
Stratejinin Yazılı Kaynakları
İnsanlığa ekonomik, kültürel, bilimsel alanlarda katkıda bulunmuş tüm tarihi kişileri övgüyle anmak, her insan için bir görevdir. Öte yandan belirli bir küme insan yararına diğer insanlara acılar çektiren, yıkımlarına neden olan kişileri benimsemek ya etnik ayrımcılığa ya da dinsel bağnazlığa girer. Ancak ne yazık ki tarihin akışını da çok kere ikinci türden insanların içinde bulunduğu kümeler değiştirir. Tüm diğer uluslarda olduğu gibi Türkler, Farslar, Araplar arasında da her iki türden insanlar bulunmuş, yalnızca kendi ülkelerinde değil, tüm dünyada etkili olmuşlardır. Yanlış bilinen bazı gerçeklerden biri, Türklerin, Müslüman olduktan sonra yerleşik yaşama geçtiği savıdır. Bu doğru değildir, Türkler önce yerleşik yaşama geçmeye, sonra İslamiyet’i benimsemeye başlamıştır. Yine okul kita...

Yanlışlıktan Değil Yalnızlıktan
"Acaba çok yanlış yaptığım için mi yalnız kaldım, yoksa yalnız kaldığım için mi yanlış yaptım?" Yanlış olan, başkasını sevmek değildir. Bir başkasını sevmek dünyanın en güzel, en tamamlayıcı hissidir. Yanlış olan, yanlış olanı sevmektir. Sevilenin yanlış olduğunu da, sevmeden kimse bilemeyecektir... Sevilenin kendisi bile... Her nerede iyi bir kalp ve doğru bir niyetle, umutla ve hayalle adım atıyorsanız ve sonunda acı çekiyorsanız, anlayın ki yanlış değil, sadece yalnızsınız. Nilgün Bodur’un üçüncü kitabı YANLIŞLIKTAN DEĞİL YALNIZLIKTAN kendi hayatından izlerle dolu. Okuması eğlenceli ve duygulu bir anlatı... Bu kitabı farklı kılan bir diğer özellik ise kendi yaşanmışlıklarına dürüstçe, cesaretle ve samimiyetle neşter vurabiliyor olması. En kıymetli yanıysa kimseyi yarı yolda bırakmaması....

Çin Masalları
Periler, hayaletler, görünmezler, hayvanlar, insanlar, sular, ağaçlar… Birbirleriyle denk ve uyumlu bir ilişki içindeki her varlığın, insanlığa açgözlü olmamayı, saygıyı, geleneklere bağlı ve sözüne sadık olmayı öğütleyen hikâyeleri, Çin’de hem yetişkinler hem de çocuklar tarafından sevilerek anlatılıp dinleniyor. Kardeşi olan tüm kültürlerden farklı olarak Çin halk masalları, Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm etkisiyle daha filozofça bir derinliğe ve ayrıcalığa kavuşuyor.

Mutsuz Çocuklar Ülkesi
Süper Baba'nın müziğini flütle çaldığımız günlerde çok enteresan çocuklardık, Tsubasa izlerken çarpan kalbimiz, banyo sonrası Bizimkiler dizisi... Hayatın seyrinde güzel bir yolculuktaydık, önce hüpleten sonra gümleten felsefemiz, can sıkıntısının artan yoğunluğunda uhuyla geçirdiğimiz zamanlar, amacımız basitti yani: Masumluk... Amma velakin çok masumduk!

Soyağacını Şifalandırma Rehberi
BUGÜNÜN EN DERİN YARALARININ ÇÖZÜMÜ, GEÇMİŞTE SAKLI... Hayatınızda tekrar tekrar karşılaştığınız sorunlarınız mı var? İsimler, yerler, yüzler, adresler hatta şehirler değişse bile problemler hep aynı mı kalıyor? Ne yapsanız olmuyor ve hayat sizi şaşırtmayı sürdürüyor mu? Gelen, gideni aratıyor mu? Belki de çözüm, sandığınız gibi bugünde değil; köklerinizde, geçmişinizde... Atalarımızın dediği gibi: Dede erik yemiş, torunun dişi kamaşmış... Kendinizi içinden çıkılamaz bir döngünün esiri gibi hissediyorsanız soyağacınızı şifalandırmanın zamanı geldi. Bu kitap, geçmişin izlerini silmek, sizi ve sevdiklerinizi özgürleştirmek için bir rehber. Geçmişten gelen sınavları, karmaları temizlemeniz, insanlarla helalleşmeniz ve huzura doğru bir adım atmanız için yol gösterecek. Kendi hikâyenizi yeniden...

