Algı Operasyonu ve Psikolojik Savaş
SUÇLU OLAN HALK DEĞİL, HALKA GERÇEKLERİ ANLATAMAYAN VE ALGIYI YÖNETEMEYENLERDİR Algı yönetimi, propaganda, enformasyon savaşı, örtülü operasyon ve psikolojik savaş... Bunların hepsi kitlelerin algısını yönetmek üzere kullanılan en güçlü aygıtlardır. Tarih boyunca kitlelerin algılarını yönetenler, bu alanda mükemmeliyeti yakalamak üzere yeni yöntemler keşfetmeye devam ediyorlar. İnsanların özgür iradelerini ellerinden alacak bir saldırı boyutuna dahi ulaşmışlardır artık. İleri propaganda, psikolojik savaş ve enformasyon savaşı teknikleriyle yurttaşın elinden seçme özgürlüğü bile alınabilmektedir. Algı yönetimi meselesi, Türkiye’de bir başka büyük öneme sahiptir. Çünkü 2002’den bu yana Türkiye’yi neredeyse matematiksel zeminde gerçekleştirdiği algı yönetimi teknikleriyle yöneten bir iktidarl...
Küresel Hipnoz
GİZLENEN GERÇEKLER •Virüsü kimler neden üretti? •Corona virüs biyolojik bir silah mıydı? •Corona virüsü Pentagon’a kim neden pazarladı? •ABD, Çin’deki biyolojik silah çalışmalarını nasıl fonladı? •Corona virüsü çözmek için çalışan bilim insanları neden öldürüldü? •Aşıya direnen devlet başkanları nasıl ortadan kaldırıldı? •Aşıyı gerçekten Uğur Şahin ve Özlem Türeci mi buldu? •Biontech’in perde arkasında kimler var? •mRNA aşılarıyla nasıl bir deney yapıldı? •Aşılar virüsten önce mi üretildi? •Corona virüsle nasıl bir vurgun yaptılar? •Dünya Sağlık Örgütü’nü kim yönetiyor? •Çin’deki "bayılma" görüntüleri aslında neydi? •Büyük Sıfırlama’nın gerçek mimarı kimdi? •Dünya Ekonomik Forumu tarikat mı? •Dünya Ekonomik Forumu’nun yetiştirdiği liderler kimler? •ABD Dışişleri Bakanlığı’nın gizl
Atatürk Diriliyor: İlahi Nutuk
"Atatürk dünyanın farkına erken varanlardandır!" – Winston Churchill • Yaratılışın başlatılmış olduğu saklı Mu’yu, dolayısıyla da Spatyum’u (Levh-i Mahfuz) betimleyerek veya betimleterek büyük sırlara vâkıf olması. • Ahaz’ın güneş saatinde oluşturulan Tanrı’nın ve Dünya Kralı Thotma’nın Felsefe kitabında yer alan geometriyi düzenleyerek ülkesine kazandırması. • Atatürk’ün Anka, Heron projesi olarak ileri sürülen ve Levh-i Mahfuz’daki aslına bire bir uyan Ka adlı çizimiyle ilmin bir nokta olduğunu, sonradan büyüyüp anlaşılmaz hale getirildiğini kanıtlaması. • "Yurtta sulh, cihanda sulh!" sloganı. • Devrimleri. • Laiklik fikrini benimseyerek, din ile devlet işlerini birbirinden ayırması. Bu sayılanlar, Atatürk’ün gönderilmiş bir görevli olduğunun kanıtlarından birkaçıdır. Mustafa Kemal Atatü...
Deruni Devlet
Bir meczubun şeytanı tedirgin edecek rüyası devam ediyor... Dabbet-ül Arz nedir? Şekli nasıl olacak? İnsanlık nasıl bir değişime uğrayacak? 16’lar kimdir? Görevleri nedir, nasıl seçilirler? Deruni Devlet nedir? Turk kimdir? Hz. Âdem’den beri Türk Milleti’nin varlığı nasıl devam etmiştir? Türk bayrağı nasıl doğmuştur? Hz. Hızır’ın gerçek adı nedir? Oğuz Kağan Teşkilatı nasıl çalışıyor? Kutsal Halı’nın sırrı. Zeugma’da Da Vinci’nin sırrı. Pandora’nın odasında neler oldu? İstanbul’un manyetik kapıları nasıl açıldı? Ve daha birçok konu Oktan Keleş tarafından açıklanıyor. Türkler tekrar tarih sahnesinde oyun kurucu olarak yer alıyor. Bu büyük müjdenin manasını bu kitapta bulacaksınız. Şeytanı tedirgin eden şifreler ilk kez çözülüyor...
