Kara Karga Yayınları
Yeryüzü Misafiri
Ey insan. Misafirsin. Kıymetini bil zamanının, her şeyin. Çok sev, âşık ol; öğren okumayı kâinat kitabını. Tanrı’nın Yaşam Kılavuzu kitabıyla bizi gölgemiz gibi takip eden kaderimizle ilişkimizi güzelleştirmeye davet eden Ünal Ersözlü, bu kez yeryüzünde bir misafir olan insanı kendine dönmeye çağırıyor. Şeyh Galip’in "Kendine iyi bak çünkü âlemin özüsün sen" sözleriyle açılan Yeryüzü Misafiri, âlemin özü olan insanın kendini bilmekle neler yapabileceğine dair bir kitap. İnsan, hayatın gelip geçiciliğinde bir mana bulmak hem de bu yeryüzü misafirliğini en dolu şekilde yaşamak için ne yapmalı? Ünal Ersözlü tarihten filozofların, sufilerin, sanatçıların ve bilgelerin anlatılarından aldığı rüzgârı insanın yaşamını daha iyi yapma çabası için kullanıyor.
Destek Yayınları
Unutma Mutlu Bir Hayat Çok Az Şeye Bağlıdır - Marcus Aurelius
"Ölümlü bir dünyada, insana yaraşır şekilde yaşamaktan daha iyi ne olabilir?" Roma’yı en iyi yöneten beş imparatorun sonuncusu olarak tarihe geçen Marcus Aurelius, stoacı bir filozof olarak sadece liderliğiyle değil, düşünceleriyle ölümsüzleşmiştir. Mutlu bir hayatın çok az şeye bağlı olduğunu ve ölümlü bir dünyada insana yaraşır şekilde yaşamaktan daha yüksek bir amaç olamayacağını hatırlatan Aurelius’un gösterişten uzak, yalın, basit ama mutlu bir yaşam üzerine inşa ettiği güçlü felsefesi, insanlığın binlerce yıldır süregelen mutluluk arayışına ışık tutmaya devam ediyor.
Destek Yayınları
Gökyüzüne Not
Ne balığın yeri akvaryum ne kuşun yeri kafes... Herkesin bir vatanı var benimki sensin... Küçük bir mucize istiyorum. Senin yanımda olduğun ve benim sadece sana ait olduğum bir mucize. İkimiz için yazılmış ama ikimizin de okumadığı bir kitap, bize birbirimizi anlatan ama dinlemeye korktuğumuz bir şarkı ve hiç bakmadığımız ama içinde sadece ikimizin olduğu bir fotoğraf olsun istiyorum. Senin hikâyende kendime bir yer arıyorum. Belki de ikimiz için yeni bir hikâye yazmak istiyorum. Mutlu olsam da olmasam da bu benim hikâyem demek istiyorum. Bu dünyada tek bir hayat yaşayacaksak eğer ve sonunda biten bizim hikâyemiz olacaksa yaşadığımız hikâye de bize ait olmalı... Bir sokak arasında tuttun ellerimi, ki ben buna bile hazır değildim. Gözlerin gözlerimdeydi. "Ömrümü vereceğim kadın sen misin?" ...
Beyaz Baykuş Yayınları
Ona Ne Oldu?
Tehlikelerle, kuşkularla ve sırlarla dolu, tekinsiz bir aşk hikâyesi... Amerikan ulusal kitap ödüllerinden "National Book Award" finalisti, "Washington Devlet Kitap Ödülü" ve "PNBA En İyi Kitap Ödülü" sahibi yazar Deb Caletti’nin her sayfasında okuru yeni bir tahmine sürüklediği gerilim yüklü romanı Ona Ne Oldu bir kurgu şaheseri olarak dünyada referans gösteriliyor. Isabelle Austen, annesinin ölümünden sonra mirasını devralmak için Pasifik’te doğup büyüdüğü küçük adaya geri döner. Ancak bu dönüş aynı zamanda sevmesi hayli zor bir kadın olan annesinin duygusal mirasına da geri dönmesidir. Yeni boşanan Isabelle, burada kendini oldukça boşlukta hissederken adaya esrarengiz bir adam gelir: Henry North... Isabelle’in hayatı böylece ebediyen değişir. Bu ateşli ve gergin ilişki birtakım tehlikel...
