Agatha Christie Nin Gerçek Hayatı
Agatha Christie’nin hayatı, kurgusu kadar gizemli ve olaylıydı. Özenle çalışılmış bu çizgi roman, suç romanı kraliçesinin İngiltere’deki çocukluk yıllarından, İstanbul’a ve Mezopotamya’ya uzanan yıllarına kadar izini sürüyor. Agatha, seyahat eden, uçan, sörf yapan, özgür ruhlu ve modern bir kadını tanıtıyor. 1926’da Christie’nin ortadan kaybolduğu gizemli bir döneminin etrafında dönen kitap, 20. yüzyılın en sevilen suç romanı yazarının ilgi çekici ve eğlenceli bir araştırması.
İsrail-filistin Meselesi
Yahudi İsrail halkı; 2000 yıllık sürgün ve Shoah (İbranice: Felaket) döneminin ardından ulus devletini kurdu. Bölgenin yerlisi Filistin halkı, en başından itibaren politik Siyonizm tehlikesine karşı çıktı. Nakba (Arapça: Felaket) bu halkın kaderini değiştirdi ve yurdundan kopmasına neden oldu. Asla öngörülemeyen tarih, mantıklı bir uzlaşmaya sonunda varacak mı? Bu çizgi roman, meselenin karmaşıklığına ışık tutuyor. VLADIMIR GRIGORIEFF, Filoloji Bölümü ile Doğu ve Slav Tarihi Bölümü’nü bitirdi. Yeni başlayanlar için felsefe ve din konularında, kolay anlaşılır kitaplarıyla ünlü bir yazar. ABDEL DE BRUXELLES, Fransa’nın önemli dergilerindeki detaylı çizimleriyle tanındı. Aynı zamanda Brüksel’de organize edilen çizgi roman festivali Cultures Maison’un da kurucularındandır.
Boğaziçi'nde Balık
Boğaz’da hem zamaniçi hem zamandışı bir yolculuğa çıkaran öyküler İstanbul’da Kedi’den sonra Boğaziçi’nde Balık ile yeni bir ikili, Gündüz Vassaf’ın severek okunan Cehenneme Övgü – Cennetin Dibi ikilisiyle buluşuyor. Boğaziçi’nde Balık Boğaz’ı ve Boğaz’ın sularında yaşayan balıkları başkahramanı seçerken tarihten, mitolojiden, gündelik yaşamdan beslenen, insanoğlunun her yeri fethetme hırsını hicveden şiirli, bilim kurgusal, gerçeküstü öyküler ve öykülere eşlik eden resimlerle okuru gerçekle düş sınırında capcanlı bir yolculuğa çıkarıyor. Türkiye’nin siyasetle yoğrulduğu bugünlere nasıl geldiğimize Boğaz’ın dip sularından balıklarımızın gözüyle bakmanın tam zamanı.
Yut Beni
Yut Beni, sis, ölümcül hastalık, halüsinasyon, apofeni, böcek orduları, sırlar, sarsılmaz inanç ve hayatın anlamını çözmek üzerine bir aşk hikâyesi. Nate Powell, bu en önemli eserinde ergenliğin en karanlık köşelerini keşfetmeye çalışıyor; bunu da klişe, melodramatik ergen isyanlarıyla değil, ufak delirmelerle, ilaçların sağladığı şüpheli rahatlamalar ve aile bağlarının karmaşasıyla anlatıyor. Hikâye çözüldükçe, iki üvey kardeş, ruhsal sorunlara, dağılan ailelerine, hayvan telepatisine, yanlış aşklara ve bir gün her şeyin anlam kazanacağına dair zayıf umutlarına birlikte göğüs geriyorlar. Özellikle hızlı anlatılmış, özenle çizilmiş ve gölgelerle bezenmiş Yut Beni, Nate Powell için bir kilometre taşı ve aynı zamanda okuyucuları son sayfalarda ele geçirecek kentli bir hayalet hikâyesi. Rahat...
