
Celile Ela Gözlü Pars Celile
Osmanlı’nın en güzel kadınlarındandı. Saray ressamı Fausto Zonaro’nun rahleyi tedrisinden geçti. Paris ve Roma’da eğitim gördü. Adını resim sanatına altın harflerle yazdırdı. Padişah hafiyeleriyle, Balkan çetecileriyle, İttihat ve Terakkicilerle boğuştu... Korku nedir hiç bilmedi! Gönlünü kendinden dört yaş küçük olan Yahya Kemal’e kaptırdığında evliydi, iki çocuğu vardı. "Ela gözlü pars" diye şiirler yazdı ünlü şair onun için. Güzel kadın, hayatında ilk kez bulutların üzerinde uçtuğunu düşündü. Aşkı uğruna eşini, evini terk etti! Maalesef, onu taşıyabilecek büyüklükte bir yüreğe sahip değildi şair. Onu yarı yolda bıraktı, sıvışıp kaçtı. Çok üzüldü, kahroldu ama yıkılmadı ela gözlü pars. Aynı çocuk iki kere doğurulabilir mi? Doğurdu Celile! Oğlu Nâzım Hikmet yirmi sekiz yıllık hapis cezası...

Bana İkimizi Anlat
"Yaşanması mümkünken yaşanmayan her aşk gün gelir bizden bunun hesabını sorar." Adamlık, bir kadını bir ömür sevmekten geçer. Kadınlık da kendini bir ömür sevecek adamın değerini bilmektir. Kimin için yaratıldığını bilmiyorsun elbette ama bu hikâyenin başrolü sensin. Aşkı senin, acısı senin. Kimse içinde kopan fırtınaları anlamaz, anlamak zorunda da değil zaten. İnsanlar hep konuşur çünkü hayat senin, tasası onlarındır. Her şeye rağmen bilmediğim bir hikâyenin başrolünü oynuyorum. Sonu nereye gider belli değil, seveceğim kaç şarkı kaldı bilmiyorum. Herkes gibi, her şeyden habersiz yaşıyorum. Ne zaman karşıma çıkarsın, hangi şarkıda ilk dansımızı ederiz hiçbir fikrim yok. Ayrıntılara takılmaya gerek yok belki de... Hikâyeme katıldığın gün sarılır konuşuruz bunları.

Soğuk Kahve
Sıcacık bir kahveden yükselen güzel kokular eşliğinde keyifli bir okuma vaat ediyor Soğuk Kahve. İronik ve mizahi olduğu kadar keskin bir dil. Belki de çoğumuzun gündelik hayatında olan konuları anlatırken sizi ters köşeden bir bakış açısına yatırıp golü ustalıkla atıyor. Hınzır bir zekânın ürünü olan cümleleri sizi gülerken duygulandıracak, çoğu zamansa hayretler içinde bırakacak. Kahraman Tazeoğlu Batman kendi deyimiyle numune bir adam. En azından yazdıkları öyle. Kolay kolay kimseden duyamayacağınız, cesaret isteyen şeyleri açıkyüreklilikle söylüyor okura. Özellikle kadın erkek ilişkilerinin üzerindeki pembe tozu üfleyip altında yatan siyahları ve beyazları soğukkanlılıkla gösteriyor. Ne her erkek bir Romeo, ne de her kadın bir Juliet. Ertürk Akşun Topuklu ayakkabı mı yoksa ben mi? Bir ...

Sabah Uykum
Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir. Ben anlam veremiyorum yani neden bittiğine değil madem bitecekti neden bu kadar hevesli başladık? Ben ikimizdeki bu hevese anlam veremiyorum. Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.

