
Zaferin Kalbi Mücadelede Atar
“MÜCADELE, RUHUN ATEŞLE SINANDIĞI BİR YOLDUR. PES EDEN KÜL OLUR, DİRENEN İSE IŞIĞA DÖNÜŞÜR.” Mücadele, insan ruhunun en derin kuyularından süzülen bir irade ışığıdır. Her birimiz, hayatın zorlu yollarında karşılaştığımız engellerle, kendi içimizdeki karanlıkla ve dünyadaki adaletsizliklerle savaşırken, gerçek kimliğimizi ve kapasitemizi keşfederiz. Mücadele, içimizdeki potansiyeli harekete geçiren bir kıvılcımdır. Her adımıyla, her gözyaşıyla ve her zaferiyle, bizi yüceltir, bize kim olduğumuzu hatırlatır. Prof. Dr. Bengi Başer, kalp doktoru olmanın ötesinde bir insan hakları savunucusu olarak kaleme aldığı bu eserde, kendi yaşamından derin kesitler sunarak, bireysel ve toplumsal mücadelelerin insanı nasıl şekillendirdiğini derinlemesine ele alıyor. Hayatta karşınıza çıkan her zorluğun, as...

Eldeki Malzemelerle Mutlu Olma Sanatı
“Bu benim başıma gelmez” dediğiniz her şey gerçekleştiğinde nasıl tekrar ayağa kalkarsınız? İlk kitabım Mecburiyetsiz’e “yolculuğumda yapabildiklerimi” sığdırdım, bu kitapta ise “yapamadıklarımı” okuyacaksınız. Kendimi yeniden inşa ederken aynı bir bina gibi kat kat çıktığımı göreceksiniz, bazen molozlar düşecek yere, bazen dekor istediğimiz gibi olmayacak ama oturacağız. En önemlisi güzel bir yere bakarak oturacağız. Bir yaşam mücadelesi değil de bir yaşam kalitesi okumaya var mısınız? Buyurun, girişler soldan. Ünlü fenomen Demet Işıl, hastalık ve ayrılıklar eşliğinde fiziksel ve ruhsal bir savaşın içinden geçip kendini yeniden inşa ediyor. Boşandığı ve hayata sıfırdan başladığı bu zorlu süreçte, yaşadığı tüm zorlukları ve deneyimlerini samimiyetle okuyucusuyla paylaşıyor. Bu kitap, bir k...

Duyusuzlar
Görmezden geldiğin her şey, tam da şu an geleceğini inşa ediyor. Görmek, duymak, tatmak, koklamak ve hissetmek...İnsanoğlunun yönetme ve geliştirme kabiliyetine sahip olduğu üstün niteliklerinden sayılan beş duyu... Ne var ki artık hepsi köreldi hatta çoğunda hiçbiri çalışmıyor bile.Gözler var görmüyor, diller var tek sözü yok, türlü çeşitli lezzetler doğmaya devam ediyor ama ağızların tadı yok, pahalı parfümlerden tenin gerçek kokusuna ulaşmak, ötekini ayırt etmek, hissetmek neredeyse mümkün değil. Duyusuzluk çağı, uzaklarda distopik bir evren gibi görünse de aslında tam olarak içine doğduğumuz narsistik ve teknolojik dünyanın tam da kendisi...Yazar Yelda Kırçuval’ın kaleme aldığı Duyusuzlar romanı, hayatın içinden kahramanların, suyun kaynamakta olduğunu hissedene kadar öldüğünü fark ede...

Kendinle Mutluysan Kimseyle Derdin Olmaz
"BİLİNÇALTININ FARKINDA OLMAYAN KİŞİ, BAŞINA GELEN HER ŞEYE KADER DER." – C. G. JUNG Çocukluk çağından beri insanın bilinçaltında köklenen inanışlar neye mal olur? Kök inanışlardan kurtulmak mümkün müdür?Bastırılmış duygular hayatı nasıl etkiler? İnsanın içindeki eril ve dişil parçalar nelerdir ve ne anlama gelirler? Eril ve dişil dengesi nasıl sağlanır?İçdünyasını yöneten dış dünyasına da hükmedebilir mi? Dünyayı değiştirmek için kişinin önce kendini dönüştürmesi gerekir. Hayata karşı farkındalığımızı artırır, içimizdeki huzuru, sevgiyi keşfedip büyütür, geçmiş acılarımızın üstesinden gelip şimdiki "an"a ve sahip olduklarımıza şükretmeyi öğrenirsek yaşadığımız dünya hem kendimiz için hem de gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir yer olur. Bütünsel Yaşam Koçu Nadia Maiya, içdünyasını k...