Kudüs Günlükleri
- Angoulême Çizgi Roman Festivali - En İyi Çizgi Roman Ödülü - Usta çizer Guy Delisle, en güçlü işlerinden biriyle karşımızda. Pek az insanın gidebildiği ülkelere dair gezi günlükleriyle adından söz ettiren Guy Delisle, günümüz Kudüs’üne dair kültürel bir yol haritasını ustaca göz önüne seriyor. Pyongyang, Shenzhen ve Burma Günlükleri’nde yaptığı gibi, dışa kapalı ülkelerde gündelik hayatın neye benzediğini, tipik bir yabancının bakış açısından yola çıkarak anlatıyor. Delisle, Kudüs Günlükleri’nde pek çok insan için farklı şeyleri temsil eden şehrin zorluklarını keşfediyor. Kudüs’te yaşayan Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman toplulukları incelerken hiçbir topluluğu kayırmıyor. İnce bir mizahi anlatımla gördüğü her şeyi çiziyor. "Şimdiye kadar İsrail-Filistin çatışmasının çözümsüz çetrefilliğin...
Sakıncalı Çökelek
Ortayı bulamıyorum: Tarlada çalıştım ve Berlin’de konser verdim! Normal olamıyorum: İşportacılık yaptım ve Londra’da eğitim gördüm! Ölçüyü tutturamıyorum: Dünyanın en rüküş kostümüyle ekrana çıktım ve kendimi New York Film Akademisi’nde buldum! Denge kuramıyorum: Komik şarkılar söyledim ve 400 günden fazla hapis yattım! Durumu ayarlayamıyorum: Sosyal medyada 1 milyon 750 bin takipçim vardı ve 1 kişi bile ziyaretime gelmedi! Hayatım bir uzuneşek şakası gibi!“Müthiş bir kara mizah fırtınası! Felsefi bir Jackie Chan filmi gibi, aksiyon dolu ve komik! ‘Boğazına dursun ham çökelek’ten, Dostoyevski’ye selam duran Sakıncalı Çökelek’e geçiş umut ve sevinç veriyor.”- Murat Menteş“Taş, yerinde ağır. Atilla Taş, yeni yerinde daha da ağır.”- Vedat Özdemiroğlu“Atilla Taş’la Spinoza konusunda görüş ayrı...
Kum ve Köpük
Uzun yıllardır yaşadığı kentten artık ayrılmaya karar veren bir ermişin yolunu kesen yöre halkı ondan kendilerine hayat hakkında son bir nasihat vermesini, faziletin yolunu göstermesini isterler. Halkın bu isteğini geri çevirmeyen bilge, onlara ahlak, erdem, dostluk, hakikat, doğruluk kısaca insanı insan yapan değerler hakkında uzunca bir söylev verir. Dinleyenlerin içselleştirdikleri anda hayatlarını değiştirecek denli derinlikli bu konuşma şimdiye dek yazılı tarihin en etkileyici yapıtlarından biri olan, Halil Cibran’ın belki de en büyük şaheseri Ermiş olarak karşımıza çıkacaktır...
Albert Eınsteın
Bir televizyon kanalı için sokak röportajları yapan, starbaks’tan kahve alırken karton bardağa adının yazılmasına gıcık olan, ‘grande’ yerine ‘orta boy’ kahve demeyi tercih eden, kış aylarında bile ısıtıcıların altında kafası pişmesi pahasına, sigara içebilmek için cafe ve restoranların dışarıdaki masalarında oturan bir günümüz İstanbullusu. Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı bu serinin 2. kitabıyla huzurlarınızda.
Olmayan Kuşlar Ansiklopedisi
İki kanatlı ve iki ayaklı bir canlı bize hem özgürlüğü, serüvenciliği ve mutluluğu, hem de yuva rahatlığını, güveni ve nikbinliği hissettiriyor. Kalabalığın ve gürültünün içinde sesi kısılmış, yolunu zaman zaman kaybetmiş olsa da, hem gökte hem de yerde umudu tazeleme işçiliğine devam ediyor. Yazar, hiç var olmamış şakacı, hüzünlü, neşeli, melankolik, çilekeş kuşlar tasavvur ediyor. Çizer de onlara formlarını, renklerini giydiriyor. Ece Temelkuran ve M.K. Perker, aynı gökyüzünün altından bize bir kuş ağacı gönderiyorlar; berrak bir gökyüzü ve neşeli topraklar istiyorsak eğer, hayal etmenin hakkı da verilsin diye.
