
İki Söz
Aşkta özgürce uçabilmesi için sedeften kanatlar taktım ona. Ama o, benim verdiğim kanatlarla benden gitti. Düşünüyorum da… Kanat takmak yerine gitmesin diye bir ağaç gibi kökleriyle bağlasa mıydım kendime? Ama ne fayda… Gitmeyecek olan kanadı olsa da kalır. Gidecek olana zincir vursan da kanatlanır. O şimdi ne mi yapıyor? Benden sakladığı ellerini başkalarına uzatıyor. Benimse ellerim buz tutarken kalbim cayır cayır yanıyor. Peki sonunda ne mi oldu?… Ben onun için zaman kaybı, o benim için aşk ayıbı. Hayat bana neleri öğretti biliyor musun? Sen onu insan yerine koyarken o seni aptal yerine koyuyorsa yapacağın tek şey onu hayatından def etmektir. Eğer bunu yapamamışsan o haklı demektir. Sizi sevmeyenleri ve size değer vermeyenleri geçmişte bırakın. Asla geriye dönüp bakmayın. İnanın gelecek...

Bu Şehirde Kimse Yok Mu?
Eskiden başarılı bir sporcuydu Willy... Şimdilerdeyse köşesine çekilmiş bir temizlik görevlisi... Ölümcül bir hastalıkla mücadele etmekte olan Lübnanlı bir göçmenle tanışır çalıştığı yerde... Günden güne ölüme bir adım daha yaklaşan Wisman’ın her şeye rağmen yaşama sımsıkı ve sevgiyle tutunmayı başarabiliyor olması, etrafındaki herkesi, hayatı ve ölümü yeniden sorgulamaya iter. Willy ve Wisman arasındaki arkadaşlık, insanın anlam arayışına yepyeni bir pencere açacaktır. Azerbaycan’da iki yıl boyunca çok satanlar listesinde yer bulan Bu Şehirde Kimse Yok mu? umuda, hayata ve anlama dair nahif ama güçlü bir hikâye...

Siyah Gözyaşı
Başını kuma gömüp yaklaşan fırtınayı görmezden gelerek yok olmak ya da ayağa kalkıp gerçeğin peşinde ilerleyerek var olmak arasında seçim yapacak olan sensin. Bugünün dünyasında, yaşadıklarının gölgesinde nereye gidiyorsun?İnsanı, dünyayı yok sayarak insanlığı kaosa sürükleyen sistemin yöneticisi Mayer...İnsanlığa bir çıkış yolu yaratmak için kendinden vazgeçen Hermes...Sistemin yaşattıklarıyla bir tetikçiye dönüşen İris...Ailesinin eleştirilerine kulak asmayıp bilgisayar başında kurulu düzeni sarsan liseli Mert...Kadını yok sayan bir toplumda tüm yüreğini ailesine açan Demet...Olanaksız bir aşkın enkazıyla geleceğinden vazgeçen Ayşe...Geçirdiği ölümcül sınavların ardından karanlığa ışık olan Selim...Dünyayı kadınların değiştireceğinin sembolüne dönüşen Zümrüt...Yaradan’ın yarattığını kabu...

Simru
Nereden çıktın yine karşıma? Tamamlayamadığın hangi vicdansızlığın için döndün? Geçmişim olamamıştın, şimdi geleceğimde olmak için mi geldin? Artık benim için sen bir "fark etmez"sin. Fırtınada kaybolmuş bir yelkenli için rüzgârın nereden estiği önemli değildir. Geçti artık o günler… Mezarıma çiçekle gelmen, beni öldürmüş olman gerçeğini değiştirmiyor. Sessiz çığlıkları vardır kırılan kalbimizin ve onları yalnızca Allah duyar. Senin duymadığın ve hiçbir zaman duyamayacaklarından bahsediyorum. Umarım beni anlıyorsundur. Keşke biraz düşünebilseydin. Düşünmediğin için şimdi kalbin acıyor biliyor musun? Beynin düşünemediği her şeyin cezasını kalp çeker. Düşünmek beyni acıtmaz ama düşünmemek kalbi yorar. Şu hayatın bize en büyük darbesi beklediklerimizin hiçbir zaman gelmemesi, gelenlerin ise b...