Dalgaları Yönetmek
İŞ DÜNYASINDA ROTANIZI DOĞRU ÇİZİN! Liderlik sadece bir görev değil, keşfedilmesi gereken bir sanattır. Tıpkı denizcilikte olduğu gibi cesaret, bilgi ve öğrenmeye açık olmayı gerektirir. Fırtınalı denizlerde bir kaptan gibi yol almak zorunda kalan her yönetici, karşısına çıkan engelleri aşmak için sağlam bir rehberlik becerisine ihtiyaç duyar. Bu kitapta, iş dünyasındaki otuz yıllık deneyimimi ve on üç yıllık yelkencilik tutkumla şekillenen liderlik anlayışımı sizinle paylaşmak istedim. Amacım bu zorlu yolculukta sizlere denizcilik metaforlarıyla hem samimi hem de farklı bir bakış açısı sunmak. İş dünyasının dev dalgalarını aşmanın, yön bulmanın, dijital dönüşüm çağında kendiniz ve ekibiniz için doğru adımları atmanın yeni yollarını göstermek. Liderlik ve denizcilik arasındaki paralellikle...

Metal Fırtına 5
Gri Takım, dünyanın çeşitli yerlerinden ajanlarını bir araya getiriyor ve kötülüğün kalesine doğru yola çıkıyor… Dışı cennet, içi cehennem kuyusu bu adadan çıkış yok! Şimdi ya da hiçbir zaman… Büyük mücadelede yüz yüze gelme zamanı! Bu kitaptan sonra, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak… Kötülüğün kalesine yol alan Gri Takım, amacına ulaşabilecek mi? Adaya yönelen diğer gemi ve denizaltılarda kimler var? Dünyayı yönetmeyi hakkı gören yapılar, Gri Takım için hangi önlemleri aldı? Tarih, bildiğimiz tarih mi yoksa sıradan insanlar için ayrı, gizli elitler için ayrı bir tarih mi var? Soğuk denizin karanlık suları, yolun sonu mu?

Metal Fırtına 7
İsimsiz kahraman olmayı tercih edenlerin isimleri bilinmez… Onların mücadelesi şöhret için değil, devlet ve millet içindir. Nihayet, dönüm noktasına gelindi. Küresel güçler şah çekiyor ve biri mat olacak. Kahramanlar, gerçekten var mı? İsimsiz kahramanlar neden isimsiz? Uyanış nasıl gerçekleşir? Kapana kısılmadan uyanmak mümkün mü? Vatan haini kahraman, kahraman vatan haini sanılabilir mi? Kaos, sıradan bir insanı neye dönüştürür?

Beyaz Yaka Sendikası
İş hayatı sizi yorduğunda kitabım size güç versin. Bu, bizim hikÂyemiz. 21. yüzyılın ilk çeyreği bir roman olsa trajik kahramanlarından biri kim olurdu sizce? Bildiniz, beyaz yakalılar! İtiraf edelim kariyer basamaklarını emek emek tırmanırken mental olarak bu kadar zorlanmayı kimse hak etmiyordu. Dirsek çürütülen üniversite eğitimleri, insan kaynaklarının ayak kaydıran sorularıyla verilen işe girme mücadeleleri, kurumsal kumpasları savuşturmak için öğrenilen gerilla taktikleri, konunun ne olduğunun unutulduğu bitmeyen toplantılar, yanardönerli sunumlar, "Biz bir aileyiz" diyen yöneticilerle yapılan romantizm rüzgârlarının estiği "samimi" kutlamalarla beyaz yakalı çalışanların varoluş mücadelesi bekliyor sizi bu kitapta. Sadece farkındalık yaratarak, dünyanın en kalabalık sendikasını oluşt...

Dinle Ney’den
Tasavvuf ferdi hikmetle baslar ve bir özgürlük isidir. Tasavvuf bir tür iç deneyimdir ancak onun irfaniyetle, akılla ilgili bir yanı da vardır. Tasavvufta bilgi yalnızca mantıksal çıkarsamaya dayanmaz, aynı zamanda sezgiye, keşfe dayanır. Kendi kaynağından hareketle kendini, insanı, doğayı, evreni anlamlandırmanın yoludur. Tasavvuf kendini tanımlarken, doğrudan doğruya insana, insan gönlüne hitap eder ve merkeze de insanı alır. Tasavvufta hedef İnsan-ı Kâmil’dir. İnsan, Hakk’a kavuştuğu zaman, İnsan-ı Kâmil olur. İnsan-ı Kâmil her insanın kendi kemalini aramasının yolunu anlatır ve aslında bir mecmu-u kâinat olan insanın kendi sırrıdır. Herkes bu yolu seyr-i sülûkunda kendisi yürümelidir. İnsanın kendi öz nefsinde beşeriyetten uluhiyete doğru yaptığı bu yolculuk, İnsan-ı Kâmil kavramının s...

