
Tadilat Günleri
Satmayan kitaplar yazıyor, izlenmeyen filmler izliyor, dinlenmeyen şarkılar dinliyorum ve değmeyen kadınlar seviyorum. Bu da benim kumarbaz doyumum...

Cam Kenarı
Gidecek hiç kimsesi olmayan insanlar, sessizce içlerinden giderler...Cam kenarında unutulur bazı hayatlar. Ne zaman yağmur yağsa, cama çarpar durur, en acı hatıralar...İki şehir arasındaki mesafe ne kadar uzaktır? Ya da iki kalp arası iki dudak ile kaç dakikada birbirine ulaşır?Ne yüreğime ne de dudaklarıma laf dinletebiliyorum işte! Biri içerisinde seni yaşatırken bir diğeri ismini sayıklıyor...Seni düşlüyorumSeni özlüyorumKahrolası bir zaman işte! Ne yaparsam yapayım, gelmiyorsun...“Olur da bir gün geri gelmeye karar verirsen, avuçlarıma umudu, omuzlarıma ise sensizliği bıraktığın yerdeyim...”- Mesud Topal"Hayatı anlamak aşkı anlamaktır. Mesud Topal bu kitap da aşkı öyle güzel anlatıyor ki, her cümlesi bir nefes gibi hayata sıkıca sarılmanızı sağlıyor..."- Ertürk Akşun

Her Nefeste Galatasaray
Bir Galatasaray efsanesinin, bir ulu çınarın, 102 yaşına merhaba diyen Dr. Ali Tanrıyar’ın gerçek hayat hikayesi…Bir asırlık yaşanmışlık içerisinde çocukluk, göç ve 90 yıl boyunca adeta Galatasaray ile birlikte yoğrulmak…Tıp adamı olarak nitelikli yenilikler, ilklere attığı imzalar ve ülkesine yaptığı değerli hizmetler…Türk siyasetinde en üst makamlara çıkışı ve ülke yönetimine bakışını belirleyen öyküler…“Ali Ağabey, Galatasaray’ın kötü günlerini gördüğü vakit camiayı toplayan, birleştiren bir kişidir. Bir noktadan sonra sembolümüz olan, Galatasaray’ın unutmaması gereken büyük bir ağabeyidir.”- İnan Kıraç“Ali Tanrıyar, dediğini yaptırırdı; öyle vazgeçip unuttuğu, yarım bıraktığı hiçbir iş olmazdı ve her zaman neticeyi takip ederdi.”- Rahmi Koç“Önce arkadaş sonra dost sonra gardaş olduk. H...

M4y4
“Peşinde hiç düşünmediğin kadar büyük bir tehlike var. Eğer başarabilirsen sevdiklerini koru ve kurtar. Çünkü ben ilk olarak bunu yapacağım!”Boston’dan gelen gizemli bir paketle Doruk’un sıradan hayatı, bilinmezlerle dolu ölümcül bir maceraya dönüşüyor, ölüm ile yaşam arasındaki fark gittikçe kayboluyor.Güzel bir İzmir sabahından dünyanın dört bir yanına uzanan bu karanlık hikAyede gerçeklik algısının ne kadar kırılgan olabileceğini göreceksiniz.

Moba
En sevdiğin oyunun Şampiyon’larıyla sokakta karşılaşsan ne yapardın?Peki, onların arasına girsen hangi yetenekleri seçerdin?Üç koridor, bir orman ve iki üs arasındaki ölümüne bir savaşta takım olmayı başarabilir miydin?Onlar başardılar!Dünya Şampiyonu değil, Dünya’nın Şampiyon’ları oldular!Unutma, sıradaki sen olabilirsin!...

Hayatımın Öküzü
Bir hatayı sevmek de doğru sayılabilir…Parçalanmış ailesinin trajedisini dinmek bilmeyen neşesiyle ve inatçı mücadeleciliğiyle onarmaya çalışan genç bir kızın, aşkla, dostlukla ve unutmaya çalıştıklarıyla yaşadığı nefes kesici imtihanı…“1905’ten” adıyla Wattpad camiasının 5 milyon 300 bin kez okunan fenomen yazarlarından 16 yaşındaki Deniz Özkurt’un ilk romanı Hayatımın Öküzü geçmişinden kaçarken geleceğinin kaosunda savrulan Defne’nin sarsıcı, duygulu ve şaşırtıcı öyküsünü zengin bir kurguyla anlatıyor.Geçmişinin izlerini silebilmek ve kendisine yeni bir gelecek yazabilmek için küçücük yaşına rağmen İzmir’e doğru yola çıkan ve burada başladığı okulunda kendisine yeni bir geçmiş yazmaya başlayan Defne’nin büyürken yaşadığı sancılar, sakladığı sırlar ve göze aldığı büyük aşk duvara karşı yü...