İlişkilerde Cenneti Yaratmanın Bilimi
"Bizler, bedenlerimizdeki hücre ve dokuları kontrol eden aşk iksirlerini zihinlerimizde düşüncelerimizle yaratan biyologlarız." Sevgi dolu ve balayı etkisinde süren ilişkilerin sırrına bir hücre biyoloğunun gözünden bakmaya ne dersiniz? Çok satan İnancın Biyolojisi kitabının yazarı Gelişim Biyoloğu Dr. Bruce Lipton, ilişkilerinde sevgi, aşk ve güven yaratmayı arzulayan her çiftin okuması gereken bu kitapla, psikolojinin 4 zihin süreci, biyokimya ve kuantum fiziğinin ışığında sevgi sihrinin ardındaki kolay anlaşılır bilimi açıklıyor. Eğlenceli, ilham verici ve en önemlisi aydınlatıcı bir yolla tüm ilişkilerimizde cenneti yaratmak için bilinçaltı programlamamızı nasıl değiştirebileceğimiz, en temel kalıplarımızı nasıl dönüştüreceğimiz ve balayı tadındaki ilişkileri kendimiz için nasıl yarata...

Kapı İçeriden Açılır
"Duydum ki kapıma gelmiş, tokmağı olmadığı için, kapıyı vurmadan geri dönmüşsün. Bilmez misin? Kalp kapısının tokmağı yoktur. O ancak içeriden açılır..." –Mevlana Aradığın dışarıda değil, içeride. İçeriye ulaşmanın yolu sadece dışarıda. O da yolun başında. Daha sonra o yollar da içeride belirecektir. Ama şimdilik sadece şunu bil; insan eğer kendini kazanmak, kendini sevmek, dışarıdan beklediklerini kendinde bulmak gibi amaçlarla yaşarsa yol yakınlaşır. Hakiki güç risk almayı ister. Sorumluluk senin. Rengin Yılmaz kendi tasavvuf yolculuğunu, deneyimlerini bu kitapta seninle paylaşıyor. Çok duyduğun ama tam bilemediğin birçok gizemin açıklamalarını da burada bulacaksın. Can kulağını açman, gönül gözüyle görebilmen için yanında olmak, yolda rastladıklarını seninle paylaşmak, kendini bulma yol...

Rüyaya Uyananlar
UYKUİKİ GÜN ARASINDAKİ ÖLÜM, ÖLÜM İSE İKİ YAŞAM ARASINDAKİ UYKUDUR. Zihnin fark edemediği tek şey şimdidir. Şimdi ve şu an zihne kapalı, saf tanıklıkta olanlara ise açık bir kapıdır. Gözler onu göremez, o ise gözü de görür, gözün gördüğünü de... Kadim öğretiler ilmi, tutunduklarımızı anlayarak aşmamıza yardımcı olan, zekâ rehberliğinde hakikate yol aldıran bir harita gibidir. Rüyaya uyanmayı niyet alan bu kitabın amacı da bütüncül fıtratımızı yaşayıp, bilinçli niyet ve dualarla kendimizi öte gerçekliklerde de keşfetmektir. Bilenler için bu dünya, uyanmanın gözlemlendiği bir deney yeridir, kullandığı malzeme ise rüyalardır. Onlar bundan şüphe bile etmez, insanların derin uykuda ve rüya içinde olduklarını görürler. Bu kitabı okuduktan sonra gölgeler dünyasının ötesine geçecek ve sonsuz döngü...

