Nox Yayınları
Paranoyak - Don't Let Her Stay
EVİMDE BENİ ÖLDÜRMEK İSTEYEN BİRİ VAR AMA GERÇEĞİ BENDEN BAŞKASI GÖRMÜYOR! Joanne ne kadar şanslı olduğunun farkındaydı. Harika bir evi, sevgi dolu bir kocası ve muhteşem bir kızı vardı. Hayat daha iyi olamazdı. Ta ki eşinin yirmi yaşındaki kızı ortaya çıkana kadar. Chloe, iki yıl önce evlendiklerinden beri babasıyla tek kelime konuşmamasına rağmen şimdi nedense barışmak istediğine karar vermişti. Hatta bebeğin bakımına yardımcı olmak için birkaç haftalığına onlara taşınmayı düşünüyordu. Teoride harika bir plan gibi görünse de Joanne’in kusursuz hayatında bomba etkisi yaratmıştı. Çünkü babası ortalarda olmadığında Chloe gerçek bir canavardı. Acaba onu eve almakla geri dönülmez bir hata mı yapmışlardı?
Destek Yayınları
Birkaç Küçük Sır
Birkaç Küçük Sır: Dayanıklılığın İnşası İyi bir hayat kurabilmek için önce esaslıca bir yaşamak gerekiyor. Dene-yanıl, düş-kalk, yaşamın kullanma kılavuzunu öğren, e bir de kendini tanı… Geçti en az 40 yıl! Oysa yaşayarak öğrenmenin gizli bir alternatifi var; başkalarının gerçek deneyimleri! Ama işte insanlar ne kadar başarılı olduklarını anlatmaya bayılsalar da bunun nasıl olduğuna - ya da olamadığına- pek de değinmezler. Bu kitap, “Oldu tamam da… Nasıl oldu bu?!” diye soruyor. ‘Birkaç Küçük Sır: Dayanıklılığın İnşası'nda, gazeteci Işıl Cinmen, kendisine ilham veren 35 kişinin zihinlerine giriyor. Bu kişiler, yaşamları ve duruşlarıyla ses getirmiş, zorluklardan daha dayanıklı çıkmayı başarmış, tüm engellere rağmen kendi potansiyellerini gerçekleştirebilmiş donanımlı beyinler. Cinmen, ...
Kara Karga Yayınları
Stillwater 2 – Hep Sadık
Stillwater kaosa gömülüyor! Yargıç iş göremez haldeyken Ted ve milisleri kasabaya akın edip iktidarı ele geçirir. Fakat kimsenin ölemediği bu küçük kasabada, daha ileriye gitmeye hazır başkaları da vardır... Ödüllü CHIP ZDARSKY ve RAMÓN K. PEREZ ekibi, sizi Eisner adayı bu hit serinin ikinci cildine davet ediyor.
Nox Yayınları
Altın Kanatlar
TANRILARIN KÜTÜPHANESİNİN GİZLİ KAPILARI AÇILIYOR Bir telefonla hayatım sonsuza dek değişti. Kütüphanedeki işim ve en yakın arkadaşımla yaşadığımız ev benim sığınağımdı. Ta ki çılgın geçen bir gecenin ardından telefonum çalana ve hattın diğer ucundaki adam, “Kitaplardan biri kayıp,” diyene kadar. Her şeyimi kaybetmek üzereydim ve bunu göze alamazdım. Hemen Dragerfield Kütüphanesi’ne koşup o kitabı bulmak zorundaydım. “Sabahı beklemeliydin, insan.” Sürekli fantastik kitaplar okuyan bir kadının hayal gücü sınır tanımaz sanırdınız. Ama hiçbir şey beni çalıştığım yerin fae âlemine açılan bir geçit oluşuna ve karşımda bir Ejderha Tanrı bulmaya hazırlayamazdı. Drager, benim yeni gardiyanım. Kaybolan kitap artık dertlerimin en küçüğüydü. Bilmediğim bir diyara sürüklenmek üzereydim. Üstelik bu yol...
