
Ayasofya'nın Gizli Tarihi (güncellenmiş)
Ayasofya’nın sırlarla dolu gizli tarihi ilk kez gözler önüne seriliyor... Ayasofya’nın içindeki gizemli sembollerin anlamı ne? Hangi gizli örgütler Ayasofya’ya izlerini bıraktı? Bu işaretler hangi amaçla mabede kazındı? Ayasofya’nın dehlizleri nerelere uzanıyor? Tapınak Şövalyeleri Ayasofya’yı nasıl hedefine aldı? Ayasofya’da hangi Kutsal Emanetler’i aradı? Mabedi kirletmek adına içinde türlü sapkınlıklar yapanlar kimlerdi? Ayasofya düşmanı Venedikli Dandolo’nun mezarı neden Ayasofya’nın içinde? Fatih Sultan Mehmet, fetih sonrasında kılıç hakkı Ayasofya’da hangi değişiklikleri yaptırdı? Fatih Sultan Mehmet’in Bellini’ye yaptırdığı ünlü tablosu Ayasofya’yla ilgili hangi sırrı saklıyor? İstanbul işgal altındayken "Ayasofya’da haç görmektense onu yıkarım!" diyerek düşmandan koruyanlar kimlerd...

Umberto Arte İle Sanat
Vincent van Gogh, Leonardo da Vinci, Raffaello Sanzio, Vladimir Tatlin, Pieter Bruegel, Hans Holbein, Louis Gallait, Andrew Wyeth ve daha kimler kimler... Her biri resim sanatının ustaları, görsel sanatlarda birer dâhi... Resim sanatıyla ilgilenen de, ilgilenmeyen de gördüğü an muhakkak tanır onların eserlerini. Ancak bu eserlerin bir de bilinmeyen yönleri vardır ki ayrıca bir kitap konusudur. Umberto Arte ile Sanat eşsiz eserlerin ve dâhi yaratıcılarının bilinmeyenleriyle dolu, gerçek bir "sanat okuyuculuğu" rehberi. Yolu daha önce hiçbir sanat eseriyle kesişmemiş olanların bile keyifle ve kolaylıkla içine dahil olabileceği, son derece lezzetli ve tatmin edici bir sanat sohbeti vaat ediyor bu kitap... @UmbertoArte

Cesaret - Türkiye Tarihini Değiştiren 110 Kadın
Bazı kadınlar idealisttir, engel tanımazlar. Yaptıkları iş farklı olabilir ancak amaçları tektir. Onlar için önemli olan tek şey hedefleridir. Hedeflerine ulaşmak için her şeyi feda ederler. Gözleri başka şeyi görmez ve istediklerini yaparlar. Yaşam öykülerine bakınca şaşırırsınız. Çünkü bu öyküler baş döndürücüdür. "Uğruna ölmeye değmeyecek bir hayat, yaşamaya değmez" derler. Dışlanmak, sürülmek, kapatılmak onları durduramaz... Gazeteci-yazar Doğan Satmış, Türkiye’de siyasetten girişimciliğe, spordan sinemaya yaptıklarıyla kitleleri peşinden sürükleyen 110 kadının hikâyesini anlatıyor. Onlardan ilham alan yeni cesur, asi ve öncü kadınların yetişmesi için bir katkı sunuyor.

Her İnsan Bir Bestedir
DOĞANIN NEFESİ SESTİR... Etrafımızda her şey her an titreşiyor. Sesi duyup duymamaktan bağımsız olarak süreklilik gösteren bir SES var hayatımızda. Bu SES daimidir ve evreni de oluşturandır. Doğanın nefesi sestir. İçimizdeki atomlar da sesle titreşir. Ses, yapıcı da olabilir yıkıcı da... • Eşyaların sesi var mıdır? • Dost eşyalar ve düşman eşyalar olabilir mi? • Büyük kaya parçaları ses vasıtasıyla havaya kaldırılabilir mi? • İbn-i Sina sese neden önem veriyordu? • Kelimelerin gücü nedir? • Suyun hafızası nasıl çalışır? Tüm bu konular birbiriyle organik bir bağ oluşturur. Kitabı okuduktan sonra etrafınızdaki seslere daha fazla dikkat ediyor olacaksınız. Size olumlu veya olumsuz etki eden sesleri ayırt ederek seçiminizi huzurlu ve dingin olma yönünde yapabileceksiniz. Sağlıklı