Kutsal Olanı Arayabilmek
"Her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır..." – Bayezid Bestami Arayışçının ruhsal dönüşümü içsel heyecanı hissetmesiyle başlar. Bu da onu bir yolculuğa sürükler, tehlike ve tuzaklarla dolu bir arayışa... Uzun süre aradığı "Kutsal Olan"la bir araya geldiğindeyse yeni bir bilinç seviyesine yükselir. Arayışçı aradığını bulduğunda, parçaların toplamından daha büyük olan o ilahi hazineye kavuşur. Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran Guy Finley bu kez evrensel hakikatin kapılarını aralıyor. Antik Yunan’dan Uzakdoğu’ya, Mevlana’dan Buda’ya 5000 yıllık bir arayışın, ruhun kendini keşfetme yolculuğunun bir manifestosunu sunuyor. Bu kitap doğuştan var olan hakkınıza sahip çıkmanız ve anlatılmış en güzel hikâyenin yolc...

50 Maddede Her Türlü Tartışmayı Kazanma Sanatı
Gün içinde kaç tartışmaya girdiğinizi biliyor musunuz? Araştırmalara göre günde 10’dan fazla! Ve bunun normal bir konuşma mı, yoksa gerçek bir tartışma mı olduğunu dahi bilmiyorsunuz, bilmiyoruz. Kiminle yaptığımızı ise hatırlamıyoruz! Daha ciddi bir soru ise şu: Tartışmalarımızdan kaçı istediğimiz şekilde sonuçlanıyor? Bunu da bilmiyoruz! Çünkü farkında değiliz. İmparatorların savaş hilelerinden modern gizli servis taktiklerine, bilimsel araştırmalardan filozofların manipülasyon oyunlarına işte size 50 gizli hazine... Evimizdeki odalarda, ofiste, sınıflarda, kamera karşısında veya topluluk önünde karşınızdakileri hâkimiyetiniz altına almak istemez misiniz? Öyleyse böyle buyurun!

Ayrılıkların da Sonu Var
Ayrılıklar insanların olgunlaşma süreçlerini başlatır. Bir kere aşk acısı çekmeye başlayan kişi asla eski kimliğinde olmayacaktır. Bu acıyı ister defalarca çekmiş olsun ister ilk seferi olsun. Her ayrılık farklı olsa da acıları benzerdir. O kuyuya düştüğünde aynı duvarı bulursun karşında. Giden kişi bir dev oluverir bu süreçte. Dönmesini bekleyen kişi ise karıncadan hallice… Ayrılık mutlaka ciddi değişimlere sokar insanı. Üstelik bu süreci hem giden hem kalan yaşar. Kalanın sınavı daha ağırdır. Daha erken başlar. Daha çetin devam eder. Esas olgunluğu kalan kişi yaşar. Gidenin sınavı geç başlar. Başlarda hafiftir sonraları zorlaşır. Fakat hem giden hem kalan için ayrılığın belli öğretileri mutlaka olur. Her güzel şeyin sonunun olduğu gibi ayrılıkların da sonu olmalıdır. Bir de masallardaki ...

Kendine Akan Nehir
Herkesin kişisel tarihinde bir hicret hikâyesi vardır. Kahramanın Sonsuz Yolculuğu’nda Campbell buna evden ayrılış der. Bazen Mekke’yi terk ediştir bu, bazen Mısır’dan çöllere uzanan çileli bir yoldur, bazen Hacer’in Yesrib’idir. Bazen de eşten, evden, şehirden ayrılmayla başlayan çetin bir yolculuktur. Miladı hicret olan bu yolculukta; terk edişle birlikte bitti, son denen yerde, küllerinden doğup kendini yeniden var etmenin hikâyesini okuyacaksınız. Zaman bir döngüdür, bitiş noktası da başlangıç. Hayat döngüsünde bitişlerin başlangıçlara nasıl evrildiğini anlatan bu romanda “öl”menin kabul edildiği noktada “ol”manın sevincini göreceksiniz.

Eve Dönüş
Çoktandır devam eden, ancak yeni fark edeceğin bir yolculuktan bahsedeceğim sana... Öyle ki hepimizin ortak kaderidir bu yolculuk. Belki de bu yüzden yakınız birbirimize. Aynı yolcu otobüsünde yolculuk ettiği insanları mola noktasında görüp tuhaf bir yakınlık hisseden, aynı adrese gittiğine emin olduğu için birbirine sıcak gelen insanlar gibiyiz. Samimiyetimizin ve ortak umudumuzun asıl sebebi bu. Başını ve sonunu bilmediğimiz, kendimizi tam ortasında bulduğumuz bir yolculuktayız ve tek bildiğimiz şey, hızla bir yere döndüğümüz. Ben o yerin adını EV koydum.