Nutrigenetik
KENDİNİZİ DEĞİL GENLERİNİZİ BESLEYİN İnsan Genom Projesi’nin yankıları hâlâ devam ediyor. Artık hastalıkların tanı ve tedavisi kadar yaşam tarzımızı etkileyen pek çok meseleyi henüz ortaya çıkmadan çözümlemeye çalışıyoruz. Bu projenin yarattığı en önemli disiplinlerden biri olan beslenme genetiği sadece hekimler ve diyetisyenler için değil, daha uzun ve kaliteli yaşamak isteyen herkes için gitgide önem kazanıyor. • Neden bazı besinler yararlı bazıları ise zararlıdır? • Neden aynı beslenme programını uygulayanlar aynı sonuçları alamazlar? • Günümüz diyetleri neden genlere göre dizayn edilmelidir? • Genler hastalıklara yatkınlığımızı nasıl belirler? • Kilo kontrolü ve hızlı yağ yakmak için nasıl beslenme programları oluşturulmalıdır? • Gen havuzumuzun değişmemesine rağmen neden hâlâ obeziz? ...

Hayatına Değer Kat
"Bir hakikat var mı derken bir hayale döneriz..." – Rıza Tevfik Hayat bir yolculuk. Zamanı durdurmak da mümkün değil. Sonsuzluktan sonsuzluğa uzanan zaman sayılmayacak kadar çok an ile dolu. Kimisi iyi kimisi kötü. Sanmayın ki kötü anlar hep sizden alıyor. Aksine, çok ciddi tecrübeler veriyor.Hata insana mahsus. Yaptığınız işlerin sonucunda sadece kendinizi değil başkalarını üzdüğünüz de oluyor. Niyetiniz kötü olmasa bile gönüller kırılabiliyor. Başkasının yaptığından bizler de üzülebiliriz elbette. Bir kalbe sahip olanların üzülmeye karşı bağışıklığı yok.Ancak şunu unutmayalım: Bu evrende nasibimiz olan tecrübe arzu ettiğimiz şekilde gelmiyor. İyi anları yaşarken "Neden ben?" demiyorsak kötü anlarda da aynısını yapalım. Bakalım bize neler getirecek?Unutmadan söyleyeyim. Bu kitap asla kims...

Yunan Mitolojisi
Kehanetler, değiştirilemez kaderin önüne geçilemeyen sonuçları, dileklerin ödenmesi gereken bedelleri, asla kızdırılmaması gereken tanrıların gazabı, beklenen kurtarıcılar, kahraman yarı tanrılar, lanetliler, asla doğmaması gerekenler, masumlar, kandırılanlar… Yunan mitolojisinin kaotik ilişkiler ağına yalın bir dokunuş yapan Burcu Camcı ve Leonidas Galariotis, Yunan panteonuna dair bilgiyi, mitlerin kendine has anlatı mantığını kırmadan günümüz insanının alışık olduğu anlatı akışı ile uyumlu hale getirerek veriyor. Kahraman kadrosu son derece zengin, birbirinden renkli olayların ve sürükleyici maceraların yaşandığı ve pek çok varyantı olan bu mitlerden bir başlangıç seçkisi sunuyor. Yazarın da dediği gibi bu kitap Antik Yunan’ın mitoloji evreni için size rehberlik ediyor.

Ustalıkla Pişer Hayat
Çırağı Olmadığın İşin Ustası Olamazsın "Bedri Usta’yım ben... Adım Bedri ama herkes bana Bedri Usta der. Kebabın yanındaki közlenmiş biber gibi seviyorum Bedri’nin yanında duran ustalık sıfatını... Ama ustalığım sadece kebabı değil hayatı pişirmekte de olsun istedim. Her ateşin üstüne et atanın usta olamaması gibi iyi kötü bir ömür yaşayan da ustası olamıyor hayatın. Sıfırdan bir hayat yaratmış, zaman zaman hayatını sıfırlamış biriyim ben. Başka hiçbir şeyde bu kadar iddialı değilimdir ama kebap işi benden sorulur ve mangala atılan şey etten ibaret değildir. Hayatı da ustalıkla pişirmek gerekir..." Mardin’in Midyat ilçesinde yokluk içinde başlayıp oradan Adana’ya, sonrasında taşı toprağı altın şehir İstanbul’a uzanan bir hikâye onunki... Yedi yaşındayken gurbete çıkan, ayakkabılarını yastı...