Ya Doğru Bildiğimiz Her Şey Yanlışsa
Sizi gerçeğin fethinden geri tutmaya ant içmiş efsanelerle yüzleşmeye hazır mısınız? Ya doğru bildiğimiz her şey yanlışsa? Kendi yarattığımız mitlere ve yalan yanlış bilgilere inanmak her zaman kolayımıza gelir. Tüm o akıldışı önyargılarla ve uçuk hayallerle, anlam arayışındaki insanı da anlatan yanlış anlaşılmalarla dolu bir bahçede yaşıyoruz. Peki neyin tarih olacağına kim karar veriyor? Artık bildiğimiz her şeyin bir son kullanma tarihinin olduğunu öğrenmeliyiz. Gerçekler ölür ve belirli, öngörülebilir oranlarda yeniden doğar. Görünüşe göre de bize anlatılan gerçekler yanıltıcıdır. Gerçeklerin de süt gibi bir son kullanma tarihi vardır. Peki bugün hangi fikirler ve söylemler artık emekliye ayrılmalı?

Gizemlerle Dolu Salgınlar Tarihi
Salgınlar, insanlık tarihinde çok büyük rol oynamış, hatta çoğu ülkenin kaderini bile değiştirmiş, tarihin akışını bir taraftan alıp başka bir tarafa yöneltmiştir. Kuşkusuz her salgının insan eliyle çıkartıldığını söylemek mümkün değil ama salgın sürecini kimlerin nasıl yönettiğine, bu süreçten kimlerin nasıl güçlenerek çıktığına bakmak çok ama çok önemli... Bu yüzden Corona virüsün de kimler tarafından ya da hangi yoldan çıktığından ziyade bu salgını kimlerin nasıl kullandığı üzerinde durmak daha akılcı bir seçim olur. Örneğin Batı dünyasını Ortaçağ boyunca kasıp kavuran veba salgını, Moğollar tarafından İtalya’ya bilinçli olarak bulaştırılmıştı. Veba hastalığı taşıyan cesetlerin mancınıklarla İtalya’ya fırlatılması, bir tür biyolojik silah kullanımıdır aslında. Dünya hemen hemen her döne...

Atatürk Ülkesine Sığınanlar
Almanya’da Yahudi̇leri̇n Durumu (Berk Yıldız) Osmanlı’da Darülfünun (Eli̇f Gamze Tutan) Reform Öncesi̇ Darülfünun’a Yöneli̇k Eleşti̇ri̇ler (Di̇lara Çeli̇k) 1933 Üni̇versi̇te Reformu Ve Önemi̇ (Hande Konca) Mülteci̇ Bi̇li̇madamlarının Türki̇ye’ye Geli̇şi̇ (Emre Atan) Albert Einstein’in Mektubu (Ferdi̇ Çakmak) Mülteci̇ Bi̇li̇madamlarının Katkıları (Ahmet Özgür Türen) Türki̇ye’ni̇n Verdi̇kleri̇ (Ahmet Özgür Türen) Hitler’i̇n Adami Scurla İstanbul’da (Ahmet Özgür Türen) Mülteci̇ Bi̇li̇madamlarının Yaşadıkları Ve Gözlemleri̇ (Ahmet Özgür Türen) Mülteci̇ Bi̇li̇madamlarının Ai̇leleri̇ (Ahmet Özgür Türen) Di̇l Meselesi̇ (Ahmet Özgür Türen) Yahudi̇ Bi̇li̇madamlarının Türki̇ye’den Ayrılışları (Di̇lara Çeli̇k)

Yuval Noah Harari - Tarih, İnsanın Tanrı Oluşuyla Sona Erecek
Harari, Yeni Dünya’yı nasıl görüyor? Onu bu kadar popüler kılan ne? Geleneksel bir tarihçi mi yoksa veri analisti mi? Meslektaşları tarafından hangi eleştirileri aldı, neyle suçlandı, eleştirilere neden cevap vermiyor? "Salgınlar", "dedikodunun gerekliliği", "yenilmeyen liderler", "yeni din ihtiyacı", "geleceğin eğitim sistemi" gibi pek çok meseleye onun bakış açısıyla bakarak cevap bulabilir miyiz? 21. Yüzyılın En Tartışılan Tarihçisi Onun penceresinden onu gözlemleyerek Harari’nin zaman makinesiyle geçmişten geleceğe kısa bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?