Ruhun Anahtarı Sende Saklı
Kendini gerçekleştirme yolculuğunda nereye baktığınız önemli değildir. Asıl önemli olan neyi gördüğünüzdür. Üst dünyamızda karşılaştığımız her ne varsa aslında hepsi alt dünyamızda gerçekleşir. Hayatımızda olup bitenler içdünyamızdan yükselen enerjilerle inşa edilirler. Bizlerse kötü ve olumsuz deneyimlere daima isyan eder ve öfkeleniriz. O yüzden de ne dilediğine dikkat et derler. Peki ya her şeyin olup bittiği içimizin derinliklerini ne ölçüde ve nasıl keşfedebiliriz? Yaşam Terapisti Öznur Özer bu kitapla ruhunuzun derinliklerine iniyor. Dönüştürülmesi, iyileştirilmesi gerekenlere bir ayna tutarak yaşam mucizelerini keşfetmenize katkı sağlıyor. Varoluşu taçlandıracak o yüce benliğin farkındalığına hazır mısınız?

Kızlar Annelerinin Kaderini Mi Yaşar?
"Bütün anneler içlerinde kızlarını ve bütün kızlar da içlerinde annelerini taşırlar." – Carl G. Jung Sen de yıllar sonra tıpkı annene benzediğini fark edenlerden misin? Seneler boyu onun gibi olmamak için ters yöne doğru koşarken acı gerçekle yüzleşenlerden misin? Bugünümüz geçmişte yazıldı, geleceğimiz ise şimdide yazılmakta... Başına gelen her olayı kader sanıp, çaresizlik hissi içinde yaşamını sürdürmek yerine anne babanın, atalarının ayak izinden çıkıp kendi yolunu çizmek için gerekenleri şimdi ve burada kendi iç eczanende bulabilirsin. Nesiller boyu aktarımı anne kız ilişkisi üzerinden ele alan psikoloji bilimi uzmanı Betül Demirkıran Dündar kaçınılmaz gibi görünen o yazgıdan kurtulmanın yollarını anlatıyor. Adına kader denen, değişmeyeceği düşünülen örüntülerin anneden kıza nasıl akt...

Şimdi Tam Zamanı
YOLUNU AYDINLATACAK ATEŞ DE SENSİN ONU YAKACAK KIVILCIM DA! Seni pes etmekten ve vazgeçmekten alıkoyan şey neyse, oraya iyi bak! Orası yaşamla bağını onaracak olan yerdir. Orası henüz fark etmediğin en güçlü motivasyonundur. O motivasyon sayesinde yolunda gitmeyen her şeyi yıkıp yerine yenisini ve daha güçlüsünü yapabileceksindir. Şevkin kırılabilir, kayıpların büyük olabilir, inancın körelebilir, gücün tükenebilir, önünü göremeyebilir, artık ne yapacağından emin olamayabilirsin... Bütün bunlar yolun bir parçası... Yolunu kaybetmiş olduğunda bile, neden nefes almaya devam ediyor olduğun, hayata nasıl devam etmen gerektiğinin cevabını verecektir sana... Bu kitap sana olumlu düşünmenin gücünü değil, karar vermenin önemini hatırlatacak. Ya yolunu aydınlatırsın ya da yolunu yakarsın. Karar sen...

Yaratmayan İnsan Yok Etmek İster - Erich Fromm
"İNSAN BAŞKALARINA YARDIM ETMEDİĞİ SÜRECE YAPAYALNIZDIR." Modern dünyaya söyleyecek çok sözü olan bir sosyolog, psikanalist ve filozoftur Erich Fromm. Bir toplum eleştirmeni ve bir hümanisttir aynı zamanda. Üstelik sadece kuramcı değil eylemcidir de... İki dünya savaşına tanıklık etmiş Yahudi kökenli bir Alman olarak işkencelerle, intiharlarla, acılarla ve ölümlerle dolu bir dünyanın içinde geçmiştir hayatı. Fromm’a göre çağımızın insanının kendine, çevresine ve sosyal yaşama yabancılaşması ve giderek yalnız kalması, kendiyle uyum içinde olmamasından, doğadan uzaklaşmasından ve kitle iletişim araçlarıyla manipüle ediliyor olmasından kaynaklanır. İki tür insan vardır ona göre: "Sahip olmak" duygusundaki yaratıcı olmayan insanlar ve "olmak" duygusuyla yaşayan yaratıcı insanlar... Fromm’a gör...

