
Siyah Odadan Hikayeler
Sürekli güncellenen ve hızlanan ortak yaşayışın dayattığı koşturmacada gözümüzden kaçanlar, değerlerimizden eksilenler, aslında ruhumuzun, perdelerini açmayı unutmadığımız müstakil odalarında birikiyor. Giderek azalan göz teması, donan ses tonları, kaybedilen mana, bizi çekildiğimiz o iç köşelerde buluyor. Alper Saldıran, ikinci kitabında bu kez siyah odaya giriyor. Burada da konuşan mobilyalar, ağaçlar, kedi ruhlu kadınlar, ustadan çırağa aktarılan tecrübeler arasında dolaşıp, hayata kaleminin gözünden, bizimle birlikte yeniden bakıyor.

Gül, Kan ve Şeytan
Elbette gizem krallarının şifrelerin çözülmesine izin verdiği kadar ilerleyebilecekti insanlık. Peki, Vatikan bu gizemli yolculukta, dünyada birkaç kişinin girebildiği en gizli arşivlerinde Büyük Dünya İmparatorluğu ile ilgili ne saklıyor?Kudüs tiranları İsrail İmparatorluğu için nasıl bir kanlı oyun oynuyorlar?İstanbul Ayasofya’da Mimar Sinan’ın sırrı hangi kapının kilidini açıyor?İstanbul Tüp Geçiş Projesi, Kız Kulesi’ndeki Mezar, Yerebatan Sarnıcındaki Medusa Kızlarının kalbindeki yazgıyı kim kaleme aldı?4. Konsül toplantısı için yapılan hazırlık planları Kuzey Irak’ta ne arıyor?Fil Suresi’nin şifresini çözen ve “Su Kuşu“ silahlarını geliştiren TİKA mühendislerinin öldürülmesindeki sır ne?Ergenekon, One Minute, Mavi Marmara, Arap Baharı birer şifre mi?Hazreti Meryem kime gözyaşı döküyor...

Ben Ne Söylerim Çocuğum Ne Anlar
Pedagog Gözde Erdoğan, nam-ı diğer Süper Dadı, istila edilen bir çocukluktan sonra kendinin istila ettiği çocuklar yetiştiren anne babalar için kaleme aldığı bu kitabında, çocukların doğdukları andan itibaren maruz kaldıkları baskıları örneklerle açıklayarak çözümlüyor.Hepimiz istila edilen çocuklardık!Nasıl mı?“Hadi artık al şu memeyi.”“Karnını doyurmak zorundasın.”“Aç kalmandan korkuyorum.”“Dur yapma!”“Yasak!”“Cıs!”“Ayıp!”“Yine anlamadın değil mi?”“Zaten hep ağlıyorsun.”“Çok yaramazsın.”“Laftan anlamıyorsun.”“Ders çalışmıyorsun.”“Sorumsuzsun.”“Senden bir şey olmayacak.”“Emeklerimiz boşa gidiyor, yazık.”“Yazıklar olsun!”Daha bunlar gibi görünürde iyi niyetli, sözde masum ama aslında bir o kadar baskıcı, yaralayıcı ve köreltici bir yoldan istila edilen çocukların dilinden konuşarak kaleme ...

Behice
Behice Boran 100 Yaşında..Behice Boran arkadaşları gibi Türkiye’den ayrılmadı. Bunun başlıca nedeni, Behice Boran’ın tutkulu yurtseverliğiydi. Memleketini sadece soyut bir kavram olarak değil, elle tutulur bir gerçek olarak severdi. Azgelişmişliğiyle, yoksulluğuyla, eşitsizlikleriyle, haksızlıklarıyla, buruk acılarla severdi.Mina Urgan, Bir Dinozorun AnılarıEğer birşey yapılacaksa, onu iyi yapmak gerekir...

Başka Bir Leonardo
Bu romanı yazmak bayağı cesaret ister!...Ve Ülker Uzun Polat, bu cesareti göstermiş. Üstelik bu zorlu işin başarıyla da üstesinden gelmiş.Neden cesaret? Neden zorlu iş? Çünkü; Leonardo da Vinci sıradan bir isim değil... Gelmiş geçmiş bütün zamanların en büyük sanatçısı... Öncü bilim adamı... Matematikçi... Fizikçi... Mimar... Mühendis... Müzisyen... Anatomist... Mucit... Düşünür... Dalgıç kıyafetlerinin ilk kâşifi... Bir daha ikincisi gelmeyen ve belki de hiç gelmeyecek bir deha. Belki yıllar sonra Freud gibi bir başka deha, en doğru biçimde tanımlayacaktır Leonardo’yu: "O, bütün diğerleri kopkoyu bir zifiri karanlıkta uyuklarken, vaktinden çok zaman önce karanlığın göbeğinde gözlerini açarak uyanan bir insana benzer!"Leonardo da Vinci’nin en çok sevdiği öğrencisi Francesco Melzi, şöyle de...

