
Yaralı
Artık hatırlanmaya değecek kadar bile kalmadın. Seni unutmak hakkım! Unutkan biri değilimdir ama sen bende hatırlanacak hiçbir şey bırakmadın. Benim unutulmuşum olmak bile güzeldir, bil. Aşk mı? Aramızda kaldı; içimizde değil… Yanlış aşkta doğru aranmaz. Ama yine de oku istiyorum. Cümlelerimde gizlenmiş duygudan ne anladığını benim nasıl yazdığım değil, senin nasıl okuduğun belirler. "Kör müydü gözlerin, nasıl göremedin" diye sordular senden sonra. Kör değildim. Ve hayatımda en çok iki kere parlamıştı gözlerim. Birincisi seni ilk gördüğüm, ikincisi giderken ardından baktığım gün. İlkinde aşkın ışığından, ikincisinde gözyaşlarımdan… O iki anın arasındaysa hep kapalıydı gözlerim. Aşkına inandığımdan. Kör değildim, sadece güvenmiştim! Not: Bugün seni düşünmeden yaşayabilmeyi başardığım ilk gü...

Susacak Var
En kolay olandır gitmek! Gitmek hiçbir şeyi bitirmez. Aksine durur da yaşar gibi her şey. Gidene değil, kalana yoldaş anlar vardır, ayrıntıları vardır aşkın en gerisinde. Gittiğimi çok sonra anlayacaksın. Şimdi uğurluyorsan, sende kalan yanlarıma güvendiğin içindir!... Düş’tüm, dedim elinin tersinde. ‘Hayır’ dedi, kesince. ‘Düş olsan, fark etmezdim seni’ ‘Sevgim sana güç veriyor mu?’ diye sordum. Başını çevirdi, yüzünde kalmamış takatle. ‘Hayır’ dedi, inatla! ‘Öyle olsa, yıkılmazdım her seni seviyorum deyişinde’ ‘Özledin mi beni?’ dedim. Sustu! Nefesini en derinden aldı ve ‘Özlenmez mi?’ dedi! ‘Git!’ dedim. !Git! ‘Sen kaldıkça genişliyor bu dünya ve kayboluyorum uçsuz bucaksızlığında!’ ‘Ha

Okuryazar.tv
Okuryazar.tv, internet ortamında yayımlanmaya başladığında ‘Türkiye’nin kültür ve düşünce gündemini kitaplar üzerinden izlemeyi ve tartışmayı hedefleyen bir söyleşi platformu’ olarak kendini tanımlamıştı. ‘Kitapların prizmasından yansıyan tüm renklere açık olmak, ustadan çırağa, hocadan öğrenciye, uzmandan meraklıya kurulu tüm köprülerde konaklamak istiyoruz’ demiştik. Elinizdeki kitap, okuryazar.tv internet sitesinin birinci yılında, bir yıl boyunca dikkat çekmeye çalıştığımız kitaplardan 100 tanesini içeriyor. 100 yazarla, kitapları hakkında yapılmış 100 söyleşinin bir araya geldiği bu seçki, okuryazar.tv’nin birinci yaş kutlaması... Umarız ki okuryazar.tv internet sitesi, bundan sonra da kitapların, iyi edebiyatın, özgür düşüncenin ses bulduğu bir platform olmaya devam eder, bu renkli, ...

Fi
Bu Hikayenin Sadece İnanılmaz Tarafları Gerçektir.Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. İçinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikayeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkılarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır.Fi güzelliğin lanetlendiği, zekanın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır.Bir kişiye duyulan aşktan daha acımasız bir şey var mıdır?

Gitme Zamanı
"Gök ile yer arasında köprü kuran asa misali, Batın ile Zahir arasında gidip geliyor insan…"“Hazır mısın?”“Hiçbir zaman hiçbir şeye hazır olmadım.”“Korkuyor musun?”“Korkmadığım anım da olmadı.”“Neden buradasın?”“Nerede olduğumu hiç bilmedim. Belki de olabileceğim başka bir yer yoktu.”“Başlayalım mı?”“Her başlangıç bir son… Yeni bir sona başlayalım.”Bir yanda Zahir, bir yanda Batın… Bir yanda görünen dünya, bir yanda insanın ötesi, evrenin varoluşu… Bir yanda bireyin günlük yaşam akışı içinde kendini, çevresindeki karakterleri ve bulunduğu yaşamı sorgulayan bir hikaye; diğer yanda felsefik ve ruhani sırları irdeleyen, kadim bilgileri ve bilgeleri bugüne taşıyan gizemli, mistik bir yolculuk… Bir yanda ağacın altında uyuyan Yedi, denizden çıkan çift başlı düalite, zaman ustası saatçi, bilge s...