Çocuğuyla Çocukluğunu İyileştiren Anne Babalar
"ÇOCUĞUNUZU SARI VE MAVİYLE TANIŞTIRIN, FAKAT YEŞİLİ KEŞFETMESİ İÇİN DE FIRSAT SUNUN." Üreten, düşünen, sorgulayan ve iyi ahlak sahibi olan bireyler yetiştirmenin yolu, kurslara veya dershanelere yatırım yapmaktan değil, ebeveynlerin ebeveynliklerine yatırım yapmasından geçer. Çocuğa bir kitap alıyorsanız, kendinize üç kitap alın. Zira üç kitap okumayan, bir kitap okuyana yol gösteremez.

Zenginlik Yasası
"Çoğu kitap anlatır ama ender kitaplar vardır ki bir de yaşatır." "İstiyoruz, hayal ediyoruz, düşüncelerimizi serbest bırakıyoruz ama yine de zenginliği elde edemiyoruz" diyorsanız şimdiye kadar tüm öğrendiklerinizi bir kenara koyun. Bu kitap size bir şeyler öğretmek için değil, sizi zengin biri yapmak için yazıldı. Bu kitap zenginliği elde etmek için gerçek bir rehberdir çünkü düşüncelerinizle çağırdığınız zenginliği gerçek bir deneyimle buluşturan tek kitaptır. Hayal ettiğiniz zenginlik için hangi adımları atmanız gerektiğini gösteren, özgün çalışmalarıyla sürecin sonunda da size zenginliği vaat eden benzersiz bir kaynak. Zenginlik Yasası kitabını okuyup uygulamaya başladığınız andan itibaren sizi doğrudan parayla buluşturur, para ilişkinizi düzeltir, içerisinde bulunan çalışmalarla sizi...

İlk İşimiz İnsan Olmak
SADECE EĞİTİM ALARAK YA DA ÇOK ÇALIŞARAK YÖNETİCİ OLMAZSINIZ! EN ÖNEMLİ KRİTER KARAKTERİNİZDİR. Çalıştığınız yerde gülümsemek, espri yapmak, hiyerarşiden biraz uzaklaşmak sizi ciddiyetsiz yapmaz. Aksine insan olduğunuzu gösterir. Ne yazık ki bazen bunu unutuyoruz. Takdir etmeyi, eline sağlık demeyi hatta hatır sormayı bile ihmal ediyoruz. Anlayışlı olmayı zayıflık olarak görüyoruz. Sırf işimize yaradıkları için toksik insanları kendimize yakın tutup güzelliklerin zehirlenmesine izin veriyoruz. Koltuğumuzu, unvanımızı o kadar çok seviyoruz ki adaletsizlikleri görmezden gelebiliyoruz. Başarmak için kalp kırmaktan, hak yemekten geri durmuyoruz. Halbuki iş hayatında huzurun anahtarı vicdanlı olabilmekte. İşte bu yüzden ilk işimiz insan olmak.

Özgürleşebilmek
İnsan ancak kendinden başka kimseye benzemek istemediğine karar verdiğinde özgürleşir... Özgürlük, özgünlüktür... Kendi gibi olabilme cesareti gösterebilen korkusuzların parmak izidir... Dilediğini yapabilmek değil, ne dilediğinin farkında olmaktır. "Başkası ne der?" kaygısıyla yaşamak yerine, başkası için yaşamaktan, vazgeçebilmektir. Kaybetme korkusundan arınmak değil, kaybetme ihtimaline rağmen cesaret göstermektir. Göze almak değil, gözden çıkarabilmektir özgürlük... Ve özgürlük, doğuştan kazanılmış bir haktır. Hiç kimse özgürlük hakkını sonradan öğrendiği korkulara, kaygılara, şüphelere ve değersizliğe feda etmemelidir. Uluslararası çok satanlar listesinde haftalarca bir numara olan, Türkiye’de de yüz binlerce okura ulaşmayı başaran VAZGEÇEBİLMEK ve SEVEBİLMEK kitaplarının yazarı Guy ...