İstanbul'un Pagan Çağı
Marmaray kazılarıyla zenginleşen tarihi buluntular, çok farklı bir İstanbul tarihini çıkarıyor gün ışığına... Bu kez ilk çağlara kadar geri dönebiliyoruz... Kazılarda hangi eserlere ulaşıldı, hangileri toprağın derinliklerine üstelik sonsuza dek terk edildi? İstanbul’un pagan çağında neler yaşandı? Bu kadim şehrin kuruluş efsanesini dinlemeye hazır olun... Bir şehrin kuruluşundaki tanrısallık ya da olağanüstülük, şehrin varoluşu boyunca ona eşlik edecek bir kutsallığı oluşturur ve bu da o şehrin varoluşunu haklı kılar, hatta o şehrin diğer şehirlere olan üstünlüğünü de belirler. İşte İstanbul böyle bir şehir... Elinizdeki kitabın konusu İstanbul’un pagan çağı... Yani ilk zamanlarından itibaren, Hıristiyanlığın hakimiyetine kadar geçen süreç... İstanbul’un ilk dönemlerinin tarihi, birkaç ak...

Anne Ben Bitlendim
Bazı şeyleri susarak anlattım, bazılarını ise dize dize döktüm kalbimden. Konuştuğumda aşk oldu, sustuğumda ayrılık… Bu kitapta yazanlar belki sana ait değil, ama eğer bir şiirde bile kendini bulursan, bil ki en çok o zaman mutlu olurum. Sayfalar elbet kapanır, ama duygular kalır. Kalbinde bir yer ettiyse, şiir benim değil, artık senindir. Mutlu kal. Şiirle kal.

Duayen
Büyük bir müzik dehası, zarif bir beyefendi! Sanatçı bir ailede doğdu, genç yaşlarında ilk bestesini yaptı. Aralarında Türkiye’nin süperstarı Ajda Pekkan’ın da olduğu birçok ünlü ismi sahneye ilk çıkaran o oldu. Eartha Kitt gibi dünyaca ünlü sanatçılara yol gösterdi. Kurucusu olduğu Çatı Kulübü, genç müzisyenler için bir okul, cemiyet hayatı için de popüler bir eğlence mekânıydı. Ülkemizi Hollywood’da tanıttı. Yabancı müzisyenler için iyi bir ev sahibiydi, yurtdışında da Türkiye’nin müzik elçisiydi. Türk olmakla gurur duysa da evrensel kültürü her zaman kucakladı. Kendisi gibi müzik aşkıyla yaşayan evlatlar yetiştirdi. Doksan yedi yıllık ömrüne pek çok başarı öyküsü sığdırdı. Zevk sahibi bir insan, hümanist ve sevgi dolu bir baba, Atatürkçü bir Türk vatandaşı, hayattan keyif almasını bilen...

İlişkilerde Denge Oyunu
“İLİŞKİ, İKİ KİŞİNİN DE KAZANMASI GEREKEN BİR DENGE OYUNUDUR.” ◆ Her karşılaşma, her çatışma ve her mutluluk anı, bizi daha derin bir bağ kurmaya davet eder mi? ◆ Peki, ilişkilerimizde gerçekten ne kadar sağlıklıyız? ◆ Suçlama ve eleştirilerin gölgesinde, sevgi ve saygı dengesini nasıl koruyabiliriz? ◆ İlişkilerde kendimizi nasıl ifade edeceğiz, çatışmaları nasıl yöneteceğiz ve daha anlamlı bağlar nasıl kuracağız? İlişkiler, hayatımızın en derin köşelerinde yer edinmiş karmaşık, bir o kadar da büyüleyici bir oyundur. Bu oyunda kazananlar, her zaman dengenin ve sağlıklı iletişimin peşinde olanlardır. Klinik Psikolog Tuna Tüner, kaleme aldığı bu kitapta, gönül ilişkilerimizin derinliklerine inerek iç dünyamızı keşfetmemizi ve ilişkilerimizdeki temel sorunları anlamamızı sağlarken, klinik tec...