Author
Zihnimde bir yara var. Canımı yakan, durmadan kanayan, kapanacağı yerde devamlı yayılan, büyüyen, kocaman bir yara...Ne zaman mantıksız, akıl dışı, ezbere, aptalca bir söz duysam; ne zaman insan kılığına bürünmüş ilkel maymunların cehalete bulanmış pis hesaplarının peşinde koştuğunu görsem üstüne tuz basılmış gibi sızlayan bir yara...O yaradan tüm ruhuma sivri, paslı, soğuk bir bıçak ucuymuş gibi acılar saplandıkça göğsümden nefesim çekiliyor; bedenimi saran bütün kaslarım geriliyor; soğuk çarpmış gibi üşüyen yüzüme bir ekşime oturuyor ve belli belirsiz aralanan dudaklarımdan yine bir mırıldanma dökülüyor: "Vay amına koyim!"İşte ben buyum: Küfürbaz, terbiyesiz, ahlaksız, kötü adam! Kısaca: Author. İsmim Author ama bu aslında dostlarımın bana taktığı bir mahlas. Gerçek ismimi unutalı çok za...

Herşeyin Bittiği Yerden
Yapımcı ve Organizatör Sami Dündar, 16 Ağustos 1999’da “Gölcük Donanma Komutanlığı Devir Teslim Töreni” organizasyonunu tamamladıktan sonra, konakladığı Orduevi, gece 03.02 sırasında fay hattının içine gömülünce “27 saat göçük altında kalarak can çekişti”!Göçükten çıkarıldığında ise “öldü sanılıp ceset torbasına konuldu”. Kaldırıldığı hastanede gömülme sırası beklerken tesadüfen yaşadığı anlaşılınca, ailesi ve dostlarının yardımıyla İstanbul’a getirildi.Uzun süren yoğun bakım döneminde bile direnmekten vazgeçmedi ve “iki kez daha ölümü yendi”.Sami Dündar “yaşama hakkı”nı kullanmakta kararlıydı. Amansız acılar içindeydi. Böbrekleri iflas etmiş, belden aşağısı neredeyse kullanılamaz durumdaydı. Ölüm kaçınılmaz görünüyordu. Hayatta kalması çok az bir ihtimal de olsa artık yürüyemeyecekti... H...

Çi
Hayat, insanın kendi potansiyeline ulaşabilmesi için dikkatle, incelikle, muhteşem bir zekâyla dizayn edilmiştir. Yapman gerekeni yapamıyorsan, olamıyorsan, doğamıyorsan hayat çok acıtır, anlaman için hırpalar, yorar. Seni sen yapabilmek için ne gerekirse yapmaya hazırdır.Asla rahat bırakılmazsın.Öylesine, anlamsız varolmazsın.Mutluluğa saklanamazsın.Öyleyse acına sahip çıkmalısın!Çünkü acı, bilginin bedene inmesidir.Bilgiyi bedene indirmeli, olman gereken şeye dönüşmelisin.Bu kitap ‘kendine gelmek’ için burada olduğunun farkına varabilenlere yazıldı. Fi ile çıkılan yolculuğun tek durağıdır Çi. Sadece farkındalığa giden, değiştiren, mutlaka geliştiren bir yoldur bu ama sunduğu seks, macera, intikam, ihtiras sizi aldatmasın, zordur.Hayatı değil sistemi yaşadığımızı fark edenler, harakete ge...