Yahudi Casus Jozef Nasi
"On altıncı asrın ikinci yarısı ve Muhteşem Süleyman’ın oğlu II. Selim tahtta; imparatorluğumuza sığınan ünlü banker ve tüccar aile Dona Gracia ve yeğeni Jozef Nasi Osmanlı sarayının gözdesi. Avrupa ile bütün bağları ve istihbaratı çok uzun yıllardan beri onlar sağlıyorlardı. Jozef Nasi’yi II. Selim Naksos Adası’nın dükü tayin ediyor. Batı’daki Hıristiyan bir imparatorun yapamayacağı bir tayini Osmanlı padişahı yapıyor. Tayin edilen de bir Yahudi. Bu manzara bile o zamanki dünyayı dehşete düşürmeye yeter ama arkasında da bir akıl var. İmparatorluğun en önemli sadrazamlarının, kaptanıderyalarının yaşadığı bir çağda ünlü bir Yahudi bankerin hayatı ve padişah sarayıyla iç içeliği bu ciltte akıcı bir şekilde tasvir ediliyor." İlber Ortaylı

Adı Bende Saklı
Karanlıkla savaşabilir misin?Korkularını saklına astığın gibi, vicdanının sesini susturabilir misin? Sınırların ne kadar? Ne kadar ileri gidebilirsin? Peki bir Deli’yi sevebilir misin? Aşk için nelerden vazgeçersin? Yüreğin gibi, geleceğini feda edebilir misin?O ederdi, çünkü o... Delinin delisiydi!Geçmişini bir çöp torbasına koyup kaderin derin sırlarına atarken, nereden bilecekti ki tekrar gün yüzüne çıkacağını?...Çocukken âşık olduğu adamın şimdilerde kaçtığı tehlikeli kişi olması ne ironiydi...Birbirine taban tabana zıt; iki deli! Birisinin dediğim dedik, umursamaz, sakar, pasaklı, çocuksu, masum, saf ve ukala bir cadıyken, diğerinin amaçları, hedefleri olan, onurlu, kuralcı, kurnaz bir işadamı olduğuna aldanmayın!... Aslında o gündüzleri işadamı Cem Aydınoğlu kimliğinden, geceleri Del...

Ters Kanatlı Şahin
Türkiye-Ortadoğu-Avrupa coğrafyasında, gerçek olaylar üzerine kurulu bir casusluk romanı... İkinci Dünya Savaşı’nda Yahudiler, Ermeniler, milliyetçiler, komünistler, şeriatçılar ne yaptı? Yanlış bildiğimiz, doğrusuna inanamayacağımız entrikalar, cinayetler... Kimilerini çok yakından tanıdığımız insanlara dair gizli dosyalar... Her köşesinde karışık adamların cirit attığı, adım başı suikast girişiminde bulunulan, savaşın korkutucu soluğunu ensesinde hisseden Türkiye... Diplomat, sığınmacı, aydın, bilimadamı, casus, işadamı ve politikacılarla ustaca dans eden casusluk örgütü: TERS KANATLI ŞAHİN

Kısmet
Yoğun, güçlü ve iddialı bir roman:Kısmet.Rıza, Tobias ve Anuşka.Birbirinin kaderini çizen, kendilerini ve dünyayı değiştirip dönüştüren üç karakterin hikâyesi, 20. yüzyıl başında Paris’te başlıyor. İstanbul, Boston ve St. Petersburg. Her şehir acıyı ve mutluluğu kalbinde taşıyor. Kısmettarihle kurguyu, gerçekle hayali ustalıkla biçimlendiren bir yazarın ilk romanı. Kitap boyunca, birçok tarihsel kişilikle karşılaşacak, tarihi olayları baştan yaşayacaksınız.Kısmet, 1905 Rus Devrimi'nden 1908 Jön Türk Devrimi’ne kadar insanların, şehirlerin, tarihin yolculuğunu iç içe geçmiş şekilde okuyucuya sunuyor. Sevmek bazen de sahip olmamak demektir.- Nazlı Berivan Ak

