
Sıradışı Bilgiler & Hikayeler
• Sizce ortalama bir kurşunkalem kaç kilometre yol çizer? • Solakların, sağ ellerini kullananlardan 9 yıl daha az yaşadıklarını biliyor muydunuz? • Kemikleri çok ince olduğu için yürüyemeyen hayvan hangisi? • 1737’de naaşı nakledilen Galilei’nin, taşıma sırasında düşen parmakları, dişi ve omuru, dâhiden bir hatıra saklamak isteyenler tarafından çalınmıştır desek inanır mısınız? • Kaju olarak bilinen çerezin aslında kaju meyvesinin sapı olduğunu biliyor muydunuz? • Charles Darwin’in tekerlekli ilk ofis sandalyesinin mucidi olduğunu söylesek ne dersiniz? • Büyük filozof Schopenhauer’in hayatı boyunca hep aynı gazeteyi okuduğunu duymuş muydunuz? • Hangi bilim insanının hâlâ radyoaktif haldeki çalışma defteri saklı tutuluyor dersiniz? • Yeşilçam’ın ilk transseksüel oyuncusunu tanıyor musunuz? ...

Rağmen 2: Baba
Yangında çocuğunu kaybeden bir baba, ne yapsa bir türlü görünmeyen kız çocuğu, eşini "yabancılar"la aldatan bir adam, üç oda bir salonda kendine yer edinemeyen çocuklar, ölen babalar, kalan kızlar, babasını çok seven kızlar, babasından nefret eden kızlar, babasından kaçıp sevgilisinde onu bulan kadınlar, bir gün mutlu olmayı bekleyen aileler ve mutsuz babalar… Sadece kadın yazar ve çizerlerden oluşan Rağmen, ikinci sayısında öykülerle, şiirlerle, inceleme yazılarıyla ve şarkılarla "Baba" temasını işledi. Bu sayının telif geliri, tüm yazar ve çizerler tarafından Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’ndeki Adalet Anaokulu’nda okuyan 0-6 yaş arasındaki çocukların eğitimine bağışlanacaktır. Bu kitabın telif geliri, tüm yazar ve çizerler tarafından Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na bağışlanmıştır.

Bu Yalnızlık Bana Fazla Bölüşelim Mi?
Yaşamak diyorum... Ne kadar değerli değil mi? Uyandığım her yeni günden alacaklıyım çünkü ben her borcumu kolayca içime çekip bir türlü geri veremediğim nefesimle ödüyorum. Bazı günler lime lime eksiliyor, yeni bir yaprak daha düşürüyorum gövdemden. Neye uyanacağını bilememek öyle zor ki... Haksızlık mı yoksa kader mi? Tek bildiğim her geçen gün biraz daha eksiliyorum. Şimdilerde yaşayarak, görerek, insanlığıma insanlık katan her değerimi sorgulayarak yaşadığım ve bir türlü geriye saramadığım günlerimi yaşıyorum. Demem o ki yaşarken kötüleşiyorum, ciddileşiyorum ve hissizleşiyorum. Kendime yabancılaşmama sebep olan kim varsa söyleyin onlara hakkımı helal etmiyorum! Yine de eyvallah ama ben en çok da beni özlüyorum... Murat Tavlı'nın eşsiz kaleminden, gerçek anlamıyla "Bir solukta bitirdim!...

Kuytu
Hayata en zor yerinden başlayan küçük bir çocuk Ediz. On yaşındayken annesi, babası tarafından gözleri önünde öldürülünce yetimhane günleri başlar. Yetimhanede aynı kaderi paylaştığı çocuklarla kendine yeni bir aile kuran Ediz’in ilkokul öğretmeni kendisini evlatlık almak isteyince hayatı değişir. Yirmili yaşlarına geldiğindeyse artık ülke çapında çok ünlü bir isimdir. Ancak her şey rüya gibi giderken hayatın ona oynadığı oyun henüz bitmemiştir ve yaşamı tekrar karanlığa gömülür. Artık eski Ediz yoktur, bir daha da hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Ta ki onun orman yeşili gözlerinde aşkla kaybolana kadar... *** "Ben toprağa ekilen isyan tohumunun bir filiziyim. Her güneş gördüğünde daha da olgunlaşan intikam duygusunun sesiyim. En güzel mevsimde yağan yağmurum, bir sonbahar gecesi esen ...