Leon
Oscar’a adaya olan Les Triplettes de Belleville (Belleville’de Randevu) animasyonunun yaratıcısı Sylvain Chomet ve usta çizgi romancı Nicolas de Crécy’den...Leon olarak bilinen Leonce Houx-Wardiougue, büyük bir kozmetik fabrikasının kurucusudur. Oğlu Aymard, Leon’dan şirketi devralıp modern bir girişim kurmaya çalışmaktadır. Leon’un büyük torunu Geraldo-Georges ise büyük büyükbabasının yüzüncü doğum günü için düzenlenecek pazarlama kampanyasından sorumludur. Aymard, bakir ve ürkek oğlunu hor görse de, Leon torunu Geraldo’yu gerçek hayata sokmaya kararlıdır.René Goscinny - En İyi Senaryo ve Angoulême - En İyi Albüm ödülünü alan Leon, Sylvain Chomet ve Nicolas de Crécy’nin yarattığı, çağdaş Fransız çizgi romanı klasiklerinden. Özgün bir anlatım biçimi, sıra dışı bir burjuvazi eleştirisi, sür...

Asimetrik Vakalarda Kıble Tayini
Muhafazakâr saray, muhalifi olan her politik kesimi kolonize etmek istiyor. Bugün PKK bahanesiyle Kürtler, yarın Aleviler ve başkaları. İlk kolonize edilen ise İslamcılık oldu. İslamcılık, devlet aygıtının laboratuarında muhafazakârlaştırıldı ve başkalaştırıldı. İslamcılar, eleştirel ve bağımsız akılla iktidarı, toplumu, politikaları değerlendirmeleri gerekirken taraftar tribününün holiganları haline geldiler. Taraftarlıktaki taşkınlıkları, yabancılaşmanın doz aşımındandır.Türkiye’deki değişimin anlamını ve istikametini değerlendirmek isteyenlerin karşısına ‘yeni Türkiye’ ile ‘eski Türkiye’nin kadrolarında becayiş (yer değiştirme) yaşandığı gerçeğinden başkası çıkmayacaktır. Bu değişimin felsefi, ideolojik, sahici, kalıcı ve yapısal bir temeli yoktur. Muhafazakâr iktidar herhangi bir iktid...

Aşkla Kal
İnsan olmaktan yorulur bazen insan. Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar, kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar... Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu yüzden. Terk edenler yorar... Daha az güvenmeye, daha az sevmeye ve daha az inanmaya tecrübe diyorlar. Ama bu tecrübe değil, tecrübeyi doğru kullanamamaktır. Daha az güvenmek, güven sorunu yaratır. Gerektiği kadar güvenmelisin. Daha az sevmek yalnızlığı getirir. Hak ettiği kadar sevmelisin. Daha az inanmak inancını zedeler. Neye ne kadar inanman gerek, onu bilmelisin. İnsanlar terk edilerek terk etmeyi, aldanarak aldatmayı öğreniyorlar. Oysa terk edilen sadakati, aldatılan dürüstlüğü öğrenmelidir. Hayatın getirdiği sevinç ve mutlulukları nasıl kabul ediyorsak, onun sunacağı kederleri de aynı olgunlukla kabul etmeliyiz. Bu dünya bir imt...

Başbuğ
"...Hangi ülkede olursa olsun biz askerler için hayat zordur. Denize baktığımızda maviyi, ovaya baktığımızda düzlüğü, ormana baktığımızda ağaçları, dağlara baktığımızda yüksekliği görmekteyiz. Oysa biz, askerler, denizin mavisiyle birlikte derinliğini, ovanın düzlüğü ile birlikte engebelerini, ormanın ağacı ile birlikte tehlikesini, dağın yüksekliğiyle birlikte uçurumlarını da görmek zorundayız.Aynı şekilde; birey, ülke, bölge ve dünya güvenliği için ortaya konan tüm uluslararası ilişki biçimlerinin de bütününe bakarken ayrıntılarını da değerlendirmemiz gerekir..."

Ateistlere 19 Soru
Beyin yamyamları çocuklarımızın beyinlerinde açtıkları deliklere en saçma masalları, hurafeleri, palavraları, safsata virüslerini kutsal Truva atlarıyla sokmakta ve onları müritlere ve sersemitlere dönüştürmektedir. Dini istismar eden ruhbanlar ve politikacılar Marx’ın “Din afyondur” tespitini tarih boyunca milyarlarca kez doğrulamışlardır. Milli ve dini duyguları gıdıklanan kitleler iliklerine kadar soyuldukları halde kendilerini sömüren sınıfın iktidarı için gönüllü kurbanlar haline dönüşebiliyorlar. Nitekim, ağızları açlıktan kokan yoksulların, şımarık kralların görünmez elbiselerine ve şatafatlarına övgüler yağdırdığına tanık olabiliyoruz.Diyanet, tarikatlar, tekkeler, dini vakıflar, imam hatip okulları, camiler ve medreseler gibi gerici üretim fabrikaları karşısında ateistler ve agnos...