Utanmaz
Çaresiz kalınca herkes her şeyi yapabilir. Gelişmiş bilinçlerin, "hayır" demeyi neredeyse imkânsız hale getiren hormonların esiri olmayacağı yönündeki yaklaşım çoğu zaman tökezler. Çünkü insan doğa ve doğal yönelimleri karşısında çoğu zaman zayıftır. Herkes belli koşullar altında her şeyi yapabilir. Bazen hakikati bulmak için bir günahtan geçmek gerekebilir. Günahtan arınmak istemek ve aynı günahı tekrar etmeme kararlılığında olmak ise insanı kemale erdirecek tek yoldur. Bazen sizi yoldan çıkaran, kaza yapmanıza neden olan iyi niyetinizdir. Asfaltın ortasındaki kaplumbağaya çarpmamak için aracınız takla atsa bile masum bir kaplumbağaya sövmezsiniz. Peki ya siz takla atasınız diye yolun ortasına bilerek bırakılmış bir kaplumbağa için?... O zaman kime kızarsınız sahi? O engeli koyan kişi mid...

Mason Locasında Aşk ve Kılıç
Kadınların kabul edilmediği bir Mason Locası, iki genç, yeni kardeş: ÂZEM ile SEDAT Herkesin gözü onların üzerinde! Yüzlerce yıldır "usulüne uygun" davranarak var olmayı başaran masonlar, aşk’a dair bu krizi atlatabilecekler mi? Dünyaca ünlü müzayede şirketi Bonhams, Büyük Üstat’ın odasında asılı kılıcı 20.000.000 sterlin açılış fiyatıyla müzayedeye koymayı teklif etti! Uzmanlar, "100.000.000 sterlini görürsek şaşırmayız" dedi. Hindistan’ın sembolü Tac Mahal’i inşa ettiren Şah Cihan için 400 yıl önce yapılmış "SİHİRLİ KILIÇ" kimin olacak? İranlı mirasçılarla Türk masonlar arasında gerçekleşecek büyük savaşı kim kazanacak? Cemaleddin Afgani İngiliz ajanı mıydı yoksa Ruslar için mi çalıştı? Müslüman mıydı yoksa Zerdüşti mi? Neden, kimsenin kendisini sevmediğini düşünerek öldü? Bir mason üsta...

Dantenin İstanbul Cehennemi
"Cehennem’in en sıcak yerine kim gidecek? Tabii ki ahlaki kriz esnasında tarafsız kalanlar!" İtalyan kökenli Pisani ailesinin genç oğlu Duran, İlahi Komedya’yı İstanbul dekorunda oynamaya neden karar verdi? Koyu bir Katolik olan Bayan Pisani ile gizemci Bay Pisani, oğullarının İstanbul Cehennemi’ne doğru çıktığı yolculuktan nasıl etkilenecekler? Karanlık İstanbul’un esrarengiz kralı Erdoğan Bey ile Fransız düşünür Michel Foucault ve İspanyol ressam Salvador Dali’yi hangi "hassas çizgi" birleştiriyor? Nasıl bir "büyülü gerçeklik" onun gibi bir adamı İlahi Komedya’ya bağlayabilir? Karargâhı Süleymaniye’de bulunan mistik bir tarikatın üyesi olan yönetmen Cebrail’in, akıllara durgunluk veren planı sonuç verecek mi? Dante’nin büyük aşkı Beatrice’i canlandıran dünyalar güzeli Gizem herkesten ney...

Ateş
Hayat, sizden artakalanların toplamıdır: acıların, aşkların, hayallerin… "İyi bildiğim bir şey var. Eğer yaşamımın bir celladı olacaksa o ben olmalıydım. Birilerinin insafına kalmış bir yaşamı, korkaklara bırakıyordum. Yeni bir yol beni bekliyordu ve ben bu yolculuğa çıkmanın heyecanı içinde çırpınıyordum. Eğer siz de bir gün yolunuzu kaybedecek olursanız, o yolu bir daha aramayın; bırakın o yollarda başkaları yürüsün. Siz kendinize henüz hiç kimsenin yürümediği yeni bir yol bulun, neyle karşılaşacağınızı bilmeseniz de…" ATEŞ, taşradaki kabuğunu kırmak için yola çıkan genç bir erkeğin macerasını anlatıyor. İlk aşkların acemiliklerini ve hayal kırıklıklarını, şimdiye kadar hiç kimsenin denemediği bir samimiyet ve cesaretle anlatıyor. Özgürlüğün keşfine varan sonsuz yolculuğun bütün iniş ve ...