Dona Gracıa
"Hususi birtakım şartlar Avrupa Yahudileri ile Osmanlıları, Haçlı Hıristiyan Avrupa karşısında bir nevi dayanışma ve işbirliğine sevk etti. Asırlardır birlikte var olmak suretiyle iç içe geçmiş ortak tecrübeler ve olumlu hatıralar Türklerle Yahudileri bir aile yapmıştır." - Halil İnalcık Papa’dan Şarlken’e, I. François’dan Portekiz ve İspanya krallarına, Macar kraliçesinden Medici’lere, XVI. yüzyıl Avrupa’sının en büyük güç odaklarının dize getiremediği, dünyanın en zengin kadını Dona Gracia’nın muhteşem hikâyesi. Bu güç odaklarından canını ve servetini nasıl kurtardı? Avrupa’nın her yanındaki sinagogları nasıl birer istihbarat merkezi haline getirdi? Bu istihbaratı sunduğu Kanuni’nin eli, Avrupa karşısında nasıl güçlendi? Kanuni, Dona Gracia’yı neden ısrarla Osmanlı topraklarına davet ett...

Başlangıç 2020
• Dünya biyolojik bir saldırıyla mı karşı karşıya? • Koronavirüs ile birlikte 50 milyon kişi mi ölecek? • ABD kendi vatandaşlarını nasıl zehirledi? • Virüslerle beyin kontrolü nasıl ele geçiriliyor? • Dünya nüfusunu azaltma projesi devrede mi? • Koronavirüsten sonra "zombi" virüsü mü geliyor? • Koronavirüsün aşısıyla insanoğlu robotlaştırılacak mı? • Kutsal topraklar ve Kâbe nasıl kuşatıldı? • Dünya Deccal ve Mesih’in savaşına mı sürükleniyor? • Gıda ve ilaç sektörüyle insan ırkı bitme noktasına mı geldi? • Ayasofya, Sultanahmet ve Süleymaniye’ye kimler saldıracak? • İklim ve deprem silahı ile Türkiye mi hedef alınacak? • Türkiye işgal tehdidi altında mı? • 100 yıl sonra Türkiye yine aynı oyunla mı karşı karşıya? • Doğu Akdeniz’de büyük petrol savaşı mı çıkacak? • Güneş batıdan mı doğacak?...

Öteki ve Ben
“Ben” doğuştan belli olan bir öz çerçevesinde, kendi doğası neyse, ona sadık kalarak gelişecek bir varlık değildir. O bir özden çok, bir potansiyeller manzumesidir ve olasılıklardan hangisinin ne zaman baskın çıkacağı dışsal şartlara göre sürekli değişir. “Ben” bir uzlaşımcıdır. “Öteki” ile her daim pazarlık halindedir ve bu pazarlık yaşamın her günü yeniden başlar. Dinmez bir ilişki içerisinde “ben” “öteki”leri, “öteki”ler “ben”i etkiler. Fakat “öteki”lerden ve “ben”den oluşan toplumda “ben” tek, “ötekiler” sayısızdır. Bu asimetrik ilişkide “ben”in “öteki”ler ve kendisi üzerindeki etkisi geride kalır. O, doğuşundan itibaren “öteki”nin gözetiminde, denetiminde ve danışmanlığında serpilir. Her gün yeniden inşa edilen bir kurgu olan “ben”, büyük oranda “öteki” tarafından belirlenir. Rimbaud’...

50 Maddede Korku Sineması
50 Maddede Korku Sineması; korkunun sinemada ortaya çıkışı, bir tür olarak konumlanması, türün geçmişten bugüne dek geçirdiği dönüşüm ve güncel tartışmalar üzerine yazılmış oldukça kapsamlı bir kaynak olarak sinema külliyatındaki yerini alıyor. Dr. Uğur Kılınç hem bir akademisyen hem de bir izleyici olarak korku sinemasının çok yönlü yapısını okura sunuyor. Profesyonel bir birikimin ürünü olan bu eser, türe ilgi duyan herkes için arşivlik bir çalışma niteliğinde.