Egoloman
Bölümlerinin yayınlandığı her hafta Wattpad genç kurgu kategorisinde istisnasız ilk 10’da yer alarak 3 milyon kez okunmayı başarmış genç bir roman…İnternet fenomeni Berna Baki’nin ilk romanı Egoloman büyük ihtiraslar, hastalıklı âşıklar, tutkulu aşklar, derin hesaplar, tehlikeli entrikalarla dolu bir serüven…Bir Azra düşünün ki kendi halinde yaşayan, harçlığını çıkarabilmek için okul çıkışlarında garsonluk yapan, özel okulda burslu okuyan, okuldaki sözde arkadaşlarıyla çetin bir dostluk imtihanı yaşayan, 18 yaşında, güzel mi güzel…Bir Gökmen düşünün ki hayatı boyunca istediği her şeye sahip olabilmiş, babası şarkıcı, annesi ressam… Çocukluğundan beri oyunculuk yapan, yarı şöhretli, egoist, egoloman, kendini bir halt sanan, 18 yaşında, yakışıklı mı yakışıklı…Bu iki gencin yolları kesiştiğin...

Kapalı Gişe Yalnızlık
Canı yanardı... "Geçmiş olsun!" derdim.Yüreği burkulurdu... "Geçmiş olsun!" derdim."Ama seni seviyorum..." derdi. "Geçmiş olmasın!" derdim.Niye biliyor musunuz?Çünkü aşktı benim tek derdim...Ama her şey gibi bu aşka da geçmiş oldu.Zaten "Güzellik geçicidir..." demişlerdi ve haklıydılar çünkü benim sevdiğim de bir güzellik yaptı ve bizi geçmiş oldu.Sonra ne mi oldu?Sonrasını biliyorsunuz zaten...Hem o benden geçmiş oldu hem de ben kendimden geçmiş oldum...- Serkan Özel

Pi
Şimdi itiraf zamanı!İtiraf ediyorum: Sana tuzaklar kurdum. Adlarını Fi ve Çi koydum.Can Manay’ın Duru’ya duyduğu açlıkla çıkardım seni yola, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını Deniz’le anlatmaya çalıştım sana…Beni takip etmen için yolumuzu onların hikayeleriyle süsledim. Anlamları da hemen hemen her satıra gizledim. Çünkü Pi’deydi asıl anlatmak istediklerim. Çaresizdim. Vazgeçemezdim. Sana bu manzarayı mutlaka göstermeliydim. Seninle nihayet burada buluşmak için çok emek verdim.Şimdi yine gel benimle, birlikte yürümeye devam edelim.Savaşların savaşılarak kazanılamayacağını, asıl zaferin ancak doğrudan ayrılmayınca kazanıldığını Özge anlatsın sana,Yaptığımız her şeyin evrende dönüp dolaşıp bize nasıl geri geldiğini Can’dan dinle,Analiz edebildiğimiz kadar güçlü, sadeliğimiz kadar güzel,...

Gitme Zamanı
"Gök ile yer arasında köprü kuran asa misali, Batın ile Zahir arasında gidip geliyor insan…"“Hazır mısın?”“Hiçbir zaman hiçbir şeye hazır olmadım.”“Korkuyor musun?”“Korkmadığım anım da olmadı.”“Neden buradasın?”“Nerede olduğumu hiç bilmedim. Belki de olabileceğim başka bir yer yoktu.”“Başlayalım mı?”“Her başlangıç bir son… Yeni bir sona başlayalım.”Bir yanda Zahir, bir yanda Batın… Bir yanda görünen dünya, bir yanda insanın ötesi, evrenin varoluşu… Bir yanda bireyin günlük yaşam akışı içinde kendini, çevresindeki karakterleri ve bulunduğu yaşamı sorgulayan bir hikaye; diğer yanda felsefik ve ruhani sırları irdeleyen, kadim bilgileri ve bilgeleri bugüne taşıyan gizemli, mistik bir yolculuk… Bir yanda ağacın altında uyuyan Yedi, denizden çıkan çift başlı düalite, zaman ustası saatçi, bilge s...