Agafya
1920’de dünya yeniden şekillenmeye başlamıştı. Rusya’da başlayan Ekim Devrimi sonrasında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Anadolu’da Mustafa Kemal’in askerleri amansız bir kurtuluş savaşı vermekteydi. İngiliz yanlısı Beyaz Rus ordusu yetmiş bin askeri, savaş gemileri ve silahlarıyla Mustafa Kemal’e karşı kullanılmak üzere İstanbul’a konuşlandırılmıştı. Bu orduyla birlikte devrimden kaçıp işgal altındaki İstanbul’a sığınan Rus asilzadeleri, gelirken yanlarında sadece acılarını, hayal kırıklıklarını, hırslarını ve korkularını değil, köklü kültürlerini, asaletlerini, sanat zevklerini, incelikli estetiklerini de getirmişlerdi. Böylece İstanbul’un yaralı, yoksul ve gelişmemiş çehresinin rengi de, dokusu da biçim değiştirmeye başlamıştı. Devrimden kaçan Rus soylusu güzel bir kadının, iş...

Dönüş
Kendi yolunda ilerleyebilirler ve kendini yeniden var edebilenler için... Doğanın kendini tekrar ettiğini göremezsiniz. Mevsimlerde yaşadıklarımız tekrar değildir. Çünkü doğa, kendini yenilemeyi esas alır. Şimdiki mevsim, bir önceki mevsimin yenilenerek gelebilmesi için büyük mücadeleler verir. Onun yeniden var olabilmesini sağlayıp ona o muhteşem güzellikleri veren bir önceki mevsimdir. Kadın da doğa ana gibidir. Onun bugününü güzelleştirecek olan için mücadele eder ve sever... Yazık! Hep, bir sonraki mevsim için heyecanlanıp kendini tekrar edenlere çok yazık! Benliklerinin derinliklerindeki sevme arzularının yerini alan kibir, üstünlük, ötekileştirme ve sevgisizlik yüzünden, cinsel yalnızlıkların kuyusuna düşenlerin çırpınışlarını anlatan Dönüş, Türk edebiyatının yalın dilinin önemli örn...

Yaz Uykusu – Kış Güneşi 2 Kitaplık Kutulu Set (Ciltsiz)
Kutu İçeriği: Yaz Uykusu (ciltsiz) Kış Güneşi (ciltsiz) 8 kart 2 ayraç 2 poster

Yaz Uykusu – Kış Güneşi 2 Kitaplık Kutulu Set (Ciltli)
Kutu İçeriği: Yaz Uykusu (ciltli) Kış Güneşi (ciltli) 8 kart 2 ayraç 2 poster

Güzel Şeyler Zaman Alır
Hayat, sevdiği insanı yaralarmış en çok... Sevdiğinin canını yakar, acıtır, kanatırmış... En çok kime güveniyorsa, onda bir yaranın izi kalırmış muhakkak. Unutma ki acı çok kıymetlidir bu yüzden. Ehlileştirir insanı... Uyandırır, büyütür, olgunlaştırır... İster ki hakkını verebilesin aldığın nefesin. İster ki koşsun artık şu ayakların. İster ki tuttuğunu koparsın o ellerin. İster ki insanca sevebilsin o kalbin... Haklısın... Bazen yolunda gitmez hiçbir şey. Bir yanın cehennem, diğer yanın uçurum görünür sana. Adım atmak cesaret, kalmaksa fedakârlık ister. Tam da uyanmak zamanıdır işte şimdi. Aç gözlerini. Hayat senden yanadır çünkü... Acıyla uyarmıştır seni, kendine koş, ulaş diye. Senden, yeni bir sen yaratmanın vaktid