77 -ruhun ve Varoluşun Büyük Yasaları
DÜNYA TEKÂMÜL OKULU RUH VARLIĞI İÇİN BİR TEMEL EĞİTİM GEZEGENİDİR. Varoluşun makro düzeninin izdüşümü Dünya gezegenindeki olağan şekil, kavram ve olgulara yansıdığı zaman, ortaya metaforlar, analojiler çıkar. Beşeri akıl da, böylece, alışkın olduğu formlara bürünen büyük evrensel tekâmül yasalarını çok daha kolay algılar. Evrensel ilke ve yasaların mikro modellerini her an çevremizde, evimizde, sokakta, ofiste, eşyada, varlıkta, kısacası dünyadaki her bir zerrede gözlemleriz. Bu büyük kozmik kanunların aktarılmasında, her anlayış düzeyindeki okuyucuya eşit mesafede durabilmenin, ortak bir bilinç paydasında buluşabilmenin en verimli yolu, hikâyeleştirilmiş, analojik anlatımlardır. Ruhsal gelişim yürüyüşümüz, bu yasaları idrak etmek ve onlara uyum sağlamakla hız kazanır, bizi beklenen büyük ...
Atatürk'ün Kod Adı: Mustafa Şerif
"BİZ BÜYÜK HAYALLER PEŞİNDEN KOŞAN SAHTEKÂRLARDAN DEĞİLİZ..." – M. KEMAL ATATÜRK Atatürk, 1911 yılında, gönüllü arkadaşlarıyla İtalya işgali altındaki Trablusgarp’a sahte kimlik kullanarak girmiş, bu kimlikte de "Gazeteci Mustafa Şerif" ismini kullanmıştır. "Mustafa", İslam Peygamberi Muhammed’in seçilmiş/seçkin anlamına gelen lakabı, "Şerif" ise soyu temiz ve şerefli olan asil kimsedir. Atatürk ile ilgili çıkan haber ve makalelerin özeti mahiyetini taşıyan bu kitap, kendisiyle ilgili önemli olayların gazete sayfalarına nasıl yansıdığını gözler önüne koyacaktır. Dönemin gazetecilerinin yaşanan olaylara bakış açısını ve dolayısıyla Atatürk’ün de basın dünyasına nasıl yaklaştığını görmeniz mümkün olacak, tarihin akışı içinde, kronolojik olarak ve anılarla yüklü bir gezintiye çıkacaksınız...
Adalet
"Özgürlüğün olmadığı eylemler evreninde adalet aranıp bulunamaz." "Yeryüzü Rabb’inin nuruyla aydınlanacak, amel defterleri ortaya konulacak. Peygamberler ve tanıklar getirilecek. Aralarında adaletle hüküm verilecek ve onlar hiçbir haksızlığa uğramayacaklardır. Herkese, yaptığının karşılığı eksiksiz ödenecektir. Allah, onların ne yaptıklarını en iyi bilendir." (Zümer, 69-70) İnsanlığın en muhtaç olduğu değerlerden biri AKIL, diğeri de ADALET’tir. Aklın olmadığı yerde adalet olmaz. Bu sebeple zalimler önce aklı, sonra adaleti yaralayıp zulmederler. Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı delile, şahide, eyleme/amele göre hüküm verilmesi anlamına gelen adalet kavramını, Kuran’ı ve sünneti esas alarak ilahi bir gözlükle inceliyor ve altını çiziyor: "Her nerede bu benim ideolojimdendir, benim partimdendi...
Zihniyet Meselesi
Zihniyet değişmeden, paradigma değişmez. Günümüz insanı yaşanan bütün politik, ekonomik ve tarihsel gelişmelerden hızlı iletişim teknolojileri sayesinde hemen haberdar olabiliyor. Bu büyük bir şans, büyük bir avantaj ancak aynı zamanda bir lanet de... Kitlelerin kafaları çok karışık. Kim hangi bilgiyi nasıl değerlendirecek, neye göre ve ne şekilde hareket edecek? Hareket ettiğinde mi bedel öder, etmediğinde mi? Bu kitap, memleketimizde ve dünyada ekonomik ve sosyal alanlarda yaşanan son gelişmeleri çok yönlü perspektiflerden ele alarak, hem tarihsel gerçekler ışığında hem de gelecekteki ekonomik ve politik öngörüler ekseninde sorgulamaktadır.Çözümlemelerde esas olarak ele alınan konu, tabii ki zihniyetler ve paradigmalardır. Unutmayın ki hiçbir sorun kişiler ve kurumlar üzerinden revize ed...