Destek Yayınları
Kerpiç Reçeli
REÇEL TADINDA BİR DRAM GÜZELLEMESİ… “Karşımda duran küçümseyerek baktığım bu kerpiç ev benimdi. Ona yanaşan sevgiye muhtaç incir ağacı da. Sahip olduğumuz, elimizde kalan tüm varlığımızla satın almıştık hepsini. Sanki bu minik bahçe büyük bir kazandı. Kaynatıyordum şeker tadında avuntularımla tüm dertlerimi. Bir yandan kavanozlara hapsetmiş, karakışa saklıyordum. En çaresiz günlerimde yiyecektim kerpiç reçelini.” Nagehan Kruç Şeremet, özgünlüğü ilk romanın çok ötesinde olan bu eserinde, okuru etkili üslubuyla Üsküp’ten İstanbul’a uzanan bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Kerpiç Reçeli, geçmiş- şimdi-gelecek üçgeninde reçel kavanozlarından ortak hafızamızın derinliklerine süzülen gerçek bir hayat hikâyesi. “Dosyayı tamamladığımda artık bilgisayarımın kapağını her açtığımda selamlaştığım sırad...
Destek Yayınları
Beni Neden Sevmedin Anne?
ANNESİ TARAFINDAN SEVİLMEYEN KIZ ÇOCUKLARI BÜYÜYÜNCE YANLIŞ ADAMLARI SEVER Hadi Zarife, bu senin her şeyi değiştirebileceğin son şansın. Anla artık, sevgi zayıflık değil, bilakis insanı her kötülükten koruyan bir zırhtır. Sen kızının bu zırhını çaldın ondan, onu savunmasız, çırılçıplak bıraktın bu savaş alanında. Şimdi git ve teslim et ona doğuştan her çocuğun hakkı olanı. Yanında ol onun Zarife, yargılamadan, hırpalamadan... Karşılıksız sevginin ne olduğunu öğret ona, anne elinin şifasını göster. İlk defa yatır kızını dizine, okşa saçlarını. Ağlasın dizinde kızın, akıtsın içindeki irini, kiri, pası. Bu zamana kadar yapamadığın şeyi yap; okşa kolundaki süt lekesini, öp onu. "Benim güzel kızım..." de. "Geçti..." de. "Seninle gurur duyuyorum..." de. Hadi Zarife...
Destek Yayınları
Zaman Geçer Sesler Kalır
HAYATINÜSTESİNDEN GELMEKTENBAŞKAYAPACAKBİR ŞEYYOKTU "Yarınlara aşk fısıltılarıyla güzel sesler kalsın..." Belgin Bıyıkoğlu Zaman Geçer Sesler Kalır romanında 2022 yılı Yunus Nadi Roman Ödülü’nü alan Dünya Döner Renkler Kalır’ın gölge kahramanı Sabite Hanım’ı ve yaşadığı dönemi sadece anlatmakla kalmıyor, bizi alıp o dönemin içine götürüyor. Sabite, Zehra, Fedora... Üçü de birbirinden farklı, üçü de güçlü kadınlar... Cumhuriyet’in ilanından bir süre sonra sonlanan roman; savaş, kıtlık, salgın, işgal günlerini anlatırken, bir yandan da sevginin, aşkın, dostluğun, dayanışmanın, toprağa bağlılığın, mücadele etmenin güzelliğini göstererek "Umut hep var..." diye fısıldıyor. "Mırıltısına önce bir s
Destek Yayınları
Dünya Evi
“Henüz bedel ödemediyseniz gerçek özgürlüğü tatmamışsınızdır.” “Ben bu dünyaya hikâyemi korkusuzca yazmak için geldim. Rüzgârda savrulan bir yaprak gibi yönsüz, beklentileri reddeden bir kadın olmak istiyorum.” Sıra dışı bir yaşamı kurtuluşu olarak gören Yasemin, hiç beklemediği bir anda Mustafa adında gizemli bir adamla tanışır. İkili evlenir fakat oldukça esnek sınırları olan genel kabule aykırı bir evliliktir bu. Birbirlerini severler ama başka bir sevgidir o. M.Caner Alper’in kaleme aldığı Dünya Evi, İstanbul’da geleneksel ile yaşamının içinden kaçıp Los Angeles’ta bambaşka bir dünyanın kurallarıyla tanışan Mustafa ve Yasemin’in cinsel yaşamları, kopamayan bağları ve sırlarıyla dolu hem şaşırtıcı hem de çalkantılı hayatlarını sürükleyici bir dille anlatırken okuyucuya şu soruyu soruyor...
