Megafondan Gelen Fısıltılar
Trajikomik bir hikaye. İki mutsuz insan. Yeni bir arkadaşlık.Miriam akıl sağlığı bozuk annesi yüzünden zor bir çocukluk yaşamış ve o öldüğünden beri, tam üç yıldır evden çıkmamış. Üstüne üstlük sesini duyan da yok, çünkü fısıltıyla konuşuyor.Ralph on altı yaşında ikiz oğlanların babası ve aslında çok da tanımadığı Sadie’nin kocası.Sadie kendisi hakkında blog yazıp tweet atmaktan hayatını yaşayamayacak kadar ve kocasıyla çocukları dışında ortak noktaları olmadığını fark edemeyecek kadar meşgul.Bir gün Ralph bir dolabı açınca hayatında ilk defa gözlerini açmasına sebep olan bir şeyi keşfediyor ve evden kaçıyor.Evine yakın bir ormanda Miriam’la tanışınca yeni bir serüven başlıyor.Önce işlerinizi bitirin, sonra okumaya başlayın.Rachel Elliott’ın 2016 Baileys Kadın Yazar Ödülleri’ne aday olan b...
Uzun Bir Gece
Hukuk fakültesinden sınıf ve ev arkadaşı iki avukatın hayatlarının yirmi beş yıllık kesiti, aynı yurt odasında kalan iki hemşireyle yaptıkları evlilikler, çocukları ve işlenen ilk cinayetin tamamlayıcısı bir ikinci girişim...Acımasız bir tefeci ve çarpıcı güzelliğe sahip karısı, özel araştırma büroları, yanlı karar alan ve adam kayıran hukuk, kumpaslarla karşılanan karşı kumpaslar, kuralsız cinsellik, kirli para, oya gibi işlenen bir kurgu ve inanılması güç sürprizlerle dolu beklenmedik bir son...Uzun Bir Gece boyunca var olmak için kıvranan ve herkesin tanıyabileceği karakterler: Non sunt terminationes somniorum (Rüyalarda sınır yoktur).
Seni Yine Severdim
Kadınlar; Hiçbir erkeğin cesaret edemeyeceği kadar âşık olurlar… Karşı koymaya çalıştıkça ya da direndikçe daha da büyük bir muhtaçlık duygusuyla sarılıyorum Bora'ya. İşin açıkçası ve dürüstçesi ona muhtacım ben. Varlığına, güler yüzüne, şakalarına, kalbimi yerinden oynatan heyecanına, hatta dengesizliklerine, muzırlığına, güvenilmezliğine bile ihtiyacım var. Hata bile olsa, hayatımın en bana ait olan hatası o… Kendi seçtiğim ve içine bile isteye düştüğüm bir karanlık kuyu. Cehennem bile olsa kendi özgür irademle razı olduğum bir yangın o... Ne mecburiyetten, ne baskıdan ne de mevcut koşullardan dolayı içine çekildiğim bir kader değil Bora'yla ilgili hislerim. O benim seçimim, benim düşüm, benim gerçeğim… Kimseden izin istemediğim, kimsenin onayına ihtiyaç duymadığım özgürlüğüm… O benim ka...
Mafyacılığın Aşkı
Masal masum ve ailesini kaybetmiş bir kız. Aldatılmış, yanılmış. Kimseye güveni olmayan. Poyraz sert, yakışıklı, ailesi olmayan, sadece kız kardeşi olan bir adam. Her şeyi kardeşine bağlamış. Onun için yaşayan biri. Hayata bağlanmak için yeni bir amaç buldu. Peki o amaç ne? Siz de bu iki âşığın hikâyesine ortak olmak ister misiniz? -İnstagram: Seydaadrmz -Mafyacığın Aşkı instagram hesabı: Mafyaciginaski -Wattpad: Seydadrmz
Gitsen De Kokun Kalır
Zaman ve mekan birbirine nasıl girip etraf külliyen bir toz dumana boğulabilirdi? Dünya nasıl tersine döner, yer nasıl altından kayar, gök nasıl insanın üstüne yıkılabilirdi? Şimdi bunları biliyordu. Şimdi, şu anda öğrenmişti. Dünya tepetaklak olmuş, sanki koskoca bir kayanın altında eziliyordu. Beyni ağrıdan çatlıyor, nefes alamıyor, ne yapacağını, nereden başlayacağını bilemiyordu.Kafasında onlarca şey uçuşuyor, hiçbirini sıraya koyamıyordu. Ne kadar sefil ve ne kadar garip karşılanacağını umursamadan sağanak yağmurun altında koşmaya başladı. Bucherie Sokağı’ndaki Shakespeare and Cok uzak değildi ama zaman dardı. Hatta hiç zaman kalmamıştı belki de!Yazar Yeşim Özsınmaz bu ilk romanında, hayatları büyük bir sırrın içinde kesişen iki genç kadının çarpıcı öyküsünü kaleme alıyor. Son satırın...