Ava - Hava
Nereden geldİğİnİ, nereye gİttİğİnİ bİlmeyen İnsanların arasında kİm olduğunun hİçbİr önemİ yok. Kapıların önünde ya da ardında, kİmsenİn senİ tanımadığı bİr zamanda İstedİğİn kİşİ olabİlİrsİn. İnandırıcı gelmez ama bu. Sen, kendİne İnanmak İçİn bİr neden ararken özel bİr anı beklersİn. Her şeyİn yerlİ yerİne tam zamanında oturduğu o mükemmel anı... Bu tek an uğruna sonsuza dek yürüyebİlİrsİn yolunda. Oysakİ İnanmak seçmektİr. Çünkü son kapının anahtarı o seçİmİn teklİğİne olan İnançta gİzlİdİr. "İnsanoğlu, insan olmadan önce havadan, sudan ve topraktan yapılma üç kapıdan geçmelidir. Bu eşiklerden geçebilen insan ilk ve son gerçek sınavı olan Altın Kapı’nın önüne gelecektir. Ve bu kapıdan sadece inancı bölünemeyenler geçecektir." A.

Roza
Hayat gailesinin Şanlıurfa’dan Hatay’a göç ettirdiği bir aile...Yanlarında götürdükleri birkaç parça eşyadan başka ihmal etmedikleri elbette ki ölüm töreleri...Ailenin büyük kızının aşiretinin onaylamadığı bir adama âşık olup onunla uzaklara kaçarak bir yuva kuruşu ve...Ölüm fermanını kendi elleriyle imzalayışı...Kurduğumuz ya da bize dayatılan o minicik varoluşumuzu korumak adına ülkemizin de dünyanın da gerçekleriyle yüzleşmekten kaçınıyor, burnumuzun dibinde gerçekleşen facialarla bile kendimizin yara alıp almadığı ölçeğinde ilgileniyor, eğer ortada ders alınması gereken bir durum varsa başkalarının alması gerektiğine inanıyor, kaçıyor, korkuyor, saklanıyoruz... Hamit İzol bu yüreksiz zümreye dahil değil elbette. O, ağzı kapatılan, üzerine kilit vurulan, aşağılanan, şiddete maruz kalan,...

Düzülmüş Çeyiz
Hikâyeden HikâyeAdam çok yalnızdı cenazesi kaldırılacağı zaman nasıl bilirdiniz diye sordular cevap vereni olmadıdört kollunun altında sıra oluşmadıdört kişi bile oluşamadı, kaldırılamadı.İktidarsız bir cenazeydisonracığıma, önce ben bir şaka patlattım sonra bir de o patlattıortalık yıkıldıölenle ölünmedi, yalnızlık sadelik oldu, çarpanı kalmadı...Bu kitapla "Düzülmüş Çeyiz"lerin bahtı, bir anda değişmiş olacak!..

Kahraman Tazeoğlu Bütün Şiirleri
Kahraman Tazeoğlu’nun şiirlerinin yer aldığı Seni İçimden Terk Ediyorum, Beni Susarken Bölme ve Ölü Bir Kentin Morg Alfabesi adlı üç kitabı Kahraman Tazeoğlu Bütün Şiirleri adlı tek kitapta toplanmıştır. Ayrıca yazarın roman, hikâye ve deneme türünde üretmiş olduğu eserlerin içinde yer alan irili ufaklı tüm şiirler, "Ordan Burdan" başlığı altında, titiz bir çalışmayla bu kitaba aktarılmıştır. Yukarıda sözü geçen üç şiir kitabı 2015 yılı itibariyle artık yayımlanmayacaktır. Kahraman Tazeoğlu Bütün Şiirleri, siz değerli okurlara arşiv niteliğinde, kalın kapaklı ve ciltli olarak sunulmuştur. Destek Yayınları

Aşk O Kadar Aşk
Her şey böyleyken, hâlâ aramızda sevgi varken bitirmeliydik. Belki o zaman taze ve yıpranmamış olarak; sandık içlerinde, kitap aralarında saklayabilirdik aşkı... Zaten hep iki yüzü yok muydu gerçeğin? İnsanlar koydukları kurallarla benliklerini sınırlarken, anahtarı zaten kendilerinde olan hapishaneden kaçarak işlemiyorlar mıydı en büyük suçları? İçine konulan acının dozundaydı sır. Beynin bir oyunuydu ama yine de insana ait en özel duyguydu aşk... Kazanmalıydı… *** Zaten ne kadar hüzün ve imkânsızlık varsa, "Aşk O Kadar Aşk" değil miydi?