Türkiye'de Ağır Müziğin Geçmişi
Tam 11 yıl önce Facebook üzerinde başlayıp kısa sürede geniş bir rock sever kitleye ulaşan Türkiye’de Ağır Müziğin Geçmişi (TAMG) 2019 itibariyle Twitter, YouTube, podcast ve web sitesi üzerinde de ses getirmeyi başardı. Türkiye’de rock ve heavy metal müziğin geçmişine belgeler ve anılar eşliğinde analitik fakat samimi bir tanıklık yaptı. İşte şu anda elinizde tuttuğunuz kitabın hikâyesi bu. Kitap, 1981 yılından bugüne, "hafif müzik" kategorisine zıt giden rock, heavy metal ve punk gibi tarzların Türkiye’de nasıl yayıldığına ve geliştiğine odaklanırken kâh hikâyeleri kâh durum değerlendirmeleriyle mevzuyu 2020’lere bağlıyor. Bu yolculuğa müzisyenler, dinleyiciler, fanzinciler, organizatörler, kasetçiler, tişörtçüler, radyocular başta olmak üzere yolu ağır müzikten geçen yüzlerce kişi eşlik...
Biyoloji ve Teknoloji Terörü
GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ İLK ÜRÜN DOMATESTİ, SON ÜRÜN İNSAN OLACAK! İnsan maalesef içinde yaşadığı doğanın sadece bir parçası olduğunu unuttu; teknolojiyi kullanarak önce doğayı, sonra gıdayı bozdu ve sıra artık kendisindeydi! İnsan DNA’sı ve ardından RNA’sı yani insanın fabrika ayarlarına girildi ve bu ayarlarla ciddi şekilde oynanarak ana sistem bozuldu! Üstüne bir de laboratuvarlarda oluşturulan virüsler yoluyla insanlık tehdit altına alındı. Teknolojiyi, insanlığa zarar verebilecek şekilde bu kadar yaygın hale getirmek ve kullandırmak insanlığa karşı gerçekleştirilen bir terörden başka bir şey değildir. Daha hızlı, daha ileri, daha teknolojik, daha fazla sanayi, daha çok para derken kimyasallara, toksinlere, virüslere boğulduk, hem de bunları kendi ellerimizle meydana getirdik. Prof. Dr....
50 Maddede Korku Sineması
50 Maddede Korku Sineması; korkunun sinemada ortaya çıkışı, bir tür olarak konumlanması, türün geçmişten bugüne dek geçirdiği dönüşüm ve güncel tartışmalar üzerine yazılmış oldukça kapsamlı bir kaynak olarak sinema külliyatındaki yerini alıyor. Dr. Uğur Kılınç hem bir akademisyen hem de bir izleyici olarak korku sinemasının çok yönlü yapısını okura sunuyor. Profesyonel bir birikimin ürünü olan bu eser, türe ilgi duyan herkes için arşivlik bir çalışma niteliğinde.
Devrimi Kadınlar Yapar
"Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur." – Gazi Mustafa Kemal Atatürk En çok çocuklara ve kadınlara değer verdi. Ülkesini düşmandan kurtarırken mermiye barutu sıkıştıran da, Mehmetçiğin çarığının söküğünü diken de onlardı... O kadını sevdi, saydı, yüreğine soktu. Yakışıklıydı... Yüreğine sokulanlarla yol aldı. Âşığı çoktu. On ikisinde Müjgân’a da gönlünü verdi, Fikriye’ye de, Latife’ye de. Hiç gizlemedi aşklarını. Şiir oldu, mektup oldu, cephelerden haykırdı. Âşık etti kendini kadınlara. Ama âşık olanlar sadece kadınlar değil, çocuk, genç, yaşlı, tüm dünya insanlarıydı... Aşk böyle bir şeydi... O’nu en çok...
Kim Bu Tapınakçılar?