Destek Yayınları
Babil'den Günümüze İsrail-amerikan İlişkileri
Cumhuriyet Türkiyesi, 10 Kasım 1938’den beri sistemli bir şekilde irtifa kaybetti, günümüzde Osmanlı Türkiyesi’nin 1838-1918 şartlarını yaşıyor. Milli güvenliğimizin can damarlarından Türk tarımı çökertildi. Stratejik önemi haiz şirketler, limanlar ve müesseseler çok kolay ve pırasa fiyatına elden çıkarıldı. Türk bankacılık sistemi yabancıların eline geçmek üzere. Sigorta şirketlerimizin sermaye paylarının çoğunluğu ellerine geçti bile. TÜİK’in Aralık 2018 verilerine göre 4,5 milyon Türk işsiz. İşsizlerimizin dörtte biri üniversite mezunu. Türk milleti karnını doyurmanın derdine düşürüldü. Yabancılara toprak satışı, başta GAP bölgesinde üçüncü şahıslar üzerinden İsrail’in aldığı 450 bin dönüm olmak üzere artık Türkiye’nin milli güvenliğini tehdit etmektedir. Eskiden sağcı veya solcu tanıml...
Destek Yayınları
Yanlışlıktan Değil Yalnızlıktan
"Acaba çok yanlış yaptığım için mi yalnız kaldım, yoksa yalnız kaldığım için mi yanlış yaptım?" Yanlış olan, başkasını sevmek değildir. Bir başkasını sevmek dünyanın en güzel, en tamamlayıcı hissidir. Yanlış olan, yanlış olanı sevmektir. Sevilenin yanlış olduğunu da, sevmeden kimse bilemeyecektir... Sevilenin kendisi bile... Her nerede iyi bir kalp ve doğru bir niyetle, umutla ve hayalle adım atıyorsanız ve sonunda acı çekiyorsanız, anlayın ki yanlış değil, sadece yalnızsınız. Nilgün Bodur’un üçüncü kitabı YANLIŞLIKTAN DEĞİL YALNIZLIKTAN kendi hayatından izlerle dolu. Okuması eğlenceli ve duygulu bir anlatı... Bu kitabı farklı kılan bir diğer özellik ise kendi yaşanmışlıklarına dürüstçe, cesaretle ve samimiyetle neşter vurabiliyor olması. En kıymetli yanıysa kimseyi yarı yolda bırakmaması....
Destek Yayınları
Yeniden Başlamanın Gizemli Gücü
Doğruluk size asla ihanet etmez, kendini kandırmak kendine ihanet etmektir. Guy Finley / Vazgeçebilmek Havada duran uçurtma uçtuğunu sanır. Oysa onu yere bağlayan incecik bir iptir. Uçurtmanın kaderinde yükselmek vardır ama tek şartla: İPİNİ KOPARIRSA. Sizi tutan ipleriniz neler? Neyin suçluluğunu duyuyorsunuz? İsteyip de elde edemediğiniz ne? Her şeye yeniden başlayabilmek mümkün mü? Kayıplara, acıya, hayal kırıklığına ve onca umutsuzluğa rağmen yeniden başlayabilir miyiz? Bitti denilen yerden yeni başlangıçlar yaratabilir miyiz? Yeniden yola çıkmak mümkün mü? Peki ama nasıl? Eğer yorulduysanız, nefesiniz tükendiyse hayat yolculuğunda derin bir nefes alın, hayatınıza yeni bir baş
Destek Yayınları
Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim
Sadece hayatta değil, ayakta da kalarak, mutlu olarak, kahkaha atarak yeneriz düşmanlarımızı. En büyük intikam, intikamı bile düşünmemektir. En büyük intikam, bizsizliktir. En büyük intikam, senin aynada gördüğünü onun artık görememesidir... Nilgün Bodur Bir sene kadar önce eşyalarımı toplayıp sessiz sedasız giderken biliyordum terk ettiğimin terk edenim olduğunu. Gürültü çıkarmadığım, ağlamadığım, kapıları çarpmadığım, eşyaları kırmadığım için hissediyordum bu gidişin dönüşü olmadığını. Bazı gitmeler, beceriksizce teşebbüs edilmiş intihar gibidir. Not bırakırsın, anlatırsın, ağlarsın... Geride kalanları acıtmaya çalışırsın. Hâlâ bir umudun olduğunu gösterir bu haber veriş, kendini özetleyiş. İşte böyle ölemezsin. Bağın varsa gidemezsin. Ben not bırakmadım giderken, çıt çıkarmadım. Çıkarac...