Bukre (sert Kapak)
Güzellik, bakmayı bilen gözdedir sevgilim. Artık kendime layık olanı seçebiliyorum sayende. Bir insanın gözlerine bakıp, kalbini görebiliyorum her seferinde. Eskisi gibi değilim. Neden mi senden çok daha öndeyim? Herkesin dünyası kendi gördüğü kadardır sevgilim. Sen önüne bakarken, ben uzakları ezberledim. Sen olup bitenlerle ilgilenirken, ben olmayanın izindeydim. Çivi çiviyi sökermiş, yalnızlığı kanatan hüzünlü şarkılar, yalnızlığa iyi gelirmiş. İşte ben bu şekilde hayata karşı direndim. Keşke bana akıl vereceğine, aklımı alacak kadar beni sevseydin. Ben, bir çocukluk edip büyüdüm işte! Sen büyümüşsün ama doğmamışsın bile. Ben, senin doğrundum sevgili. Ötekiler gelip geçerdi. Sen doğru olanı değil, geçerli olanı seçtin. Terk etmek kazanan olmaya yeter zannettin. Bana, bir veba busesi bır...

Ari
Dünü doğru okursan, yarını sen yazarsın...Sadece bir roman değil ARİ...Hepimiz için bir köken arayışından çok, kadim atalarla tanışma ve tarih döngülerini anlama fırsatı. Bu çok bilinmeyenli kurgunun öğeleri; Atatürk’ün kadim tarih merakı, keşfedilen anlamlar, gerçek kişiler, küresel hareketler, farklı zamanlar ve hayali kahramanlarla örülen olaylar dizisinden oluşmakta. Sağlaması ise; ancak ve ancak toplum olarak birliğimizde gizli.Tarih, asla bir sosyal bilim dalı olmadı. Tarihini analitik olarak yorumlayan medeniyetler gelecek yolunda hızla geliştiler. Buna mukabil özlerini unutanlar, Batı’nın kazdığı, yağmaladığı arkeoloji çukurlarına gömüldüler. Batı, kısıtlı tarihi ve bilgileriyle medeniyet yarışındaki bayrağını göğüslerken, gözü nedense defalarca çelme taktığı Türklerde kalmıştır. Ç...

Kıyamet
Aralık 2017.Çok sıcak bir gün.New York, Paris, Londra, Kudüs, İstanbul.Ve Mekke…Her şey normal…Ancak ani bir saldırı. Tüm insanlar şokta. Kimse ne olduğunu anlayamıyor…Bu bir iblis saldırısı! Deccal’ın iblisleri…Havadan, denizden, her yerden saldırıyorlar…Önlerine gelen her şeyi yok ediyorlar. İnsanları parçalıyorlar, işkence ediyorlar.Hatta Yiyorlar!Polisler, askerler, ordular, devlet adamları ne yaparlarsa yapsınlar, durduramıyorlar…Melekler ve cinler, insanlara yardım etmek için buradalar ama onların da yardıma ihtiyacı var.Ve bir adam ile onun yanındaki 12 kişilik Türk bordo bereli takımı…Dünyanın kurtuluşu belki de bu 13 kişinin elinde. Deccal’ı ve ordusunu bir tek onlar durdurabilir…Ama iblisler her yerde… Mekke, Medine, Kudüs ve hatta Boğaziçi Köprüsü iblis işgali altında…Evlerinize...

M4y4
“Peşinde hiç düşünmediğin kadar büyük bir tehlike var. Eğer başarabilirsen sevdiklerini koru ve kurtar. Çünkü ben ilk olarak bunu yapacağım!”Boston’dan gelen gizemli bir paketle Doruk’un sıradan hayatı, bilinmezlerle dolu ölümcül bir maceraya dönüşüyor, ölüm ile yaşam arasındaki fark gittikçe kayboluyor.Güzel bir İzmir sabahından dünyanın dört bir yanına uzanan bu karanlık hikAyede gerçeklik algısının ne kadar kırılgan olabileceğini göreceksiniz.