İndeh: Apaçi Savaşlarının Hikayesi
İndeh, savaşa giren bir ulusun hikâyesini, huzur ve bağışlama bekleyen Naiches ve Geronimo’nun gözünden, zengin ve derin bir dille anlatıyor. INDEH, sadece Amerikan tarihinin en müthiş karakterlerini resmetmekle kalmıyor, Apaçi Savaşları’nın ruhani ve duygusal sonuçlarını da gözler önüne seriyor. Kültürel farklılıklar, savaşın dehşeti, barış arayışı ve sonsuz intikam duygusu gibi temalara, kayda değer bir bakış açısı sunuyor.Ünlü oyuncu ve senarist Ethan Hawke’ın yazdığı ve New York Times En Çok Satanlar listesine giren Lost Boy’un çizeri Greg Ruth’un çizdiği İndeh, western filmlerinde söylenmiş olan bütün yalanları önümüze sererken, bizi Apaçi ruhunun derinliklerine sürüklüyor.

Cennetin Kapısında
Bob Dylan’ın hiçbir şarkısı, bir öncekini tekrarlamadı. Albümlerinde konu ya da ton bütünlüğü olmaksızın, bizi çektiği dünya kendi dünyası oldu. Bob Dylan dinlediğimiz zaman, Bob Dylan biz oluyoruz.Bütün şarkıların birer hikayesi vardır; Dylan ise şarkılarını hikâye gibi anlatan bir adam. Bu kitapta da hikayelerinin deşifresi var.

Artık Sessizlik Bile Senin Değil
-Prenses Margriet Kültür Ödülü-Erich Maria Remarque Barış Ödülü -Theodor Heuss Madalyası -Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü-Karl Tucholsky ÖdülüAslı Erdoğan, bir Orta Avrupa kentindeki müzik festivalinden Diyarbakır’daki, Cizre’deki yıkıntılara uçuyor. Frankfurt’taki bir konuşmadan, darbe gecesi Harbiye’ye konuyor. Hayatın bütün karanlık köşelerinde, ne kadar ürkütücü kıpırtı varsa tanık oluyor ve bu şiddetli gerçekliği, elini cayır cayır yakacaksa da şiddetsiz, tarafsız, tekrarsız, yeniden ve yeniden kurguluyor.Aslı Erdoğan’ın Radikal, Özgür Gündem gazeteleri ve Karakarga Dergi’de yayımlanan bu yazıları, pek çok dilde kitaplaştırıldı ve ödüller aldı. Burada okurlarına ulaşması içinse yazarın dört duvar arasından çıkması, sokaklara kavuşması gerekti. Altı yılın bütün kayıpları, acıları, um...

Yaz Uykusu
"Edebiyat - Mizah dergisi Karakarga’dan arşivlik bir çizgi roman ve karikatür antolojisi."Murat Menteş'ten Mahir Ünsal Eriş'e romancıların yazdığı hikâyeler çizgiye uyarlandı; Hasan Ali Toptaş'tan Sema Kaygusuz'a önemli romancılar henüz yazmadıkları kitapları çizerlere fısıldadı... Birbirinden parlak karikatürist ve çizgi romancı bu renkli antolojide buluştu.M.K. Perker'den akıp giden 'Defterler'; bir Semra Can klasiği olan 'Böyleyken Böyle'; Can Baytak'ın çizgisiyle birbirinden ilginç karakterler; Emirhan Perker'le özdeşleşen 'Replikler'... Muhteşem çizgileriyle Fırat Yaşa, Nisan Hakan, Sinan Taşçı, İltem Dilek, Benoît Hamet, Taylan Kurtuluş, Cem Güventürk... Frankofon çizgilerle harbi mahalle öyküleri; edebiyat, sinema, müzik ve matbuat dünyasından ilginç anekdotlar: Tarantino, Menderes ...

Üzeyir
Macerayı Seven Adam, Kaptan Onedin, Duka Film, Kunteper Canavarı ve Tribal Enfeksiyon'un yaratıcısı Cengiz Üstün'ün1998- 2004 yılları arasında L-Manyak ve Lombak dergilerinde yer alan efsane karakteri Üzeyir'in tüm maceraları.Umut Sarıkaya, Bülent Üstün,Kenan Yarar, Emrah Ablak, Cihan Ceylan,M. K. Perker,Memo Tembelçizer ve Cihan Kılıç'ın Üzeyir yorumlarıyla...