"MESİH GELDİĞİNDE DİĞER MİLLETLER YA FETHEDİLECEK, YA İMHA EDİLECEK YA DA DİNLERİNDEN DÖNDÜRÜLECEKLERDİR. AMA SONLARI NE OLURSA OLSUN, O TARİHTEN SONRA İSRAİL İÇİN SIKINTI KAYNAĞI OLMAKTAN ÇIKACAKLARDIR." – THE UNİVERSAL JEWİSH ENCYCLOPEDİA Kutsal toprakların ve Hz. Süleyman Tapınağı’nın korunması gibi sözde ulvi amaçlara büyük servetler feda edip Haçlı orduları kurarak önce Selçuklular, ardından Selahattin Eyyubi tarafından bozguna uğratılan Avrupa soyluları, bütün bu çabaların Tapınak Şövalyeleri eliyle boşa çıkarıldığını ve kendi amaçları için kullanıldığını çok erken dönemlerde fark etmişlerdi. Ancak çıkar ilişkileri, Kilise’nin etkisi ve halkın bu tarikata verdiği destek gibi sebepler kesin bir önlem almayı engellemiş, Haçlılar kutsal topraklardaki varlıklarını teker teker kaybetmeye ...
Gizli Miras İstanbul
“Dünya tek bir devlet olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.” – Napoléon Bonaparte Gelenekler bir anda ortaya çıkmaz ve bir anda ortadan kaybolmazlar. Sadece zamanın ruhuna bağlı olarak kabuk değiştirirler. Kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa aktarılanlarla medeniyetler büyür, bugüne ulaşır. Bugüne kadar rehber olarak ziyaret ettiğim tüm mekânlar, benim veya bu satırları okuyan senin gibi insanlar tarafından inşa edildi. Sonrasında ise bu yapılar, onları inşa edenleri dönüştürdü. Derdim, ufak detaylardan bir bağlam yaratarak devasa yapıların manalarını somutlaştırmak ve o yapıların nasıl olup da insanlığın mirası olduğunu aktarmak. Kentin geçmişinde bir yerde, bin yıl yaşamışçasına öyküler anlatan meddahlar gibi, İstanbul’u İstanbul yapanları; bakılmayan dehlizlerden, çıkılmayan kulelerden, beşik...
Uğur Mumcu'dan Sonra Rabıta
"HEPİMİZ İŞE WAMY’DE BAŞLADIK." "Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!" – Nutuk Recep Tayyip Erdoğan, 1970’li yıllarda Suudi Arabistan tarafından finanse edilen Dünya Müslüman Gençlik Teşkilatı’nın (WAMY) üyesiydi. Bu örgütün Suudi Arabistan’daki zirvesine katılarak burada sonraları değişik ülkelerde İslamcı hareketlerin liderliğine soyunacak isimlerle dostluk ilişkisi kurdu. Bu toplantıya çağrılanlar zaten muhtemel lider adaylarıydı. Müslüman Kardeşler üyesi olan ve 1990’lı yıllarda örgütün sözcülüğünü yapan Kemal Helbavi, Erdoğan’la bu zirvede tanışan isimler arasında. Helbavi, burada yalnızca Erdoğan’la değ...
Bakan Hoca
BEŞERİN DİVANINDA ŞAŞMA Kİ HAKK’IN DİVANINDA MAHCUP OLMAYASIN. Devlet sistemi bir bütündür. Devletin her birimi ve bütün bakanlıklar devlet sisteminin parçalarıdırlar. Sistemi oluşturan parçalardan birinin eksik ya da yanlış çalışması bütüne zarar verir. Devletin her parçası uyum içerisinde çalışırsa devlet güçlenebilir. Aksi halde israf, kargaşa ve gecikme kaçınılmazdır. Devleti batışa sürükleyen sadece kötü niyet değildir, şuursuz çaba da aynı sonuca hizmet eder. Mete Gündoğan’ın kaleme aldığı bu bolca göndermeli hiciv roman onlarca yıldır kahramanları değişse de düzeni değişmeyen siyaset sahnesinde cereyan eden güç mücadelesine, politik entrikalara, çıkar çatışmalarına, ekonomik kayıplara, ihanetlere, cehalete, güç zehirlenmesine ve bütün bunların nasıl yaşandığına odaklansa da çare ara...