Racon - İstanbul Kabadayıları
Suç örgütü liderlerinden, devlet adına babalık taslayanlara; gariban babalarından, zorba katillere külhanbeyleri, dayılar, bitirimler, haneberduşlar, tulumbacılar, baldırı çıplaklar… Racon nedir? Kabadayılar nasıl giyinir? Kabadayı muhabbeti nasıl olur? Ergun Hiçyılmaz, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi İstanbul’unun yeraltı dünyasına iniyor. Yahudi kabadayılarından külhanbeyi tarikatına; kabadayı manilerinden jargonlarına, yeraltı dünyasının başlangıç tarihine uzanıyor.

50 Maddede Siyasi Cinayetler
Türkiye, Cumhuriyet döneminin başından günümüze kadar birçok siyasi cinayete tanık oldu. Sebebi ne olursa olsun ülkenin birçok parlak zihninin yitmesine sebep olan bu cinayetleri, tüm detayları, arka planı ve sonuçlarıyla 50 maddede bir araya getirdik! Orhan Tüleylioğlu’nun kaleminden 50 maddede Siyasi Cinayetler etkileyici bir memleket panaroması çiziyor. Asteğmen Kubilay’dan Sabahattin Ali’ye, Doğan Öz’den Bedrettin Cömert’e ve Maraş Katliamından askeri darbe dönemlerine kadar siyasi cinayetlerin izinde bir zaman yolculuğuna çıkacak, böylece bugünün siyasi ortamını daha etkili bir şekilde yorumlayacaksınız.

Eşyanın Resimli Tarihi
Frederick Litchfield’in ilk kez 1892 yılında yayımlanan ikonik kitabı nihayet Türkçede. Eşyanın Resimli Tarihi kutsal kitaplardan, medeniyetin en eski zamanlarından Roma’ya, oradan Asya ve Uzak Doğu’ya, Rönesans’a ve Fransız Devrimi’ne kadar uzanan baş döndürücü bir "tarih boyunca mobilyalar" yolculuğuna çıkarıyor. Yeni başlayanlar ve meraklıları için bugün evlerimizde kullandığımız ev eşyalarının; koltuğun, yemek ya da çalışma masasının, döşemelerin ve süslemelerin tarih içindeki değişimine dair tatmin edici bir panorama sunuyor. İçindeki 400’den fazla çizimle Eşyanın Resimli Tarihi, konuyla ilgisi olsun olmasın her iyi okurun kitaplığında bulundurmaktan büyük keyif alacağı bir kaynak kitap. Mobilyanın tarih içindeki değişimi ve her dönemin hâkim trendleri, dekorasyon modasına yön veren i...

Giyinmenin Kısa Tarihi
Çıplak insan neden giyinme ihtiyacı duydu? İlk atalarımız Âdem ile Havva cennet bahçesinde çıplaktı. Ancak bu ilk iki insan, neşe içinde gülüp oynayarak, çoğu zaman kaygısızca cennette dolaşırken Tanrı’nın emrine karşı geldiler ve masumiyetleri bir anda sona erdi. İşte o günden bu yana semavi dinlerde ve pek çok gelenekte çıplaklık günah sayılır oldu. İnsanın kapanma süreci, büyük ölçüde, başkalarına karşı duyduğu güvensizlik ve korkular tarafından belirlenmiş. İnsanoğlu dünyaya çıplak geldiği halde neden ve nasıl örtünür oldu? İnsanlık neden gitgide karmaşık bir ahlak ağının giyim kurallarıyla sınırlandı? Konuyla ilgili sorular çok ama cevapları da hayli ilginç... Giyinmenin Kısa Tarihi, insanlığın çıplaklıkla meşgul olmasının hikâyesiyle birlikte çok değişken çıplaklık tanımları hakkında...