Leon
Oscar’a adaya olan Les Triplettes de Belleville (Belleville’de Randevu) animasyonunun yaratıcısı Sylvain Chomet ve usta çizgi romancı Nicolas de Crécy’den...Leon olarak bilinen Leonce Houx-Wardiougue, büyük bir kozmetik fabrikasının kurucusudur. Oğlu Aymard, Leon’dan şirketi devralıp modern bir girişim kurmaya çalışmaktadır. Leon’un büyük torunu Geraldo-Georges ise büyük büyükbabasının yüzüncü doğum günü için düzenlenecek pazarlama kampanyasından sorumludur. Aymard, bakir ve ürkek oğlunu hor görse de, Leon torunu Geraldo’yu gerçek hayata sokmaya kararlıdır.René Goscinny - En İyi Senaryo ve Angoulême - En İyi Albüm ödülünü alan Leon, Sylvain Chomet ve Nicolas de Crécy’nin yarattığı, çağdaş Fransız çizgi romanı klasiklerinden. Özgün bir anlatım biçimi, sıra dışı bir burjuvazi eleştirisi, sür...

Buzul Çağı
Usta bir çizer ve dünyanın en büyük müzelerinden biri, bu eserde bir araya geliyor...Avrupa çizgi romanının en parlak yeteneklerinden olan Nicolas de Crécy, ortak yayıncısı Louvre Müzesi olan dahiyane bir eser ortaya koyuyor.İnsanlığın tüm tarihinin unutulduğu, binlerce yıl süren bir buzul çağının ardından, bir grup arkeolog, Louvre Müzesi’ne yolculuk yapıyor; eski dünyayı, yıkıntılar altındaki kültürel mirasla anlamaya çalışıyor.Nicolas de Crecy, çizgi romanın önemli ödüllerinden Angoulême Ödülü’nü almış, Eisner’a aday olmuş bir sanatçı; yetenekli bir hikâye anlatıcısı. Buzul Çağı’nda tarih, bilim kurgu ve felsefi çıkarımları tatlı bir hikâye içine ustaca sığdırıyor

Bir Yudum İnsan
“Hayatın akışı içinde yaşayıp giden, değişik meslek ve kesimlerden cımbız cımbız seçilmiş bir ‘özel kimlikler’ albümü...Saatli Maarif Takvimi’nin hem eğlenceli, hem ansiklopedilik repertuvarını hazırlamak için, altmış sekiz yıl boyunca Bâbıâli yokuşunu tırmanıp durmuş seksenlik Menije Hanım’ın portresi de orada; dünya klasiklerinden elli iki romanı Türkçe’ye aktardığı halde kimsenin kendisiyle ilgilenmemiş olduğu yetmiş beşlik Nesrin Altınova da, ünlü Rıfat Ilgaz da, tek kollu Profesör Agop Bey de...Elbette ki dünya sadece ne gündem kahramanlarınındır, ne de adları manşetlerle afiş ve kitapçı vitrinlerinde dolaşanların... Bu dünyanın kuytu labirentlerinde de milyonlar, hatta milyarlar kendi öykülerini kendilerince dokuya dokuya geçip giderler...Nebil’in objektifini onlara da yöneltmesi, or...

Ece - 1
Güzel, cevval, asi, zeki, komik, enerjik... Basın koridorlarında ve sokaklarda; erkek kalabalığıyla kuşatılmış bir dünyada yaşayan bir kadın gazeteci. Hürriyet gazetesinde her pazar yayımlanan maceralarıyla çizgi roman ve basın dünyamızda kendine özel bir yer edinen Ece, bütün maceralarının yer aldığı serinin ilk kitabıyla huzurlarınızda.