Her Nefeste Galatasaray
Bir Galatasaray efsanesinin, bir ulu çınarın, 102 yaşına merhaba diyen Dr. Ali Tanrıyar’ın gerçek hayat hikayesi…Bir asırlık yaşanmışlık içerisinde çocukluk, göç ve 90 yıl boyunca adeta Galatasaray ile birlikte yoğrulmak…Tıp adamı olarak nitelikli yenilikler, ilklere attığı imzalar ve ülkesine yaptığı değerli hizmetler…Türk siyasetinde en üst makamlara çıkışı ve ülke yönetimine bakışını belirleyen öyküler…“Ali Ağabey, Galatasaray’ın kötü günlerini gördüğü vakit camiayı toplayan, birleştiren bir kişidir. Bir noktadan sonra sembolümüz olan, Galatasaray’ın unutmaması gereken büyük bir ağabeyidir.”- İnan Kıraç“Ali Tanrıyar, dediğini yaptırırdı; öyle vazgeçip unuttuğu, yarım bıraktığı hiçbir iş olmazdı ve her zaman neticeyi takip ederdi.”- Rahmi Koç“Önce arkadaş sonra dost sonra gardaş olduk. H...

Kahraman Tazeoğlu Bütün Şiirleri
Kahraman Tazeoğlu’nun şiirlerinin yer aldığı Seni İçimden Terk Ediyorum, Beni Susarken Bölme ve Ölü Bir Kentin Morg Alfabesi adlı üç kitabı Kahraman Tazeoğlu Bütün Şiirleri adlı tek kitapta toplanmıştır. Ayrıca yazarın roman, hikâye ve deneme türünde üretmiş olduğu eserlerin içinde yer alan irili ufaklı tüm şiirler, "Ordan Burdan" başlığı altında, titiz bir çalışmayla bu kitaba aktarılmıştır. Yukarıda sözü geçen üç şiir kitabı 2015 yılı itibariyle artık yayımlanmayacaktır. Kahraman Tazeoğlu Bütün Şiirleri, siz değerli okurlara arşiv niteliğinde, kalın kapaklı ve ciltli olarak sunulmuştur. Destek Yayınları

Tarihten Teknolojiye
Bu kitap elli yıllık bir meslek hayatının, akademik çalışmanın, Türkiye ve Dünyaya bakıp, anlama çabasının bazı ürünlerini toplu bir değerlendirme amacıyla okuyucuya sunulmasıdır. İlk eleştirileri, Ergun Türkcan, kendisi yapıyor ve elli yılda, ülkenin, dünya sisteminin ve tabii, kendisinin nasıl değiştiğini gösteriyor. Tarihten, siyasete, iktisat teorisinden para meselelerine, bilim ve teknoloji politikalarına değin pek çok alanda değişimin ne köklü olduğu bu yazılardan anlaşılabilir. Türkcan’ın daha önceki kitaplarıyla, "Bilim, Teknoloji ve Politika" ile "Türkiye’de Planlamanın Yükselişi ve Çöküşü, 1960-1980" birlikte, bu kitap, Türkiye tarihinin önemli dönüşümlerine belli bir yorum getirmektedir. Korkut Boratav meslektaşı Ergun Türkcan’ı aşağıdaki satırlarla değerlendiriyor: İktisat düşü...

Babam Beni Şahdamarımdan Öptü
Tekneleri ve yıldızları memleketi olarak görenler, ıssız yerlerde kendisi için evren olanlar, beklentisiz ve vaatsiz sevenler, yargılamadan-yadırgamadan dinleyenler, “Seni seviyorum”a karşılık “Ben de seni” demek istemeyip alternatif “Ben de seni”ler üretenler... Islak iskele kokusunu sevmeler, bir şeyler, bir şeyler...

Ben Bir Dahiyim Ama Henüz İlk Filmimi Çekmedim
– Usta sinemacı Turgut Yasalar’dan… – Herkesin film yapma hayali, bahaneleri bir kenara bırakıp harekete geçenlerin cesaretleriyle, emekleriyle, dayanışmalarıyla gerçeğe dönüştü. Ceplerinde beş kuruş yokken, milyon dolarlık filmler çektiler. Ödünç malzemeler, kobaylıktan elde edilen cüzi gelirler, boğaz tokluğuna toplanan ekipler, korsan çekimler, ödüllü çoğu filmin gerçekliğiydi. Bir film çekmeyi aşkla, tutkuyla isteyenlerin neler yapabileceğini, kapıların onlar için ardı ardına nasıl açılabileceğini belki de en güzel ifadeyle özetliyor Turgut Yasalar; "yokluğun estetiği". Elinizdeki, yalnızca henüz ilk filmini çekmemiş genç yönetmenler için değil, hayalinin peşine düşmeye çekinen herkes için yüreklendirici bir çalışma.