Kısmet
Yoğun, güçlü ve iddialı bir roman:Kısmet.Rıza, Tobias ve Anuşka.Birbirinin kaderini çizen, kendilerini ve dünyayı değiştirip dönüştüren üç karakterin hikâyesi, 20. yüzyıl başında Paris’te başlıyor. İstanbul, Boston ve St. Petersburg. Her şehir acıyı ve mutluluğu kalbinde taşıyor. Kısmettarihle kurguyu, gerçekle hayali ustalıkla biçimlendiren bir yazarın ilk romanı. Kitap boyunca, birçok tarihsel kişilikle karşılaşacak, tarihi olayları baştan yaşayacaksınız.Kısmet, 1905 Rus Devrimi'nden 1908 Jön Türk Devrimi’ne kadar insanların, şehirlerin, tarihin yolculuğunu iç içe geçmiş şekilde okuyucuya sunuyor. Sevmek bazen de sahip olmamak demektir.- Nazlı Berivan Ak
Yaralı
Artık hatırlanmaya değecek kadar bile kalmadın. Seni unutmak hakkım! Unutkan biri değilimdir ama sen bende hatırlanacak hiçbir şey bırakmadın. Benim unutulmuşum olmak bile güzeldir, bil. Aşk mı? Aramızda kaldı; içimizde değil… Yanlış aşkta doğru aranmaz. Ama yine de oku istiyorum. Cümlelerimde gizlenmiş duygudan ne anladığını benim nasıl yazdığım değil, senin nasıl okuduğun belirler. "Kör müydü gözlerin, nasıl göremedin" diye sordular senden sonra. Kör değildim. Ve hayatımda en çok iki kere parlamıştı gözlerim. Birincisi seni ilk gördüğüm, ikincisi giderken ardından baktığım gün. İlkinde aşkın ışığından, ikincisinde gözyaşlarımdan… O iki anın arasındaysa hep kapalıydı gözlerim. Aşkına inandığımdan. Kör değildim, sadece güvenmiştim! Not: Bugün seni düşünmeden yaşayabilmeyi başardığım ilk gü...
İki Söz
Aşkta özgürce uçabilmesi için sedeften kanatlar taktım ona. Ama o, benim verdiğim kanatlarla benden gitti. Düşünüyorum da… Kanat takmak yerine gitmesin diye bir ağaç gibi kökleriyle bağlasa mıydım kendime? Ama ne fayda… Gitmeyecek olan kanadı olsa da kalır. Gidecek olana zincir vursan da kanatlanır. O şimdi ne mi yapıyor? Benden sakladığı ellerini başkalarına uzatıyor. Benimse ellerim buz tutarken kalbim cayır cayır yanıyor. Peki sonunda ne mi oldu?… Ben onun için zaman kaybı, o benim için aşk ayıbı. Hayat bana neleri öğretti biliyor musun? Sen onu insan yerine koyarken o seni aptal yerine koyuyorsa yapacağın tek şey onu hayatından def etmektir. Eğer bunu yapamamışsan o haklı demektir. Sizi sevmeyenleri ve size değer vermeyenleri geçmişte bırakın. Asla geriye dönüp bakmayın. İnanın gelecek...