Destek Yayınları
Masallar Anlatıldıkça Gerçek Olur
Bazı büyük sırlar, ancak iyi bir masalın içindeyken açığa çıkabilir. Masalın içinde geçmiş ya da gelecek yoktur. Sen babanın beşiğini tıngır mıngır sallarken geçmiş ve gelecek aynı An’da şekillenir. Kendisi de bir masal olan İstanbul’da An’lar içinde gerçekleşen bu masal, saf hakikattir.Ortaçağda alevlenen bir aşk hikâyesi kutsal emanetlerin peşindeki şövalyelerin dünyasına sızarsa neler olur? Bir aşk, geleceğin ve geçmişin kaderine tesir edebilir mi? Aynı aşk her çağda yeniden doğabilir mi?Bu Masal’ı okurken büyülü İstanbul’un uzak ve yakın geçmişinde saklanan sırlarını öğrenecek, üstelik tarihin bize anlatıldığından çok farklı olduğunu da anlayacaksın. Öğrendiklerinden sonra artık hiçbir şey senin için de eskisi gibi olmayacak. Çünkü bundan böyle kendi masalını yazabiliyor olacaksın.
Destek Yayınları
Son Yüzleşme
"Yüzleşmek, acının çemberinden tüm ihtişamınla geçebilmektir." Akıl hastanesinde bir oda... Her yer gri, her yerde taştan duvarlar... Burada kalmak sonun başlangıcı mı? Yoksa başlangıcın tam da kendisi mi? Başarılı bir yazar olan İpek’i akıl hastanesine taşıyan, yüzleşmeyi reddettiği acılar, kaybedişler ve ertelediği affedişlerdi. En üzücü deneyiminin aslında mucizesinin yolu olduğu gerçeğiyle yaşadığı yüzleşme, Ege’nin küçük bir kasabasındaki yaşlı balıkçı, bir türlü gidemediği tepedeki ev ve diğerleri, İpek’in paramparça olmuş kalbine ve kendine olan küskünlüğüne şifa olabilecek mi? SON YÜZLEŞME sizi derinden etkilerken farklı yaşamların kıyılarına sürükleyecek. Sırlarla dolu satır aralarını heyecanla takip edecek ve sonunda yüzleşmeyi ertelediğiniz ne varsa karşılaşmak isteyeceksiniz.
Destek Yayınları
B.aşk.a
Gönül hep saf ve hazırdır. Marifet, aklı gönül yolundan çekebilmekte. * Psikanaliz dalında duayen kabul edilen Neha Noyan, yıllar önce bir adamla yaptığı yazışmaları, kendisine hayran ve röportaj yapmak için can atan genç psikolog Altay’ın analiz etmesini ister. Bilim, edebiyat ve felsefe âşığı aynı ruh hizasında iki kişinin satranç tadındaki yazışmaları, Altay’ı dostluk, aşk, insani zayıflıklar, ilahi üstünlükler üzerinden kendiyle ilgili büyük çözümlemeler yapmaya teşvik eder. Tüm bu yazışmaların sonunda ise Altay’ı hiç ummadığı büyük bir sürpriz beklemektedir. Kanada’da bir, Türkiye’de ise yayımlanmış üç romanı bulunan Deniz Başıbüyük, bu kitapta aşkı anlatıyor, fakat en sıradan şekilde akıllara gelen iki kişi arasındaki aşkı bir basamak olarak kullanıp ilahi birliğe varan b.aşk.a türlü...