Manyak Anne
Bu kitapta sen varsın, ben varım, bir de hormonlarımız var... Hormon denen illetin bir kadını nasıl ele geçirebildiğini okuyunca, fantastik film izlemekten vazgeçeceksiniz çünkü gerçekler çok daha inanılmaz... Kocanızı "ayaklı çocuk yapıcı" olarak gördünüz mü hiç? Hamileyken biri koltuğa sert oturdu diye bebeğinizin zarar göreceğinden korktunuz mu? Loğusayken her kapı çaldığında misafir gelecek korkusuyla yerinizden fırladınız mı? Büyük konuştuğunuz her şeyi yapıp bir de kendinizi haklı çıkardınız mı? "Sütün geliyor mu?" diye soran insanları gerçekten sevdiniz mi? Çocuğunuzu aylarca içme suyuyla yıkadınız mı? Bebeğinizin banyosunu ısıtırken evi yaktınız mı? Çocuk başını çarptı diye gidip aynı yere kafa attınız mı? Doktorun çocuğunuz için verdiği ilaçlara gurmelik yaptınız mı? Hayır, hayır!...

Survivor
– ‘Yeni Türkiye’nin Rol Modeli Acun Ilıcalı’nın Sıra Dışı Hikâyesi – Yaşamı boyunca türlü trajedilerden ve trafik kazalarından kurtulabilmiş; her durum ve her koşuldan sıyrılabilecek bir kabiliyet. Muhafazakâr ya da seküler, her siyasi atmosferde hayatta kalabilecek gerçek bir survivor. ‘Yeni Türkiye’nin eğlence dünyasından sorumlu bakanı. Muhafazakâr kitlelerin hoş görmeyeceği bir yaşamı sürdürüp, hoş görülebilen ender bir karakter. Kitlelerin neyi sevebileceğini iyi bilen bir patron. Gözü pek bir esnaf. Başarıya kestirme yollardan koşmanın, keskin virajları kıvrak bir zekayla kazasız atlatmanın ustası. Modern bir ip cambazı. Genç kitlelere, ciddi bir eğitim ve donanım sahibi olmadan yırtmanın mümkün olduğu umudunu veren yeni bir rol model. Gazeteci-yazar Doğan Satmış, Acun Ilıcalı’nın sı...

10 Dan Geriye Say
Bir kaza sahnesi... Ters dönmüş ve yanmak üzere olan bir otomobilin içindesiniz. Güçlükle gözünüzü açıp dikiz aynasına bakıyorsunuz. Gördüğünüz yüz size ait değil. Bu yüz daha önce hiç görmediğiniz bir kadının yüzü... Ne yapardınız? Kim olduğunuzu ve neden ölmek zorunda olduğunuzu çözebilmek için sadece 10 dakikanız olacak. Bir timsah avcısı, sürgünde bir şehzade, Tokyo’da bir metro görevlisi, batan gemideki bir pehlivan... Ancak böylesi zaman ötesi bir kurguda buluşabilirdi. Bu meraklı ruhun hikayesini okurken soluğunuzu tutacak ve siz de bu dünyaya geliş amacınızı sorgulayacaksınız. Kemerlerinizi bağlayın çünkü baş döndürücü temposuyla 10’dan geriye sayım başladı.

Eyvallah
• O benim için geçmişe anıt bırakılacak kadar değerli; geçmişte bırakılamayacak kadar gereklidir. • Unutuyorum her seferinde neresinde kalmıştık ayrılığın? • Bana geldiğin yol, aşk izlerinle doluydu. Bir dolu aşkın izini örtüyordu şiirlerin. Gelmek eylemi pörsümüştü adımlarında... Oysa ben, gelişini ‘‘milat’’ sayacak kadar başlıyordum aşka... • Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum. Yeryüzünün bütün aşkları senin ve beni unutabilirsin! • Sol yanıma yatsam seni uyusam, heo rüyada kalsam... • Ama içime

