanmış en son polisiye romanlardan biri. Oldukça...

Türkan Saylan
"Hastalarınıza dokunun. Dokunursanız sevgisini ve güvenini kazanırsınız… Hastanın morali düzelirse iyileşme şansı da artar." Hekim, akademisyen, yazar, eğitimci ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği kurucusu Prof. Dr. Türkan Saylan yaşamı boyunca milyonlarca insanın hayatına dokundu. Türkan Saylan’ın önderliğinde ülkemizde binlerce cüzzam hastası tedavi edildi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Kardelenler projesi sayesinde 100 bini aşkın kız çocuğu okudu ve meslek sahibi oldu. "Ben sadece yüreği insan sevgisiyle dolu bir hekimim… Hayatım boyunca tek isteğim iyi ve dürüst bir insan olmaktı. İyi ve dürüst insanlarla birlikte yaşamaktı." Prof. Dr. Türkan Saylan