Destek Yayınları
Evanjelizm
Günümüzde tarihte örneğine hiç rastlanmamış bir mefhumla karşı karşıyayız: Farklı inançlar aynı amaca konsantre olmuş durumda. Kral Davud soyundan Yahudilerin beklediği Mesih, özellikle Evanjelist Hıristiyanların beklediği İsa Mesih, başını İran’ın çektiği Şii İslam inancındaki Müslümanların beklediği kayıp 12. imam olan Hz. İsa ile bir kısım Sünni Müslüman tarikat ve cemaatlerin beklediği Mehdi ve Hz. İsa’nın gelişine yönelik 21. yüzyılın ilk çeyreğine atıf yapan kuvvetli inanç ve spekülatif siyasi atraksiyonlar şaşılacak derecede örtüşüyor. Nasıl oluyor da tüm semavi dinler ayrı ayrı amaçlarla aynı kurtarıcıyı bekliyor? Biz kimin neye inandığını yargılamıyoruz. Ancak bu farklı inanç sahibi yüz milyonlar nasıl olup da bir nevi mutabakat içinde olabiliyorlar? İşin bir başka tarafı da gider...
Destek Yayınları
Sabah Uykum
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir. Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.
Kara Karga Yayınları
Elia İle Yolculuk
Dünyaca ünlü sinema ustası ve yazar Elia Kazan, kendini bir Amerikalı ya da Yunan gibi değil, bir Anadolulu gibi hissederdi. Pek çok oyuncuyu da birlikte çalışmaya "Anadolu gülüşü" dediği yetenekle ikna ederdi. Bu yetenek onu, hayatı boyunca taşıyacağı "işbirlikçi" etiketinden kurtaramadı. McCarthy dönemindeki hataları, onu ömür boyu kovaladı. Üçüncü Oscar’ını bile üzüntüyle kaldıran Kazan, belki biraz avunmak ve arınmak için annesinin dizlerine koşan bir çocuk gibi, memleketi Kayseri’nin yollarına düştü. Kaderini bilen ama ölmeden önce ona karşı mücadele eden bir Yunan trajedi kahramanı gibi. Kadim Anadolu, bambaşka ilkelere sahip, farklı deneyimler yaşamış iki insanı, Zülfü Livaneli ve Elia Kazan’ı belki de tek ortak yolculuklarına çıkarmayı başardı. Livaneli’nin büyülü satırlarından oku...
Destek Yayınları
İçindeki Gücün Sırrını Keşfet
Mutlu, güçlü, başarılı olmanın, para kazanmanın ve aşk içinde yaşamanın aslında ne kadar kolay olduğunu siz de bu kitapla göreceksiniz. Öldü zannedilip morga kaldırılırken 40 günlüktüm. Hamileyken verem oldum. Doktorlar bebeğin de benim de yaşama şansımın olmadığını söylediler. Doğum yaptım, sekiz ay bebeğimi göremedim. Heybeliada Sanatoryumuna yatmak için fakir kâğıdı almak zorunda kaldım. Payton paramız bile olmadığı için hasta halimle hastaneye kadar yürüdüm. Annem babama her kızdığında "Bu adam beni kanser yapacak" derdi. Sonunda kanser olmayı başardı! Çocuk denecek yaşta evlendim ve kaynana şiddetine maruz kaldım. Yalnızdım ve sevilmiyordum. Hayata ilişkin korkularımdan, güvensizliğimden ve dırdırlarımdan dolayı eşimi kendimden uzaklaştırdım. Dibin en son basamağı ise; eşimin susayan ...