Usta Çırak Sohbetleri / Yeni Bir Sen-büyük Düşünmenin Büyüsü
Hayat senden bir şeyleri alırken, daha güzeline hazır olman için yapar bunu. İstediklerin olmayınca sana yeterli zamanı bağışlar ve yıllar önce kaybettiklerini yıllar sonra şükür sebebin yapar. Tüm karşılaşmaların bir amaca hizmet ettiğini okuyabilirsen, yaşanan hiçbir şeyin tesadüf olmadığını açıklar. Hayat, sana farkındalıklar sunar. Düşündüğün, inandığın ve güvenle beklediğin her şeyin gerçek olmasını sağlar. Dürüstlüğünü de sınar. Aldatana aldatılma korkusunu, çalana yakalanma huzursuzluğunu, yalan söyleyene kimseye inanamama boşluğunu bağışlar. Ve hayat sana her zaman başka kapılar açar. Bazen bir insan, bir mekân hatta hava olayını bile vesile kılar.

Usta Çırak Sohbetleri / Sağlıklı İlişkiler Geliştirme - Kendin Olabilme Cesareti
Zor olan dağdaki çiçeğe, kuşa ve ağaca sevgiyle bakabilmek değil ki... Doğanın dinginliğinde sakin kalabilmekten kolay ne var? Zor olan her yeni günde hiç tanımadığımız insanlarla temas ederken sakin kalabilmek. Trafikte sürekli kornaya basan adama sevgiyle bakabilmek. Söylediklerimizi dinleme zahmetinde bulunmayan patronumuza kendimizi anlatabilmek. İnandığımız insanların ihanetine uğradıktan sonra yeniden güvenebilmek. Halihazırda pes etmen için kurulan sistemde gücünü kendinden alarak kendi yolunu çizebilmek. "Ben de varım!" diyebilmek. "Ben"den "Biz"e dönüşebilmek. Tüm ilişkilerin maddeye ve kişilerin seçeneğe indirgendiği bir yüzyılda aşkı ve ilişkiyi başarabilmek...

İçindeki Dişiyi Uyandır
Kendimi kaderin akışına bıraktığımda, yani doğru zaman ilkesine güvendiğimde, zihnimde uyanan ışığı fark ettim. İçime akan bilgileri ve enerjiyi büyütüp derinleştirerek paylaşmaya karar verdim. Bu kitap kalbimden, zihnimden, ruhumun derinliklerinden ve kadim enerjilerden yazılarak sana aktı. Yazdıklarımı uygularsan, yani içindeki dişi enerjiyi kullanırsan, üreticiliğin, bereketin, yeteneklerin, iletişimin, ifaden ve ilişkilerin olumlu yönde artacak. Bu kitapta enerjilerin dengelenmesine ve unuttuğumuz ama içimizde hep var olan dişi enerjiyi yeniden ortaya çıkarmaya ve hayatımızda kullanmaya yönelik bilgiler, yollar ve egzersizler bulacaksın: - Fiziksel boyutta egzersizler - Ruhsal boyutta blokajları açma, çakraları dengeleme, nefes ile enerjiyi düzeltme - Yoga hareketlerinden beslenmeye ka...

Günlük Mucizelerin Küçük Kursu
"Kökünü değiştirmeden meyveyi değiştiremezsin." Stephen R. Covey Günlük mutluluğumuz, çoğu zaman farkına varmadığımız küçük ritüellerle desteklenir. Bir fincan kahve içmek, birini selamlamak, arkadaşlarla buluşmak... Tüm bu eylemleri hayatın bize sunduğu her anı kutlayarak gerçekleştiriyorsak dönüştürücü ve belirleyici olabilirler. Bilgelerin dediği gibi, hayatımıza geri dönüp baktığımızda aklımızda kalan anlar, gerçekten en önemli olanlardır. Günlük mucizelerin bu küçük kursu, işte bu anlarda mutlu olmaya bir davettir.Bu kitabın amacı, şüphesiz ki mutlu olduğumuzun farkına varmak için son günlerimizi beklemek zorunda olmamaktır. Bunun yerine her günün her bir dakikası paha biçilemez ve eşsizmiş gibi bu yaşama sevincini bu andan itibaren taşımaktır.