Geriye Kalan: Bir Chris Cornell Retrospektifi
“Kaybetmek hiç bu kadar azametli olmamıştı...”Dünyanın bir yerinde kendine kapanmakla lanetlenmiş, yalnız ve fırtınalı bir liman şehri varmış. Dünyanın geri kalanına bağıran çocuklarına da, kendi lanetini bulaştırırmış; Seattle Laneti...Taş gibi lanet, son olarak Grunge'ın en delifişek sesini alıp götürdü.ChrisCornellve onun güneşindeki kara delik, karıştığı ruhlarımızda kaldı.Berk Kuruçay,ChrisCornellve eşrafı müzisyenlerin o liman kentinden çıkıp dünyanın üstüne nasıl yürüdüklerini yazdı; Heavy Metal'in zincirleri arasından geçip, Glam Metal'in süsünü temizleyereķ, kareli banliyö gömleklerinin isyanını anlattı.Grunge diyor ki; kaybetmek hiç bu kadar azametli olmamıştı.

Tepe
Mezapotamya'da, Göbeklitepe'de 12 bin sene önce başlayan bir hikaye... Eskilerden bir ceylan ile yalnız bir adamın yolculuğu. Harikulade çizgi ve renklerle bezeli bir maya masalı. Tarihin bilinen ilk ve en büyük tapınağına, uygarlığın karanlık kıvılcımları çakıldığı zamana; insan türünün içindeki doymak bilmeyen delikten içeriye doğru süzülen mistik bir çizgi roman.Senin zamanında değil... benim zamanımda da değil... İnsanın hayvanlıktan çıkmaya başladığı zamanda... Hayvanların zamanının sona ermeye başladığı zamanda...Yalnız, yaşlı ve taze dünyanın insan eliyle değişmeye başladığı zamanda...İnsanın içindeki deliğin açılmaya başladığı zamanda...Yalnız, yaşlı ve hala taze dünyada...

Epileptik
Angouleme Uluslararası Çizgi Roman Festivali - En İyi Senaryo Ödülü Ignatz - En İyi Sanatçı ÖdülüAvrupa'nın en önemli çizerlerinden David B., bu kitaplayüzyılın çığır açan çizgi romanlarından birini yarattı. 1996-2002 yıllarında Fransa'da 6 cilt olarak yayınlanan Epileptik, bu kitapta tek ciltte toplandı. David B'nin, abisinin epilepsi hastalığı üzerinden anlattığı hikayesi; şiirsel dili ve baş döndürücü kurgusuyla tarihi ve ruhani bir yolculuğa dönüşüyor. Epileptik, bütünlüklü hikayesi ve güçlü çizgisiyleedebi, entelektüel, estetik bir başyapıt.Epileptik, yeni bir şey yaratıyor: entelektüel grafiktarih.Görkemli. Zarif. İncelikli.-The New York Times - Book ReviewOlağanüstü... Muhteşem... Kusursuz bir biyografi.Grafik edebiyata bakışı değiştirecek bir kitap.-TimeEpileptik, grafik roman biçi...

Beyaz Karanlık
Senin veya evladının başına gelmez zannetme! Ağızlarından salyalar akan sırtlanlar gibi dolanıyorlar etrafımızda! Gözlerini bu gerçeğe asla kapatma! Aramızda kol geziyorlar bu işin ticaretini yapanlar. Tüm gayretleri, o ilk dozu vererek bizleri başlangıçtaki "o his" ile tanıştırmak... Gerisi zaten geliyor. Bağımlının parayı bulmak için her şeyi yapacağını da biliyorlar. Onların kazançları para, bizim kaybettiğimiz ise hayatlar. Sevgiyle büyütülen bir kızdı Deniz. Güzeldi, eğitimliydi ve ailesinin gözbebeğiydi. Çok iyi bir ailesi vardı. Sadece kapıldı. Önce duygusal zaaflarına sonra da maddeye yenildi. O güzel aile, birbirini seven insanlar bir hiç uğruna dağılıp yok oldular. Tıpkı o hiç uğruna dağılıp yok olan yüz binlercesi gibi... Peki, bu gidişata son verecek olan kim? Hep sırtlanlar mı...

Patron
"Pembe bir zarf yanlış bir kişinin eline geçip maksimum kaç kişinin hayatını zincirleme olarak bir Kusturica filmi kadar saçma, eğlenceli ve adrenalin dolu hale getirebilir?" sorusunun kahkaha dolu cevabı. Bu kitapta hayatınızı zehreden patronların en sefil hallerini bulacak, hakkıyla gülecek, serotonin fazlasını kötü günleriniz için yastık altında saklayacaksınız. Tam bir yanlışlıklar komedisi... Hayatımızdaki tüm patronlara adanmıştır.