Destek Yayınları
Keine Begegnung İn Unserem Leben İst Ein Zufall
Das Schicksal, es lässt von niemandem ab. Es wird jeden Augenblick neu geschrieben. Manchmal geschehen solche Dinge, dass du Sachen tust, die du dir niemals hättest vorstellen können. Dass du Dinge erträgst, die du dir niemals hättest ausmalen können. Dass du liebst, was du niemals gedacht hättest lieben zu können. Dass du einfach gehst, obwohl du dir das niemals hättest denken können. Und, dass du sagst, dass du gestorben bist, aber trotzdem lebst. * * * Ein Sufi, der sich selbst finden will und ein junges Mädchen, das versucht, den Lebenssinn zu finden, begeben sich auf einen langen Weg, ohne zu wissen, was auf sie treffen könnte. Sie haben nichts, dem sie vertrauen können, außer ihrem Schicksal. Die jungen Zwei begeben sich auf eine siebentägige Reise, ohne auch nur Geld, eine Kreditkar...
Destek Yayınları
Atatürk'ün Katilleri
UNESCO’nun Atatürk tanımı: "Atatürk, uluslararası anlayış, işbirliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur." Franklin Roosevelt (ABD Başkanı): "Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır." Winston Churchill (İngiltere Başbakanı): "Savaşta Türkiye’yi kurtaran, savaştan sonra da Türk ulusunu yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de en büyük kayıptır. Her sınıf halkın onun ardından döktükleri içten gözyaşl...
Destek Yayınları
Giyinmenin Kısa Tarihi
Çıplak insan neden giyinme ihtiyacı duydu? İlk atalarımız Âdem ile Havva cennet bahçesinde çıplaktı. Ancak bu ilk iki insan, neşe içinde gülüp oynayarak, çoğu zaman kaygısızca cennette dolaşırken Tanrı’nın emrine karşı geldiler ve masumiyetleri bir anda sona erdi. İşte o günden bu yana semavi dinlerde ve pek çok gelenekte çıplaklık günah sayılır oldu. İnsanın kapanma süreci, büyük ölçüde, başkalarına karşı duyduğu güvensizlik ve korkular tarafından belirlenmiş. İnsanoğlu dünyaya çıplak geldiği halde neden ve nasıl örtünür oldu? İnsanlık neden gitgide karmaşık bir ahlak ağının giyim kurallarıyla sınırlandı? Konuyla ilgili sorular çok ama cevapları da hayli ilginç... Giyinmenin Kısa Tarihi, insanlığın çıplaklıkla meşgul olmasının hikâyesiyle birlikte çok değişken çıplaklık tanımları hakkında...
Destek Yayınları
Karaova
Cehalete ve zulme karşı onurlu bir direniş... Keman çalıp berberlik yaparak hayatını kazanan Kerimoğlu Ali’nin, uğradığı bir iftira yüzünden dağa çıkması, ağalık sistemi altında ezilen köylüyü hak aramak yolunda harekete geçirir. Düzenden yana şikâyeti olanlar birer birer katılırlar Kerimoğlu’na. Ezilenin yanında duran Kerimoğlu Ali, bir zaman sonra adaletin temsilcisine dönüşür. Garibanı ezenin düşmanıdır artık o... Namı günden güne yayılan bir efedir. Mücadelesi sırasında üst üste yaşadığı acı kayıplar, Kerimoğlu Ali’yi derin bir içsel sorgulamaya da sürükler. Birkaç kez hapse bile girip çıktığı halde içindeki mahkeme sonlanmak nedir bilmez. Sonunda kendini bile isteye Fizan’a bile sürdürür. Amacı, kendi itibarını yerle bir ederek peşinden sürüklenip gelen halkı kendinden uzaklaştırmaktı...