Karboğaz Zaferi
Mondros Mütarekesi sonrası Mersin’i işgal eden Fransızların Toros tünellerini tutmak için Pozantı’da görevlendirdiği 412. Tabur’u esir alan 44 kahramanın yazdığı Karboğazı Zaferi, vatanseverliğin, fedakârlığın, aşkın ve savaşın destanıdır. 1. Dünya Savaşı’nda "Avrupa’nın Çanakkale’si" olarak adlandırılan 300 bin Fransız ve Alman askerine mezar olan Verdün savunmasında Almanlara karşı büyük başarılar kazanan 412. Tabur’un komutanı Binbaşı Pierre Mesnil’i yalnız bırakmayan eşi Edrige’nin hemşire olarak bölgede görev yapması ve Türklere esir düşmesi sırasında yaşananlar, aşkın ve görev bilincinin zirvesi gibidir. Edrige Mesnil ve diğer esirlere misafir gibi davranan Kuvayı Milliye’nin bu yaklaşımı, Türklerin insani değerlere verdiği önemin bir nişanesi olarak pırıl pırıl parlıyor. Fransızları...

Erhan Kolbaşı Kitap Set (5 Kitap)
Setin İçinde Yer Alan Kitaplar: -Mutatio -Mesaj Novus II -77 Yetmişyedi -Kozmik Dokunuş -Galaktik Diplomasi

Yeniçeriler
Asırlar içinde kulaktan kulağa dolaşan efsanelerle birlikte büyüyen bir gizem, Yeniçeriler… Ocakları, ortaları, odaları, kazanları, çorbaları, serpuşları, börkleri, kılıçları, çuhaları… 8’inden 18’ine, güzel yüzlü, güçlü, adanmış ve kapanmış bu genç adamlar nasıl yaşarlar? Ne yer, ne kuşanır, ne zaman kendi iradeleriyle davranırlar? Mehmet Anıl, arkalarında neredeyse hiç iz bırakmadan tarihe karışan bu gençlerle ilgili söylentileri, erişilebilmiş gerçekleri, enteresan detayları, keyifli, arı bir dille inceliyor.

Erhan Kolbaşı Kitap Set (4 Kitap)
Setin İçinde Yer Alan Kitaplar: -Mesaj Novus II -77 Yetmişyedi -Kozmik Dokunuş -Galaktik Diplomasi

Daima Şık
- Şıklığı ve Zarafetiyle Gazi Mustafa Kemal - Liderler, hem giyim kuşamları hem de hal ve davranışlarıyla, sözcüsü oldukları toplumun dış ilişkilerdeki temsilcisi, iç ilişkilerdeki rol modelleridirler. Giyimde ince bir zevk, duruşta göz ardı edilemez zarafet, düşünce ve eylemleri de bütünler, destekler, parlatır. Savaş koşullarında bile askerlerine derli toplu ve temiz giyimi emreden Gazi Mustafa Kemal, hedeflediği çağdaş Türkiye’yi önce kendi sırtında taşıyor; fraklardan golf pantolonlara, silindir şapkalardan saatlere kadar giyim kuşamındaki ayrıntılarla büyük atılımlara imzasını atıyordu. Batı’yı taklit etmiyor, ondan esinleniyor, bu yeni modaya kişisel dokunuşlarını da katarak özgün tarzını yaratıyordu. Derimod’un kurucusu, işadamı Hasan Yelmen ve Prof. Dr. Emre Kongar, Gazi’yle zaman ...

Yaratmanın İcadın ve Keşfin Gizli Tarihi - Bir Atı Kanatlandırma Sanatı
İcatlar ve keşiflerin nasıl ortaya çıktığına dair efsaneler vardır. Şiirler rüyalarda yazılır. Senfoniler bir anda bestelenir. Bilim "Buldum!" nidalarıyla doludur. Sorunlar bir anlık sihirli dokunuşlarla çözülür. Başta bir şey yoktur, sonra bir anda oluşur. Büyük buluşların bizlere dehalar tarafından çeşitli mucizelerle getirilmiş olduğunu düşünmek son derece çekici gelir. Oysa biz hiçbir şey olma halinden "yeni"ye gelen yolu görmeyiz, görmek de istemeyiz. Sanatkârlık puslu bir sihirdir adeta, alınteri dökülmez. Her üstün denklemin, güzel resmin, büyük bir aklın ürünü olan makinenin çaba ve yanlışlıklar, kötü başlangıçlar ve başarısızlıklar sonucu doğduğunu, her bir mucidin bizler kadar kusurlu, küçük ve ölümlü olduğunu düşünmek biz tutkulu romantikleri sıkar.