Destek Yayınları
Rüzgar İle Karahindiba
"O gun hiç ama hiç rüzgar esmedi koca gezegende... Sırf cılız bir karahindiba üşümesin diye..." Karanlıktan korkan kırgın bir rüzgâr ile dünyanın en yüksek dağından göğe uçma hayalleri kuran cılız bir karahindiba... Birbirlerine yol arkadaşlığı etmeye karar verdikleri gün, önlerinde uzanan uzun yolun onlara ne vereceğinden ya da onlardan ne alacağından habersizdiler. İkisinin bu hayal dolu macerasını okuyan her ruhun içinde, hem bir rüzgârın umudu hem de bir karahindibanın masumiyeti uyanışa geçecek... Derin bir içsel yolculuğa sürükleneceğin bu romanda aşkın en masum haline tanık olacaksın. Sen de kendi Güneşi Batmayan Ülke’ni aramaya hazır mısın? O halde gönlünü al da gel. Müthiş bir yolculuk başlıyor... Çocuk parklarına güneş doğana kadar... Türkİye’nİn İlk İnteraktİf İçsel Yolculuk Rom...
Destek Yayınları
Kendine Yabancılaşan İnsan
Herkes kendi yarattığı hapishanenin anahtarı elinde yaşar. Kalabalıkların içinde yalnız, kendi hayatına yabancı, olan biten her şeyden huzursuz bir insan için zamanla her şeyi unutmaya başlamak, belki de bir lütuftu aslında... Gittikçe hafızasını kaybeden yaşlı bir adamla, aralarındaki derin yalnızlığı aşk sanan genç bir kızın içine düştüğü bir yolculuk, toplumun dayattığı düşünce ve inanç biçimleri yüzünden kocaman bir yalnızlığa ve yabancılaşmaya dönüşür giderek. Bir Narsisin Gölgesinde On İki Ay adlı çok satan kitabın yazarı Dr. Fikret Yıldırım, bu kez yaşadığı aileye, topluma ve kültüre yabancılaşan yeni asrın insanını alıyor romanının merkezine. "İnsanın bir özü var mıdır?" sorusunun yerini, "İnsanın bir özü var mıydı?" sorusu alıyor artık...
Destek Yayınları
Gitmeli Miyim Kalmalı Mıyım?
Kusur bulanların yanında huzur bulamazsınız... Dört bir yanımız, dünyanın kendi etrafında döndüğüne inanan narsislerle çevrili... İşin garibi, bir narsise âşık olmak fazlasıyla kolay... Çünkü onlar üstün zekâları, manipülasyon kabiliyetleri ve karizmalarıyla yeryüzünün en çekici âşıkları... Ne yazık ki sevmek yerine, seviyor gibi yapabilme ustalıkları yadsınamayacak kadar güçlü... Hakan Mengüç’ün kaleme aldığı Gitmeli miyim Kalmalı mıyım adlı bu kitap romancılığın ezberlerini bozarak yepyeni bir okuma disiplini vaat etmesinin yanı sıra, narsisizmin gölgesinde yaşanan huzursuz ve mutsuz ilişkilerin psikolojik dehlizlerine inerek günümüz ilişkilerine ayna tutuyor. Bu kitapta bir narsisin yarattığı alevlerle dolu sahte cennetten nasıl kaçabileceğinizin ve giderek yok edilmekte olan özgüvenini...