Uyanış ve Tuzakları
Gerçek uyanış, başkalarının öğretilerinde değil, kendi hakikatinizde saklıdır; İçsel seyahatlerin yolları her zaman aydınlık ve güvenli değildir. Kimi zaman ışığın ardında karanlık gölgeler saklanır; ruhu besleyecek sözler, sahte rehberlerin dilinde azılı tuzaklara dönüşür. Yirmi yıllık bir gazeteci olarak kaleme aldığım bu kitap, gerçek ışığı arayanların karşılaştığı sınavları ve ruhani dünyayı kendi çıkarları uğruna sömürenlerin maskelerini düşürüyor. “Gerçek uyanışın” ne olduğunu açıklıyor. Spiritüel manipülasyonlara karşı yürekle aklın birlikte eşlik edeceği bir yol haritası sunuyorum size. İçsel ışığınızı bulmak için çıktığınız bir spiritüel yolculukta, kime güveneceğinizi nasıl anlayacaksınız, sahte rehberlerin cazibesine kapılmadan, hakikatin izini nasıl süreceksiniz? Spiritüel cami...

Kafamın İçi Kıyamet
ÇEVRENİZDEKİ İNSANLAR YENİ ŞARKILAR KEŞFEDİYORKEN, SİZ BİR ŞARKIYA TAKILI KALIYORSANIZ, KAYBETMİŞSİNİZDİR. Ben aslında iyi biriyim! Neden sürekli düşüncelere kapıldığımı bilmiyorum. Düşünmekten yorulduğumu biliyorum sadece. Beni yüzüstü bırakan insanları dahi kırmamak için, kelimelerimi seçerek konuşmak zorunda olduğumdan kızıyorum kendime. Doğru, insan giderken geride bırakamıyor geçmişini. Kırmamak için sustuğum, üzmemek için elimden geleni yaptığım, kavga etmemek için uzaklaştığım ve hak etmediği halde değer verdiğim o insanların bana bıraktığı tek şey kafamın içindeki düşünce kıyameti. Onur Kankaya, kendi yaşadığı deneyimleri, kafasında oluşan sorunları ve soruları bambaşka bir bakış açısıyla bizlere sunuyor. Belki de bu sorular hepimizin en derinimizdeki kendimize sorduğu sorulardır.....

Postmodern Cadılar
Yoksa gerçek aşkın cesur yürekli prensleri o güzel atlarına atlayıp gittiler mi? Güçlü kadınları iyi tanıdığınızdan emin misiniz? Güçlü kadınlar ağlamaz, incinmez, etkilenmez, sarsılmaz sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Güçlü kadınlar ağlarlar ama geri adım atmazlar, incinirler ama saldırmazlar, etkilenirler ama teslim olmazlar, sarsılırlar ama yıkılmazlar. Onların dik duruşlarının ardında ne çok gözyaşı, hayal kırıklığı ve yenilgi vardır bilemezsiniz. Güçlü kadınlar içlerine ağlarlar, öyle bir vazgeçerler ki gittikleri bile duyulmaz. Güçlü kadınlar gürültüsüzdür. Bağıra çağıra gitmezler, yıkıp dökmezler, parmak uçlarında hafif adımlarla çıkıp giderler, buhar olup uçarlar, aramakla bulunmazlar bir daha. Onlar gerçek aşkın kahramanları, samimi insanların yoldaşı olmaya razıdırlar sadece. İdare e...

Ne Günah İşlediysek Yarı Yarıya
“AŞKI YENİDEN İCAT ETMELİ BESBELLİ...” – ARTHUR RIMBAUD Aşk, aklın hükümsüzleştiği bir deneyim. Unutmayın ki insan irrasyonel bir varlıktır. Romantiktir, duygularıyla hareket eder. İnsan doğduğunda hayata aklıyla/zekâsıyla/rasyonelliğiyle değil, içgüdüleriyle katılır. İnsanın en eski dili, duyguları, arzuları ve itkileridir. Aklı sonradan icat etmiştir. Rasyonelliği, sonradan edinmiştir. Aşk, insanın akıldan/zekâdan/rasyonellikten çok önce tanıdığı bir duygu, bir deneyim, bir ihtiyaç, bir arzu, bir itki... Bu yüzden sevilmeye duyulan ihtiyaç, çoğu zaman yemeden, içmeden, paradan, unvanlardan, şöhretten çok daha elzemdir. Filozoflar, sanatkârlar, yazarlar, bilimadamları, âlimler, mucitler, dehalar, kâşifler... Onlar bile aşk karşısında en sıradan insandan daha güçlü ve bilge değillerdir. Aş...