Atatürk ve Cumhuriyet'e Kuşatma
"Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. Kuşatmayı yaracak, kaldığımız yerden yolumuza devam edeceğiz." – Gazi Mustafa Kemal Atatürk İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Alon Liel, Demo-İslam: Türkiye’nin Yeni Yüzü adlı İbranice kitabında Erdoğan’ı 10 yıl öncesinden keşfettiklerini söylüyor ve sütre gerisinde yetiştiren isimlerden biri sayılıyor, AKP ve Erdoğan’ı konu alan kitabında AKP için, "İslam light" benzetmesi yapıyordu. Liel, "İsrail’de bana Erdoğan nedir diye soruyorlar. Ben de İslam light diyorum. Bu, İslam’ın yeni bir versiyonu. Bu modern İslam’dır, ılımlı İslam’dır. Erdoğan, İslam’ın özel hayattaki yeriyle kamudaki yeri arasına bir duvar çekti!" diyor ve ekliyordu: "Erdoğanizm’i demokratikleştirilmiş Kemalizm olarak görüyorum. Er...
Atatürk'ün Katilleri ve O Doktor
“VİCDAN OLMADAN BİLİM, RUHUN HARABESİDİR.” – FRANÇOIS RABELAIS Bu kitapta Atatürk’ün son hastalığında görev alan tüm doktorlar ve aramızdan ayrılışına kadar olan tüm anlara, belgelere ve anılara kronolojik olarak tanıklık edeceksiniz... Öyle ki o süreçte yurtdışından gelen ve bugüne değin sadece iki satırla anılan “çok özellikli” (!) doktorların geçmişte ve gelecekte nelerle uğraştıklarını ve başlarına neler geldiğini okuyacaksınız. Hele bir doktor var ki Hitler’in gözünü kan bürüdüğü yıllarda (1933-1944) yaptığı ölümcül deneylerle adından söz ettirmiş ve ne tesadüftür ki “ölümlerinden kısa süre önce” sırasıyla Romanya Kraliçesi Marie, Asrın Lideri Atatürk, Yunan Başbakanı Metaksas ve Bulgar Kralı Boris’in teşhis, muayene ve tedavisinde bulunmuştur. Bir hekim düşünün ki kütüphaneden kitap,...
Asil Kan
"ARIANA GRANDE!" Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş gayesinin esası, yakın bir gelecekte tüm milletleri "İnsanlık Rotası’nda" birleştirecek yapıyı kurabilmekti. Çünkü, Anadolu insanı, bu "yüksek bilince" ulaşabilecek genetik ve kozmik aktarımlarla donatılmıştır. Anadolu’nun, zor dönemlerde Seçilmiş Lider, yani Yaradan tarafından seçilmiş ve insiye edilmiş lider çıkarabilme potansiyelinin yüksek oluşu, tesadüfi olayların değil genetiğe ve bilince işlemiş "kültürel kodların" neticesiyle olmuştur. Asil Kan olarak seçilmiş, vazifeli olan kişiler icazete ihtiyaç duymadan kararlar alırlar. Ayrıca onlar, "devlet yönetme" iradesine ilave olarak yeni bir "devlet kurma" iradesine de sahiptirler. İşte bundan dolayıdır ki tüm "inisiyatifi-sorumluluğu" üzerine alan Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün tari...
Lenin'den Atatürk'e Mühürlü Vagon
İki büyük liderin kaderi mühürlenmiş bir vagona sığamadı. Lenin ve Atatürk bugün dünyanın bildiği ve tanıdığı iki büyük lider olarak tarihe geçti. Lenin ve Atatürk’ün Birinci Dünya Savaşı’nda ortak kaderlerinin taşındığı vagon: Mühürlü Vagon. "Mermi böyle patladı. Hem bir ülkenin hem de bir âlemin altı üstüne geldi!" cümlesiyle başlıyor kitap. Lenin, Mustafa Kemal, Mustafa Suphi, Mir Sultangaliyev ve Enver Paşa... Kitabın adı Ekim Devrimi’nin önderi Lenin’i İsviçre’den Rusya’ya taşıyan trenden geliyor. Kitabın gizemi "Mühürlü Vagon" ile başlıyor. Asıl gizem ise yukarıda adı geçen liderlerin bir tabloda toplanmasında ve ortak akıbetlerinde başlıyor. Bu liderlerin ortak gizemlerinin Türk kimliğine sahip olmasında ve küresel oligarşinin bir plan çerçevesinde suikastlarla Türkçü liderleri yok ...