Ortam
En telmaşa adam: Ortam, Penguen ve Uykusuz dergilerinin usta çizeri Sönmez Karakurt’un yarattığı efsane bir karakter. Bunalımlar ve çaresizlikler dünyasının efendisi, görkemli bir kaybeden, ibretlik bir anti kahraman. Her sayfası muhteşem tespitlerle ve detaylarla dolu maceraları bu seride bir araya geliyor.
Neosis (1) - Atalar Diski
80’lerin Türkiye’sinde, paranormal olayları araştırmak üzere NOESIS Enstitüsü adında bir araştırma merkezi kurulur. Enstitünün genç araştırma ekibinin ilk görevi, Türkiye-Bulgaristan sınırında düşen bir Türk jetiyle ilintili olduğu sanılan gizemli ışıkların sırrını çözmektir. Ekibe gönülsüzce katılan Zeynep, çok geçmeden kendini büyük bir gizemin tam ortasında bulur. Belki de evrenin sırlarını çözmek için önce kendi içindeki sırrı açığa çıkarması gerekmektedir. Gizemli ışıklar, antik mezarlar, kadim sırlar, psişik güçler, çeşitli türlerde yakınlaşmalar… Tolga Hırsova’nın incelikli çizgileriyle bezenen, NOESIS serisinin ilk kitabı Atalar Diski, sizi Soğuk Savaş yıllarının Türkiye’sinde benzersiz bir bilim kurgu macerasına çıkarıyor.
Üvey Kırmızı
Boş ver birilerinin sana inanıp inanmamasını... Sarıl içindeki masum çocuğa, dikil her düşüşte tekrar ayağa... Olmadı mı? Hadi bu kez daha bir inanarak... Bir daha! İnsanız... Tabii ki sınavlarımız olacak, tabii ki hayatımız da hasarlar alacak... Bize düşen inancımızı tampon yapmak kanayanlara... Unutma... Sen kabuğunu aralamazsan kalıcı değildir hiçbir yara... Şimdi sıra sende. İnan kendine! Öyle lafla değil... Sabırla, inatla inan... Sonra dur ve bak geçmişe... Gülümse. Tüm sana inanmayanların gözüne başarını sokarak GÜLÜMSE! Affetmek mi? Çok tanrısal duygular bunlar...
Bana Masal Anlat
"Masallar çocukları uyutmak büyükleri uyandırmak için anlatılır." İşte bu yüzden bu kitap, kendi kültürlerinin muhteşem zenginliğiyle tanışabilmeleri için, hem çocuklara, hem de büyüklere yazıldı...
Ece 3
Anneler günü, yılbaşı, ofis partileri, babalar günü, bayramlar, ofisteki arkadaşın yeni doğan bebeğine alınacak hediye için para toplamalar, ofiste kutlanan doğum günleri ve ‘bir pazar günümüz var’lar arasında sıkışan ama her zaman bir yolunu bulan genç bir kadın... Bir gazeteci. Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı bu serinin 3. kitabıyla huzurlarınızda.
Ece 2
Bir televizyon kanalı için sokak röportajları yapan, starbaks’tan kahve alırken karton bardağa adının yazılmasına gıcık olan, ‘grande’ yerine ‘orta boy’ kahve demeyi tercih eden, kış aylarında bile ısıtıcıların altında kafası pişmesi pahasına, sigara içebilmek için cafe ve restoranların dışarıdaki masalarında oturan bir günümüz İstanbullusu. Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı bu serinin 2. kitabıyla huzurlarınızda.
Osman Gazi ve Mahdumları
Leman, L-Manyak, Penguen, Karakarga ve OT dergilerindeki çizgilerinden tanıdığınız Emirhan Perker’den keyifli bir karikatür albümü. Replikler ve Yalnızlar Rıhtımı (Çizgilerle Türk Rock Tarihi) gibi iki özel kitaba imza atan Emirhan Perker, bu albümünde Osmanlı dönemini günümüz mizah anlayışı ile ustaca harmanlıyor.