Destek Yayınları
Kibirli Palmiye
Herkes biraz kötüdür. Şeytan hepimizin içinde. Asıl maharet varlığını kabul edip onu dizginleyebilmekte… Bir mezarlıkta yolları kesişen üç kişi… Annesine verdiği helalliği geri almak için yollara düşen Ahu, geçmişin atanamayan öğretmeni, şimdinin korsan taksicisi Osman ve amcasından kaçan on iki yaşında bir kız çocuğu: Küçük bir şeytan… Çıktıkları tuhaf yolculukta ilişkileri ilmek ilmek örülürken gölgeli geçmişlerinin düğümleri de teker teker çözülmeye başlar. Şimdi kafalarında tek bir soru vardır. Üzerlerine iki beden büyük gelen bu karanlık macerayı aslında hangisi başlatmıştır? Aybike Ertürk, hayatımızı sinsice zehirleyen aile ilişkilerine dokunurken, kaybedenlerin, kaybettikçe zalimleşenlerin, sığınacak bir yer bulamayıp yollara düşenlerin, kaçanların; en
Destek Yayınları
Beyaz Atlı Prens Cem Sultan
Cem Sultan bir efsane, yalnız ülkesinde değil, Avrupa’da da... Biz Cem diyoruz, onlar Zizim. Güzel, yakışıklı, akıllı, çalışkan, savaşçı, bir bilim ve sanat âşığı... Sarıya çalan kızıl saçları, mavi gözleri, uzun boyu ile dillere destan olmuş bir şehzade... Aynı zamanda büyük bir şair ve sultanlar sultanı Fatih Sultan Mehmet’in oğlu. Halkın ısrarla söylediği şekliyle bir sultan olduğu düşünülebilir ama onun sultanlığı yalnızca 17 gün sürmüş. Ya ömrü! Acılar içinde yoğrulan bir delikanlı, Batı’nın elinde, özellikle de Tapınak/Malta Şövalyeleri ve Papalık’ın –aralarında Borgia’lar da var– elinde oyuncak olmuş bir Osmanlı prensi. Yalnızlığı o boyutlara ulaşmış ki düşmanlarını sevmiş, onlardan ayrılırken ağlamış. Taht oyunları olmasaydı çok mutlu bir insan olabilirdi, seven ve sevilen... O Avr...
Destek Yayınları
Akdeniz
Balkanların usta kalemi Panaït Istrati’den yoksulluğa, aidiyetsizliğe, arkadaşlığa, çekip gitme özlemine, kayboluşa, geleceğe ve umuda dair nahif ama sarsıcı ve şiirsel bir roman... Akdeniz... Genç ve yoksul bir adam olan Adrien’ın bıkıp usandığı sefil hayatını terk ederek, refah içinde yeni bir hayat yaşama arzusuyla bir gemiye binip Akdeniz’e açılmasıyla başlar her şey. Romanya’da İbrail adlı bir liman kentinde annesiyle yaşayan Adrien Zograffi, bilinmezliklerle dolu bir yolculuğun bütün risklerini göze alarak Köstence’den İstanbul’a da uğrayarak İskenderiye’ye doğru hareket eder. Yolculuk sırasında Musa adında bir adamla tanışır ve kendini bu kez bambaşka bir yolculuğun ve tecrübeler silsilesinin içinde bulur.
Roji 2
Hayat sakin bir şekilde devam ediyor. Bir dakika, sakin mi? Çok da emin olmayın! Gölge arayışında olan Yuzu, Karin ve Azusa, gizemli bir galeri keşfederler. İçeride onları garip bir gravür beklemektedir... Acaba bu gravür, son zamanlarda şehirde meydana gelen ve hiçbir açıklaması olmayan olaylarla bağlantılı mı? Kesin olan bir şey var ki genç dedektiflerimiz için sürprizler da ha yeni başlıyor! MİYAZAKİ’NİN UZUN METRAJ FİLMLERİNİN ŞİİRSELLİĞİYLE ALİCE HARİKALAR DİYARINDA’NIN ÇILGINLIĞININ BİR ARAYA GELDİĞİ ROJİ’Yİ KAÇIRMAYIN!