Çırılçıplak Aşk
Ya her şey aşktı ya da aşk hiçbir şeydi!Seni de, beni de fena kandırdılar. Aşk diye bize anlattıkları, hayallerini kurdurdukları gerçek aşk değildi. İnsanın insana duyduğu aşk, "yasak elma"nın ta kendisiydi... Önce kadın ısırdı elmayı, sonra erkek ve her şey bu andan sonra şekillendi.Savaşların, paranın hükümdarlığında, korku imparatorluklarında, aşk en çok korkulandı ve bir o kadar da çarpıtılmaya çalışılan... Aşk ağza sakız edildi, bazen içi boşaltıldı, bazen günah dendi, bazen ağdalı sözcüklere sebep oldu. Üstüne perdeler indi, bulutlar örttü ışığı... İnsanlık yok olurken, aşkı da kirletti.Formüllerden, stratejilerden, onu bunu tavlamaktan, elinde tutmaktan bahsetmiyorum. Bunları yapan, aşkı hiç anlamayan çokbilmiş, çok kitap var. Yaşamı anlamaktan, sen olmaktan, aşkı gerçekten yaşamakt...

Allah'ın Piyonları
"Işığım yok benim ve pencerem, duvarlarımı yıktım, özgür bir ölüye dönmeden"Bir piyon devleti uğruna neleri feda eder? Peki ya bir gazeteci, özel haber için neleri göze alır? Eylem Tok, toplumsal gerçekçi yeni romanıyla karşımızda. İnsanın hissettiği acıları okura aracısız aktarmadaki ustalığıyla tanınan Tok bu kez kalemiyle, unutulmuş semtlerin üstü çizilmiş gençlerini konuşturuyor. Hırpalanmış, hor görülmüş, kökünden koparılmış insanların “yırtmak” için neler yapabileceğini gözler önüne seriyor. Gündemin sürekli değiştiği ve dudak uçuklatan türden haberleri dahi kanıksar hale gelen Türkiye, yine benzeri ancak filmlerde gerçekleşebilecek bir kurguyla koltuklarına kilitlenecek. Yoksunluğun ve değersizliğin kol gezdiği İstanbul’un “en tehlikeli” mahallesi... Suç, şiddet ve uyuşturucu girdab...

Nail
Keçili Ailesi’nin Yükselişi ve DüşüşüDede, Yenibahçeli Nail... İttihat ve Terakki’nin ünlü fedailerinden, Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucu komutanlarındandı. "Mustafa Kemal’e suikast" suçlamasıyla yargılandı ve asıldı.Baba, Nadir Nail Keçili...Celal Bayar ve Adnan Menderes’in arkadaşı, Demokrat Parti’ye yakın ünlü bir işadamıydı. 27 Mayıs darbesinin ardından ofisinde kendini astı. Torun, reklamcı Nail Keçili...Kasırga Operasyonu’nda "hortumcu" ilan edilip Ankara Ulucanlar Cezaevine atıldı. Tutuklu kaldığı cezaevinin avlusunda tam yetmiş dört yıl önce dedesi Yenibahçeli Nail Bey asılmıştı.İrem Barutçu’dan, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, Üç Kuşak Keçili Ailesi’nin Nefes Kesen Öyküsü....

Külahıma Anlat
Karşınızdakileri anlattıklayla değil anlatmadıklarıyla nasıl dinlersiniz? Beden Dili adı altında onlarca kitap yazıldı. Bu kitabın farkı, sahanın içinden ve birinci elden bilgiler vermesi. Uzun yıllar ‘İlçe Jandarma Komutanı’ olarak görev yapan iletişim uzmanı Emrah Akçay, sözsüz iletişim konusunda edindiği tecrübeleri okurlarıyla paylaştı. ‘Külâhıma Anlat’ beden dili kavramıyla birlikte, tüm sözsüz iletişim alanlarını evrimsel temelleriyle ve bilimsel referanslarıyla birlikte gözler önüne seriyor. Belli kalıplaşmış hareketler ezberletmek yerine, herkese uyarlanabilecek davranış biçimlerini aktararak ikinci bir dil öğretiyor. Yaşanmış cinayet davalarından yararlanarak, sözsüz davranışlarda yalan tespiti konusuna ışık tutuyor. Bu kitap sayesinde insanları anlattıklarından çok anlatmadıkları...