Kara Karga Yayınları
Pereira İddia Ediyor
İyimser bir varoluşçu çizgiroman 1938 yılının Temmuz’unda, Salazar diktatörlüğünün hüküm sürdüğü Portekiz’in Lizbon şehri... Sıcaktan kavrulan bir şehirde, yaşlıca bir gazeteci olan Pereira, oldukça muhafazakar bir gazete olan Lisboa’nın kültür-sanat sayfalarında 30 yıldır her gün yazmaktadır. Durgun yaşamına, bir gün hiç beklenmedik şekilde Francesco Monteiro Rossi adında bir adam girer. Pereira onu stajyer yazar olarak işe alır. Ancak genç yazar, Pereira’nın kendisinden yazmasını istediği isimler yerine, faşist rejimin düşmanı Lorca ve Mayakovski gibi yazarlardan bahseder. Pereira, bu tehlikeli iş arkadaşını kovmak yerine korur. Totaliter rejime ve sansüre karşı direnişin sembol eserlerinden biri olan Pereira İddia Ediyor, diktatörlük baskısıyla yaşayan bir adamın bilinçlenme yolculuğunu...
Kara Karga Yayınları
Olay Şöyle Oldu
İyi geçmese de çocukluğuna özlem duyanların, bir bıçak keskinliğinde yaşanan hayatların, işlek caddelerde para kazanıp arka sokaklarda yaşayanların, sol yumruğunu gevşetemeyenlerin, dişlerini sıkanların, uykusu kaçanların hikâyeleri... Kitabı okurken, hiç tanık olmadığınız kiraz mevsimine imrenip, erkek şiddetine öfkenizi bileyebilir, sokak müzisyeniyle sohbete dalıp çocukluğunuzdaki kızartma kokusunu özleyebilirsiniz. Çiğdem Toker Aramızdan biri kalp işlerine bakar, duygu işlerinin sorumlusu olur. Ayşen, bu çıldırtıcı gürültüde ve tam da bu gürültünün ortasında kalbimizin mümessili. Bu yazıları okuyun da sizin de kalbiniz başı boş kalmasın. Ece Temelkuran Yazılarında sevgi de var, öfke, isyan, hayal kırıklığı da. Ama sonunda illaki umut var. Ayakları yere sağlam basan, düşeni kaldıran, pa...
Kara Karga Yayınları
Any Empire
Nate Powell’ın Eisner ödüllü Yut Beni kitabının devamında gelen bu çizgiroman, savaşı, şiddeti ve bu kavramların ABD’nin orta kesimi üzerindeki etkilerini inceliyor. Küçük bir kasabada büyüyen bir grup çocuk, yetişkinliklerinde tekrar bir araya geliyor ve karanlık geçmişleri, gelecek kaygılarıyla çarpışıyor. Any Empire, bir güney kasabasında yaşayan ve şiddet fantezileri üzerinden kaplumbağa yok etme timi kuran üç çocuğun peşinden gidiyor. Yıllar sonra bu üç çocuk, yetişkin bireyler olarak bir araya geldiklerinde, güç, aidiyet ve ihanet kavramlarını sorguluyor.
Kara Karga Yayınları
50 Maddede Siyasi Cinayetler
Türkiye, Cumhuriyet döneminin başından günümüze kadar birçok siyasi cinayete tanık oldu. Sebebi ne olursa olsun ülkenin birçok parlak zihninin yitmesine sebep olan bu cinayetleri, tüm detayları, arka planı ve sonuçlarıyla 50 maddede bir araya getirdik! Orhan Tüleylioğlu’nun kaleminden 50 maddede Siyasi Cinayetler etkileyici bir memleket panaroması çiziyor. Asteğmen Kubilay’dan Sabahattin Ali’ye, Doğan Öz’den Bedrettin Cömert’e ve Maraş Katliamından askeri darbe dönemlerine kadar siyasi cinayetlerin izinde bir zaman yolculuğuna çıkacak, böylece bugünün siyasi ortamını daha etkili bir şekilde yorumlayacaksınız.