Derin, Karanlık ve Tehlikeli
"Fırtınalı hava, derin, karanlık bir göl ve cevaplanamayan sorular, gizem ve hayalet hikâyesi hayranlarına en sonuna kadar sayfa çevirtiyor." – TeensReadToo.com "Tüyler ürpertici." – Kirkus Reviews On üç yaşındaki Ally yaz başlangıcında tavan arasında yırtılmış eski bir fotoğraf bulur. Fotoğraftaki iki çocuğu tanır. Biri annesi, diğeri de teyzesi Dulcie’dir ama üçüncü kişi kimdir? Fotoğraf neden yırtılmıştır? Bunu öğrenmek için can atarken karşısına bir fırsat çıkar. Yaz tatilini o fotoğrafın çekildiği kır evinde teyzesi ve küçük kuzeniyle geçirecektir. İşte o ev; mutlu bir yaz tatili yerine ölümün kıyısına götürecektir. Ally ve küçük kuzeni zalim, kindar ve onun yazını mahvetmeye kararlı Sissy ile tanışır. Ayrıca Sissy’nin bir de sırrı vardır. Acaba o eski fotoğrafla bir ilgisi olabilir m...

Aynadan Geçen Kız
Fransa’nın büyük yayımcılarından Gallimard Jeunesse’nin öncülüğünde RTL televizyonu ve Télérama dergisi, genç okurlar için yazmayı hayal eden herkesin katılabileceği büyük bir yarışma organize ettiler. Yayıncı, yazar, gazeteci ve halktan oluşan geniş bir jüri, gönderilen 1362 eser arasından sadece bir tanesini ödüle layık buldu.İşte şu an o kitabı tutuyorsunuz elinizde!“Aynadan Geçen Kız” serisinin ilk kitabı olan Kış Nişanlıları, fantastik edebiyatın gözde yapıtlarından biri...Sembolizme ve mitlere güçlü göndermeleri olan kitap, şifrelerle dolu eşsiz bir okuma serüveni vaat ediyor.Anima’da ailesiyle yaşayan, özellikle büyük amcasıyla sıkça vakit geçiren Ophélie, yetenekli, içekapanık ve tuhaf bir kızdır. Dokunduğu eşyaların geçmişini okuyabiliyor ve aynalardan geçerek seyahat edebiliyordu...

Psikopatın Aşkı
Murat Ateş... O bir psikopat, bir sadist... Ateş kadar tehlikeli, ateşli ve can alıcı... Hayatı siyah üzerine kurulu, karanlık bir çölden ibaret...Nisan Duru... O saflığın en masum tonu... Adı kadar duru bir güzelliğe, meleklere diz çöktürtecek kadar büyüleyici kızıl saçlara sahip, tüm bu girdabın içindeki en kuytu köşe, en belirgin beyaz... O seviyor; hayatı, insanları... Onun bir kalbi var...Ve bir aşk... İntikam üzerine kurulu, kirli bir karanlık... Taşıdığı masum sevgi, kirli karanlığı örtüyor fakat oyun bitti...Her şeyin bittiği nokta aslında kaderin tekrardan yazıldığı defterdi. “Umut” ve “Unut” kelimelerinin arasında gizliydi ikisi de. U“m”ut ve U“n”ut... Hisler doğruydu her daim. Bu aşkta kişiler yanlıştı.

İstanbul’da Kedi
Kedi asil, kedi asi.Yabanda ya da evde vakarını kimseye bırakmayan efendimiz dinozorları yendi ve emekleme çağındaki insanlığın kutsalı, şeytanı, çocuğu, biblosu oldu. Krallardan gayrısına yasaktı bir zaman, şimdi bazı sokaklarda bira içmesi yasak.Gündüz Vassaf, Kedi’nin evrensel tarihine gidiyor; bütün bir dinler, diller tarihini sokak sokak dolaşıp Kedi’yi İstanbul’a getiriyor. Kedi burada hem bir şahsiyet başlı başına hem de bir alegori. Camilerden çıkıp gazlarla boğuluyor.Ondan insanca davranmasını beklediğimize göre, nankör biz miyiz? Kedi’nin şiirsel romanına göre, biraz öyle.