Heybeliada Cinayetleri
Heybeliada sokaklarında siyah cüppeli, eli bıçaklı bir katil dolaşmaktadır. Katil, kurbanlarını boğazlayarak öldürmek için mehtaplı geceleri seçer.Adayı ve tarihini iyi bilen seri katil, öldürdüğü kurbanlarının üzerinde birtakım şifreli mesajlar bırakır. Bu mesajlar aynı zamanda bir sonraki cinayet hakkında bazı ipuçları vermektedir.Sıra dışı cinayetler işleyen katil, cinayet mahallinde her türlü iz bırakır; bir tek iz hariç: kendi izi.Öyle ki; Tanrı bile cinayetlerin işlendiği geceler sanki tatile çıkmaktadır.Kaç kişi ölecek? Bunu yalnızca katilin kendisi biliyor.Heybeliada Sanatoryumu’ndan Heybeliada Ruhban Okulu’na kadar uzanan bu cinayetler zincirini çözmek için, dedektif Çetin Akın ve yakın arkadaşı gazeteci Ahmet Kerim devreye girer. İkili, kendilerini yine oldukça çetrefilli bir ola...

Faili Meçhul Cinayetler Tarihi
2003... Sedat Bucak’ın beraatını isteyen Savcı, "Abdullah Çatlı ile bir toplantıda tanışmış, etrafında çok sayıda devlet adamı olduğu için kendisinden şüphelenmemiş, Çatlı’yı devlet mensubu olarak bilmiştir" diyordu. İşte böyle bir dönemden geçti Türkiye; kim devlet görevlisi, kim kanun kaçağı, kim suçlu, kim masum, kim katil, kim mağdur bilinmez bir dönemdi bu. 2011... İstanbul Kazlıçeşme’de Nevroz kutlanıyor. Kutlamalarda halay çeken binlerce kişi arasında bir Susurluk sanığı da var. Nevroz kutlamalarına, kendi ifadesiyle "katil" olarak katılan Ayhan Çarkın, "PKK yaptı" denilen pek çok katliamın provokasyon amacıyla kendileri tarafından yapıldığını da itiraf etmişti. İşte, "özel savaş"ın ruh hallerinden biri...Şimdi, güya o karanlık yılları da içeren koca koca davalar ihdas edildi. Pek ç...

Esir Şehrin Fedaileri
Mondros Teslimiyeti’nin Esir İstanbul’u. Büyük kulüplerde eğlenceler, Türk mahallelerinde yaslar... Cephelerdeki şehitlerden söz etmeler ve duvardaki şehit olmuşların fotoğrafları... Bir yanda çöküş ve çürümüşlük, öte yanda yeni hayaller... İstanbul’da teşkilatlanma çalışmalarını yapan Mustafa Kemal Paşa o gün akşam üzeri, İttihat ve Terakki’nin zamanın önde gelen isimlerinden Sapancalı Hakkı Bey ile Pera Palas Oteli salonlarında buluşmuşlardı. Konuşmalar sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Fethi Bey ve Sapancalı Hakkı, Mustafa Kemal Paşa’nın bir büyük tarih yolculuğuna çıkacağını anlamışlardı. Bu sözler o zamanlar sanki bir parola olmuştu. İstanbul teşkilatlanıyordu. Mustafa Kemal Paşa İstanbul Kuvvası’nı kurduruyordu. Başındakilerden birisi Yüzbaşı Dayı Maksut’tu. O sırada Dayı Maksut’un...

Yalıdakiler
Yalıda oturanlardan yola çıktı...Ülkenin en zengin sınıfını ve mekanlarını yazdı...Akrabalıklar, dostluklar, iş arkadaşlıkları...Hepsi zincirin birer halkasıydı...Yalıdakiler,Dünden bugüne en güçlü kimlerdir sorusu cevabını buluyor...Erguvaniler’in yazarı Tayfun Er bu kez Yalıdakiler’i yazdı..

Türkiye’de Örtülü Savaş
Dar-ı Harpçilik Cihat mı? Cinayet mi?Türkiye’de oldukça uzun zamandan beri “Takiyeci örtülü savaş, dar-ı harpçi şeriat cihadı“ yapılmaktadır.Bu örtülü savaşı yapanlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kafir yani gavur devleti olarak görüyorlar.O devleti kabul eden Müslüman Türk Milletini’ de kafir sayıyorlar.Her biri yorum olan şeriat hükümlerine göre gavur saydıkları devlete ve millete karşı dar-ı harpçi bir savaş yürütüyorlar.Bunlar, düşman gördükleri devletin ve milletin mallarını hile ve yolsuzlukla çalmayı helal, hatta sevap sayıyorlar.Çünkü o malları “Savaş ganimeti“ olarak görüyorlar.Takiyeci örtülü savaşçılar aynı zamanda işbirlikçidirler.