Kara Karga Yayınları
Mülteci
"Arkadaşlarımdan ve komşulardan topladığım iki büyük bavul dolusu kıyafet, bağış için topladığım bir miktar para ile İstanbul’dan Çeşme’ye, oradan da bir feribotla Sakız Adası’na geçtim. Amacım sadece orada olmak ve elimden gelen desteği verebilmekti, bu yolculuğun beni kimlere ulaştıracağını, hangi köprüleri kuracağını bilmeden..." Bu tarihten sonra Sakız Adası’nda mültecilere yardım eli uzatan bir sivil toplum örgütünde gönüllü olarak çalışmaya başladı Rakel Sezer. Tüm bu süreçte tanık oldukları, televizyonlarda ve gazetelerde gördüklerimize hiç benzemiyordu... Rakel Sezer, birçoğu hayatını tehlikeye atarak Yunanistan adalarına, Avrupa’nın kapısına sığınmış mültecileri birer sayı olmaktan çıkarıyor. Hiç olmadığı kadar içeriden ve son derece canlı hikâyeler bunlar. Kendinizi yazarın hayat...
Destek Yayınları
Bütün Mümkünlerin Kıyısında
İlk romanı Soraya ile Berlin Film Festivali Kitaplığı’na seçilen Meltem Yılmaz’dan yine unutulmayacak bir eser... Bütün Mümkünlerin Kıyısında, mümkünsüzlüklerle çevrili hayatların ayakta kalma mücadelesini, kısa öykülerle iç içe geçmiş röportajlar aracılığıyla okuyucuyla buluşturuyor. Turgut Uyar’ın “Tütünler Islak” kitabının girişindeki bu anlamlı sözden ilhamla hayata geçen bu kitapta okuyacağınız yaşam öykülerinin hepsi gerçek, hepsi hayatın tam kalbinde. Toplam 13 öykü-röportajdan oluşan eserde, içinizdeki “öteki” ile yüzleşecek, birbirinden ilginç ve sarsıcı deneyimlerin hayata tutunma çabalarına eşlik edeceksiniz. Her birinin öyküsünde, kendi mücadelenizle yüzleşeceksiniz.Soraya ve İris adlı iki romanıyla Polonya ve Bulgaristan’da da sayısız okura ulaşan genç yazar Meltem Yılmaz’ın b...
Kara Karga Yayınları
Maç
Amatör bir boksör olan Jack London’ın kaleminden aşka ve boksa dair küçük ama etkileyici bir roman! İşçiliğinin yanı sıra akşamları paralı dövüşlere çıkan, tüm kasabanın sevgilisi genç Joe ve küçük yaşta anne-babasız kalmış, güzelliği ve içine kapanıklığıyla herkesin hem merak ettiği hem de hayranlıkla baktığı Genevieve’nin ilk görüşte başlayan aşkının arasına sadece bir "maç" girebilmektedir. Joe, sevdiği kadın için bundan vazgeçmeye ve son bir maça çıkmaya karar verir... Döneminin sınıfsal ve ahlaki yapısını bir resim gibi yansıtan bu roman, Olaylar Boksörün Pazı Sarmasını Yemesiyle Başladı kitabıyla bilinen Giray Kemer’in çevirisi ve keyifli önsözüyle Karakarga Yayınları’nda.
Kara Karga Yayınları
Edebiyatta Pati İzleri
Bir kediyle uyumamış ya da bir köpekle dostluk kurmamış yazar yoktur neredeyse! Bu kitap çağdaş edebiyatımızın yaşayan kıymetli on yazarının hayvanlarla olan ilişkisini okurla buluşturuyor. Faruk Duman, İnci Aral, Haydar Ergülen, Buket Uzuner, Doğu Yücel, Sevin Okyay, Neslihan Önderoğlu, Haldun Çubukçu ve Murat Batmankaya mektuptan öyküye, denemeden anlatıya uzanan metinlerle hayvanlarla dostluklarını büyük bir içtenlikle paylaşıyor. Kitabın ikinci bölümünde ise, Neyzen Tevfik’in bir yerlere gitmeyen Mernuş’undan Nâzım’ın köpeği Şeytan’a, Nurullah Ataç’ın kedi dostluğundan, Tevfik Fikret’in Zerrişte’sine, Bilge Karasu’nun filozof kedilerinden, Fikret Otyam’ın çalınan keçisi Nimetçik’e kadar uzanan yelpazede yazarların hayvanlarla ilişkilerinden doğan ilginç olayları, anekdotları ve izdüşüm...