Hançer
Türkiye’nin gizli dehlizlerinde saklanan Müslüman Naziler, ilk kez gün ışığına çıkıyor. Bir ellerinde Gamalı Haç, diğer ellerinde Kuran taşıyorlardı. Onlara Müslüman Nazi deniyordu. Hitler’in hançeri olmaya ant içmişlerdi. Hitler yenilince Amerikan İslamcılığının fedaisi oldular. Kayıp bir kızı arayan gazeteci Zafer, ülke yönetimini ele geçiren karanlık bir suç örgütüyle karşı karşıya geliyor. "Allah’a şükür. İyiyiz. Allah ve Adolf Efendi bizi korursa, bir yıl değil on yıl savaşa dayanırız. Allah, Adolf Efendi’ye ve Alman ordusuna kuvvet versin ki, muzaffer olalım. Biz Führer’in hançeriyiz. No mister no mösyö. Artık yeter. Gökte Allah, yerde Hitler. Allahüekber!" Bu kitapta anlatılanların hepsi gerçek, hepsi kurgu. Tıpkı Neo-Türkiye gibi.

Aeden
Gerçeğin Masalıdır AedenGeri dönmüyorlardı! Artık niye Dünya’da olduklarını biliyorlardı.Yaşam enerjisinin bu şekilde yağmalanmasına izin vermeyeceklerdi, ne pahasına olursa olsun ona sahip çıkacaklardı.Evrende hata yoktu, tesadüf yoktu!Nihayet anlamışlardı.İnsan doğulmaz, insan olunurdu.Masalla gerçeği ayırt edebilecek okurlara...

Brodeck Raporu - 1. Kitap: Öteki
Sıradan Zaferler'in çizeri Manu Larcenet’den görkemli bir eser. Larcenet, günümüz Fransız edebiyatının önemli isimlerinden Philippe Claudel’in ödüllü romanıyla ilk kez bir uyarlamaya girişiyor. Ele aldığı hikayeye yeni, canlı, karanlık ve trajik bir ruh katıyor. Vahşi doğayı yücelten ve insanın acizliğine vurgu yapan bu eser, okuyucuyu ulu, şiddetli bir siyah-beyaz uçuruma sürüklüyor.İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra, Almanya sınırındaki küçük bir köyde bir yabancı infaz edilir. Köylüler, yazmayı bilen tek kişi olan Brodeck'ten olaya dair bir rapor yazmasını ister. Son derece merhametli bir adam olan Brodeck, gördüğü her şeyi birbiriyle ilişkilendirerek anlatmaya kararlıdır.

Steve Jobs
"Farklı olun, farklı düşünün. Sıradan işler yapmaktansa aykırı işler ortaya koymak size farklılığı getirecektir." – Steve Jobs Öngörüleriyle teknoloji dünyasını şekillendiren Steve Jobs, "başarısızlığa uğradığında vazgeçmeyip yeniden başlamanın" da sembolü oldu. Apple’ın kurucusu, iPhone ve iPad’in yaratıcısı Steve Jobs’un sıradışı yaşam öyküsünü okurken, onu başarıya götüren azmine ve kararlılığına hayran kalacaksınız.

İndeh: Apaçi Savaşlarının Hikayesi
İndeh, savaşa giren bir ulusun hikâyesini, huzur ve bağışlama bekleyen Naiches ve Geronimo’nun gözünden, zengin ve derin bir dille anlatıyor. INDEH, sadece Amerikan tarihinin en müthiş karakterlerini resmetmekle kalmıyor, Apaçi Savaşları’nın ruhani ve duygusal sonuçlarını da gözler önüne seriyor. Kültürel farklılıklar, savaşın dehşeti, barış arayışı ve sonsuz intikam duygusu gibi temalara, kayda değer bir bakış açısı sunuyor.Ünlü oyuncu ve senarist Ethan Hawke’ın yazdığı ve New York Times En Çok Satanlar listesine giren Lost Boy’un çizeri Greg Ruth’un çizdiği İndeh, western filmlerinde söylenmiş olan bütün yalanları önümüze sererken, bizi Apaçi ruhunun derinliklerine sürüklüyor.