Osmanlıda Bir Yahudi Casus Jozef Nasi
Değİşİm afsızdır, gecİkmenİn bedelİ ağır. "Jozef Nasi, Dona Gracia’nın yakın akrabası ve himaye ettiği genç. Döneminde Avrupa bankacılığının önde gelen isimlerinden olan bu Portekizli Yahudi ailesi her yerde engizisyonun hışmına uğramış Maranoslardan, Avrupa’nın yöneticilerini, hatta Saray çevrelerini çok yakından tanıyorlar ve daha başından beri güvenliklerini Osmanlı başkentinde görmüşler. II. Selim, Jozef Nasi’nin bilgilerinden ve önerilerinden çok istifade etmiştir. Tarihin garip bir tecellisi, Müslümanların büyük hükümdarı ve halifesi tanınmış Yahudi bankeri Ege’deki Naksos Adası’na Dük tayin ediyor. Saray’ın içinde herkes Jozef Nasi’nin dostu değil ama padişah danışmanının arkasında duruyor. Aaron Nommaz’ın bu ilginç romanı hem tarihi bilgilerin iyi kullanımına dayanıyor hem de sürük...
Kutsal Topraklar Üzerine Oynanan Oyunlar
Armagedon toprakları üzerinde gerçekleşen Filistin Seferi’ni hiç kimse göz ardı edemez. Kutsal topraklar, tarih boyunca pek çok savaşa ev sahipliği yapmıştır. Belçika, Avrupa’da "Er Meydanı" olmadan çok önce bile Filistin tüm dünyanın "Er Meydanı" olma rolünü üstlenmişti. Asya ile Afrika’yı birbirine bağlayan bu güzergâhta Mısırlılar ile Asurlular, İsrailoğulları ile Kenan Ülkesi orduları, Yunanlılar ile Romalılar ve Eyyubi kuvvetleriyle Haçlılar arasında çok büyük savaşlar yaşanmıştır. Bu dar alanda savaşan komutanların isimleri en az Hz. İsa kadar önemlidir. Kutsal topraklar üzerinde oynanan oyunları bir İngiliz subayının gözünden ibretle okuyacaksınız bu kez! I. Dünya Savaşı sırasında Almanların Türkleri savaşa dahil etmesinden beri, Türkleri kendi topraklarında yok etme planı yapılmışt...
Atatürk'ün Sırrı Ötüken
"Tengri'nin Türk'e emaneti, ulu yıldızın hediyesi, kutsal şehir Ötüken!" Onlar, "O benim milletimin yıldızıdır parlayacak!" hitabına mazhar olan ulu bir yıldızdan Yüce Gök/Arş’ı düzenlemek için nefeslenmişlerdi. Ulu Yıldız’ın sırrına erip, özüne ulaşanların yani nefeslenenlerin Ötüken öğretisinde aldıkları unvan TÜRK ATA idi. İşte o Ulu Yıldız’ın sırrını bilen son isimlerden biriydi Yüce Atatürk. Bu kitap Atatürk’ün bugüne kadar bilerek gözlerden kaçırılan Ötüken Bilinci ile hareket ederek milletine bıraktığı emanetleri aşikâr etmektedir. Elinizdeki kitapta: • Atatürk ismine ilham olan Türk Ata unvanının Ötüken öğretisindeki sırrını • Atatürk tarafından kullanılan Kamal isminin, Dîvânü Lugâti’t-Türk’te yer alan Türk Burçları ifadesiyle ilişkili deruni anlamını
Tanrı Neden Fikir Değiştirdi?
Bugün, 21. yüzyılın ilk on senesinde, gizemli bir çağda yaşıyoruz. Bağnazlık, gerçeklikdışı batıl inançlar, dogmalar/öğretiler ve Bilimcilik, her biri kendi tuhaf yöntemleriyle hayatlarımıza musallat oluyor. Bilimcilik yandaşları, Ulu Bilim ve Teknoloji'nin (Laboratuvarlar) insan varoluşuyla ve spiritüelliğiyle ilgili tüm sorulara cevap verebileceği yanılgısı içinde. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, Eski Ahit'in ilk kitabının Yaratılış başlıklı ilk dörtlüğünde Tanrı/Elohim diye adlandırılan Mevcûdiyet'in, Quiddity (Ne-lik) ve Haecceity (Bu-luk) durumu hakkındadır. İncil'e ait Tanrı/Elohim, Talmud'a ait Tanrı/Yahve'den farklıdır. Bu kitaptaki Mevcûdiyet (Presence) anlayışı, klasik Teoloji'de bahsedilen Mevcûdiyet anlayışıyla birebir benzeşmez ya da eşanlamlı değildir. Burada kullanıldığı anlam...