Roji-1
Yuzu ve Karin, farklı karakterlere sahip iki kız kardeş. Biri delidolu, diğeri ise oldukça ciddi. Yaşamları oldukça renkli; bir taraftan mahalle kavgaları, diğer taraftan tuhaf fikirleri… Terk edilmiş yavru kedilere yeni bir yuva bulmak, sadece geceleri açık olan bir kitabevinin gizemini keşfetmek veya apartmanın çatısına havuz yapmak gibi... Onlar için imkânsız diye bir şey yok! Mahallenin en huysuz kedisi Zanzibar’ın eşliğinde efsanelerin peşine düşerler ancak aradıkları şey çok yakınlarındadır... MİYAZAKİ’NİN UZUN METRAJ FİLMLERİNİN ŞİİRSELLİĞİYLE ALICE HARİKALAR DİYARINDA’NIN ÇILGINLIĞININ BİR ARAYA GELDİĞİ ROJİ’Yİ KAÇIRMAYIN!
Destek Yayınları
Sen Hâlâ Annenin Kızısın
Dağları delecek güce sahip olsak da hâlâ içimizde annesinin dizine yatmaya ihtiyaç duyan, saçının taranmasını bekleyen o kız çocuğu var. Her şeyin güzel olacağı güneşli günleri sabırla beklemek yok bende. Ben değişime, dönüşüme, yıkıp yeniden inşa etmeye, temize çekmeye, baştan yazmaya, emek vermeye ve hayallere inanıyorum.
Destek Yayınları
Black Beauty
A horse’s lIfe,told wIthhonesty, courage, and an unbreakablespIrIt. From the gentle fields of his youth to the busy streets of Victorian England, Black Beauty’s journey is marked by kindness, cruelty, friendship, and loss. Through his eyes, we witness the best and worst of humanity—and the deep bonds that can form between people and animals when compassion guides the way. First published in 1877, Anna Sewell’s only novel is more than a story—it is a plea for mercy and understanding. By giving a voice to the voiceless, Black Beauty has touched millions of hearts and inspired generations to treat all living creatures with respect.
Kara Karga Yayınları
Yara
BİZİ EN ÇOK SEVDİKLERİMİZ Mİ YARALAR, YOKSA HİÇ SEVİLMEMİŞ OLMAMIZ MI? Yara, “Ben nereye aitim?” sorusunun peşinden giden ve yüzleşmekten korkmayan bir kadının kendi içine dönüşü. Sevmenin ve sevilmenin ne anlama geldiğini bilmeden büyüyen, en sonunda ise kendine anne olmayı öğrenen bir ruhun hikâyesi. İpek, sevilmek için uğraşıyor hep. Anlaşılmak için susuyor, kabul görmek için kendinden ödün veriyor. Ama ne yaparsa yapsın, çocukken içine işleyen o eksiklik hissi bir türlü geçmiyor. Bir terapi odasında, yıllardır yutulmuş cümleler birer birer dökülüyor ortaya. İstenmeden doğan bir çocuk olmanın yüküyle, sevgiye muhtaç büyüyen bir kadın olarak hayatta kalmaya çalışıyor İpek. Bir babanın sessiz şiddeti, bir annenin kırılganlığı, bir kocanın yokluğu, bir kedinin yalnızlığı... Her şey, her il...
Kara Karga Yayınları
İllet
“Umutsuzca bakındı Esma çocuklara. Pazar günlerinin kâbusu başlıyordu yine, küçük tüpü kontrol etti, doluydu. Adına ‘piknik’ denilen kabir azabı başlıyordu yine. Birkaç dakika sonra korna çalmaya başladı.” “Bedir 25 yaşında ince uzun, kaslı bir çocuktu. Öyle filmlerdeki aktörlerin kasları gibi değil, daha doğal daha erkesi... Bazen hayaller kuruyordu. Marmaris’te köylüsü bir çocuk vardı. ‘Lan ne sürünüyorsun o İstanbul denen çöplükte? Burada ekmek var, turist kızlar var, insan gibi hayat var, deniz var, iş var... Atla gel.’ Kafasına yatmıştı aslında. İstanbul kahpesinin, her geçen gün bir parçasını koparttığını hissediyordu.” Türkçe yeraltı edebiyatının en güçlü ve gizemli isimlerinden Angutyus, şimdiden türün klasikleri arasına gireceğine kesin gözüyle baktığımız bu romanında bağımsız bir...