Çin
Çin dünya ekonomisinin öylesine önemli bir oyuncusu ki, Çin’i anlamak, Çin hakkında bir fikir sahibi olmak artık vazgeçilmez olmaya başladı. Günümüzde dünyanın her ekonomisi ve her sektörü Çin’in etkisi altında. Oysaki en büyük ticaret ortağımız olmasına rağmen Çin’in bu büyük etkisini ülkemizde biz maalesef pek hissetmeden yaşıyoruz.Çin para birimi dünyada en çok kullanılan ilk sekiz para biriminden biri oldu, Çin kredi kartı sistemleri dünyanın bütün önemli merkezlerinde alışveriş yaparken kullanılıyor ancak maalesef ülkemizde hala bunun izine pek rastlayamıyoruz. Ortadoğu’dan Batı dünyasına bütün ülkeler Çin’e ihracat yapmanın ve Çin’den gelecek direkt yatırım fonlarının peşindeyken bizim hem ihracatımız bir türlü gelişmiyor hem de bir iki istisna yatırım dışında Çin sermayesini hala ül...

Oyun Devam Ediyor
Dünya herkesindir ve tektir!... Türkiye dünyada tek başına yaşayamaz!... Dinde terör olamaz. Her din iyi insan üzerine bina edilmiştir. Müslüman dünyasında birlik ve beraberlik yoktur. ABD’nin IŞİD ile mücadele için kullandığı YPD-YPG-PKK mikro milliyetçiliğin teşvikine açık örnek değil mi!... 11 Eylül saldırısı ABD’nin yarattığı canavar tarafından evinde vurulması değil midir!... Almanya’da Nazilerin II. Dünya Savaşı sırasında Yahudileri hunharca katletmeleri nasıl izah edilebilir!... Bu hangi dini kuralla açıklanabilir!... Buna da “Yahudifobi” mi denecektir!... Günümüzde İsrail’in Filistin’de yaptığı zulüm hangi kutsal kitaba sığmaktadır!... Kıbrıs sorununun çözümünde en önemli engellerden birinin Kilise olduğu bilinmiyor mu!... Başkan Trump’ın dünyayı kaosa sürükleyebilecek pek çok vaad...

Peri Masalı
Hazine aşka cesaret edebilen büyük yüreklerin içindedir. Tükenmeden bitmek zorunda kalan tüm aşklara...Metropol hayatının içinde kaybolmayı reddederek Afrika’nın masalsı güzelliğine kaçan ve burada sonsuz bir içsel yolculuğa yelken açan Peri Taran’ın kendi gerçeğini ararken hayatının en büyük sürpriziyle dolu deneyimini yaşamasının öyküsü Peri Masalı.Hayattaki kestirme yolların aslında çıkmaz sokaklar olduğunu bilmeden yanıltıcı bir aynanın önünde akıp giden yaşamların, saklı benliğimizle buluşma cesareti gösterdiğimizde nasıl değişip dönüşebildiğini anlatan bir “hakikat” hikayesi...İlk romanını yazarken Pınar Aylin, geçtiğimiz ve yaşadığımız yüzyılın en önemli edebi tartışmasına son noktayı koymuş: Ne söylediğin mi nasıl söylediğin mi belirsizliğine. Bu iki sarkaçlı saati tek bir potada e...

Seksen Yıl 1934 - 2014 (kesitler)
Ayhan Çilingiroğlu, cumhuriyet tarihimizin medar-ı iftiharları arasında özel bir örnektir. Kendisi Türkiye'nin ilk Sanayi ve Ticaret Bakanı’dır. Hiçbir siyasi partiye üye olmadığı halde bu göreve atanmış, 1971'de ona bağlı iktisadi devlet teşekküllerinden biri bile zarar etmemiştir. Görev süresinde ve sonrasında da hiçbir siyasi partiye üye olmamıştır.İTÜ'de Turgut Özakman, Hüsamettin Cindoruk, Recai Kutan gibi kişilerle birlikte okumuştur. Turgut Özal, Süleyman Demirel, iktisat dalında ilk Nobel ödülünü alan Prof. Tinbergen gibi kişilerle birlikte çalışmıştır. Cahit Arf gibi bilim adamları, Abdi İpekçi gibi gazeteciler, Seyfi Demirsoy, Halil Tunç gibi sendika liderleri yakın dostları arasındadır.Meslek hayatına 1953'te Devlet Demir Yolları’nda başlamıştır. Devlet Planlama Teşkilatı'nın ku...